19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 HAZİRAN 1987 CUMHURİYET/13 Tatlıses Ağır Cezada yargılanacak İSTANBUL (ma.) Hakkında gıyabi tutiıHama karan çıkanlan sanatçı tbrahim Tatlıses, kişi hürriyetini tehdit ettiği ve silahla adam kaçırdığı iddialanyla, 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle ağır ceza mahkemesinde yargılanacak. Tatlıses bir süre önce, Halk Müziği sanatçısı Belkıs Akkale'ye ait Midas Plakçı dükkânını 3 adamıyla birlikte bastığı ve plak yönetmeni Zafer DaJgıç'ı silah tehditi ile kaçırdığı iddialanyla gözaltına alınmıştı. Tatlıses daha sonra çıkarıldığı İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nce tutuksuz olarak yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Tatlıses hakkındaki dosya, savcının karara itirazı üzerine bir üst raahkemeye sevk edilmiş ve bu mahkemece sanatçı ve tutuksuz yargılanan öteki iki sanık hakkında' gıyabi tutuklama karan verilmişti. tstanbul Cumhuriyet Savcılığı dün, Tatlıses ile öteki sanıklar Yavnz Kamışçı, Zeki Ceylan ve tutuklu sanık Halil Aktâş hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açtı. Öte yandan, dört günden bu yana polisçe yakalanamayan 1brahim Tatlıses'in avukatı Şevkel Küçük, mahkemeye verdiği itiraz dilekçesinde, müvekkili hakkında verilen gıyabi tutuklama karannın yasal olmadığı gerekçesiyle kaldınlmasını istedL Helikopter heyelana karşı ES karayolunun lzmittstanbul arasında Hereke ile Arap Kalesi yoluttdaki gevşek satıhlı heyelan bölgesine kafes lel kaplama çalışmalan sürüyor. 3 metre getüşlikte ve 50 metre uzunluğundaki kafes teller, bölgenin çok rutubetli olması göz önüne alınarak dayanıklılığımn artması için PVC ile kaplanmıs. Toplam 150 bin metre karelik biryüzeyi kaplayacak olan çelik kafesler Italya 'dan getirilmiş. Yine Italya dan gelen bir helikopter yardımıyla yerlerine yerleştirilen kafeslerin montajında da bir İtalyan ekip çahşıyor. Türkiye'de ilk defa yapılan bu uygulama ağustos ayı sonunda bitirilecek ve 2 milyar 900 milyon liraya mal olacak. (Fotoğraf: UĞUR SANER) Temizlik ödülleri verildi İSTANBUL (a.a.) İstanbul'u Temiz Tutalım Derneği tarafından, "İstanbul'un Temizliği" konusunda düzenlenen, karikatür ve senaryo yanşmalannda derece alanlara ödülleri törenle yerikîi. Törende karikatür yanşması birincisi Mehmet Emin Derici, ikincisi Ahmet Erkanlı ile üçüncüsü Fehmi Giircan ile, senaryo yanşmasının birincisi Şehremini Lisesi'nden Meral Erdemir'e, ikincisi Küçükçekmece Lisesi'nden Sueda ÇD'e ve üçüncüsü Avusturya Lisesi'nden Sirem Irmak'a ödülleri verildi. İstanbuPa bilgisayar planı İSTANBUL (iua.) İstanbul'un planlı gelişimini sağlamak amacıyla, kentle ilgili tüm kartografık bilgiler, bilgisayara aktanlacak. 1985 yıhnda söz konusu proje için açılan ihaleyi üstlenen UTE yetkilileri, kentin su, kanalizasyon, elektrik gibi altyapı planları ile imar paftaları, PTT telefon hatları gibi kartografık bilgileri bilgisayar sistemine yükleyeceklerini bildirdiler. Halen yaklaşık 100 terminali bulunan UTEnin kullandığı "Vax 8200 Cluster" sistemine, aynca, bir parselde bulunan binanın inşa tarihi, bina sakinlerinin ad, yaş, meslek, medeni durum, iş adresi, telefon numarası, otomobil plakalan ve kişilerin sahip bulunduklan gayri menkuller, mezar paftaları gibi detay bilgilerin de zaman içinde verilmesi planlanıyor. Seyyar satıcılar zabıtanın evini soydu İSTANBUL (a.a.) Seyyar satıcılık yaptıklan arabalanmn belediye zabıtası ekiplerince alınmasmdan sonra işsiz kalan üçü amcaoğlu dört kafadar, Emirgân'da oturan bir zabıta memurunun evini ikinci defa soyduktan sonra yakalandüarf Kars'ın Göle Uçesinden tstanbul'a gelerek seyyar satıcılık yaptıkları bildirilen ve yaşları 22 ile 26 arasında değişen Mülazım Karakaş ile amca çocukları Yılmaz, tbrahim ve Şevalet Genç. üç gün önce sabaha karşı Emirgân Maslak Caddesi Çilek Sokak'ta oturan zabıta müdürü Kemal Tiryaki'nin evinin camını kırarak içeri girdiler. Bu sırada gürültüye uyanan Kemal Tiryaki ve eşi Çiçek'i bıçakla tehdit eden dört sanık, evdeki 650 bin lirayı gaspederek kaçtılar. Peynir ekmekli protesto Marmara Üniversitesi Işletme Fakültesi öğrencileri 4 gündür öğrencilere yemek çıkmamasını protesto amacı ile bahçede yere serdikleri gazete kâğıtlan üzerinde peynir ekmek yiyerek protesto girisiminde bulundular. Öğrenciler, okul idaresince sınavlar süresince öğrencilere yemek verilmediğini, bunun haksızhk olduğunu öne sürerek bu eylemi yaphklannı söylediler. Eylemin son gününde okul idaresi, öğrencilerin isteklerini haku buldu ve '•'•peynir ekmek boykoıu" sona erdi. (Fotoğraf: SİNA KOLOĞLU) HABERLERİN DEVAMI İki yıl önce gitmiştik oraya. Gördüklerimize inanamamış, Istanbulun en "mutena" semtlerinin hemen arka sokaklanndaki manzaralan kâğıda dökerken bile şaşkınlığımız bitmemişti. Oysa Şişli'de Bomonti Bira Fabrikası'mn yanında yükselen apartmanlann biraz aşağısındaki "Kabristan Sokağı" biı Iagım ırmağının çevresini saran evlerin oluşturduğu bu sokak gerçekti... Ve bu lağun ırnıağının kıyısmda doğup büyüyen, orada oynayan, ellerinde kollannda çıkan yaralara aldırmayan çocuklar, anne babalar gerçekti... Çevredeki boyama fabrikasıtun sulan gibi, tüm pis sularını bu Iagım ırmağına döken Bomonti Bira Fabrikası'nın, Kabristan Sokağı sakinlerine armağan ettiği beton köprü de... Derme çatma evlerin oluşturdugu bu yerde gerçek olmayan tek şey, bir ağacın Ozerine Istanbul Belediyesi'nin koyduftu tabelanın üzerindeki IstanbuPun değişmeyen arka yüzü İsteyene fakülte, isteyene yilksekokul KEMAL KUÇUK "sokak" kelimesiydi. Şişli Belediye Başkaru Mehmel 1 Emin Songur iki yıl önce tstanbul un arka yüzünü Cumhnriyet'te okuduğunda, telefona sanlıp, "Orayı beo de ilk kez gördüm. tyi ki vazdıntz. ba göriıntüler yakında kalmayacak" dememiş miydi? Başkan Bedrettin Dalan, haberi okuduktan sonra, göreve geldiği ilk günlerde açıkladığa, derelerin ıslahı programını tekrar hatırlatarak "Bir yıl içinde bu görüntiiler yok olacak" dememiş miydi? Kabristan Sokağı sakinleri aradan gecen iki yıl içinde, Haliç"in iki yakasının yıkıldığını, yeşillendirildiğini, çiçeklendirildiğini, nefes aldığını gazetelerde okudular. Ama suyunun temizlenmekte olduğuna pek inanmadüar. Kjyısında oturduklan lağım ırmağının her gün biraz daha kararan, sararan, yeşillenen, morlaşan. renkten renge giren kokusu giderek keskinleşen, köpük köpük sulan nereye akıyordu? Üst mahallelerden gelen kadınlann sırtlannda tasıdıkları büyük bidonlardan, lağım ırmağına boca ettikleri onca çöp yığınını, bu hışımla akan sular nereye taşıyordu? Kabristan Sokağı sakinleri yaşamlannı "yetkililere şikayefle geçirirken, geçenlerde gazetelerde yer alan bir ilan, sokakta yasayanlan çok şaşırttı. Herkesin yakından tanıdığı Alom Kannca, lsıanbul üzerinde uçarken, sanki Kabristan Sokağı'nı paketlemiş ve koparmış göturüyordu gökyüzüne... Okuma yazma bilenler bunun bir resmi ilan olduğunu yanındakilere okuyordu: "Bu göriintüleri ortadan kaJdınyonız. tstanbul Büyük Şchir Belediyesi, tSKİ Istanbui Su ve Kanalizasyon tdaresi Genel Mudıiriüğü." ISKİ Kabristan Sokağı ile dalga mı geçiyordu acaba?.. lSKl'nin ilarundaki Atom Kannca'nın kopanp götürdüğü bu lağım ınnağı resmi, kendi ırmaklanna ne kadar çok benziyordu... İki yıl sonra değişikliği görmek için yeniden Kabristan Sokağı'na gittiğimizde, bizi şaşırtan, hayrete düşüren tek değişiklik lağım ırmağının köpuklü sulanndaki aruştı, sanki debisi iki misline çıkmıştı suların. Çocuklar biraz daha büyümüş, yanlanna yeni gelenlerle, yine suların içinde bize poz veriyorlardı. Bu kez Şişli Belediye Başkaru Mehmet Emin Sungur'u aramadık. Sungur, soracaklanmızın yanıtını bir ay önce İTÜ Maçka Maden Fakültesi'nde düzenlenen çevre panelinde vermiş. tlanlarda lağımları uçurup götüren tSKİ'yi ağır şekilde suçlamamış mıydı? "Şişli'de açıkta akan lagımlardan, hastaneterde tifolu hastalar yatıyor. İSKİ ile defalarca görüştük. Paramız yok, sırayla diyor. Biz size borç verelim diyonız, S milyar lira verin 10 yılda size geri ödeyelim diyor. Akıllı tüccar... Hiçbir proMemimiz halledilemiyor" diye vakınmamış mıydı? Peki İSKİ ne düşünüyordu bu konuda? Gazetelere verilen ilanlar Kabristan Sokağı'nın lağım ırmağını kaldırmaktan daha mı öncelikliydi? Haliç'e dökülen bu lağım ırmağının ziftli sulan ne zaman kesilecekti? İSKİ Genel Müdürü Atom Damalı'nın Moda Tüneli'nin 17 milyar liralık ihale sözleşmesi töreninde bu soruya verdiği yanıt kısaydı: "280 milyar lira bütçemiz var. Buniar sırayla zamanla yapdacak." Yanında bulunan Bedrettin Dalan bu yanıtı üç yıl önceki sözJerini tekrarlayarak tamamladı: "Biz tstanbul'daki 42 derenin ıslahı için önce derelerin yerierini tespit ettik. Bu bile çok önemli bir çalışma. Projderi de yapılıyor, hepsi temizienecek." İSKİ ve Anakent Belediye Başkanlannın milyarlarca liralık y'atınm ihalesindeki sözlerini duyan İstanbul'un ortasmdaki Kabristan Sokağı sakinleri, başkanın sözlerini kendilerine ilettiğimizde belediyelerin ağzındaki iki kelimeye çok kızıyorlar. "Yatınm ve kaldınm. tkisi de bizi yıllardır lağımdan kartaramadı" diyorlar. J üniversite, 21 fakülte, 2 yüksekokul,5 enstitü ve I konservatuvar kurulması, plan ve bütçe komisyonunda kabul edilecek. Marmara Üniversitesi'ne bağlı Avrupa topluluğu enstitüsü kurulacak. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) ANAP bu kez üniversite, fakülte, yüksekokul, enstitü ve konservatuvar dağıttı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda hükümetin bazılanna karşı çıkmasına rağmen büyük bir bölumünü desteklediği bir üniversite, 21 fakülte, 2 yüksekokul, 5 enstitü ve bir konservatuvann kurulması ANAP'lılann oylanyla kabul edildi. Hükümetin de desteklediği Gaziantep'te üniversite kuruluşu kabul edilirken Erzincan, Aydın, Konya, "siirpriz faknltdert" kavuşuyorlar. Bu arada komisyon Balıkesir'de bir üniversite ve değişik illerde 8 fakülte kurulması yolundaki çeşitli önerileri de reddetti. 6 yeni fakülteyi de icine alarak Gaziantep Üniversitesi'nin kuruluşunu öngören yasa tasansının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesi, çoğu ANAP'lı milletvekillerinden gelen 20*^^1 Üzerinde önerge nedeniyle geç saatlere kadar sürdü. Yeni üniversite, fakülte ya da yük (Baştarafi 1'. Sayfada) ni ziyaret etti. Bu anlaşüabilir bir ziyarettir. tran'ı bilenler bilir, Mevlana'nın tümü Farsca yazılmıs Mesnevi adh eserinin Iran kültüründe anıtsal bir yeri vardır. Konya'da Mevlana'yı ziyaret, birçok tranlı için büyük bir özlemdir. Sorun, Mevlana'yı ziyaret eden Musavi'nin Anıtkabir'i ziyaret etmemiş olmasından kaynaklamyor. Musavi, neden Anıtkabir'i ziyaret etmediğini açıklarken, görüşlerinin Atatürk'e çok ters düştüğunü, bu durumda kendisinin yapacağı Anıtkabir ziyaretinin bir ikiyüzlülük olacağını söylüyor. Aslında, Musavi'nin Anıtkabir ziyaretini engelleyen faktörler bunun ötesindedir. Atatürk, bugünkü lran rejiminin sahip olduğu değerler sisteminin tam tersini simgeliyor. lranlılara bakılırsa, bu yönde Atatürk bir komşu ülkenin ulusal önderi olmasımn yanı sıra tran'ın bugünkü iç konjonktürunü yakından ilgilendircn bir kavramdır. Yani, gerçeğin bir yüzü nasıl lran Başbakammn Anıtkabir'i ziyaret etmemesini Türk devletine bir saygısızlık olarak gösteriyorsa, gerçeğin öbür yüzünde de bugünün lran iç politik konjonkturünde Türkiye'>le gden hiçbir Iranlı yetkilinin Amtkabir'i ziyaret etmesi halinde kolay kolay ayakta kalamayacağı olgusu yatıyor. özal hükümetine yakın çevreler ve Dışişleri bu yüzden, Türkiyelran ilişkilerine, derin ideolojik farklar üzerine değil, karşılıklı çıkarlar üzerine oturması gereken ilişkiler olarak bakıyorlar. Musavi'nin Amtkabir'i ziyaret etmemesi Türk yöneticilerin bu tavn onayladıklan anlamına gelmiyor. Curnhurbaşkanı Kenan Evren'in Musavi'yi kabulü normal bir nezaket ziyareti çerçevesini aşarak 1.5 saatlik bir taraflararası toplantı haline dönüştü. Bu toplantıda Evren uzun bir konuşma yaparak Atatürk'ün Türk tarihindeki rolünü anlattı ve bir anlamda İranhlar'ın Atatürk'ün Türkiye için anlamının kavranmasımn ikili ilişkilerın selameti açısından önemini hissettirmiş oldu. Bu yaklaşım hiç sonuç vermemiş midir? Görüşmelerden sızan haberlere göre, lran hükümeti bundan sonra lran Radyo ve Televizyonu'nda ve basın organlannda Atatürk hakkında ve Türkiye'yi incitecek tarzdaki yayınlar üzerinde denetim kurmakta daha gayretli olacağı işaretini ver<fi. Musavi'nin temaslannın en önemK iki sonucundan biri olarak Türkiye lran ilişkilerini sık sık karşılıklı tedirginliklere neden olmaktan çıkana bir çerçeveye oturtrnak ve bunun yöntemini saptamak konusunda mesafe alınması sayıbyor. İkili ilişkilerde karşılıklı tedirginlik unsurlanndan biri Türkiye'nin Kuzey Irak'taki operasyonlarıydı. lran tarafına Türkiye'nin kastının Tâhran'uı bu bölgedeki müttefıklerini zayıflatmak olmadığî ve lrak topraklannda gözü bulunmadığj, asıl amacın Türkiye'nin güvenliğini korumak olduğu bildirildi. Musavi ziyaretinden sonra Türkiyetran ilişkilerinin daha güvenilir bir rotada seyredeceğine ilişkin iyimserlik ortaya çıktı. tkinci ve görüşmelerin merkezi halkasını oluşturan konu Körfez'de ABD ile lran arasmdaki ortaya çıkan ve çıkabilecek gergınliğin aşağı çekilmesi konusunda Türkiye"ye düşen roldür. Son günlerde tran, Körfez'e ilişkin olarak bir muhtemel ABDSovyet ortak çıkışından kurtuldu. Haita sonunda Tahran'da bulunan Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi'nden almış olduğum Ekim79 dönemine ait çıkış belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. AYŞE BELGE Musavi'nin Ankara Sovyet Dışişleri Bakan Yardımcısı Yari Vorontsov, Musavi ile Ankaraya gelen tranh meslektaşı Ali Mubammed Beşareti'ye "Sovyetler'in dümanın hiçbir bolgesinde Amerikalılar'la ortak çıkarlan bulunmadıgını ve Amerikaklar'la paralel dış politikalar izlenmediğiııi" bildirdi. lran ayrıca Çin'den de "Körfez'deki sonınlann bölge ülkeleri tarafından çozülmesi gerektigı" konusunda kendi göruşüne uygun destek elde etti. Tahran, bu konuda AT ve Japonya'nın da ABD'den farklı tavrına güveniyor. Bu oluşum içinde Türkiye'den olumlu bir rol talep etmesi, Ankara'run uluslararası diplomasideki manevra yeteneğine ve ağırlığına kuşkusuz yarar sağlayacakür. lran Başbakanı'nın onuruna verilen yemekte yaptığı konuşmadaki şu sözleri hem İran'ın Körfez'deki gerginliğe bakış açısım hem çekingenliğini ifade ediyor hem de Türkiye'ye "dcek ahyor": "Sayın Başbakan, savaşa Oişkin son gelişnıeler hakkında, ne iyidir ki, zatıâliniz, süper güçlerin savaşa mudahele edip genişleme bahanelerine tamamen vakıfsınızdır. Biz, defalarca belirttigimiz gibi Fars Körfezi'nde serbest dolaşım güvenliginin sağlanmasını, gemilere saldınlmasını, aynı şekilde süper güçler ve diğer yabancı güçlerin dünjanın stratejik ve hassas bolgesinden uzak kalmasını istiyoruz.. Bir tek cümle ile: Fars Körfezi güvensizliğine son vermenin tek yolu; lrak rejimini ticari gemilere karşı saknrdara son vermeye zoriamaktır." Başbakan Turgut Özal'ın konuşmasında ise Türkiye'nin tarafsızlığına gölge duşürmeden bir rol yüklenebileceğine ilişkin yaklaşımı şöyle yer aldı: "Savaşın uzaması yalnızca iki ülkenin de zayıf düşmesinden fayda uman çorelerin işine yaramakla, hatta tehlikeli olabilecek dış mudahalelere zemin ha/ırlamakıadır.. Banş çabalannın sabırla sürdürülmesini ve savaşın en ktsa sürede durdurularak kalıcı ve şcrefli bir banşın tesisini temenni ederken. Türkiye'nin bu konuda her türtü yardıma bazır olduğunu da tekrar etmek istiyorum." İki ülke arasında esash rejim ve ideoloji farklanndan ötürü varolan mesafeyi, uluslararası ve bölgesel konjoktürün gerekli kıldığı karşılıklı siyasi ve ürtisadi çıkarların döşediği raylar lcısaltıyor. Musavi daha da öteye geçerek, Özal'ın konuşmasında hiç deginmediği bir hususa işaret ederek ilişkileri zorluyor: "lran ve Türkiye ilişkikri gecen yıllarda özellikje ekonomik alanda gözie gorulür bir gelişme kaydetmiş, bu dönemde iki ülke arasmdakiraübadelehacmi, İskam Inkılabından önceki döneme oranla onlarca kat artnuş, bunun yanı sıra üçlü ekonomik işbiriiği (ECO). daha önceki zoraki ve sömiirücü ilişkilerden uzak olarak yeni bir içerige kavuşmuştur... İran, Türkiye ve Pakistan samimi çaba sarfedeıierse, biz ECO'nun dünyada İslam Ortak Pazan'nın çekirdeğini oluşturacağma eminiz... İslam Ortak Pazan kurulmasının, İslam ülkelerinin yakınla^masında gerekli bir adım olduğuna inanıyonız."' Başbakan Turgut Özal, her ne kadar İslam Ortak Pazan'ndan hiç söz etmediyse de, "Türkİran ekonomik ilişkilerini baltalamak isleyen çevrelerin etküerinin bertaraf edilmesinin, iki ülke yöneticflerinin ferasetine bağU olduğunu" söyieyerek, siyasi ilişkiler kadar ekonomik ilişkilerın de her '• iki ülkeye uluslararası alanda kazandıracağı kozlan ima etti. Türkiye ile İran'ın ilişkilerinin (siyasi ve iktisadi) uluslararası yaşamdaki önemi ve sağlayacağı çıkarlar, Ankara ve Tahran açısından, AtatürkMevlâna parantezinin dışına taşıyor. tran Başbakanı Musavi'nin Türkiye ziyaretinin en çarpıcı göstergesi budur. Musavi: Amtkabir'e (Bastarâfı 1. Sayfada) Musavi, bir gazetecinin "Neden Amtkabir'i ziyaret etmediği" yolundaki sonısunu şöyle yamtladı: "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatttrk ile temeldeki göriişleruniz tamamen farklı, biz ondan çok ayn düşünüyonız. Bu görüş aynlıklan varken, Amtkabir'i zfjaret etseydik, münafık olurduk. İki >üziü davranmış olurduk." Başbakan Özal, Musavi'nin ziyaretini değerlendirirken, "Her iki ülkenin halkı Müstümandır. Rejimlerimizde farkhlıklar olabilir. Ama şunda mutabık kaldık ki, ber iki ülke de birbirlerinin icçlerine hiçbir biçimde müdahale etmeden yaşam biçimlerine saygı göstererek dostluğumuzu geliştirmede kararlı olduğumuz bu vesileyie ortaya çıkmıştır" dedı. Türkiye ile lran arasmdaki ticaret hacminin iki milyar dolara çıkarılacağı da gerek Özal, gerek Musavi tarafından bildirildi. tran Başbakanı Musavi'nin Ankara temaslarından çıkan en önemli sonuçlardan biri Türkİran doğal gaz hattının yeniden gündeme getirilmesi oldu. tki ülke ayrıca üçüncü ülkelerde ortak petrol arama konusunda işbiriiği yapmayı kararlaştırdılar. Musavi'nin gezisinin en önemli yönünü oluşturan siyasi konularda dikkate değer bir yakınlaşma sağlandı. Hudut boyunda ara sıra karşıhklı görüşmeler yapılması ve tarafların birbirlerine bilgi vermeleri konusunda da mutabakat sağlandı. Turgut Özal bu konuda şöyle konuştu: "Uzun bir hududa sahip olan iki ülkenin İçişleri Bakanlıgı yetkilileri görüşmeler sırasında hudut boyundaki meselelerle ilgili açık, samimi görüşmeler yapmışlar, diğer birçok meselede olduğu gibi herhangi bir probleme rastlamamışlardır... Sayın doslum ve kardeşim Musavi ile goriişmelerimizin çok samimi bir hava içinde birbirimize karşılıklı anlayış göstererek y apıidığıoa bakikaten yürekten inanıyonız. Aramızdaki ilişkilerde önümüzdeki aylarda ve yıllarda bu anlayış içinde çözümlenemeyecek hiçbir problem olmadığı kanaatindeyim. Bunlan da geliştirmek, ilerletmek istiyoruz." ÖzalMusavi görüşmelerinin uluslararası politika açısından en önemli kısnu olan Körfez'deki durum konusunda iki ülke başbakanlan açıklamalannda görüş belirtmemekle birlikte üst düzeyde bir Türk yetkili, "İranklann bu konodaki kaygılanm anladık. Bizden beklentilerinin farkındayız. Gerekeni yapmaya gayret edeceğiz" diye konuştu. Bu bilgiden Türkiye'nin büyük bir olasılıkla AT ülkeleriyle birlikte ABD nezdinde Körfez'deki bunalımı yatıştıncı girişimlerde bulunacağı anlaşılıyor. Isminin saklı tutulmasıru isteyen bir İraruı üst düzey yetkilisi ise Cunıhuriyet'e verdiği bilgide Körfez gerginliği konusunda Türkiye ile tam bir mutabakal içinde olduklannı belirtti. Sözkonusu yetkili Körfez'deki gerginiiğin son üç ayın eseri olduğunu, oysa savaşın 7 yıldır sürdüğünü söyieyerek, İran'ın Körfez gerginliği ve savaşı birbirinden ayırdığııu, Türkiye'nin de bu yaklaşunı paylaşüğını ifade etti. Bu sırada lran Başbakanı Musavi, Özal'a cevaben yaptığı açıklamada, Türkiye'nin rolüne değinmemekle birlikte Körfez'deki gerginlikten söz etti ve bu konuda, "ABÖ Başkanı Reagan'ınbu sabah (dün) yaptığı açıklamadan ABD'nin Körfez'deki politikasını sürdüreceğini anladık. İran bu konuda geri adım atmayacaktır. Eğer bizim gemilerimize saldınnazlarsa biz de saldında bulunmayız. Dotayısıyla ortaya çıkacak sonuçlardan ABD sorumİB Ankara'da heyetler arasında resmi olacakür" diyerek, Reagan'a göriigörüşmeler sürdürüldü. tran Petrol nürde sert ama dikkatle incelendiğinBakanı GulamRıza Agazade Devlet de esnek bir karşıhkta bulunmuş Bakanı Vehbi Dinçerler'le görüştü. oldu. Agazade Dinçerler görüşmesinde, niBilindiği gibi Reagan, ABD'nin san ayında iki ülke arasında imzalaKuveyt gemilerine askeri koruma nan karma ekonomik komisyon prosağlayacağmı ve buna temmuz ayıntokolünde öngörülen Türkiye'nin da başlanacağını söylemişü. tran'a 30 milyon dolarlık petrokimGörüşmdere katılan üst düzeydeki ya ürünü ihracatı konusu gözden gebir Türk yetkili, Türlciye açısından çirildi. Agazade'nin daha sonra Kien yararlı sonucun ikili ilişküerde elzun Oksay'la yaptığı görüşmede de de edildiğini Cumhuriyet'e belinti. lran'dan yapılan hampetrol ithalatı Bundan boyle lran tarafı Türkiye'ile hampetrol ve doğalgaz boru hatnin hassas olduğu konularda ve butı projeleri ele alındı. na ilişkin yayınlarda daha titiz olacağı konusunda bir irade ortaya Bu arada Türkiyetran Karma koydu. Ekonomik Komisyonu'nun (KEK) • Türktran ikili görüşmelerinin so eşbaşkanlan olan lran Ağır Sanayi nunda konuk Başbakan Musavi, Bakanı Behzad Nebavi ile Devlet BaTurgut Özal'ı lran'a davet etti. Bu kanı Mustafa Tınaz Titiz de bir aradavet üzerine Özal onaylar biçimde ya gelerek nisan ayında imzalanan başım sallayarak, "İnşallab" dedi. KEK protokolünün işleyişi hakkınİran Başbakanı ve beraberindeki da görüştüler. grup, dün sabah THY'nin bir uçağıyMusavi Konya'dan döndükten sonla Konya'ya geldi 3. Hava Ana Jet ra saat 13.30 dolaylarında Başbakan Üssü'nde Vali Kemal Kaütaş ve BeTurgut Özal ile bir kez daha öğle yelediye Başkaru Ahmet Öksöz tarafınmeginde buluştu. Başbakanhk konudan karşılanan tran Başbakanı, butundaki yemek Türkiyetran siyasi radan Mevlana türbesi ve müzesine görüşmeleri biçiminde dar kadrolu gitti. Musavi, ziyaren sırasında müheyetler halinde saat 15.15'e kadar ze hakkında ve sema ayinleri düzensürdü. Yemeğe Özal ve Musavi'nin lenmesi hakkında Konya Belediyesi dışmda Dışişleri Bakanhğı MüsteşaKültur Müdürü Ayhan Alp'ten bilgi n Nüzhet Kandemir ve lranlı meslekaldı. tran Başbakanı, müzeyi ziyaretaşı Meşateti ile Türkiye'nin Tahran ü sırasında gazetecÜere Konya'nın Büyükelçisi Votkan Vural ve tran'ın tran'da, tstanbul'dan sonra en çok taAnkara Büyükdçisi Manucer Mutnınan ikinci Türk kenti olduğunu Uki katıldılar. söyledi. Musavi, tran halkımn da Mevlana'yı çok yakından tanıdığını Ali Selvi serbest ve sevdiğini, ülkesinde Mevlana hakkında kitap yazılmadan geçen bir yıl Bu saatlerde tran'ın Türkiye'ye bir olmadığını belirtti. Konya Valisi ve iyi niyet jesti olarak algılanan bir geBelediye Başkaru, konuk Baş.bakana lişme meydana geldi. Dışişleri Bakanve be'raberindekilere armağanlar hğı Enformasyon Dairesi'nden yapıverdiler. lan açıklamada, Kuzey lrak'ta 29 Mart 1987 tarihinde kaçırılan Türk işçisi Ali Selvi'nin "tran makamlaTeknik arıza nnın da ilgi ve yardımlanyla bugün (dün) Lrmiye Başkonsolosluğu'muKonya muhabirimiz Sabit Horaza salimen teslim edildiğini memnusan'ın bildirdığine göre, Musavi'nin niyetle öğrenmiş bulunuyoruz" biçiiki saatlik Konya ziyaretinin tamammindeki açıklaması >a>ımlandı. Böylanmasından sonra tran Başbakanı lece Kürt grupları tarafından kaçırıve beraberindeküeri Ankara'ya götülan ve hakkında bilgi alınamayan recek uçak, saat 11.4O"ta 3. Ana Jet Türk vatandaşı Ali Selvi'nin serbest Filo Üssü'nden aynldı. Ancak uçakaldığı öğrenilmiş oldu. ğın hareketinden beş dakika sonra piYemeğin ardından saat 15.30'da lot kabinindeki gösterge tablosunda başlaması gereken genişletilmiş heuçağa hava giriş çıkışını sağlayan ve yetlerle yapılacak resmi görüşmeler kabin basmcını düzenleyen kapakçıksaat 18.3O*a ertelendi. Bu nedenle salardan birinin açık olduğu görüldü. at 17.30'da yapılması gereken MusaBunun üzerine, THY'nin DC9 tipi vi'nin Anadolu Uygarhklan Müzesi "Trakya" uçağı, havaalamna döndü. gezisi de programdan çıkarıldı. Yapılan incelemede, kapakçığm tehlikeli olmayacak derecede açık olduDün akşam üzeri yeniden bir arağu anlaşıldı. Kapakçığm kapatılma ya gelen Türktran heyetleri iki gün sından sonra uçak, havaalanından süren yoğun temaslarım tamamladıaynlarak Ankara'ya döndü. lar. Musavi bugün saat 10.00'da Suriye/ye gitmek üzere Ankara'dan ayMusavi, Konya'yı ziyaret ederken, nlacak. ILO'dan Türkiye'ye son (Baştarafi 1. Sayfada) lirdi. AT ve ILO'ya, zamanla her turlü kuralı kabul edeceğiz diyor. Olmaz. Şimdi kabul etmek zorunda. Nasıl ki, bir Türk futbol takımı, bir başka üikede maç yaparken bütün kurallara uymak zorunda ise, prensipleri kabul elmenin şimdi zamamdır. Batı Avrupa sendikalan olarak Türk hükümeti üzerindeki baskımızı ve ügitnizi sürdüreceğu" dedi. Engelbert'in ILO genel kurulunda hüküraet üyelerinin protestosuna yol açan konuşmasında Türk hükümetinin iddialarımn aksine, Türkiye'de sosyal ve siyasal hayatta demokratikleşme yolunda sendikal haklarda gerçek hiçbir gelişme bulunmadığı belirtildi. Engelbert, elde edilmiş bazı küçük haklar varsa bunlarm hükümetin tutum ve davranışları ile değil, meslektaşlarının sürdürdükleri mücadele sonunda elde edildiğini bildirdi ve şunları söyledi: 'Tarkiye'de demokrasi adına ne sağlanmışsa, bu, demokrvük güçlerin bedel ödeyerek yaptıklan tnücaddenin sonucudur. Türk bükümetinin olumlu katkısı söz konusu değildir. Türk hukumetinin sendikal özgürlükleri komilesine, iş yasalannın ILO normlanm ihlal eden hukumlerini kaldıracakları yolundaki sözleri, güvenilir değildir." Uluslararası Çalışma Örgütü 1LOnun 73. konferansının onur konuğu Portekiz Curnhurbaşkanı Mario Soares, dün genel kuruida beklenen konuşmasını yaptı. Soares, işsizlikle mücadelede başarıyı sadece işçiişveren, hükümetler arasmdaki sosyal diyaloğun değil, aynı zamanda ülkeler arası dayanışmanın ve ilgili uluslararası kuruluşlann etkin işbirliğinin sağlayabileceğini belirtti. Soares, "Bu mücadele uzun zaman alacaktır ve güç olacaktır. Ancak sefalet ve yoksulluktan başka hiçbir şey görmemiş olan milyonlarca insanın gdeceği de bu mucadelenin sürdünilmesine bağlıdır" dedi. (Bastarâfı 1. Sayfada) de o ülkelerin ulusal anıtlanm ziyaret ettiğini belirten Inönü, Türkiye de ise Amtkabir'e gitmeyip başka bir türbenin ziyaretine gittiğini kaydetti. tnönü Başbakanlığın kapısına siyah çelengi bıraktıktan sonra gazetecilere şunları söyledi: "Devletimizin resmen davei ettiği bir komşu ülkenin Başbakanı büyük Atalürk'e saygısızlık yapmıştır. Aynca onceden haber verilmiş olmasına rağmen bu saygısızlığın önlenemeyişi de üzöntü vericidir. Böyle dostluk olmaz. Böyle dış ilişkiler yüriitulemez. İran Başbakanı gittigi başka ülkelerde o ülkelerin antlanna gidiyor. Türkiye'de gilmiyor. Türkiye'de de Anıtkabir'e gitmediği gibi başka bir türbeyi ziyarete gidiyor. İnsan olarak kimsenin fikirierine kansmayız. Ama Türkiye Cumhuriyet i'ne ve onun kunıcusuna saygı göstermesini bilmelidirler. Bilmiyorlarsa öğretmek gerekirdi. İki ülke arasmdaki ilişkiler devam edecekse devlet politikalanna karşılıklı saygı gösterilmelidir. Kendi ülkülerimize, kendi yaşam amaçlanmıza kimsenin saygısızlık etmesini kabul edemeyiz. Saygı göstermeyenlere bu saygıyi ogretiriz. Öğrenmeyeni de buraya almayız. Bunu Sayın Başbakanın da bilmesini isterim." SHP Genel Başkanı Inönü dün partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada da, Musavi olayını "inanılmaz bir olay" olarak niteledi. Inönü, Musavi'nin Esenboğa Havaalanı'nda karşılanışı sırasında yasaya aykın gösteri yapanlara bir şey yapılmamasına karşın, tran Büyükelçiliği'ne siyah çelenk koyan kadınlann polis tarafından yakalanmasını eleştirdi. Inönü, "Türkiye Cumhuriyeli1 nde yasalar böyle uygulanırsa. Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinden şüpheye düşeriz. Böyle davranışları kabul etmiyonız" diye konuştu. Konuşmaşı milletvekilleri tarafından sık sık alkışlarla kesilen İnönü, Anıtkabir'i ziyaret etmeyen lran Başbakam'mn tavnm eleştirirken, şunları söyledi: "Sayın misafir, Türkiye'de başka istediği yerlere gidiyor. Büyük Türk düşünürn Mevlana'nın türbesini ziyaret ediyor. Demek ki, bir kabre gitmek mezhebine aykın değil. Bugün bir gazetede Macaristan'da bir kabre çiçek koyarken resmini gördüm. Saygı durusunda bulunmuş. Demek ki, kendi görnşü Anıtkabir'de ziyaıctte bulunmaya engel değil. O hal"de maksadı Alalürk'e saygı göstermediğini, Aıatark'ün fikirierine inanmadığım açıkça göstermektir. Başka hiçbir açıklaması yok ve bunu Dışişleri Bakanlığımız kabul ediyor. bunu hükümelimiz kabul ediyor, bunu Sayın Cumhıırboşkanınuz kabul ediyor. Türkiye taribinde böyle bir olay yaşanmamışlır." Inönü'den burada siyah çdenk koymak yakışmaz. Aslında bunu başk» biri koysaydı, ona bir şey diyemeyebilirdik. Ama, bu hareketi biraz ana muhalefet liderine doğru görmedik. Yann iktidar olma ümidi yok demektir." Evren uyardı Cumhurbaşkam Kenan Evren de MUsavi'yi uyardı. Türkiye'ye geldiği günün öğleden sonrasında tran Başbakanı Musavi Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkam Evren tarafından uyarıldı. Başbakan özal'tn katümadığı, ancak bazı bakanlann hanr bulunduklan toplantıda, sağlanan bilgüere göre Cumhurbaşkam Kenan Evren, tran Başbakanı Musavi'nin önüne bir dosya koydu. Dosyada, son birkaç yıl içinde Türkiye ve Atatürk aleyhinde tran basınında ve radyosunda yeralan yayınlar belgeler halinde yer aldı. Hangi tarihte lran'da yayımlanan, hangi gazetenin ya da lran radyo ve televizyonunda hangi tarihte Atatürk ve Türkiye aleyhine ne gibi yayımlar yapıldığına ilişkin dosya konusunda Cumhurbaşkam Kenan Evren, Musavi'ye dönerek, "Buniar hakkında ne diişünüyorsunuz?" sorusunu yöneltti. Sorunun hemen ardından Cumhurbaşkam Evren, devamla, "Türkiye ve Atatürk aleyhine İran tarafından yayınlar bizleri sizin tahminlerinizin ölesinde rahatsu eımekıedir. Benim şahsımla ilgili yayınlar yarjıyorsunuz. ancak bu o kadar önemli değil. Ama özeiUkle Atatürk'le ilgili aleyhte yayınlara bizim pek fazla tahammülümüz yok" dediği öğrenildi.Evren'in bu sözleri karşısında tran Başbakanı'nın Evren'in sözlerini doğrulayarak, "Evet haklısınız, bu bir anlamda bir başka ülkenin içişlerine kanşmak oluyor, bundan sonra dikkat ederiz" biçiminde karşılık verdi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Biilent Akarcab, Musavi'nin davranışlarının uluslararası kurallara uymadığını belirterek, "Onlann hassas olduğu konular kadar, bizim de hassas olduğumuz konular var" dedi. DYP Meclis Grup Başkan Vekili Ahmet Sarp, lran Başbakanı gelmeden önce hanrlanan protokolün hükümetimiz tarafından kabul edildiğine işaret ederek, "Musavi'nin Anıtkabir'i ziyareti uygun bir davranıs olurdu" dedi. öte yandan RP Genel Başkanı Ahmet Tekdal da lran Başbakanı Musavi'nin Amtkabir'i ziyaret etmemesinin yanltş olduğunu ancak kendi fikirlerimizi yabancılara empoze etmenin de mümkün olamayacağım söyledi. Tekdal dün tznrir'de Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken, "Mos«vi'yi deştirmek yanlış. Biz sevdiğimiz şeyleri zorla empoze ettiremeyiz. Zorla da olsa, güzdlik olmaz" şeklinde konuştu. DSP Meclis Grup Başkan Vekili Sururi Baykal, Anıtkabir'i ziyaret konusunda hükümetin gereken hassasiyeti göstermediğini belirtti • sekokul kuruluşunu öngören onergelerden bir bölümü hükümeti temsil eden Milli Eğitım Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğln'nun da itirazlanna yol açtı. Bir bölümü ise desteklendi. Ancak komisyon Uyesi ANAP'lı milletvekilleri zaman zamah hükümet görüşünü dikkate almayarak Zonguldak, Eskişehir, Erzincan, Adıyaman, tstanbul, Denizli, Aydın, Afyon, Konya, Niğde, Çorum, Erzurum ve Malatya illerinde fakülte kurubnasım kabul ettiler. Bakan Emiroğlu'nu en çok, Aydın'da iki fakültenin birden, Konya'da ise bir fakültenin kuruluşunun kabul edilmesi kızdırdı. Emiroğlu, ANAP'lı milletvekilleri kabul için el kaldırdıkça, "Kabul edin, hepsini kabol edin" diye laf attı. Bu arada Gaziantep Üniversitesi'nin adının "Kabraman Gazi" üniversitesi olarak değiştirilmesini öngören Kahramanmaraş Milletvekili Turan Beyaal ve arkadaşlanrun önergesi de, "daha sonra duşunülmek üzere" reddedildli. Eğridir'de bulunan yüksekokul da Akdeniz Üniversitesi'ne bağlanırken, Marmara Üniversitesi'ne bağlı bankacılık ve sigortacılık ile Avrupa Topluluğu enstitüsü kurulacak. Denizli de, bir adet up fakültesiyle "en şansh fllerden" birisi oldu. ANAP Bingöl Milletvekili Hakkı Artukaslan'ın Bingöl'de veterinerlik fakültesi kurulması önerisi ise uzlaşmaya gidilerek çözümlendi. Verilen 5 dakikahk aradan sonra yeni bir önerge veren Artukaslan, Bingöl'de hayvan sağlığı yuksekokuluna raa oldu ve Bakan Emiroğlu'na teşekkür etti. Zam paketi [Baştarafı 1. Sayfada) ki kısıntının yetmediği yerlerde kamu kesiraine ek gelir fiyat ayarlamalan ile sağlanacak. Teknisyenler petrol ürünleri, elektrik, kömür, ulaştırma ve haberleşme hizmetlerine ilişkin zamlardan oluşan bir paket hazırladüar. Hükümete yakın bir kaynak, DPT ve Hazine tarafından ortaklaşa hazırlanan pakette önerilen zarnlann faturasıru "200 milyar liranın biraz üstündc" diye bildirdi. Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, zirvede ele alınan konular üzerinde çalışmalarını sürdüren ekonomik birim temsilcilerini geçen hafta sonundan bu yana teker teker kabul ediyor. Ekonomı teknisyenlerinde uyanan izlenim, "siyasi otorite"nin zamlar konusunda fazla istekli olmadığı yolunda. Nitekim geçen haftaki zirve toplantısından sonra Erdem ile temas eden bir ekonomik birim temsilcisi şunlan söyledi: "Örneğin petrol üriınlerine zam olmayabilir. Çünkü hükümet bu tür bir zamnun piyasalarda yol açabileceği zinciıieme fiyat ayarlamalanndan endişe ediyor. Maliyeti içindeki petrol ürünleri payi yüzde 1 olan mallarda bile en az yuzde 10 zam yapılacak. Spekülatif bir ortam doğacak." Aynı yetkili, Akaryakıt tstikrar Fonu'nda "limif'e gelindiğini, fonun yakın bir tarihte eksiye geçeceğini belirterek, petrol ürünleri zamrru yönündeki önerilerinin gerekçesini şöyle aktardı: "Son 1.5 yıldır fiyatlara zam yapdmayınca, petrol urunleri talebi çok yüksddi. Öyle ki, lrak ve Libya'dan müteahhitlerin alacakları için itbal edilen program dışı petrol bile iç talep için kuilamlmaya başlandı. Hesabımıza göre, petrol ürünleri tükeu'mi 1987'de geçen yua göre yüzde 20 oranında artacak. Halbuki biz program dışı ithalad, ihracal amacıyla yapıyoruz. Eğer iç talep kısılamazsa, hem ödemeler dengesinde olumsuz gelişmeler yaşanacak hem de sübvanse ettiğimiz ürünlerin satışı fazlalaştığından kamu açığı büyüyecek." Soru önergesi Bu arada SHP Denizli Milletvekili Halil İbrahim Şahin de Başbakan Turgut Özal'ın yanıtlaması için TBMM'ye verdiği bir soru önergesiyle lran Başkanı Musavi'nin ziyaretini gündeme getirdi. Şahin, soru önergesinde, "Hüseyin Musavi'nin Atatürk ilke ve devrimlerine, ulıtsal değer yargılanmızı tahrip elmesine neden göz yumuyorsunuz" dedi. Başbakan Turgut Özal, SHP Genel Başkanı Erdal Inönü'nün, İran Başbakanı Mir Hüseyin Musavi'nin Anıtkabir'i ziyaret etmeyişini protesto etmek amacıyla, Başbakanlık kapısına siyah çelenk koymasının ana muhalefet liderine yakışmayacağını bildirdi. Özal, a.a. muhabirinin konuya ilişkin sorusu üzerine şunları söyledi: "Bir ana muhaiefeı liderine, gdip ÖZEL İDEAL OKULLARI'NDAN DUYURU Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhğı özel öğretim Kunımlan Daire Başkanlığının 8.5.1987 tarih ve 500PlanBütçe11808 nolu yazısı gereğince 19871988 öğretim yılında okulumuzda uygulanacak Eğitim Ücretleri aşağıda belirtilmiştir: 672.000. TL. Yılhk llkokul 1. smıf . 2 . sınıf 473.200. TL. Yıllık tlkokul tlkokul 3 . sınıf 343.980. TL Yıllık 4 ve 5. smıf 290.864. TL. Yıllık tlkokul Ana Okulu 67.200. TL. Ayhk Bu ücretlere % 12 KDV dahildir. özel tdeal Okulları Anatlk Yıldızçiçeği Sk. No: 9 EtilertST. Tel: 163 40 5 6 165 70 07 Albay Nail Gönenli Sk. No: 3/5 EtilertST. Td: 163 69 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle