28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLÜL 1987 CUMHURİYET/13 Kilis'te artık 'kafa kaçakçılığı' yok Her tflrlü kaçak malın bulunduğu Kilis dükkânlanndan, birkaç katlı pasajlardan geriye, kapılan kilitli işyerleri, yorgancı, terzi ya da berber olmaya çalışan elektronik eşya satıcılan kalmıştı. Birçok işyeri 12 Eylül'den sonra kapısına kilit vurmuştu. Kaçakçılığın önlenmesi için "pilot bölge" seçilen Kilis'te işsizlikten kaynaklanan büyük bir göç yaşanıyordu. 1980'li yıllara değin halkın büyük bölümü yaşamını, "kaçak eşya ticaretP'ne dayandırmıştı. Dev otellerin yapıldığı ilçe, giderek büyümüş, neredeyse bağh olduğu kenti sollayacak düzeye gelmişti. Hatta Kilisliler çevrelerindekilere, "Paris mi büyük, Kilis mi?" diye soruyorlardı. Kilis'in sokaklannda insanlar, araçlarını park edecek yer bulamıyordu. Otellerde yer bulamayanlar yollarda yatıyorlardı. Giderek Kilis, Güneydoğu'nun ünlü bir eğlence merkezi durumuna gelmişti. Dört kışlık, üç yazlık sineması, beş kışlık, üç de yazlık gazinosuyla Güneydoğu'da değil bir ilçenin, birçok ilin boyutlanru aşmıştı. Ama şimdi Kilis, giderek küçüluyordu. Son yedi yılda ilçeden yaklaşık kırk bin kişi göçmüştü. Pasajlardaki dükkânlann çoğu boşalmıştı. Bir zamanlar lbrahim Tatlıses'in, Ahu Tuğba'nın çalıştığı gazinolar çoktan kepenklerini indirmişti. Bir tek açık sinema bile kalmamıştı. Şimdi büyük bir işsizliği ve her gün artan bir göçü yaşıyordu Kilis. Kaçakçılık, önlenmesine önlenmişti ilçede. Ama kaçakçıhktan geçimini sağlayan binlerce insan, yeni iş olanaklan açılmadığı için ortada kalmıştı. SHP Kilis İlçe Başkanı Kemal Topalkara'ya göre, işsizlikten cezaevlerine girenler vardı. Artık kimse "Paris mi, Kilis mi?" diye sormuyordu. 1955'li yıllara dek Kilislilerin geçiminin buyük bölümünü hemen her evde bulunan ipek tezgâhları sağLyormuş. Ancak ipek fabrikası kurulunca tezgâhlar kalkmış. Bunlann yerini de yavaş yavaş kaçak eşya satışı almış. Kilis'in DYP'li Belediye Başkanı Hannan özüberk, ilçeye gerekli yatınmın yapılmamasından yakınıyor. Yöre halkı artık 'kafa çekmek' için, her tür içkinin bulunduğu Suriye'ye gitme gereğini duymuyor 4 GÜNEYDOĞU'NUN DİKENLİ VLZÜ 920'li yıllarda yörede içki sıkıntısı vardı. Suriye'de her tür içkinin bulunduğunu öğrenen Kilisliler Yazı ve fotoğraflar: ~ Suriye'ye geçip CELAL BAŞLANGIÇ 'kafaları çektikten' ' sonra, zil zurna sarhoş Türkiye'ye geri dönüyorlardı. Ama suç olur diye yanlarına içki almıyorlardı. Böylece ortada cezai bir durum kalmıyordu. O zamanlar, Kilisliler bu işi yapanlara "kafa kaçakçısı' adını takmışlardı. 1 Tel boyu insanları K Neden kaçakçüık? Kilislilerin kaçak eşya satışına yönelmedeki nedenlerini konuşuyoruz Ozüberk'le: "O zamanki hükömetler, ben bu vatandaşa bir şey venniyonım, onlar başının çaresine baksın, demiş. Vatandaş nasıl bakacak basının çaresine? Boyte bakacak işte. Ama bugüne kadar bizim 'kaçak' dedigimiz, hamalın sırtında taşıdıgı yüktür. Ancak bir şey unutulmasın: Bunıda hamaun svtmda taşKÜgı eşya, lstanbul'a bir gemi yükii, Ankara'ya da bir T K yükü olarak giriyordu zaten." ÖNCÜPISAR SIMR KAPIS1 Otobüsler, yolcular, aranan çantalar ve gümrük görevttleri. Suriyeliler yok artık. Zorunlu kalmadıkça Suriye'den Türkiye'ye ya da Türkiye'den Suriye'ye geçenler bulunmuyor. Bu da ilçedeki ekonomik canlılığı iyice öldürmüş. Kilisliler, "Kafa kaçakçısı bile kalraadı" diye anlatıyorlar. Pek bilmediğimiz bir deyım, "kafa kaçakçılığı." Ne olduğunu soruyoruz. Anlatıyorlar: "192O'lı yıllann sonlanna dogru, yörede büyük bir içki sıkıntısı yaşandı. Kilisliler içki bulamıyordu. Ancak istediğimiz içkinin her türliisü Suriye tarafında bulunabili>ordu. İçkiye dıişkun olanlar, bunu ogrenince, her akşam Suriye tarafına geçmeye başladılar. Birer ikişer sınırı geçip Suriye tarafında buluşuyorlar. Bir güzel kafalan çektikten sonra, zil zurna sarhoş durumda Türkiye'ye dönüyoriar. Ama suç olur diye yanlanna içki almıyoriar. Böylece ortada cezai bir durum kalmıyor. O zamanlar, bu işi >apanlara Kilisliler, 'kafa kaçakçılığı' adını taktılar." Kilis giderek boşalıyor. Başka bir kentte yaşamayı ekonomik durumlarının iyiliğinden dolayı göze alanlar, hiç beklemeden göçmuş. Artık karnını doyuramamanın sınırına gelenler de birer ikişer gidiyor Kilis'ten. tşsiz kalan, ancak başka yere göçmeyi de göze alamayanlar ise mevsimlik işçi olmuş. Onlar da pamuk zamanı Söke'ye, Çukurova'ya gidiyorlar. Kilis'te bu ekonomik çöküş yaşanırken, diğer yandan da kaçakçılığın önlenmesi için alman önlemler yoğun biçimde sürdürülüyor. Birkaç ay önce Cumhuriyet caddesindeki dört büyük pasajda bulunan iki yüz kadar dükkân, emniyet güçlerince birer birer arandı. Ancak ilk anda dükkânlann kimin emriyle arandığı ortaya çıkmadı. Kilis Cumhuriyet Savcısı önder Ersöz, pasaj aramaları konusunda bilgisinin olmadığını söylüyor. Aramada bandrollü videolara, hatta balonlara bile el konmuştu. Olay, Başbakan özai'a kadar duyuruldu. Sonunda operasyonun Gaziantep Valiliği'nin ve tçişleri Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde yapıldığı anlaşıldı. Sahipleri bulunmadığı için aramada mühürlenen elli dükkân, daha sonra hiçbir arama yapılmadan açıldı. İki yüz dükkândan toplanan eşyalar da sahiplerine geri verildi. Elbet, bir dahaki aramaya dek... Kilis'ten öncüpınar'a doğru yola çıkıyoruz. Bir zamanların Paris'i Kilis'in, Suriye'ye açılan kapısı öncüpınar'a giden on kilometrelik yolun bu denli kötü olması şaşırtıyor insanı. Transit yol yapımına başlanmış. Ancak nedense yanm kalmış bu yol. Ekipler dozerlerini, kepçelerini alıp gitmişler. Geriye, toprak yığmlannı aşarak, taşlardan kaçılarak gidilen transit yol ilis'te 1980'li yıllara değin halkın büyük bölümü yaşamını "kaçak eşya ticaretine" dayandırmıştı. Dev otellerin yapıldığı ilçe giderek büyümüş, neredeyse bağlı olduğu kenti sollayacak düzeye gelmişti. Hatta Kilisliler çevrelerindekilere "Paris mi büyük Kilis mi?" diye soruyorlardı. Şimdi büyük bir işsizliği ve her gün artan bir göçü yaşıyordu Kilis. kalmış. Bir de Kilis'ten Öncüpınar'a uzanan düzgün bir asfalt yol var. Bu yol, jandarma birliğinin önünden geçerek sınır kapısma ulaşıyor. Daha düne dek açıkken, bu yol da kapatılmış trafiğe. Nedenini kimse bilmiyor. Geçimini yıllarca kaçakçıhktan sağlayanlann yanı sıra, Suriye tarafında kalan akrabalarını görmek ya da Suriye tarafında iş bulabildiği için her gün sınırdan geçmek zorunda kalan yöre halkı, yaklaşık sekiz yüz kilometrelik Suriye sınınnın dört yüz kilometrelik bölumüne, bundan otuz altı yıl önce döşenen mayınlann bulunduğu alana, "ölüm tarlalan" adını koymuş. Bugüne dek tutulan hesaplara göre, "ölüm tarlalan" altı bin yüz on iki kişinin ölümüne, on bine yakın insanın da sakat kalmasına yol açmış. Türkiye Suriye sınırına mayınlar kırk ile dört yüz metre arasında değişen genişliklerde döşenmiş. Yapılan hesaba göre, Ulke topraklanmızın yaklaşık, "üç buçuk milyon dönüm" alanını mayınladığımız için bugün verimli tarlalar olması gereken yerleri, "ölüm tarlalan" yapmışız. Bugunkü değerlere göre ekildiğinde on bin üretici ailenin geçimini sağlayacak, ülke ekonomisine de elli milyar lira gelir getirecek büyüklükte ve üretkenlikte "mayın tarialan"nın olduğu alan. tran'dan Suriye'ye Şah zamanında Almanya'ya, Iran'm iklim koşullanna göre yaptınlan Iran International Mercedes otobüsleriyle, çoğunluğunu kadınlann ve yaslılann oluşturduğu îranlılar, Suriye'ye geçiyordu. öncüpınar'daki gümrük memurları, bize tranhlann Şam yakınlannda Hazreti Ali'nin kızı Sıddi Zeynep'in türbesini ziyarete gittiklerini anlatıypr. Iranlılar, Irak üzerinden Şam'a gidemediklerinden Doğubeyazıt'taki Gürbulak sınır kapısından Türkiye'ye girip, boydan boya Türkiye'yi katettikten sonra öncüpınar sınır kapısına geliyorlardı. Gümrük görevlilerine göre lranhlann yolculuğu dini ziyaretten çok ekonomik nedenlere dayanıyordu. Yanlannda Suriye'ye halı götürüyordu lranhlar. Eşyalar, Gürbulak'ta mühürleniyor, transit yolcu olarak mührü, öncüpınar'da kontrol ettirdikten sonra Suriye'ye geçiyorlardı. Uzun bir süre, yolcular Iran'dan getirdikleri halılann yanı sıra, Türkiye'den zeytinyağı, battaniye, margarin aldıktan sonra Suriye'ye gecmişler. Ancak Suriye tarafından tavır konmuş bu tür ticarete. Bazı Iranlılar, Suriyeü görevlilerin kendilerine, "Türkiye'den hiçbir şey getirmeyin. tran'dan ne isterseniz getirin" dediklerini aktarıyorlar. öncüpınar sınır kapısı, tranlılar nedeniyle hareketli bir gün yaşıyordu. Otobüsler, arama peronunun önüne yanaşıyor, araca dayanan merdivenin üzerine çıkan tranlılar, teker teker torbalannı, çuvallannı, bavullarını indiriyorlardı. Sırayla gümrük memurlannın önünden geçip, eşyalannı gösteriyorlar ve yeniden otobüslere yüklüyorlardı. Bu arada, eşyalan arananlar ya da arama sırası bekleyenler, gümrük alanımn içine yayılıyorlar, yanlannda getirdikleri yiyeceklerle karınlannı doyuruyorlardı. Sınır kapısındaki bu hareketten yararlamp karınlannı doyunnaya çalışan başkalan da vardı. Sınıra adını veren öncüpınar köylüleri. öncüpınarlılar da diğer "tri boyu" insanlan gibi göç, işsizlik ve istimlak sonmlanm yaşıyordu. Tek geçim kaynaklan ise sımr kapısıydı. Ne iş yapardı sınır kapısında öncüpınarlılar ve nasıl geçinirlerdi. Türkiye'nin öncüpınar kapısıyla Suriye'nin sınır kapısı arasında yedi yüz metrelik bir yol vardı. Yolun bir yanı Suriye topraklannda, diğer yanı da Türkiye'de. İşte öncüpınarlılann bulduklan iş şuydu: Yedi yüz metrelik yolda taşımacılık yapmak. Suriye'nin sımr kapısından eli kolu dolu giren kişiyi görünce hemen kendilerini, at gibi koşturduklan arabayı çeke çeke, Türkiye tarafına getiriyorlardı. Ya da Türkiye'den elinde salçalar ve yağ kutulanyla karşı tarafa geçerek Suriye'ye gidecek olanlann eşyalannı bir koşuda taşıyıveriyorlardı. Yayladağı'ndan başlayıp, yaklaşık sekiz yiiz kilometrelik Suriye sınırı boyunca uzanan gümrük kapılannın hemen tümünde sınır ticareti durmuş. Daha önce pasavan geçişler için açılan kapılar, ilk yalmzhk darbesini 196O'h yıllann sonuna doğru yemiş. Sınır ticaretinin kaJkması ise ikinci bir darbe olmuş gümrük kapılan için. Öncüpınar'dan ayrüıp Nizip'e doğru yola çıkıyonız. Amaamız, birçok sınır kapısı gibi gittikçe yalruzlığa gömiilen Karkamış'a da uğramak. yorgancılık olayına değinerek "Kilis yorganı neden Alman Mercedes'i olmasın?" diye sormuş. Şimdi Kilis'te her yer yorgancı dükkânı. Bugünlerde Kilis'te en gözde meslek yorgancılık. Herkes, yorgancılığa sanlmış, kaçak eşya satışının üzerine bir kurturuş gibi. Hatta Gaziantep'ten milletvekili seçilen Hasan Celal Güzel, seçim propagandasına yorgancılık olayını da alarak, "Kilis yorganı neden Alman Mercedes'i olmasın?" diye sormuş. Elektronik eşyalann dışan taştığı pasajlarda şimdi yorganlar asılı. Recep Kulakoğlu ile Abdi Kaçarlar da ortak bir yorgancı dükkânı açmışlar. Pamuğu Adana'dan, kumaşı Bursa'dan, bezi de Uşak'tan getiriyorlar. Bu koşullarda piyasayla rekabet etmeleri ve bu rekabetten kârlı çıkmalan hemen hemen olanaksız gibi görünüyor insana. Ancak kâr etmeyi başanyorlarmış. Bunun nasıl olduğunu soruyoruz: "tşçilik Kilis'te çok ucuzladı. Bunun için Türkiye nin diger yerleri fıyat olarak bizimle rekabet edemiyoriar. Kaiiteyi de yükseltince, Türidye'nin her yanına satabflecek dunıma geMik." G aziantep'ten milletvekili seçilen Hasan Celal Güzel, Mayınlar başa dert Acaba mayınlar temizlenerek, bu topraklar Ulke ekonomisine kazandırılabilir mi? Bu konudaki görüşler değişik. Çok kişi, 1951'de mayınlar döşendikten sonra, bunlann yerini gösteren "döşeme plam"nın yittiğini öne sürüyorlar. Bu sava, kanıt olarak da Kilis'ten on kilometre uzaklıktaki öncüpınar gümrük kapısına yapılan transit yoldaki çahşmaları gösteriyorlar. Şu anda durmuş olan transit yolvi bir kilometreye yakın bölümü, mayınh alanlardan geçrae zonınİuluğu varmış. Ancak bir kilometre uzunluğunda, beş metre genişliğındeki alanda mayınlan temizlemek aylarca sürmüş. Çünkü elde mayınlann olduğu yerleri gösteren bir harita yokmuş. Bölgedeki askeri görevliler ise buna karşı çıkıyorlar. "Elde" diyorlar, "mayınlann olduğu yerleri gösteren haritalar var. Ama bunlar döşeneli otuz altı yıl olmuş. Erozyon sonucu dogal olarak yer degiştirmişlerdir. Onun için eldeki haritalar tam olarak mayının yerini gostennez." Askerler mayınlann temizlenmesine de olumlu yaklaşıyorlar: "Mayınlar temizlenebilir. Bunu saglamak mümkün. Ancak mayınlann temizknmesine ilişkin bir uygulama, si>asi karar nileliğindedir. Htikümet, bu konuda karar verirse biz uygulanz." Bu görüşe karşı çıkanlarsa, "Dört yüz kilometrelik sınır boyunca zaman zaman genisligi dört yüz metreyi bulan bir alanda mayınlann tümn temizlenebilir mi? Temizlendiği sanılıp tanma açıldığında bir kazmanın, bir sapanın ucuna takılabilecek ya da bir traktörün lastiğine degecek mayınla yaşamını yitirecek insanlann sorumlusu kim olacak? Bölgenin mayınlardan temiziendiğine ilişkin raporun altına imza atacak bir babayiğit var mı?" gibi sorulara yanıt istiyorlar. Giderek daralan ekonomik yaşam ve artan işsizlikle boğuşan Kilis'i gerimizde bırakıp, on kilometrelik bozuk yolu aşarak geldiğimiz öncüpınar sınır kapısında bir hareket göze bauyordu. Kilis'in kurtanlması Kilis Kaymakamı Ünal Erdoğan da her gün "Kilis nasıl kurtulnr?" sorusunu kendine soranlar arasmda. Erdoğan, ilk amacımn açılmayan Suma Fabrikası'm bir an önce devreye sokmak olduğunu söylüyor. özel Idare'ye devredilecek fabrikanın ardından, planlananlar arasmda bir halı iplîği fabrikası da var. Erdoğan, "Sonbaharda hizmete girecek bir halı oknlumoz var" diyor. "Amacunız antik ve estetik degeri yüksek olan Hereke halılan dokumakür. Sümerbank'tan ustalar getirdik. Beş De on yıBık bir egitim süred sonunda bemen berkes halı dokumasını ögrenecek. Daha sonra cvlere halı tezgfthı dagıtmayı düşunüyoruz. Bu çalışmayı, bölge halı okuluna dönüştürüp sınır ilçe ve köylerinin yararlanabikcegi bir yatılı bölümü de devreye SGkacagız." Kilis'in sokaklannda, kahvelerinde koyu bir işsizlik koi geziyor. Bir zamanlar umutlannı sınır ticaretine bağlayarak dükkânlanna mal yığanlar, daha stoklarını eritememiş bile. Bundan üç dört yıl önce, öncüpınar sınır kapısında elinde bir arabayla Türkiye'ye girerek, yiyecekten giyeceğe değin pek çok eşya alan ve daha sonra bunlan arabaya doldurarak giden Kilis'te kaçakçıbğın altin devrini yaşadığı lamanlardan kalma bir Ametikan Pasaju İtRECEK MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI TASFİYE İŞLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERÎ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ISTANBUL İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ VASITA SATIŞ İLANI 1 İstanbul Gümrukleri Başmudurluğu'ne bağlı Giriş Gümrük Müdürlüğu ile Atatürk Hava Limanı Yolcu Salonu Gumruk Mudurluğü denetimindeki Scfakoy 80, Ortaköy 8 ve Emirgân 9 sundurmalannda bulunan ve dökümu şartname ekinde belirtilen römork ve vasıtalar 18254 sayılı 17.12.1983 gunlü Resmi Gazete'de yayımlanan "Gumnığe Terk Edilen, Terk Edilmiş Sayılan, Musadere Edilen Eşyanın Tasfıyesine Üişkin Tuzuk"un 18685 sayılı 5.3.1985 gunlu Resmi Gazete'de yayımlanan değişik 1121'nci maddeleri uyannca Laleli Buyuk Reşit Paşa Caddesi Kızılay Tören Salonu'nda açıkarttırma suretiyle satılacaktır. 9.10.1987 tarihinde birincı, saülamayanlar anılan tuzüğün 19/G maddesi uyannca 26.10.1987 tarihinde ikinci, 11.11.1987 tarihinde üçuncu kez aynı yerde satışa sunulacaktır. 2 Vasıtaların satışa esas bedellerı, halihazır durumları, devlel malı olduğu tarih ve diğer özellikleri ile guvence tutarı, bulunduğu ambann yeri ve numarası şartname eki listede belirtilmiştir. 3 Açıkarttırmaya konu 107 adet römork ile vasıtanın satışı yukanda belirtilen gunlerde saat 09.0012.00 ile 13.0016.00'da yapılacaktır. 4 Şartname ve ekleri Iscanbul İşletme Müdürlüğu ilan tahtasında görülebileceği gibi, Satış Kurulu Başkanlığı'ndan bedeli mukabili temin edılcbilir. 511.9.1986 tarih ve 9/149 sayılı genelge eki 86/10943 sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca satılan vasıtalann satış sonrası butün masrafları ve yukleme, boşaltma, naküye, tam gibi ücretler ile 1.8.1986 tarihine kadar sundurmaya giren vasıtanın satış bedelinin % 10'u nispetinde ardiye ücreti alıcıya ait olacaktır. 1.8.1986 tanhinden sonra sundurmaya giren vasıtalardan işletmeci kuruluşlarca hcsaplanan ardiye ücreti alıcısından tahsil edilir. 6 Satış şartnamesi sözleşme yerine geçer. 7 Satışla ilgili aşağıdaki telefonlardan bilgi alınır. TEL: 512 54 19/512 54 20 tlan olunur. Basın: 29926 TEŞEKKÜR Kızımız Melis'in sağlıklı doğumunu gerçekleştiren sevgili ağabeyimiz TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU İSTANBUL TİCARET MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Kurumumuzun ihtiyacı olan 106 kalem KESİCİ TAK1M EĞE VE TAŞLAR İLE MATKAP UÇLARI kapalı zarfla teklif alma usulu ile satm alınacaktır. Bu iş için Vo 3 geçici temınat alınacaktır. 2 Bu işe ait şartname mesai saatleri içinde müdürluğumuzun Fevzipaşa Cad. No: 179 Yavuzselim Fatıh adresindekı 305 nolu odadan 24TDGS/8707 dosya işareti bildinlerek temin edilebilir. 3 thaleye iştirak edecek Fırmalar, teklif mektuplannı kapalı zarf halınde en geç 8/10/1987 larih ve saat: 14.00'e kadar vermek zorundadırlar. Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 4 Kurumumuz 2886 sayıb Devlet Ihale Kanunu'na tabi olmayıp, ihaleyi kısmen yapmakta, ihaleden vazgeçmekte veya dilediğine vermekte serbesttir. Basın 30021 T.C. BAKIRKÖY BİRİNCİ SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ Esas No: 1986/45 Karar No: 1987/885 KARAR Hâkim: Abdurrahman Polat 17085 Y Katip: Sami Tunca Davaa: Burhanettin Koç. Vekili: Av. Sahir Bafra. Dava: Vasi Tayini. Davacı vekili tarafmdan verilen dava dilekçesi ile müvekkilinin oğlu Ender Koç'un sağır ve dilsiz bulunduğu cihetle kendi işlerini görebilecek dunımda olmadığından, kendisine davacı babasının vasi olarak tayinine karar verilmesini istemiş olmakla, davacı vekilinin huzuru ile yapılan açık duruşma sonunda: Tetkik edildi. G.D.: Talep veçhile celp olunan nüfus kaydına, yapılan zabıta tahkikatına göre, davacımn vasiliğe engel hali bulunmadığı bildirilmiş, ancak hacir altma alınması istenen Ender Koç'un yapılan muayenesi sonucu Bakırköy Ruh ve sinir Hastalıklan Hastanesi'nden verilen 25/2/987 tarih ve 986/276 sayılı sağhk kurulu raporunda, Ender Koç'un sağır ve dilsiz olması sebebiyle hacri gerekmediği, hukuki haklarının konınabilmesi için kendisine müşavir tayininin uygun bulunduğu büdirüdiğinden, Ender Koç'a davaa babası Burhanettin Koç'un müşavir olarak tayinine, iş bu kararın tstanbul'da münteşir bir gazetede usulen ilanına, temyiz yolu açık olarak davacı vekilinin huzunında karar verildi. 14/5/987. Basın: 9423 Nüfus cüzdanımı kaybettim, hükümsüzdur. Seramik atölyesi ve az kullanılmış gereçleri. 368 73 32 Op.Dr. ERDOĞAN ERTÜNGE ALP'e, Dr. Sezai Şahnay'a, Aacstezist Dr. Bflgt Aydojtna, bilgi ve sevgi dolu bakımlanyla Pakize Tara Kliniği doktor, hemşire ve personeline sonsuz teşekkürü bir borç biliriz. NEVtN, BARIŞ. TUĞRUL ÜNSAL İSTANBUL LİMANINDA ŞİRKETİMtZ GEMİLERtNİN BİR YIL SÜREYLE (SÖZLEŞMELİ OLARAK) KUMANYA tHTtYAÇLARINI TEMİNEN İHALEYE ÇIKILACAKTIR 1. thale kapalı zarfla teklif almak suretiyle yapılacaktır. 2. Ihale ile ilgili şartnameler şirketimiz Paşa Limanı Cad. No: 73 Usküd^v'da Malzeme Ikmal Dairesi Başkanlığı'ndan bedelsiz olarak temin edilebılir. 3. Teklifler teklif verme son günfl olan 19 ekim, saat: 16.00'ya kadar yukandaki adrese verilecektir. 4. Ihalenin muhammen bedeli 400.000.000. TL ( + % 25) olup, geçici teminaü 12.000.000. TL'dır. 5. Şirketimiz 2886 sayılı kanuna tabi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine dilediğd miktarda yapmakta serbesttir. D.B. DENİZ NAKLtYATI T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRK DİLİ DERGİSİ İkinci sayısı: ömer Asım Aksoy, Sami N. özerdim, Prof. Nermi Uygur, Sami Karaören, Ismet Zeki Eyüboğlu, Prof. Mümtaz Soysal, Cemil Yener, Doç. Mehmet Fuat Bozkurt, Mahir Ünlü, Naim Tirali, Behzat Ay, Ercan özgür, Arslan Kaynardan ve Arat Ovah'mn yazılanyla çıktı. PK 115 Kadıköylstanbul YARDIMINIZI İNSAN YETİŞTİRMEDE KULLANAN ATATÛRK YETİŞTIHME YURDU VE KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLARI KORUMA OERNEĞİ TEL 358 46 77 ERGÜTSAVAŞ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle