19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 TEMMUZ 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 tRANffiAK SAVAŞI Panama'da . olağanüstü önlemler PANAMA CJTY(AP) Panama'da Devlet Başkanı Eric Arturo Delvalle, muhalefetin yasağa rağmen, gösteri düzenleyeceğini açıklaması üzerine, hükümete ait kuruluşların, banka ve okullann kapatıldığını açıkladı. Perşembe gecesi >apüan kabine toplantısmın ardından bir açtklama yapan Eric Arturo Delvalle, gösterilerin yasaklandığmı, ancak muhalefetin buna uymadtğmı belirterek işyerlerinin kapatüması karanna gerekçe olarak, "Aşırı gruplar yeni bir olağanüstü durum ilanına yol açmak için yeni şiddet eylemleri planlıyorlar" dedi. Chun, arök Bevlet Başkanı Chun, parti liderliğinden aynlma karanm, "kısa görev süresinde, demokrasiye geçiş siireci çalısmalarında partilerüstü bir konumda olabilmek için" şeklinde açıkladı. SEUL (AP) üüney Kore Devlet Başkanı Chun Doo Hwan, iktidardaki Demokratik Adalet Partisi'nin liderliğinden çekileceğini açıkladı. Parti üyelerine dün yaptığı 15 dakikahk konuşmada, bu karannı açıklayan Chun Doo Hwan, devlet başkanı olarak gorevlerini "partiler iistü bir konumda" yürütmek istediğini, bu nedenle böyle bir karar aldığını söyledi. Chun konuşmasında, "Demokraside yeni gelişmeler var, geçmişin olaylanndan sıynlıp demokratik gelişme ve ulusal uyum koousıında jeni bir donem açıyoruz. Devlet başkanlığı statiısiinde daha uzun siire kalmayacağun. Kalan görev süremi, iilkenin devlet başkanı olarak, partiler iistü bir konumda sürdürmek istiyorum. Bu gerekçelerle bugiınden geçerti olmak üzere, parti liderliği gorevimden istifa ediyonım" dedi. Ülkede muhalefet grupları, bu yılın sonlarında yapılması planlanan devlet başkanlıgı seçimlerinin "gerçekten serbest" olabilmesi için Chun Doo Hwan'ın parti başkanlıgından istifa etmesini istemişlerdi. Ana muhalefet örgütü olan GJCore Devlet Başkanı, iktidardaki Demokratik Adalet Partisi liderliğinden istifa etti Ozal: Jcırafoızhk 'partilerüstti' bize 30 mttyur sempatisini kazanmıştı. Chun Doo Hwan'ın parti liderliğinden istifa ettiğini açıkladığı cuma günkü toplantı, polis ile göstericiler arasındaki çatışmada yaralanarak, hastanede ölen bir öğrenci için düzenlenen cenaze töreninden ve törenin ardından yapılan protesto gösterilerinden bir gün sonrasına rastlıyor. Cenaze töreninden sonra öğrencilerin yönetim aleyhtarı sloganlar atmalan ve başkanlık konutu Mavi Saray'a yürümek istemeleri üzerine Seul'de çıkan olaylara, bugüne kadar yapılan gösterilerde rekor kabul edilen 1 milyon kişinin katıldığı, polisin göstericilere göz yaşartıcı bomba ve yangm bombası attığı bildiriliyor. Öğrenci Lee Han Yul için yapılan cenaze töreninin, doğduğu kent olan Kwangju'daki bölümüne ise 200.000 kişinin katıldığı belirtiliyor. dolara rnal oldu Başbakan Turgut özal, Suudi Arabistan 'da yayımlanan "Altktisad ValNaft" dergisine verdiği demeçte, Türkiye'nin lran ve Irak'a silah satışı yasağı uygulamasının, Körfez'de barışı sağlamak istediğini kanıtladığını bildirdi. Alman pilot sahverilecek HAMBURG (AP) Federal Almanya'da yayımlanan Bild gazetesi, geçen mayıs ayında küçük uçağıyla Kızıl Meydan'a inen . 19 yaşındaki Alman pilotun, hızlandırılmış bir yargılamadan sonra ay , sonunda serbest bırakılacağını bildirdi. Bild'e göre, Mathias Rust adındaki pilotun Sovyet hava sahasını ihlal etmekten suçlu bulunması, ancak ay sonunda iade edilmesi bekleniyor. Bu arada Alman gazetelerindeki haberlere göre, Sovyetler Birliği'nde resmî ziyaretlerini pazartesinden beri sürdürmekte olan Federal Almanya Cumhurbaşkanı Richard Von Weizsaecker, Rust olayını Sovyet yetkilileriyle görüştuğünü söyledi, ancak başka bir açıklama yapmadı. ötal Suudi dergisine Körfez 't anlattı. mesinden sonra, Irak'ın ham F>etrolünü, sadece Türkiye'den geçen boru hattı yoluyla pompaiadığına dikkat çeicilirken, Turgut Özal'ın, Türkiye'nin Körfez Savaşı'ndaki tarafsızhğını kanıtlamak için tran'a da Türkiye ile ortak petrol boru hattı kurulması önerisinde bulunduğu belirtiliyor. Turgut Özal, Suudi Arabistan dergisine verdiği demecinde, "banş suyu" projesinden de söz ederken, Amerikan Brown ve Root firmalanna yaptınlan piyasa araştırması sonunda Türkiye'deki nehirlerden Suudi arabistan'a temiz su taşıyacak boru hattı projesinin Riyad'a maliyetinin, toplam maliyetin sadece üçte biri olduğunu ortaya çıkardığını kaydediyor. Dergide yer alan yazıda, Turgut Özal'ın önerdiği barış suyu projesinin toplam maliyetinin 15 ile 20 milyar dolar arasında olmasınm beklendiği ve Türkiyedeki nehirlerden alacağı suyu iki ayrı boru hattıyla Suudi Arabistan Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Ürdün'e ulaştıracağını anlatıyor. Güney Kore 'de 10 haziranda başlayan gösterüer, şimdilik durulmus gbrunüyor. Tutuklular için afüan edilmesi için baslatıian protesto gösteriltri, yönetimin 2335 tutukhıyu serbest bırakmasıyla sona erdi. Demokratik Birleşme Partisi'nin lideri Kim Young Sam, Devlet Başkanı'nın kararını memnuniyetle karşıladığını belirtirken, "Eğer partiden tümiiyle aynlsaydı, daha da iyi olurdu" dedi. Devlet Başkanlıgı sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, Chun Doo Hwan'ın parti üyeliğini sürdüreceği açıklanırken, partili milletvekilleri alelacele aldıkları bir kararla Chun'u partinin "onursal başkanı" ilan ettiler. Chun Doo Hwan'ın parti liderliğinden aynlmasından sonra, yerine partinin ikinci adamı olan ve parti başkanı mevkiinde bulunan Roh Tae Woo'nun gelmesi bekleniyor. Bu konuda parti yönetiminden herhangi bir açıklama yapılmadı, ancak Chun'un, konuşması sırasında Roh Tae VVbo'dan, " cesur karartar alarak vatandaşların saygısını toplayan kişi" olarak söz etmesi, parti liderliğine Roh'un getirilmesi olasılığının çok güçlu olduğu biçiminde yorumlandı. Roh Tae Woo, Güney Kore'nin demokrasiye geçiş kararında, muhalefetin isteklerini, devlet başkanlıgı seçimlerinin halkoyu ile yapılması ve diğer demokratik reformların yerleştirilmesi taleplerini Chun Doo Hwan'a kabul ettirerek önemli bir rol oynamıştı. Partisine, Chun Doo Hwan'ın bu istekleri kabul etmemesi halinde hem parti başkanlığından hem de devlet başkanlıgı adaylığından istifa edeceğini söyleyen Roh, bu çıkışı ile Güney Kore sokaklarındaki çatışmayı bir ölçüde durdurarak, halkın da Yeni başkan adayı Güney Kore'de yönetimin siyasi tutuklular için af ilan etmesinin ardından, af kapsamına girerek tüm siyasal haklarını geri alan muhalefet liderlerinden Kim Dae Young'un başkan adayhğına hazırlandığı bildiriliyor. 1970'lerin başından bu yana, politika yapması yasaklanan 61 yaşındaki Kim Dae Young aftan önce, başkanlıkla ilgilenmediğini ve önümüzdeki yıl yapılacak seçünlerde aday olmayı düşünmediğini açıklamıştı. Ancak afla birlikte bu konudaki fikrini değiştirmesi, muhalefetin bölünmesi olasılığını da akla getiriyor. Avustralya 'da genel seçim SYDNEY fa.a.) ' Avustralya'da bugün genel seçim yaptlıyor. Yaklaşık 10 milyon seçmenin oy kullanacağı seçimlerden, Başbakan Bob Hav/ke liderliğindeki tşçi Partisi'nin zaferle çıkması bekleniyor. Son kamuoyu yoklamaları, • iktidar partisinin, liberal ve milliyetçi partilerden oluşan muhalefeti geride bırakacağını gösterdi. Potis terörüne protesto Pölisin önceki gün grevci işçilere ateş açmasını ve 65 kişinin yaralandığı olayları protesto eden binlerce işçi ve öğrenci, başkent San Salvador'da gösteri yaptı. Silahlı kuvvetler tarafından yayımlanan bildiride, "solcuların sık sık gösteri yürüyüşleri düzenleyip ülkeye Amerikan yardımını azalttırmaya çalıştıklan" iddia edildi. SAN SALVADOR (AP) El Salvador'un başkenti San Salvador'da, önceki gun grevci işçilerle polis arasında çıkan çatışmada 65 kişinin yaralanmasının ardından binlerce işçi ve öğrenci, protesto gösterileri düzenledi. Polisin bir binayı basmak isteyen işçilerin üzerine ateş açarak 17 kişiyi yaralamasını protesto eden göstericiler, hükümetten ücretlerinin arttırılmasıru da istediler. Başkentte önceki gün 8 saat süreyle 26 işyerinde yapılan grevler ve öğrenci gösterileri sırasında, yollara barikatlar kurularak resmi binalar taşlandı. Göstericiler. duvarlara "Katliamı kını El Salvador'da işçilerle öğrenciler omuz omuza Washington, planında kararh Pentagon sözcüsü Robert Sims, Amerikan Peconic tankerine yapılan tran saldınsının, Kuveyt tankerlerine askeri koruma gereğini kanıtladığını söyledi. WASHINGTON (AP) ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, Iran'ın önceki gün Liberya bandıralı bir Amerikan tankerine saldırmasının, bölgedeki Kuveyt tankerlerinin ABD tarafından korunmasının gerekliliğini bir kez daha ortaya koyduğunu savunuyorlar. Bu arada Amerikan Senatosu, Temsilciler Meclisi'nde çarşamba günü kabul edilen, Demokrat Kongre üyelerinin Kuveyt tankerlerine ABD koruması planının 90 gün ertelenrriesi tasarısını geri çevirdi. Pentagon sözcüsü Robert Sims, önceki gün yaptığı açıklamada, Peconic tankerinin lran saldırısına uğramasının, savaş gemileri tarafından korunmayan tankerlerin Basra Körfezi'nde karşılaşabilecekleri tehlikeleri ortaya koyduğunu söyledi. Sözcü, "Askeri koruma altındaki tankerler, şüphesiz daha güvenlikte olacaklardır" dedi. Be>az Saray sözcüsü Martin Fitzwater de önceki günkü açıklamasında tanker saldırısına misilleme yapmayacaklarmı belirterek "bu saldmnın. 11 Kuveyt tankerine 15 temmuzda Amerikan bayrağı çekilmesi planını etkilemeyeceğini" söylemişti. RİYAD (AP) Başbakan Turgut Özal, Suudi Arabistan'da yayımlanan aylık bir dergiye verdiği demeçte, Türkiye'nin IranIrak savaşında izlediği tarafsız politika nedeniyle bu iki ülkeye silah satışı yasağı uygulaması yüzünden Ankara'nın yaklaşık 30 milyar dolar kaybı olduğunu söyledi. Suudi Arabistan'da yayımlanan "Altktisad Val Naft" (Ekonomi ve Petrol) adlı dergide yer alan demecinde Turgut özal, Türkiye'nin, Körfez Savaşı'nda "banşı sağlamak" için îran ve Irak'a silah satmadığını vurguluyor. Türkiye'nin, Jran ve Irak'a silah satışı yasağı uygulamasının Ortadoğu'da istikrara verdiği önemi de kanıtladığını belirten Başbakan Turgut özal, bu yüzden Türkiye'nin yaklaşık 30 milyar dolar İcaybı olduğunu vurguluyor. Özal, ayrıca İranIrak savaşının bölgede yarattığı zorluklar yüzünden Türkiye'nin, ticaretinde de 1520 milyar dolar arası kaybı olduğunu hatırlatıyor. Allktisad Val Naft dergisinde yayımlanan yazıda, İranIrak savaşının 1980 yılında patlak ver jStto îjork eimc57/2 Körfez savaşıyla ilgili yorumu Mayın tarlasında yangın ATtNA (a.a.) Meric'te Türk Yuncş sıntrı yaktnmda bulunan Yemiştı kâyün'de çıkan bir yangının, sımrdaki mayın tarlalarına sıçradığı ve kısa sürede çok sayıda mayını tahrip ettiği bildiriliyor. Yunan basınında yer alan habere göre, 28 yaşındaki Stefanos Pan adlı dikkatsiz bir çiftçinin dün gece Yemişti köyünde, sigarasını sazlık bir alana atmasıyla başlayan yangın, kısa sürede büyüyerek Türk Yunan sımnndaki Yunan mayın tarlalarına sıçradı. Türkiye, tarafsız olmak zorunda Dış Haberler Servisi ABD'nin en prestijli gazetelerinden New York Times'da yayımlanan bir haber yorumda Türkiye'nin Körfez Savaşı'nda tarafsızhğını korumaya titizlikle özen gösterdiği bildirili>'or. Yazıda, Reagan yönetiminin Körfez'deki askeri varlığını arttırma planlarınm, Türk hükümet yetkiülerini, Körfez savaşında izledikleri tarafsızlık politikasından vazgeçmeyeceklerini ve ABD'ye Körfez'de girişebileceği bir operasyon için Türkiye'deki üslerini kullanma izni vermeyeceğini açıklamaya yönelttiği belirtiliyor. Yazıda, geçen haftalarda "Türkiye'nin ulusal gururunun" İran ve Irak tarafından da ayn ayrı zorlandığına dikkat çekilirken, buna örnek olarak Körfez'de seyreden bir Türk yük gemisinin Irak tarafından vurulması ve haziran ayında Ankara'yı resmen ziyaret eden İran Başbakanı Mir Hüse>in Musavi'nin Anıtkabir'e gitmemesinin Türk kamuoyunda yarattığı tepki gösteriliyor. Yazıda, her ne kadar Türk yetkililer, iki ülke>'i de bu eylemlerinden dolayı eleştirdilerse de, Batılı diplomatların, Ankara'nın iki ülke>'le ilişkilerini gerginleştirmemeye dikkat ettiği görüşünü savundukları belirtiliyor. Hatta bir BatıL diplomatın, "Gelecekte de buna benzer olaylar olacak, ama Türkiye, Körfez Savaşı'ndaki tarafsızhğını konımak için bu lür kıskırtıcı olaylan yutmak zorunda kalacak" deniyor. New York Times gazetesi, Türkiye'nin Körfez savaşında İran ve Irak'la ilişkilerinde tedbirli davranmak istemesinin en önemli nedeninin, Türkiye'nin Acem ve Arap komşularıyla arasındaki tarihsel bağlardan ve karşılıkh "kuşkudan" kaynaklandığını öne sürüyor. Batılı diplomatlara göre İran tarafından da desteklenen ayrılıkçı Kurt gerillalan, Türkiye için istikrarı bozan en önemli unsurlardan birini oluşturuyor. £7 Salvador güvenlik güçleri, grevci isçilerin eylemlerine en sert şekilde müdahale ediyor ve ücret artısı isteyen işçiler, solcu gerüla örgütleri ile işbirliği yapmakla suçlanıyor. (Fotoğraf: REUTER) yonız','"Mermilere hayır, görüşmeye evet" şeklinde sloganlar yazdılar. El Salvador güvenlik güçleri tarafından yayımlanan bildiride ise, önceki gün resmi bir binayı basmak isteyen grevci işçilerden birinin polise ateş ettiği ve polisin buna karşılık olarak işçilere ateş açtığı iddia edildi. Askeri açıklamada da ülkedeki solcuların geçen mart ayından beri sık sık gösteri yürüyüşleri düzenleyerek polisi kışkırttıkları, ülkeye yapılan Amerikan yardımını azalttırmaya çalıştıklan ifadesi kullanıldı. ABD yönetimi, El Salvador Devlet Başkanı Jose Napoleon Duarte'nin Hıristiyan Demokrat hükümeti ile yaptığı anlaşma uyarınca bu ülkeye günde 1,5 milyon dolarhk yardım yapıyor. İşçiler ise ücretlerinin azlığı nedeniyle mart ayından bu yana protesto gösterileri düzenliyorlar. Duarte yönetimi ise, hükümeti devirmek isteyen "Farabundo Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi" gerilla örgütleri koalisyonunu destekleyen solcularla pazarhk yapmayacağını söyleyerek işçi isteklerini reddediyor. Filipinler'de suya düşen darbe planı: Gorbaçov, Almanyn'yu gidiyor Sovyet muhalefet dergisi, Gorbaçov reformlarının sınırlarını zorluyor BONN (UBA) Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un gelecek yıl başında Federal Almanya'ya resmi bir ziyaret yapacağı bildirildi. Almanya'da yayımlanan Die Welt gazetesinin haberine göre Federal Almanya Cumhurbaşkanı Weizsaecker, Sovyetler Birliği gezisi sırasında Gorbaçov'u Federal Almanya'ya davet etti. Gorbaçov da daveti memnunlukla karşıladığını ve diişüneceğini söyledi. Mcnvos, AqmndyuGlasnost rehin alacaktı PORTRE: Silah tüccarı kimliğine bürünen iki Amerikalınm, devrik Filipinler diktatörü Ferdinand Marcos ileyaptıklan telefon konuşmasınm bantlarınagöre, Marcos, Suudi Arabistanlı birprensten alacağı kredi ile Filipinler de darbeyapacaktı. WASHINGTON (a.a.) Devrik Filipinler diktatörü Ferdinand Marcos'un, ülkesinde bir darbe gerçekleştirme planı. silah tüccarı rolü oynayan iki Amerikalının banda kaydettiği sözleri sayesinde ortaya çıktı. Hukuk danışmanı Robert Chastain ve avukat Richard Hirschfeld, dün Temsilciler Meclisi Dışişleri Alt Komisyonu'nda verdikleri ifadelerde olayı anlattılar ve Filipinler Devlet Başkanı Corazon Aquino'nun rehin alınmasının planlandığını söylediler. 1986 eylülünden itibaren, Suudi Arabistan kraliyet ailesiyle ilişkileri olan Muhammed El Fassi adlı kişiyle birlikte, Marcos'un güvenini kazanan Hirschfeld ve Chastain, devrik diktatörü, Filipinler'i istila etmek için silah ve para tedarik edebileceklerine inandırdılar. İki Amerikah, ifadelerinde, başlangıçta haziran sonunda yapılması planlanan darbenin, son olarak 10 temmuz tarihine bırakıldığını anlattılar. Yanında bir ses alma aygıtı taşıyan Cla^tnin'ia 21 ma\ ı~ta görüşen Marcos, tanksavar ve uçaksavar silahlar, tüfekler, havan topları ve üç aylık bir savaşa yetecek kadar cephane istedi. Marcos'un planına göre, devrik başkan, gemiyle "memleketi" İlocos Horte'ye gidecek ve orada da yandaşları tarafından karşılanacaktı. İki Amerikalının kaydettiği bantta, Marcos, "Oraya gideceğim, bana kimin karşı çıkacağı önemli değil ve eger karşı çıkarlarsa, o zaman çarpışmaya başlayacağız" dediği belirtiliyor. Bantta, Manila'daki Amerikan Clark hava ussünün komutanının kendisini desteklediğini savunan Marcos, hükümeti devirmek için harekete geçtiklerinde, Devlet Başkanı Corazon Aquino'yu rehin almayı istediğini söyledi. Marcos, "Onu incitmeye gerek yok" dedi. Filipinler'i istila etmek için yapılacak masrafları, ElFassi adlı Suudi Arabistanh işadamının kredisiyle odemeyi isteyen Marcos, kendisirıin daha sonra İsviçre bankalanndaki hesaplarından bu para\ı odc;e>;cğiıi! so>iedi. Gorbaçov tarafından Politbüro asli üyeli|ine getirilince, son gunlerde Sovyet politikasında dikkatleri üzerlerine çeken üç flaş isımden en önemlısi 63 yaşındaki Alexander Yakovlev. dergisi 'glasnost'u deniyor Sovyetler Birliği'nde rejim muhaliflerinin açıkça yayımlamaya başladıkları Glasnost adlı derginin yöneticileri, bir basın toplantısı düzenleyerek ikinci sayıyı devlet terörüne ayıracaklarını duyurdular. Dış Haberter Servisi Sovyetler Birliği'nde rejim muhaliflerinin açıkça yayımlamaya başladıkları "Glasnost" adlı derginin yöneticileri, 3 temmuz günu yerli ve yabancı basına yaptıklan açıklamada, derginin ikinci sayısını "devlet leröriı"ne ayıracakîarını duyurdular. Basın toplantısına katılan Le Monde gazetesinin Moskova muhabiri, konuyla ilgili haberinde, toplantıya Sovyet gazetecilerin de çağınlmış olduklarını, ancak gelmediklerini, KGB'nin ise toplantıyı baştan sona dikkatle izlemekle birlikte herhangi bir müdahalede bulunmadığını yazıyor. Le Monde muhabirine göre söz konusu dergi, ilk bakışta "samizdaf'lardan (daktiloda yazılıp gizlice dağıtılan yayınlar) pek farklı değil. Çünkü bu dergi de daktiloda yazıljp 50 adet basılmış, 49 sayfa kalınlığında bir bülten. Ama çok önemli bir farkı var. "Açıkça" dağıtılıyor. Derginin yöneticileri, Sovyet lider Mihail Gorbaçov'un başlattığı "açıklık" politikasını ciddiye aldıklarını ve eleştirel bir dergiyi "açıkça" yayımlamayı kararlaştırdıklarını belirtiyorlar. Dergiye karşı >onetimin lakınacağı tavrın "açıklık" politikasının ne derecede samimi ve gerçek olduğunu gösterecek bir deneme anlamı taşıdığını da eklemeyi ihmal etmiyorlar. Derginin yazı kurulunda, çoğu 1970'lerde de tanınan muhalifler ile adları son yıllarda duyulan gençler bulunuyor. Kırım Tatarlarmın haklannın geri verilmesi için mucadele eden Mustafa Cemilev de yazı kurulunda. Cemilev, geçen günlerde bir Merkez Komitesi sekreteri ve Politbüro'nun bir yedek üyesi tarafından kabul edildi. Kendisine Gorbaçov'un, Kınm Tatarlannın yazgısı konusuna "ilgi duyduğu"na ilişkin güvence verildi. Bilindiği gibi, Kınm Tatarları, II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden hemen sonra, savaş sırasında Almanlarla işbirliği yaptıklan ve Rusları arkadan vurdukları gerekçesiyle kitle halinde ülkenin başka yerlerine, özellikle de Orta Asya bozkırlarına sürulmuşlerdi. Bu tehcir sırasında binlerce Kırımh çeşitli nedenlerle yollarda can vermişlerdi. Kırımlılar, 1945'ten beri yurtlarına geri dönemediler. Stalin'in olümünden sonra Kınm Tâtarlan, komiteler oluşturarak düşmanla işbirliği yapmış olanlar ile yurtseverlerin birbirlerinden ayırdedilmesi \e hiç değilse savaş yılları sırasında sorumluluk taşıyamayacak denli küçük ya<ta olanların Kınm'a gitmelerine izin verilmesi için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardı. Cemilev, 1967 temmuzunda o tarihte KGB'nin Başkanı konumundaki Yuri Andropov'un Tatar temsilcileri ile görüştüğünü ve haklarında güzel sözler söylediğini, ama pratikte hiçbir olumlu gelişme kaydedilmediğini anımsatıyor. Dolayısıyla Gorbaçovun Tatarların yazgısına ilgi duymasından da olumlu bir sonuç çıkacağı konusunda pek fazla umutlu değil. Dergi yöneticileri, "Glasnost" un Sovyetler'i ilgilendiren her türlü konuya eğileceğini ve yalnızca insan haklan konusuıu ele almakla yetinmeyeceğini vurguluyorlar. On günde bir yayımlanması öngörülen derginin ikinci sayısında "devlet terörii" konusu işlenecek ve KGB'nin faaliyetleriyle ülkedeki ceza yasasının maddeleri eleştirel bir incelemenin konusu olacak. Yazarlardan ekonomist Lev Timofeev, "açıklık" politikası konusunda şunları söyledi: "Yoneticiler saydamlık ve demokratikleşmeden söz ediyorlar, ama bunlann gerçekleşmesini sağlayacak hiçbir mekanizma yok. Muhalif gazeteler olmadan, fikir kulüpteri. dernekler kurulmadan hiçbir şey değişmez." ALEXANDER YAKOVLEV Açıklık politikası minıarlarından ABD: Afgan direnisçiler kazanamaz WASHINGTON (ANKA) Reagan yönetiminin, Afganistan'daki hükümet karşıtı direnişçilerin Sovyet ve Afgan kuvvetlerine karşı surdürdükleri mücadelenin zafer ile sonuçlanmasının mümkün olmadığına inandığı bildirildi. Adı açıklanmayan ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Afgan sorunu ile ilgili olarak verdiği brifingte, ABD'nin baştan beri Afgan direnişçilerinin savaşta galip gelebileceğine ihtimal vermediğini, ancak mücadelelerini sürdurerek Moskova'yı görüşmeler yolu ile bir çözum bulmaya zorlayacaklarını umduğunu söyledi. Bir oğretmen olarak öğrenitn goren Yakovlev, 1959'da bir süre için Amerika'daki Columbia Üniversitesi'nde ders aldı. Amerika'daki bu deneyimine rağmen Yakovlev, suçlayan yazılar yazmaktan da geri kalmadı. II. Dunya Savaşı sırasında Naziiere karşı çarpışan Yakovlev, savajtan hemen sonra "aparatçik", yani profesyonel parti yetkilisi olarak Sovyet politikasında uzun surecek kariyerine ilk adımını attı. 1953'te parti propaganda bolumünun başına gelen Yako\le\, ideolojik bir lartışmada kaybeden tarafı tutma yanlışını yapınca, eeza olarak 10 yıl için Kanada Buyukelçiliği gore\ine atandı. 1983'te o zamanlarda tıenüz tarımdan sorumlu parti sekreteri olan Gorbaçov'un Kanada gezisini düzenleyince, Vakj\k\'in surgunu de sona "ABD'yi atom borabalannın yıkıcı gıicu ile donanmış zehirii bir emp*ryalist" olmakU erdi. Bundan çok kısa bir sure sonra propaganda bolumü şefi olarak Moskova'ya donen Yakovlev, bu gorevi çerçevesinde Gorbaçov'un basın danışmanlığını da üstlenerek ünJü "glasnost" (a(iklık) politikasının bir numaralı roimarı haline geldi. Karı koca Gorbaçovlar'ın 1984'ten beri Baü ulkelerine yaptıklan başarılı yolculuklann da perde arkasındakı koreografı o.'arak biliniyor Yakovlev. Çatık kaşları, ciddi ifadesi ve j n gerdanı ile dınamık ve genç Gorbaçov çağjna pek de uyan bir görunümde olmamasına rağmen, Batıdaki Sovyet imajının olumlıı yöndeki değişınıınin tek sorumlıiiu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle