23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EYLÜL 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 İSMAİL GÜLGEÇ raYIN DÜN\ASINDA SANÂTEDEBİYAT Ayla Kutlu'nun "Hoşça Kal Umuf'unda parçalanmış birey dünyaları HAYVANLAR Bir umutsuzluğuıı romanı H09eo Kol Umut I Ayla Kutlu / Bilgi Yayınevi / 186 sayfa. ATİLLA ÖZKIRIMLI Ayla Kutlu, görünürde olağan, sıradan bir olay üzerine kurmuş yeni romanı "Hoşça Kal Umut'u. lnfaz yasasından yararlanıp tahliye olan Oruç'un kendinden yaşça büyük orta yaşh bir kadınla kurduğu ilişki, romanın ana olayı. Gerek bu olayın, gerekse ikincil olaylann gelişiminde, başka bir deyişle romanın olay örgüsünde bir karmaşıklık da soz konusu değil. Her şey kendi kurallan içinde, olağan çizgilerde gelişiyor, olup bitiyor. Asıl karmaşıklık Oruç'un, Algüz'ün iç dunyasında. Çetişik duygular, iç çatışmalar, tedirginlikler, uyumsuzluklar kişilerin iç dunyasında yaşanıyor hcp, bireysel boyutlanyla beliriyor. Liseyi bitirip üniversiteye girdiğinde kendini yüruyüşlerde, dcvrimci eylemler içinde bulan ve mutluluğu toplumun kurtuluşunda arayan bir gençtir Oruç. Kendini topluma öylesine adanuştır ki, kişisel sonınlardan söz etmek bir yana onlan düşünmek bile yanhştır. Her şey iki kere iki dörde bağlanmıştır yaşamında. Kendisi için yaşamayi düşünmez. Kişisel sorunlar değil, toplumsal sorunlar vardır onun için. Toplumcu ruh denen bir arhın içindedir, rahattır. (s. 85) Bu zırh, tutuklanıp içeri atıldığında, işkence gördüğünde parçalanır. Kendisi olmak, kendisi üzerinde düşünmek hesaplaşmayı, ardından değişmeyi getirecektir. Sekiz yıl sonra salıverildiğinde, "birey oimayı, biitiin tatlan duyabilen bir insan oimayı" amaçlamaktadır artık. Ama bu sekiz yıl içinde dışansı, en yakınlan, eski arkadaşları da değişmiştir. Birden, yaşamın içine giremediğini, o hep düşlediği özgürlüğün kendisini boğmaya başladığını aynmsar. Sonra da yalnızlığını. Bir karabasandan kurtulmuş, başka bir karabasaOruç'un birey olma çabasını, Algüz'le ilişkisini üç ayrı anlatımı birlikte kullanarak vermeyi deniyor Ayla Kutlu. Üç kişinin (romancının, Oruç'un, Algüz'ün) anlatımı ayn bölümler açılarak değil, sık sık birinden ötekine geçilerek iç içe yilrütülüyor. Bu iç içelik, özeliikle romandaki zaman öğesinin belirsizleşmesine yol açıyor. Başka deyişle geçmişle şimdiyi ayıran sınırın kalkmasına... Geçmiş şimdileşebiliyor. Buysa hesaplaşmanın yoğunlaşması sonucunu doğuruyor. Oruç da Algüz de şimdiyi yaşarken, geçmişten kurtulamıyorlar. Bu geçmişten kurtulamayış, geçmişin değerlendirilmesine, eleştirilmesine yol açıyor ister istemez. Oruç, yalnız kendisini değil, kendisiyie birlikte kuşağanı, yakın çevresini de sorguluyor. "Sol, bugüne kadar bir aydın eylemi olmaktan ileri gitmedi. Bizler ilk kez silaha sarüdık ve akla gelmez işler yaptık. Bunlan yaparken halktan ne kadar kopuk oldugumuzu anlayamadık" (s. 82) derken, nasıl bir yanlışın altını çiziyorsa, "Bir tiiriü Uetişim kurmnuyor insanlar, farkında degil misin? Sözciiklerle kuramıyorlar, olaylara bakışta kuramıyorlar. Her şey görece yaşamımızda" (s. 80) derken de bireyin yalnızlığa itilişinin iletişimsizlikten kaynaklandığını belirtiyor. "Hoşça Kal Umut", bir umutsuzluğun romanı. Olumsuzluklann, yanlışların, kendini bulamayışlann, parçalanmış birey dünyalarının, çözümsüzlüklerin... Kişilerin seçiminden olayların gelişimine, kişiler arasındaki ilişkilerden toplumsal ortama, dil ve anlatımdan yapısal özelliklere bir kendini arayışın çevresinde gelişiyor roman. Ya da bir kendi kendisiyle hesaplaşmanın... Umutsuziuk da bu hesaplaşma sürecinde biçimleniyor, somutlaşıyor. Yine de her umutsuziuk her çözümsüzlük yeni bir umudun, yeni bir çözümün başlangıcı değil midir? KtM KİME DÜM DUMA BEHIÇ AK KENDİKENDtStYLE HESAPLAŞMA Ayla Kutlu, yeni "ffoşça Kal Umut"u bir kendini arayışın ya da kendi kendisiyle hesaplasmanın çevresbıde geliştiriyor. Umutsuziuk da bu hesaplaşma sürtctnde biçimleniyor, somutlafiyor. na yakalanmıştır: "Dışan çıktıgından beri yaşadıklanyla etkilendigi şeyler yüzünden giinkri, bir şeyleri yitiriverdigi, olmadık yeni şeyler buldugu, ama hemen ardından o buMuklannı da bitirdigi sannsıyla geçirmişti. Dönya gerçek degÛdi, onca özJedigi şeyler ve kişiler gerçek degikU: Çevsel olarak onun da yalnız olduğunu sezmesidir bunun nedeni. Algüz'e sığınır, ama kurtanlmayı değil anlaşılmayı ister. Yaşarken yitirdiği annesidir Algüz, kızkardeşi Frem'dir, eski nişanhsı Gülnar'dır bir bakıma. Hem hepsidir, hem hiçbiri değildir. Ayrı dünyalann insanlandır on 10 kişi uzennı $a\dırdıâtncfa y peki ? Oruç 8 yıl sonra salıverildiğinde, "birey oimayı, bütün tatlan duyabilen bir insan oimayı" amaçlamaktadır artık. Ama bu 8 yıl içinde dışarısı, en yakınlan, eski arkadaşları da değişmiştir. Birden, yaşamın içine giremediğini, o hep düşlediği özgürlüğün kendisini boğmaya başladığını aynmsar. resini bir nebııla kuşatmıştı, ae içine girebiliyor ne uzaklaşabiüyordu. Çekme ve itme giiçleri ayarlanmıştı ve o hep istemedigi verdeydi." (s. 21) Içine düştüğü çözümsüzlük, kapıldığı yalruzlık duygusu Algüz'e iter Oruç'u. Belki içgüdülar. Ayn yaşantıların... Yaşamı, seviyi algılayışları farklıdır. Oruç'un çıkmazı kendisidir, kendi içindedir. Algüz'ünki de öyle. Belki de bu yüzden, kendi içlerinde bir çıkış yolu bulamadıklan için birliktelikleri ölüme yazgılıdır. P İ K N İ K PİYALE MADRA HIZU G AZETECİ NECDET ŞEN BAK Karikatürde insan ve konut Taş Taş t)stü»e / CemalArığ'ın l i 5 * ' karikatür albümü / Ar Yayın / 80 Sayfa. TURGUT ÇEVİKER Cemal Anj (1960), 1974'te karikatüre başlanuş, 1980'e değin yoğun olarak birçok dergide karikatürlerini yayunlamı; genç çizerlerimizden biri. tlk amatörlük yıllannın hemen pejinden uzun bir süre "Gırfir" anlayışına bağlı ürün vererek karikatürcü gibi yaşamaya alıştı. Sonra koptu bu tür dergilerden. Daha çok ulusaluluslararası yarışmalara ve Karikatürcüler Derneği'nin etkinliklerine katıidı. Küba'da gerçekleşen "Juventud Rebelde" gazetesinin düzenlediği yarışmada aldığı birincilik, kazandığı on ödülün sonuncusuydu. İTÜ'de mimarhk eğitimini 1982'de tamamlayan Arığ, "Gırgır" anlayışıyla oluşturduğu çizgi dünyasını "yaa"dan arındırmaya başladı. Bu ikinci dönemi, dergi bağından kurtulmuş bir genç çizerin özgürce çizme özlemini gerçekleştirme serüveninin başlangıcıydı. Bu yolda yazıh yazısız gjbi ayrımlara düşmeden, gerektiğince karikatürün gereksinme duyduğu kadar "yazı"ya da başvurarak çalışmalannı sürdürdü. Yuvarlak çizgile ~3f~Pefî^Efto^iyârsa) KiMin~\^ Mi.f? M S0<SA HEf? iKT ULK£ QE CİNON R <3EL OE ÇIKT IŞİN E yoiuıc su MU iÇMetr.. ÇİZGİIJK KÂML MASARACI rin egemenliği sürse de oradan uzaklaştığı hemen görülecektir. Bu temelde karikatür anlayışıyla ilgili değişim giderek kendi olan özgün bir çizgi dünyasına ulaşmasını sağlayacaktır. "Taş Taş Ustüne", 1986'da yayımladığı kartpostalkarikatur çalışması "KariltaMimari"yi de içeren 83 mimarlık karikatüründen oluşuyor. Albüm, Brecht'ten yapılmış bir almtıyla başlıyor: "Taş taş üstiine ev olur / fıdan fidanken agaç olur / gün gelir bu evden, bu ağaçtan bir kent, bir babçe kurulur." "Taş Taş Üstiine", temelde insan ile konut ilişkisini ele alıyor. Bütün zamanlann en büyük sorunu olan bu olgu üzerine birçok karikatür ustası eğilmış, unutulmaz yapıtlar ortaya koymuştur. Epeyce tüketilen bu ilgi alanı üzerine Arığ, yeni karikatürler, hatta başyapıt adayları ortaya koymayı başarmış. Yok edilen doğa, yıkılan tarihi çevre, oyun alanları eiinden alınmış çocuklann modern kentlerdeki yeni oyun biçimleri, ha RAPORU NEYZEN TEVFtK Yazan: Alpay Kabacalı / özgür Yayın Dağıtım / 376 sayfa. 1953'te ölen Neyzen Tevfik, keskin yergileriyle, yanından ayırmadığı neyiyle, uzun yıllardır dillerde dolaşan nükte ve fıkralanyla ve çok renkli kişiliğiyle kitlelere mal olmuş bir şair. Alpay Kabacalı, bize hayatı, kişiliği ve şiirleriyle Neyzen Tevfık'i tanıtırken, onun hiçbir kalıba sığmaz kişiliğini göz önüne alarak bilimsel bir yöntemden kaçımyor bile bile. "Bu kitabın amaa," diyor, "onu yakından tanımak isteyenlere tanıtmak, 'gölge etmeden' okurla karşı karşıya getirmek." Bunu sağlamak için de, Kabacalı, Neyzen Tevfik'in hayatını kendi ağzından vermeyi, çeşitli yönlerini de onu yakından tanımış olanların tanıklıklarına başvurarak aktarmayı seçiyor. İki Dili: Kalimerhaba". Başlangıç, kitapta yer alan "Gökçeada: Gül Gibi Geçinenler" başhklı röportajıyla Abdi Ipekçi Banş ve Dostluk Ödülü'nü, "Göçenler ve Goçerler" başhklı röportajıyla da Milliyet Röportaj Ödülü'nü almıştı. Haber ve röportaj dallannda iki kez Hasan Tahsin ödülü kazanan, 1986'da Çağdaş Gazeteciler Derneği'nce röportaj dalında Yılın Gazetecisi seçilen Başlangıç, Hikmet Çetinkaya'nın deyişiyle, "İnsan yaşamının ana çizgisinde, Ege'nin iki yakasının oyküsiinu Gokçeada'da yakalıyor". Celal Başlangıç, "Kalimerhaba" da Nikolar'ın, Angeliler'in "Kalimera" sıyla Sevgiler'in, Hakkılar'ın "Merhaba" smı birleştiriyor. Diyor ki: "İstedik ki, Ege'de gezinen savaş gemilerine inat edercesine yaşanan güzellikleri belgeleyelim. Ve istedik ki, yaşasın banş!" ın "Ocak Katın Alagöz" adlı bir şiir kitabının ardından "Yareolik" (1943), "Sınıf" (1944), "Yaşadıkçş" (1948), "Devam" (1953), "Üsküdar'da Sabah Oldu" (1954), "Soluk Soluga" (1962), "Karakılçık" (1969), "Güvercinim Uyur mu" (1974) ve "Kulagımız Kirişte" (1983) adlı şiir kitaplan da önümüzdeki aylarda özgün resimlemeleriyle birlikte okurlarına ulaşacak. Ilgaz'ın 16 şiirinin yer aldığı "Ocak Katın Alagöz" adlı kitabının kapak düzenlemesini Tan Oral gerçekleştirmiş. Kitap "Dört MevsinT'le açılıyor: "Yüzyıhmı dörde böldttm / Her bölümii bir mevsim / Biri kaldı, üçii gitti / Yaz'ı gitti, Güz'ü gitti / Karlı, tipili Kış'ı gitti / Yemyeşil bir Bahar kaldı!" va kirliliği, evsiz ve eve özlem duyan insanlar, nostalji, yıkımlar ve yıkım ustalan belediye başkanlan, müteahhitler ve mimari üzerine fanteziler... Bu odaklardan yola çıkan Anğ, kara bir tablo çiziyor. Hüzünlü bir ağn gibi; hem insana hem doğaya ve hem de geleceğe uzanan çoksesli bir ağıt. Bu dayanılmaz gercekliğin içinden doğan fanteziler bile hüzün ve duyarlıklarla dolu. Unutulmayaçak karikatürler var, "Taş Taş Üstiine"de. Örneğin kaplumbağaya imrenen bir yoksul, çocuğunu kirli kentin uzağında meyveli bir ağacın altına bırakan anne, Picasso'nun resimlerini andıran bir kent görüntüsünün önünde uzaktan kumandayla uçurtma uçuran çocuk karikatürleri bunlann birkaçmı oluşturuyor. Albümde ustalar tarafından biraz farkb olarak çizilmiş birkaç beylik karikatür var. Karikatürü albümlerden iyi izleyenler, bunları hemen aynmsayabileceklerdir. Ne ki, bu tür kesişmeler karikatür alanında sıkça oluyor. önemli olan, içten olmak. Özeliikle bir konu üzerine çalışırken bu tür benzerlikleri de içeren çeşitlemeler kaçınılmazlaşıyor. Ferruh Dogan'ın albüme yazdığı önsözün son tümcesiyle yazımı bitiriyorum: "Taş Taş Ustiine karikatür albumünü gttlerek, dfişünerek, tartışarak izleyecek, begeneceksiniz." ,UtK AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL se TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKA* 17 Eyiül DÜNYANIN UCUNDAKİ DENİZ.. 1822'DE BUGÜN, f/VGILİZ DEM/ZCİSİ JAMES W£PPEL (VEOIL')I "JANE'ADU GEMİSİYLS AMT4IZ<TIIC/I'YA DOĞRU YOLA ÇftCMtŞTt 34 YAŞfHDA/d WBPPEL, FOK AVCIUĞI YAPMAIC. İÇİN GaNEY Deu<2l£RlU£ Sf< SfK SEFEG PÜZENLEMEKTEYDİ. AN7ARKTtKA'YA C>OĞRU YAPriĞl ÜÇÜtiCÜ YOLCliLUKOEMİZt 8ULMUÇTV. Bu DENİZ, 8 MtLYON KiLOME7R£KAflELİK BİR 8ÖLGEYİ ZAPLAMAKTA'YDI. BtfZKAÇ VOSUN CJNS.ıMD£N BAŞKA BİTKl 8ÜLUNM4YAN PSMIZ ve ÇEt/fZ£SiUOEKJ ARAZipe PEAIGUENLEG.LE FOK SÛRÜLE& YAÇAAMKTAYPL. SÖZ KONUSU OENı2E, W£P£>EL '"V ÖU/MÜTJDEN ÇDK JSOO 'DE, ICENOİ ADI /EIZLECSKTİR TA, AUAS OKYANUSU'MUN EN GÜNEYtNOEKJ CUMHURİYET KİTAP KULUBL'NDEN HABERLER A\1N Sıra: Kod: 022.229 1 EN ÇOK SATAN KİTAPLARI ROMAN 17.8.198715.9.1987 Kilabtn Adı/Yazan: Ve Zalim ve Inanmış ve Kerbela / Bekir Yıldız Sırça Fanus / Sylvia Plath Seni Halk Adına Ûiüme MafiKum Ediyorum / Mitka Gribçeva Tula Teyze / M.de Unamuno Bilgi Ağacı / Pio Baroja Yaralısın / Erdal uz Koku / Patrıck Süskind Beyaz Kale / Orhan Pamuk Hoşça Kal Umut / Ayla Kutlu Martı / Richard Bach Fiyatı: 1 050 2.458 2.625 950 840 1.770 2.200 1.200 1.100 500 KALİMERHABA Celal Başlangıç'ın öykü röportajı / Boyut Yayınevi / 88 sayfa. Gazetemizdeki çahşmasına 1981'debaşlayan, 1986'ya kadar Cumhuriyet Ege Bürosu'nda Istihbarat Şefliği yapan, aynı yıl Çumhuriyefin Güney Uleri Temsilcisi olan Cdal Başlangıçın ilk kitabı "Efe'de Sevdanın OCAK KATIRI ALAĞÖZ Rıfat Ilgaz'ın şiirleri / Çınar Yayınları / 77 sayfa. Son yıllarda Çınar Yayınlan, Rıfat Dgaz'ın butün yapıtlannı yeniden ve değişik diziler halinde yayımhyor. Bu kez şiirleri gündemde Ilgaz'ın. "Yıldız Karayel" ile 1982 Madaralı Roman ödülü'nü, aynı yıl aynı yapıtıyla Orhan Kemal Roman Ödülü'nü kazanan Rıfat Ilgaz' 2 3 4 5 6 7 8 9 10 021.285 281.023 021.209 124.230 021.050 021.275 021.236 152.401 102.004 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet (rölrük ya^ gernisi Gölciik deniz fabrikalarmda Türk inşaiye mühendislerinin, Türk ustalarımn ve Türk işçiler'min emeğile yapılarak denize indiriien Gölcük yağ gemisinin ilk tecrıibeleri Gölcükte yapılmış olup deniz tecrübeleri de bugün 17 Eylül 1937 19371987 hattmda 56,37 metre, genışliği Gölcük, donanmamızda yağ 9, 54 metre, çektiği su 3,10 yani mayi mahruk yakan metredir. Sarnıçları 750 ton gemilerin mahrukatını yağ, yani mazot alabilir. taşıyacaktır. Servis sürati 10 deniz milidir. Azami sürati 12 mil. Makınası 700 beygir kuvvetinde Dizel motörüdür. Bir pervanelidir. Mürettebatı 29 kişidir. Marmarada yapüacakıır. Gölcük gemisi bugün tzmit Deniz Komutanlığı önunden hareket edecek ve deniz tecrübeleri yaparak İstanbulda Dolmabahçe önunde demirliyecektir. Gölcükte yapılan bu ilk gemi, 1250 tonluktur. Boyu su
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle