19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 HAZİRAN 1987 HABERLER CUMHURÎYET/7 Cuellar raporuna tepki Kıbrıs Barış Gücü'nün süresinin uzatılması için yazdığı raporda, adadaki Türk askeri gücünün arttığını ileri süren De Cuellar, Maraş'ta iki otelde eğitim yapan Türk öğrencilerinden burayı oşaltmalannı istedi. Genel Sekreteri "Rumlara yardımcı olmakla" suçlayan KKTC Cumhurbaşkam Denktaş, "Rapor bizim açımızdan olumsuzdur" dedi. Haber Merkezi Turkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Birlesmiş Mületler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Kıbrıs'taki Banş Gücü'nün görev süresinin altı ay daha uzaıılması konusunda önceki gun Güvenlik Konseyi'ne sunduğu ve yer yer Turkiye'yi eliştirdiği raporu olumsuz karşıladılar. Turkiye, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Kıbrıs konusunda hazırladığı son raporun içinde, Rum göruşlerine haklılık kazandıran unsurlar olduğunu açıklarken. KKTC üe yapılan temaslardan sonra, bu yoldaki göruşunü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısına sunacağını bildirdi. Dışişleri Bakanlığı Sozcüsü Buyükelçi İnal Batu, dün düzenlediği haftalık basın toplantısında, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Kıbrıs konusundaki son raporunda, Kıbrıs konusunda uluslararası bir konferans toplanması yolundaki Sovyet önerilerinin reddedilmesinin memnunluk verici olduğunu belirtirken, "Ancak, raporda Rum göruşlerine yer veren birtakım iddialar >ar" şeklinde konuştu. Büyukelçi Batu, adadaki Türk kuvvetlerininarttınldığıiddialannın yer aldığı bu raporun yayımlandığı sırada, Rum tarafının Fransa'dan tank saun alacağı yolundaki haberlerin ortaya çıkmasının da dikkat çekici oldugunu belirtti. Kıbrıs sorununa ilişkin çabaların çıkmazda olduğu belirtilen De Cuellar'ın raporunda Türkiye'nin Kıbrıs'taki askeri varlığını güçlendirmesinin Rumların da kendi savunmalarını guçlendirmeye yol açtığı one surulüyor ve Maraş kentinde Türk oğrenciler tarafından kullaruldığı bildirilen iki otelin boşaltılması isteniyor. KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, dun Lefkoşa'da verdiği demeçte, "De Cuellar raporu olumludur diye sevinemeyiz. Ne kadar olumsuz olduğunu iyice değerlendirmemiz lazım" dedi ve şöyle konuştu: "Zaten Kıbns Rumunu meşru hükümet olarak ele alan her rapor, bizim açımızdan olumsuzdur, cünkiı gerçeklere ışık tutmamaktadır. Buvuk bir sahtekârlıgı devam ettirmek isteyen Rum tarafına yardımcı olmaktadır ve dun>a örgülü bu şekilde aldatılmaktadır. Gerçekleri gormesi önlenmektedir. Bunda Genel Sekreterin suçu yoktur. lrkçı, darbeci Rum kanadını meşru Kıbns hükumeti olarak kabul eiden ülkelerin verdikleri oylar suçludur." KKTC Cumhurbaşkam, BM Genel Sekreterinin Rumlardan aldığı şikâyete dayanarak. raporunda, Turk tarafında silah ve personel artışı olduğunu belirtmesini eleştirerek, bu konuda Kıbrıs Türk halkının hissiyatını BM Barış Gucu Komutam General Greindl aracılığıyla kendisine duyurduğunu bildirdi. KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, Rumların önce Doğu Bloku'ndan, daha sonra da Fransa'dan aldıkları silahlarla askeri gücünü arttırarak şimdiki dengeyi bozmak istedilerine dikkat çekti ve şöyle dedi: "Cuellar'ın bu konuda bu hususlara hassasiyetle dokunmasım ve saldırganın kim olduğunu >e Rumlann ne maksatla silahlandıklannı belirlemesini tabiatıyla bekliyorduk, bu yapdmamıştır ve bugun Cuellar'ın raporuna dayanarak BBC Radyosu. Kıbns'ı 1974'te Türk isgali ile ikiye bölünmiis bir ada olarak tanımlamıştır. Oysa Kıbns 1963'te Makarios'un darbesiyle otuz parcaya bölünmuş. Turkler on bir yıl olüm kalım ıtıücadelesi verdikten sonra Türk müdahalesiyle kuzeyde özgtır ve insanca bir kavuşmuştur" dedi. RAPORDA NELER VAR? De Cuellar, Güvenlik Konseyi'ne sunduğu 18 sayfalık raporunda, Kıbns sorununun çözümüne ilişkin çabalannın "çıkmazda" olduğunu belintikten sonra, iki toplum liderliği arasındaki güvensizliğin devam ettiğini, Maraş konusunda gerginliğin arttığını ve adada tehlikeli bir silahlanmanın hükum sürdüğünu kaydetti. Genel Sekreter, geçen şubat ayında önerdiği gayri resmi görüşmelerin kabul edilmesi halinde, somut görüşmelerin yeniden başlayabileceğini belirtti. De Cuellar'ın bu önerisi Rumlar tarafından kabul edilmiş, Türk tarafı ise, görüşmelerin, Rumların, mart 1986'da sunulan çerçeve anlaşması taslağını kabul etmeleri halinde yapılabileceğini duyurmuştu. TÜRK ASKERİ VARLIĞI Raporunda. Turkiye*nin Kıbrıs'taki askeri varlığını güçlendirmesinin, Rumların da kendi savunmalarım güçlendirmelerine yol açtığını öne süren Genel Sekreter, Türkiye'ye, Kıbns'taki birliklenni azaltması çağnsında bulundu. Rum tarafının, Kıbrıs'taki Türk askeri sayısının 3435 bin civannda olduğunu, tank sayısmm da yüzde 50 arttırüarak 300'e çıkarıldığını kendisine duyurduğunu ifade eden De Cuellar, Birlesmiş Milletlerin tahminlerine göre, Kıbrıs'a yeni Türk birlikleri getirilmemiş olmasına rağmen, asker sayısının 29 bin civannda bulunduğunu, modernizasyon programı çerçevesinde geri gönderilmesi gereken tanklann bir bölumunun de gonderilmediğini belirtti. TANKLAR Genel Sekreter, Turk yetkililerin, modernizasyon programı çerçevesinde, tank sayısında geçici bir artış oldağunu kabul ettiklerini, ancak but nun, lojistik nedenlere dayandığını ve personelin yeni tanklar üzerindeki eğitimi tamamladıktan sonra, eskilerın Türkiye'ye gönderileceği konusunda güvence verdiklerini söyledi. Rum Milli Muhafız Ordusu'nun silahlanması konusunda Turkiye ve Kuzey Kıbrıs Turk Cumhuriyeti'nin şikâyetlerine de değinen Genel Sekreter, Kıbrıs Rum yönetiminin, kendisine yeni alınan askeri malzemenin tamamen savunma amacına yönelik olduğunu duyurduğunu söyledi. De Cuellar, bu bilgiyi aktardıktan sonra taraflara, Bir'.eşmiş Milletler'in Kıbrıs'taki asker sayısını denetlemesi yolunda daha önce yaptığı öneriyi yineledi. MARAŞ ' Genel Sekreter, raporunda, Maraş kentinde statukonun değiştirilmemesini de isteyerek, kentte Türk oğrenciler tarafından kullanıldığı bildirilen iki otelin en kısa zamanda boşaltılması çağrısında bulundu. Balkarhn katili Ermeni serbest Dışişleri: "Yugoslavya, Belgrad Biiyükelçimiz Galip Balkar'ı öldüren Ermeni terörist Levonyan'ı tıbbi nedenierden dolayı serbest bıraktı. "• ATİNA (a.a.) Belgrad'da, 1983 yılında Turk Buyükelçisi Galip Balkar'ı olduren Ermeni terörist Hanılyun Levonyan'ın Yugoslav makamları tarafından serbest bırakıldığı bildirildi. "Ermeni Siyasi TutuklulanyU Dayanışma Merkez Komitesi" tarafından Atina'da yapılan açıklamada, Balkar'ı olduren ve 1984 yılında omür boyu hapis cezasına çarptırılan Harutyun Levonyan'ın, Harulyun Helvacıyan adlı bir Ermeni papazının gayretleriyle serbest bırakıldığı kaydedildi. Atina'daki kaynaklar, Galip Balkar'a saldırı sırasında yaralanan Ermeni teröristin daha sonra felç olduğunu \e sağlık durumunun son dsrece bozuk olması nedeniyle Yugoslav makamlarınca serbest bırakılmış olabileceğini ifade ettiler. '"Ermeni Siyasi Tutnklulanyla Dayanışma Merkez Komitesi"nin açıklamasmda, "Yugosla> makamlannın bu insani davranışı, memnuniyetle karsılanmışlır" dendi. "Ermeni Soykırımı İçin Adalet Komandolan" isimli Ermeni terör örgutü uyesi olan Harutyun Le\onyan ile Rafi Elbekyan, 9 Mart 1983"te Belgrad'ın işlek caddelerinden birinde Balkar'ın otomobiline silahlı saldında bulunarak Türk büyükelçisini oldurmuşler, şoforunu de yaralamışlardı. Dışişlerı Bakanlığı Sozcüsü İnal Batu dun yaptığı yazılı açıklamada, serbesı bırakma olayının hemen ardından Yugoslavya nezdinde gırişimlerde bulunulduğunu belirterek, bu ginşimler sonucunde elde edilen bilgileri şoyle açıkladı: • "Yugoslav yetkililer konunun Turkiye açısından onemini bildiklerini. ancak adı geçen Krmeni leroristin Yugoslavya dışına çıkmasına musaade edilmesinin tek nedeninin lıbbi olduğunu. teröristin vucudunun bir kısmının felçli olduğunu, ledavisinin Yugoslavya'da mumkun olmadığını, halta yaşamımn'devamı konusunda dahi ciddi tereddıitleri bulunduğunu ve bu nedenlerle sırf insani mulahazalarla ulke dışına çıkmasına izin verildigini ifade etraişlerdir. Yugoslav yclkililer, ayrıca Levonianın Ermenüer elindeki bir Yugosla> rehineyi kurtarmak an»cıyla bırakıldığı yolundaki Ermeni çevrelerinin iddialannın kesinlikle asılsu olduğunu, Yugoslavya'nın terorizme karşı taviz vermez tutumunun aynen devam ettiğini de vurgulamışlardır." işbirUğini araş; v e b a v o r t a k Denvinsky, Ankara'dan Atina'ya geçti ABD, SEİA için söz verdi ANKARA (Cumhuri>et Burosu) Bir günlük bir ziyaret için onceki gün Ankara'ya gelerek çeşilli temaslarda bulunan ABD Dışişleri Bakanlığı Güvenlik Yardımı, Bilim ve Tek"noloji İşleri Bakan Yardımcısı Edward Derwinsky'nin, Türk tarafının SEtA uygulamalan ile ilgiü tüm hoşnutsuzluklannı dinledikten sonra, Washington yönetimi adına Kongre nezdinde çaba gösterecegini söylediği bildirildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcusu Buyükelçi tnsl Batu dun düzenlediği basın toplantısında, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Nüzhet Kandemir ve tkili Siyasi tşler Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Nurver Nureş'in Turk tarafının SEİA uygulamalan ilgiü tüm bekJentilerini ve hoşnutoiizluklannı Derwinsky'ye anlattıklarını söyledi. Büyükelçi Inal Batu, göruşmelerde ayrıca Ermeni tasarısı ile ilgili rahatsızhkların ve ABD yardımının Kıbns konusuna bağlanmasından duyulan hoşnutsuzluğun da Derwinsky'ye aktarıldığ.nı kaydetti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsu, Derwinsky'nin Turkiye ziyareti ile BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın son Kıbrıs raporunun yayımlanmas\ arasında bir ilışki bulunduğu yolundaki haberleri "bir spekulasyon" olarak nitelerken, "Sayın Denvinsky ile Kıbns konusundaki De Cuellar raporuyla ilgili bir görüşme vapmadık. Kendisi zaten Kıbns konusunda muhatap alınacak bir görevde degil. Gönişmelerimizde sadece kendisine, ABD yardımının Kıbns koşuluna bağlanmasından duyduğumuz hoşnutsuzluklan dile getirdik" dedi. Dışişlen Bakanlığı Sozcüsü tnal Batu, 2 ay öncesine kadar ABD Dışişleri Bakanlığı' nın Kongre ile ilişkilerinden sorumlu Danışmanı olan Derwinsky'nin, Dışişleri Bakanlığı Yardımcılığı'na atanmadan önce, "Turkiye ve Yunanistan'a yapılan yardımda 7'ye 10 dengesinin korunması gerektiği yolundaki talihsiz beyanının Turkiye açısından geride kalmış bulunduguna" da dikkati çekti. Diplomaük kaynaklar, Dervvinsky'nin Ankara'daki bir günlük temasları sırasında, ABD yönetiminin, TürkAmerikan ilişkilerindeki hoşnutsuzluktan haberdar olduğu izlenimini vermek isıediği göruşunü ortaya koyuyorlar. açüış törenine katılmak için beraberindeki Belçika Ulaşnrma ve Dış Ticaret Bakanıyla birlikte Türkiye'de bulunan Belçika Prensi Alberi, dün ülkesine döndu. Türkiye'den aynlmadan önce, Prens Albert'le birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek gaıetecilerin sonılannı yanıtlayan Belçika llaştırma ve Dış Ticaret Bakanı Herman de Croo, Türkiye'nin AT'ye girme hazırhğı içinde birçok eksiğini tamamlama aşamasmda olduğunu beUrterek, "Türk ekonomisi, büyük bir getişim içinde, ancak demokrasi yolundakigelismedegelecek genelseçiminprosedür türünü dikkatle takip edeceğiz" dedi. Dün sabah Sabancı Holding'le bir Belçika firmasınm ortak yatınmı olan lımit'teki Çelik Kord Fabrikası Beksa'nın açıhşına katılan Prens Albert ve beraberindeki Belçika heyeti, daha sonra Teletaş ile Belçika'nın Bell Teukomünikasyon şirketi ile birlikte üretilen Kasımpaşa, Gaziosmanpasa ve Fatih telefon santraüannm açılış törenine katıldı. Dalan: Seneye Hcdufte yüzeceğiz BANDIRMA (a.a.) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, Haliç'in temiziendiğini, gelecek yıl Haliç'te denize girileceğini söyledi. . Bandırma 1, Uluslararası Kuş Cenneti Kültür ve Turizm Festivali çerçevesinde düzenlenen "Bir Kentin Üç YüzîT konulu panelde konuşan Bedrettin Dalan, kara şehri haline gelen İstanbul'un 56 yıl sonra deniz şehri olacağtnı söyledi. ' Dalan, şöyle devam etti: "Kıyı şeridindeki villalar, halkın kıyılara inmesini eagellijordu. Kıyılara giden ara sokaklarda "Dikkat. köpek var' yazılı labelalar vardı. Biz, bu kıyıları açtık, milyonlarca İslanbullunun kıyılara inmesini sağladık. Balıklar Haliç'e akın etıneye başladı. Geiecek yaz sezonunda, Haliçte denize girilebilecekür." Konuşmasında, çevre sağlığına da değinen Dalan, sözleri ni şöyle sürdürdü: "1950'li yıllarda başlayan sanayi, çevre kirliliğini de beraberinde getirdi. Çevre kirtiliği 1962 yılından sonra daha da arttı. Sanayi kuruluşlannın yüzde 50'si İstanbul'dadır, bu nedenle kirlilik de İstanbul için önemli sorun olmuştur. Haliç projesiyle Birieşmiş Milletier Çe\ re Sağlığı Ödülii'ne layık görüldiik. Bu ödiilii almak üzere, öntımüzdeki günlerde Nairobi'ye gideceğiz." Dalan, bu arada İstanbul'da 7 bin kilometre el değmemiş çamurlu ve tozlu yol bulunduğunu da belirterek, bu yollarda yapım ve bakım çahşmalaruu sürdürdüklerini kaydetti. Haliç nasıl kurtulur? ANKARA (Cumhuriyel Burosu) İstanbul L'niversitesi Orman Fakultesi öjretim uyesi Prof. Dr. Tahsin Tokmanoğlu, "Kıyilanna park yaparak Haliç kurtanlamaz" dedi. Tokmanoğlu, Haliç'e su götüren derelerin yuzde 27'sinde şiddetli eroz>on olduğunu bildirerek erozyon durdurulmadan Haliç'i kurtarmanın mümkün olmadığını söyledi. Tokmanoğlu, Haliç'teki birikintinin yüzde 90'ının erozyondan kaynaklandığını vurguladı. Turkiye Çevre Sorunları Vakfı'nın duzenlediği "Şehirleşrae *e Çevre Konferansı"nda "İstanbul ve Haliç'teki Gelişmeler" konulu bir konuşma yapan Tokmanoğlu, Haliç'i kurtarmak için en buyük çalışmaların 19601975 yılları arasında, Toprak Muhafaza Komisyonu tarafından yapıldığını kaydetti. Komisyonun. Haliç'e su geliren derelerdeki erozyonun onlenmesi için birçok >erde mera yetiştirilmesini onerdiğini bildiren Tokmanoğlu, "Yapılan planlar çok güzeldi, ama uygulanmadı. Birçok çirkin politikacı. komisyonun çalışmalanna karşı çıktı ve Haliç suratle doldu" dive konuştu. Yapılmakta olan çalışmalarda bugün, bu planların dikkate alınmadığını söyleyen Tokmanoğlu şöyle dedi: "Haliç kıyısına parklar yapmakla Haliç kurtanlamaz. Biz onnancı olarak j i ı n m z ki, derelerde erozyon mücadelesi >apılma4ı. Geçici önlemlerle Haliç kurtanlamaz. Bizim geçici dediğimiz önlemlere bazılan daimi diyor." Tokmanoğlu'nun konuşmasını şorumlayan Doç. Dr. YalçınTezcan ise Haliç'e su götüren Kâğıthane ve Alibeyköy derelerinde ıslah çalışmalanna İstanbul Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi larafından başlandığmı söyledi. Haliç'in erozyonun dışında ciddi çevre sorunları olduğuna dikkat çeken Tezcan, Istanbul'un mevcut kanalizasyon durumunun gerçekten urkutücu olduğunu bildir KONFERANSTA TARTIŞILDI EGE VAKFI 3. BİLÎM SEMPOZYUMU di. Ankara'ya gelemediği için \orum metni Vakıf Genel Sekreteri Engir Lral tarafından okunan Tezcan, şu goruşlere yer verdi: "tstanbul'da bulunması gereken 10 bin sokak kanalına karşı mevcut sadece 2 bin 500. Bunlar da fonksi>on olarak, atık sulan bulunduklan yerden biraz ileriye atmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. Atık sular sadece evsel değil aynı zamanda endustriyel." Istanbul'un kanalizasyon sorununun çözülmesi için 1.1 trilvon liralık yatınm yapılacağuıı ve bunun 100 milyar liralık bolumunun gerçekleştirildığıni belirten Tezcan yorumunda Haliç'te bir yıldır yapılan ölçumlerin sonuçlarını da açıkladı. Tezcan'ın yorumunda, Haliç'e karasal kaynaklı kirleticilerden gelen hümik madde ve civa miktarının yuzde 50 azaldığı. çözülmüş oksijen bakımından yoksul olan yuzev tabakasının kalınlığının 45 metreden 12 metreya duştüğu, kanserojen etkisi olan petrol hidrokarbonunun yer yer yüzde 100 azaldığı belirtildi. Tezcan yorumunda güney \e kuzey Haliç kolektorlerinin devreye girdığinde ve dereler ıslah edildiğınde yeni atık sularla kirlenmeyecek olan Haliç'in yavaş yavaş kendi kendisinı temizleyeceğini vurguladı. "Sonuçta Haliç'in temizleneceği açıktır" dıyen Tezcan, Istanbul'un kıyılarının vakın bir gelecekte temizleneceğini kaydetti. Ote yandan 5 haziran çevre günu nedenıyle KKTC'nin lum kemlerinde "temizlik kampanyası" başlatıldı. KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş. Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hakkı Atun, Başbakan Dr. Derviş Eroğlu, Kıbrıs Turk Mimar ve Muhendis Odalan Birliği ile kem ve kasabaların belediye başkanları, sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre düzenlemesi için yoğun faaliyet eösteriyorlar. Ankaradan Atina'ya resnıi ortak yatınm çağrısı STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'da düzenlenen "Ege Vakfı"nın 3. bilim sempozyumunda TürkYunan ilişkileri ve Ege konusu ele alındı. Yunanlı armatör Minos Kiryaku'nun başkanlığını yaptığı Ege Vakfı. Yunanlı armalör Minos Kiryaku'nun başkanlığını yaptığı Ege Vakfı. uluslararası duzeye getirilmek istenen bu sempozyumla "Ege bölgesinin Helen kulUırunun beşiği olarak gösterilmesini" amaçlıyor. Konuşmacılar arasında Yunanlı, lngiliz. Amerikalı, lsrailli'lerin vanısıra Turklerin yer aldığı sempozyumda Ali Karaosmanoğlu iki ulke arasındaki gerginliğin giderilmesi ve ilişkilerin daha çok iyileştirilmesinden soz ederken, iki ülke arasında ekonomik ve ticari bağlantıların pekiştirilmesinin onemini vurguladı. Doç. Taner Berksoy da. Turkiye ile Y'unanistan arasındaki gerginlikten otürü, halklann uğradığı ekonomik ve ticari kayıplardan soz ettı. Berksoy bu kayıpların daha çok, her iki ulkenin savunmaya yonelik harcamalarının, kendi halklannın cebın. den ödendiğini ve bu harcamaların, kısıtlanması gerektiğinden söz etti Konuşmacılardan işadamı Şank Tara, bu sempozyuma bir profesor ya da siyasel adamı olarak değil, "ekonominin geleceğini duşünen bir işadamı" olarak kauldığını soyledi. Şank Tara konuşmasında, Turk ve Yunan halklarının benzerliklerinden, ortak yanlarından soz ederken, Yunan işadamlarının bugun için Turkiye'de, örneğin 50 bin dolarlık yatırım yapması halinde istedikleri şirkete ortak olabilmeleri için, iki hafta içinde izin alabileceklerini soyledi. Şanjc Tara konuşmasının sonunda, "bizden sonraki kuşağa kötu örnek olunmaması amacıyla tarih kitaplannın yeniden >e gerçek unsurlara dayalı olarak, yazılmasım" önerdi. Tara, ayrıca bu gibi bir sempozyumun İstanbul'da da yapılmasını istedi. Aynı sempozyumda davetli olan gazeteci Mehmet Barlas da, iki ülke halkı arasında ekonomik ve ticari işbirliğinin baslaması durumunda, birbirlerine karşı bugun için zayıf olan güvenlerini bu yolla artıırabileceklerini söyledi. Barlas buna örnek olarak Turkiye ile Yunanistanın ortak bir tican filo oluşturabileceklerini gösterdi. Bu arada sempozyuma katılan Yunanlı profesorler iki ulke arasında tek yasal sorunun kıta sahanlığı sorunu olduğunu ve iki ülke arasında ancak bu konuda bir diyalog başlatabüeceklerini soyledi. Yunanlı konuşmacılar genel olarak "Türkiye'nin Yunanistan için bir tehdit" oluşturduğunu, Türkiye'nin Ege'deki Yunan adalarının "Helenliğinden" şuphe ettiğini ve "Türkiye'nin Ege'deki islemlerinin bölgedeki yayılmacılık siyasetini" gosterdiğini one surdüler. Ancak Selanik L'niversitesi Profesoru Theodoros Kulumbis, iki ulke arasındaki anlaşmazlıkların, birer müttefık ulke olmalarına karsın ABD ve NATO'yu ilgisiz bırakıığına dikkali çekti. Kulumbis'in "Eger Yunanlılar Bizanslı gibi, Turkler de Osmanlı gibi hareket etmeklen \azgeçerse, iki ulke halkı yuzyıllar boyu banş içinde yasayabilir," >oluıidaki sözleri dinleyiciler tarafından coşkuyla alkışlandı. Kulumbis bu ilkenin ilk örneğini Atatürk ile Venizelos'un verdiğini de sözlerine ekledi. Dün Atina'nın "Evgenidion" adlı salonunda düzenlenen sempozyumun açılış törenine Yunan hukümetini temsilen Ege Bakanı Valvis ile ana muhalefet partısini temsilen Konstanlin Mitsotakis. vaptıklan birer kısa selamlama konuşmasıyla katıldılar. Ege Bakanı Valvis, sempozyumu selamlayan konuşmasında "Ege bölgesinin gerçek kimliğini ortaya çıkarmak için gosterilen faaiyetleri" desteklediğini belirtirken. Türkiye'nin Yunanistan için var olan kalıcı ve görunur bir tehdit oluşturduğunu da öne sürmekten geri kalmadı. YDP lideri Mitsotakis de Ege Denizi'nin halkları birbirinden ayıran değil, yakınlaşmasını ve beraberliğini amaçlayan bir dostluk ve işbirliği denizi olarak görulmesi gerektiğini söyledi. Sempozyumun iki günlük çalışmaları bugun sona erecek. Dünyanın çeşitli ulkelerinden sempozyuma davet edilen yaklaşık 23 yabancı profesor ya da işadamma dün gece "Grand Bretagne" Oteli'nde bir yemek \erildi. Bu arada Türk Buyükelçiliği temsilcilerinin davetli oldukları halde sempozyuma katılmamalan dikkali çekti. Memurun gozu Ozal'da •• •• Islama Rağmen Avrupa Semineri: Islam dini AT'ye gtrmeye engel değil Haber Servisi Istanbul'da düzenlenen "tslama Rağmen A v r u p a " konulu seminerde Türk ve Alman konuşmacılar, Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na katıımasında İslamın belirle'ici bir erçgel oluşturmadığı göıüşünde birleştiler. Federal Alman Konrad Adenauer Vakfı'nca düzenlenen " 3 . TürkAlman Gazeteciler Semineri" dün EtapMarmara Oteli'nde başladı. Bugün sona erecek olan seminerin açılış konuşmasını yapan Vakfm Turkiye temsilcisi Rolf Hauser, "Din sorun.li Avrupa'ya doğru katedilen yolda engel oluşturmamalıdır" dedi. Seminerin ilk oturumunda Diyanet İşleri eski başkanlarından Dr. Lütfü Doğan, "İslam Kültürii ve A T " konusunda " A T ulusları arasında Hıristiyanlar çoguniukta olmakla birlikte Baü uygarlığı belli bir dinin eserl değildir" göruşunü savundu. Doğan, "AT'ye girmekle Müslumanlığımızı kaybedecek değiliz. İslamın ruh zenginliğine Baünın bilim ve teknik giicünü destek kılacağız" dedi. İkinci oturumun konuşmacısı, gazeteciyazar Mehmet Ali Birand da "Avrupa'nın Miisliiman Türkiye'ye Bakışı," konusu üzerinde durdu. "Avrupa, laik Türkiye'ye kapılarını açmak istiyor" diyen Birand, Türkiye'nin AT'ye tam uyelik başvurusunu etkileyebilecek etkenler arasında dinin ancak üçüncü sırada geldiğini, asıl etkenlerin ekonomi ve demokrasi olduğtinu savundu. Birand, "İlk iki etken üçüncüyü etküeyecektir. İlk ilusinde anlaşma olursa üçüncü etken etkili olmayacaktır" dedi. Seminerin oğleden sonra yapıian oturumunda da Federal Almanya'nm İstanbul Başkonsolosu Dr. Karl Leuteritz, "Türkiye'deki Gayrimüslim Azınlıklann Konumu"nu ele aldı. Konuşmacı, genelde durumun iyi olduğunu belirtirken yakınma konularını üç başlık altında topladı. Başkonsolos Leuteritz, gayrimüslim azınlığa ait binaların yapımı ve onarımında aşın bürokratik engeller çıkartıldığını; zaman zaman dinsel eserlerin yayın ve dağıtımına kısıtlamalar getirilidiğini, gayrimüslim öğrencilerin din dersine girmelerinin zorunlu tutulduğunu anlattı. Leuteritz bununla birlikte son zamanlarda bu tür uygulamalara son verildiğini soyledi. Seminerde bugün, Cumhuriyet yazarlarından Cengiz Çandar, "Miislüman Ülkelerin Laik Türkiye'ye Bakışı" konusunu işlerken Dr. Mehmet Hatipoğlu da "Hazreti Peygamber Zamanında Muslümaniann Yahudiler ve Hristiyanlar ile Sosyal İlişkileri"ni ele alacak. GRAF.IKERLIK ICIN KENDINİZE GÜVENİNIZ TAM ise; Ajans deneyimli ve ilgili yüksekpkul düzeyinden geçtiyseniz... Bizimle görüşmek için PK: 369 Beyoğlu adresine yazınu, mutlaka cevaplayalım ve sırrınız aramızda kalsın. MERSIN 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 985/1438 Davacı İlhan Dinç tarafından davalı Suat Görgün aleyhine açılmış olan temerrüt nedeni ile tahliye ve alacak davasının yapılan duruşmasında davalıya isticvap davetiyesinin çıkanlmasına karar verilmiş olup karar gereğince: Da\acımn maliki bulunduğu Mersin Silifke Cad. Zehra Dinç İşhanı No: 7 'deki dukkânda l."U985 tarihinden beri kiracı olarak oturup oturmadığ;ruz. kiracılık sıfatınıza bir itirazınız bulunup bulunmadığı, keza ödenmediği iddia edilen vıllık kira bedeli 1.000.000 lira kira borcunuzu odeyip odemediğinız hakkında 10.6.1987 gunü saat 9'da mahkemeye gelerek beyanda bulunmanız, gelmediğiniz ve gelip de sorulan suallere cevap vermediğiniz takdirde tahliyenize ve alacağın tahsiline dair karar verileceği da\a dilekçesi yerine de kaim olmak uzere isticvap davetiyesi ilanen tebliğ olunur. Basm: 21853 ANKARA (a.a.) Memur maaş katsayılan ile yakacak yarcbmına ilişkin kesin kararın ayın ikinci yarısında verilmesi bekleniyor. a.a. muhabirinin Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkililerinden aldığı bilgiye gore, vılın ikinci yarısmda memur ayhklannda ne kadar artış yapılacağı konusunda henuz karara varılamadı. Kararın. Başbakan Turgut Özal tarafından ayın ikinci yarısında verilebileceği bildirildi. ÖNCELtK V AK.\CAK YARD1MINDA Maliye ve Gumrük Bakanhğı'nda yapılan ön hazırlıklarda, katsayıda yuksek artış yerine yakacak yardımının artıırılması eğılımi ağırlık kazanıyor. Katsayıda (1) puanlık artışın en duşuk derecedeki memurun aylığında net 243 lira. en ust derecedeki memurun aylığında ise 2900 lira civannda artışa vol açması dikkate alınarak, net artışların buyük ölçude yakacak yardımının yükseltilmesiyle sağlanması hedefleniyor. Yetküılerden edinilen bilgiye göre, memur aylıklanna yılın ikinci yarısında uygulanacak katsayı, yan ödeme katsayısı ve yakacak yardımının belirlenmesinde goz önunde tutulacak noktalar şunlar: Hukümetin, 1987 butçesi görüşülürken açıkladığı, aylıklarda "beklenen enflasyon oranımn yüzde 10 üzerinde artış sağlanması" ilkesi. Yine 1987 butçe göruşmelerinde Maliye ve Gümruk Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin'in açıkladığı, "mali yılın ikinci yansında yapılacak düzenlemelerle lüm kamu görevlilerinin net gelirlerinde yıllık en az >Ü2de 30 yukselme sağlanması" ilkesi. İşe ilk başlayan memur ile genel müdur maaşı arasındaki 5.8 katlık fark ilişkisirün korunması. Butçe imkânlarının enflasyonu hızlandıracak biçimde zorlanmaması. ALTERNATİFLER Maliye ve Gumruk Bakanhğı'nda hazırlanan değişik alternatiflerde, işe ilk başlayan memurun aylığında 1986 sonuna göre yüzde 30.3 ile yüzde 40.6 arasında artış için gerekli düzenlemeler üzerinde duruluyor. En dü• şuk artışın ongoruldüğu alternatife gore, işe ilk başlayan memurun eline geçen net aylıkta yılın ilk yarısına göre yüzde 10 artış sağlanmış olacak. En yüksek alternatife gore ise yılm ikinci yansı için artış oranı yüzde 18.8 olacak. Yetkililer, en düşük alternatifte, hükumetin butçe hazırlıkları sırasındaki en az artış taahhutlerinin, en yuksek alternatifte ise yılın ilk yansındaki muhtemel enflasyon hızının dikkate alındığını bildirdiler. Her allernatif için değişik katsayı ve yakacak yardımı formüllerinin bulunduğunu belirten yetkililer, ter> cih edilebilir alternatifler arasında, katsayının 66'dan 72'ye yukseltilmesi, yan ödeme katsayısının 20'den 21 'e çıkanlması ve yakacak yardımının da 4.0007.500 lira arasında artmasının bulunduğunu söyledıler. Iran heyeti Anhara'da ANKARA (Cumhuriyet Burosu) İran Dışişleri Bakanlığı Siyasi Işler Yardımcısı Hüseyin Şeyhülislam başkanlığındaki 7 kişilik bir İran heyeti, dun Ankara'ya geldi. İran heyeti, Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle yapacağı göruşmelerde, îran Başbakanı Musavi'nin bu ay içinde Türkiye'ye yapacağı ziyaretle ilgili ön temaslarda bulunacak. İkili ilişkilerde Körfezdeki durumun ele alınacağı bildirildi. Hatırlanacağı gibi, Turkiye ile Iran arasındaki ilişkiler, önceki hafta, Akis dergisinin Ayetullah Humeyninin özel yaşamına yer veren yayını üzerine, bir "belirsidik" dönemine girmişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcusu Büyukelçisi İnal Batu, İran heyetiyle Ba t kanlık Müsteşarı Nüzhet Kandemir ve İkili Siyasi İşler Müsteşar Yardımcısı Nurver Nureş arasında yapılacak göruşmelerde bu konunun ele ahmp alınmayacağı yolundaki bir soru üzerine, "Biz. bu olayla ilgili girişimle"nizi sürdüriiyoruz" yanıtını verdi. jrfezdeki son durum ve seyrüsefer güvenliği konulanna Türkiye'nin verdiği öneme değinen Dışişleri Bakanlığı Sözcüsu Batu, Körfeıdeki seyrüsefer serbestisini tehdit edecek her türlü gelişmenin bölgedeki durum u daha da kritiklestireceği göruşunü dile getirdi. Sözcü, "İlgili tüm tarafian teenni ile harekete çağınr ve durumu daha vahimleştirecek davranışlardan kaçınmalannı ümit ve temenni ederiz. Bu kritik donemde banşa giden zemini oluştunnak için İranlrak savaşının başından beri tarafsızlık potttikasuu surduren Turkiye, üzerine drişen yardımı yapacaklır" dedi. SAHİBİNDEN SATILIK YAZLIK DatçaKamincir müstakil dubleks villa, eşyalı. Mesai saatleri A n k a r a 136 55 35 ADALET BAKANLIĞI'NDAN MÜNHAL NOTERLİKLER Aşağı'da 1986 yılı ga>Tİsafı gelirlerı ve isimleri yazılı bulunan ikinci sınıf noıerlikler munhaldir. 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 22'nci ve muteakip maddeleri gereğince ikinci sınıf noterlerden ve uçuncu sınıf noterlerden bu noterliklere atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde bakanlığımıza veya bulunduklan yer Cumhuriyet Savcılıklarına başvurmaları lazımdır. Posta ile doğrudan doğru>a bakanlığa gonderilmiş olan dilekceler başvurma süresi içinde bakanlığa gelmedigi takdirde atama ısleminde nazara alınmaz. İlan olunur. S. No. Munhal Nolerligin Adı 1986 yılı gayrisafi geliri 29.8"M.94^.00 lira Aksaray Birinci Noterlıği 28.894.547.00 Lira Uzunkoprü Noterlıği 16.9T910.00 Lira Burdur İkinci Noterlıği Karadeniz Ereğli Birinci Noterliği 28.467.588.00 Lira Basın: 11830 TURKİYE ELEKTRİK KURUMU İSTANBUL TİCARET MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Kurumumuzun ihtiyacı olan 30 adet 5 x 1500 x 3000 mm .316 kalite paslanmaz saç. kapalı zarfla teklif alma usulu ile saun alınacaktır. Bu iş için r o 3 geçici teminat almacaktır. 2 Bu işe ait şartname mesai saatleri içinde mudurluğumuzun Fevzipaşa Cad. No: 179 YavuzsehmFatih adresindeki 405 No.'lu odadan 12TSE/8716 dosya işareti bildirilerek temin edilebilir. 3 İhaleye iştirak edecek firmalar, teklif mektuplarım kapalı zarf halinde en geç 26.6.1987 tarih ve saal: 14.00'e kadar vermek zorundadırlar. Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 4 Kurumumuz 2886 sayılı De\let Ihale Kanunu'na tabı olmayıp, ihaleyi kısmen yapmakta. ihaleden vazgeçmekte \eya dilediğine vermekte serbesttir. Basın: 21816 ŞİŞLİ 4. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 1986/134 Davacı Maliye Hazinesi tarafından açılan Gaiplik davasının yapılmakta olan duruşmasında: Beyoğlu, Kazganbaşı Mahallesı, Ahur Sokağı, Hane: 5/1'de nufusa kayıtlı Firdevsin kayıp olduğu kendisinden bir haber alınmadığından bahisle gaiplik kararı talep edilmiş olmakla: Yukarıda adı yazılı Firdevs hakkında bilgi \e malumatı olanların bu gazetenin yayın tarihinden itibaren 12.6.1987 gunüne kadar bilgi ve malumatlarının Şişli 4. Asliye Hukuk Hâkimliği'nın 1986/134 sayılı dosyasına bilgi vermeleri hususu M.K.'nin 32. ve muteakip maddeleri gereğince ilan olunur. 22.5.1987 Basın: 21837 "SHP PROGRAM TARTIŞMASI VE GENÇLİK" 7 HAZİRAN 1987, PAZAR SAAT 10.30 14.30 ARASI OTlM (IHLAMUR SERGt SARAYI BEŞİKTAŞ) TOPLANTI TÜM GENÇLERİMÎZISORUNLARINI TARTIŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ... DÜZENLEYEN: SHP İSTANBUL tL ÖRGÜTÜ GENÇLİK KOMİSYONU .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle