19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 24 TEMMUZ 1987 Diploma töreni tstanbul Haber S e n i s i Harp Akademileri'nde bugün diploma töreni düzenleniyor. Yerli ve yabana subaylann diploma alacağı törene Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Başbakan Turgut Özal, TBMM Başkanı Necmettin Karaduman, Genelkurmay Başkan Vekili ve KK Komutanı Orgeneral Necip Torumtay, bakanlar, kuvvet komutanlan ile yabancı temsilciler ve askeri erkânın katılacağı bildiriidi. Bu arada TBMM Başkanı Karaduman, Orgeneral Torumtay ve kuvvet komutanları dün askeri bir uçakla İstanbul'a geldiler. kuzey yanmkürede öldürücü sıcaklar ortalığı kap kavururken, Avustralya'da kış hüküm sürüyor. Sidneyyakmlanndaki Blue Mountains'ta 14 yasmdaki Leu Wilson da elindeki kocaman kartopuyla kışın keyfini en iyi çıkaranlardan. sl Toplu sünnet İSTANBUL (a.a.) Kartal Belediyesi'nce, bu yıl ikincisi düzenlenen törende, 876 çocuk toplu olarak sünnet ettirilecek. Pendik Kızılay Merkezi, Şoğanlık Belediyesi, Çamçeşme İlkokulu ve Küçükyalı Yetiştirme Yurdu1 nda, yann başlayacak ve 27 temmuzda sona erecek sünnet progranu çerçevesinde, çeşitli sanatçıların katılacağı "sünnet müzik şöleni" de yapılacak. Program çerçevesinde Küçükyalı Yetiştirme Yurdu'nda kalan 300 çocuğun giydirileceğini de belirten Kartal Belediyesi yetkilileri, toplu sünnetin yaklasık 37 milyon liraya mal olacağını bildirdiler. Joan Collins'in gözyaşları Los Angeles ( A P ) Yıldızlar da ağlar... İsveçli rock şarkıcısı kocası Peter Holm'ün kendisinden boşannıak içiıı ayda 80.000 dolar nafaka istemesi üzerine sinirleri bozulan ünlü Amerikalı sinema yıldızı Joan Collins, gözyaşlannı tutamadı. Mahkemeyi izleyenler ise ilk şaşkınlıklarını üzerinden attıktan sonra Collins'in kolayca boşanamayacağına mı yoksa nafaka miktanna mı ağladığını birbirlerine sordular. MUŞERREF HEKİMOĞLU ANKARA...ANKA Muhtara Teşekkürler... Ankara'dan gelecek dostlarımı karşılamaya otobüs garajınagittim. Biraz erken gitmişim, ama vaktin nasıl geçtiğini anlamadım. Otobüsler geliyor otobüsler gidiyor, yolcular iniyor yolcular biniyor, kimi kavuşuyor kimi ayrılıyor kiminin gözlerinde tatil sevinci kiminin gözlerinde denizde, güneşte geçen günlerin parıltısı. Arada tanıdıklara rastlıyorum. Denizi, güneşi, balıkları konuşuyoruz. Şu günlerde kocaman uskumrular çıkıyor Ören koylannda. Ağda başka güzel, sofrada başka güzel, sevdiğiniz bir dostla rakı içerken söyleşiler de fosforlanıyor. Bir arabadan Kenan Mortan iniyor, eşini uğurlamaya gelmiş, o, çekim için İzmir'e gidecek. Sarı Kız'ı soruyor bana. San Kız'ı ağustosta göreceğim galiba, şimdi uzaktan seyrediyorum. Ama bir akşam Tahtakuşlar'a uzanınm bugünlerde. Alibey Kudar ile konuşmayı çok özledim. Başka bir dostum da soruyor. Ya Asos'a gitmeyecek misiniz? Bu yılın gözde kıyısı Asos. Bodrum, Marmaris, Datça modası geriliyor. Kimi kişiler Asos'a gidiyor, belki de sessiz bir tatil özlemiyle. Çunku her yer Bodrumlaşıyor artık. Bahri Savcı da aynı korku içinde. Ören'in Bodrumlaşmasını önlemeli diyor durmadan. Ama nasıl? Arabesk müziği susturabilir misiniz? Sessizliğin müziğini delen şarkılar, adım başı açılan lahmacun dükkânlarını, çay bahçelerinde küçük tepeler oluşturan ayçiçeği çekirdeklerini nasıl önleyeceksiniz? Koç otobüsleri bürosuna iki genç geliyor, ingittere'den tat'ıle gelmişler. Tahir Hoca'nın kampında kalıyorlar. Birkaç gün de Efes'e gidecekler. Izmir için bilet alıyorlar. Tatil için neden Ören'i seçtiniz? Bir arkadaşımız söyledi, doğa çok güzel... İlk kez mi geliyorsunuz Türkiye'ye? Evet, ama son olmayacak, yine gelmek isteriz. Yalnız biz öğrenciyiz, kamp ücretleri bile yüksek... Başka eleştiriniz var mı? İngiliz delikanlı biraz durakladı. Çok sinek var, dedi. Başımı eğdim utanarak. Bir tatil köyünde sinek olursa utarv mak gerekir değil mi? Kara sinekten de, sivrisinekten de geçilmiyor yazhklarda. Sinek ilaçlan, sinek kaçıran ampul tüketimi tatil bütçelerinde hayli yer tutuyor sanırım. ikide bir turistik yatırımlardan söz ediliyor, turizm gelirlerine umut bağlanıyor, ama sinekler de vızıldıyor durmadan. Kimi zaman gözlerimden utanıyorum. Çöp bidonlarının üstü açık, çöpler yerlerde, kimi kişiler plajları bile çöplük sanıyor, lüks otellerin çukurları taşıyor, günlerce temizlenmiyor, bu ortamda sinekler bayram eder elbet. Oysa belli bir savaş yapılsa, belli bir denetim yapılsa, çevre temizliğine özen gösterilse sinek sorunu olabilir mi? Şaşılacak bir durum, hiç kimse oralı değil. Kumda kaç yıldır dostluk ettiğim bir kan koca var, bir veteriner hekim ve esi, kimi sabahlar gönüllü çöpçülük yapıyoruz birlikte. Denizden, kumdan neler çıkmıyor. Kırık şişeler, konserve tenekeleri, plastik kaptar, naylon torbalar... Onları toplarken yalnız gözlerimden değil, denizden, güneşten, kumdan da utanıyorum. Sonra küçük çocuklardan. Denizde oynarken kırık şişeler ayaklarını kesebilir, kahkahaları göz yaşına dönebilir.. Veteriner dostlar yeni muhtanmızı anlattılar bana. Uzun yıllar Aimanya'da çalışan bir işçi, dönüşte bize komşu oluyor. Son seçimde de muhtarlığı kazanıyor. Bir akşam yürüyüşünde tanıdım onu. Evinin sokağına da çiçekler dikmiş, tertemiz bahçesi, sardunya saksılan, beyaz duvarlanyla gözlerim neşelendi. Biraz konuştuk. Bir gerçeği vurguladı. Ortak bir çaba gerekiyor. Kimi komşular sokağın ağacını kesiyor kimi çukurunu kapamıyor, temiz hava almaya gelenlerin ciğeri büsbütün kirleniyor. Yine de elimden geleni yapacağım, çocuklanmız var... Sesi kesin ve kararlı. Yeniden denize döndüm. Güneşe karşı bir güzel yüzdüm. Biraz güneşle konuştum, biraz muhtaria. "Çocuklanmız var", sözü yeniden çınladı kulağımda. Güneşe karşı bir kulaç daha attım. Ören'i bu nedenle mi çok seviyorum acaba? Akşam saatlerinde, güneşle göz göze yüzerken hüzünlenmiyorum hiç. Yaşamımdan bir gün daha eksildi diye düşünmüyorum. Yarın yeni bir gün olacak diyorum. Gelecek günleri selamlıyorum. 0 akşam da aynı duygularla yüzdüm, geleceğe yelken açtım, muhtann çocuklan ve tüm çocuklar güzel günler yaşayacak diye umutla çarptı kalbim. Güneşin battığı yerde oluşan renk şöleninde o güzel günleri seyrettim. Bir kez daha teşekkür ettim muhtarımıza... Sonra iskelenin ışıklarına baktım. Çavuş Mehmet'in kızına seslendim uzaktan. Çavuş Mehmet balıkçı. İnce Mehmet ile birlikte benim mavi ögretmenlerim. Denizi, balıkları onlarta tanıdım. Bir balıkçı ailesinin yaşamını onlaıia paylaştım yıllarca. Bu kez karşılaşınca Çavuş çok mutluydu. Güzel kızı liseyi bitiriyor. Üniversite sınavlarına girecek. Yaz geleli ayağı denize değmemiş. Sınavı kazanmak için eve kapanıp çalışıyor. Gazeteci olmayı düşlüyor. Denizde renkler birbirine kanşıyor. Dört mevsim çiçek açmış gibi, karşımda genç bir gazeteci, düşü gerçekleşirse balıkçının kızı neler yapacak kimbiür. Belki benim özlemimi de dindirir... , l « * HABERLERİN DEVAMI OLAYLARIN Inönü'ye PKK mayını ARDINDAKI SHP Genel Başkanı tnönii, dün katliam köylerini gezmeden önce, Diyarbakır'da Bölge Valisi Hayri (Baştarafı 1. Sayfada) Kozakfıogiu'nu da ziyaret ederek bir tecilerin Bayramı'dır; kutlu ol görüşme yaptı. İnönü görüşmede, bölgede tum vatandaşlara kuşkuyla sun. * yaklaşümamasını istedi ve birgün önNe var ki, özgürtükler bizde ve ce Silvan'da konuşurken polis tarabütün dünyada kolayca elde fından çıkanlan olay için soruşturedilmemiş ve yerleşik değerlere ma açılmasını istedi. •^önüşememiştir. Basın özgürlüİnönü, İçişleri Bakanı Yıldınm ğü, Türkiye'de bugün tartışmaAkbıdut'un güneydogudaki gelişmeİU gölgeli, eksiktir. 21'inci yüzyıla lerin politik istismar konusu yapılmaması yolundaki sözlerini de eleşyaklaşıyoruz. İlk Türkçe gazete olan Takvimi Vekayi 1831'deya tirerek "Buradaki sıkıntılgn politik istismar konusu yapmayacak biri yımlanmıştır. Aradan bunca yıl varsa, bcn ve SHP'dir. İçişleri Bageçmesine karşın, basınımızm kanı'na bu konularda hafif eleştiriözgürlüklerden yoksun kalması ler yapmamasını oneririm" dedi. üzücü bir gerçektir. SHP Genel Başkanı İnönü, BölÇağımızda toplum mekanizge Valisi Kozakçıoğlu ile bir saat sümalan karmaşık bir yapıya dören görüşmesınden sonra, Devlet Banüşmüştür. Bugün basın özgür kanı Hasan Cdal GiizeTin girişimleri sonucunda sağlanan askeri helilüğü, tekyanlı veyönlü baskılar altında değildir. En başta siyasal kopter ile Mardin'in Pecenek, Yuvalı ve Pınarcık köylerini dolastı. İnönü iktidarın olumsuz tutumu, yasaüç katliam köyünde vatandaşlarla lanmızdaki anıidemokratik sohbet ederek sorunlarını dinledi. maddelerin ayıklanmasını engelİnönü'nün ziyaretı nedeniyle köylelivor. rini terk eden Peçeneklilerden bazı' Bir toplumda demokrasi lam ları da evlerine dönerek geride bırakanlamında geçerli değilse, basın uklan son eşyalanıu da topladılar özgürlüğünden nasıl söz açılabiVatandaşlar burada lnönü'ye köy lir? korucusu uygulamaandan yakınarak "Konıcu olup silah alsak eşkıya sıHer şeyden önce yasatarımtzkıştınyor. Koruculugu kabul elmezdafikir özgürlüğünü yasaklayan sek devlet sıkıştınyor. ne yapacagımaddelerin kaldmlması, 24 Temmuz'un gerçekten bir bayram ha mızı şasırdık" dediler. vasında kutlanabilmesi için şartBu arada İnönü'nün gezisini katır. Avrupa Konseyi'ne üye olan radan izleyen gazeteciler, Pcçenek ve Avrupa Topluluğu'na ortak köyüne SHP Genel Başkanı'nı koüye bulunan Türkiye'nin, Batı rumak için gelen güvenlik güçleriyle birlikte girdiler. Ancak, gazetecitoplumlarından daha az basın lerın araçları köye yakın bir mesafeözgürlüğüne layık olduğunu söyde askerler tarafından durdurularak lemek, ülkemize ve halkımıza yürüyerek ilerlemeleri istendi. Araçhaksızlık ve hakaret saytlmaz ların geçişine köye yakm bir rnesamı?l2 EylüldönemindeTürk bafede yol üzerine mayın yerlestirilmesi sını çok ağır koşullar içinde çanedeniyle izin verilmediği belirlendi. lıştı; neredeyse sansür niıeliğinGüvenlik güçleri, mayın ihbannı önde baskılarla karşılaştı. Bu olum ceki gün aldıklannı ve hemen uzsuz dönemde basın özgürlüklemanlar tarafından etkisiz duruma gerini kısan yasalar, olağanüsıü ko ürıldiğını bildirerek altında yeni bir şuüarda çıkarıldı. Antidemokratuzak olması kuşkusuyla yoldan araç tik kanunlarm değiştirilmesi için geçmesine izin vermediklerini söylediler. gerekli çabaları, hem gazeteler hem basın "eemiyetleri" ve senPeçenek köyüne helikopterle gelen dikaları göstermelidir. ve bu nedenle mayınlı yoldan geçmeyen İnönü daha sonra gazetecilerin Basın özguriuğüne gölge dübir sorusu üzerine, " B u tür seyleri şüren koşullar, çağımızjn karmaşık toplumunda yalnız siyasal iktidarlardan gelnıiyor; sermaye düzenleri kapsamında tekelleş(Baştarafı l. Sayfada) miş ekonomik güçlerin de olumvada su ve tuz kaybı arttığı için hisuz koşullar yarattığı görülebilir. perıan^iyonlu hastaların kamndaki Reklam musluklarmı ellerinde su oranı azalmakta ve adeıa koyulasmakla, "vizkosilesi", yani akışbulunduran büyük sermaye sahipleri, gazeteler üzerinde bir tür kanlığı azalmaktadır. Kılcal damarlarda kan akımı çok çok yavaşladenetim ya da baskı kurmaya makta ve hatıa duraklamaktadır. Bu kalkışabilirler. Ya da gazeteleri doğrudan ele geçirmek için çeşit durumda pompa vazifesini gören kalp, bu duraklamayı engellemek li yolları deneyebilirler. Basın kuamacıyla daha hızlı atmakta, ruluşlarımn ve gazeteci örgütle"laşikardi" dediğimiz olay mcydarinin bu alanda dikkatli olmalana gelmekte. bunun sonucunda tanrı gerekmektedir. Ekonomik açı siyon yukselterek koroner kan akımı dan bağımsız olamayan bir gabozulmaktadır. Sıcak ortamın vücutzeıenin basın özgürlüğünü kulta yaptığı en önemli tahrifaı, ani hilanabilmesi güçleşebilir. pertansiyon krizleri, kalp krizi, beyin ve göz kanamasıdır. Hatta ölümTürkiye'de son yıllarda ekono İe sonuçlanan beklenmedik tablolar mi alanında hızlı bir tekelleşme oluşmaktadır. Bir dijer tehlike, güizlenmektedir ve bu gidişin üzeneş altında fazla kalmak sonucu gürinde de dikkatle durulmalıdır. neş çarpması denilen ve halk arasın• da beyin sulanması olarak adlandırılan öldürücü bir diğer tablonun orSon olarak basın mesleğinin taya çıkmasıdır. Özellikle hipertanbütün dünyada geçerli temel yasiyonlu kişilerin güneş altında dolaşsasına değinmekte yarar var. mamaları, güneşlenmemeleri ve alDemokrasilerde basın, "dörkol kullanmamaları gerekmektedir. düncü kuvvet" diye tanımlanır. Alkol ve sıcak havaetkileşmesi, tanKlasik kuvvet ayrımında bu siyon krizlerini çağırabilecektir. Bu yaklaşım önemli bir değer taşır. durum, özellikle kendisinde kalp Çünkü demokrasilerde "devlet" hastalığı ve tansiyon hastalığı olduin her bakımdan denetlenmesi, ğunu bilmeyen kişilerde tehlike yarejimin tenıelini oluşturuyor. ratmakta, yaş ister 30 ister 70 olsun, "Yasama, yürütrne, yargılama beklenmedik ani ölümlerle sonuçlanan durumlar meydana gelmektedir. güçleri" bu amaçla ayrılmıştır. Sigara kullammı da özellikle azaltılYürütme organının her tasarrumalıdır. Sağlıklı sağlıksız herkesin Juyasalara uygun olmalı veyargı bol bol su içmesi tavsiye edilir. organınca denetlenebilmelidir. Uzun ve yorucu yolculuklardan Bu da yetmez; bir de "dördünkaçınmalı, uzun süre araba kullanılcü kuwet"in iktidarı denetimi mamalı, yağlı gıdalardan kaçınarak, söz konusudur. rnideyi tıka basa doldurmamalı, boş Basının özgürlüğü, işte bu kovakitlerde beden ve dimağı dinlendirşullar altında var olabilir. Batı me yolları aranmalıdır." demokrasilerinde, "devlet baba"mn basın üzerinde buyurganlığı söz konusu değildir; terDoç. Dr. Sedat Tavşanoğlu (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi) Kalp hassine devlet güçleri basının denetalarının bu havalarda, özellikle sutimi altmdadır. Devletin çeşitli organları var suz kalmamalan, güneşte fazla durmamaları gerekir. Mümkünse soğudır. Devletin "açık" veya "gizli" tulmuş yerlerde oturmalıdırlar. Alorganları, gazeteleri kullanma kol, sıcakla bidesince provokaüf etki yetkilerini kendilerinde gördükyapabilir. leri zaman, basın özgürlüğü sıfıra indirgenir. Dr. Yıldınm Aktuna (Bakırköy Bir gazete; hukuk devleti ilke Ruh ve Sinir Hastalıkları Başhekimi) sini, demokrasiyi, hukukun üs Sıcaklar nemle birleşince, insanın tünlüğünü, insan haklannı ve öz bedensel sağlığının yaru sıra, ruh sağgürlüklerini savunabildiğinde hjı üzerinde de olumsuz etkiler yaçağdaş gazete sıfatma layık gö par. Aşırı sıcakta kalmak, insarlar rülebilir. "Devlet baba"nm orga üzerinde huzursuzluk, tatminsizlik, nı niteliğine dönüşen gazete, geç hoşgörü azalması, çabuk sinirlenme, uyku bozuklukları meydana getirir. miş yüzyıllarda örneği görülen "saray gazetesi" niteliğini taşır. Güneşte kalanların açık renk giysi ve şapka ile kendilerini korumalan ge24 Temmuz, Türk gazetecilirekiyor. ğinde bir dönüm noktasıdır. 69 yıl önce sansürün kaldırılmasını Doç. Dr. Maide Cims.it (lstanbul elbette sevinçle anıyoruz. Ne var Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidki bugün basın özgürlüğünü enrokilimatoloji Ana Bilim Dalı Oğregelleyen yasa maddelerini unut tim görevlisi) Nemli sıcaklar somuyoruz. "'Bayram'" işlev ve gö lunum ve dolaşım bozukluğu olan kirevlerimizi tartışmak için özeleş şiler üzerinde etkili oluyor. Aşırı tuztiriyefırsat verebilirse, elbet bun lu olmamak koşuluyla ayran ve bol su içümelidir. Çok tuzlu ayran ytîkdan yararlı çıkacak olan, yine sek tansiyonlu hastalarda olumsuz Türk basınıdır, Türkiye'dir. etki yapar. • • * GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfada) Sıcaklar bana sormayın. Bunlar güvenlik göçlerinin işi. Güvenlik sonınunu siyasetten tamamen ayınvorum. Benim istegim bunlan yapanlann bir an önce yakalanmasıdır" diye konuştu. SHP Genel Başkanı İnönü, katliam köylerindeki incelemelerinden sonra Mardin'in Ömerli ilçesinde bir basın toplantısı düzenledi. İnönü. yöredeki vaıandaşlann sahipsîz olduklan kanısına kapıldıklannı ve hâlâ inamlmaz olayın etkisi altında olduklannı bildirerek, durumu umutsuz görmediğini söyedi. İnönü, vatandaşlann devletin kendilerine yardım elini uzatmasım beklediklerini belirterek, devletin katliam köyündeki vatandaşlara gerekli yardımı yapmamasını eleştirdi. SHP Genel Başkanı, bölgedeki köylerin ekilecek arazilerinin de yetersiz olduğunu belirterek, SHP'nin köylerin birleşürilmesi konusunda bir inceleme yaptığıru ve yakında bunu açıklayacağım bildirdi. İnönü yörede başta gelen sorunun can guvenliğinin sağlanması olduğunu da kaydederek, güvenlik güçlerinin suçu olmayan insanlann yanında olup onlardan şüphe etmeden vatandaşlarla dayanışma kurarak, sorunların üstesinden gelebileceğini belirtti. SHP lideri, bölge valisiyle görüşmesine de deginerek Silvan'daki olay için soruşturma açılmasını istediğini ve isteğinin kabul edildiğini bildirdi. İnönü, Vali Kozakçıoğlu'na da yöre ile ilgili düşüncelerini aktardığını ve bütün yöre halkından şüphe edilmemesi gerektiğini de kaydetti. Inönü, Devlet Bakanı Güzel'in kendisine gezi için helikopter sağlamasına karşın, SiKari'da konuşmasuv.n İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir memurca sabote edilmesi arasındaki çelişkiye de deginerek şunları söyledi: "Silvan'da vatandaşlara halkoylamasında nasıl oy kudanmalan gerektiğini şöylerken, devletin bir başka görevlisi bunu sabote etti. Ana muhalefel lideri tam vatandaşa seslenirken devletin bir başka görevlisi gelip bu toplantı>ı dagıtmak için elinden geleni yaparsa, o zaman halkoylaması için muhalefet konuşamayacak. Muhalefelin loplantılannda sabotajlar yapılacak demektir. Sayın Başbakan da her akşam TV'de çıkıp "Siz bilirsiniz ne yapacağınızı' deyip anlaşılmaz ve lers anlamlara gelebilecek saptırmaca vc kandırmacalarla halkın aklını çelecek, muhalefelin gercegi söylemesine izin verilmeyecek demektir. Bu şekilde diîrüst bir rtferanduır olamaz. Hükümetin bir bakanı muhalefetin görevini bilir. bir bakanı muhalefeıi sabole ederse Başbakanın ne yapnğını kimse anlamaz. Başbakanın ciddi bir iş yapmadıgı sonucu çıkar. Onun için Başbakanın bu işe müdahale etmesini istiyorum. Başbakan açıklasın, halkoylantası düriist olacak mı, olmayacak mı? Muhalefet konuşurken hükümet görevlileri tarafından sabotajlar yapılacak mıdır, yapılmayacak mıdır? Eğer yapılacaksa söylesin boş vere uğraşmayalım. Tankerlere ilk saldırı (Baştarafı 1. Sayfada) Ahern'in haberine göre. konvoyı;n Silk\vorm füzeierinin menzilinden çıkmasından sonra 380 kişilik murettebatına bir açıklama yapan Komulan Daniel J. Murph> Jr., "Süper bir koordinasyon örneği sergiliyorsunu/. Av> ACS'iannuz.Conslellation uçak gemisindtn gelen uçaklarımız var. Her şey yolunda göriinüyor" dedi. Konvoyun ba^ında USS kidd sa\aş gemisi ilerliyor, ardından ise Bridgeton lankeri geliyor. Kaptan David P. Yonkers, Bridgeton'ın, Gas Prince tankerinden daha büyük olması nedeniyle manevra kabiliyetinin daha az olduğunu, bu nedenle taktik açısından konvoyun ön sıralarında yer almasının uygun görüldüğünü belirtti. Bu arada, iki tankerin sırasının hiç değişmediği, ancak savaş gemilerinin duruma göre sık sık yer değiştirerek ilerledikleri kaydediliyor. Ahern, iki tanker ve savaş gemilerinden oluşan konvoyun, Iran'aail Silkvvorm füzeleri menzili içinde olduklan süre içinde sürekli olarak en üst düzeyde alarm durumunda kaldıklarını, "Silkworm yayı" olarak adlandırılan, menzile giren ilk geminin USS Kidd adlı savaş gemisi olduğunu bildiriyor. Bu arada, Bridgeton ve Gas Prince'de birer donanma subayının bulunduğu belirtiliyor. Bu İran'ın tankerleri durdurması durumunda, tankerler için donanma görevlilerinin yasal olarak İran ile konuşabilmelerini mümkün kılmak için düzenlenmiş bir uygulama. Resmi bir ziyaret için Federal Almanya'da bulunan Iran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti düzenlediği basın toplantısında, Basra Körfezinde ülkesinin ilk saldıran ülke olmayacağını söyledi. Velayeti, "Ancak İran gemileri saldınya ugramadığı takdirdeBasra Körfezi'ode hiçbir gemi saldınya uğramayacaktır" dedi. Velayeti, lrak'taki yönetim işbaşında bulunduğu sürece savaşa devam edeceklerini kaydetti. Sovyetler Birliği, ABD'nir. Basra Körfezi'nden geçen gemileri koramasını kmayarak, Amerikan savaş gemilerinın "patlamaya bazır bir barut fıçısı" gibi olan bölgede, gerilimi daha da arttırdığına dikkat çekti. Bu arada Basra Körfezi içinde bulunan Sovyet savaş gemilerinin, konvoyu dikkatle izledikleri bildiriliyor. Tan soru. Daha yılın başında "buyılfiyatlar yüzde 20 artar" diyerek ANAP hükümeti ne yapmış oldu?.. 1987 içindeki tüm memur aylıkları ile işçilerin toplusözleşmelerine "sınır getirmiş" oldu. 1987yıli ücreı ve maaş artışlarını yüzde 20 ile sıntrlamış oldu. Toplusözleşmeler ve Haber Merkezi Gazeteciyazar maaşlar bu orana göre pazarlığa Örsan Oymen ile tstanbul'un eski vayatırıldı. Özal şimdi "hayır. yüzlilerinden Ord. Prof. Dr. Fahreıtin de 20değil, yüzde 30olacak"diKerim Gökay'ın cenazeleri, bugün yor. Miiyonlarca işçi ve memur İstanbul'da toprağa verilecek. için de tren elbette kaçmış oluyor. İzmir'de geçirdiği bir kalp krizi soToplusözleşmeierden birçoğu imnucu ölen Milliyet gazetesi yazan Örzalanıyor. Memur katsayısında san Öymen'tn cenazesi, dün öğleden ocak ve temmuz arttşları çoktan sonra uçakla İstanbul'a getirildi. Çegerçekleşmiş oluyor. nazeyi, Atalürk Havaalam'nda ÖyBelki de özal "bu hatayı men'in yakınları ve meslektaşian bilerek " işliyor. Yılın başında ückarşıladılar. ret artışlarını frenlemek amacıyla Öymen için bugün Milliyet Gaze"yüzde 20" diyor. Yılın ortasıntesi ve Gazeteciler Cemiyeti önünde da "ne yapalım, yanlış hesaplabirer tören düzenlenecek. Cenaze, ayYüzde 20'lik enflasyon lahminitmşız" demeye getiriyor. Ama, bu m gün Şişli Camii'nde kılınacak öğni yüzde 30'a yükseltmenin anlaarada ucretlerdeki arıışlar için de le namazını takiben Zincirlikuyu Memı nedir? zarlığı'nda' toprağa verilecek. "tvet, orada da hata olmuş, şimdi Her şeyden önce "Ben yanlış amırahm"diyor mu?... Hayır. deGazeteciyazar Örsan Öymen'in hesaplamışun " demektir. Bütçe ve miyor. Çok büyük olasılıkla da deprogramcı olarak görev yapıığı Batı programm ilk yarısı uygulamyor, meyecek. Alman Radyosu WDR, Öymen'in ikinci yarısına gelindiğinde, "heÇarşı pazar gerçeği dışında, asani ölümü üzerine bir basın bildirisi saplann yanlışlığı" gözler önüne yayımladı. lmda ekonomide işlerin iyiye gitseriliyor. Bu yanlışlık nereden kay medıginin üç önemli göslergesi Öymen'in ölumünün, Türkiye'de naklanıyor? olduğıı kadar Alman basınında da var: derin üzüntü yarattığı belirtilen bilılki, çoktandır "mektup yaz Devletin gelir lahminlerindediride. "Türk mesleklaşımız Öymak ve mektup bırakmak" gibi ki yanlışlıkıan kaynaklanıyor. men'in ölümü. Alman basını için de Devletin harcama tahminle adeılerî unuıan IMF, yeniden bir kayıptır. Arkasında doldurularindeki yanlıştıktan kaynak mektup yazar, mektup bırakır olmajacak bir boşluk bırakarak gitti" du. Hem de çok ciddi eleştirilerde lanıyor. denildi. Devletin borçlanma hesapla bulunarak. \\ DR Basın Bürosu tarafından >atkincisi, Özal "bilinçliolarak" rındaki haıadan kaynaklanıyor. yımlanan bildiride, %\x sözlere yer \e Seçim olacak mı olmayacak ekonomiyi gündemden aşağı indirildi: mı derken, özellikle tanm kesimi riyor. tklidara gelirken "ülkenin "Öymen, uluslararası siyasi olayne sağlanan siyasal amaçlı kaynak bir numaralı meselesi olan lara isabetli çözümlemeter getiren ekonomi" şimdi kim bilir kaçıncı aktarmalarından kaynaklanıyor. çok >önlu bir gazeteciydi. Radyomusıraya düşıü?.. Siz hiç son aylarzun Tiirkçe \a>ınlar bolümune dunŞimdi, bir yandan devlelin yada "ekonomiden iorumlu Başba>ayı sığdırma>ı başardı. Dünvanın tırıın harcamalarmı büyük ölçüde kan Yardımcısı" Kaya Erdem'e herhangi bir verinde mcydana gelen kısması, bir yandan da cari harcabir yerlerde rastlıyor musunuz?.. bir olay, onun her zaman ilgisini çekmalarında dikkaıli davranmak zoSahı, neredefiaya Bey?.. Yok, orti. Öymen için. olayın meydana gelrunda kalması bekleniyor. Ama, talıkıa hiç yok. Ekonomi ortada diği >er değil. olayın kendisi onembiz "yeni tahminlerin"degerçeği liydi. \ e işte bu bakış açısıyla göre\ ' yansıtmayacağını "ra/ımm ediyo olmadığı için Kaya Bey de ortada yok, yaplıgı bolumu. dünyaya açma>ı baruz". Çünkü, Özal'ın önünde büşardı . " ÜçUncüsü de "kaybolup giden yük bir "tercih" var. Bu yıl seçim ortadirek edebiyatı"... tktidara Çağdaş Gazeıeciler Derneği Genel olacak mı olmayacak mı?.. Bu yıl geldiği ilk ikiikibuçuk yıl, Özal Başkanı Ahmel Abakay. örsan Öyolmayacaksa bile, gelecek yıl için men'in zamansız ölumünün Turk "ortadirek" sözünü dilinden dü••kemerltri çok sıkmak istemeyecebasını için yeri güçlükle doldurulaşürmedi. Şimdi aylardır Özal'ın ği'' ortada. Kemer sıkmak yerine kebilecek bir ka>ıp olduğunu söyledi. ağzından hiç "ortadirek"sözünü merleri gevfetmış otdugunun sonulstanbul V'aliliği'nden yapılan duydunuz mu?.. Orladirek bittikcudur aslmda programdakı bu değiaçıklamaya göre, Gökay için bugün ten sonra, edebiyaıına sıra mı şiklıkler. görev yapıığı lstanbul Valiliği, Bügelir?.. Özal bir "yanılgıya" mı düştü, yükşehir Belediye Başkanlığı \e İsYüzde 20'deıı yüzde 30'a.. Olyoksa "bile bile bir hesap hatası" madı başıan... Teknik açıdan lanbul İjniversitesi'nde törenler düzenlenecek. Bu torenlerde Vali Ayaz, mı yaptı?.. "yazboz tahtası" olabilir... Ama, Belediye Başkanı Dalan ve Rektör Cerçekte, bu soru miiyonlarca bunun siyasal fatıırasını Demiroğlu birer konuşma yapacakıneıımr ve işçiyi itgilendiren bir unutmadan... lar. Sağlık ve Sosyal Yardım, Imar ve Iskân eski bakanlarından. İstanbul eski millet\ekili \e tstanbul eski Vali \e Belediye Başkanı Ord. Prol'. Dr. Prs.Yarbay F.Kerim Gökay için düzenlenecek törenlerden valilikteki saaı 09.30'da. İstanbul Buyükşehir Belediye Başkanlığı'ndaki saat 10.00'da, lstanbul Üniversitesi merkez binası önündeki de 10.30'da başlayacak. ölüm yıldönümunde özlem ve saygı ile anıyoruz. daki bağlantıyı hep "yüzde 20'lik enflasyon tahminine göre" ayarladılar. Bu hesaplann tutmayacağı söylendi. "Biz biliriz, bizden başka kimse anlamaz bu işlerden" mannğı, yılın ilk haftalarmda alabildiğine işledi. S'e var ki, daha şubal ayındafıyat arttş rakamlan kesinleşıiğinde, "•yüzde 20'lik yıüık enflasyon artışının lahminlere sığmayacağı" belli oldu. Bugün ise arvk öylesine belli oldu ki, işte şimdi Özal, tüm hesaplarını değiştirmek zorunda kalıyor. Bu yılın enflasyon artış oranını yüzde 20 'den yüzde 30 'a yükseltmek istiyor. Ekonomideki dengeleri "yılın ikinciyarısmda" buna göre düzenlemek zorunluluğunu duyuyor. Öymen ve Gk)kay bugün toprağa veriliyor ANKARA'dan YALÇIN DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) ANMA SEYİT TANBAŞFy kerlere eşlik eden savaş gemilerinde bulunan çeşitli gazetecilere göre, Körfez'deki So\yet gemileri, tankerler ve savaş gemilerinden oluşan konvoyu uzaktan, ancak ateş menzili içinde izliyorlar. İran Başbakanı Mir Hüseyin Musavi ise, dun sabah yapıı|ı bir açıklamada. ABD'yi, kendisinin de kabul oyu verdiği BM Güvenlik Konseyi tasansını ıhlal etmekle suçladı. Musavi, kabul edilen tasannın 5. maddesinde bütün taraflara Körfezde gerginliği arttırmaktan kaçınmaları çağrısı yapıldığını hatırlatarak, ABD'nin tasarının benimsenmesinden hemen sonra savaş gemilerini Körtez'e soktuğunu söyledi. EŞİ VE ÇOCUKLARI Deri işçilerinin devrimci önderi KENAN BUDAK'ı saygıyla anıyoruz, mücadelesi mücadelemizin kıvılcımı olacaktır. GREVCİ DERİ İŞÇİLERİ ÇAUgANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Süper enıekli olma hakkı" SORL Süper emekliler için bir gösterge tablosu htuırlanacsgı söyleniyor. Hangi tür emekliler için? Bir gnıp emekli biç çalışmıyor. Diğer bir gnıp ise hem emekli aylığını altyor, hem de her ay ^o 24 oranında Sos>al Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışıyor. Şimdi bunlara da emeklilere uygulanan tablo mu uygulanacak? Bir başka konu da T.C Emekli Sandığı emeklisi olup da SSK kapsamında çalışanlanlır. Bunlann bir bolümü (düşiik göstergeden emekli olanlar) Emekli Sandıgj'ndan aldıklan emekli maaşını durdurerak süper emeklilikten )nrarlanmak için SSK sigortalısı sUtusune geçmek isteyecekler. 'Acaba, yasa bunlara da hak tanıyor mu? N.T. ANKARA YANTK 9 Temmuz 1987 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan ve kamuoyunda "Süper Emeklilik Yasası" olarak bilinen 339S sayılı yasa ile Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan "malullük, yaşlıhk ve ölüm sigortalanndan" 1. derecenin 9. kademesinden ve 1400 gösterge üzerinden "aylık almakta olanlar ile aylık talebinde bulunmnş olup, hentiz işlemleri tamamlanmamış" olup gene 1. derecenin 9. kademesi üzerinden ve 1400 göstergeden aybk bağlanmasına hak kazanmış olanlara süper emekli olma hakkı tanınmıştır. Yasa, gerek çalışmayan, gerekse "It 8'i sigortalı ve % 16'sı işveren payı olarak toplam °7o 24 Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek çalışanları ayrım yapmaksızın kapsamı içine alnuştır. Kısaca., yasanın süper emeklilik hakkından çalışan emekliler de çalışmayan emekliler gibi borçlanarak yararlanabilecektir. 3395 sayılı yasa, 506 sayıb Sosyal Sigortalar Yasası'nın bazı maddelerinin değiştirilmesine ve bazı ek ve geçici maddeler eklenmesine ilişkindir. Bu nedenle de 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı kapsamında olup Emekli SandığYndan emekli ayhğı alanları kapsamamaktadır. T.C. Emekli Sandığı, BağKur vç Sosyal Sigortalar Yasası'nın geçici 20. maddesi uyannca kurulan özel emekli sandjklanna bağlı olarak 9 Temmuz 1987'den sonra çalışacak olanlar için bu uygulama öngörülmüştür. T.C. Emekli Sandığı'ndan emekli ayhgı alanlar için yasanın uygulanması bugün için söz konusu değildir. Bu arada hransa Savunma Bakanı Andre Giraud, "Liberation" gazetesine verdiğj demeçte, Körfez'deki Fransız gemilerine yöneltilecek herhangi bir saldın karşısında, Fransa'nın elinin kolunun bağlı kalmayacağını söyledi. Fransa'nın Körfez'deki çıkariarını korumaya kararlı olduğunu söyleyen Giraud, ülkesinin bölgedeki gücünü arıtıracağını belirtti. Giraud, bölgedeki 3 Fransız muhafız gemisini desteklemek için Georges Leygues savaş gemisinin Körfez'e yollanacağını belirterek, "Körfez'e giriş hiç kimseye yasaklanamaz" dedi. İşçi sınıfı mücadelesinde onurlu bir er ve önder olan llerici Deritş Sendikası Genel Başkanı ve DİSK Yönetim Kurulu üyesi KENAN BUDAK'ıl ölümün 6. yılında saygıyla anıyoruz. Türkiye Deriİş Sendikası Genel Başkan YENER KAYA, Genel Başkan Yardımcısı MUNZUR PEKGÜLEÇ, Genel Mali Sekreter İBRAHİM KIZILTAN, Genel Sekreter NEVZAT YAZGAN. Genel Yönetim Kurulu Ü. ALİ KARABULUT, Genel Yönetim Kurulu Ü. YUŞüF GÖKDURAN, Genel Yönetim Kurulu Ü. ÜMİT BİLGİN, Genel Yönetim Kurulu Ü. HÜSEYİN ARTUR. Sıcak ve (Baştarafı 1, Sayfada) serisınde çıkan ilk yangında 150 dekar alan yandı. Yine Muğla Bölge Müdürlüğü'ne bağlı Hamursuz Dağı orman alanında 150, Milas Orman Işletmesi Karahisar Bölgesi Fesleğen serişinde lOOdekar kızıl çam, Yata6an İşletmesi Kavaklıdere Gözçay s«risinde 150 dekar orman alanı kül oıdt!. Kırkağaç bölgesi 9 nolu seride çı kan ve kontrol altına alınan yagında da 250 dekar alan yandı. Aydın Orman Işletmesi'ne bağlı Söke ve Davutlar'da çıkan yangınlar ise rüzgârın etkisiyle genişledi. Söke'de başlayan yangının ardından Davutlar'da ikinci bir yangın çıkınca ekipler ikiye bölünmek zorunda kaldı. Çevre il ve ilçelere bağlı yangın söndürme ekiplerinin yanı sıra askeri birlikler ve yurttaşlann da katıldığı söndürme çalışmaları sürüyor. İlk belirlemelere göre 2300 dekar orman alan tamamen yandı. Yangm nedeniyle KuşadasıDavutlar yolu trafiğe kapandı. SELDA BAĞCAN Söylüyor Bu kaset ars'vımzde Studyo: D«$l*ini / Sezer B»jcjn Tomıeisteıtor Yılmaz Karayalım, M t t * Akkuş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle