25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 TEMMUZ 1987 KAfi£kı,ER CUMHURİYET/9 Gazeteci ynrgılandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABC Dergisi Yazı İşleri Müdürü Hasan Ürel'in yargdanmasına dun Ankara DGM'de devam edildi. Derginin 1 Mayıs 1987 tarihli 14. sayısmda "1 Mayıs" ile ilgili yazısında "halkı sınıf farkı gözeıerek açıkça kin ve düşmanlığa teşvik ettiği" iddiası ile Ürel hakkmda DGM'de dava açılmıştı. Dunku duruşmada DGM Savcısı esas hakkındaki mütalaasmda da aynı iddiaya yer verdi. Sanık avukatları ise savunma için "uygun süre" istediler. Bunun üzerine mahkeme heyeti duruşmayı 20 Ağustos 1987 tarihine erteledi. ^Savunurken utanıyoruz' Sanıklardan Sungur Savran, savunmasında düşünce suçu kavramının, çağımızın insanlığı adına büyük bir ayıpken, iddia makamının bu davayla yeni bir suç ihdas ettiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Saçak dergisinin duzenlediği "Sosjalist Partide Parti içiDemokrasi" konulu panele katılan ve yaptıkları konuşmalardan dolayı haklarında dava açılan Cenan Bıçakcı, Halil Berktay, Sungur Savran ve Ali Kaian'ın yargılanmalanna Ankara Deviet Güvenlik Mahkemesi'nde devam edildi. Sanıklardan Bıçakcı, savunmasında, suçlanmasına dayanak olarak gösterilen "İnsanlığın tek kurtuluş yolunun sosyalizm olduğunu" soylemiş olmasını hatırlatarak, "Vapılan sosyo ekonomik, demokratik ve sos>olojik (ahminier bana göre insanlığın tek kurtuluşunun sosyalizm olduğunun sonucunu getirmiştir. Açıkça söylenmelidir, ben burada gerçekten cebir ve şiddete dayanılarak, bir sınıfın başka bir sınıfa tahakküm kurmasının propagandasını >apmış olmam iddiasıyla mı yargılanıyorura. yoksa sosyalist olduğum için mi?" dedi. Halil Berktay da savunmasında, suçlama karşısında savunma yapmaktan utanç duyduğunu belirterek, "Bana hâlâ inanması zor gelen tarzda Türkiye Cumhuriyet i yasalanna uygun olarak kurulacağı \arsayılan böyle bir sosyalist partide iktidar stratejisini tartıştığım için değil, sadece şimdiye kadar sosyalizm kategorisi içinde görülen uygulamalardan daha geniş bir iç demokrasi işleyişini savunduğum için önünuzde bulunuyorum" diye konuştu. Misafir öğretim üyesî olarak ABD'de bulunduğu için savunmasını yazılı olarak gönderen Sungur Savran da, düşünce suçu kavramının çağımızın insanlığı adına büyük bir ayıp iken, iddia makamının bu dava ile yeni bir suç ihdas ettiğini söyleyerek, bu suçun adının "düşünme suçu" olduğunu söyledi. Savran, savunmasında şunlan söyledi: "İddia makamı bizi savunduğum uz diişuncelerimizden dolayı itham etmemekte, kafamızın içinde olduğunu tahayyül ettiği dile getirilmemiş düşünceler dolayısıyla cezalandınlmamızı istemektedir." Sanıklardan Ali Karan da yaptığı savunmada, hangi görüşte olurlarsa olsunlar yasalann tanıdığı hak ve özgürlüklerden bütün vatandaşların eşit olarak yararlanma hakkı olduğunu belirterek, "Yerinde olmayan ve çelişkili bilirkişi raporuyla ve bu rapora dayanarak cezalandriılmamızı talep eden esas hakkındaki mulalaanın reddini ve beraatime karar verilmesini istiyorum" dedi. Sanıklar daha sonra mahkeme heyetinden beraatlerini istediler mahkeme heyeti verdiği aradan sonra başladığı oturumda duruşmanın 8.9.1987 saat 09.30'a bırakılmasına karar verdi. SAÇAK DERGİSİ DAVASI GİJISLERM KÖPtJĞİJ AHMET TAN Fotoportre IMF teftişi bitti TKPli sanıklara işkence davası sürüyor tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Deviet Güvenlik Mahkemesi'nde karara bağlanan TKP davası samklanndan Pen Kulüp uyesi Servet Ziya Çoraklı'ya işkence yapmaktan hakkmda dava açılan Başkomiser Erol Partal için beş yıla kadar ağır hapis cezası isteniyor. Türktş'in tzmir'de 22 Şubai 1985 'te yaptığı miting öncesi şeker kâğıtlarma sarılmış bildirileri dağıttıkları gerekçesi ile gözaltına alman sekiz kişiden biri olan Servet Ziya Çoraklı, DGM'deki yargılanması sırasında emniyette işkence gördüğünü, ifadesinin zorla alındığtnı one sürmüştü. tşkence o/ayını AT ülkelerinden bazt büyükelçilerin de izlediği ve dava avukatlarından bilgi aldığı öğrenildi. TÖVbe Or n o t tOVbe Korkut özal (ESKI MSP bakanı. yeni riyal mılyarden ve de Başvekil'in "Biraderi can beraberi.) Günün acıklaması Dil Derneği için takipsizlik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Valiliği'nin Dil Derneği ve kurucuları hakkında "yasak dernek kurularak suç işlendiği" yolundaki başvurusunu inceleyen Cumhuriyet Savcılığı, Dil Derneği kurucularının ve YALVARDILAR Sorgulan sırasında, tekrar Humeyni rejiminde yaşayamayacaklanm ve çarşafgiyDil Derneği'nin faaliyetlerinde meye zorlandıklannı ve tehdit edüdikleriiçin Iran'dan kaçtıklarmı söyleyen Iranlı kadınlar, gerigöndebir suç unsuru bulunmadığına rilmemeleri için yalvardılar. (Fotoğraf: S'ECATt AYGIS) karar verdi. Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan incelemeler sonucu Ankara Valiliği'nin başvurusu konusunda, takipsizlik karan alınırken, gerekçede şöyle denildi: "Söz konusu Dil Derneği'nin Türkçenin özleşmesini, bülün bilim, leknik ve sanat ka>ramlarını karşılayacak şekilde gelişmesini, devrimci bir anlayışla ve bilimsel yöntemleri uygulayarak sağlamaya çalışmak amacıyla kurulduğu anlaşılmıştır. 2876 sayılı yasayla Türk dilinin ozleştirilmesi ve geliştirilmesi faaliyetlerinin devlet tekeline alınmadığı ve 2908 sayılı yasanın 5. maddesinin de yukandsj belirlenen amaçlarla kurulacak bir derneğin, yasaklanmış derneklerden sayılacağına dair bir kural bulunmadığı gözonüne alındıgında, Dil Derneği kurucusu olan sanıkların kurjılması yasak dernek suçunu işlecHkleri iddia ve bu suçun oluştuğunu ileri sürmek mümkün değildir. 0 3 5 i n ve rıatkLa idzonT^Kt*» it»c*K etonLarı ıljr c ı k t ı i ı }orulı"tıs1ur. ler,<l uiurluTjıuzv" <ıns «ınro'jmıi kjrsı ,7 1 > •/ (.ı/ı <\ ı ]etonları<ı .ıpje •• M l l ' C i l SofLlIMr '.«r«.Jn.u Mr lusunCOSl yj )a ,ıcr»atl !~P»iT"rıt "îVfı?! * v^î'Or.jndi >tır»ı1.j«:ıı»M2 .ı^ttıvı.uy lâ fcı'uoyu Şeriatçı imama 2.5 yıl hapis IZMlR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Arkadaşma gönderdiği mektupta "şeriat" duzeninin geleceğini yazan köy ımamı 2.5 yıl ağır hapis cezasına çarpnrıldı. Deviet Güvenlik Mahkemesi'nde dün karara bağlanan davada savcı. sanık Ali Çomak'ın arkadaşı Ramazan Şen 'e yazdığı bir mektupta, "Gelecek olan mübarek ramazan ayının size ve tünt îslamiyete hayırlı olmasmı, Müslümanların birlik beraberliğini ve şeriat ihtilalinin bir an örtce gerçekleştirilmesini yüce Allah'tan temenni ederim" diyerek laikliğe aykırı propaganda yaptığını açıkladı. Savcı sanığın eylemine uyan TCK'nin 163. maddesine göre, cezalandırılmasını istedi Tutuklu olarak yargdanan A/. Çomak ise sorgusunda, arkadaşma yazdığı mektubun yaniış yorumlandığım öne sürdü ve mahkeme heyetindeı aklanmasım istedi. İranlı iki kadın sahte pasaportla yakalandı İran'dan kaçıp sahte pasaportla Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmek isteyen iki Iranlı'mn yargılanması sürüyor. Sanıklar, "Çarşafa bürünmek istemiyoruz" dediler. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Sahte pasaport taşıdıklan gerekçesiyle yakatanarak yargılanmaya başlayan İranlı iki kadın, "Bizi hapse atın, ama İran'a göndermeyin. Çarşaf giymediğimiz için gordüğümüz baskılardan vılarak oradan kaçtık" dediler. Sahte pasaportla İzmir'den Yunanistan'a gitmeye çalışırken yakatanan Sahahla Aldovood ile Shahla Foruozon'ın yargıianmasına başlandı. 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada mahkeme, olayın Çiğli Havaalanı'nda meydana geldiği için dosyanın Karşıyaka Asliye Ceza Mahkemesi'nde bakılması gerektiği görüşüyle görevsizlik karan verdi. Dosya, Karşıyaka Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Sanıklardan Sahahla Aldovood, sorgusu sırasında, Iran'da "çarfaşa girmediği" için sürekli izlendiğinı belirterek şunlan söyledi: "14 yıllık evli>im, iki çocuğum >ar. kocam 4 yıl önce oglum Parhan'ı alarak Yunanistan'a kaçtı. Oradan da Kanada'ya geçerek illica etti. 9 yaşındaki kızım Pervin ile birlikte ben de ay Hapse atiıu Iranhgöndenneyin nı yolu denemeye karar verdim. Öğretmenlik yapıyordum, Humeyni'nin istediği gibi çarşafa girmediğim için surekli izleniyordum. Bir kardeşim de Şah yanlısı olduğu için idam edilmisti." Sahahla Aldovood, diğer sanık Shahla Foruozozan'la Istanbul'da karşıla^ınca, birlikte kaçrnaya karar vermİ!>ler. Shahla Foruo/ozan da sorgusu sırasında İran'a gonderümemesi için yalvararak şöyle konuştu: "Özel sektörde sekreler olarak çalışıyordum. İşimden çıktıktan sonra caddede dolaşama/ hale gelmiştim. Her j»ün Humeyni yanlısı sakalhjtişiler tarafından tehdit ediliyordum, çarsaf gi> memi istiyıırlardı. Bu manoi iskenceye daha fazla dayanamıyordum. İran'dan kaçtım. Bizi tekrar İran'a göndermeyin." Hem bayram hem seyran özel sektörumüzün Tann'ya ve kotalara ve bilançolara bağlı olan kesimi, meviitli Kuran'lı toplantı yapınca kıyamet kopuyor, "Ne demek efendim, orada bayram yok, seyran yok niye bu törenler?" Seramıkçilerimiz bu für 30.YIL eleştirilerden korkmuş olrnalı ki 27 temmuzu bayram ilan GELENEKSEL edip, mevlitli. ilahili ve sünnetli 27 TEMMUZ bir "paket tören " haline getirmışler. SERAMİK BAYRAMI Âncak pakete "cuma naÖZET PROGRAMI mazı"nı da eklemek istemişler. 24 Temmuz 1987 Cumt 10 0012 00 30 Yıl Yutmım Kuruhj Ama "nalet, kör şeytan"ın işine bakın kı Seramik Bayra12 0013 00 Ûflle YemeOı 13 0014 00 Cuma Namazı ve mı'nın 27'sı cumaya değil paSeramık Bayramının zartesiye rast gelmiş. Mşıaması 14 00! 7 00 Mevlui ve cjmı s o f ı t * Bayramcı seramikçilerimiz, 17 30 Sunrıet Merasımt tarihi aynı bırakıp, bayramın 19 3020 30 A«şam Y e m e j ı 2 ' 00 Mıllı Orunlaf Ahmel başlangıcından pazartesiyi Özhan Tasavvut ve "cuma"ya yani üç vites geriKtaSJk Turk Musıktsı kons«rı (Kaleseramıtı ye.almışlar. Önemli olan niyet ve azim. Azmin ve azmilerin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Cumlenin mübarek Seramik Bayramı hayırlı uğurlu olsun, okunan mevtit • kılınan cuma namazı seramikçi dedelerimizin ruhlanna armağan olsun. Sünnet olan çocuklarımız da büyük adam olsun, Seramik Bayramını kurban bayramından sonra en aziz bayram ilan etsin. " Seramik Bayram sunnet ile kutlanıyor IMF Türkiye Şefi Geoffrey Tayler, "Türkiye defterlerini kontrol görevi"ni tamamlayıp önceki gün Ankara'dan ayrıldı. Kontrol sırasında, "Her zamanki tavrımı sürdürüp gazetecilerle konuşmayacağım" dedi. Dedığini de tuttu. Neyse ki Hazıne Müsteşarı Yavuz Canevı ımdada yetışti. a.a'ya bir açıkiama yaptı. Milletımızin haberalma özguriuğüne biraz olsun merhem surdu: Canevı açıklamasında şöyfe dedi: "IMF dövız endeksli tahvillerimize taktı. Genelleme yapmayın, sizin için iyi olmaz dıye uyardı." Canevi, açıklamalarına IMF'cilerle ilgili bir tespitini de ekledi: "IMF'ciler en çok bılgisayara şaşırdılar. Eskıden istedıklerı bir rakamı vermemiz günler sürerdi Şimdi yemekten önce istedikleri rakamı, yemeğın sonunda önlerine koyuyoruz." Canevi'nin istemeden verdiği bu kopya, IMF ile gızlı görüşmelerin nasıl gerçekleştırıldığıni de ortaya koyuyordu. Örneğin bu toplantılardan biri şöyie gerçekleşmış olabilirdi: Yer Milka Lokantası.. IMF'ciler bonfile, salata ve krem karamelden oluşan yemeklerini yiyorlar. İçeriye Canevi'nin şoförü Hasan giriyor: Hasan: Hello Geoffrey abi.. G. Tayler: O Hasan naber? (S* sık gelip gittiği için aileden olmuş). Hasan: Musteşarım gonderdi (Elindeki bılgisayar ürünü kâğıt t o marını salatanın yanına koyar). Tayler: Bunlar ne Hasan? Hasan: Turkıye'nin ödemeler dengesi abı. Son durum... Tayler: Ulan iyi, ulan afferın. Türkiye amma ilerlemiş be.. Perde 1. Sahne 2: Yer Hazine Müsteşarlığı toplantı salonu: Müsteşar Yardımcısı Yener Dinçmen: Ama efendim. bizim tahviller gayetle sağlam olup... Tayler: İyi de bu tahviller bitince ne yapacaksınız? Dinçmen: Başka tahvil çıkaracağız. Tayler: Onlar da bitince... Dinçmen: Başka bir tahvil. Tayler: İyi.. Çok iyi.. Bravo... Pekı bu bütçe açtğı nasıl kapanacak? Bütçe Genel Müdürü: Hangi açık? Açık filan yok. Tayler: Pardon.. Ödemeler dengesi? Zekeriya Yıldırım: Geçen seneden iyi. Problem yok... Tayler Yani her şey çok iyi... Bizimkiler hep bir ağızdan: No problem... Tayler: Harika.. Biz yemege gidebiliriz. Bizimkiler Afiyet olsun. TEŞEKKUR inşaata başlama törenini onurlandıran: Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın MÜkerrem TaşçiOglu'na îstanbul Milletvekili Sayın I m r e n A y k u t ' a Bahkesir Milletvekili Sayın A b d l l l l a h Çakirefe'ye İstanbul Milletvekili Sayın M e h m e t KafkasllgİI'e İstanbul Valisi Sayın N e v z a t A y a z ' a Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın Bedrettİn D a l a n ' a Bakırköy Belediye Başkanı Sayın İ)r. NaCİ Ekşİ'ye Büyük Şehir Belediyesi Genel Sekreteri Sayın A t a n u r O ğ u z ' a Çatalca Kaymakamı Sayın Tahsİn ÇİftçİOğlll'na* KentKoop Genel Başkanı Sayın M u r a t Karayalçiü'a Emniyet Sosyal İşler Şube Müdürü Sayın Hüseyin Doğdll'ya Türkiye'nin en kıdemli kooperatifçisi Sayın Nusret UzgÖren'e İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü'nün Sayın Temsilci ve Görevlilerine tstanbul Büyük Şehir ve Bakırköy Belediyelerinin Sayın Temsilci ve Görevlilerine Resmi Kuruluşlann Sayın Temsilcilerine TRT ve Basınımızın Seçkin Temsilcilerine Çeşitli Sendika, Kuruluş, Kurum, Banka ve Şirketlerin Sayın Temsilcilerine Sayın Konuklarımıza, değerli Ortaklanmıza, aile fertlerine ve yakınlanna Törenimize kutlama mesajı ve çiçek gönderen Sayın Bakanlanmız ile Sayın Milletvekillerimiz, Siyasi Partilerin Sayın Yöneticileri ile tüm kuruluş ve kişilere TEŞEKKUR EDER, DERÎN SAYGILARIMIZI SUNARIZ. Sınırlı Sorumlu Arkadaş Uzun askertikten sonra evine dönen adam. kansınm kucağmda bir bebek görvnce, deiîye öönerek bağtrtı: Bupiç kmden? Arkadaşım Johnsotfdan mı? Hapt. Artedaşrm Franktan m? Hapr Öyleyse arkadaştm Conrad'dan... Hayır, hayır, hayır. Koca, saymadığı arkadaştamt duşünurken, kadm bağırdı: Ne yani? Benim hiç arkadaşım oiamaz mı? ANAP "Genel Başkan Müşaviri" Mustafa Taşar'ın telefonu çaldı. Ankara Defterdarı Ahmet Ovalı karşısındaydı: Sayın Taşar, dünkü isteğiniz olan üç kişinin işe alınması ile ilgili.. Ne isteği? Ne üç kişisi? Efendim, dün arayıp ricada bulunduğunuz.. Ne ricası beyefendi, rica ederim.. Nasıl olur, ben sizinle konuşmadım mı yani? Hayır, ben sizinle konuşmadım. Benim sesim sizin konuştuğunuz kişinin sesine benziyor mu? Valla pek benzemiyor.. O halde.. Açıkgözün birisi sizi aramış. Daha önce de aynı şeyi bir başkasf Giresun Valisi'ne yaptı. Benim sesimi taklit ederek bir istekte bulundu. Taşar'ın, kardeşlerinin milyonlanndan çektiği yetmezmiş gibi başırta "dublörler" çıkmıştı. Ses taklitçiliğı işi "kardeş milyonları" gibi koltuk kaybettirici birtehlike taşımıyordu ı Ama itiraf etmeli ki, kendi "torpil kontenjanı"na sahte bir Taşar'ın ortak çıkması yine de hoş şey değildi. Taşahn Icorsan dublörü' • T Yardım Bernard Shaw Yardımseverler Demeği Balosu'nda, Tanrı'nın yaratırken fazla mesai göstermediği bir hanımı darisa kaldırmış. İlgiye susaaığı pek anlaşılan hanım, heyecanlı heyecanlı, "Benim gibi" demiş, "Değersiz bir kadınla dansediyorsunuz. Ne kadar iyisiniz.'' Shaw homurdanmış: Derneğin amacına hizmet etmeye çalışıyorum. TEKFEN SİSTEM 36da TECRÜBELİ • Yüksek öğrenim görmüş • İngilizce bilen • Tercihan PCden anlıyan, RPG lisanına vakıf . KONUT YAPI KOOPERATİFİ YÖNETÎM KURULU BİLGİSAYAR PROGRAMCISI Ücret lıyakata gore tesbıt edılecek ve müracaatlar kesınlıkle gızli tutulacaktır llgılenen adaylann fotoğraflı ozgeçmışlerıni 3 8 1987 tarıhıne kadar P K 24.80600 ETILER adresıne gondermelerı rıca olunur Dış Ticaret, Taahhüt ve Yatırım AŞ. uransan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle