19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 TEMMUZ 1987 KABEKLER CUMHURİYET/7 "Genç Basın" yayın hayatında İSTANBUL (a.a.) Basın Yayın Yüksek Okulu Mezunlan Derneği tarafından çıkarılan aylık "Genç Basın" dergisi yayın hayatına başladı. Genç Basın Dergisi'nin ilk sayısmda, lise son sınıf öğrencilerinin neden Basın Yayın Yüksel Okullarma ilgi duydukları, Basın Konseyi ve gazetecilikle ticaret arasındaki kıyaslama konularına yer verildi. Marmara Üniversitesi B YYO Miidürü tsmet Giritli, Milliyet Gazetesi Yazarı Nail Güreli ile Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay'ın görüşlerinin de yer aldığı derginin Sahibi Nusret Yılmazer, yazı işleri miidurü ise Semra Süleymanbeyk. Muhalefetin başvurusu üzerine TBMM, bugün toplanıyorGİUVLERM Güııdem: Güneydoğu çalışırlarken önerge sahibi olarak genel kurulda kimin konuşacağı konusu muhalefet arasında sorun yarattı. SHP, DYP ve DSP'nin ortak çağrısı üzerine yapüacak olan olağanüstü toplantıda "gıineydogu olaytannın lüm yönkriyle araştınlaralı gerçeklerin ortaya konulması. bu alanda ulusal bir politika olusturulması, içe ve dışa dönuk onleralerin beiirienmesi, çozumler bulunması" için üç pani gnıp başkan vekili ve miiletvekülerinin imzalannı taşıyan Meclis araştırması önergesi görüşülecek. SHP, DYP ve DSP'nin toplam 133 olan üye sayısı, Meclisin toplanması için yeterli olmadığından saat 15.00'te açılacak birlesimde çoğunluk buytik olasılıkla sağlanamayacak. ANAPblar saat 15.00'teki birleşime katılmayacaklar. Ancak birleşimi yönetecek başkan vekilinin verecegi kısa bir aradan sonra yapılacak oturuma ANAP'hlar katılarak çoğunluk sağlanacak. Başbakan Turgut Özal'ın Suriye'ye giderken ANAP yöneticilerine bu yonde talimat verdifci öftrenildi. SHP, DYP ve DSP grupları dün Ankara dışındaki milletvekillerinin KÖPÜĞÎJ AHMET TA1\ Muhalefet partileri büyilk bir olasılıkla çoğunluk sağlayamayacağı için ANAP, görüşmelere ikinci oturumda katılacak ve Meclis araştırması önergesinin reddi doğrultusunda oy kullanacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Güneydoğu oiaylanm görüşmek üzere muhalefet partilerinin istemi ile TBMM, bugün saat 15.OO'te olağanüstü toplanacak. Muhalefet partileri Meclisin toplanması için yeterli üye sayısına sahip olmadıklanndan, iictidar partisi ANAP'ın ikinci oturuma girecegi ve Meclis araştırması önergesinı reddettireceği bildiriliyor. Muhalefet partileri dün de Ankara dışuıdaki mületvekillerini toplamaya toplantıya katılmalan ıçın çabalannı sürdürdüler. Ancak SHP'den, hasta olan Necdct Calp ile Başbakan ile birlikte Suriye gezisine katılan Metin Üstönel, Inönü'nün doğu gezisi için seçim bölgelerinde hazırlık çalışmalannı yüruten Rtdvan YıkJınm, Halis Soylu ve Hilrni Nalbantoglunun toplantıya katılamayacaklan bildirıldi. SHP'den kendilerine ulaşılamayan bazı milletvekillerinin de tor> lantıda bulunamayacaklan belirtiüyor. DYP grubundan \BD'de bulunan Sabit Batumlu ile referandum kampanyası nedeniyle seçim bölgelerine dağılan bazı milletvekillerinin de Ankara'ya gelemeyecekleri kaydediliyor. DSP grubundan hacca gittiğı pani yetkililerince dile getirilen Mtıstafa Kani Burke'nin dışında diğer milletvekillerinin bugunku toplantıya gelmelerinin beklendığı grup yöneticilerince ifade edildi. ANAP grubu saat 14.00'le, SHP grubu saat 13.30'da DYP grubu saat 12.00'de DSP grubu da saat 13.OO'te toplanarak olağanüstü toplantıdaki konuyla ılgıli göruşmeler yapacak. Grup toplantılannda ayrıca doğu ve güneydoğuda incelemelerde bulunan partili milletvekillerinin izlenimleri de diğer üyelere aktanlacak. ANAP grubu, MecHs araştırması önergesine ret oyu verilmesi konusunda grubunda karar alacak. ANAP Grup Sozcüsü ve hükürhet adına konuşması beklenen Devlet Bakanı Hasan Celal GüzH'in "yöredeki olayiann büriitüJmemesi" görtışunü dile getireceği ve muhalefetin araştırma yerine genel görüşme önergelerine "evet" diyebileceklerini genel kurulda belirtecefci ögrenildi. SHP'ye katılım ANKARA (ANKA) ~ Kapatılan CHP'nin Elazığ milletvekili Faik öztürk ile Malatya eski milletvekili Mustafa Şentürk yarın SHP'ye girecek. Bu nedenle yarın genel merkezde bir tören düzenlenecek ve iki eski parlamenterin giriş formlarını Genel Başkan Erdal Inönü imzalayacak. 4 dergi kapsam dışı Maber Merkezi Gameda ve Hür Dağıtım tarafından gazete bayilerinde satışı yasaklanan 34 süreli yayın içinde yer aldığı bildiriten 4 derginin yetkilileri, kendilerinin bu kapsam dışında olduklarını söylediler. Alınteri, Görıiş, Yeni Düsün ve Gökyüzü dergisi yetkilileri, dağıtımlarınm Hür Dağıtım ve Gameda tarafından ülke düzeyinde ve düzenli olarak yapildığını belirtirken böyle bir yasaklama ile ilgileri olmadığını açıkladılar. ' ^ J Quneşlenenler, "Guneş altında yeni bir şey yoktur" sözünün doöru olmadığını gördüler. Kimileri görduklerini "görulmemiş şey" diye seyretti, kimileri ise "görulmeye değer" diye... Güneş altmdaki yeni şey, plajın, çember sakaJlı birinin komutasında bir grup kara elbiselinin hucumuna uğraması idi. Kara elbiseliler, yıldınm hızı ile halka olup "çemberii hoca"lannın komutası ve "hayyt. huyytt" avazlan ile yıldınm bir gösteri sundular. Ve yine yıldınm hızı ile piajdan, daha doğrusu "olay yeri"nden, gekJikjeri otobuse doluşup uzaldaştılar. Şile Emniyet Amiriiği "Bu kişileri gördük. Ama herhangi bir şikâyet gelmediği için bir işlem yapmadık. Eğer şikâyetçi çıksa idi gerekeni yapardık" diye bir açıklama yapu (Bu arada Ebu Nidalci terörisuenn niye yakalanamadıkları da böyiece anlaşıldı. Onlardan da kjmse şikâyetçi olmamışu). Kara elbiselilerin sayılan " 3 1 " değildi. 6u nedenle bunlar Türkiye'ye sızan Ebu Nidalci teröristler olamazlardı. Ama plajdakilere temmuz sıcağında "mart" teri dukturdukterine bakılırsa " 3 1 " ile yine de bir ilgileri olduğu açıkt. Bu tur bir "31 Mart" vakasına yakalanma olasılığına karşı uç tarafı denizlerle çevrili hatkımızı uyannz. (Fototraf: CUMHU3İYET) hafta ile pla ında Şeytanın avukatlığı DYP'nin "emanetçi lideri" Cindoruk, dun basın toplantısı yaptı. ANAP yöneticilerinin "ciğer filmlerini" basına açıkladı: " ANAP'hlar, ihtilalin koyduğu yasak kalkmasın diye sokak sokak, köy köy geziyoriar. Devlet törenlerinde 'hayır' pankartları asıyortar. Mecliste 'evet' oyu veriyorlar, halktan 'hayır' oyu istiyorlar, • 1980'den öncesine dönmeyelim, dryorlar, anarşinin güneydoğuda yuzlerce can almasına bakıp duruyorlar.. Bunlar (ANAP'lılar) karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşar cinsindendirier." Hüsamettin Bey, eski Yassıada avukatıdır. "Mahkemede şaşma meselesini" bugünkü siyasi liderler arasında ondan daha iyi bilen yoktur. Bu nedenle bu tespiti çok önemlidir. "ANAP'lılar mahkemede şaşar" demekle onlann geleceği hakkında "vekâlet ücreti almadan Cindoruk acaba kamuoyuna "istişare" mi sunmaktadır? DSP'de düğüm yine çözülemedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP içinde genel başkanlık sorunu bugün çözülüyor. Parti içi muhalefet kanadmca "genel başkan" ilan edilen Cclal Kürkoğhi'nun, partinin kendisine devredilmesi isteği ile açtığı davalar bugün sonuçlanacak. DSP Genel Başkanı Rahsan Ecevit'in gelmediğl dünkü duruşmalarda taraflar ifade verdiler. Celal Kürkoğlu'nun avukatlan Ülgen Saimaner ve Erbabi Baymhr'ın verdikleri ifadede 16 haziranda yapılan toplantmm yasal olduğunu ileri sürdüler. kurucular kurulu olağanüstü toplantısı için gereken çoğunluğu sağladıklarını belirten avukatlar, buna dayanarak kurucular kurulu olağanüstü toplantısında genel başkan seçilen Celal Kürkoğlu'nun partinin gerçek başkanı olduğunu savundular. Rahsan Ecevit'in avukatlan Metin Bostancıoğlu ve Selçuk Sönmez ise karşı tarafın kurucular kurulu toplantısı için gereken çoğunluğu sağlayamadığını ve bu nedenden ötürü kurucular kurulu toplantısının geçersiz olduğunu söylediler. Toplantıda gereken çağn, topiantı ve karar nisabının sağlanmadığını ileri sürdüler. Celal Kürkoğlu'nun partinin tümüyle kendisine devredilmesi için 4. Asliye Ceza Mahkemesi'ne açtığı davanın karan bugün verilecek. Bu karar sonucunda aynı zamanda parti başkanlığı sorunu da çOzülecek. Karar Celal Kürkoğlu 'nun istediği şekilde sonuçlamr ise parti başkanlığı da onaylanmış olacak. Aksi takdirde ise DSP'de Genel Başkan Rahsan Ecevit'in genel başkanlığı devam edecek. Yll.l.AH BOYll. DfcMİREL CİBİLEB HALK1 VAM1. KANDIRMIŞLAKDr DtK NE DEMİIU3I . Dl \> M . YAPMIŞLARDr TARİMİN BtYtK MAZU.MV. RAHMETU «KNDfRMİ OCMBOLLCrE BFNZLTEN. CİKCO«l)K DK.CİL.MİYDİ' ' RAMJItTLl BAYAR'A KOCAMIŞ. DİYCN. KKNDİSİNİ MfcNDERESTEN ClSTÜN GOREN. DKMIRKL D I 6 İ L M İ Y D İ ' KOF.RANDVMDAN KORKUYOR U l \KUKN' Mll.LhT HIR,\RIM VK>İDEN » N « V l . t t . l C . I K \İCOAMNA EL SIRDIR.MEYKCM.1M ÜKMOKRVSİYİ BİR ZEKAT VE MER IM.MKT RKJİMI SAN1NLARA ÖftRETFCEK DE f>yt> Mi' BV KİTAP. MİLLETtN B C N Y E S İ N İ BOLME Yi: \ t IRADCSİNİ PA*SEIXE>llr*T KALKIŞANLARIN Gi:ÇMl$lN .SİYASET A C A L A R I M N » İÇ VlZLfJtlM BEXGEXHl VE OLAYUtRLA ORTA1 \ SERİYOK Fır»tı ««0TL (KDV dihill Bu arada uç partinin ortak imzaları ile verilen önergenin Mecliste görüşülmesi sırasında önerge sahipleri adına kimin konuşacağı, muhalefet arasında sorun yarattı. DSP grubu daha önce bu konuda hazırlık yaptıkları ve bir rapor hazırladıkları gerekçesiyle önerge sahibi olarak DSP'li bir üyerün konuşması görüşünü savunuyor. Ancak ana muhalefet SHP ve DYP ise konuşma sürelerinin uzatılması durumunda önerge sahibi adına yapüacak konuşma süresini her üç partinin paylaşması göruşundc. Ancak sorun çözülemediği takdirde önerge sahibi adına konuşma yapılmayabileceği düşunuluyor. Bingörün bir köyünde yangın çıkartılması dışında hiçbir olay olmadı Son 2 ayın en sakin gecesi MEHMET AKA ZİYA AKSOY DİYARBAKIR PKK militanlanmn yoğun olarak saldırılar düzenlediği Hakkâri, Mardin, Siirt, Tunceli, Bingöl, Bitlis ve Muş gibi illerin bulunduğu bölgede yaşayanlar, bir köye baskın düzenlenerek yangın çıkartılması dışında sakin bir gece geçirdiler. Başbakan Turgut Özal, İçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut ve Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlunun Suriye'de bulunduklan sırada herhangi bir olayın meydana gelmediğine işaret eden duyarlı çevreler, önceki gecenin son iki ayın en sakin gecelerinden biri olduğunu söylediler. Öğrenildiğine göre, Bingöl'ün Genç ilçesine 22 kilometre uzaklıktaki Güzeltepe köyune, dün sabaha karşı 04.00 sularında gelen ve 4 kişi olduklan bildirilen teröristler, bazı evlerin damında bulunan ot yığınlarını ateşe verdiler. Daha sonra çevreye gelişigüzel ateş açan teröristler kaçtılar. Köye itfaiye ekibi gönderilerek yangın söndıirulürken ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı bildirildi. Saldırıyı düzenleyen teröristlerin yakalanması için operasyonlara başlandı. ANAPh yeni ilçe başkanı ANKARA (a.0.) 248 delegenin oybirliğiyle ANAP Altındağ İlçe Başkanlığı'na getirdiği Ayten Atılgan, "Başkanlık aklımdan geçmiyordu. Delegelerin ve halkın ısrarı üzerine ben de nasıl oldu anlamadım, bu göreve getirildim" dedi. Anavatan Partisi'nin tek kadın ilçe başkanı Atılgan, politikaya ANAP'ın kuruluşuyla başladığını kaydederek, "İlk parti çalışmalarımız Kaya Erdem'le tzmir'de oldu. Hatta, Kaya Erdem'e tzmir'den adaylığım koyması için biz rica ettik" diye konuştu. Operasy*a stkriiyor: önceki gün IdilMardin arasındaki Maval Dağı yakınlannda görülen 23 kişilik silahlı grubun yakalanması için başlatılan operasyon süruyor. Teröristlerin sınırı geçemedikleri, bölgede giziendikleri samhyor. K o z a k ç ı o g l a koBupMdı: Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'ne atanan Diyarbakır Valisi Hayri Kozakçıoğlu, "19 temmuza kadar sadece Diyarbakır valisiyim. Bölge valisi olarak ancak 19 temmuzdan sonra açıklama yapabilirim" dedi. "Emanetçi SuttanaTlık üzerine i ill K t t a b l ANAP'lılar. bugun toplanacak Mecliste ""ince cinltkJerini" her alanda uyguluyortar MecIrse gelip toplantıya girmemek gibi. propaganda kitabı basfirmayıp propaganda olacak kitabı satın alıp uagıtmak gibi. Buyurun ömeğe Acar Tuncer adlı bir yurttaş, Demırel'e olan Nssıyatını kitaplaştrmış "Belgeterte, Olaylarta DemireTın Gerçek Yüzu" "KDV dahıl 800 TL'lik bu kitabı ANAP'lılar çok, ama pek çok beğenmısler On binlercesıni satın almıslar. Şimdi Anadolu'nun dört bir yanında "Lolipop" dajıfir gibi sebiluJlah daöıtryorlar Yukarda Demtrel'in dettenni durmek için dağıttlan kilabm arta kapağının tıpkı basımı. GÜNEYDOĞU'DAN NOTLAR Görmemişem... CELAL BAŞLANGIÇ MARDİN trbakan'ın temelmi attığı fabrikalardan biriydi. Diğer benzerleri gibı. sadece bınası yapılmış, içine konuîacak makine bulunmadığı için de şiltardır boş duruyordu. Güneydoğuda "scmk gunter" başlayınca, yöre halkının yıllardır binasına bakıp, "Şunon bir de maidneleri olsa işsttlikten kurtulurduk" dediği "Erbsktn fabrikası "na. bölgede operasyonu surdüren askeri bırlik yerle>mişti. Büşük bir olaıhkla "genel müdür odasT olarak yaptlan bötümde, askeri birüğin komutanı ile konuşuycnız. Daha alt rütbeli subaylar ise "'fabrika muduruBön sekretfri" bölümünde bir masanın çevresind* toplanmışlaı. Komutan, seyyar komando taburunda göre\ >'aptığını anlattıktan sonra, eündeki kalemle bir kâ. ğida daireJfr çiziyor: Bu mBrlantT «ysberge benzer. Suyun yıizuiHİe yslaız bunlır vardtr (kuçük bir daire) bir altında tee kurye «c sempatizanhır yer «Jır (ikinci daire biraz daha buyük) SÇSBCO *e ootmli bir uns«ır da. "yatak'ianiır (bu daire dîğerlerinden daha da buyük). Komando binbaşı. konuşmasının bu noktasına gelince duruyor ve "tste bütün bunlana ttbnda da bölge iulkı yer «hyor" dıyerek, gittikçe büyüyen üç dairenin altına en büyük dördüncü daireyi çiziyordu. Binbaşıya göre, teröristler akvaryumdaki suydu. >i akvaryum kimdi? Konunun en can alıcı yanı burası olduğu için binbaşıya, "Bahga dejeo akvaryaın soyo üe. degroeyra «kvaryum suyunu nasıl «yırt edeceksiniz?" diye sorduk İki elini, avuç içleri gorünecek biçünde yana açtıktan sonra, "Bir köyde terdrtrtteHe işbtriigi yapotuu t»aa(b^BBz Ud Idşl oMutcııu bührorsak. o iki isbiriikçi yakaimaasa kadsr, köyde yaşajaa iki yiiz kişiain biam «çwB»ta o Ud Uşidea fariu yokrur" yanıtı verdi. Gerçekten de bir çuval pirinçten, iki beyaz taşı ayiklamarun zorluğu vardı. "Y« dijer InsanJar" dedik, ME|«r d k açbdK İMİBiHun ka^r odaıta ayksmeflertaia İHcUteri ayıftar, m&A ımtntamt göç janbr ?" Kar^hğı açıku binbajının: M B O ymat beni asat, bcn sskeHB, götevte ba e»kıy«yj yıloâmukat. Devteün koaayia B^U «^er Wıtatertabı f p t a o i ıcıcke» Wr otay. Wz gbre*toW j»pıjontt. Hcrin yapsa. ftdtftaA haktoneöa 30*1 y»kın Inkuiıtı vmr. Bir kdye sadece asker oiank Milll Ssvaaıa» Hm*»**^ girtyor. EJer o köyde okal v ı m , ttr de Mffli E^tim Bakaahtı... Pekiyi, di«er teiumiıktar aendc? Bir doktor m geüyor? B u c s bfa kradi doktorBmazn getirlyonu. Elbet o da asker kıyafetiyle«. Güneydoğunun köyîeri, zamanın beüi bir noktasında donup kalous gibiydi. Günümüzdeki geliîimier ve degişLmler hemen hemen hiç yaasırru>t)rdu. Toprak yolları, yağrnur suiarım birikfirerek elde ettikleri çamurlu içm« sulan, hiçbir haberle$me araana sahip olmamaiarı ile rieredeyse birHrimn çogaltıhnış kop>asıydı, Türkiye'nin bu bölümündeki yerleşim birimleri. Günîerdir nâbette bekieyıen, her an bir baskmda carunı ortaya koymatun gerginliğini yaşayan bir subay açısından, yukanda söyledikleri pek de haksız gibi değildi. Ama ortada sadece askeri açıdan bakılmayacak bir sorun olduğu da kesindi. Bir kere güneydoğunun in»anı hemen hiçbir şeye tam olarak güvenemiyordu. Terör bu insanlan süjdirmijti, ellerinden gelse seffaf olup, görünmez bir yaşantı sürraenin yoüanru arayacaklardı. Bu da doğal olarak hemen her olayda *'ü( maymu»"u oynama zorunlugunu getıriyordu Teröristlerin bir köyu basmasmın ardından. olay yerine giden güvenlik kuvvetleri, baskmı sorustururken, hemen hemen hep aynı yanın atıyorlardı: Ne zaman geidiier'' VaRah duymamışam. ICaç kışiydıler? VaDah %örmtmiftm. Adın ne? VaDah bUmlrem... Bu konuşma bir espri olarak Omı'.nevıt. bize komando binbaşının anlattığı bir olaydou s\ne:ı almn.., Iır. tnsanlann bu'denti sagır, dıisiz ve *ör gibi olmasına yol açan aamasız yasam koşulları ve karanlık bir çaresizlik bir yanda. sağlıkh bügi alamayan gustrr.ltk kuvvetlerinin "nasıl ayıklanm bu piıincin laşım" !.»ncısı ise diğer bir yandaydı. Bötgedeki operasyonlann içinde yoğun bicimde bulunan komando binbaşıya köylulerin de\lete yardsmcı olmaktan neden çekmdiğıni, ancak bu tavrı aynı >oğunlukta teröristlere karşı neden koymadığını sorduk Belli kı binbaşı da kendi kendine çok sormuştu bu soruyu. Hemen yanıtladı: Devlet ıdam öldurmez.' Ama bir köytiı bakkıoda teröristlere ''Bu, devlete çaiışıyor" ihbannı yaptıaız nu, ortaya w g o s u suali olmayan bir vahşet çıkar, coiuğy çocugu ile birlikte bir gece ötduriiluverir. "Bu daraBda oian koytiiler konınamaz mıvdı. Devletio güvealigi alüna ahnamız mıydı?" Buna da yanıt hazırdı. "GöBeydoğıtda binlerce yefieşiıa birimi var. Hepdne öyk birkaç asker koysanız ve leroristter ttim gucuyle biriae yiıklenseler, rahatiıkla aoaçlanaa alaşabilirierdi".Bir de basılacagı önceden habeT alındığı haîde bazı birimlerdeki sorumlu güvenlik görevlileri vardı. Basılan köyde güvenlik gücü bulunduğu haide, eünj kolunu sallaya sallaya çıkıp giden eskıyalar bulunuyordu. Bunlar ne olacaktı? Bu sonıları 7. Kolordu Komuıanhgı'nda görevlı bir subay yaruüıyordu: Gerekenler «skeri koçuflar icmde vapdıyor. mmafi göralenJer iıakkıoda sornşlBrm» açjlıyor. Birkaç köye baskın haberi önceden gelmiş, ancak görevü güvenlik kuvvetleri, bu köylere gitmemişti. Bura'da suçlu o birinün sorumiusu muydu? Askerler. bu s o ruya da şu karşıhğı veriyordu: Bu Mraz da valana çoban tükayeâne benziyor. Btrcok köy "Aman bu gece basılacağiz" diye ber göo baber göoderiyor. Birkaç kez gittik. ne geka oido ne de giden. Bo tör {abarlann râmüne yeüsraemiz otanaksu. Çünkü görerli göveaiik goçleri çok uzan bir süredir arazkie uykasuz ve yorgun görev vapraaya çaiışıyor... Buraya kadar izlediklerimiz, sait asker: Onlernlerle üzerine gidilen terör o|*.yımn köyiü ve asker üzerinde >urartıği psikolojik yapının bir kesiti. Konuyia tlgili çozflm üretmek durumunda olaniar, acaba güneydoğu insaıu için ne dilşünürler? Askeri önJemSerin dışında bajka çözümlere yönelecekler mı? Yöre ınsanırun bannma gibi çok iîkeî bir sorundan başiayıp yo! ve "temiz bir yudum suyı" olan gereksinmesi nasıl karşılanacak? Yoksa, her baskmdan sonra, knytulere baş sağbğı dilemeye gidenler de, yöre halkının konuşma biçimıni kapıp, bu sorular karşısmda, onlarca yıldır yapıldığı gibi "Güneydognla dç maymnn" yamtı mı verecekier: Vajlah görmemiştm, duynvamışam. bümirem Ercan, "AT , bakanlığı kurulması şart" Haber Merkezi Ercan Holding Yönetim Kunılu Başkanı Tevfik Ercan, "Bir AT bakanlığı kurulmasınm şart olduğunu" belirtti. Holding tarafından yayınlanan Ekonomi dergisinin temmuz sayısında başyazısını AT'ye yapılan başvuru konusuna ayıran Ercan, AT'ye kabul edilmemiz için bize düşenlerı de bir plan ve program içinde titizlikle yerine getirmemiz gerektiğini ifade ederek şu görüşe yer verdi: "Düşünülen plan ve program içinde emin adımlarla yürüyebümemiz için ilk ö'nce bir AT bakanlığı kurulması şart görülmektedir. Bu bakanlık içeride ve dışarıda temsilcilikleri ile genç elemanların yetişmesine imkânlarmı açarken, AT'ye girebilmemiz için gereken şartlarm oluşmasında luzumlu olan organizasyonu kuracak ve koordinasyonu sağlayacaktır." Operasyon süriiyor Pınarcık, Peçenek, Yuvalı köyleriyle Kerman mezrasındaki saldırılara katıldıkları sanılan ve önceki gün IdilMardin arasındaki Maval Dağı civannda görülen 23 kişilik bir terörist grubunun yakalanması için güvenlik güçlerince bölgede başlatılan operasyonlar sürüyor. Teröristlerin alınan sıkı önlemler nedeniyle sınırı geçemedikleri ve bölgede gizlendikleri sanılıyor. Teröristlerin yakalanması için düzenlenen operasyonlar, havadan da helikopterler tarafından destekleniyor. TÜRKİYE'nin parası, pulu, altını Merkez Bankası'na emanettir. Bankanın son bilançosunda, 15 trilyon görünür, ama bu varhğın sınırı yoktur. Çünkü banknot matbaasının ve boş kâğıt bobinlerinin sahibi Merkez Bankası'dır. Bir düğmeye basmakla milyarlar üretebilmektedir. Başbakanımız Özal, her ne hikmet ise, bu sınırsız varlığı "emaneten" yönettirmektedir. Bir yıla yakın süredir bankanın başına kimseyi dikmemektedir. Tıpkı elindeki para miktarı akıl almaz düzeye ulaşan Toplu Konut Fonu Başkanlığı gibi... Başbakanımız 2 trilyon lirayı elinde tutan bu Toplu Konut Fonu'nu da tam iki yıldır "emanetçi"ye bırakmıştır. "Emanetçilik" ve "vekaletçilik" 12 Eylülzede partilerin bir yöntemi sanılır. Demek ki değilmiş. Özal dört eğilim arasına, "emanetçiliği" de dahil ettiğinden mi yoksa muhalefetle uyum sağlamak için mi nedir, kimseye de sezdirmeden "emanetçilik" ile idare ediyor. Ama yine de "emanetçi' seçiminde bir iki düzeltme yapması gerek. Örneğin Merkez Bankası'nın başına eşini getirmesi yerinde olaçaktır. Semra Özal, papatyah vakıf yöneticiliğinde kendisini kanıtlamıştır. "Eşi ışekoşmak" ayrıca ulusal gelenekterimize de çok uygundur. Özal'ın istediği, tokmağın kendi elinde, davulun başkasının boynunda olması ise, işi daha da kolaydır. Damat Asım Ekren mesieği bir yana, yıldınm gibi zenginleşerek "para yönetmesi" ile rüştünü çoktan ispat etmiştir. Bu yüzden Zekeriya Yıldırım'a da Rüştü Saraçoğlu'na da artık gerek yoktur. Kültür Sarayı Bakanlar Kurulu'nca 8 ili kapsayan Olağanüstü Hal Bölge Valiliğine atanan Diyarbakır Valisi Hayri Kozakçıoğlu, "19 temmuza kadar sadece Diyarbakır Valisiyim. Bölge valisi olarak 19 temmuzdan sonra açıklama yapabilirim" dedi. Kozakçıoğlu, kendisiyle görüşmek ve fotoğraf çekmek isteyen gazetecüere, "aslında fotoğraf çekilmesinin bile doğnı olmadığını, ancak buna ian verdiğini, bölge valisi olarak şu anda hiçbir açıklama yapmayacağını" söyledi. Kozakçıoğlu ! nun 19 temmuzdan sonra bir basın toplantısı düzenleyerek açıklamalar yapması bekleniyor. Bu arada, geçen günlerde ihaleye çıkarılarak kiraya verilen Kültür Sarayı'ndaki işyerleriyle ilgili işlemler, geçici olarak iptal edildi. Vali Yardımcısı Ali Cafer Akyiiz, daha uygun bir binanın bulunmaması halinde Kültür Sarayı'nın bir bölümünün bölge valiliği binası olarak kullanılacağını, bu nedenle ihale işlemlerinin geçici olarak iptal edildiğini açıkladı. Dün Diyarbakır'ın bazı kesimlerinde bulunan çöp bidonlarına "orakçekiçli" afişlerin asddığı ve bu afişlerin sabah erken saatlerde toplandığı ileri sürüldü. Emniyet Müdüru Zafer Liitfii Aras, afiş asıldığı yolundaki savları yalanladı. AjPEîttlyaalar 3 U!u*tax«rası Köprü Turnuvass mts kıryfîfl! Piaaso Katvortâ'yı seyrederek akarrtiiaı. !ÎO0 kadaı kdprösever, ^çen «ıroa ' St. Agn«$« Kîliîesi'am gdlgesimk bir araya Köprüseverler günü SHP kurultayı geride kaldı. Ancak tartışmaları sürüyor. "Kurultay kazasına" uğrayanlardan eski Genel Sekreter Yardımcısı Yakup Kepenek, "kuçük bir numara"ya Kurban gittiği inancında. Kepenek, Erdal İnönü'nün "öneri listesi"nde yer alıyordu. Ancak, tüm listeler toplanıp ad sıralaması yapıldığında, İnönü'nün listesinin numaralı biçiminin geciktiğı görülüyordu. Işte ne oluvorsa bu sırada olmuş ve İnönü'nün ilk önerı listesindekilerin adlarının karşılarına anahtar listedeki numaraları aynen yazılmıştı. Ancak Kepenek'in adının karsısına, anahtar listedeki sırası olan 84 yerine 81 sayısı konulmuştu ve liste delegelere böyle dağıtılmıştı. Kurultay heyecanı içinde "numara yanlışını" Kepenek fark etmemişti. Fark ettiğinde ise atı alan Üsküdar'dan el sallamıştı bile. Kepenek şimdi "Osmanlıda numara çoktur, bilirdik; böylesi akla gelmezdi" diyor ve gülüyor. SHP'deieknik'numara Yeni atamalar ANKARA (ANKA) Gumrükler Muhafaza Genel Müdür Yardımalıklarına, Ankara Gumrükler Muhafaza Başmüdürü Cavit 1leri ile Edirne Gümrükleri Başmüdürü Şahin Sezer atandılar. Resmi Gazete'de yer alan atama kararlarına göre ayrıca açık bulunan Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcılığı'na, Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanı M. lsmet Binark getirildi. Bu arada Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı 'na da Anayasa Mahkemesi tarafından, Anayasa Mahkemesi asil üyesi Selahattin Metin seçüdi. Ingilizce'de "Bridge" yaalıp "briç" okunur ve bilindiği gibi aynı zamanda unlü "kağıt oyunu"nun adıdır. İyi ingilizçe bilen ancak "Aşırı sadakattan maraz doğar" gerçeğini pek bilmeyen bir genç arkadaşımız Amerikan AP Ajansı'nın bültenini çevirirken, haberi "briçseverler"e köprü parmaldnjı ısırtacak bir hale getirdi. Ve haber 14 temmuz günü Cumhuriyet'te yer aldı. Köprüyü kendimize ve tKiçi üaşkasına baünr, "köprüseverler"üen uzur dileriz. Şadakat ve Maraz Köpru İşçi sınrfı konımada Türkiş Yönetim Kurulu, grevzam hengâmesi içinde Genel Başkan Şevket Yılmaz başkanlığında toplanıp aşağıdaki karan aldı. Ve bu karardan Türkİş Genel Merkezi'nde her kata ikişer tane asıldı. "Alınan teknik rapor gereği olarak. onarım sonuna kadar: 1 Asansör ile inmek çok tehîıKeli ve yasaktır. 2 Çıkışlar en çok 4 (dört) kişi olarak yaptlabilir. 3 Zeminle 1. ve 2. kata asansörle çıkış ve ıniş yapılamaz. Yönetim Kurulu." Türkiş yönetiminin işçi sınmnın güvenligi •konusunda gösterdiği bu titizliği ilanen duyururuz. Teşhis YÖK işvereni Ihsan Doğramacı yeni rektörteri belirtedı. Vöd/' rektörün üçü tıp doktoru imiş. Demok, YÖK'ün hasta olduğunu sonunda kendisi de kabul ettı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle