Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURlYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yazan Ibni Sina'nın tıp kitapları arasında en ünlüsü ElKanun adlı 5 ciltlik kitaptır. Bu kitap Latinceye çevrilerek 17. yüzyıla kadar Avrupa tıp okullannda ders kitabı olarak okutulmuştur. Tokatlı hekim Mustafa Efendi tarafından P76'da "Tabhizul Niathun" adıyla Osmanhcaya çevrilmiş. fakat Cumhunyet döneminde bir çevirisi yapılmamıştır. Aradan 10 yüzyıl geçmesine karşın bazı bölumleri değerini koruyan ve bizim dışımızdaki tıp dünyasının bızden çok iyi tanıdığı bu kitabın şimdiye kadar bir Türkçe çe\irisinin yapılması gerekirdi. İbni Sina'nın eserlerinde kullandığı dil, milliyeti konusunda değişik görüşlere neden oldu. Son araştırmaların bu soruna ışık tutmuş olması gerekir. Kabri, Hemadan'da yeni anıt türbesirıe taştnırken kalıntıları üzerinde yapılan incelemeler bu büyük ilim adamının Orta Asyalı bir insan ve Türk olduğunu göstermiştir. Şunu da belirtmek gerekir ki, İbni Sina, Edison. Pasteur gibi, insanlann mutluluğu için çahşanlar ve hizmetleri coğrafi sınırları aşanlar evrenseldir. Büıün insanlığın ortak değerleridir. rulan Heidelberg gibi rönesanstan itibareıı bilim çağının öncülerini yetiştiren bu şöhretli üniversiteler, devlet güvencesinin fazla olmadığı donemlerde guçlü kilise ve onun vakıflarıyla desteklendikleri için, kilisenin anlayışının olçüsunde düşunebilmiş ve yazabilmiş olmalarına karşın yerel ve günluk çalkantılann dışında kalmışlar ve bunun sonucu olarak gelişmiş ve dokunulmaz bir kimlik kazanmışlardır. Bu eğitimöğretim kurumlannın hiçbir zaman devlet içinde devlet olma sevdasına kapılmadıklannı, kendi bilim sahalannın dışına taşmadıklarını da belirtmek gerekir. İslam dünyasında bilimsel yöntem anlayışı, ilerlemeye engel olan başka bir etken olmuştur. Erişilmez bir deha olan İbni Sina, çağının bilimlerinin hemen hepsini ineeleyeceği yerde. Batı dünvasında olduğu gibi bir veya birbirinin tamamlayıcısı olan birkaç konu üzerinde derinlemesine çalışsaydı sonuç ne olurdu? Yalnız tıp ve eczacıhk üzerinde çalışmalannı yoğunlaştırsaydı belki antibiyotikleri kendi keşfeder. birçok hastalıklarm nedenlerini ve etkin tedavilerini bulabilirdi. Eğer yalnız mekanik ve fizik üzerinde çahşsaydı Avrupada 1819. yüzyılda sanayi devrimini yapan makinelerin mucidi kendi olabilirdi. Sozun kısası İbni Sina ve öbür buyük yetenekli bilim adamları birbirleriyle ilişkisi olmayan çeşitli konularla uğraşarak yanlamasına bir gelişme göstereceğine, bir veya birbirinin tamamlayıeısı konularda derinlemesine bir gelişme gosterselerdi, çalışmaları daha verimli olacak ve ayrıca insanlığın hayrına olan bilimlerle uğraştıkları için de dünyamız güvenli ve mutlu bir yasama doğru belki ortaçağdan itibaren ilerlemeye başlayacaktı. Belirli konularda derinlemesine gelişme, herkesin yalnızca belli bir konuyu iyi bilmesi. Batı dünyasında hem bilimde ilerlemeyi sağlamış hem de örgutlenerek. dayanışma içinde calışmayı gerekli kılmıştır. Her seyi yüzeysel ve çoğu zaman yanlış bilen, ama her şeyde söz sahibi olduğunu sanan bir insan böyle bir çalışmaya pek yatkın değildir. Batı ile aramızda gözden kaçan, fakaı onemi büyük farklardan biri de budur. 22 TEMMUZ 1987 İbni Sina ve Eğitiın Sorunlarınnz Ibni Sina, Edison, Pasteur gibi insanların mutluluğu için çahşanlar ve hizmetleri coğrafı sımrları aşanlar evrenseldir ve bütün insanlığın ortak değerleridir. tbni Sina, "Kendini bilimlerle donat ve düzelt" diyor. • Ülkemizi çağdaslaşhrmak isteyen Atatürk de "Hayatta en hakiki mürşit y demişti. : PENCERE "En Büyük Benim" Malatya'da ANAP'hlar, Başbakan'ı ellerindeki İngilizce pankartlarla karşılamışlar: ' Welcome to Malatya!.." ' Great Özali.." Kürtçe pankartlarla karşılayacak değillerdi ya, Amerikanca bize yakışır Türkiye'de ulusal para put oldu. Artık ev kiralan bile Amerikan Dolan'yla saptanıyor. Yurttaş Türk parasına neden güvensin? Her gün biraz daha buharlaşan liraya bağlanıp iyot gib ; açıkta kalmak enayiliktir. En iyisi eşeği sağlam kazığa bağlamak için dolar üzerinden pazarlık: Manzaralıdır, kapısı hırsızlara karşı çelık kasalıdır, pencerelerinde elektronik alarm da var... Kirası ne bu dairenin? İki bin dolar... İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de apartman kirası Amerikan Dolan'na bağlanan ülkenin Başbakanı Malatya'da İngilizce pankartla karşılanır. İbni Sina. Edison, Pasteur gibi insanlann mut"tuluğu için çalışanlar ve hizmetleri coğrafi sınır•ları aşanlar evrenseldir ve bütün insaniığın ortak değerleridir. İbni Sina, "Kendini bilimlerle donat •.ve düzelt'" diyor. Ülkemizi çağdaşlaştırmak ısıeyen Atatürk de "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" •ÎJemişti. Gerçek dışı düşüncelerden ve kötu saplantılar\Âax\ kurtulmamız için Atatürk'un parolası ile (bni Sina'nın 10 yüzyıl önce yukarıdaki soyledikleri birbirinin hemen hemen aynı. . İbni Sina, bilimin gelişmesinde akıl, deney vc gözlemin ayrılmaz bir butün olduğunu savunur. Günümüzün pozith ist anlayışı içinde buna bir ek yapılamaz. " İbni Sina'mn tıbbı tanımı da şöyle: 'Tıp. insan ^vücudunun sağlık içinde iken ve bozulmaya baş,'. Ijadığı sıradaki durunıunu bilmek ve amacı da sağlığı korumak ve ne zaman bozulursa düzeltmeye .çalışmaktır!' Sağlık alanında koruyucu hekimliğe ^öncelik veren bu tanım, bugünun anlayışına ı>y"gun akılcı ve loplumcu bir görüşü yansıtmaktadır. Prof. Dr. KEMAL BALCI Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Sanki çagdaş bir insan " Bu kısa giriş, 10 yüzyıl önce yaşamış değil de sanki çağdaş bir in<an karşısında olduğumuzıı gö*feriyor. , 980 yılında Türkistan'da, Buhara yakmmda Al;şena'da doğan İbni Sina anılarında, İS yaşına kadar kuran, edebiyat. mantık. felsele. matemaıik. •astronomi. tabii ilimler ve tıp öğrenimlerinı yap. hğını, genç yaşta çok tanındığını, ileri gelen hekimlerin kendisinden der, almaya başladıklarmı şöyluyor. Burada dikkati çekmesı gereken hu>uv İbni Sina'nın insanustü çalışma ve oğrenme yeteneğinden çok, üzerinde çalıştığı konuların gunümüzde eğitimöğreümı yapılanlarla tamamen aynı olması. Döneminde pozitif bilinı \e Jü^ünçcnin bağrına bağnazhğın ve aerici akınıların hançeri henüz saplanmamiş. İbni Sina ve benzeri bilim adamlarmın yet'şmesini sağlayan uygun atmoşfer nasıl oluştu? Türklerin de içinde bulunduğu İslam dünyasında 811. yüzyıllar arasındaki bilimsel şahlanışın nedeni, eski Helen ve Latin eserlerinin tereüme edilerek incelenmesidir. İslamlığın ilk yüzyıllarında Bizanslılarla yapılan esir değişimlerinde istenilen ganimetler arasında tıp, matematik \e felsefe ile ilgili Helen ve Latin eserleri de vardı. Hipokrat \c Galenos'un tıpla ilgili eserleri bu yolla kazanılmi;tır. İslam bilim adamları aldıklannı daha sisiematize etmişler. yanlışlarından kurtarmışlar ve bunlara birçok yenilikler katmışlardır. kurulan bu bilim anıtı Sicilya Müslümanları ve Endülüs Emevileri yoluyla A\rupa'ya geçmiş, rönesans ve reformun başlamasında büyük etken olmuştur. ibni Sina'nın 20 yaşından. oldüğü tarih olan 1037'ye kadarki yaşamı çok serüvenlidir. Yaşadığı dönemde Abbasi halifeleri etkinliklerini kaybetmiş. hemen her yerde yerel idareler kurulmu% buyük İslam imparatorluğu bir çatışma alanı durumuna dönmüştü. Harzemşahların, Buveyhî hukümdarlarının, Samanoğullarının hükum sürduğü yerlerde birinden ötekine göç etmekte geçen bir yaşam bürdüren İbni Sina en zor koşullarda bile düşünen ve ya/an bir bilgin olmuş, dinle felset'e> i bağdaştırmak için çaba sarfetmiş, Tannnın evreni genel yasalarla idare ettiğini. ayrınıılarla uğra?madığıru. dolayısıyla dav ranış özgurluğııne sahip olan insanın, hareketlerinin sorumluluğunu taşıdığını ileri >urmü}tur, Bu felsefenin yanlış anlajilması, İslam dunyası için büvük bedbahtlık olmu>tıır. İnsan. sonu mutlulukla bitecek işler. hareketlcr >apmalıdır diyen bu bilim adamı lelsefeyi, bilimsel deneyi. doğal (tabii) bilimleri zararlı gorenlerin düv manlık dıngularını çekmiştir. İbni Sina karşıtı göru>lerin egemen olmasiyla başlayan yanlış yönlenişin sayısı/ zararlarından valnız biri olarak, nıatbaanın A\rupa'da keştinden ancak 300 yıl sonra memleketimize girmesini söyleyebiliriz. 5" yaşında ölümüne kadar 200'den t'a/la kiıap Bilim adamlarmın maddi ve bilimsel güvencesi Ibni Sina'nın yaşadığı devirden sonra bilimde niçin bir duraklama, sonra gerileme başladı? Türklerin de içinde bulundukları İslam dünyasında bilim adamları hemen daima sultanların. beylerin himaşesinde yajamışlar. huzurlu donemlerde rahat etmişler, fakat taht kavgalarından, kanşıklıklardan rahatsız olmuşlar ve iş.i giderek gezginciliğe dökmu^lerdir. Bunların yaşamoykülerinde "'... sarayına davet edildi. Orada... gibi alimlerle lanijtı. ... tarafından hima\e edildi. ... nedeniyle kaçtı ve hükümdarına sığmdı" gibi ifadelere çokça rastlanır. Dolayısıyla eğitimöğretimde sürekliliği olan bir kurumiaşma, bilim adamlarmın maddi \e bilimsel güvencesinin devamlılığı sağlanamamişiır. Bu durum bilim adamım yozla'jtırmı^. bilimsel yönıemi doğru yoiundan saptırmış \e kazanılan her şeyin \a\as ya\a> kaybedilmesinin \olunu açmışür. İslam dünyasında yukarıdaki durumun tek istisnası Mı^ır'daki Camiul Ezher'dir. 10. yüzyılda Kahire'de ibadet yeri olarak yapılan ve kısa zamanda ilalıi>at \e \azın bilimleri fakültesine dönuşen bu kurum zengin vakıflarla desteklendiği için Mısir'ın iç \e dış sorunlarından a/ etkilenmiv ve 10 yüzyıl boyunca hem varlığını hem de etkinliğini surdürmuştür. Çunkü mali dayanağı nedeniyle günluk ^iyasetin etkisine girmemis ve kendisi de dönemin günluk siyasetine karışarak yoiundan •>apıııaınıştır. Batı dunyaMiıdaki durum ise larklıdır. 12. >u/>ı!da İngiltere'de kurulan O\ford. 13. asirda Frankurulan Sorbon. 14. asırda Almanva'da ku •k 12 Eylül başarıya ulaştı; dışarıya açıldık; "sisteme entegre" olduk. Türk Lirası kullanmıyoruz, ulusal parayı bıraktık... Var mı yok mu Amerikan Dolan! Her degerimizi Amerikan Dolan'na vuruyoruz; telekızlarımız bile Amerikan Dolan'yla iş görüyorlar; ama yalnız bir konuda doları dışlıyoruz. Nedir o? Kişi başına ulusal gelir. Türkiye'nin kişi başına ulusal geliri yuvarlak sayıyla 1 X 3 doCX lar değil mi? 1979'da 1300 dolar olan kişi başına ulusal gelirin 1000 dolara düşmesi karşısında ANAP'lı uzmanlar bozuiuyoriar; ilginç yorumlar yapıyorlar: Amerikan Doları üzerine ulusal gelir hesabı yanlıştır, bir başka yöntem kullanmah. Kişi başına ulusal gelirimiz çok az görünüyor, bu sayıyı büyütmeliyiz... Büyütelim. En büyük Özal... Great özal!.. • Özal, her akşam televizyonda boy gösteriyor, kürsüye çıkıyor, mikrofonu eline alıyor; kimse tutmasın Tonton'u, saçıp savurmaya başlıyor: Üç yılda bütün cumhuriyet tarihinde yapılamayanı yapmış bulunuyoruz... Great Özal!.. 185 barajın temelini attık, 285 barajın kurdelesini kestik, 385 sünnet düğünü yaptık, Semra 585 imam nikâhlıya belediye nikâhı kıydırdı... Great Özal!.. Gelsin Bulgar'a elektrik vereyim, isterse Rusa da, Yunana da elektrik vereyim. Suhye'ye dedim ki, sana su satayım, gazoz satayım... Great Özal!.. Köprüyü sattım, daha büyük köprü yaptırıyorum, var mı benden daha büyüğü? Great Özal!.. En büyük benim, en akıllı benim; Özal bilir, özal düşünür, Özal yapar... Great Özal!.. Özal başmızdayken sizin sırtınız yere gelmez, özal büyük adamdır... Great özal!.. Malatyalı ANAP'lıların, Başbakanı Amerikanca pankartlarla karşılamaları, Özal'ın da kürsüde kendinden geçip kendine övgüler düzmeye başlaması pek hayra alamet görünmüyor. Sonuç Günümuzde >upermen denen dehalara ihtiyaç var mı? Havır veya eski donemlerde olduğu kadar değil. Çünku eskiden dahi denilen insanlann fonksiyonlarının bir kısmını şimdi elektronik beyinler yüklenmiştir. Şimdiki toplumlar vatandaşlarından çalışkan, mesleki becerisi yüksek, görevini eksiksiz yapan, toplum yararını kendi yararından ustün tutan, dürüst, yasalara saygılı ve dengeli bir yapıya sahip insanlar olmalarını istiyor. Böyle bir insan ise ancak bu amaca yonelik. iyi planlanmış, dolayısiyle kısa zamanda yozlaştırıcı değişiklikleri gündenıe gelmeyen bir eğitim sisteminin urünü olıır. EVET/HAyiR "Biz bu parkı istiyoruz. Biz bu parkt ağaçlanyla istiyoruz. Bu park doğallığıyla kalsın istiyoruz. Kentlerin meydanlanna, parklarına koruyan, değer veren bir gözle bakılmasmın doğru olduğunu düşünüyoruz. Biz bu düşüncemizie Ankara halkının çoğunluğunun isteğini dile getirdiğimize de inanıyoruz" Otomobil sahipleri otopark ister Bir kentin insanlan ise yeşH alan!.. Otopark da gerekli elbet, ama halk için yeşil alanlar daha da gerekli. Üstelik büyük kentlerimizde yeşil alanlar, parklar, soluk almacak, azıcık dinlenilebilecek yerler günden güne azalıyor. Bu arada Ankara'nın Kızılay'ındaki Güvenpark'ın örtadan kaldırılıp yerine otopark yapılması korkunç bir düşün6esizliğin, kafasızlığtn, aldınşsızhğın ürünü... ' Oiopark yapılacak başka yer yok mu? Ankara'nın ANAP'lı Belediyesi bula bula Atatürk'ün anısına dikilmiş Güven Anıtı: n*n bulunduğu bu yerden başka bir alan bulamadı mı otopark yaptırmaya?.. '• Büyük bir imza kampanyası açıldı bu konuda... On bmlerce kişi, Ankaralı olsun olmasm, imzasmı attr. Güvenpark'ı kurtarmak gerek!.. Ankara'da ne kadar az park vardır. istanbul'da da öyle, başka büyük kentlerimizde de. . Olanlan da birer birer yok etmek midir işbilir, iş becerir' politikacı sayılmak? . Evet, park para getirmez, otopark para kazandırır? Hesabı böyle yaptinız mı, ülkede soluk alacak boş alan bırakmazsınız. Her şey para içinse, her şey kazanç amacı taşıyorsa, o zaman işin rengi degişir. Halkını, halkının sağlığını, çocuklann. gençlerin, yaşIrtarın birazcık dinlenebilecekleri yerleri çoğaltmayı düşünmeyen bir belediye hiç olmasın daha iyi!.. Oç Ankaralı, Sayın Aydan Erim, Sayın Akın Atauz, Sayın Mehmet Adam, Ankara idare Mahkemesi'nde Ankara Belediyesi aleyhine bir dava açmışlar. Güvenpark ağaçlarının kesılmesi ve bu yeşil alanın yok edilmesine yol açacak idari karann üurdurulmasını istiyorlar. Dilekçelerini birlikte okuyalım: • Ankara Büyükşehir Belediyesi, Kızılay'daki Güvenpark alanında 1500 araçlık bir otopark ve çarşı projesi yapılmasına karar \rermiş, bu amaçla şantiye barakaları kurarak sonda/ çalışmalarına girişmiş bulunmakîadır. inşaatın yapılabilmesi için parkteki ağaçlarm çoğu veya ttimü yok edilecek, park yanındaki dolmuş ve otobüs durakları da buradan kaldırılacaktır Güvenpark, Ankara için hem çok gerekli bir yeşil alan hem de bir semboldür. Atatürk, kurduğu cumhuriyetin yeni başkentini oluştururken. Ankara'nın her bakımdan çağdaş bir kent oimasma özen göstermiş, bu amaçla da 1928 yılında, kentin planını elde etmek için uluslararası bir yarısma açılmıştır. Bu yanşma ile elde edilen ve 1932 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile resmiyet kazanan Jansen Planı. bozkırda yaratılacak olan başkentte bir yeşil alanlar sisteminin o/uşfuru/masına öze' önem vermiştir. Üzerinde, "Türk Övün Çalış Güven" yazan anıtı ile bir cumhuriyet sembolü olan park, söz konusu proje gerçekleştırildiğı takdirde, bir trafik sembolüne dönüşecektir. Ankara'nın giderek azalan yeşil alanlannın korunması, "boş arsa" olarak görülmemesi gerekir. Giderek betonlasan kent merkezinin ender ağaçlık alanlan. başta Güvenpark olmak üzere, hava kirliliği ciddi boyutlara ulaşan Ankara'da özel bir önem kazanmakta, kent için çok gerekli olan "ciğer" tonksiyonu da görmektedir. Kent merkezinin isier toprak seviyesının üsfüne, ıster altına doğru dikey olarak büyütulmesi hem gereksiz yoğunluk yaratacak hem de bu amaçla kaybedilen ağaçlık alanlann etkisi ve eksikliği bütün kentte hissedilecektir. Bir kentte parklar, insanlar; otoparklar ise araç/ar için vardır VB parklar o kentte yaşayan herkese hizmet verir. Çağdaş kent planlaması anlayışına göre, kent merkezlerinin mümkün olduğu kadar trafikten ve araçlardan arındırılması, insanlar tarafından daha rahat kullanılır hale getihlmesi, yeşil alantann arttınlması gerekmektedir. Güvenpark gibi yakın tarihimizin sembollerinden biri olma özelliği de olan bir yeşil alanın, park olmaktan çıkarılarak, otoparkın üzerinde düzenlenecek bir çatı bahçesine dönüştürülmesi, bunu yapabilmek için çok sayıda Ankaraltya hizmet veren duraklarm merkezden uzaklaştırılarak az sayıda araca yer sağlanması, çağdaş şehircilik anlayışı ile bağdaşmadığı gibi, Ankara hemşerilileri olarak bizlerin menfaatini zedelemektedir. Bu nedenle, hemşeh sıfatı ile bu karann ıptali ve dava sonuçlanıncaya kadar yürutmenin durdurulması kararı verilerek, parkın ve ağaçlarm yok edilmesinin önlenmesini talep edıyoruz. Bu dava, dogayı seven, uygarlıktan yana her yurttaşın benimsediği bir davadır. 1972'de Stockholm'de buna benzer bir olay yaşandığını, bu konuda bir yazı yazdığımı anımsadım birden... Hatta bu yazı yüzünden Sıkıyönetim Savcıhğı'nda ifade vermeye de çağrılmıştım. İsveç Kralı Demirbaş Şarl'ın heykelinin bulunduğu bu ağaçlıklı alanın metro ıstasyonu halıne getirümesine karar veren Stockholm Belediyesi, yöre halkının d : renmesi karşısmda karanndan vazgeçmişti. Halkın, zaman zaman yöneticilerin kararına karşı çıkması, direnmesi, gerekırse bu uğurda savaşım vermesini yazdığım için 'halkı isyana teşvik ettiğim' savıyla nerdeyse hapse girecektim! Ankaralıdoğaseverierin, Güvenparkı kurtarmakiçindirenenlerin yanında yer almak bir yurttaşlık görevidir ANAP'hlann da bu safta yer almaları gerekmez mi? OKURLARDAN [ sdiıtntl sulıusuula telt'fon (irızaları Istanbııl'un gecekomlıı semtlerinden biri duruınumia olan ve genellikle Başbukan Özal'ın tahiriyle "nrtadirek" halkın oiunluğu senıtıe telefon arızaları aylarca giderilmiyor. Hıı semtte telefon almak Mr clerr, aldıktan \onra arız.asmı gidermek ayrı hir derl. Arızalanan telefonun anzası. defalarca semtin urıza <,er\is şeflerine başvurmama rağınen giderilmedi. İsmini açıklamayan ve sadece ıneınur kad numarasını veren arızo servisindeki görevli, "kardeşim senin lelefonuıı 500 F.vler'de imiş. Rıırada dnğrıı durıısı telefon çalıymızArızanın giderilmesi ayları bulur. )'apılsa biie yine anzalanır. Bu semte telefon daha çok lüks. lieninı telefonum Gaziosmanpa^a'du olmasına ve bizim />/« i\'inde olmamtza rağmen, telefonıımdaki anza ııç gıınde gideriliyor. Senin telefonun arızalanalı daha 20 çı//ı olmu$. Bekleyeceksin" diyor. İsmini aldığıııı ve burada açıklanıayacağıtn bir başka memur ise. "Kardeşim oyle bir buyuk bir kavak ağacı devrilmiş ki bütün hatlar kopmui, ekipıeki arkada^larımız Hice günduz çalı^ıyorlar. Telefonunuz her an açılahilir" derken. hir baika görevli, "\eraln hatlannın geçtiği kanallar son yağmurtarla su dolmuş. Onlar anndırılmaya çalıylıyor. Anza uzun sürebilir" diyor. Soruyoruz. tepedeki yöneiicilere, üç gdrevlinin verdiği yanıtlara ne diyecekler. Birinci görevli. benim telefonumun anzası üç gıınde ancak gideriliyor, seninki bekleyecek tabiiki. İkinci görevli, kavak devrilmiş buıun hatlar kopmuş. İçüncü görevli. yeraltı kunallan s» ile dolmıış, anza uzun sürebilir. l'.vet. verilen bu yanıtların değerlendirilmesini yöneıicilere bırakıyoruz Bir ıiçıklanıu getirsinler. nushasında yayımlanan 79 \o'lu tebliğiyle tohsil durumuna göre uygulanmaktadır. Ben, uzun hizmet yıllarımla 2182 sayılı yasayla 1.İ.I979 tarihinde 1. derecenin 4. kademesine intibak ettirildim. 1. derece ve 4. kademeden maaş almak suretiyle sözü geçen 2771 sayılı yasanın l/d maddesi gereği 19H} yılı ocakşubatmart maaşlanmı da 1. derece ek göstergesine göre aldım. Maalesef Maliye Bakanlığı'mn 79 sayılı tebliği gelince verilen farklar kesildi. Tahsil durumuna göre 3. derecenin ek göstergesiyle farklı maaş aldım. Bugüne kadar tüm mercilere dilekçeyle ve sözle yapıığım başvurulara rağmen bu haıa duzeltilmedi. Kırk yıl altı ay hizmet sonunda 1. derece 4. kademeden 1.5.1985 tarihinde mesleğimden emekli oldum. Şimdi ise Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenleri tatmin edebilmek için yüksek öğrenim diploması vererek 1. dereceye getirmektedir. Bizlerden 1012 yıl ve daha az hizmetli ilkokul öğretmenleri 1987\ve göre 2600 toplam gösterge ile emekli maaşı almak tadır. Bizlere ise 2000 göstergeden maaş veriliyor. Arada 600 gösterge farkı bulunmaktadır. Bu fark adaleısizliğin eseridir. EKREMERDEM EM. NO: 24.722.01 AKYAZI Güvenpark Kurtarılmalı!.. OKTM AKBAL Belediye hizmeilerinden mahrumus Seyrantepe'de oturanlar adına yazıyorum. Bugüne kadar yol, kanalizasyon, temizlik gibi hiçbir belediye hizmeti görmedik. Sokaklarımızm hiçbirine araba giremiyor. Çöplerimiz değil ayda bir, yılda bir bile alınmıyor. Bütün bunlart görmesi için sayın belediye başkanımızı mahallemize çağırdtk. 8 Ocak 1987 tarihinde kendilerini beklememize rağmen gelmediler. Lütfen bu çektiğimiz çilelere artık bir son verilsin. Yollarda. açıkta rastgele yerlere akan lağımlar, çöpler, araçların giremediği sokaklarda sırtmda odun, kömür ve ihtiyaç malzemesi taşıyan insanlar vs... Bizler de birer vatandaş olduğumuza ve belediyenin görevi de vatandaşa hizmet vermek olduğuna göre, neden yasal ve doğal hizmetlerden hakkımızı alamıyoruz? CEMİL ÇELİK ŞİŞLİ İSTANBUL İşçi sınıfının yiğit evladı, sendikal önderi, Genel Başkanımız >(«; t:\ ı LKDi:\ K1R OKTADİKLK Farklı uygiilatna 2771 sayılı yasanın l/d maddesi. devlet personelinin kadroya bakılmaksızın maaş derecesine göre ek gösterge verilmesini öngörmesine rağmen, Malive ve Gümrük Bakanlığı'mn 26.1.198} tarih. Resmi Gazete'nin 17940 sayılı KEMAL TÜRKLER'in anısı işçi sınıfının mücadelesinde sonsuza kadar yaşayacaktır. DİSK ÜYELERİ VE SENDİKACI ARKADAŞLARI YOL KESEN IRIVIAK Hıfzı N. Velidedeoglu : bası 990 lira (KDV ivındel Çagdas Yayınlan Turkocafı Cad. }94l Cağalotlulsıonbul Kodak Filmde her renk bir armağan! •••• • •• •ITI I • • Bu yaz Kodak renkleri kazandırıyor! Her renk için ayrı çekiliş, ayrı armağanlar... Kodak Filmle rengârenk, canlı, heyecanlı bir yaz! Kodak kırmızısındc 1 adet Serçe otomobil Kodak sarısında 1 adet bir haftalık Disneyvvorld (Florida/ABD) tatili (iki kışılık) Kodak mavlsfndel 1 adet Zodıac bot ve Yamaha deniz motoru Kodak yeşilinde I adet Arçelık ev aletleri dızisi (Buzdolabı, fırın, çamaşır makinesı, bulaşık makınesi, elektrik süpürgesı) Ayrıca her renkte 10 adet Kodak K4a, 10 adet Kodak EL10; toplam 80 Kodak fotoğraf makinesi! Nasıl katılacaksınız? • Fılmlerinızi alırken. satıcınızdan, Ûzel Sans Numaralı Kodak Zarfı'nı da ısteyin. • Ikı boş Kodacolor film kutusunu zarfa koyun. (Unutmayın, her zarfa sadece 2 kutu koyacaksınız.) • Zarfın üzerinde, Kodak renkierınde şans kareleri; şans karelerinde armağanlar bulunmaktadır. Armağanınız! seçın, renginızı ışaretleyın. • Zarfın gerekli yerlerinı doldurarak, 30 Eylül 1987 tarıhıne kadar. üzerinde yazılı adrese gönderın. • 12 Ekım 1987 tarihinde yapılacak çekilişin sonuçları 26 Ekım 1987 gunu Hurrıyet Gazetesi'nde duyurulacak, ayrıca kazananlann adreslerıne bildırilecektir. • Şansınızı artırmak için dılediğinız kadar zarf göndererek. bırden fazla çekılışe katılabilırsınız. r Kcwtek 01STH BUTORU j Fotoğraf ürünleri KodâCülctf Goid ıoo BURLA Kodak renktir