19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR YE GÖRÜŞLER lan dosya gömleklerinin kullanılması suretiyle yardımın teşvik edilmesi.." öngörülüyor. Yurttaslann vakfa bağışta bulunmaları zorunlu değil. Ancak, "... Adli yargıda, idari yargıda, icra dairelerinde açıian tüm dava ve işlemlerde, ...Adalet Bakanlığı'na ait dosya gömlekleri ya da Adalet Teşkilâtını Güçlendirme Vakfı tarafından bastınlan... dosya gömlekleri kullanılacaktır. Başka surette hariçten temin edilmiş dosya gömlekleri kabul edilmeyecektir... Her bin lira yardım için bir makbuz kesilip verilecektir... Yardım yapanın aynı gun açtığı bir dava veya icra takibi işi varsa, görevli memur, yarunda bulunduracağı vakıf tarafından bastırılmış dosya gömleğinin o iş veya davada kullanılmasını sağlayacaktır" devlete ödenir. Dosyalarda tekdüzeliği sağlamak görüntüsü altında özel kuruluş yaranna alınan zorunlu ba|ışlar, yasadışı vergi niteliğinde değil midir? 4) Vakfa bağış yapmadıklan için dilekçeleri işleme konmayan yurttaşlarm yitiklerinden kim sorumlu olacak? Adliye memurları mı, c. savcıları mı mahkeme başkanları mı yoksa Adalet Bakanı mı? 5) "Kişiye özel" yazıda belirtildiğine göre, "bakanlık ve taşra teşkilâtının taşınmaz mal ihtiyaç\an dahil, her türlü döşeme, demirbaş araç ve gereç gereksinimlerinin karşılanmasına katkıda bulunmanın yanı sıra, mesleki ve bilimsel eğitim faaliyetinde bulunmak ve bu iş için eğitim tesisleri kurmak yetkisine sahip olan Adalet Teşkilâtını Güçlentirme Vakfı.." Adalet Bakanlığı'nın görevlerine ortak mı oluyor? 13 TEMMUZ 1987 Yargı Özelleştirîlemez Türkiye'de güncel siyasal değişimlerden en az etküenen kurum yargıdır. Bu niteliği, politikacıların yarattığı gereksiz çalkantılan yumuşatmış, topluma göreceli güvenceler sağlamıştır. Eğer yargı harçlan, özel vakfın amacı olarak açıklanan harcamalar için bin lira arttmlsaydı, alıştığımız ve çok yakmdığımız pahalılığı eleştirmenin ötesinde söylenecek sözümüz olmazdı. Oysa bu kez, yargının "özelleştirilmesi"ne yönelen bir adım atılmaktadır. CUMHUR t \ ET TEN OKURLARA... OKAY GÖNENSÎN 9 Gazeteci ve Ölüm... GÜNEY DİNÇ îzmir Barosu Avukatlarından Adalet Bakanı Mahmut Oltan Sungurlu imzasıyla tu.n vargı kuruluşlanna gönderilen 22 Mayıs 1987 giınlü ve 02/521820 sayılı "kişiye özel" yazıda şu gözSemlere yer verildi: Mahkemeleree "...kullanılmakta olan dosya gömlekleri bakanlığımızca karşılanmakta iken, son yıllarda maliyetlerde ve iş yoğunluğunda görulen artışlara bağlı olarak, genel bütçe ile verilen ödeneklerin yetersiz kalması nedeniyle ıhtiyaçların tamamı zaınanında karşılanamadığından, iş sahipleri tarafından hariçten temin edilerek getirilen ve çoğu zaman renk, boyut ve ihtiva ettiği sütunları itibarjyla birbirinden farkh ve yetersiz dosya gömlekleri kullanılmak zorunda kalınmış, bu da düzensizlik ve karışıklığa sebep olmuştur" de. torenler, açılışlar, kokteyller düzenliyorlar. Ankara'da her "genel müdürlük" için, gökdelenler dikiliyor AkdenizEge kıyılannda, "eğitim tesisleri" adı altında, yazlık dinlenme kentleri kuruluyor. Seçkin yoneticilerin odalan, en görkemli sarayları utandıracak özenle döşeniyor. Kimine özel oto kımine özel uçak ısmarlanıyor. Kamusal tükeümin böylesine hızlandığı bir ortamda, yargının dosyasız kalmasının daha başka nedenleri olması gerekiyor... Adalet Bakanı'nın bulduğu çözüm, bu kuşkularımızı gün ışığına çıkarıyor. "Kişiye özel" yazıda, "...Hizmet akışmda görülen aksaklıkların giderilmesi ve bütçe odeneklerinde bir rahatlık sağlanması bakımından, adli yargıda özel hukuk işlemlerinde ve aynca idari yargıda kullanılacak dosya gömleklerinin, tip ve örneğine uygun olarak Adalet Teşkilâtını Güçlendirme Vakfı tarafından bastırılmak suretiyle yardımcı olunması yolundaki bakanlığımız karar ve teklifi, anılan Vakıf Yönetim Kurulu'nca uygun görülmüş.."tür deniliyor. Böylece, devletin üstesinden gelemediği dosya sorunu, bir özel vakfın "yardımlarıyla" çözüm yoluna giriyor. Uygulamada, bu yardım nasıl somutlaşıyor? Vakıf Başkanlığı'na"yapılmak istenilen küçuk çaptaki yardım ve bağışlann kabulünde, cumhuriyet savcıları ile bölge idare ve vergi mahkemeleri aracılığjyla yardımcı olunması ve vakfa bağışta bulunanların iş ve davalarında vakıflarınca bastırı Kamusal tüketim hızlıyken... Adalet Bakanı'nın ozeleştiri niteliğindeki saptamalarında onemli doğrular var. Mahkemelerde gideri peşin odenmedikçe hiçbir işlem yapılmıyor. Dava açan yurttaşlardan, uyuşmazlığın boyutlanna göre azımsanmayacak harçlar alınıyor. lcra dairelerinde, mahkemelerde bekletilen paralar için, ilgilisine faiz ödenmiyor. Adalet ayatının gelir getiren bir kaynak olmasına karşın, devlet, mahkemelerin dosya gereksinimini bile karşılayamıyor. Bu çelişkiyi, "genel bütçeden aynlan ödenek yetersizliğine..!' bağlamak, yargının, yılların ötesinden gelen sorunlannın çözümsuzlüğüne boyun eğmek olur. Ülkemizdeki çarpıcı görünüm nedir? Kamu kuruluşları, kendilerince "önemli" günler EVET/HAyiR OKTAY AKBAL Unttıt Halkın Gücünde... Yunanistan Ticaret AtaşesVnin açıklaması 4 Temmuz 1987 tarihli gazetenizde, 1988 yıhnda Yunanistan 'm Uluslararast tzmir Fuan 'na katıumıyia ilgili yayımlanmış olan Yazın en güzel günlerindeyiz. Dinlenceye çıkmak her yurttaştn hakkı. Bir haftalığına, on beş günlüğüne bir kıyıya, bir dağ başına gitmek, geçen bir yıjın yorgunluğunu atmak... Bu, büyük bir özlem midir? Bizim için Öyledir, ama çağdaş dünyada bir iki haftahk dinlenceler sıradan durumlardır. Batı ülkelerinde hemen her aile yılın biriki haftasını böyle değişik yörelerde geçirir. Bu ona büyük bir gider ağırlığına patlamaz. Ya bizde? Ya ülkemizde? Oyie mi ya! Gazetelerde turizm kuruluşlarının ilanları çıkıyor. İşte bir tanesi: Marmaris'te bir hafta, yarım pansiyon. Kişi başına 200 bin lira! iki hattalık bir dinlenceye çıkan karı koca demek 800 bin lirayı bu işe ayıracakl Ya yarım pansiyon dışı yemekler, içkiter, gezmeler, alınan ufaktefek armağanlarl.. Cebine bir milyon koymadan dinlenceye çıkmak olanak dışı! Bir de çocuk varsa, iki <^>cuk varsal O zaman milyon da yetmez. Devlet Istatistik Enstitüsü'nün hesaplanna göre, son beş yılda fiyatlardaki artış oranı yüzde 4001.. Beş yıl önce elinize geçen para neydi, diyelim 100 bin. Şimdi en azından yarım milyon kazanmanız gerekli. Olmazsa yoksulluğa yuvarlandınız gitti. DİE'nin hesaplanna göre, 1982'de 147 liraya bir kiio pirinç alıyorduk, şimdi olmuş 500. Zeytin 312'den 1955'e, kaşar peyniri 691 liradan 3400'e, patates 33 liradan 210 liraya, kesme seker 120'den 400'e, tavuk 346'dan 1330'a çıkmış... Bir su bardağını 75 liraya alryormuşuz, şimdi 441 lira. Berberde saçımızı kestirirken 250 lira veriyorduk, şimdi 1250 lira. Doktor vizitesi 750 liradan 3000'e çıkmış (bu en ucuzu), otobüs ücreti ise 19 liradan 150'ye... Ben uydurmuyonjm, Devlet Istatistik Enstitüsü böyle saptıyor beş yılda artan fıyatlan... Bir devlet kuruluşu üstelik de en iyi niyetli, en ılımlı biçimde beş yılda yüzde 400 oranında bir hayat pahalılığı saptamış. Oysa Sayın özal yine atıp tutuyor, "Kknse hetyetmdan şikâyetçi değU. Konuştuğum vatandaşlar durumlanndan m&mnunlar..." Yurttas bu, ne yapsın, bir başbakana karşı "Iyiyiz, hoşuz, sttğolun" diyecek elbetl Ama içinden geçenler nedir, onu da seçim sandığında gösterecek! Göstermezse, kendi bileceği iştir. Beş yıl sonra koşullar yine yüzde 400 oranda, belki daha da çok artar... Sık sık yakınanlara rastlarım. Gazeteci olduğumu anlayınca başlariar, "Nedir buhal.ne olacxk sonumuz" demeye... Sonra da "Ah bizdeoy verdik bu adama" derler. Yalnız özal döneminin öyküleri değil bu. Öteden beri böyledir. Halkımız hem oy verir, seçer, sonra da "yanıldık" der, ama bir dahaki seçimde yine aynı yanılgıya düşeri "Bu kez tyle olmaz, bu adam öyle yapmaz" diye kendini aldatır. "Kendi düşen ağiamaz" demişler, ama kendimiz düşer, kendimiz ağlarız yine de!.. Yönetim başındaki kişi ise böbürlene böbüriene, "K/mse hayatından şikâyetçi değil" der... uzal olsun, daha öncekiler olsun, bundan sonra gelecekler olsun!.. Bilinçsizliktir bizim sorunumuz... Kendi yaranmızın nerde otduğunu görememektir. Oy verirken, yani birtakım kişileri iktidara getirirken bu işi niye, hangi nedente yaphğımızı bilmemektir. Geçmisteki olaylardan ders almamaktır. Sürekli yanılgılara düşmektir. Bu yanılgılara neden düstüğünü de anlamamaktır... Bakın, Sayın Demirel bir kez daha meydan meydan dolaşıyor, demokrasi ve özgürlük savaşımı verdiğini söylüyor! Şimdi bu sayın bayın, dokuzon yıl süren iktidar yıllarını anımsamaz mısınız? Başarılı mı başarısız mı olduğunu bilmez mislniz? Derler ki, sosyal demokrat oylaıin bir bölümü Demirel'in kurdurduğu DYP'ye kayıyormuş. Halkımızın içinde Demirel'den medet umanlar varmış! Bu sözu duydukçaşaşırıyorum, olur iş midir bu, halkımız, hele sosyal demokrat çizgide olduğunu kabul etttğimiz halkımız belleğini mi yitirdi? Ha Demirel, ha özal! Hiçbir ayrım yoktur ikisinin arasında... Bu gerçeği görmek o 7 kadar zor ıtıu Umut nerde? Halkın kendi gücünde... Kendisine en yakın bulduğu siyasal olusunu desteklemesinde, o oluşumda etkisini duyurabilmesinde, emeğin ve emekçinin ağıriığını sosyaldemokrat bir güçte toplayabilmesinde... Yaşarru boyunca halkı için düşünüp, halkı için yazmış, yüce insan ŞairYazar azeteci görevini yapmak, haberi yertnde izlemek için her yere gider, yaklaşır, izter. Ve bu görevhi yerine gettrme uğruna başına her şey gelebilir: Yaralanma, dovü/me, tutuklanma, itilme, kakıima ve hatta öldürülme.. Ama başka meslektaşlannın başına btyle Bin liraya dosya! şeyier geidi <tiye işten taçan, otayı yakmdan iztemekten çekinen gazeteci de pek görulmüş değlldk... Bu Sözürt kısası, 1987 yargı yılı sonunda başlayan konudaki istatistikler de oldukça iç karartıcıdır. 1973'ten uygulamanın ortaya koyduğu gibi, 50 liralık dos6) Elli liralık dosyaların bin liraya satışından sağyalar, yurttaslara 1.000 liraya satılacak, bu parayı bu yana ötdürülen gazeteci sayısı tam 656'dır. Bu alanda lanacak kazanımlarla kurulması tasarlanan "eğiverrneyenlerin dilekçeleri, yasal dava harç ve gidertim tesisleri" için, hangi kıyılar düşünülüyor? rekor 164% Anantiridedir, onu 697a Körfez ulkaleri lerini odemelerine karşın işleme konulmayacak... izlemektedir. Yine son 15 yılda dunyanın çeşitli savaş 7) Ve en önemlisi, bu girişimle birlikte bağışları Vakıf dosyalarını almayanların işlerinm özellikle Mfgeierinde, Güney Afrika'da, Iranlrak cepheslnde, özendirmek için izlenecek yöntemler, vakıf olanakgeciktirildiği söylentileri, daha şimdiden yaygınhk Uzakdoğu'da, Filipinler'de, stcak çatışma alanlannda larının dağıtımında gözetilecek ölçütler, yargının kazandı. bağımsvzhğı ile çelişmeyecek mi? görevini yaparken yaşammdan oian gazeteci sayısı tyle Bunca sorun ortada dururken, adalet aygıtı, çoktur ki, tam sayı bilinmemekte, çeşitli gazeteci Sonuç Adalet Bakanı'nın yazısı ile böyle gereksiz bir karörgutlen, 200 gibi yuvariak bir tahminde bulunmakla maşa içine çekildi. Kamu gücüyle beslenen deneTürkiye'de güncel siyasal değişimlerden en az etyetinmektedirkr. Klmi örgütlere göre bu sayı çok daha timsiz fonlar ve vakıflar zincirine bir yenisi daha kilenen kurum yargıdır. Bu niteliği, politikacılayuksoktir. Geçen hafta guneydoğudaki sıcak günlerde, eklendi. rın yarattığı gereksiz çalkantılan yumuşatmış, topaz daha birkaç srkadaşımızı yitirecektik.. Adalet Bakanı'na bazı sorularımız var. Bunlaluma göreceli güvenceler sağlamıştır. Eğer yargı Ceial Başlangıç'ın ağzından dinliyoruz: rın tez elden yanıtlanması, iktidarın adalet anlaharçlan, özel vakfın amacı olarak açıklanan haryışının aydınlanmasına yardımcı olacaktır: "Baskm haberini alır almaz ben, Rıza Ezer, Yanl Asır camalar için bin lira arttmlsaydı, alıştığımız ve çok gazetesinden ismail Dükel ve soförümüz AH Döndeıici ile yakındığımız pahalılığı eleştirmenin ötesinde söy1) Anayasanın 138. maddesine göre, hiçbir mahemen yola çıktık. Gideceğimiz yeri ana hatjanyia lenecek sözümüz olmazdı. Oysa bu kez, yargının kam ve organ yargı kuruluşlanna emir ve genelge "özelleştirilmesi"ne yönelen bir adım atılmaktabtüyordum. Daha önce de o köye yakm olan Efeler gönderemezken, bakan, mahkeme başkanlarına, dır. Gösterilen gerekçe, devletin en temel işlevlerimezrasına baskm olduğunda gitmiştim. Mldyaftan özel kuruluş niteliğindeki vakfın bağış makbuzlani gerçekleştirmekte yetersiz kalmasıdır. Ekonomik nnı dağıtma, uygulamayı düzenleme ve denetleDargeçit yotuna dönduk. 17.5 kilometre gittikten sonra darboğazı aşmak, yatırım ve tüketim harcamalame görevini hangi yasal yetkiye dayanarak vermeksağa aynian bir toprak yola girdik. Birçok köy ve rını işlevsel dengelere bağlamak yerine, kuşkulu tedir? mezraya gküyordu bu yol. kaynaklar yaratmak, günümüzün modası olmuş2) tş yoğunluğuna karşın adliye personelinin ni&5 kilometre sonra karşımıza Anıtiı köyü çıkt. Süryanl tur. Bu akışın nerelere kadar uzanabileceğini, sucel yetersizliği bilinirken, onlara, yeni ve ek yükumyurttaşlann yaşadığı bu köyde jandarma karakolu vardı. yun başındakiler bile görememektedir. Hiç kuşku lülükler getirmek, ne oranda yasalara uygundur? Klmliğimtzl gösterip geçtik. Biraz iierde yol ik'ıye aynklı. yok ki, özelleştirme eğilimleri, özveriyle çalışıp Devlet memuru, kamu hizmeti mi görecek, yoksa Çevrede soracak kimse yoktu. Geriş ve daha çok kendi geleneklerini koruyan yargının desteğüıi kavakfa mı çalışacak? tekeriek izi olan yola girdik. Karşımıza ilk çıkana, doğru 'anamayacaktır. 3) Harçlar ve vergiler yasa ile konur. Vergileri yolda olup olmadığımızı sorduk. Yanlış gelmişJz. Geri dönerek daha sonra soldaki yola girdik. Yol aynmından 6.5 kilometre gittikten sonra, köye varchğtmtzda öldürülenler, bir askeri kamyona programını O.P.E. henüz zaman Yunanistan'ın Izmir yatımza cevap olarak yükienryordu. 4 kilometre iierde mezramn bağlı olduğu hazırlamamıştır. Aynca Uluslararası Fuan'na aşağıdaki noktalara açıkiık Başyurt köyünün ortak mezarlığı vardı, oraya O.P.E. 1988 yıhnda katılacağını beyan etmemiştir. getirmek istiyorum. Tüm gömuleceklerdi. Yunanistan 'ın Izmir Sergilere katılmanuz her uluslararası sergilerde Vanımıza Ortakoyden gelen korucu Halil Iş'i de alarak Uluslararası Fuan'na zaman yazılı olarak Yunanistan 'm katıhmlanm katıbnası için Yunanistan aracımıza bindik. 5 kişi olduğumuz için aracımız iyice gerçekleşmektedir ve daha düzenlemekte olan O.P.E. Ticaret Bakanı'nın onayını önce ticaret bakamnın onayı (Hellenic Organization for the çökmüştü. Köy çıkışında artca dingil bir taşın uzerine istememiştir. gerekmektedir. Yunanistan 'ın l'romotion of Export) oturdu. Ne ileri, ne de geri gidebiliyorduk. O anda duran TİCARET ATAŞESt 1988 yıhnda katılacağı (Yunanistan lhracatı aracımız da bir daha çalışmadı. Indik arcçtan, Rıza, Ali G. FRACOUDAKIS uluslararası sergilerin Geliştirme Merkezi) hiçbir ben, kaputu açıp karbüratörü söktuk. İki askeri araç, öldürülenler ve yakınlanyla köyden çıktyordu. Yoşil bir minibus, bizi sollayıp askeri araçlann arkasından gitti. öyle kala kalmış, mezariığa nasıl yetlşiriz, diye duşunuyorduk. Birkaç dakika geçmemişti, büyük bir pattamayla sarsıldık. Az iierde de havaya bir şeyier uçuşuyordu. Rıza, bir anlık kararsızlıktan sonra kaputun başından arabaya fıriayıp makinesini kaptı ve bir kare k 'fotoğraf çekti. Hızla o yana koştuk askerierie biriikte. Gördüğümüz manzara iç kaldıncıydı. Toprak yol oyulmuştu. Minibus her yanından darbe yemiş gibi eğri büğrü, içinden insan kolları ve bacaklan sarkıyordu. Aracımız bozulmasaydı, belki de biz olacaktık, kolu bacağı camdan sarkan. O yokJan biraz önce geçmiştik. Ve araç bozulmasaydı minibusün yerine, öluleri taşıyan askeri kamyonlann ardından biz bir kez daha geçecektik patlamaya hazır bekleyen mayının üzerinden. O anda, acıdan mı, şaşkınlıktan mı, kanımızın 'ünya, gecikmiş bir görevi üstleniyor! kesilmesinden mi, bozulan sinirierimizden mi ya da şu İnsanoğlunun "asırlardır" süregelen anda bile aynmına yaşanabilir bir yuva, yaşanabilir bir dünya varamadığımız bir duygudan mı, bilem'ıyorum, Rıza ile yaratma çabası, nihayet bu yıl anlamını buldu... birbirimize bakıp gülduk." 1987, "Dünya Konut Yılı" olarak ilan edildi. Bir sürü arkadasımız halen güneydoğuda köy köy, Türkiye Cumhuriyeti, mezra mezra, dağ bayır dolaşıp duruyor. Hiçbirinin dünya devletleri arasına katıldığında, de aklından geçmiyor yaşanabilir bir yurt ve G OKURLARDAN Hizmet Yılımızda DUNYA VE BIZ D, yaşanabilir bir dünya sunmayı amaçhyordu. Ve genç Cumhuriyet, daha 61 yıl önce... Temmuz 1926'da Emlak Kredi Bankası'nı kurarak, bu amaç doğrultusunda en köklü adımı attı. Dünyamız Konut Yılı'nı yaşarken Emlak Kredi 61 yıldır bu doğrultuda hizmet veren tek banka olarak... Yurduna ve insanına layık olmanın kıvancını taşıyor. Konut sektörü yanında diğer sektörlere de hizmet veren, tasarruflan en iyi şekilde degerlendiren Emlak Kredi, 61. Hizmet Yılını da aynı bilinç ve onurla selamlıyor... şey gelir" demek.. Latin Amerika, Beyrut ya da Polorrya'da gerçeği izlemeye, yazmaya, insanları aydınlatmaya çalışan gazeteciter gibi... "Aman çok ortalarda dolaşmsyalım, başımıza bir KURYE Bir reklam ajansında çalışacak, motosıklet ehlıyetlı, ıstanbul'u iyi bılen kurye aranıyor Tel 147 73 16 İLAN BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas Wo: 1987/938 Karar No: 1987/459 Kasıamonu Duruçay köyü hane 40, cilt ve sayfa 4/47'de nüfusa kayıtlı Tevfik ve Şemle oğlu 1941 dofumlu Mahir Kaya'ya hükümlülağu sOresince eşi, Mahmut kıa 1936 dogumlu Kezban Kaya'nın vasi olarak layinine 23.6.1987 tarihinde karar verildiği ilan olunur. 9.7.1987 BEDRİ GtDER'i ölümünün 20. yılında saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz. Eşi: H. LEMAN GtDER Ogullan: Av. MÜJDAT GtDER BtLGtN GtDER 5 Temmuz 1987 tarihinde kaybettiğuniz değerli varhğımız, canımız Dahiliye Mütehassısı TEŞEKKUR cenaze törenine katılan, sonsuz acırruzı paylaşan yakınlanmıza, dostlanmıza içten teşekkür ederiz. Dr. M TAHİR KURAL'ın EŞt VE ÇOCUKLARI TURKIYE EMLAK KREDİ BANKASI TEKBANK "Evinize açıian kapı,, r SATILIK Bahkadam malzemeleri. Tel: 16" 09 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle