19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EYLÜL 1987 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 NKARA'dan YALÇIN DOĞAM Mini parlamento sendikal hakları tartıştı taşıyor: "Sizin yasaklannız demokrasi için gerekiyorsa, kalkstn, ama biz de sizi pek öyle bağnmıza basmak niyetinde değiliz" demeye getiriyor halk. Nitekim, Demirel ve Ecevit'in sonuçtan "rahatsızlık taştdıklan" DYP ve DSP çevrelerinde gizlenmiyor. 25 mılyona yakın yurttaşın oy kullandığı bir oylamada 7080 bin dolaylannda bir farkla "yeniden halkm karşısına çıkmak" eski politikacılar için oldukça güç olsa gerek. Miting alanlannda Demirel için en büyük slogan"Kurtar bizi baba" idi... Sonuçlara bakılırsa, halk Demirel'den kendisini "kurtarmastnı pek öyle istemiyor". Tersine, Demirel'e "Ben senin yasağım kaldırdım, ama sen de benim n rahatımı bozma mesajım veriyor. Aynı olgu Ecevit için de geçerli. Burada Demirel ile Ecevit arasında önemli bir fark yatıyor. Ecevit yasaklann kalkması için kendini Demirel ölçüsünde ön planda tutmadı. Ama sonuç her ikisi için de geçerli elbette. Böyle bir sonucu, insan yapısı olarak Demirel'in içine sindirmesi "daha kolay" olabilir. Ecevit'in sonucu içine "daha güç" sindirmesi beklenir. Evet ve hayır oylannın dağılımı Türkiye'de şu noktalann altını çiziyor: "Güneydoğu olaylan hariç olmak üzert, bugün sağlanan belli bir güven ortamında belki Özal'm payı hemen hemen hiç yok. O işi 12 Eylül çözüme bağladu Ama "muhtemel huzursuzluk kaynağını" halk eski politikacılarda görüyor. özellikle Orta Anadolu'daki illerin neredeyse istisnasız "hayv" demesi, 12 Eylül öncesinde terörden en çok bu illerin etkilenmiş olduğu düşünuldüğünde, "huzursuzluk kaynağını halkm eskilerde aramasına" bağlanıyor. "Hayır" oylan bin defa vurgulamak gerekir ki, elbette "ANAP oylan değü". ANAP'ın oylan ile "hayır oylan" karşılaştmldığmda "hayınann seçimde ANAP'a gideceği kesin olmayan oylardan" oluştuğu göriilüyor. Büyük miktarını "sessiz çoğunluğun" oluşturduğu "hayu oyiarmda" samnz biraz SHP, biraz DYP, biraz MÇP oylan bulunuyor. Ancak erken seçim karannın açıklanmasıyla birlikte, bu sonuçlarm "ANAP'a seçimde bir şans sağlayacağı" söylenebilir. ANAP'lılar ve onlann yakın çevresi, soğukkanlı baktıklannda, "ANAP oylannın yüzde 3842 arasında oynayabüeceğini" belirtiyor. ANAP'ın kasımdaki seçimde bu orana ulaşması, Ozal'a "tek başına iktidar yohınu" açabileceğini sergiliyor. Buna karşı, "evet" oylannın da yine yüzde elli dolayında bulunmast bu kez "Tiırgut Özal için bir uyan" niteliği taşıyor. Eğer Türkiye'de her şey güllük gülistanlık olsaydı, evet oylannın daha düşük kalması gerekirdi Üstelik, özal'm "devlet olanaklarmt, TRTyi ve terör konusunu çok iyi kullandığı" düşünülürse, özal'a halktan giden uyarımn özelliği daha iyi değerlendirilebilir. Referandumdan "solun etkileneceği" ortada. Her ne kadar SHP bugün ve yarın "solda bütünleşme" yolunda yeni bir adım atmaya hazırlanıyorsa da, "bu adtmm son adım olacağt" belirtiliyor. Erdal Inönii, Bülent Ecevit % eğer ulaşabilirse, telefonla arayarak kendisini yann Meclis'te verilecek "hiçbir koşul aramadan öncelikle bir araya gebne toplantısına" çağınyor. Bu girişime rağmen, referandum sonuçları "solda birleşmenin güçlüğünü" bir kez daha kanıtlıyor. Demirel için olduğu kadar Ecevit için de "halkın temkinli buhtnduğu" gözleniyor. Sonuçta şu onaya çıkıyor: Sağda Turgut özal, solda Erdal înönü ön plana yükseliyor. Demirel "sağın Uderi benim" sözünü çok güç kullanacağa benzer. Tıpkı Ecevit'in "solda lider benim" demesindeki güçlük gibi... Bu arada çok önemli bir nokta var. Turgut özal'm serinkanlıhğını kaybederek "en büyük benim" havasna girmekten uzak durması gerekiyor. Çevresi, bu havaya çok yatkın. Kendisi de çevresinden çok kolay etkileniyor. Çünkü, "en büyük benim" dediği anda, hep birlikte karaya oturabilir. 12 Eylül'ün topla tüfekle, zorla inatla başaramadığını halk başanyor. Yeni siyasal dönem asıl şimdi başlıyor... Sahnede hem herkes var, demokratik bir biçimde hem de siyasal yapı yeni bir değişimin eşiğinde... lerkese Uyurı ANKARA Yasakların ılkmasına rağmen, sonucu "senç çığlıklanyla kutlayan" tek T eski politikacıya rastlayaııyorvz. Nasıl şenlik düzenlesinler ki?.. lster "kıl payı" ile ister "fotofinişle" deyin, referandumda yasakların kalkması için verilen oylar inanılmaz bir uyan niteliğini Avnıpa'dan işçi hakları eleştirisi SABETAY VAROL çimde dile getirildiğine işaret edildi. Sendikal haklardaki uluslararası normlarla çelişen temel hak kısıtlamalarının dökümü yapıldı. Hükümetin gerek 1LO, gerekse geçen yıl lstanbul'da yapılan ilk parlamento toplantılannda verdiği sözlerin gereğini yerine getirmesi gerektiği belirtildi. Türklş göriıjü olarak yasalarla gelen hak kısıtlamalarının kaldırılması istemi yenilenirken, yasa değişikliklerinin de yetmeyeceğı belirtilerek, sendikalar ve sendikacılara yönelik haksız ve hatalı durumun düzeltilmesi istendi. Adı konmadan Türktş'in Uluslararası Hür tşçi Sendikaları Konfederasyonu görüşünün paralelinde DtSK yöneticilerinin yargılanmasının durdurulması, sendika, para ve mal varlıklannın gerçek hak sahiplerine geri verilmesi göruşünde olduğu getirildi. ' DİSK adına toplantıya katüan DtSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk ve Ercüment Tahiroglu da açıklamaiarında Türkiye'deki sendikal hak kısıtlamalarının genel bir değerlendirmesini yaptılar. Ayrıca özelde DİSK dava sına ilişkin son gelişmeler hakkında bilgi verüdi. \ ZMİR'den HIKMET ÇETINKAYA Mavi Izmir İZMİR Eğer mavili "evet" yları, tzmir'de turuncu "hayır" ylanna 211 binfark atmasaydı, "iirkiye genelinde sandıktan 'hayv" çıkacaktı. Böylece Izmir, 6 Eylül halkoyamasında ne denli demokrasiye ahip çıktığını Turk siyasal yaamında bir kez daha kamtladı. terbest Fırka'dan günümüze de\in her türlü demokratik gelişine açık olan Izmir, 1950'de Denokrat Parti, 1961'de Adalet "artisi, 1968'de de CHP'nin oranın solu hareketinde üzerine iüşen görevi yapmıştı. Izmir'in sosyal, ekonomik yaıısını çok iyi bilen, tamyan Süeyman Demirel, önceki gece sık nk Rıfat Serdaroğlu'nu aradı. DYP il merkezine kurulan bilgi;ayarlı seçim bürosu, ilçelerden \elen bilgilere göre değerlcndirne yapıyor, anında Ankara'ya iildiriyordu: Teiefonun öbür ucunda Süleyman Demirel vardı. Saat 23.00'ü >eçmiştL. Gözlerinden öperim Rıfat, yiyiz değil mi? Rıfat Serdaroğlu hayli heye:anlıydv tzmir çok iyi gidiyor efeniim. Ege iUeri de iyi çıkacak. Ege'de 'evet' oylan yiiz.de 70H ışacak. Demirel, sakinleştirmeye çalınyordu Rıfat Serdaroğlu'nu: Fazla heyecanlanma Rıfat. tzmir çok önemli. Bütün hesap'an tzmir Hn üzerine kurduk. Peki, peki, haydi iyi geceler... O saatlerde diğer iki büyük kent tstanbul ve Ankara'da "evet" ve "hayır" oylan çok az farkla birbirini izliyordu. Süleyman Demirel'in kafasmdaki sonı, "Acaba uç büyük kent ne ve*eceknti. Bu nedenle, Serdaroğlu'nun, "Izmir çok iyi" sözlerine yine de "Ne olur ne obnaz" düşüncesiyle bir "acaba" koymuştu. Süleyman Demirei Bursa, Balıkesir, Manisa, Aydın, Afyon, 'Jşak, Denizli ve Muğla illerine :ok güveniyordu. özellikle Maiısa'yı "ytkümaz kale" olarak löruyordu. O yüzden Manisa'ya şitmemiş, Sümer Oral ile Ümit Canuyar'a, "Orası size teslim" iemiştl Süleyman Demirel, hfanisadan yüzde 70 "evet" oyu bekliyordu, Aydın, Uşak, Denizli, Balıkesir'de de yüzde 60'lık bir sonuç alınır hesabt çok önceden yapılmıştı. Ancak yine de kafalarda "acabalar" vardı. Onun içi de Demirel, "Şu kalabaliklar bizi iktidara götürür" diyordu sık sık çevreşindekilere, Ama nasıl? Eğer bu 6 Eylül seçim olsa biz iktidanz. Ama yapüan referandum. Onun için bir şey söylemek zor. Neyse~. Manisa'da ilk sonuçlar saat 22.00'de merkez ilçede belli oldu. "Evet" oylan 45 bin 786, "hayır" oylan ise 52 bin 334 olarak belirlendi. DYP il merkezinde milletvekilleri Sümer Oral ile Ümit Canuyar sonuçtan şaşkına dönmüşlerdi. Neyse Turgutlu, Salihli, Alaşehir'den gelen haberler iki milletvekilinin keyfîni yerine getirdi. Aralanna eski Gençlik Spor Bakanlanndan önal Şakar'ı alarak resim çektirdiler. Manisa 'evet' çıkar, şimdiden kutluyoruz... . • Demirel, teiefonun öbür ucundaydı. Verilen haberden hoşnut olmuştu: Gözlerinizden öperim hepinizbu~ Manisa'da mavili "evet" oylan, turuncu "hayv" oylarmdan sadece 53 binfazJaydı. Geçersiz oy sayısı ise 24 bin 484'tü. Manisa'da sosyal demokratlar 6 Eylül halkoylamasına isteksiz katılmışlardı. SHP tl Başkanı Erdoğan Yetenç açık açık "Kerhen mavi oy vereceğiz " demişti. Dün yeniden konustu Erdoğan Yetenç: Manisa'nın anarşiden ytlgmhğt var. Ondan merkezde "hayırTar çoktu. Ben 'hayır' için en ufak propaganda yapmadım. Ptirti serbest bıraksaydı taktak yapardım. Referandumun anlamsızltğı ortaya çıktu Vatandaşt ikiye ayvrdılar. SHP'nin güçlü olduğu Saruhanlı, Salihli, Soma, Sangöl gibi ilçelerde "evet"ler, 'nayv"lan çok az farkla geçti. Ya Aydın ve Uşak? SHP'lilerin ANAP'hlarla birlikte tuntncu "hayır" oyunu tercih ettikleri açık bir biçimde görilldü. örneğin, SHP'nin guçlü kalesi Esme'de "haytr" oylan yüzde 57'yi buldu. Aydın'm Söke Uçesi ise SHP'nin çabasıyla 25 bin 783 "evet" oyuna karşı, 28 bin "hayv" oyu çıkardı. Yerel yönetim Söke'de sosyaldemokratlann elindeydi. Ya Kuşadası'nda yüzde 51'i aşan "hayv"oylannda SHP'nin hiç mi etkisiyoktu? 1984 yerel seçimlerinde bir sağ parti adaytna karşı üç sosyaldemokrat aday çarpışmış, içlerinden SODEP'li Engin Berberoğlu belediye başkanı seçilmiştu Şimdi bizim sosyal demokratlara bir çift sOzümüz var... Kıl payı da olsa sandıktan "evet" yani "demokrasi" çıktı. Şimdi kastm ayında genel seçim var. Adaylann merkez yoklamasıyla belirlenme olasılığı çok fazla. Erken seçim yasasmda bununla ilgili özel bir madde konulacak. ANAP için merkez yoklaması hiç önemli değiL SHP için ise büyük Onem taşıyor. Eski CHP geleneğini sürdüren SHP, geçen yılki ara seçimlerinde bunun faturasını ağır ödemisti. Yüksek seçim kunılunun kesin sonuçları akşama doğru açıklaması beklenirken, Güniz sokağa kalabalıklar gidip geliyordu. Evde miydi değil miydi Demirel, "Httkümet, bir yandan ısrar belli değil. Yakınlarma göre la anayasanın çeşitli hükumleri"Kalabalıktan bunabnış, atlamış nin mütalaa edilmesi ihtiyacını arabaya, kent içinde dısmda dobelirtirken, Türktş'in bunca laşmaya çıkmıştı." Demirel'i tauyan ve istegjne rağmen, kabul myanlar bilt. Böyle günlerde ettigini anayasa değişikliklerine ' kayboiurdu." Oysa bir yandan anayasanın işçilerle ilgili tek bir resmi sonuçları bekliyordu, öte maddesini dahi ilave etmemiştir. yandan bastıran seçimde sandıkBu tutumun, komitenin seçkin tan çıkan oylann nereye varacaiiyelerinin gözünden kacmayaca ğını araştırıyordu. Yamna gidip gına eminim. gelenlerin, sonuçtan fazla memBu esef verici tablo, komite nun olmadığını söyledikleri Demiz dahil, her düzeyde çalışma mirel "ortalıkta yoktu." lann aralıksız sürdürülmesi geOrtalıkta, inen çıkan oy oranrektigini ve ancak bu suretle güç lan ve bir de Hüsamettin Cindolükkrin üstesinden gelinebilece rvk vardı. Demirel bir ara çevğini göstermektedir." resine DYP Genel Başkanı için Türklş göruşünde, Uluslara "Bugüne dek baştmızı önümürası Çahşma örgütü'nün Tür ze eğdirmedi" demişti. Doğrusu kiye'ye ilişkin raporlarında iki buçuk yıldır her türlü maddi Türkiye'nin durumunun açık bi manevi ödünler vererek partiyi PARİS Türkiye'deki sendikal haklar, dün Paris'te düzenlenen bir toplantı ile yeniden Avrupa Konseyi gündemine getirildi. Avrupa tşçi Sendikalan Konfederasyonu ETUC'un girişimi ile düzenlenen Avnıpa Konseyi Parlamento Asamblesi Hukuk Komisyonu toplantısında Türkiye'de sendikal haklara getirilmiş bulunan kısıtlamalar tartışıldı. Türkiye'den Türklş, DİSK ve TlSK'in de temsilcileri ile katıldıklan toplantıda, AT üyesi ülkelerden 50 dolayındaki sendikanın temsilcileri ile uluslararası sendikal kunıluşlann temsilcileri Türkiye'deki sendikal hak kısıtlamalannı eleştirdiler. Toplantıda, Türkîş adına Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Orhan Balaban, sunduğu raporda, geçen yıl benzeri Istanbul'da yapılan "mini partamento" niteliğindeki toplantıdan bu yana, sendikal haklarda olumlu kabul edilebilir herhangi bir gelişmenin olmadığını bdirtti, Türk hükümetinin lstanbul'da yapılan toplantı da dahil olmak üzere, başta 1LO ve diğer uluslararası kuruluşlara verdiği taahhütlerinin hiçbirini yerine getirmediğini, sendikal haklarda vaat edilen olumlu değişiklikler için adım atılmadığını anlattı. Balaban, raponında, Türkiye'de önceki gün yapılan halkoylamasının Türk hükümetinin taahhütlerinde samimi olmadığını bir kez daha kanıtladığinı belirterek özetle şöyle dedi: CUNEYT ARCAYÜREK yazıyof Perşembenin Gelişi ANKARA Dün öğleden sonra son sandıklardan gelen oylarla yüzde, bir iniyor bir çıkıyordu. Sanki duran kalbe doktonın iki eliyle bastırması, şokla kalbi yeniden yaşama döndürmesi gibi. Gelen oylarla halkoylaması bir varsılıyor, oy toplamı şok etkisiyie birden sıçnyordu sanki. Başbakan îstanbul'daydı. Hayırlı oyunu uğurlu olmast dileğiyle kullanan Cumhurbaşkanı Îstanbul'daydı. Ecevit Ankara'daydı, ama ara ki bulasın. Daktilosunun önüne oturmuş, kimbilir hangi yazıh açıklamayı yazıyor olmalıydı. Türkeş'ten ses yoktu. Erbakan ise RP'de mi lider, yoksa yeni bir adla ortaya çıkacak MSP'den RP'ye, eski gövdeye baş mı olacaktı, henüz belli değildi. yüriiten, çevresindeki hırçınlıklan uzlaştıran, sabahtan geceyarılanna dek DYP'de çalışıp didinen Cindoruk, uykusuz bir gecenin sabahında yeni güne hazırlanıyordu. DYP, sonuçları nasıl karşılayacaktı?.. Halkoylaması sonuçlan birden sabaha karşı kılpayı evete dönerken, Demirel'e seslenen Doğan Kasaroğlu 'nun dediği gibi, "Amaç, yüzde 50 + l'di, bu sonuca vanhyor" muydu, yoksa halkoylamasından doğan genel seçim vurgununu, alınan atbaşı sonuç nereye götüriirdü. Demirel, bu tür irdelemelere yanıt vermedi. Sabah 04.00 sıralannda artık hemen her ilde ilçelerin getirdiği tabloya ağırlık vermeye başlamıştı. Gecenin, sonradan alacakaranlığa dönüşen ortamın sessizliğinde Cindoruk, bugün merkez yönetimini toplantıya çağırmayı, hemen olağanüstü kongre karan alarak Demirel'i genel başkanlığa oturtmayı planlıyordu. 15 günlük zorunlu yasal süre işleyecek, 8 eylülde alınacak olası olağanüstü kongre kararı ilk hesaplara göre ancak 23 eylülde gerçekleşecekti. Seçim 8 kasımdaydı, "yeni" lider Demirel'in önünde bir buçuk aylık süre kalıyordu. Ama Demirel 6/7 eylül gecesi seçim ateşini yaktığını söylüyor, bu ateşi körükleyerek oy bazmda olumlu sonuca gidebileceğini hesaplıyordu. Ona göre, "Bu kampanyada seçim için dörtte üç oranında her şey yapılmıştı... " Geriye dörtte birlik bir çaba kalıyordu ki, artık TV'ye de çıkabilecekti, son bir çabayla mitingten mitinge koşacaktı, hele halkoylamasında üzerine gitmediği illerde, "halka, çekindikleri öğeUrin ortadan kalktığını söyleyerek" iktidar oyu is' teyecekti. Cindonık'un genel yargısına, göre, özellikle anarşi yangının', dan etkilenen kentler, daha çok.da Orta Anadolu DYP'den oy larını esirgemişti. Daha önceden biliyorlardı, Orta Anadolu köy • lüsü, kentlisi "Demirel'i sevdik. lerini, bir seçimde oy verebüeceklerini, ne var ki Türkeş 'in af • ftna asla yanlı obnayacaklanm" çok önceden dile getirmişti. Hat*' ta DYP'ye "dirük mi darhk. mı?" ikiliğinde "darlığı terciff edeceklerini" açıkça söylemişlerdi. dndontk diyor ki: "Hatta bize, 'seçimde oy veririz, siz yeni parlamentoda Demirel'in yasağını kaldırabitirsiniz' diye konuştular." örneğin Erzumm'da başka, etken ANAP'ça işlenmîş, başan sağlamıştı. Tutucu kitlelere^ Boran'm, Perinçek'in "gebnekte'olduğu çok iyi işlenmişti..." DYP, bu tutarsız mantığı silip atamamıştı. Kısacası örgütüyle'r bizzat kendi gözlemleriyle sonuç. arayan Cindoruk, "korku, görevini yaptı" diyordu. Yüzde20'yeyakın oy 12 Eylül armağanıydı. Bütün patırtılar arasında • D YP Uderi' 'Demirel 'i getirecek. kongre için Ankara 'da salon an~t yordu..." Voleybol, basketbol maçlan nedeniyle büyük salonlar kapalıydt. Fakat Cindomk, cılız çıkanevetten sonra, belki de iyimset doğasının etkisiyie çok memnun oiduğunu söylüyor ve "Halkı' devletin elinden kurtardık, bu çok önemli" diye konuşuyordu.' Daha dün sabahın erken saat^ lerinden başlayarak halkoylanuf' sı sonucunun seçime nasıl yan' sıyacağı üzerinde tartışmalar, çe? şitli göriişler öne süriilmeye başladı. SHP'den ilk saatlerde ^ Erdal ÎNönü'nün önceki gec£ söylediğinin dışında halkoylamasının seçime yansıyış biçimi üzerinde bir değerlendirme gel miyordu. Kuşkusuz tnönü de se~ çimi, "birinci parti olarak btiireceğini" söylüyordu, söyleyecekti. Ne var ki özal, seçim kurgusunu merkezden aday saptamaya, birleşme umudu zayıf sol oylan daha bölerek sonuç al maya oturtmuştu. Sol dışlanm' ca, DYP'yi az farkla da olsa her yerde yenebileceğini biliyordu. > Asıl önemli olan, yüzde 50 do> laymdaki hayır oyunun hangi ölçüde ANAP'a yazılacağı üzerin' de hemen herkesin değişik gö1^ riişler söylemesiydi. Kiminegöire illeri mavi ve turuncuya boyayan haritalara bakılırsa, ANAP' seçimde "mah ahp götürecekti." Seçimde devleti, ekonomiyi alabildiğine bozuk para gibi kulla ^ nacağından kuşku duyulmayan " ANAP'ın, halkoylamasındaki> yüzde 50 dolayındaki oyu cebmZ de görmemesi gerektiğini savu" nanlar, özellikle muhalefet par~~s tilerinde, bir ölçüde sosyal bilim*. lerle uğraşan kişilerin yoğunlaştığı çevrelerdeydi. örneğin Cindomk'a göre, ha,r yır oylannda yüzde 1012 SHP, oyu, yüzde onu bulan RP ve' MHPoyu vardı. "MHP'liierin, 'tam gaz'hayaa yöneldtklerini"'. sövleyen Cindomk, seçimde de , ğişecek ortamda yüzde yirmi,' • hatta yirmibeş oranında hayır^ oyunun asıl partilerine akacağı^ na inamyordu. Kuşku yok, yüz*\ de 50'de kümelenen evet oylan" nın bütünüyle DYP'de toplan,. mayacağı da biliniyordu. Yakla ' şık hesaplar yapılıyor, soldakC' bölünmenin süreceği öne süriile' rek, ortaya ANAP'la DYP arasında kılpayı farkla sonuçlana •" cak çekişme çıkacağı söyleniyor s du. Tabii burada önemli etken, özal'm seçim yasasına son ver * • diği biçim, nalıncı keseri gibi' ANAP'ayontan tutumuydu. Bir~ oyfazlayla bir bölgede milletve' killerinin hemen hepsini alabilen bu sisteme çok bel bağlayan • • özal, daha şimdiden buldozerin "• den ilçe vaadine, belki de yeni 'maddi olanaktar ortaya atarak devleti bu sistemin koşutunda iş. letecekti. iki ay gerilimi azalmayan gün * lere, seçimden sonra çok başka bir parlamentoya kendimizi ha . zırlamalıydık. ANAP iktidar ol • sa bile, ya ana muhalefet ya da muhalefet partisi olarak Mecli se girecek olan Demirel'le 1987 kasımmddn sonraki iki yıl çok renkli günler geçirebilirdik. Şimdi kütüklerin yeni baştan gözden geçirilmesi isteği günde, me geliyordu. Bir buçuk milyo . na yakın seçmenin oy kullana ' madığmdan söz ediliyordu. Ta l tilae olup dönenlerin oy kullana, madığı gerçekti. Dün öğle saatlerinde akşam Ustünun gecenin neler getireceğini beklemeye başladık. Her günü yeni bir gelişmeye, yeni bir olaya gebe yeni döneme çirmiştik. 4 *İyi hanka ve siz, iki ortak gibisiniz // 32 bin konut Pamukbank'tan Toplu konut kredisi veren tek özel banka. 32 bin aile şimdi aynı sevinci paylaşıyor... 32 bin ailenin üye olduğu kooperatifler, Pamukbank aracılığıyla 108 milyar TL kredi kullanıyor... 32 bin aile, Pamukbankın yurttaşlarına karşı duyduğu sorumluluktan bir ortak gibi yararlanıyor, ev sahibi oluyor... "Ortak sorun, iyi ortakla çözülür." 108milyarTL, (Baştarafı 14. Sayfada) gisi nehrin doğu kıyısından geçiyor. Honecker, Batı Almanların Doğu Almanya'daki insan hakları ihlallerini saptama görevli merkezi kapatmalannı istiyor. Honecker aynca Batı Almanya'nın, ayn Doğu Alman vatandaşlığı olgusunu kabul etmesini istiyor... Bonn hükümeti ise, Doğu ile ulaşım olanaklannın geliştirilmesini, özellikle iki taraf arasında karşılıklı ziyaretlerin daha serbestleştirilmesini istiyor. Bonn hükümetinin üzerinde önemle durduğu bir nokta da Berlin duvannı aşmak isteyenlere muhafızların öldttrmek amacıyla ateş etmesi uygulamasının sona erdirilmesi. Honecker'in gezisi sırasında iki Olke arasında öncelikle üs anlaşmasının imzalanması bekleniyor: • Bilimsel işbirliği anlaşması, • Çevre korunması anlaşması, • Nükleer reaktörlerln daha güvenceli duruma getirilmesine ilişkin anlaşma. Federal Almanya'da 1982 yıhnda Helmut Kohl'un merkezsağ koalisyonu iktidara geldiğinde, birçok gözlemci iki Almanya arasında Will> Brandt tarafından başlatılmış olan detant politikasının sona ereceğini tahmin etmişti. Honecker PAMUKBANK iyi ba n ka d ı r
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle