19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 TEMMUZ 1987 DIŞ HABERLER PANAMA :UMHURÎYET/3 F. Ahnanyulran Uişkileri BONN (a.a.) îran Dışişlerı Bakanı Ali Ekber Velayeti, Federal Almanya'dan, "ülkede serbestçe yaşayan ve siyasi faaliyetlerde bulunan" Iranlı rejim muhaliflerini sınır dışı etmesini istedi. Velayeti, "Neue Osnabruecker Zeitung"a yaptığı açıklamada, bu "teröristlerin" sınır dışı tdilmesinin, îran ve Federal Almanya arasındaki ilişkilerin düzelmesini sağlayacağını söyledi. îran Dışişlerı Bakanı, ülkesinin Federal Almanya'ya, Beynıt'a îran yanlısı Hizbullah örgütü tarafmdan kaçınlan iki Alman rehineyle ilgili olarak yalnızca "insancıl" nedenlerle yardım ettiğini belirterek, "Bu, rehineleri kaçıranları tanıdığımız anlamına gelmez" dedi. Velayeti, ayrıca Alman Televizyonu'nda Humeyni'yi alaya alan bir program yayımlanmasmdan sonra soğuyan tranAlmanya ilişkilerinin düzeltilmesi ' konusunda Bonn hükümetinin "tranlıların duyarlılığını" anladığını ve bundan böyle buna saygı duyacağını kanttlaması gerektiğini i/ade etti. Kimlik kartı Niifusu: 2 milyon 250 bin. Alanı: 74 bin km ! . Resmi dili: lspanyolca. Başkenti: Panama. Yönetim şekli: Cumhuriyet. Sanayi: Petrol antma, uluslararası bankacılık. Para birimi: Balboa. Tarihi: 182Pde Ispanya'dan bağımsızlığma kavuşarak KoKOLOMBIYA lombiya ile birleşen Panama 19O3'te Kolombiya'dan ayrıldı. 1978 yılında ABD ile Panama arasında yapılan anlaşmada Panama Kanalı'nın aşamalı bir planda Panama'ya devredilmesi ve 1999'a kadar kanal bölgesindeki askerlerinin çekilmesi karara bağlandı. Haitt'de "genel grev"yeniden başladı Muhalefetin düzenlediği genel grevler, bir gün aradan sonra devam ediyor. Çıkan şiddet olaylarında 10 kişi öldü, 65 kişi yaralandı. PORT AU PRINCE (a.a.) Haiti'de yönetimin seçim sistemini değiştiren yasayı kabul eımesinden sonra başlayan genel grev ve 10 kişinin öldüğü şiddet olaylan, yönetimin karardan vazgeçtiğini açıklamasına rağmen yatışmadı. Haiti cuntası lideri General Henri Namphy, televizyonda yaptığı konuşmada, seçim konusunda bazı sorunlar bulunduğunu belirterek, eylemlere yol açan yasal düzenlemelerin değiştirileceğini açıklamıştı, ancak olaylarda ölü sayısının 10'a yükselmesi nedeniyle göstericiler, yönetimi protestoya devam ediyorlar. Muhalefetin çağnsıyla düzenlenen genel grev sırasında 65 kişinin yaralandığı, 1 milyon dolarlık da hasar meydana geldiği bildiriliyor. Muhalefetin, halkın yiyecek ihtiyacını karşılaması için dün bir günlüğüne ara verdiği grevin, "süpermarketlere hücum"dan sonra yeniden başladığı kaydediliyor. Muhalefet, hükümetin 22 haziranda yayımladığı bir kararnameyi protesto ediyor. Söz konusu kararname, bundan sonraki seçimlerin yüksek seçim kurulu tarafmdan değil, iktidardaki cunta ile içişleri ve adaiet bakanlıklan tarafmdan denetlenmesini öngörüyor. Ülkedeki 57 muhalefet grubunu bünyesinde toplayan Demokratik Cephe, seçimlerde sahtekârlık yapılmasına olanak tanıyacağı gerekçesiyle bu karara karşı çıkıyor. Muhalefet liderleri, ayrıca sivil ve askerlerden oluşan cuntanın istifa etmesi çağrısında bulunuyorlar. Demokratik Kuvvetler Ulusal Komitesi Başkanı Jean Clude Bajeaujı ile Haiti'deki komünistlerin lideri Rene Tbeodore, işbaşındaki cuntayı istifa etmeye çağırdılar. İstifa çağrısına, aralannda anayasayı haarlayanlann da bulunduğu Anayasayı Savunma Derneği'nin de katılmasının, yönetimi oldukça endişelendirdiği Panama'da güvenlik güçleri, önceki gün ordunun sivil yönetim üzerindeki denetimini protesto eden öğrencilerin üzerine göz yasarttcı bomba attu (Fotnğraf: REUTER) belirtiliyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir hükümet yetkilisi, ilk defa ılımlı bir grubun da grevlere katıldığına dikkati çekerek, "kritik bir dönemdeyiz" dedi. Bu arada, enformasyon bakanlığı, muhalefetin karşı çıktığı kararnameyle ilgili olarak dün hükümetle yüksek seçim kurulu arasında bir görüşme yapıldığını bildirdi, ancak görüşmenin sonucu hakkında bilgi vermedi. PanamaVla iç karışıklık büyüyor Başkent Panama'da iktidar ve muhalefet partilerinin merkezleri kundakiandı. Ordu denetimindeki sivil yönetime muhalif örgütler, halka "sivil itaatsizlik çağrısı" yaptılar. Halk, otomobil kornalarına basarak ve beyaz mendil sallayarak yönetimi protesto etti. ABD elçilik binalanna yapılan saldınlardan sonra PanamaABD Uişkileri gerginleşti. PANAMA CITY (AP) Orta Amerika ülkelerinden Panama'da 20 günlük olağanüstü hal uygulamasının kaldınlmasırun ardından ordu yanlıları ile karşıtları arasıiıda alevlenen çatışmalar sürerken başkent Panama'da binlerce lise öğrencisi önceki gün ordu desteğindeki iktidar partisinin bürolarını kundakladı. Ordu yanlıları da bu eyleme misilleme olarak, ana muhalefetteki Hıristiyan Demokrat Parti merkezine saldırdılar. Yönetim karşıtlannın, ordu yanlısı sivil hükümetin devriJmesi için sivil itaatsizlik kampanyası çağrısı yaptıkları bildiriliyor. Panama Devlet Başkanı Eric Arturo Delvalle geçen 11 haziranda silahiı kuvvetlere karşı düzenlenen iki günlük protesto eylemlerinden sonra olağanüstü durum ilan etmiş, olağanüstü durum geçen salı günü kaldırılmıştı. Silahiı kuvvetlerin hükümet üzerindeki kontrolünü protesto eden 3 bin kadar gösterici, önceki gün, koalisyon hükümetindeki en büyük parti durumundaki Demokratik Devrim Partisinin merkezine saldırı düzenlediler. Binayı ateşe veren göstericiler, camları kırarak duvarlara sloganlar yazdılar. Olaydan birkaç saat sonra ana muhalefet partisinin merkezine de saldırı düzenlendi. Panama Milli Eğitim Bakanlığı, önceki gün, hükümete muhalif hareketlerin yoğunlaştığı 'sanat ve ticaret lisesi'ni süresiz olarak kapatma kararı aldı. Bu arada öğrencilerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı ve polis göstericilerin üzerine göz yaşartıcı bombalar atiı. Ote yandan Panama Katolik Kilisesi ve hükümet aleyhtarı örgütler önceki gün halka sivil itaatsizlik çağnsı yaptılar. Örgütler, tencere kapaklarının birbirine çarpılması ve beyaz mendillerle gösteri yürüyüşü düzenlenmesi gibi barışçıl protestolarda bulunulmasını istediler. Başkent Panama'da bu çağnya uyan halkın, önceki gün otomobillerinin kornalanna bastıklan ve mendil sallayarak gosteri yaptıkları bildiriliyor. Kilise yanlısı muhalif örgütlerin de genel grev çağnsı yapma hazırlığında oldukları kaydediliyor. Panama'daki muhalif örgütler, daha önce de hükümeti demokrasiye davet etmek için göstericilerin beyaz mendil salladıkları bir gösteri düzenlemişlerdi. Bu olaydan sonra beyaz mendil muhalefetin simgesi haline gelmişti. ABD'nin protestosu ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Charles Redman. Panama' daki Amerikan elçiliklerine yapılan saldırüara Panama hükümetinin katılımının açık olduğunu öne sürerek, bu tür olaylarır iki ülke ilişkilerine ciddi zararlar verebileceğini belirtti. Redman, "Panama hükiimeti, güvenlik garantisi verinceye kadar ABD'nin Panama'daki konsolosluğunu ve Amerikan Kiitüpbaıtesini kapalı tutacagım" belirtti. Amerikan Senatosu, ordu kontrolündeki Panama hükümetini demokrasiye dönmeye, ordu ve hükümeı yöneticilerinin suçlandıkları cinayet, uyuşturucu kaçakçılığı ve rüşvet suçlamalan karşısında aklanmaya çağıran bir karar almmıştı. Ajganistanda patlama: 1 ölü KABİL (UBA) Afganistan'da bir resmi araca yerleştirilen bombamn • patlaması sonucu bir kişi öldü, dokuz kişi de ağtr yaralandı. Kabil Radyosu 'nun haberine göre, Başkent Kabil'de meydana gelen olayda 'karşıdevrimciler' olarak adlandırılan mücahitler tarafmdan bir resmi araca yerleştirilen bomba infilak etti. Patlamada araçta bulunan Eğitim Bakanltğı görevlilerinden biri öldü, dokuzu da yaralandı. Radyonun haberinde, yaralanan dokuz kişinin durumunun ağır olduğu ve Kabil Hastanesi'nde tedavi alttna alındıklan bildirildi. Karardan sonra Panama'da yapılan çok sayıda Amerikan aleyhtarı gösteride, ABD'ye ait diplomatik binalar saldınya uğramıştı. Charles Redman, "Panama hükümetinin olağanüstü hali demokrasiye dönmek için degil, ABD binalanna saldınnak için kaldırdığının anlaşıldığım" söyledi. Redman olayın "kabul edilmez" olduğunu vurgulayarak, "Panama hiikümetini en sert şekilde protesto ettiklerini" belirtti. Panama'da 10 bin kişilik biı kuvvet bulunduran ABD, ülkeye her yıl milyonlarca dolarlık yardım yapıyor. Panama ve ABD arasındaki anlaşmaya göre, ABD halen kontrolünü elinde bulundurduğu Panama Kanalı'nın yönetimin 2000 yılında Panama hükümetine bırakacak. Redman, acıklamasında, iki ülke arasındaki gerginliğe rağmen, ABD'nin bu kararındar vazgeçmesinin söz konusu olmadığını belirtti. Brezılya'nın derdi ekonomi RIO DE JANEIRO (AP) Brezilya'da önceki gün, temel ulaşım aracı olan otobüs ücretlerindeki artışı protesto etmek için başlayan gösterinin, polis ile göstericiler arasında çatışmaya dönüşmesi, ekonomik sorunlann yarattığı huzursuzluğun ve ülke yonetimine duyulan güvensizliğin bir sonucu olarak yorumlanıyor. Camların kınldığı, dükkânlann talan edildiği, otobüslerin yakıldığı 9 saatlik Rio de Janeiro olaylan, kısa sürede Devlet Başkanı Jose Sanıey'i hedef alan bir gösteri haline gelmişti. Göstericiler, "hemen doğrudan seçim yapılması" ve "başkanın istifa etmesi" yolundaki isteklerini sloganlar atarak ifade ettiler. Brezilya'da bu olaylardan bir hafta önce de başkanın otobüsü taşlanmıştı. Başkanın sözcüsü, göstericileri, "kab,adayılar", adaiet bakanı da "şehir teröristleri" biçiminde tanımlarken, Brezilya'da Sarney hükümetine karşı huzursuzluk ve tatminsizlik giderek buyüyor. Olaylar üzerine Sarney'in kendi partisi olan Brezilya Demokratik Hareket Partisi'nin lideri Mario Covas da "bu hükümeti daha fazla desteklemeyeceklerini" bildirdi. North'un ifadesi sırgibi saklanıyor İrangate skandalının "kilit adamı" Yarbay North, 1 saat 40 dakika ifade verdi; ancak Başkan Reagan'la ilgili söyledikleri gizli tutuluyor. fforth'a, ifadesinin kendisine karşı kullanılmayacağı konusunda güvence verildi. Dış Haberler Servisi Amerika Birleşik Devletleri'ni sarsan "tranContra" skandalının kilit adamı Yarbay Oliver North, dun ilk kez Kongre üyelerinden oluşan soruşturma komisyonunun önünde ifade verdi. Bir saat kırk dakika süren ifadesinden sonra North ayrılırken, hiçbir açıklama yapmadı. Soruşturma komisyonu sözcüsü de North'un ifadesinde neler anlattığını açıklamayı reddederek, olayın "dostça ve profesyonelce" geçtiğini söylemekle yetindi. Komisyon salonuna zeytin rengi üniformasını giymiş ve tüm nişan ve madalyalarını takmış olarak gelen North ile basın uyeleri arasında şöyle bir diyalog geçti: " Soruşturma komisyonunda ne anlalacaksınız? Gerçeği. Daha önce bize bir şey söylemek istemez miydiniz? Butün iyi gunler sizin olsun." North'un, ifadesi bittikten sonra gülümseyerek ve gazetecilere el sallayarak keyifli bir biçimde hızla uzaklaştığı göruldü. Basına açıklama yapan soruşturma komisyonu sözcüsu, North'un ilkin anayasal hakkını kullanarak ifade vermekten ve bildiklerini anlatmakfan kaçındtğını belirtti. ABD Anayasası, bir sanığın kendi kefldisi ateyhinde ifade vermeye zorlanamayacağını öngörüyor. İfadesinin kendisi aleyhinde kullanılmayacağı güvencesi, soruşturma komisyonu tarafmdan bir kez daha teyit edilen North, bundan sonra 25 dakika boyunca bildiklerini anlattı. Komisyon sözcüsune göre, North'a "Başkan Reagan'ın Iran'a silah satışı ve bundan elde edilen paranın Nikaragua'daki Sandinisla yonetimine karşı savaşan Contralar'a verilmek üzere yasadışı yollardan İsvicre'de bir banka hesabına yatınlması" konularında bilgisinin olup olmadığı özellikle soruldu. Soruşturma gizli yürütüldüğü için North'un bu konulardaki ifadesi açıklanmıyor. Önceki gün Yarbay North, soruşturmaya yardımcı olmak uzere Iran'a silah satışı ve Contralar'a gizlice para gönderilmesi sırasında tuttuğu bazı notları ve birtakım belgeleri içeren yedi defteri komisyona teslim etmişti. North'un ifadesinin alınmasına önümüzdeki salı günü devam edilecek. Irangate skandalının soruşturmasmda dönüm noktası Olaylarda North'un rolü ABD'nin Iran'a gizlice silah sattığı iddiası, önce geçen yıl kasım ayı başında Lübnan'da yayunlanan Suriye yanlısı bir dergide ortaya atıldı. Daha sonra fran yönetiminin bu iddiayı doğrulaması üzerine tüm ABD basını konuya eğildi. Kısa zamanda basın, birçok saklı tutulan olguyu açığa çıkarttı Buna göre, Iran'a satılan silahlardan sağlanan para da gizlice ve tamamen yasadışı bir biçhnde Nikaragua'da rejim karşıtı aşırı sağct Contralar'a gönderilmişti. Bu olayların gerisinde kim vardı? Dışişleri Bakanı George Shultz ve Savunma Bakanı Caspar Weinberger, kendilerini temize çıkanırlarken, Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Roben McFarlene'in "işin içinde" olduğu kesınlik kazandı. McFarlene istifa etti. Ancak operasyonu fiilen yurüten kişinin Yarbay Oliver North adında csrarengiz bir deniz piyadesi olduğu belirlendi. Gelişmeler, Başkan Reagan'ın da işin içinde olduğu iddialanyla yeni bir boyut kazandı. Silah rüccarı Adnan Kaşıkçı ise kendisinin de ulaya kanştığıru ve paralann ls% ıçre'deki bir bankaya yatınldığını söylüyordu. Kaşıkçı'nm açıklamasımn ertesı günü Isviçre hesaplarının Yarbay North'un adına kayıtlı olduğunun ortaya çıkması, genç yaşında Reagan'ın desteği sayesinde tüm hiyerarşiyi çiğneyerek yükselen bu yarbayı basının hedefi haline getirdi. North'un düne kadar bu konuda tek bir açıklama bile yapmaması, çok önemli birini korumak çabasına bağlandı ve kuşkular Reagan üzerinde yoğunlaş G. Kore'de demokrasi pazarhğı başladı İktidar ve muhalefet, kurdukları iki ayrı komitede, demokratikleşme reformlannın nasıl yerleştirileceğini tartışıyor. Komiteler, önümüzdeki hafta bir araya gelerek koşulları görüşecekler. İktidar partisi lideri Roh Tae Woo, muhalefet liderlerinden Kim Young Sam'a sürpriz bir ziyaret yaparak reformlar ve seçim konusunu değerlendirdi. Dış Haberler Servisi Güney Kore'de Devlet Başkanı Chun Doo Hwan'ın, muhalefetin ve halkın seçim sisteminin halkoyu ile yapılması isteğini ve diğer demokratik reformları kabul etmesinden sonra ülkede yönetim ile muhalefet arasındaki temaslar da yoğunlaştı. Bu arada, muhalefet yönetime politik tutuklular için af ılan edilmesi çağrısında bu lundu. İktidardaki Demokratik Adaiet Partisi'nin lideri Roh Tae Woo'nun muhalefet lideri Kim Young Sam'a dün sürpriz bir ziyaret yapması, ilişkilerin gelişmesi açısından büyük önem taşıyor. Muhalefetteki Birleşik Demokratik Parti'nin merkezine giden TaeWoo ile Kim Young Sam arasındaki 20 dakikalık sürpriz görüşmede, hükümetin reformları uygulama programı üzerinde tartışıldığı bildirildi. Ancak görüşmenin ayrıntılan konusunda bilgi verilmedi. Muhalefet ve iktidar, ülkede uygulanacak reformları ve anayasa değişikliğini düzenleme biçimi üzerindeki çaüşmalanna da başladılar. İktidardaki Demokratik Adaiet Partisi'nin yönetim kurulunun önceki gün toplanarak değişiklik konularını tartıştığı bildirilirken muhalefetteki Birieşik Demokratik Parti'den yapılan açıklamada, değişiklik için görev alacak 7 kişilik komitenin çahşmalarına başladığı kaydedildi. Güney Kore'de iktidar ile muhalefetin, reformların yerleştirilmesi konusundaki görüşmeleri de önümüzdeki hafta başlayacak. Güney Kore'de Chun Doo Hvvan yönetiminin, seçim sisteminin değiştirilmesi ve diğer demokratik reformları kabul etmesiyle sonuçlanan büyük sokak gösterilerinde başrol oynayan üniversite öğrencilerinin oluşturdukları gruplar ise gelişmeleri çok yakından ve ihtiyatlı biçimde izliyorlar. Oğrenci Federasyonu Seul bölgesinden adını vermeyen bir öğrenci, Devlet Başkan Chun Doo Hvvan'ın, partisinin gücünü korumak için halkı, reformları kabul ettiğine inandırdığını, Chun yonetimine güvenilmeyeceğini belirtti. Bu arada Seul'deki Oğrenci Federasyonu'nun bugün öğrencilerin katılacağı bir toplantı düzenlediği bildiriliyor. Guney Kore'deki gelişmeler, dünya ülkeleri tarafmdan değişik biçimde değerlendirildi. Güney Kore ile diplomatik uişkileri bulunmayan Çin, gelişmeleri "halkın zaferi" olarak yorumladı. ABD'nin, "politik bir mucize" olarak yorumladığı gelişmelere, Polonya'nın tepkisi ise farklı oldu. Polonya Komünist Partisi'nin yayın organı Trybuna Ludu gazetesi, konuya ilişkin yorumun da, "Beyaz Saray, yine kendi çıkarianm konuna peşinde" denildi. Çekoslovakya'da ise resmi "Slovak" gazetesi, ABD'nin 1988 Seul Olimpiyatlan'run geleceğiyle değil, bölgedeki çıkarlanyla ilgilendiğini yazdı. CarterGorbaçov görüşmesi MOSKOVA (a.a.) ABD eski Başkanı Jimmy Carter, Sovyet hükümetinin daveti üzerine gittiği Moskova 'da lider Mihail Gorbaçov 'la görüştü. Kremlin 'e eşi Rosalynn ile gelen Carter'ın, Gorbaçov'la yaptığı görüşmede, önceden Sovyeıler'in ABD Büyükelçiliği'ni yapan Anatoly Dobrynin de hazır bulundu. CarterGorbaçov görüşmesi, kırsal kökenli olan iki liderin bu konuda şakalaşmalanyla başladı. Politikaya atılmadan önce yerfıstığı üreten Carter, Sovyetler Birliği'ndeki zirai merkezlerden Stavropol'da yetişen Gorbaçov'a, "İki çiftçi birbirine muhalif olamaz" dedi. Dafıa sonra basına kapalı olarak yürütülen görüşmenin içeriği hakkında herhangi bir açıklama yapılmadt. Beyaz Saray'ın başkomandosu Beyaz Saray'daki bürokratik görevi, Ulusal Güvenlik Konseyi'nin PolitikAskeri tlişkiler Dairesi Başkan Yardımcısı olan Yarbay Oliver L. North, İrangate skandalının en gizli saklı tutulan kışisı. North, o kadar gizli tutuluyor ki, Güvenlik Konseyı yajını ve çocuklanmn sayısını bile açıklamıyor. Onu begenenlerin "korkusuz" ve "gözü kara" olarak nitelendirdiği North, 1968'de Anapolis Askeri Okulu'ndan mezun olduktan sonra, Vietnam'da bir deniz piyadesi bölilğünü yönetmij ve "Silver Star" madalyasıyla yaralananlara verilen iki "Purple Heart" almıştı. Başladığı bir isi sonuna kadar götüren biri olarak bilinen North için bir Beyaz Saray görevlisi, "Ona görev vermemeyi tercih ederdim, çünkü hedefe ne yapıp yapıp ulaşır ve sonuçlan hiç duşünmez" diyor. 1983'teki Grenada çıkarmasında, teröristlerin kaçırdığı ltalyan yolcu gemisi Achille Lauro olayında ve bu teröristleri taşıyan Mısır ucağmın, ABD tarafmdan engellenraesinde, ayrıca Nikaragua limanlannın mayınlanması operasyonunda, North'un Beyaz Saray'daki bürosu, harekâtları yürütme merkezi idi. 1980 yılında Tahran'daki ABD Büyükelçiliği'nde rehin tutulan Amerikalıların serbest bırakılması için Tahran'a giden beş kişilik Amerikan heyetinin başkanının da North olduğu sanılıyor. PORTRE OLIVER NORTH NepaVde seh 23 ölü KATMANDU (a.a.) Nepal'in Nuwakot kentinde pazartesi günü meydana gelen sellerde 23 kişinin öldüğü bildirildi. Devlet Bakanı Prakash Bahadur Singh 'in dün yaptığı açıklamaya göre, Katmandu 'nun kuzeybatısındaki Deurali köyünde 17, yakmlanndaki Bungtang köyünde de 6 kişi sele kapılarak öldü. Ölenlerin 5'inin kadın, 3'ünün de çocuk olduğu bildiriliyor. Barbie davasında Fransız hükümeti insanlık suçu tartışması Kürt Enstitüsü'ne para vermeyecek Paris'in Türkiye'ye jesti SABETAY VAROL PARİS Fransız hükümeti, merkezi Paris'te bulunan Kürt Enstitüsü'ne şimdiye kadar yaptığı maddi yardımı kesti. Le Canard Enchaine'nin bildirdiğine göre Jacques Chirac hükümeti Kürt Enstitüsu'nün Paris'teki varlığının, Irak ve Türkiye iJe Fransa'nın i>i ilişkilerinde olumsuz rol oynadığı kanaatinde. Dergi, "Kültürel niteligi egemen olan ve dünyada eşi bulunmayan bu enstitü, Türkiye ve Irak'ta bir yıkıcı faaliyet yuvası olarak e k alımyor" şeklinde yazdı. Genellikle iyi haber alan bir dergi olarak tanınan Canard Enchaine, Kürt Enstitüsu'nün milli eğitim ve kültür bakanlıkları bütçelerinden 800 bin Fransız Frangı (100 milyon Türk Lirası) kadar sübvansiyon aldığmı belirtiyor. Haberde, bu paranın, kuruluşun Lafayette Sokağı'ndaki iki katlı binasının kirasının ödenmesinde ve kitaplık masraflarında değerlendirildiği ekleniyor. Kürt Enstitüsü, 1982 yılında Sosyalist Pierre Mauroy hükümetinin desteğiyle faaliyete geçmiş, Cumhurbaşkanı François Mitteırand'ın eşi Danielle de açılışına katılmıştı. Enstitünun kunıculan arasında Ydmaz Güney de bulunuyor. Kürt Enstitüsü Başkanı olan Kendal Nizan, Fransız televizyonlannda konuyla ilgili programlara sık sık davet edilmesiyle tanınıyor. Kurdica adlı bir dergi de yayımlayan Kün Enstitüsu'nün, genellikle PKK ile ilişkisi olmadığı ifade ediliyor. Siyasal çevreler, adı geçen dergide minicik bir haber olarak duyurulan bu işlemle Chirac hükümetinin Ankara'nın gönlünü almaya çalıştığı yorumunu yapıyorlar. Anımsanacağı üzere, Avrupa Parlamentosu'nda Ermeniler, Kürtler, Yunanlılar lehine ve Türkiye'yi mahkum eden bir karar alınması ve hemen ardından Pınarcık katliamırun yapılmasından sonra Türk hükümeti, radar ihalesi konusunda Fransız Thompson fırması lehine yapılan tercihi askıya almış ve kesin anlaşma töreni bilinmeyen bir tarihe ertelemişti. LYON (a.a.) Fransanın Lyon kentinde devam eden "Barbie davası"nda, savcınm iddianameyi okumasını tamamlamasından sonra önceki gün, savunmayageçildi. II. Dünya Savaşı sırasında Lyon kentinde Gestapo şefliği yapan Klaus Barbie'nin "insanlıga karşı işlediği suçlar"dan yargılandığı da\anın savunmasında, savunma avukatı Jacques Verges, insanlıga karşı işlenen suçların sadece Av rupalılan hedef aldığı olavlarda yargılanmaması gerektiğini söyledi. Klaus Barbie'nin avukatı Jacçues Verges, savunması sırasında Fransa'nın sömürgecilik döneminde işlediği cinayetleri hatırlattı ve mahkeme salonunda olay çıkmasma yol açtı. yonu'nun avukatı Michel Zaoui'nin sert tepkisiyle karşılaşmıştı. Avukat Zaoui, "son derece önemli" bu sözlere karşı yanıt hazırlamak için duruşmaya ara verilmesini istediyse de Avukat Bouaita savunmasını ramamlamavı başarmıştı. iki avukat arasındaki tartışınanın salondaki dinleyiciler arasındaki gerilimi yükseltmesi sonucunda da taşkınlık >apan bir Fransaİran Diplomatik ilişkiler kopma noktasında PARİS (Cumhuriyet) Ingiltere'den sonra Fransa'nın da İran'Ia olan Uişkileri hızla kopma noktasına doğru geliyor. Îran yanlısı terörist eylemcilerle uişkileri olduğuna inanılan elçilik iki numaralı görevlisi Vahit Gurci'nin Paris'teki Îran Büyükelçiliği binasında gizlendiği sanılıyor. Fransız Başbakanlık Sözcüsü Denis Bodouin, dün "Vahit Gurci'nin binada bulunduguna dair saglam kanıtlanmız var. Kendisinin ifade vermek üzere sorgu yargıcına başvurmasını bekliyoruz" dedi. Paris'teki Îran Büyükelçiliği binası giriş çıkışlarında kimlik kontrolleri devam ederken, tran hükümet yetkilileri misilleme olarak Tahran'daki Fransız büyükelçilik binasını ablukaya aldılar. Acil ihtiyaçlar dışında giriş pkışlara izin verilmiyor. önceki gün tran Başbakanı Musavi'nin "Îran halk kitlelerinin sabn taşmak üzeredir" tarzındaki sözleri Paris'te, Tahran1 daki Fransız Büyükelçiliği binası önünde Fransa aleyhtarı gösterilere başlayacağı endişesi yarattı. Ancak öğleye kadar Fransız Elçiliğine uzanan tüm yolların barikatlarla çevrili olduğu haber verildi. Mitterrand Finlandiya'da HELSİNKİ (UBA) Fransa Devlet Başkanı François Mitterrand, iki günlük resmi • bir ziyaret için Finlandiya'ya gitti. Fransa Devlet Başkanı François Mitterrand Helsinki'deki temasları sırasında Finlandiya Devlet Başkanı Mauno Koiristo ile tirüşecek. Görüşmelerde ' silahsızlanma, Doğu Batı ilişkilerinin yanı sıra ikili konular da ele almacak. Fransa Devlet Başkanı Mitterrand, eşi Danielle Mitterrand ve Fransa Dışişlerı Bakanı Jean Bernard Raimon, Helsinki Havaalanı'nda Finlandiya Dışişlerı Bakanı Katavi Solsa tarafmdan karşılandılar. Jacques Verges, davada, Fransız askerlerinin Cezayir savaşı sırasında Cezayirlilere, Almanların İkinci Dünya Savaşı sırasında Afrikalı zencilere karşı işlediği suçlardan hiç bahsedilmediğini kaydederek, "İnsanlıga karşı işlenen suçlar sadece Avrupalılara karşı işlendiği zaman ntı haıırlanıjor?" diye sordu. Verges, savunmasına önceki gun başlamış, Fransa'run sömürgecilik döneminde işlenen cinayetleri ve Jsrail'in işlediği suçlan; Nazi cinayetleriyle karşılaştırdığı sırada mahkeme salonunda tartışma çıkmıştı. Drııuşmada Cezayirli avukat Nebil Bouaila, konuşmasına, once, "Filistin halkına, İsrailli cellatların tuturaunu" kınayarak başlamış, İsrail'ın Musevi halkının Nazileştirilmesi sürecinden söz açınca Fransa Musevi Topluluklar Federas kışı bina dı^ıııa çıkanlmıştı. Davaya bakan üç yargıç ile 9 kişilik jurinin, btıgün karar vermesi bekleniyor. Barbie'nin mahkum olması için bu 12 kişiden 8'inin bu yönde karar vermesi gerekiyor. Ölüm cezasının kaldırıldığı Fransa'da, Barbie'ye verilcbilecek en büyük ceza, ömür boy'u hapis cezası olacak. Mahkemede iddianameyi okuyan savcı Pierre Truche, Barbie'ye ömür boyu hapis cezası verilmesini istemişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle