Katalog

CUMHURİYET/8 HABERLER 19 TEMMUZ 1987 Militanlar, Hakkâri'nin Işıkveren köyüne ikinci kez saldırı düzenledi Yine PKK baskını: 3 ölü Hiilitanlar, üç gün önce bir onbaşıyla bir erimizi şehit ettikleri Hakkâri'nin Işıkveren köyünü basarak Mehmet Tonk, Mustafa Tonk ve ömer Üren adlı yurttaşlanmm öldürdüler. DtYARBAKIR/ULUDERE PKK militanlan, üç gün önce bir onbaşıyla bir cri şehit ettikleri Hakkâri'nin Uludere ilçesi Orabağ kasabasına bağlı Işıkveren köyünü yine basarak bu kez üç yurttaşı öldürdüler. PKK'li militanların, sdayönetimin son günlerinde art arda peş peşe başkan düzenledikleri Işıkveren köyünde jandarma karakolu bulundugu, ancak herhangi bir direnişle karşılaşmadan köye girip eylemlerini gerçekleştirdikleri bildirilirken, yöredeki güvenlik önlemlerinin arttınlarak yoğun operasyonlara başlandığı belirtildi. önceki gece saat 21.00 sıralannda Işıkveren köyüne gelen militanlar Mostafa Tonk v Ömer Üren adlı kişileri evlerinden silah zoruyla alarak, köy dısına götürdüler. Militanların daha sonra kurşuna dizilerek öldttrdukleri Mustafa Tonk ile ömer Üren adlı yurttaslann cesetleri Uludere ilçesinin icinde bulonan ve daha once kanlı eytemkr yapan eşkıyalar tarafından gerçekleştirüdigini sanryonız" dedi. Karayolunda soygun MEHMET AKA/ ZİYA AKSOY tlk hacı kafilesi tSTANBUL (a.a.) Hac farizesini yerine getirmek için karayoluyla Suudi Arabistan'a gidecek ılk kafıle dün yola çıktı. Üsküdar'dan 68 otobüsle 2251, Çağlayan'dan da 37 otobüsle 1218 hacı adayı hareket etti. Kafıle, 21 temmuz salı gıinii Habur'dan çıkış yapacak. Karayoluyla gidecek son kafıle ise tstanbul'dan yann aynlacak. Havayoluyla ilk çıkış da bugün yapılacak ve 1925 temmuz arasmda 8 uçak hacı adaytarmı taşıyacak. DOnuşler 20 ağustosta başlayacak. Irak sınınna yakın kesiminde bulundu. PKK militanları, Işıkveren köyüne daha sonra tekrar gelerek Mehmet Tonk adb kişiyi de otomatik silahlarla öldürdüler. Saldırganlann köy içinde jandarma karakolu bulunmasına karşm, herhangi bir direnişle karşılaşmadıklan ve çatısmaya girmeden eylemlerini gerçekleştirdikten sonra kaçtıklan bildirildi. Operasyon stiriiyor Peş peşe gerçekleştirilen kanlı eylemlerden sonra başlatılan operasyonlar sürdurulürken son olaylar üzerine bölgede bulunan askeri birlikler Mardin'in Nusaybin ve Cizre ilceleriyle Hakkâri'nin Uludere yöresine kaydınldı. Bölgede görevli bir güvenlik yetkilisi, "Eşkıyanın aynı gün dcgişik yerlerde olay çıkararak şaşırtmaca taktigi uygoladıgııu" belirterek, "Suur bölgesi Uunamen kontrol altoadsdır ve eşkıyanın sınıra gkip çıkması mümkjün degiidir. Yöredeki tum olıylann sımr Bu arada, üç gün önce bir onbaşıyla bir erin şehit edildiği, önceki gece de 3 yurttaşın öldürüldüğü Işıkveren köyünün bulundugu bölgenin mart 1987'de gerçekleştirilen sımr ötesi harekât sırasında güvenlik güçlerince merkez olarak kullanıldığma dikkat çeken askeri yetkili, yörede geruş çaplı operasyona başlandığını söyledi. Irak sınınna 7 kilometre uzaklıktaki Işıkveren merkez olmak üzere bolgedeki daghk kesimlerde sürdürülen operasyonlara helikopterler de katılıyor. ŞırnakUludere karayolunun Beşta mevkiinde barikat kuran maskeli ve silahlı 8 soyguncu, Halil Dolo yönetimindeki 56 AH 752 plakalı kamyon ile plakalan ve sürücüleri henüz belirlenemeyen 3 araa zorla durdurduktan sonra, yolculann ve sürücülerin toplam 1 milyon lirasıyla bazı değerli eşyasını aldıktan sonra, gece karanhğından yararlanarak kaçtüar. Mutlaka kimlik Başbakanlık Olağanüstü Hal Koordinasyon Kurulu Başkanlığı, bugün saat 17.00'den itibaren, sıkıyönetimin kaldırılarak olağanüstü hal uygulamasına geçilecek olan Diyarbakır, Hakkâri, Mardin ve Siirt illerinde yurttaslann her ne vesile ile olursa olsun yanlannda mutlaka kimlik taşımalan gerektiğini bildirdi. Hacı adaylanna saldırı ihban Aynca hac görevini yerine getirmek üzere Suudi Arabistan'a giden hacı adaylanrun bulundugu otobüslere PKK militanlarının saJdıracağı yolunda ihbarlar alınması üzerine Habur'a kadar olan yol boyunca geniş güvenlik önlemleri almdı. Hacı adaylarının gece yola çıkmalanna izin verilmiyor ve yol boyunca otobüslere güvenlik gücleri refakat ediyor. OYP'ti başkan görevde JBURSA (Cumhuriyet Bürosu) Iznik ilçesine bağlı ttoyalıca köyünde 7 haziranda yapılan seçimi, ikinci olarak bitiren DYP'li aday Ahmet Kanlı, mazbatasmı alarak göreve başladı. Boyahca'da seçimi, ANAP adayı Şevket Turan'ın kazanmasına karşın, DYP'nin YSK'ye "Turan'ın sabıkah olduğu" iddiasıyla itiraz etmişti. înceleme sonunda başkanlık mazbatası, DYP adayı Ahmet Kanlı'ya verildi ve Kanlı gOrevine başladı. ANAP'ın da itiraz hakkını kullandığı, ancak sonucun değişmediği bildirildi. Kozakçıo&lu görevde Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'ne atanan Diyarbakır Valisi Hayri Kozakçıogta bugün resmen göre vine başlayacak. GUNEYDOĞU NOTLARI 4 ilde olağanüstü hal uygulaması Iznik'te toplu mezar İZNİK (Cumhuriyet) Iznik'te 1980 yüından bu yana sürdürülen antik Roma Tiyatrosu kazısında, toplu mezar ortaya çıkanldı. Uzman arkeolog Bedri Yalman ve 20 kişilik ekiple sürdürülen kazı çalışmalan sırasında, ortaya çıkanlan toplu mezann 13. yüzyıl başlannda tznik yöresinde yaşayan Laskarisler'e ait olduğu bildirildi. Uzman arkeolog Bedri Yalman 'ın verdiği bilgiye göre, mezardan çıkan iskeletler, 13. yüzyıl Bizans ordulan i'e Latin orduları arasındaki savaşta Olen askerlere ait. 1840 ; . ? grubunda olduğu saptanan üst tiste yığılmış cesetlerin, kiminin kafasmın kiminin gövdesinın kesik olduğunu söyleyen arkeolog Bedri Yalman, ıskeletlerin incelenmek üzere Hacettepe Üniversitesi Antropoloji kürsıisüne gönderileceğini belirtti. PKK^nin telsizi çok yakındaydı Bir haber: "Köy basan teröristler, koruculann silahını, köyun telsizini ve muhtarın mührünü alarak kaçtılar..." Silahla telsizi anladık da, muhtarın mührünü almak neyin nesi? Bölge gerçeğini anlayınca, mührün anlamı da çıkıyor. Mühür, devlet olmanın simgesi. CELAL BAŞLANGIÇ MARDİN Mıdyat'ın Ortako> korucusu Haia İş, üzerinde özel gıysileri, elinde devletm verdiği silahla telsizınin başındaydı. Diğer korucu arkadaşları. koyun çevresindeki siperlerde mevzılenmiş, olası bir baskını gözluyorlardı. Halil'in guneydoğu köylüklerınde az rasüanan, guzel bir Turkçesı vardı. Geceyarısına doğru telsiz hareketlendı. Halil'i arıyorlardı. Kod adını söyledi Halil lelsıze, "Buyurun, dİDİiyomm" dedi. Karşısındakı komut vermeye alışıktı. "Kıirlçe konuş, Kurtçe konuş" dıye bağırdıkıan sonra, PKK'yi ve Apo'yu anlatraaya başladı. Halıl'e banda alınmış bir propaganda konuşması gıbı gelmıştı. Karşısındaki "Sen de Kurtçe bir bant doldur, çok yakında koye gelip alscagız" dedikten sonra telsizi kapattı. Korucu Halil "Benim telsizin çekim mesafesi dort kBomelredir. Kanala ginp propaganda >apan teroristler, demek ki dort kjlometretik bir alanın içerisindeydi. Hemen tdsize sarıldım. Karakola haber verdim. Çok >akınımızda leroristler >ardı. AranabUse belki de bulunabUirierdi" diye anlatıyordu. Bırkaç kez olan bu tur propagandaya, korucu Hahl'ın elindekı kuçuk telsizin dort kılometrelik çekim alanına gırmesme karşın PKK propagandası yapan telsiz >ayınınm kaynağı bugune değin bulunamamıştı. Sıkıyönetim sona eriyor Türkiye'de 8 yıl 6 ay 22 gündür süren son sıkıyönetim uygulaması Diyarbakır, Hakkâri, Mardin ve Sürt'te bugün kaldınlıyor. netimin kaldırılması, 18 Mayıs 1987'de Bakanlar Kunılu kararıyla kararlaştırıldı. Istanbul, Türkiye'deki şehirler arasmda en çok sıkıyönetim uygulanan il olarak bırina sırayı alırken, Ankara ve tznur, tstanbul'dan sonra ikinci ve üçuncu sıravı alıyor. 12 Eylül 1980"de gerçekleştirilen harekât ile birhkte tum Turkiye'de ilan edilen sıkıyönetim, parça parça çeşitli illerden kaldırılarak olağanüstü hal uygulamasına gecıldi. 12 Eylül 1980'den bu yana diğer ıllenn yanı sıra, Diyarbakır, Mardin, Hakkâri ve Siırt'te devam eden sıkıyönetımın bugün kaldırılması kararlaştırıldı. Grevci öğrenci sayısı 8 oldu ADANA (Cumhuriyet Güney tUeri Bürosu) Çukurova Üniversitesi fen, edebiyat ve mühendislik faktiltelerinde okuyan 7 Öğrencinin "Fakülteden atılmaları ve ders geçme sistemini protesto etmek amacıyla" üç gün unce başlattıkları açlık grevine bir öğrenci daha katıhrken, Rektör Prof. Dr. Mithat Ozsan, başansız öğrenciler için yapacak bir şeyleri olmadığını, ancak yazılı kâğıdına güvenen Oğrencilerin yasal yollara başvurmalarını önererek, "Not değerlendirirken kaprisli hareket eden hocalann saptanması halinde işlem yapmaktan sakınmayacaklarını" açıkladı. ÇÜ'ye bağlı Fen ve Edebiyat Fakaltesi Kimya BOlümıi son sımfından 6 öğrencinin 3 gün önce başlattıkları açlık grevine önceki gün mühendislik fakultesinden Halil Suna'dan sonra, dün de eğitim fakültesi felsefe bölümü 2. sımfından Hanım Üründul katildı. AMANSIZ TAKtP Güvenlik güçlertntn dağtarda izini surdüğü teröristler, aldıkbm teishUri sadece kendi aralannda haberleşmek için değil, bir de telsizlerinin başmda bekleyen köy koruculannı korkutmak ve propaganda yapmak için kuUanıyorlar. Güvenlik kuvvetleri, dağ taş aradığı teröristlere karşı her yönüyle amansız bir mücadele sürdürüyor. telsizin başında bekleyen koruculan korkutmak ve propaganda yapmak için kullanıyorlardı aldıkları bu telsızleri. Böylece bırçok köyde olmayan, ancak bazı koylerde bulunan köylulerin tek haberleşme aracı telsizlerin frekansma, teroristlerın propaganda konuşmasının karıştığı anlaşılıyordu. Guneydoğunun köyluklerinde hıçbir haberleşme aracı yoktu. Pek çok telsiz fîrması, Dıyarbakır'a karargâh kurmuş, telsiz alacak koylere gerekli araç ve gereci sağlıyordu. Ancak devlet koruculara silah dağıtmıştı, ama telsiz veTmemişti. Köyluler, kendıleri edmmek zorundaydılar bu telsizi. Bu da 200 bın Uralık bır harcama gerektıriyordu. Oysa güneydogu ınsanı, ekonomik dengesinı öyiesine hassas bir noktaya oturtmuştu kı, ancak karnını doyurabiliyordu. Bir telsiz parası binktirmesı olanaksızdı Devletten hiçbir şey istemezdi guneydoğu köylusu, konut, su, iş sorununu kendi kendine çözmustu. Şu ana kadar da bu özelliklennden dolayı devlete hiç yük olmamıştı Yörede sıkça basılan koy ve mezralardakı "dolete >uk olmadan yaşama" biçimıne şöyle bir goz attığımızda, karşımıza ilginç bır gorunum çıkar. Bolgede arazılerın çoğu taşlıktır. Duşuk verimlı olmasına karşın, sabahtan akşama dek, tarla taşlanru küme yapa yapa ayıklar, ekıme elverişli hale getirir. Biraz sebze, biraz da arpa ve buğday eker. Bır de hayvanı varsa, yaşadı gıttı. Ne ilçeye iner, ne de kente. Hayvanı ndan aldığı sutu, tarlasmdan çıkan sebzeyi, gunluk yiyeceğı oiarak kullamr Buğday ya da arpasının yarısuıı satıp, yağ, şeker, tuz, sigara, giyim gibi gereksiaımlerini karüar. Diğer yansıru da kışlık yiyecek olarak saklar. Eğer sıkışırsa fazladan satacak birkaç bas hayvanı vardır. Gezdığimız bolgelerdekı yerleşim bırimlerinde hayvanların sayısı ile toprağın verimliliği, inanılmaz bu oran tutturmuştu. Toprak çok verımsızse, hayvan sayısı azdı, toprak az verimhyse hayvan sa>ısı fazla... • olmadığı için, erkekler Turkçeyı daha iyı öğrenirken, yorede kadmlarla tercümansız konuşmanız, neredeyse hiç yabancı dil bılmeden gıttiğiniz yabancı bir yerde derdinizi anlatmaya benziyor "Hiıkumet kaptsı"yla bu kadar az ılgisi olan insanlar, genel seçımlerde oy kullamr, bır de aralanndan bir muhtar seçerler. lşte o seçimi kazanan kişıye verilen muhür de köyde devleti temsil eder Muhtar köyde Bölgeyı lyı bilen bir ust duzey gü"devlet ricaline kapdanmış" kışıdır. venlik görevbsı "Iste bu yuzden" delşte Telsizi, tufegi anladık da, mudi, "Ne mezralnr koylerk birteşir, ne bur ne oluyor" sorusunun yanılı da de koyler başka yeriere laşınır." Nebu Belkı psikolojik bır etki, ama tedeninı tam anlayamamıştık. Sorduröristler köy bastıklannda korucuğumuzda anlatıı. nun silahını, köyun lelsizini çalarken, Köylu kendine göre bir gecim yomuhtarın muhrünu de yanlarına allu bulmuştu. Ne ev ıstıyordu, ne konut kredisi, ne iş isriyordu, ne aca mayı ihmal etmiyorlar. Guneydoğu koylerınde ve mezracağı işyerine esnaf kredisi. Kendi yalarında haberleşme olanaksızlıklanğıyla kavruluyordu. Eğer mezraları nı, ınsanların, doğayla amansız bir ve köyleri taşımak söz konusu olursavaşım sonucu ancak biyolojik yasa, bu insanlar ev ısteyeceklerdı, topşamlannı surdıirecek kadar bır geçim rak ısteyeceklerdi. çalışmak için ış isdengesi tutturmalannı, bugune kadar teyeceklerdi... lşte koşullanna uyumun kendi içinde yarattığı bu den istemsiz bir yasam sürdukleri için taşınmalarının, birleşmelerinin, doğge, şu ana kadar hiçbir istemı olmaması olası yükler nedeniyle olanaky'an insanlar yaratmıştı. Bunları yesızlığını duşunünce, elinden muhru rınden oynatmak dengeyi bozar ve alınan muhtarın ne denli yoksunlaşkentlerde yaşanan konut ve iş sorutığı orta>'a çıkıyor. Yol gelmemiş; ıçnana yenı konutsuzlar ve işsizler kame suyu kışın yağan yagmur suyu; tetardı. İşte bu yuzdende "Giıneydogu lefon yok, eiektrik yokken, bir muhşimdilik degişmez"dı. Mardın'ın, Hakkâri'nin, Diyarba ' tar muhru gelmiş, onu da teröristler alıp gitmiş... "Devlete hizmet kapısı kır'ın dağlık bölgelerınde bu gerçebalao riitbdi, mevki sahibi insanlar" ği, çok kısa bir sure içinde çıplak gözanlamına gelen "devlet ricaline kale görmek olanaklı. Çoğu köylünun pılanraa"da yer alan "rical" sözcumecbur kalmadıkça, ayda yılda bir ğunun bir anlarru daha var. Her halbıle kente ınmedığıne tanık oluyorde ikıncı anlamı daha iyi anlatıyor sunuz. Yaşamlanndakı en büyük deguneydoğu insanmın bugunkü duruğişiklik ise erkeklerin askere gitmemu: Yaya olmak... si... Kadınların öyle bır zorunluluğu Çeükel: Emanetçi değiL, nöbetçiyiz Istanbul Haber Servid DSP'nin Kadıköy tlçe Merkezi dün törenle açıldı. Bahariye Caddesi'ndeki ilçe merkezinin açılış törenine DSP Genel Başkan Yardımcısı Murtaza Çelikel, kapatılan CHP eski bakanlanndan Orhan Birgit, DSP eski Genel Sekreteri Nejat Hamzaoğlu ve partilüer katıldılar. Açılış töreninde konuşan Murtaza Çelikel, "Biz emanetçi değil, nöbetçiyiz, 7 eyltil günü nöbeti asıi sahiplerine devredeceğiz" dedi. Bir yandan Avrupa Topluluğu 'na girmeye çalışırken bir yandan da birtakım insanlan yasaklı tutmanm hiçbir anlamının olmayacağını belirten Çelikel, "Türk halkmdan, bu çelişkili duruma son vermeleri için halkoylamasında 'evet' demelerini bekliyoruz" şeklinde konuştu. Orhan Birgit de konuşmasında, yasaklann kalkması gerektiğini belırterek, "Bu memleket ne çektiyse içi dtşı bir olmayanlardan çekti" dedi. Kadıköy tlçe Yönetim Kurulu, Avukat Ismet Gürer'in başkanhğmda Cengiz Gökçü, Levent öncü, tsmet Halil Gürsoy, Başar Aytekin ve Bedri Süzer'den oluşuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır, Hakkâri, Mardin ve Siırt illerinde devam eden sıkıyönetim uygulamasırun da kaldınlmasıyla birlikte bugun, Türkiye'de 8 yıl 6 ay 22 gundur süren sıkıyönetim sona eriyor. Cumhuriyet döneminin uçte birini sıkıyönetim altında geçıren Türkiye'de, toplam 21 yıl 4 ay sıkıyönetim ılan edildiği saptandı. Turkiye'de ılk sıkıyönetim, 26 Mart 1925 tanhınde "Takriri Sükun Yasası" doneminde 14 yerleşım bırirrunde 1 ay sure ile ılan edıldı. Takrirı Sükun Yasası, Türkiye'nın içinde bulundugu olağanüstü koşuüar ve yenı kurulmuş cumhuriyetin karşılaştığı fiili engellerin ortadan kaldırılması amacıyla 4 Mart I92S tanhınde yururluğe kondu. Önce ıkı yıllık bir süre için çıkanlan bu yasa, "irtica isyanı, ulkenin sosyal duzenini, huzur ve sukunu. guvenliğini >ıkma>a yonelen her turiu orgutu, tahrikleri ve yajını onleme yetkisini" Bakarüar Kurulu'na venyordu. Hükumet, bu eylemlerı yapan kışılerı "tsüklal Mahkemeleri ne venme yetkısine sahipti Takriri SOkÛE Yasası 2 Man 1927'de kabul edil:n bir yasa ile iki yıl uzatılarak 4 Man 1929 tarihıne kadar yururlukte kaldı. Turkiye, İkinci Dunya Savaşı dönemınde, toplam 5 yıl 9 ay suren bır sıkıyönetim donemi daha yaşadı. Sıkıyönetim uygulaması Istanbul, Edirne, Kırklarelı, Tekirdağ, Çanakkale ve Kocaeli'nde çeşitlı surelerde uzatılarak devam etti. Son sıkıyönetim büdirisi a.a.'nın haberıne göre 7. Kolordu \e Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Siırt ıllennde bugun saat 17.00'den itibaren sıkıyönetim kaldınlarak, olağanustu hal uygulamasına geçilecek. 7. Kolordu ve Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Sıirt ılleri Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Aşir Özozer, sıkıyönetimin kaldınlması ve olağanustu naJ uygulamasına geçümesı dolayısıyla bir bildin yayımladı. Komutanhğın (42) numaralı bildinsi şöyle: "Sıkıyönetim, ilanı olan 26 Nisan 1979 tarihinden bugune kadar bolgede genel guvealik ve asayişin saglanması, huzur ve guven ortamının tesis edilmesinde, zaman mefhumu tanımadan ustun razife şuunı ve feragatla gorevlerini canlan pahasına yapan başta degerii komutanlan ve amirlen olmak uzere guvenlik kuvvetlerinin butun personeline, kamu kurum ve kuruluş mensuplanna, buyıik bir destek ve vatanperveTtik duygusu ile sıkıyonetiın gorevtUerine yardımcı olan fedakâr bolge balkına ve basın mensuplanna takdir ve teşekkurlerimı bıldirir, \atan ugruna hayatlannı feda eden şehitlerimizi rahmet ve şukranla anar, olaganustu hal uygulamasında gore\ alacak tum personele >e bolge halkına başanfaır, esenlikler ve mutluluklar dilerim." İlk genel sıkıyönetim 1980'de Tum Türkiye'de sıkıyönetim, ilk olarak 12 Eylul 1980 târıhinde ılan edildı. 67 ilde ılan edilen sıkıyönetim toplam 3 yıl 7 ay sureyle aralıksız olarak uygulandı ve 2 Mart 1984 yılında Uk olarak 13 ilde sıkıyönetim uygulanmasına son verildi. Bugune kadar sıra ile diğer ıllerdekı sıkıyönetim uygulamalan kaldınluken, uygulamalann hâlâ devam ettıği Diyarbakır, Hakkâri, Mardm, Sıırt illerinde de 19 Temmuz 1987 tarihinde sıkıyo Neden mühür? Acaba gerçekten PKK mılıtanları mıydı? "Köy basan teröristler koruculann silahını, koyun lelsizini ve muhtannı muhninu alarak kaçtüar" diye başlayan bır haber okuduğunuzda, silahla telsizi anladık da, muhtarın mührunu almak da neyın nesı merakma kapılırsınız. Bölgede yapılan şantıye ve köy baskınlarında, bugune kadar Karayolları, Köy Hızmetlerı ekipleri ve koylulerden alınan lelsizlerin sayısı 10'u geçiyordu. Demek ki, dağda dolaşan teröristler, sadece kendi aralarında haberleşmek için değil, bır de GüVün kardeşi tutuklandı KDZ. EREĞLİ (Cumhuriyet) Samsun Belediye Başkant Vehbi Gül'ün kardeşi Süleyman Stm Gül, 8 arkadaşıyla birlikte tarihi eser kaçakçılığı yaptığı savıyla tutuklandı. Ereğli'nin Kirmanlı Mahallesi Ankara Caddesi'nde ANAP Ereğli ilçesi eski başkanı Tahsin Keskin'e ait inşaat temelinin kaztsı sırasında çıkan tarihi eserlerin teslim edilmemesi üzerine, 13 kişı önceki gün gözaltına alınmıştı. Mahkemeye çıkanlan 13 kişiden Süleyman Sırn Gül, Tahsin Keskin, Şaban Ungül, Ülfer Erdem, Mustafa Keskin, Remzi Karadeniz, Rıfat Tuna, Sergis Hacer Ertunç ve Nihat Bilgin tutuklanarak cezaevine gönderildiler. Lavriorîda çatışma: 1 PKKVi vunıldu PKK'ci/er/e karşıt gruplar arasmda hafta başında çıkan çatışmada tutuklanan 19 kişiye, kampa dönüşlerinde ateş açıldı. Yaralı PKK'linin durumu ağır. ATİNA (a.a.) Yunanistan'da Lavrion multeciler kampında çıkan olayda bir PKK'ci tabanca ile ağır yaralandı. Hafta başında Lavrion kampında PKK'cilerle kaçaklar ve PKK dışındaki bölücü örgüt yanlıları arasmda çıkan çatışmada tutuklanan 19 PKK'cinin dün serbest bırakılıp kampa dönmeleri sırasında, Lavrion kent meydanında, kimliği bilinmeyen kişilerce, uzerlerine ateş açıldı. Bu sırada bir PPK'ci ağır yaralandı. Lavrion meydanında PKK'cilere silahlı saldırıda bulunanların beyaz bir otomobille kaçtığı haber verildi. Polis, olayla ilgili olduğu sanılan iki kişinin yakalandığını açıkladı. BURSA ŞEHİRLERARASIOTOBÜS TERMİNALİMİMARİ PROJE YARIŞMASI 12.7.1987TARİHİNDE SONUÇLANMIŞTIR. Derece ve mansiyon kazanan projelerin müellifleri aşa^ıda belirtilmiştir. 1. ÖDÜLÜ KAZANAN Melih KARAASLAN (İTÜ) Cem AÇIKKOL (ADMMA) (ODTÜ) Danışman: Nuran KARAASLAN (ADMMA) 2. ÖDÜLÜ KAZANAN Semra UYGUR (ODTÜ) Özcan UYGUR (ODTÜ) 3. ÖDÜLÜ KAZANAN Baran ÎDİL (İTÜ) Tamer BAŞBUĞ (ADMMA) (ODTÜ) Hasan ÖZBAY (ADMMA) (ODTÜ) 1. MANSİYONU KAZANAN SeUm VELÎOÖLU (MSÜ) Candaş KERESTECİ (DGSA) 2. MANStYONU KAZANAN Yakup HAZAN (ODTÜ) 3. MANSİYONU KAZANAN Affan YATMAN (ZMMÖYO) (ODTÜ) Nesrin YATMAN (ZMMÖYO) (ODTÜ) 4. MANStYONU KAZANAN Ender ERGÜN (DGSA) Yalçın GÜLTEKÎN (DGSA) 5. MANStYONU KAZANAN M. Mürşit GÜNDAY (DGSA) M. Fatih ÖZGÖZ (GÜ) Projeler Bursa'da Akbank Sanat Galerisi'nde 13.7.1987 gününden başlayarak 24.7.1987 gününe kadar sergilenecektir. Kollogyum günü ve yeri aynca duyurulacaktır. E5*te silahlı saygun TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi yakınlarında, dün yakınlanm vyaret etmek amacıyla Türkiye'ye giriş yapan Sabri Diken adlı Yugoslav uyruklu, Türk asıllı bir kişi E5 karayolu üzerinde silahlı kişiler tarafından soyuldu. Çorlu yakınlarında dinlenmek amacıyla MCR 789 plakalı arabasını park eden Diken, su istemek amacıyla otomobilinin yanına gelen üç kişinin saldınsına uğradı. Soyguncular Diken'in üzerindeki 100 mark ve bir miktar Türk parasını aldılar ve Diken 'in otomobilini de alarak kaçtüar. Araçla kaçan soyguncular, daha sonra Selimpaşa yakınlarında kaza geçirdiler. Bu olayda soygunculardan Taner ZümrUt adlı kışı yaşamını yitirirken, diğer iki soyguncu tekrar kaçabilmeyi başardı. YeniÇivndem Bir kültür kayboluyor Renkli bir külturün sevimli insanlarının Türkiye'deki durumu "Buralarda polis, sorup etmeden aradıklan adamın bütün sülalesini göturür.'' "Çingeneler buçuk millettir. Lanettir. İki kardeşin birleşmesinden meydana gelmişlerdir." "Türk kültürüne bağlı olmayanlar, casuslar, çingeneler... Türkiye'ye muhacir olarak alınamazlar.'' HAFTALIK HABER DERGİSİ CINGENELER Dinciler şimdi de Fen Liselerinde Yargılanan öğretmenler, çıldıran öğrenciler "Şeytanın yeryüzündeki temsflcisi kadına ilgi duymaya başlamıştı. Bu yüzden kendini hadım etmeye karar verdi." "Videoda bale bölümü gelince bazı öğrenciler sıralara kapanıp ızlemeyi reddettiler." MİT'le Emniyet'i kapıştıran ajan 'Kökene Dönüş, gerçek dışı tstmbul Haberler Servisi Balkan Türkleri Dayanışma ve Kültür Derneği, Bulgaristan 'da çevrilen ve Türk düsmanlığını savunan "Kökene Dönttş" adlı fılm ile Türklere karşı yapılan zulümleri protesto amacıyla Istanbul'da bir toplantı düzenledi. Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Mehmet Çavuş, yaptığı konuşmada Bulgaristan sosyalizminin 40. yılında, 2 milyon Bulgaristan Turkün'ün silah gücüyle Bulgarlaştınldığını, bu arada çıkan çatışmalarda yüzlerce Türk'ün öldürüldüğünü söyledi. "Kökene Dönüş" yerine, "Bulgaristan Türklerinin Trajedisi" adlı bir filmin çevrilmesinden yana olduklanm belirten Çavuş, fılmi UNESCO nezdinde protesto ettiklerini ve bunun için bir mesaj yolladıklanm söyledi. (Fotoğraf: UYGAR GÜRKAN) Sivil sıkıyönetim perçinlendi Bölge valisi tartışmaları ve tanıyanlann ağzından " k r a l " vali Kozakçıoğlu'nun CHPIiliği, bürokratlığı Mardin de bir James Bond Türkiye'de Uzakdoğu lokantaları artıyor Çekik gözlü yemekler Şer'rt Sezer, Modern Jazz Ouartet, Herbie Hancock... BUCÜN