19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EYLÜL 1987 CUMHURtYET/13 '• Iki hükümet amsında imzalanan ekonomik anlaşmalarKıbnslılar tarafından "ekonomik yıkım paketi" olarak nitelendiriliyor Türkiye, Kıbrıs'ın IMF'si durumunda 2 Dış boFçlanmalarla ekonomik modelinin güdümünu IMF'ye kaptıran Turkiye gibi, yıllık butçesinin en az uçte biri Türkiye tarafından finanse edilen KKTC de, denetimi tümden Türkiye"ye kaptırmış. Doğal olarak bizde yaşanan tilm sorunlar, hastalıklar en ufak bir özen de gösterilmeyince, daha boyutlu olarak KKTC'ye yansıyor. Hele de özal iktidannın anlayışı ve uygulamalan ile. Kiminle konuşsanız "sizdeki sorunlar, bozuk kopya olarak bize yansıyor" diyor.. "Kıbns'ın IMF'si Türkiye" yerleşmiş bir slogan olmuş. T.C. ile KKTC arasında imzalanıp yürürluğe giren "Ekonomik vc Mali Uişkilerin DUzenlenmesine Dair Çerçeve Aniaşması"mn adı ise muhalefet, sendikalar ve halk arasında "ekonomik yıkım paketi" olarak yerleşmiş. Buna karşı çeşitli etkili kampanyalar, toplantılar düzenlenmiş. 5 arabkta Ankara'da Başbakan Turgut Özal ile KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu tarafından imzalanan "Ekonomik tşbiriiği Protokolü"nün maddelerine göz gezdiriyonız. Gerçekten de IMF anlaşmalannda yer alan maddeler ile adeta çakışıyor. Sözleşmeli ve memur dahil personel kadrolarının dondurulmasmdan, elektrik ve su ücretlerine zam yapılmasını öngören hükümlere kadar her alanda ekonomik uygulamalann tum ayrıntılarına girilmiş. Yabancı sermayenin gelişini, yatınmları garanti altına alan, fonları oluşturan hükümler elbette olacak. Anlaşmada çalışma, loplu sözleşme ve grev yasalarının gözden geçirilmesi, serbest liman bölgesine grev yasağının geririlmesi koşullannın korunması dahi unutulmamış. Yavnı Vatan Yazı ve fotoğraflar ŞÜKRAN KETENCİ Dev sorunları ile ıbrıs'ta herkes, Türkiye'deki sorunların yavru vatana yansıdığı görüşünde. "Kıbrıs'ın IMF'si Türkiye" bir slogan durumuna gelmiş. K dik. Mecliste soru önergelerine dönüşturulduğü ve yanıt vcrilmediği bildirilen fonlar, Arap ülkeleri finansmanlarından "Rabıta"ya kadar uzanan suçlamalann niteliği boyutları ve dedikodular da çok tatsız. Ancak universitenin açılışında yaptığı konuşmada bütün öğrencilerden, ceplerinde birer "Kuran'ı Kerim" bulundurmalannı istemiş olması, "Kuran'dan ilhamlar", "Gençlere ögütler" başlıklanyla kitaplar yayımlaması, "tarafsız", "laik" devlet başkanı sıfatı ile ne ölçüde bağdaşıyor? Söz laiklikten açılmışken, laikliğe aykın akımlâr, çabalara da biraz değinelim. Kıbns'a yerleşen "Nakşibendi Şeyhi"ne güvence verildiği, eski evlerin onanlarak "tekkeye" dönüştürüldüğü anlatılıyor. Küçuk bir köy olan Kaplıca'ya yaptırılan dev caminin gereği ve parasına ilişkin sorular yanıtsız. Asıl en önemlisi, Turkiye'den Kıbns'a yerleştirilmiş olanlar ile Kıbrıslı Turklerin kaynaşmasını engelleyen programlar. Türkıye'den ayn köylere yerleştirilen Turklerin Kıbnslılarla her tur diyaloğunun engellendiği, bunca yıl sonra kaynaşmanın yaratılmadığı belirtiliyor. Bunlara yönelik ozel "dinci" kampanyaların etkili olduğu ve uçurumun giderek buyuduğu vurgulanıyor. Başka ülkelere kaçan Kıbnslı Türkler Asıl sorun Kıbns'ta sosyalekonomik yaşamın surekli geriye gittiğinin her tür veri ile ortaya çıkmış olması. Ekonomi bozuldukça, yaşam düzeyi geriye gittikçe, kulturel koşullar olumsuz geliştikçe Kıbrıslı Turkler'in Ingiltere'ye, Avustralya'ya kaçışlannda önemli artışlar olduğu açıklanıyor. Parti ve sendikaların başkanlarından aldığımız bilgilere göre, (ki herkes nüfusa ilişkin verilerin, gerçeklerin, hiçbir zaman tam bılinemediğinde birleşiyor), bir yıl içindeki ağırlıklı genç nüfus kaçışı 47 bin arasında. Kaçak yeni işçi gelişinin ise çok daha fazla olduğu genel kanı. Çalışanlar dağılımındaki tarama da bunu doğruluyor. Sonuç olarak Kıbnsh Türk için, "sosyalekonomikkültürel" koşullannın geriye çekilmesı panıği geçerlı. Bir gazeteci "Sonunda biz de Filistinliler gibi, tngiltere'de, Avustralya'da vatansız mı kalacagız?" sorusunu yöneltirken, bir diğeri şöyle bir sonuç değerlendırmesi yapıyor: "Bir önceki kuşak Rumlann me KKTC'yi TC'ye benzetme girişimleri Bu anlaşmanın bağlayıcı hükümleri arasında yer alan işgucü yatınmları garanti gibi anlaşmalar derhal yürürluğe girmiş. Elektriğe, suya bir değil birkaç kez zam yapılmış. Zarar eden KlT'lerin kapatılması, zamlarla kârlı konuma getirilmesi uygulaması hızlandınlmış. Kamuda "sendikasızlaşma" hızla geliştirilirken, hakları kısıtlayan sendikal yasa tasarıları gündeme gelmiş. Iş, sendikal hakları kısıtlamayı hedefleyen yasa tasarıları ile sınırlı kalsa. Dernekler, toplantı gösteri yürüyüşleri, siyasi partiler, seçim yasalaKıbns'a yeni gelen işçüerin yaşam alanları çok sınırk. Günlerini belirli kahvelerde oturmakla geçiriyorlar. Yeni iş olanaklarından ancak bu tür kahvelerde haber alınabiliyor. çesi ile ilgili konuşmasında Turk lirasının değer kaybının Kıbns'ta biriken tasarruflann yurt dışına kaymasına yol açtığını, enflasyonun buyük oranda dış kaynaklı etkenlerle arttığını anlatıyor. En ciddi kamu yatırımlarından sanayi işletmeleri kapanmış.. • • • Kıbns'ta yürurlükteki anayasa ve yasal duzene baktığmızda ve de Türkiye ile karşılaştırdığınızda işçiler ve sendikalar için koşullann çok iyi olduğu gibi bir sonuca varabilirsiniz. Grev hakkı kısıtlanmamış, örgütlenme özgurluğü, sendikaların faaliyetleri "yasaksız". Birçok değişik partiden milletvekili sendika başkanları aynı konfederasyonda ya da başka konfederasyonlarda, her şeye rağmen belirli bir diyalog içindeler. Sendikalar ile hukümet arasında bir protokol imzalanmış. Her uç ayda bir, üç ayın enflasyon ortalaması ücretlere yansıtılıyor. Bizde "eşelmobil" diye bilinen sistem ile işçi ücretlerinin enflasyon altında kalmamasına çalışılıyor. yon üyesi sendika başkanları arasında muhalefet partilerinden de milletvekili ve çeşitli yönetim kademelerinde bulunan yöneticiler de var.) îsterse soldaki konfederasyon Devlş yöneticicilen olsun, öncelikle kaçak işçi girişinin kesinlikle engellenmesini istiyorlar. Sendikal haklara ilişkin hükümet tarafından hazırlanan yasa tasarısına, sendikacıhğı tamamen yok edecek bir metin olarak dehşetle bakıyorlar. Hükümet tarafından hazırlanmış yasa tasansını şöylece bir taramak, kaygının kaynağını anlayabilmek için yeterli. Bizdeki yasa metinleri galiba hukukla ilişkisi olmayan ellerde, bir yandan hakları yok ederken, diğer yandan maddeler arasında çelişkiler yumağı haline gelmiş. Ustelik baştan sona KKTC Anayasası'na da aykın. Çalışma Bakanı Gunay Caymaz, anayasa ile çelişen temel hakları yok eden bir yasa ile uluslararası platforma nasıl çıkacakları sorusunu "Bu bir taslak sendikalar göriiş versin" diye geçiştiriyor. Kıbrıslı sendikacıların bu yasa tasanlan karşısına çıkıp, muhalefetle bırlikte etkili bir mucadele ile yasalaşmasını engellemeleri de tek başına çözum değil. Çunkü sendikal haklarını var olan özgür anayasal duzenleri ıçınde de, fiilen kullanamıyorlar. Özellikle ANAP iktidan ile özdeşleşen iktidarın tüm uygulamalan, ekonomik modeli ve sendikalara karşı tutumu ile sendikal hareketi öldürdüğunu anlatıyorlar. İktidarın etkilediğini öne surdükleri yargı kararları ile haklar fiilen kullanılamaz hale gelmiş. örneğin yüksek yargı kararı "Anayasa sınırsız grev hakkı vermiş, ancak çalışma hakkına da bir kısıtlama getirmemiş. Ortada bir yasal duzenleme yok. Öyle ise grevdeki işçinin yerine bir başka işçinin çalıştırılmasına da yasa olmadığı için bir engel yok" demiş. Bu sayede son yapılan bütün grevlerde, işçi çıkarmasına da hiçbir engel olmadığı için, grevci işçüerin yerine başka işçiler, hatta kaçak işçiler çalıştırılarak Turkiye'den giden kaçak işçüerin çoğu, inşaatlarda amele olarak çalışıyorlar. grevler kırılmış. Grevci işçiler işten çıkanlıp, yerlerıne başkaları alınmış. Sendikacılar ayrıca iktidarın kendi yandaşı olmayan sendikalan yok etmek için partizanlık yaptığını da anlatıyorlar. İktidarın karşısındaki sendikaların yok edilişıne ilişkin somut örneklere, ayrıca bır dizi konusu olabilecek kadar çok ve renkli oldukları için yer veremiyoruz. Bize "çok lüks" gelen uç ayda bir enflasyona paralel ücret düzenlemesinden de yakınmalar var. Uzman sendika TurkSen uyesi Amme Memurları Sendikası'nın konuya ilişkin bilimsel çalışmalan hukümetm ucret artışına esas aldığı resmi istatistikler ile çelişiyor. lki istatistik arasında ağustos sonu itibarıyla bir yıllık artışta %10.7 gibi büyuk bir fark var. Kıbrıs'ın resmi istatistiğindeki "%30 enflasyon artışı, Türkıye1 nin de tüm çelişen istatıstiklerinin önemli oranda altında kalıyor. Oysa Kıbrıs'ta fıyatlar Turkiye'nin çok uzerinde ve artışın daha hızlı olduğu tek madde artışlarından da biliniyor. Sendikacının duzenli, bilimsel çalışmaya dayalı »?o4O.7'lik yıllık enflasyon saptaması daha gerçekçi ve inandıncı gözüküyor. *•• Kıbrıstakı gelişmeler, yavru vatanın "devleşen" sosyalekonomik sorunları uzerinde her kesimden olabildiğı kadar çok insanla göruşmeye çalıştık. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Başbakan Derviş Eroğlu, 4 gunlük bir sure içinde randevu veremediler. Ancak iktidar partisinden birçok milletvekili, bakan da dahil, muhalefet parti liderlerinin tümu, önemli tüm sendikaların başkan ve yöneticileri, çok sayıda gazeteci ve aydının temel sorunlar uzerinde ayrıntılı düşuncelerini dinleme olanağını bulduk. Doğrusu bize göre, Turkıye'deki iktidar ve muhalefetin tum liderlere oranla çok daha deneyimli bir devlet adamı izlenimi veren Devlet Başkanı Rauf Denktaş ile ilgili karşıtlannın eleştirilerine inanmak isteme ürk ve Kıbrıs hükümeti başbakanları arasında imzalanan "Ekonomik Işbirliği Protokolü"nün maddeleri, IMF anlaşmalarında yer alan maddeler ile adeta çakışıyor. nnda KKTC'yi TC'ye benzetme yolunda değişiklikler de gundemde. Taslaklar hak kısıtlayan hükumlerin, hukuktan payını alamamiş eller tarafından metinlere yerleştirilmesi ile oluşunca, ortaya bir takım "garibeler" çıkmış. örneğin "Çıraklık Yasa Tasansı" Turkiye'den aynen "kopya" edilirken, bizdeki iş yasasının KKTC'de olmadığı atlanarak, yasaya yollama yapan hükümlerin çıkarılması unutulmuş. Sendikal yasa tasanlan düzenlenirken, KKTCde uzmanlaşmış iş mahkemelerinin bulunmadığının atlanması, anayasaya aykın yasa ile hak kısıtlamalarının gelemiyeceği gibi en basit hukuk kuralının yok sayılması, sıradan sayılacak kadar sık görülen çarpıkhklar. Bunca bedele karşılık ekonomik gelişme ne yönde? Muhalefetin eleştirilerinden dejil, hükümetin ithalatihracat istatistiklerinden, bütçe raporlardan, meclis açıklamalarından şöyle bir izlemek istiyoruz: Enflasyon hızla tırmanıyor. Dış ticaret açığı hızla büyuyor. Bütçe iflas etmiş durumda. MaJiye Bakanı 1987 büt T, ıbrıs'a yerleşen "Nakşibendi ŞeyhV'ne güvence verildiği, eski evlerin onarılarak "tekkeye" dönüştürüldüğü anlatılıyor. Küçük bir köy olan Kaplıca'ya yaptırılan dev caminin gereği ve parasına ilişkin sorular yanıtsız. zalimini gordü. Onu unutmuyor. Ancak yeni kuşak için surekli yaşam düzeyinin geriye çekilmesi olgusu var. Gelişmek insanın dogasında var. Belirli kulturiı, yaşama duzeyi olan insaru, Turkiye'deki işsiz, egitimsiz en kötü koşullarda vasayan insanlaıia karşı karşıya bırakıp ve bunu geçerli bir politika olarak gorürseniz, sonunda hakkını koruyamayan, azınlıkta kalan ülkesinden kaçar. Ya da yanlış olarak bir günahı olmayan, işsiz, aç, kültürsuz. caresiz olduğu için hak aramadan her koşulda çalışmaya razı olan, ona hak kaybettiren yeni gelenlere öfke duyar. tşte Kıbns'ta için için kaynayan ve dev gibi buyumekte olan >ara budur." K Kâgıt üstünde sınırsız grev hakkı Oysa Kıbnslı sendikacılar durmadan yakınıyorlar. Lüks sorunlar, lüks tartışmalar mı? öncelikle bizim elimizi uzattığımızdan bu yana sendikacıhğın surekli gerileme kaydettiğinı öğreniyoruz. Sadece etkinlik, hak alabilme anlamında da değil, üye sayılan ile de. Ya iş yerleri birbiri ardına kapanıyor, ya da sendikau işçilerin yerini kaçak işçiler, sendikasızlar alıyor. Sınırsız grev hakkı "kâğıt üstünde". Bir yılı aşkın bir süredir yapılabilmiş grev yok. Ondan önceki birkaç önemli grevin tamamı kırılmış. Ya iş yerleri kapatılmış ya da grev kıncı işçiler işe yerleştirilip, grevciler işten çıkarılmış. tster iktidar yanlısı olarak kimilerince suçlanan TürkSen (Genel başkanının iktidar partisinden milletvekili olması nedeni ile. Ancak aynı konfederas BlTTİ Kodak Fotoğraf Makinenizî seçin... Birbirinden güzel fotoğraflar çekin! Kıbnsb üç yü önce gelen bu Türk işçisi, belediyede iş bulmuş, çalışma hakkı kazanmış bir kişi olarak kendisini çok şanslı görüyor. Yeni gelenlerin ve kaçaklann halinin perişan olduğunu anlatırken, "Ben temizlediğim için biliyonım. Hemen arkadaki belediye parkmın helasında her gece en az 2530 kişi birden yatıyor" diyor. 'Yasallaştırılan'kaçak işçilik Kıbnslı işçiler ve sendikacılar için kaçak işçilerden daha büyilk kâbus olarak 9 Mart 1987 tarihinde KKTC ile TC yetkilileri arasında imzalanmış bulunan "işgücü anlaşrnası" gösteriliyor. KKTC parlamentosundan geçen, ancak henüz TC parlamentosundan geçmemiş bulunan anlaşmanın iptali tüm sendikalar, muhalefet partileri ile demokratik örgütlenmelerin,görüşebildiğimiz tum gazeteci, aydın ve "sokaktaki KıbnsJının" ortak isteği. TürkSen uyesi, bağımsız pek çok sendika ile Devtş'in konuya ilişkin hazırladıkları ortak broşürde anlaşmanın yurürlüğe girmesinin sonucu şöyle özetleniyor: "Bu anlaşma ile yıllarca var olma mücadelesi veren Kıbns Türk'ü. kendi ülkesinde aç ve açıkta, işsiz, Kıbns'ı terk tmeve mecbur insanlar haline getirilmek istenmektedir." Kıbnshları böylesine korkutan anlaşma işverenlere kaçak işçi yerine Turkiye'den yasal yoldan istedikleri kadar işçi alma olanağı tanıyor. Kaçak işçilik "yasalaştınlmış" oluyor. En önemlisi de bir iş anlaşmasına bağlı olarak Bekâr gazetecıye, Taksım Cıhang.r Beşıktas Ortaköy. Kadıköy (Merkez) semlennde ınsaflı ev sahıbınden yaşanabılır mınık (40 m2) Kıbrıs'ta çalışma hakkı alan işçinin, o işle ilişkisinin kesilmesinden sonra, kendisine yeni bir iş araması için 30 gunluk sure tanınması. Ancak kendi arzu ederse ülkesine gönderilmesi. Kıbnslılar kendi ücret düzeyleri ve çalışma koşulları ile Türkiye'deki çok düşük ücret düzeyi, ağır çalışma koşulları ve milyonlarca işsiz gerçeği karşısında, anlaşmanın yürürluğe girmesinin yok olmaları ile eş anlama geldiği kanısındalar. Bu nedenle de tum güçleri ile tepki gösteriyorlar. Tepkinin büyüklüğu Özal iktidannın dayatmalanna uyma zorunluluğu ile kendi milletvekilleri ve partililerinin dahi karşı safta olması sonucu iktidan iki ateş arasında ve zor durumda bırakmış. Bu nedenle anlaşmanın henüz uygulaması yok. Tepkinin zayıflaması bekleniyor. İktidar, Kıbnslılann öfkesini "sınırsız nygulanmayacak, ancak iş gücü açığı olan alanlarda, kontrollu uygulanacak. Bakın henuz hiç uygulamadık bile. Kaçak işçileri durdurmak için yaptık sadece" turunden açıldamalarla yatıştırmaya çalışıyor. Soru yönelttiğimizde Çalışma Bakanı Günay Caymaz da, aynı anlama gelen bir açıklamada bulunuyor. Fotoğraf çekmenizi kolaylaştıran, keyifli kılan harika fotoğraf makinesi! Elektronik flaşlı. 35 mm film kullanan K4a, ne metre, ne poz ayarı ister. Şık kutusunda, 2 adet 36 pozluk Kodacolor Gold 100 Film, Türkçe Kodak Fotoğraf Elkitabı, elektronik flaşı için 2 adet Kodak kalem pil, ozel çantası ve Türkçe açıklamalı kullanma kılavuzu ile birlikte! Üstelik bir yıl garantili. Kodak K4a Kodak ailesinin hem akıllı, hem de en hesaplı fotoğraf makinesi! Elektronik flaşlı. "l]0 pocket" türü film kullanır. Boyu küçüktür, cebe girer... her ışığa, her koşula uyar. Pozu yakalayıp, deklanşöre basmak yeter! 1 adet 24 pozluk Kodacolor Gold 110 24 Film, kullanma kılavuzu ve flaşı için 2 adet Kodak kalem pille birlikte! Üstelik bir yıl garantili. Kodak EktraliteiO İLAN SefaköylSTANBUL'da kurulu Atlas Ofset Matbaacılık ve Ambalaj Sanayıi A.Ş. işyerini kapsayan ve yönetim kurulumuzca 4 Eylul 1987 tarihinde alınan grev kararı, 24 eylul 1987 tarihi itibarıyla kaldırılmıştır. 2822 sayılı yasanın 51. maddesi uyarınca ilan olunur. TÜRKİYE BASINİŞ SENDİKASI Basın: 9666 Kodak 1988 Olimpiyat Oyunlan Resmi Filmi 1C 00 KİRALIK DAİRE ARANIYOR 12 00 M 4 00 17 00arasında 512 05 05 / 513 Kodak renktir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle