19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 pLAYLAR VE GÖRÜŞLER sal bir görevi ise, kooperatifleri denetlemek, kooperatifçilik eğitimini geliştirmek de bu görevin kaçınılmaz bir boyutudur. Yeter ki bu denetim, iktidar, hükümet tarafından siyasal amaçh bir baskı aracı olarak yasaya aykın biçimde kullanılmasın. Denetimin kamu düzenini sağlamak, kooperatif üyelerinin haklarını çıkarlannı korumak amaçlarıru aşmamalı, caydırıcı, önleyici, eğitici yanlan ağır basmalıdır. Bakanhğın denetim görevlilerinin yeterli nitelik ve nicelikte olmayışı, devletin kooperatiflere daha çok karışmasına, üyelerin istençleri dışında kooperatif yönetim ve denetimini devletin güdümü altına sokmasına gerekçe olarak gösterilemez, buna bahane edilemez. Kooperatif üyelerinin özdenetime önem vermeleri, bu bağlamda büyük önem taşımaktadır. Kooperatif üst birliklerinin üye kooperatifleri denetlemek için "teftiş kurulu" oluşturmaları, yetki alarak bakanlık adına bu kunıllar aracılığıyla, denetimde bulunmalan olanaklıdır. Bunun az da olsa başanlı örnekleri \ ardır. Aynca kooperatif birliklerinin bir araya gelerek, ayrı uzmanlık örgütü olarak, denetim üst birliklerini oluşturmaları, daha güçlü nesnel, yansız bir özdenetim düzeneği kurmaları olanaklıdır. Batı ülkelerinde bunun başanlı örnekleri vardır. Üye sayısı çok olan, örneğin 1500 ya da 2000'in üstündeki konut kooperatiflerinde üyelerin yönetim ve denetime katılmaları sınırlandığı, hatta olanaksızlaştığı, belli bir girişimci kümenin yönetim ve denetimin başında dilediği gibi hareket ettiği gözlemlenmektedir. Doğrudan katıhmı özendirmesi, üyelerarası güven, işbirliği, kaynaşma, bütünleşme olanaklarını sunması açısından, işlerin en etkin en verimli biçimde yüriitülmesine elverişli ölçek buyüklüğündeki birim kooperatiflerden oluşan birliklere gidilmesi, demokratik yönetim ve denetimi sağlamak açısından da yarar sağlamaktadır. İşlerin tek elden yürütülmesinin sağlayabileceği verimi, etkinliği düşünerek çok (örneğin 5 ya da 10 bin) üyeli, büyük ölçekli kooperatifleri savunanlann tek kooperatife üst birlik işlevlerini de yüklediklerini, üst birliğin de aynı etkinlikle, aynı işlevleri yerine getirebileceğini, buna karşı üye denetim ve katıhmının sınırlanmasının doğuracağı sakıncaları dikkate almaz görünmektedirler. Yararlanılan teknolojinin önemli bir belirleyici olarak etkisini de dikkate alarak konut üretiminin örgütlenmesini en ekonomik en verimli en etkili kılan uygun (optimumu) bir şantiye büyüklüğüne koşut olarak birim kooperatiflerin ve birliklerin büyüklüklerini belirlemek olanaklıdır. lar ya d.1 çıkarılmalar da artmaktadır. Boşalan üyelik için vcdek üye dizini düzenleme, daha doğrusu yedek u\^ler yazımlama, hatta onlardan para toplama yoluna gidildiği de görülmektedir. Sonradan üye olanların, devredene ya da yöneticilere açıktan bir tür huva parası niteliğinde ödemelerde bulunmaya zorlandığı durumlar da vardır. Yapım işlerinin sonlanna doğru spekülatif amaçh üyelik devirleri yapılabilmektedir. Bu nedenle birden çok kooperatife üye olan ya da aynı kooperatifte yakınlannın adıyla birden çok üyelik hakkına sahip bulunanlara da rastlanılmaktadır. Bunun yanında, arsa alınması, yapım işlerinin yükleniciye verilmesi, emanet işlerinin yürütülmesi sırasında yöneticilerin çıkar sağladıkları söylentileri yaygınlaştırılmakta, bunlardan kimisi de denetleme sonucunda doğruianmaktadır. Bütün bu durumların kooperatifçilikle bağdaşmadığını, yozlaştırdığmı vurgulayalım. Kamusal ve özdenetimin yetersizliği hızla giderilmelidir. 6 TEMMUZ 1987 "Kooperatifzedelik" > a da "Komıtzedelik" Çekincesi Bugünkü konut politikası tersine çevrilmedikçe, enflasyonun düşük gelirliler üzerindeki baskısı hafıflemedikçe, yapım maliyetlehnin doludizgin gidişine dur demedikçe, gelir dağılımının adaletsizliği giderilmedikçe, düşük ve orta gelirliler için, "kooperatifzedelik" ya da "konutzedelik" çekincesinden çok "sefaletzedelik" söz konusudur, barınak için de "gecekondu" çözüm olarak sürüp gidecektir. OKURLARA... OKAY GÖNENStS CUMHURIYET TEN Sıcak ve Haber S Prof. Dr. CEVAT GERAY 1987 Dünya Konut Yılı'nda, Türkiye'nin öbür ülkelere ömeklik edebilecek en önemli katkısı, kanımca konut kooperatifçiliğinde sağlanan başarıh sonuçlardır. Konut yılı nedeniyle Ingiliz Kraliyet Sosyal Konut Vakfı tarafından açılan, 23 gelişmiş ülkenin katıldığı yanşmada, KentKoop'un birincilik ödülünü kazanması bir rastlantı değildir. "Bankerzedelik" benzeri bir "kooperatifzedelik"ten, "konutzedelik"ten sık sık söz edildiği bir dönemde, yaratılan kuşkulu havanın tersine, kooperatif yoluyla toplu konut üretilmesi, sağlıklı, güzel bir çe\Te yaratılması konularında çok olumlu örneklerin ortaya çıktığı kooperatife olan güvenşizliğin giderek güvene dönüştüğü görülüyor. Belediye, devlet ve kooperatif üçlüsünün eşgüdüm, uyum içinde işbirliğine dayalı "kent kooperatifçiliğı" modelinin, Ankara'da Batıkent'teki başanlı uygulamasından sonra yurt ölçüsünde yaygınlık kazanması, bunun belirgin bir göstergesidir. Yaklpşık 20 ilde 3 bin hektarlık alanı içeren 150 bin konutluk projeler, KentKoop öncülüğünde yaşama geçirilmektedir. sa her üyenin bilgi istemek, eleştirmek, seçmek seçilmek en doğal yasal hakkıdır, yöneticilerin de üyeleri bilgilendirmek, hesap vermek yasal görevleridir. Bir tür arsa pazarlaması, spekülasyon ve haksız kazanç sağlamak için kooperatif paravanasının arkasına sığınarak, halkın konut istemlerini sömürmeye yeîtenen kişilerin kimi kooperatif örgütlerinin başını çektikleri ya da yönetimini ele geçirdikleri konusunda az da olsa örneklere rastlanılmaktadır. İlgili bakanlık ve kurumların, belediyelerin bu konuda duyarlı olmaları, gerekli denetimleri yapmalan, gerekiyorsa kamunun desteğini bunlardan çekmeleri, yurttaşlan uyarmaları gerekir. Yurttaşların da kooperatife girerken çok dikkatli bulunmaları, kooperatifin arsası olup olmadığını, arsanın bulunduğu yerin imar planı bulunup bulunmadığını, toplu konut alanı olarak saptanıp saptanmadığını, Toplu Konut Idaresi'nden "uygunluk belgesi" alınıp alınmadığını vb. durumlan soruşturması zorunludur. Kooperatife girdikten sonra da yönetime, denetime en geniş ölçüde ilgi ve katılım göstermesi, üye olarak haklarına sahip çıkması birtakım yanhşlıkları, yolsuzlukları önlemenin en etkin yoludur. Devletin on binlerce kooperatifi denetlemekten "bir tür acz" gösterdiğini, 6570 denetim görevlisiyle etkin bir denetim uygulayamadığını, en yetkili ağızlardan duymaktayız. Kooperatif ahlakı Öte yandan, kooperatifçilik gerçekte bir yaşam biçimidir. Amacma ulaşabilmesi "kooperatif ahlakı" adı verilen moral değerlerin üyelerce benimsenmesi, kurallarına uyulması zorunludur. Genel ahlakın bozulduğu, yolsuzlukların, çıkarcılığın, bireyciliğin, her türlüsüyle yolsuzluklann prim kazandığı, işbaşındakilerce önleneceği yerde özendirildiği bir dönemde kooperatifçilik ahlakından söz etmenin ne denli yersiz olduğunu biliyorum. Ama yine de kooperatifçiliğin gerektirdiği ahlak değerlerinin güçlenmesi gereğinin önemini vurgulamaktan kendimi alamıyorum. Sorunlann çözümünde en önemli nokta, bugünkü kredi düzeneğinin düşük ve alt orta gelir düzeyindekilerin konut edinmelerine yönelmediği, aksine üst orta ve üst gelir katmanlarına yaradığı bir gerçektir. Devletin konut siyasası, gecekonduculuğu tapuyla özendirmenin ötesinde, düşük ve dar gelirli ailelerin konut sorunlarını dışladığını söylemeliyim. Bunların biriktirim güçleri bir konut edinebilecek düzeyde değildir ya da çok zayıftır. Onlar için mülk değil, kiralık konut uygulamasına geçilmehdir. Üst orta ve yüksek gelirlilerin toplu konut kredisinden yararlanmalarına son verilmelidir. Krediler, devlet desteği, orta gelirlilere yöneltilmeli, kredinin konut maliyeti içindeki payı yüzde yüze yaklaştırılnıalı, 85 metrekarenin altındaki konutlar kredilendirilmelidir. Bunlar sağlanmadıkça, ona halliler için kooperatif yoluyla da olsa konut edinmek "hayal" olmaktan kurtulamaz. Konut kooperatifleri, uygulamada çok çeşitli sorunlarla karşı karşıya bulunmaktadırlar. Bu sorunların bir bölümü, kooperatif yönetim ve denetimine üyelerin yeterli ilgi ve katıhmı göstermemelerinden kaynaklanıyor. Çeşitli nedenlerle, çoğu kez kooperatif eğitiminin yetersizliği, ilgisizlik, Siyasal amaç taşımayan bunların başında yer alır. Üyeler kooperatif yönetimine, denetimine istendik ölçüde katılmamakdenetim gereği tadırlar. Bu yüzden, yönetici ve deneticilerin zaKooperatifleri daha sıkı denetlemek amacıyla man zaman yolsuzluklara saptıkları, yargılandıkgetirilmek istenen bir yasa değişikliğindeki çekinlan görülmektedir. ceye de değinmek istiyorum. Haklarında herhangi bir yargı karan olmaksızın kooperatif denetici Kooperatifçilik, karşılıklı dayanışma ve yardımve yöneticilerini görevden almak, yerine yenilerilaşma kuruluşları olarak güvene dayalı örgütlerni atamak yetkisini bakanlığa tanımayı öngören dir. Kooperatiflerde yönetime ve denetime katıldeğişiklik önerisi, kooperatifleri devletin boyunmada her üyeye eşit oy ve söz hakkı öngören, "deduruğu altına sokmak, siyasal nedenlerle keyfi uymokratik yönetim ilİcesi" benimsenmiştir. Anagulamalara yol açmak gibi çekinceler taşımaktaparadaki payı dikkate aJınmaksızın, başka ayndır. calıklara yer verilmeksizin her üyenin eşit sayılması kooperatifı öbür ticaret ortaklıklanndan ayırt Bu, çağdaş demokratik kooperatifçilik anlaedici en önemli ölçüt olmakla kalmıyor, hem de yışına, demokratik yönetim ilkesine taban tababu örgüt biçimini "ekonomik demokrasinin na zıttır, kooperatif demokrasisinin yok olması sobeşiği" durumuna sokuyor. Çoğu kez, üyeler konucunu doğurur. Bununla, kooperatiflerin devlet operatifın genel kuruluna katılmakla yetinmekte, denetiminden uzak tutulmasını savunuyor değiliz. kımi kez genel kurula bile katılmamaktadırlar. OyNasıl kooperatifçiliği desteklemek devletin anaya Maliyet artışlan Kooperatiflerin karşı karşıya bulunduklan en büyük sorun, gelir ve kredi artışlarının maliyet artışlarını karşılayamaması, yakalayamamasıdır. Bu yüzden yapım gecikmekte, gecikmeler kooperatif üyesinin gücünü azaltmakta, moralini bozmaktadır. Üyelerin kooperatif yöneticilerine karşı kuşku duymaya başlaması, sürtüşmeye girmesi, hatta yönetim kurulu üyelerine, başkana, yükleniciye (müteahhit) saldırması sonucunu doğurmaktadır. Ödentilerin, ara ödemelerin üyelerin ödeme gücünü çok aştığında üyelikten isteğiyle ayrılma Sonuç Bugünkü konut politikası tersine çevrilmedikçe, enflasyonun düşük gelirliler üzerindeki baskısı hafiflemedikçe, yapım maliyetlerinin dolu dizgin gidişine dur demedikçe, gelir dağılımının adaletsizliği giderilmedikçe, düşük ve orta gelirliler için "kooperatifzedelik" yada "konutzedeiik" çekincesinden çok "sefaletzedelik" söz konusudur, barınak için de "gecekondu" çözüm olarak sürüp gidecektir. EVET/HAYIR OKTM AKBAL Trabzon eski senalörlerinden merhum Yusuf Demirdağ'ın eşi, Anadolu Kredi Kartı Genel Müdürü Orhan Demirdağ'ın annesi, Yasemin Demirdağ'ın kayınvalidesi, Pınar'ın babaannesi VEFAT Geçip Giden Yazlarda... Birden geçmiş temmuzlarda sandım kendimi. Böyledir bu ay, oyunlar yaratır. Kendinizi unutursunuz; yaşınızı, başınızı, çağınızı... Alt kartaki radyoda ince saz çalıyordu akşam üstü... Kişiyi ince hüzünlere götüren o yaz akşamları! 1930'ların İstanbul kenar semtlerinin, Üsküdariarın, Beşiktaşların, Fatihlerin, Şehzadebaşıların, Beykozların, Beylerbeyilerinin, Kanlıcaların akşam saatleri. Bir kıyı kahvesinden, bir ahşap ev penceresinden gelen şarkılar. Bir tramvayın geçişinin çıkardığı sesin uzayıp gitmesi. Bir vapur düdüğü... "Urıutmam unutmam sevgilim seni" dedi kesti. Şimdi Neoiloğlu ismail Hakkı Beyin o unutulmaz şarkısı: "Gün batar kuşlar döner I Dönmez bu yoldan beklenen..." Ne zaman yazmış bunu? Çanakkale'de siperdeyken mi gözleri görmez olduğu zaman mı? İçime acıyla dolar bu şarkı. Özdemir Asaf'ın dizeleri geliyor aklıma: "Her şarkının götürdüğü yer başka" Geçti gitti o anlar? O insanlarla birlikte gitti o anlar? "Beyoğlu'nun kızları hanımım I Aç kollarını sar boynuma..." Bu da eskilerden kalma. Her şey gider de şarkılar nasıl kalır eskimeden? Şu alaturka var ya onsuz etmek olanaksız. Sevmesek de sevmekten kaçınsak da bir şeyler işlemiş içimize, bizden parça olmuş, biz olmuş... Çocukluğumda duyduğum nice şarkı var ki her birini duyar duymaz, o yitip giden zaman parçacıkları gözlerimin önünde diriliyor. Nasıl o şarkıları yadsıyabilirim? Birkaç gün yattım. Bir soğukalgınlığıydı. Ateş de yaptı. Garip şey, insan gövdesinin doğal sıcaklığını aşması! Siz, eski siz oluyorsunuz ateş içindeyken. Hayalleriniz değişiyor, gördüğünüz düşler değişiyor, bir sanrıda yaşar gibi oluyorsunuz. Bu şarkılar uzaktan geliyordu odaya. Zaman köprüsünden geçip gidiyordum. Haziran 1935. Babamın öldüğü gün. Bir şeyler yıkılmıştı birden. Çocukluktan çıktığımı anlamıştım daha ilkokul çağında. Bahçede tek başıma dolaşmıştım dost erik ağacının altında. Çakal eriğiydi, tuza batırıp yemesi hoş olurdu. Ustüne tırmanabildiğim tek ağaç. Saatler geçirdiğim bir gizii köşe. Zamanın geçeceğini düşünmüştüm. Babam da gitti, başkaları da gidecek, herkes gidecek. Gökyüzü aydınlıktı, hava sıcaktı, yaz başlangıcıydı. Sesler beni çağırıyordu, duymazlıktan geliyordum. Komşunun radyosu susmuştu bugün. Mahallede ölü vardı, susmalıydı. Oysa her akşam üstü mahallenin tek radyosundan şarkılar uzanır, yayılırdı evlere. Köşebaşındaki beyaz evden, kabzımal Ziya Beyin sarışın karısının radyosundan gelen sesler daha başka olurdu. Penceresinden gülerek bakardı biz çocuklara. Hiç çocuğu olmamış da ondan mı? Şeker verirdi gördükçe. Radyoyu iyice açar. şarkıları duyururdu mahalleliye İki yıl sonra babam da bir Philips radyo aldı. Mahallede iki radyo oldu böylece. Bir ses büyültücüsü vardı, onu bahçeye uzatırdık, dut ağacının altına sofra kurardık, aracı da ağacın bir dalına asardık. "Babam annem evimiz bahçemiz çitlenbiklerim" der Ziya Osman. Öyle işte! Çocukluktan kalan bir imge. Bir Sisley tablosu gibi gözümün önünde durur bu tür şarkıları duydukça... Hastayken kişi daha mı duyarlı olur? İnce hastalık vardı bir zamanlar. Yine de var ya eski romanların kişileri hep bu hastalığın kurbanı olurdu. Duyarlı yaratıklardı bunlar. Kimsenin aklına gelmeyen şeyleri düşunürlerdi. Severlerse, herkesten daha çok severlerdi. Cana kıymalara varıncayadek... Ben de ateşli bir hastalığa düştüğümde, varsa yoksa çocukluk günlerimde yaşarım. Ama ilk kez değil, ikinci kez yaşarcasına. Yaşlılık, olguniuk deneyimlerini bilen bir çocuk gibi... Olacak şey değil ya düş bu, sanrı bu, orda her şey olur! "Her şarkının götürdüğü yer başka..." Özdemir Asaf'ı düşündüm durdum. Derken Suavi Koçer. Hastalandığını duyduğum, birtürlü görüşümediğim Orhon Arıburnu... 1940'ların yazar, şair dostJarı bir bir gelip gittiler yanıma. Derken Naim Tirali, Paris'ten aramaz mı? Düşte değil gerçekte!... 1950'lerin Paris'ini buldu mu acaba? Yirmi beş yaşın Paris'i, 60'ında da aynı yerde midir? Hep bize göredir kentler, yaşamlar, aşklar! Kendiliğinden birönemteri, bir anlamları yoktur. Biz veririz o değeri, anlamı... O da gelip geçicidir. Bir şarkının duyulup yitmesi gibi... Nebiloğlu İsmail Beyin gözleri Çanakkale'de mi kör olmuş? Bunu bir incelemeli, yazar mı acaba kitaplar? "Gün batar kuşlar döner/ Dönmez bu yoldan beklenen..." Güzel olan beklemektir biraz da... Kımse gelmese bile! MUZAFFER DEMİRDAĞ hanımefendi, 4 temmuz cumartesi günü vefat etmiştır. Cenazesi, 6 temmuz pazartesi günü(Bugün)Üsküdar Karacaahmet Camii'nden öğle namazını müteakip kaldınlacaktır. Tanrı taksiratını affettsin AİLESİ NET TURİZM TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ'NDEN TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURUDUR Şirketimizin yıllık faiz ödemeli. <f«55 sabit faizli 1. Tertip 2. Seri tahvilleri 15.7.1987 (arihinden itibaren şirket merkezinde saıışa sunulacaktır. Işbu tahvillerin halka ara Sermaye Piyasası Kurulu'nun 21.5.1987 tarih ve 8O/N2 sayılı iznine dayanmaktadır. Ancak bu izin tahvillerımiz %c ortaklığımızın kurul veya kamuca ıckeffülü anlamtna gelmez. I. Ortakhğın. a. Ticareı Unvanı b. Merkez Adresi c. Sermayesi (1) Çıkanlmış Sermayesi (2) Ödenmiş Sermayesi d. Faaliyeı Konusu Net Turizm Ticaret ve Sanayi A.Ş. Şerefefendi Sok. No. 36, Cağaloğlulsı. 1.000.000.000 TL. 1.000.000.000 TL. (1) Halı, kilim. deri ıpek ve suni elyaflan yapılmış giyim eşyası pazarlama ve satışı. (2) Her çeşit luristik eş>a yapımı, pazarlama ve satışı (3) Konaklama tesisleri yapım ve isleımesi 99 yıldır Tesis yatırımı ile işleıme sermayesi ve işlırak yalınmı irıliyaçlannı karşılamak üzere kullanılacakıır. e. Süresi f. Çıkarılacak Tahvillerden Sağlanacak Fonun Kullanım Yerleri 2. Izahnamenin, a. Yayınlandığı Turkiye Ticareı Sicili Gazetesi'nin larih ve No. : 12.6.19871785 sayılı TTSG b. Halkın incelemesine açık ımulduğu yer. : Şirket Merkezi 3. Tahvillere İlişkin Bilgiler Şirket tahvilleri, 30 Ekim 1986 gün ve 19266 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 86/11130 sayılı Bakanlar Kurulu karannın 1. maddesinin (a) fıkrası hükmünden yararlanarak ihraç etmektedir. a. İtibari degerleri tutarı ve 1.000.000.000. TL. 1. Tertip tertibi 2. Seri b. Serisi Kupür Değeri Toplam tutarı c. Kupürler itibariyle dağılımı (TL) Savısı (TL) 100.000 200 200 000.000.250.000 1000 25O.OO0.ÖO0.500.000 600 300.000.000.250 250.000.000.1.000.000 Toplam 1.000.000.000.• d. Satış Süresi 15.7.1987 Başlangıı; Tarihi : Bitiş Tarihi : 30.7.1987 e. Erken odemeye ilişkin esas ve şartlar : Erken paraya v~£v. rime taahhudü yoktur. f. Satış Fiyatı : Çıkanlacak tahviller satış •.üresi içinde nominal değerler i ile satıla*:aktır. g. Tahvillerin tümü hamiline yazılıdır h. Vadesi : 2 vıldır i. Ödemesiz dönem süresi : 2 vıldır j . Tahvillerin ödeme plânı (İOOOTL) : Odeme Tarihi Faiz (TL) Anapara (TL) 30.7.1988 550.000 30.7.1989 550.000 1.000.000 k. Faiz ve Anapara ödenme yeri Toplam 1.100.000 1.000.000 Şerefefendi Sok. No: 36 Cagalojluİsıanbul adresindeki şirket merkezi İcra Dosy» No: 986/3750 Alacaklı: Halil ÇINARLI Vekili Av. Ferdâ DÜNDAR Bandırma Pasajı. No: 33/34 BANDIRMA Borçlu: Mustafa DEMtR, Dere Mah. General Halit Cad. No: 16 BANDIRMA Mevcut adresıe bulunamadığından halen adresi meçhuldür. Alacağın Miktan: 408.800. TL. sıdır. Alacağın aynca İcra Masrafı, İcrada Vekil ücreti ile 15.10.1986 tarihinden itibaren ^o3O kanuni faizi ile birlikte tahsili. Senet ve Tarihi: 25.09.1986 TT. ve 10.10.1986 VD.li 402.000.TL.'lı BONO. Yukanda yazılı borç ve masraflann ödenmesi için alacaklı avukatı tarafından açılan icra takibinin üzerine borçluların yazılı adreslerine gönderilen ödeme emirleri teblig edilememiş ve bilahare zabıta aracılığı ile yaptırılan tahkikat sonucunda adresleri bulunamadığından ödeme emrinin ve İcra Iflas Kanunu'nun 103. maddesi gereğince 103 tebliğinin ilanen yapılmasına karar verilmiştir. Borçlunun Bandırma Öze! Idare Memuriuğu'ndaki Aksakal Bucağı Okul İnşaatı Istihkâkına konan hacizden dolayı Istihkâk veren merciiden celpedilen 408.800. TL. ıstihkâk bedeli için İtK'nun 103. maddesi gereğince 18 gün içerisinde bir diyeceğiniz varsa bildirmeniz için İcra Dairesine başvurmamz tebliğ olunur. Işbu ödeme emrinde yazılı borç ve masrafları ilan tarihinden itibaren 25 gün içerisinde ödemenız. takibin dayanağı senet kambiyo senedi niteliğine haiz değilse 20 gün içerisinde yetkili merciiye şikâyet etmeniz, takip dayanağı senet altındaki imza size ait değilse yine bu 20 gün içerisinde ayrıca ve açıkça bir dilekçe ile İcra Dairesine bildirmeniz, aksi takdirde icra takibindeki kambiyo senedi altındaki imzanın sizden sadır sayılacağı, ımzamzı haksız yere inkâr ederseniz 100 liradan 5.000. TL. sına kadar para cezası ile mahkum edileceğiniz, borçlu olmadığmız veya borcu itfa ve imhal edildiği ve>a alacağın zaman aşımına uğradığı hakkında itirazınız varsa bunu sebepleri ile birlikte 20 gün içinde tetkik merciine vereceğiniz dilekçe ile merciinden alacağımz itirazın kabulüne dair bir karar getirmediğiniz takdirde cebri icraya devam olunacağı, itiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde 25 gün içinde 74. maddeye göre mal beyanında bulunmamz, bulunmadığınız takdirde hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykın beyanda bulunursanız hapisle cezalandırtlacağınız hususu 7201. sayılı Tebliğaı K.nun 28. maddesi gereğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 24427 BANDIRMA İCRA MEMURLUĞU'NDAN KAMBİYO SENETLERİ ÜZERİNDE HACİZ YOLU İLE YAPILAÇAK TAKİP TALEPLERİNDE ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİĞİ ıcaklar bastırınca haberter soğur diye beklenir. Ama bu yaz, sıcaklar bastırdıkça haberter de ısındı. Birden geldi öztorun olayı. Konunun özelliği, çok titiz, çok serinkanlı yaklaşılmasını gerektiriyordu. Ama bu, araştınlmaması, elde edilen bilgilerin okura aktanlmaması demek değildi. Ankara Temsilcimiz Yalçın Doğan, tef/7 arifesinde Öztorun olayının nasıl başladığını, gelişüğini derledi ve olayı en derli toplu sunan haber Cumhuriyefte yer aldı. Ankara sakinleşti diye tatile gitmiş olan Cuneyt Arcayürek de dayanamadı ve tatil yertnden bol telefon jetonu tüketerek gelişmeleri izlemekten, katkıda bulunmaktan kendini alamadı, sonunda da tatilini kısa keserek Ankara'ya döndü. Yalçın Doğan da kısa bir gecikmeyle tatile çıkabildi. öztorun olayının faturası da nedense basına çıkarılmak istendi. Gelişmeler hızlıydı, pek sevimli değildi, başka yaralara yol açabilirdi. Ama niçin basın suçlandı sonunda? Biz bu olayda da basının suçlanabilir bir tutumu olduğu kanısında değiliz. Yine de basını suçlamak artık çok genel bir alışkanlık olmaya başladı. Bir olayı tartışmak yerine art niyet aramak bizzat bazı basın organlarında da zaman zaman görülüyor. örneğin İzm'tr Büromuzun "islami kooperatife Hişkin haberterinin ardında başka niyetler arayan oldu, fzmir Temsilcimiz Hikmet Çetinkaya ve İstihbarat Şefımiz Mustafa Balbay yanlış tarzda suçlandılar. Bu suçlama ve kasıt arama eğiliminden sryasi çevrelerin kendini kurtarması güç görunüyor ama artık basının diğer organlara bakışında bu eğilim görulmemeli diye düşünüyoruz. Ankara Büromuzun istihbarat şefliğini yürüten Ahmet Tan arkadaşımızın yeni bir acı daha yasaması, geçen hafta sonunda hepimizi etkileyen üzücü günler getirdi. Ahmet Tan Günlertn Köpüğü'nü de boş bırakmadı, masasının başında olacak. Adana temsilcimiz Celal Başlangıç da uzun muhabihik yıllannın ardından masa başından kalkmak için her olayı değerlendiriyor. Güneydoğuda olaylann gelişmesi üzerine hemen harekete geçen Celal Başiangıç'ın izlenimleri, bölgedeki havayı en aynntılı biçimde yansıttı. Güneydoğu deyince yalnızca son tatsız olaylar gelmemeli akla. Nitekim Başbakan Turgut özal da GAP olayını herkesin aynntısı ile izlemesi için yeni bir gezi düzeniedi. Genel Yayın Müdürümüz Hasan Cemal de Başbakanın bugün başlayan GAP turuna katılacak, diğer arkadaşlanmız da çeşitli asamaları izleyerek bu önemli projede atılan son adımlan aktaracaklar. Uğur Mumcu, bu hafta tatile çıkıyor, bir süre onun yazılanndar yoksun kalacaksınız, ama şunu önerebiliriz: Dünkü yazısını kesin, Uğur Mumcu'yu özlediğinizi hissettiğiniz anlarda çıkartp yeniden okuyun. Yaz gelince Batı başkentierindeki muhabirlerimiz de art arda Türkiye'ye gelirler. Nilgün Cenahoğlu ise Madrid'den Romstya taşınırken arada ilginç bir gezi yaptı ve hemen yazdı, bu hafta okuyacaksınız. Batı Almanya'da bir aylık inceleme, staj çalışmastnı tamamlayan Kerem Çalışkan da döndü ve yeni sorumluluklannı hemen üstiendi. Haber Merkezi Müdürümüz Yalçın Bayer zorta tatile çıkanldı, bu hafta sadece her gün Leyla Tavşanoğlu'nu telefonla kontrol edecek. Son dalgalanmalarda en çok zayiatı veren istanbul Haber Servisimizi yeniden örgütlemeyi tamamlamak üzere olan Erhan Akyıldız da sadece ailesini tatile götürebildi. Bu servise yeni katılan arkadaşlanmızı daha sonra tanıtacağız. Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nün geçen yıl uygulamaya başladığı yurtdışı bursları için bu yıl yapılan sınavı Yazı Işlerinden Mustafa Sağlamer ile İstanbul Haber Servisimizden Serpil Gündüz kazandılar, kendileri sonbahar ve kışı bir Batı başkentinde stajda geçirecekler. ACI KAYBIMZ Biricik hayat arkadaşım, sevgili babamız Dahiliye Mütehassısı Dr. M. TAHİR KURAL 5.7.1987 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Acımız sonsuzdur. Aziz naaşı 6.7.1987 Pazartesi günü (bugün) ikindi namazını müteakip Heybeliada Camii'nden kaldınlacaktır. EŞİ: Çocuk Mütehassısı Dr. F. Nebafaat KURAL ÇOCUKLARI: Murat KURAL Müge KURAL (ONAT) ANMA Canımız, oğlumuz, kardeşimiz tSKENDERUN DEMİR VE ÇELİK FABRİKALARI MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN UFUK EKDAL 19591986 Her geçen gün artan özleminle seni anıyor, seni seviyor, seni unutamıyoruz. 278 KALEM RULMAN İTHAL EDİLECEKTİR Şannamesi bedelsiz olarak aşağıdakı adreslerden alınabilir. 1 lskenderun'da D.Ç. Fabrikaları Tedarik ve Ikraal Müdürlüğü'nden 2 Ankara'da Ziya Gökaip Cad. No: 80 Kurtuluş'taki Genel Müdürlüğümüzden. lsteklilerin şannamemiz esaslanna göre hazırlayacaklan kapah teklif mektuplannı en geç 30.7.1987 günü saat 14.30'a kadar müessesemiz Haberleşme ve Arşiv Müdürlüğü'nde bulundurmaları ilan olunur. Basın: 24243 AİLESİ adına ZEYNEL EKDAL 4. Varsa anapara ve faızlerin ödenmesini taahhut eden kişı va da kurum : Net Holding A.Ş. Basın: 6900 ÇAY İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ RİZE 40 TON PLASTİK ÇEMBER SATIN ALINACAKTIR 1 Genel müdürlüğümuze bağlı 100. Yıl (Rize) Çay Paketleme Fabrikası ihtiyaa olarak 40 ton plastik çember teklif alma usulü ile saıın alınacaktır. 2 Bu işe ait şartnameler; a) Çay Işletmeleri Genel Müdürlüğü. SatınaJma Müdurlü|ü Rize, b) Çay Paketleme Fabrikası MudürlüğüBüyükdere / İSTANBUL, c) Ankara Bölge Müdürlüğü, Maliye ve Giimrük Bakanlıgı E Binası Kat 7 Opera / ANKARA adreslerinden ternin edilebilir. 3 Ihaleye katılmak isteyen fırmaların şartname esaslan dahilinde hazırlayacakları teklif mektuplan ve numunelerin en geç 20.7.1987 günü saat 17.30'a kadar (nakit tcmınatlar 16.00 ya kadar alınır) Çay Işlelmeleri Genel MudürlugURize adresinde bulunacak şekilde iadelitaahhütlu olarak göndermeleri veya belinilen tarihe kadar elden venneleri gerekmektedir. 4 Postada meydana gelen gecikmeler ve telgrafla yapılacak muracaatlar kabul edilmez. 5 Genel Müdürluğümüz 2886 sayılı Devlet Ihale Kanunu'na tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen yapmakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Basın: 23802 MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI'NDAN MALİYE MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI Maliye ve Gümrük Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca 5 Ekim 1987 pazartesi günü saat 09.00'da Ankara ve tstanbul'da Maliye Mufettiş Yardımcılığı Giriş Sınavı açılacakür. SINAVA KATILABILMEK İÇİN a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48'inci maddesinde yazılı niteliklere sahip olmak, b) 1.1.1987 tarihi itibariyle 30 yajını doldurmamış bulunmak, c) Siyasal Bilgiler, Iktisat, Hukuk, Iktisadi ve İdari Büimler Fakültelerinden, Iktısadı ve Ticari Ilimler Akademikrinden, (veya eşiüeri olan yurtdışı fakulte veya Yüksek Okullardan) birinden mezun olmak gerekmektedir. Sınavlara giriş sartlannı ve sınav konulannı gösteren kilapçık ile başvuru formu yukanda belirtilen egitim kurumlanndan, Ankara'da Teftiş Kurulu BaşkanüğVndan, İstanbul ve lzmir Defterdarhklannda Maliye Müıettişlerinden sagJanabüir. lsteklilerin gerekli belgelerle birlikte en geç 25 Eylül 1987 cuma günü çalışma saati bıtımine kadar Teftiş Kurulu Başkanlığı'na bizzat veya posta ile bajvurmalan (postada vaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır) gerekmektedir. İlan olunur. (Basın: 22369) tlhan Selçuk 5. bası 840 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad 3941 Cağaloğlutstanbul AĞLAMAK VEGÜLMEK Esas: 1986/411 Davaeılar Lulfi Bıçakçı, Dondü Bıçakçı tarafından davaJı Kastamonu Çocuk Yuvası ve Zonguldak ili Sosyal Hizmetler Müdürlüği) aJeyhine açılan evlat edinmeye ızin davası sebebiyle; Çonım ili Kavacık köyii hane 14, cilt 124/1, sayfa 3536'da kayıtb evlaı edinilmek istenilen Durdu kızı 1984 D.lu, Gülay Durmuş'un babası Hasan oğlu 1953 D.lu. Durdu Durmuş'un tum aramalara ve zabıtaca yaptırılan tahkikatlara rağmen adresinin tespili mümkun olmadığından tebligat yapılamamış olması sebebiyle ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Duruşmanın bıraküdıgı 12 8 1987 gunu saat 9.00'da Hâkimliji'mizde hazır bulunmamz, duruşmaya gelmediğiniz ve beyanda bulunmadı£ıntz takdirde davanın kabulüne karar verileceği H.U.M.K.'nin 509 ve 510. maddesi uyarınca tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 24223 ZONGULDAK 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle