28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 8 EYLÜL 1987 TELEVİZYON 19.00 Açıhş Haberter 19.15 Kiiçük Prenses 5 Sam, %eçırmekte olduğu zor gunlere rağmen ınsanlan olan sevgisinı kaybetmemışlır. Okuldu kendisı gıbı hizmelçı olan Becky ile yakın arkadaş oturlar. Ancak olaylar gün geçtikçe kuluye gitmektedır. l. KANAL / TV'DE SİNEMA 1 1 1 1 1 i 11 • • *> TRT^NİN İÇİNDEN MAHMUT T. ÖNGÖREN Artık Türkiye'deki yönetim de övünç duyabilir. Sonunda, Arjantin'de yitip giden rocuklarını ve yakınlarını arayan, başları bağlı anaların sokaklara dökülmesi gibi, bizde de tutuklu ve hükümlü yakınları ana'.ar başlarını bağlayarak İstanbul'dan Ankara'ya gelip, polisin dayağını yedıkleri ve aralarından biri de öldüğü için... Türkiye'deki yönetimin TRT'si de övünç duymaktadır. Başbakan Özal'ın en görkemli temel atma törenlerini yayımlayıp, cezaevlerindeki kötü koşullann düzeltilmesi uğruna dilekçe hakkını kullanmaktan başka amacı bulunmayan anaların tartaklanmasından ve bu arada da yaşamını yitiren Didar Şensoy'dan tek sözcükle bile söz etmediği için... TRT'nin başarısı büyüktür! Körfez'de savaş rüzgârları eserken, dış olayları inceleyen tek izlenceye tüm yaz boyunca yer vermeyen TRT Haber Merkezi, büyük özveriyle hazırladığı bir haber yaptmında, mağaralarımızrn turizme katkısmı ardattığı için... Ya diğer habercilerden ne haber? Kimi balonla Türkiye turunda, kimi "Kamuoyu" diye kamuoyununda... 6 Eylül halkoylamasının niçin yapıldığını bir kez bile anlatmaya, seçmeni aydınlatmaya daönem veren olmadı TRT'de. Seçmenlerin büyük bir kesimi neden oy verdiğini bilmeden sandık başına gittı. İşte sonuç da meydanda... Bakalım, şımdi TRT ne yapacak? Ama TRT'ye yine de haksızlık etmeyelim. Cezaevlerini gezen gazetecilerle ilgili haberleri vermemezlik etmedi. TV haber bültenındeki haberlere bakılırsa, özellikle büyük yakınmalara neden olan cezaevlerinde her şey yerli yerinde... Bu arada Mamak Askeri Cezaevi'ndeki hükümlülerin yaptığı ileri sürülen birtakım sivri uçlu aletin sergilenmesi ve görüntülenmesi de ihmal edilmemiş... Cezaevlerini gazetecılerin zıyareti ile ilgili her haber, "Hükümlüler, gazetecilere bazı dileklerini ve sorunlarını ilettiler" tümcesiyle son buldu. Bu "dileklerin ve sorunların" neler olduğunu anlamak için, başta arkadaşımız Füsun Özbilgen olmak üzere diğer kimi gazetecilerin gözlemlerini okumamız gerekıyor. Ya da yabancı radyolan ve Avrupa basınını izlememiz.. Ancak o zaman, Türkiye cezaevlerinin sakladığı korkunç koşulları öğrenmek olanaklı... Ancak o zaman "teftiş fırçası" ile gazetecilerimize şirin gösterilmek Istenen cezaevleri ziyaret girişiminin nasıl geri teptiğini ve bu girişimi düzenleyen anlayışın yüzünde nasıl korkunç sesli bir şamarın patladığını anlayabilirsiniz... Ama TRT bu kontıdaki gerçekleri sakladığı için, şamarın yankısı, az sayıdaki gazetemizin ve dergimizin dışında, taaa Avrupalardan geliyor. Ne ki, yıllardan beri cezaevlerindeki kötü koşulları duyurmak, engeliemek, insan haklarını her yerde savunmak için verdiği mücadelede içerde ve dışarda ezilenlerin "anası" unvanına layık görülen Didar Şensoy'un, polisin tartaklaması sonucunda eriştiği onurlu, ama acılı sonla da TRT ilgilenmemektedir. Çünkü TRT'ye göre, Türkiye büyümektedir. Köprüler, barajlar yapılmaktadır. Turizm patlamıştır. Mevsim sonunda milyariar beklenmeMedir. Belediyelerimiz üç yıl önce döşenmiş taşları söküp kaldırımlarımızı yeni taşlarla donatarak eşsiz hizmetler vermektedir. Kimın için? Daha 10 yaşında çikolata çaldığı için kelepçelenen çocuklarımız ya da insan haklarını ararken hem de TBMM önünde polis tarafından tartaklanma sonucunda yaşamını yitiren Şensoylar için mi? Hadi canım siz de... Mimar Sinan kitabı Kiiltür Servisi Mimar Sinan 'ı anma yılı olarak belirlenen 1988 yılındaki kültürel etkinliklere katkıda bulunmak amacıyla Sandoz firması yayımlan arasında çıkan Mimar Sinan kitabı dün Mimar Sinan Hamamı'nda düzen lenen bir toplantıyla tanıtıldı. Ulya Vog Göknil'in hazırladığı kitap "Sinan ve Osmanlı Geleceği", "Hüsrev Paşa ve Haseki Külliyeleri", "Şehzade Camii", "Süleymaniye Camii", "Zal Mahmud ve Mihrimah Camileri", "Sokullu Camii", "Rüstem Paşa Camii", "Selimiye Camii", "Piyale Paşa Camii" ve "Sinan ve Islam Mimarisi Geleneği" bölümterinden oiuşuyor. Kitabın dökümantasyon ve çizimleri Sema MillerÇamurdan, fotoğraf ve dözünlemesi ise Edward Widmar'a ait. Övüncümüz Büyüktür! 19.40 Yaz Okulu: Computer BUgisayarın tngütere'nm Lnerpool polıs teşkıhtı genel merkezınde nasıl kullanıldığı, poiısıye olaylann çözumünde ne kadar yardıma olduğu anlalılıyor. 20.00 Üretimde ve Tüketimde Kayıplar 3 BiçerdOverlerde tane kayıplan, sulama \e gubreleme konulan ışlenıyor. Progmma Tartm Orman ve KOyışlen Bakanlığı yetkılılerınden Doç. Dr. Orhan Doğan, Dr. tbrahim Gedikoflu ve Soke Zıraal Okulu Müdunı Rıfat Koksal katılıyor. 20.30 21.15 22.20 2230 Haberier ve Hava Durumu TV Dergisi Dikkat TV'de Sinema: Kanbağı ^ (Aynnlıh bılgı yandaki sutunlarda) 00.10 Haberier ve Kapanış İKtNCİ KANAL 19.50 Açıhş 19.51 Gelişen Dünya Bîlim ve teknık alanmdakı yenılıklenn iştendıği progmmda bu defa ilginç konulara dejiıuliyor. 20.15 Haftanın Dizisi: Bir Garip Üçlü 1 (Aynntıh bilgı yandaki sütunlarda) Graham Greene Sibirya'da Kültür Servisi Ingiliz romancı Graham Greene, "eski bir romantik hayalini gerçekleştirmek" üzere Sibirya'da. Son bir yıl içinde Sovyetier Birliği'ne üçüncü kez giden Greene, 25 ağustosta Moskova'ya vardıktan sonra Sovyet Yazarlar Birliği tarafından düzenlenen bir gezi kapsamında hiç beklenmeden Sibirya'ya gitti. Seksen iki yaşmdaki ünlü yazar, geçen mayıs ayında bir İngiliz gazetesine verdiği demeçte, 1963'te Sovyetier Birliği'ne iltica eden ünlü casus Kim Philby'yle geçen eylül ve şubat aylannda Moskova'da dört kez görüştüğünü açıklamıştı. 21.00 Hobiler 21.30 Haberier 22.00 Eğlence2 Tamer Köksal'ın hazırladığı progmmda, müzik ve eğlenceye yer veriliyor. 22.45 Çahkuşu 5 Çamkkale ttpik bir asker şehridır Fende, lisedeki hayaımdan ve uğnencılerinden çok memnundur. Ancak anlamadtğı bir nokıa vardır. Onu her gören, yanında Cülbeşeker'den bahsetmektedır. Gülbeşeker o yOrenin en unlu taılıcısıdır. Ve halk Feride'ye guzellığınden öluru Gulbeşeker adını takmiftır, ancak Fende utancmdan bunu kımseden soramamakıa ve yanında hep Cülbeşeker'den söz edılmesine bir aniüm verememekledtr. Bir sabah evınden lıseye giderken evıntn önunü atnelelenn kazdıklartm göriır. Ameieler ıçınde, genç ve son derece yakısıklı bır delikanlı kendisinden su ıster ve bir muddel onunla konuşur. BV FtLMLEStNEMAYA DÖNMÜŞTÜAudnyHepburn, uzunca bir aynkktan sonra, buakfam TVde izleyeceğimiz "Kanbağı"adhfilmlesinemayadönmüştü. Yıllarönce TV'de "Yaşamakîçin"adhdizideitlediğimiz Ben Gazzara dafılmin zengin oyuncu kadrosunda. 23.30 Kapanış Ekranda yılchz yağmuru Kanbağt (Bloodline) / Yönetmetv Terence Young / Oyuncular: Audrey Hepburn, Ben Gazzara, JamesMason, Claudia Mori, ömerŞerif, IrenePapas, Maurice Ronet, Romy Schneider, Beatrice Straight, GertFrobe, Micheline Phillips / 1979yapımı / lüdakika. Kiiltür Scrvisi llaç sanayiinin imparatorlardan biri olan Sam Rof fe, dağ sporu yaparken düşüp ölür. Babasının yerini kızı Eliiabeth alır, holdingin yönetim kunılu başkanı olur. Ancak bir süre sonra Sam Roffe'un bir cinayete kurban gittiği anlaşılıyor. Bu durumda EÎizabeth'in hayatı da tehlikededir... Birkaç mevsim önce Ulkemiz sinemalarında "Mirasçılar" adıyla gösterilmiş olan bir psikolojik gerilim filmi. Bu kez TV ekranlarında "Kanbağı" adıyla izleyeceğimiz film, 1940'larda senaryo yazarı olarak çalışmaya başlayıp bir iki film de yöneten, ancak sonralan çok satan romanlar yazmakta karar kılan Sidney Sheldon'ın bir romanından alınmış. "James Bond" filmlerinin en ilginçlerinden birkaçına imza atan, ama daha sonralan soğuk bir teknikle donanmış, oldukça ruhsuz filmler yöneten tngüiz yönetmen Terence Young'ın epey sıradan bir yapıtı. Ne var ki, çok zengin ve uluslararası boyutlarda bir oyuncu kadrosu, filmi izlenebilir kıhyor. Uzunca bir aynlıktan sonra shıemaya bu filmle dönen, 195060'lann büyük yıldın Andrey Hepburn'ün yanı sıra, ABDden halyan kökenli Ben Gazzara, lngiltere'den James Mason, Almanya'dan Romy Schneider ve Gert Frobe, Fransa'dan Maurice Ronet, Mısır'dan Omer Şerif, Yunanistan'dan Irene Papas filmin gösterişli kadrosünu tamamhyorlar. Seyri zevkli, görüntüleri çekici, ama oldukça boş bir fiün. İZLEYtCt GOZUYLE Rekiam teyretmekten bıktık Defalarca yazıldı, ama ben bir kez daha yazmaktan kendimi alamıyonım: TV'de verilen reklamlardan bıktık usandık. Reklamlar bazen Oyle uzuyor ki seyrelmeyı beklediğimiz programın bitiş saatine kadar sürüyor. Herşeyin bir Olçüsu vardır. Lütfen rekiam kuşaklanm da bu Olçü içinde bir yere oturtun. TAHSİN ONVR Dtniıli SSCB FilmleH Haftası ANKARA (AA) Türkiye ile Sovyetier Birliği arasmdaki ikili kültürel değişim programı uyarınca 1619 eylül tarihleri arasında A nkara'da, 1925 eylül tarihleri arasında da İstanbul'da Sovyet Filmleri Haftası düzenlenecek. Hafta dolayısıyla Kazakistan Sovyet Cumhuriyeti Sinema Devlet Komitesi Başkanı K. B. Saudabayev ve sinema sanatçısı Maya Aımedova'mn da aralarında bulunduğu 12 kişilik bir heyet de Türkiye'ye gelecek. A nkara'da Akün Sineması'nda, İstanbul'da da Fitaş Sineması'nda gösterime^ girecek filmler şunlar: "Fouette", "Beni Koru Tılsımım", "Kara Kumçölü Gölgede 45 Derece", "Ztnaıda Ztnaula", "Yabancı Beyaz ve Çilli", "Oğullartn Zamanı" ve "Elveda Yazın Yeşilliği." RADYO TRT I 05.00 Açıhş, program ve kısa haberier. 05.05 Ezgı kervanı. 0530 Şarkılar ve oyun havaları 06.00 Köye haberier. 06.10 Günaydr 07JO Haberier. 07.40 Gunun içinden. 09.40 Arkası yarın. 10.00 Kısa haberier. 10.05 Reklamlar 11.00 Kısa haberler. 11.05 Türkuler geçıdı 11J0 Turk sanat muziğı toplu programı. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar 12.10 Oglc uzeri. 1255 Reklamlar ve radyo programları. 13.00 Haberier. 13.15 Müzik. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Hukuk köşesı. 15.00 Kısa haberler. 15.15 ögleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Çeşitli müzik. KİJ» Şarkılar ve oyun havaları. 17.00 Kısa haberler. 17.05 Köyumuz köylümüz. 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar 11.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın çocuk şarkısı. 18.20 Acemkurdi fash 11.50 Hafif müzik ve reklamlar 19.00 Haberler ve olaylann ıçınden. 20.00 Şarkılar. 20.20 Türkçe sozlU hafif müzik. 20.40 Yenı sesler. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Konulann içinden. 21.35 TUrk halk müziği dinlevici isleklen.22.00 Çeşitli muzik. 2130 Solistlerden seçmeler. 23.01 Haberler. 23.15 < <pcciin içinden. 00.5S Günün haberterinden 6ınler. 01.00 Program ve kapanış. 01.06 K.00 Gece yayını. TRT I I 07.00 Açılış ve program. U7.02 Solistlerden seçmeler. 07J0 Haberler. 07.40 Türküler ve oyun havaları. 08.00 tki s 'istıcr, şarkılar. 08.30 Sabah konseri. 09.00 TUrkaler 09. 15 Çocuk b»hçesı. 09JO M • ,x.'5 <ı.,J Papa » lop'.aluğu. 10.00 Şarkılar. 10.20 Türküler geçıdi. 10.40 Tılrkçe sözlu hafif müzik 11.00 Kuçuk koro 11J0 Türküler. 11.45 Hafif müzik 12.00 Beraber ve solo şarkıUr 12J0 Yurttan snier kadırlar topluluju. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif muzik. 13J0 Caz duygusu. 14.00 TUrkttler geçidi. UJOYabancı dil dersi. 15J0 Barok müzik. 16.00 Şarkılar. 16.2* Arkası yarın. 16.40 Gönlıimuzün dılinden sazınuzın teünden. 17.00 Kuçük koro. 17 J 0 Çeşitli müzik. 18.00 Yurttan sesler. İSJO Din ve ahlak. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. 20.00 Türküler geçıdı. 20J0 Yabancı dil dersi. 21 J0 Hafif muzik. 2145 Beraber ve solo şarkılar 22.15 Hafıf muzik. 22J0 Bir roman / bir yazardan hikâyeler 22.45 Türküler. 23.00 Haberler. 23.15 Solıstler geçıdı 23.40 Hafif müzik. 23.55 Salı konsen 00.55 Program ve kapanış. TRT I I I 07.00 Açılij ve program. 07.02 Hafif müzik. 07J0 Sabah konseri. 08.00 Sabah ıçın muzık 09.00 Haberler. 09.15 Muzıklı dakıkalar 10.00 Rock dünyasından. 11.00 Ögieye dogru. 12.00 Haberler. 12.12 Gunun konsen. 13.00 tki solıstten şarkılar. 1330 TürkDler geçıdı. 14.00 Konser saatı. 15J0 Solistler geçidi. 15.55 tki solıstten turkuler. 16.25 Haftanın çocuk şarkısı. 16J0 Caz sanatı. 17.01 Haberler. 17.15 Solıstlertopluluklar 18.00 Müzik yelpazesi. 19.00 Haberler. 19.15 Muzik ve yorumcular. 20.00 Müzik demetı. 21.00Senfonik muzik. 22.00 Haberler 22.15 Gecenın getirdiklerı. 23.00 Salı konseri. 24.00 Gece ve muzik. 01.00 Program ve kapanış. 2. KANAL / HAFTANBS DlZtSt 1930'larda olay yaratımşü Three) / Yönetmen: William Wyler / Senaryo: Lillian Hellmann / Görüntü yönetmeni: Gregg Tolland / Oyuncular: Merle Oberon, Miriam Hopkins, Joel McCrea, Bonita Granville, Catherine Doucet, Alma Kruger, Marcia Mae Jones, Margaret Hamilton, VValter Brennan / 1936 yapımı / Siyahbeyaz. 29 YILDIR StNEMADAYDI Geçen hafta bir traflk kazası sonucu yitirdiğimiz yönetmen Remzi Cöntürk, tam 29 yıldır sinemadaydL Cöntürk, jenerik yazıcıhğı, set işçiüği, figüranhk ve artdirektörlük yaptıktan sonra yönetmenliğe geçmişti Kiiltür Servisi Martha (Merle Oberon) ve Karen (Miriam Hopkins), okul arkadaşıdırlar. Okulu bitirince ne iş yapacaklarını düşünürlerken, akıllanna ilginç bir fikir geür. Karen'e büyükannesinden kalrruş olan çifüik evini okul yapmaya karar verirler ve çok gecmeden de okulu açarlar. Ne var ki, küçük bir kız öğrencinin haklannda cıkardığı dedikodu ortalığı karıştıracaktır. Bir öğrenci dedikodusundan dolayı tutucu çevrenin eşcinsellikle suçlamaya başladığj iki kadın öğretmenin içine düştükleri durumu anlatan Lillian Hellmann'ın "Children's HourÇocuk Saati" adh oyunu Broadway'de sahnelendiğinde olaylara yol açmıştı. Daha sonra da başta Boston ve Chicago olmak üzere birçok kentte yasaklanmıştı. Senatör McCarthy'nin Amerikalı aydınlar hakkında açtığı soruşturma sırasında yürekli savunmasıyla da saygınlık kazanan Hellmann'm bu oyununu sonradan, özelhkle 1930 ve 1940'larda her filmi büyük ilgi gören, Amerikan sinemasının ustalanndan VVilliam Wyler biraz yumuşatarak beyazperdeye aktardı. Hem de iki kez. Wyler'ın 1936'da gerçekleştirdiği ilk çevirim, bu hafta Haftanın Dizisi olarak üç bölümde ekranlara geliyor. Yıllar önce sinemalarda "l)ç Arkadaş" adıyla gösterilen fılmin ilk çevriminde Merle Oberon, Miriam Hopkins ve Joel McCrea, 1961'deki renkli çevrimindeyse Audrey Hepburn, Shirley McLaine ve James Garner oynadılar. ilk filmdeki Miriam Hopkins, ikincisinde de rol aldı. İlk bölümünü bu akşam izleyeceğimiz "Bir Garip Üçlü"nün yönetmeni VVilliam Wyler, 1942'de "Bayan Minniver", 1946'da da "Hayatımuın En Güzel YıUan" adlı filmleriyle iki kez Oscar'a değer görüldü. Isviçre kökenli olan ünlü yönetmen 1981'de öldü. Hindistan'da doğan İngiliz kökenli oyuncu Merle Oberon, 1930'larda Hollywood'a gitti ve uluslararası yıldızlar arasına girdi. Başrolünde yine Oberon'un oynadığı, senaryosunu yine Lil Bir Garip tçlü (These Enver Naci Gökşen Çocuk Edebiyatı Ödülü İSTANBUL (UBA) Eğitimci Yazar Enver Naci Gökşen Çocuk Edebiyatı ödülü, bu yıl hikâye dalında verilecek. ödül yönetmeliğine göre daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış yapıtlarla katılınabilecek yarışmaya son katılma tarihi i Kasım 1987. Yarışmamn adresi ise şöyle: "Enver NAci Gökşen Çocuk Edebiyatı Yarışması Gazeteciler Sitesi Dergiler Sokak No: 10." BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Atıcısına geri dönen bir av aracı. 2/ Beraberinde yağmur getirmeyen guçlu fırlına... Sahip. 3/ Alman faşısti... Diyarbakır'ın bir ilçesi. 4/ Turşusu yapılan bir tür yaban soğanı. 5/ Tarla sınırı... Hile, düzen... Eski Mısır'da bir tann. 6/ Ticarette, kullanılması hemen olanaklı olan paraya verilen ad. 7/ Kari... Dekorasyonda ve modacılıkta kullanılan deri taktidi sentetik malzeme. 8/ Şeyh Bedretün'in Tann, evren ve insan hakkındaki göriışlerini içeren unlü yapıtı. 9/ Temiz... Frengiye benzer bulaşıa bir hastalık. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Genellikle tahtadan yapılmış tek katlı ev. 2/ Sınır nişanı... Yiiz örtüsü. 3/ Dipten dallanan bir süs bitkisi... Adçekme. 4/ Sırtı örten şey. 5/ Radyumun simgesi... Ata. 6/ Zekâ... Demet durumundaki ekinler. 7/ Vilayet... Her yiyeceği canı çeken. 8/ Kıvamını arttırmak için sakıza katılan, kauçuk cirısinden bir madde. 9/ Doğumun doğal olma.dığı durumlarda karın ve dölyatağmın kesilerek bebeğin alınması. Set işçiliginden yönetmenliğe 51 yaşında aramızdan ayrılan Cöntürk'ten geriye 300'ü aşkın film ve 29 yıllık sinema anılan kaldı. Askeri öğrencilikten sonra sivil yaşama geçen Cöntürk, yönetmenliğe başlayana kadar boyaahk, bulaşıkçılık, öğretmeniik, set işçiliği, figüranhk yapmıştı. TURHAN GURKAN "Sinemada figüranhk yapmaya razıydım. Boyum kısa diye kovdular. Herkesi kendimden ustiin goniyordum. Mabçuptum. Yeniköy'deki film setine en son ben geldün. Kostüme bir filmde figiiran oynayacaktun. Herkes giysisini seçmiş, bana da 1914'ten kalma iki metrelik bir insanın giyecegi elbise kalmtştı. Kostümcü bana, senin boyun kısa, yaramazsın dedi. Oysa o, benim boyumdaydı. tşte o zaman sinemada çok önemli adamlar olmadığını anladım. Param yoktu. Veniköy'den Taksirn'e yiirüyerek geldun. Beni set işçiliginden yönetmenliğe getiren, işte o uzun yolda ayaklanmda duyduğum sıadır." Geçen hafta trafık kazasında yaşamı noktalanan 29 yıllık filmci Remzi A. Cöntürk, 1969 yılında yaptığımız bir söyleşıde sinemaya gelişini bu sözcüklerle anlatıyordu. 15 Eylül 1936'da Erzincan'da doğan, Konya Askeri Ortaokulu, İstanbul Askeri Lisesi'nde öğrenim gören Cöntürk, sivil yaşama geçip kaşık boyacılığı, bulaşıkçıbk, öğretmeniik, tabelacılık, jenerik yazıcıhğı, set işçiliği, figüranhk, artdirektörluk gibi çeşitli işleıde çalıştı. Şen Ses Tiyatrosu'nda dekoratör yardımcılığı yaparken, Duru Film, sonra lpek Film'de çahşarak sinemaya yerleşti. Asistanlık yaptı, senaryo yazdı. Yönetmen Remzi Cöntürk de son günlerde yitirdiklerimizden ÎKt KEZ ÇEVİRDİ Amerikan sinemasının en buyük yönetmenlerinden WUliam Wyler, UUian Heümann'ın 1930'larda skandalyantan "Çocuk Saati" adlı oyununu iki kez sinemaya aktardu Biz bu hafta ilk çevirim olan "Bir Garip Üçlü"yü üç bölümlük mini dizi biçiminde izleyeceğiz. Yönetmen Wyler, biri 1942'de, öteki 1946'da olmak üzere iki kez Oscar almıstı. lian Hellmann'ın yazdığı, görüntü yönetmenliğini yine Gregg Tolland'ın yaptığı ve müziğini yine Alfred Newman'ın hazırladığı 1935 yapımı "Esmer Melek" de birkaç hafta önce Haftanın Dizisi olarak sunulacaktı. Ancak birden esrarlı bir biçimde programdan çıktı. Ardından TV'de sinema kuşağında gördük "Esmer Me»ek"in adını. Ama bu kez de John Huston ölünce, "Esmer Melek" cıkanldı, yerine Huston'ın "Uygunsuzlar"ı konuldu. Umarız, bu kadar ortak bir kadroyu içeren "Bir Garip Üçlü" de son anda ortadan kaybolmaz. Ünlü mücevherci öldü Kültür Servisi Yirminci yüzyılm en ünlü mücevher tasanmcılarmdan Jean Schlumberger, Paris'te öldü. Schlumberger seksen yaşındaydı. Schlumberger, dünyaca ünlü "Tiffany" mağazasıyla yaptığı çalışmalarla uluslararası üne erişmiş, sonradan şirketin başkan yardımalığma da getirilmişti. Çok pahalı mücevherleriyle tanınan ünlü tasarımcı daha çok değerli ve yarıdeğerli taşlarla çalışmış ve yaprak, deniz kabuğu, tropikal bitki, kuşlar, hayvanlar ve kutular gibi nesneleri altın ya da piatin mücevherlere dönüştürmüştü. Tamnmış müşterileri arasında Windsor Düşesi'nin bulunduğu Schlumberger, 1957'de dünyaca ünlü Tiffany elmasını düzenlemişti. Yılmaz Güney'i yönetti Remzi A. Cöntürk, 1964'te Yılmaz Güney'in başrolünü oynadığı "Zımba Gibi Delikanlı" filmiyle yönetmenliğe başladı. 19651970 arasında "Eşkıya Celladı", "Beyaz AUı Adam", "Ve Silahlar Konuştn" gibi Yılmaz Güney'in ilk filmlerinin yönetmenliğini yapan Cöntürk, kendi filmlerinin çoğunun senaryosunu yazdı ve bunlann büyük bölümünde kısa kompozisyon rolleri oynadı. 25'i aşkın senaryosu da başka yönetmenlerce filme ahndı. Her türlü serüven fümine imza atan Cöntürk, yapıtlannda köy ve kasaba çevresi, kırsal kesim, ırgat, çoban, eşkıya, kan davası, kabadayüık, yeraltı dünyası ve tarihsel macera türlerini bol bol deneme fırsatı buldu. Daha çok tecimsel sinema çizgisinde yürüdüğü için önenüi fümleri çok az. 300'ü aşan filmi içinde "Elif ile Seydo", "Pir Sultan Abdal", son yıllarda "Öğretmen Kemal" ilgi uyandırdı. Düşündüklerini gerçekleştiremeden en verimli döneminde, 51 yaşında aramızdan aynlan Remzi A. Cöntürk'ten geriye 300'ü aşkın film, 29 yıllık sinema anıları kaldı. SANAT KULİSİ sonuçlandı. Gelgelelim, kitaplarını imzalamak üzere özellikle güney yörelerimizde geçenlerde Izmir'e giden adamın "kitabma" Nesin, "Az Gittik Uz Gittik" küfretmek, en agır adlı kitabının emniyet hakaretlerden biridir. Böyle görevlilerince toplatıldığını bir sövmenin sonunda öğrendi. Nesin, hemen Izmir cinayet bile çıkabilir. Ama Emniyet Müdürlüğü'ne "kitop"ın kendisi, ülkemizde başvurdu ve kitaplarının en her gün, her an en fazla kısa zamanda geri aşağılanan nesnelerin verilmesini istedi. Aklımıza başında gelir. Başına geldi, "Yazarlan da geknedik kalmaz ülkemizde Vururlar" adh kitaba bir göz kitabın. Bazılan hem de çok ironik bir biçimde "Adliye Sarayı"nın mahzenlerinde lağım suları ve farelerle boğuşur, bazılan da habire yargıçlann karşısında bulur kendini. Bazılarıysa mahkemece aklandıktan sonra bile başına neler attık. Kitapta, Atilla geleceğini bilemez. Aziz özkırımh'nın hazırladığı Nesin'in "Az Gittik Uz Gittik" adlı kitabı da bu tür "Osmanlı'dan Günümüze Suçlanan ve Kovuşturulan kitaplardan. Aziz Nesin, Akşam gazetesinde 1956'dan Yazarlar" bölümünde, Aziz başlayarak yazdığı yazılarını Nesin kendisine en geniş yer "Az Gittik Uz Gittik" adıyla aynlan yazarlardan biri. Kimler yok listede? kitaplaştırmıştı. "Az Gittik Abdülhak Hamit, Cenap Uz Gittik" hakkında 17 Şahabettin, Namık Kemal, Mart 1983'te dava açıldı. Nefi... Eh, demek, az Ancak yargılanma 28 gitmişiz, uz gitmişiz, bir Haziran 1983'te aklanmayla arpa boyu yol gitmişiz!. HAVA DURUMU Adaaan **n Ao*» 25* 16* EIJHJH Arpa boyu yol Amm An* »*" uu Bra ^ 33*20* Enunjn 28* 9* EfJd*4lır ^ 34* 24* GtAnMC t 32* 19* 6 M * J I K• 28* 13* )*4t/ti ^ 20* 14* trttrtul \ 25* 13* laıfr ^ 27* 13* Kıra l 30* 18* Kıynri A 32*17* Kx*4i* CHUI Drtf i 27* rr ummn OHMM * * * A A Y A A A y A A A 28*M*KıUni 28* 10* Htn/t 23* S*IMUyı 27*12° MuCk 33* 19° Ntgdt 25*13° Svsuı 24* 10° Sbfl 25*17* Snop 31* 1»° S M S 2 4 * 11° TaMrdaO A > \ » k > 26*13* 28*13° 27*10* 29* 15» 25*13* 25*14* 31* M* 25" 1«* Bıtdat Mgnd An trti ton 23* rsum 25* r i n b a n 27* 11° Vmpt 1 33* 18* 27* 1Ç* ( 2P17* 24° 13* 2»* a* BrfHotJ CMl «m cu*t m FnM U n \ » > t r 1 k k f 1 t f 23* 29" 37* 24* 21* 20* 24* 11* 45* 2|p 36° 3»° 20° mm OrJo Pans MMnH MOMM » k ^ t <*!*! Rom. Sdyı Şam T« Am 1 < 1 A Zvm ?2° 29° 17° 22» 28° 16° 24* 38° 27" 28° 35» 36° '9= A4C* BUO* Ggun«j< IMort S^sol M. IKKVI. Eat w UndvK'ılt ı « nt e Unatnk am n l a m d e j G M m t n / m < * m ttar MBV«gört ( E n . GOkr •OMt /4«t » « « * H V SEAK1J6 f>»n* I» JljüHı « m ı AA j ) «rtun brt W*mılıOı >ıı»y«tl w m Omtamk rteg «wı. Ikran. Ep < KnAriı'ıh 1 dnm* nolı • Mc*. O KZ S Y SCUCLKLM Aunyı • İMıdmn HnM fSîrta E I UU An™ 77. v 5 n X Ç»W*M AynM • Kw>fec 22. Hon» 20 tmu vm gW ıc* Uc* daigd gfrfe 10 u o n m vmm ymçftm btMnndn. k tm "• <ü*n MgK. SJM j . r * i dfer #•*• xx geçeak Buj* k «•{• y4rtrW oru t m k o n t n t t r a m yutsat acau« l)r~wı da 2630 ••* K ı*x*ı m 2034 ton m* mm ytatt SS70 m « obc» 16 yıllık oyun sona erdi LONDRA (AA) On altı yıl her gece arahksız oynanarak dünyada en uzun süre sahnede kalan oyun unvanmı kazanan "Lütfen, Seks Istemez, Biz tngiliziz", seyircilerine veda etti. Turistlerin bile, Ingiltere'nin simgesi olan Buckingham Sarayı'ndan daha fazla ilgi gösterdikleri oyun, Londra'da 6761. kez sergilcndi ve sona erdi. 16 yıl boyunca 9 ayrı topluluk tarajından sahnelenen güldürü, 1971'de ilk sergilendiğinde yalnızca bir tek eleştirmen tarafından beğenilmişti. . SELDA BAGCAN Söylüyor YÜRÜYORUM DİKENLERİN ÜSTÜNDE Bu Kaseti Aldınız mı? Studyo: Değlşlm / sezer Bağcan Tonmelsterler. Yılmazjcarayalım, Mete Akkuş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle