18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 6 MA YIS 1987 Babasıyla tartıştı intihar etti KONYA (a.a.) Konya'nın Cumra ilçesine bağİı Üçhüyük köyünde Aşir Ali Atıcı adlı bir genç, tanmsal mücadele ilacı içerek kendini öldürdü. a.a. rauhabirinin edindiği bilgiye göre, Aşir Ali Atıa'nın babasıyia yaptığı tartışma sonucu bunalıma düştüğü ve bu yüzden intihar ettiği bildirildi. Öte yandan UBA'run haberine göre Isparta'run Pirmehmet mahallesinde Mahmut Kabsal adında bir genç av tüfegiyle intihar etti. Uzun süreden beri sıkıntı içinde olduğu bilinen 23 yaşındaki Mahmut Kabsal, eyinde kimsenin olmadığı bir anda hayatına kıydı. Danimarka'da önceki gün düzenlenen II. Dünya Savaşı 'nda ölenleri anma gününe, Danimarka Kraliçesi Beatrix ve Prenses Klaus da katıldı. Ve bu töreni izleyenter için olaym en ilginç yanı Kraliçe ile Prens V yakmdan görmekti. Kraliyet ailesinin törene gelişini izleyenler arasında, bu anı görüntülemek isteyen çok yaşh bir hanım AP fotoğraf ajansıntn objektifine yakalandı. Yaştı kadının iyi bir görüntü için gösterdiği çaba görülmeye değerdi. Yaşh kadının merakı Dekandan öğrenciye 'İnek Bayramı' izni ANKARA (ANKA) Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin geleneksel mezuniyet şenliği "İnek Bayramı" bes yıl aradan sonra yeniden kutlanmaya başlanacak. Fakülte Dekant Prof. Dr. Necdet Serin, öğrencilerin "inek Bayramı"nın yeniden yapılması konusunda dekanlığa yaptıklan başvuruyu olumlu karşıladığını ve şenlik çalışmalarında öğrenciler) destekleyeceklerini söyledi. POLİTİKA VE ÖTESİ MKHMFn KEMAL Sokağın Adı Oldu... Beşiktaş'ta bir yanı Meddah ismet, öte yanı Şair Veysi Sokağı... Yokuşunbaşında... EskiCamgözSokağı... Camgözdiyepalamutun biraz irisine mi, ya da küçüğüne mi diyorlar? Şimdi bu Camgöz adı silindi, yerine Behçet Necatigil Sokağı denildi. Behçet'in vaktiyle oturduğu bu sokağa bu adın konması için Oktay Akbalda, Hasan Pulurdaçokyazdılar. Benim deyazdığım oldu. Neden benim yazdığımı anımsamıyoriar? Beşiktaş'ta bir sokağa Meddah İsmet adı konduğunu öğrenince Behçet Necatigil, "Erkekçocuğumyok, benim deadım birgün birsokağakonurmu?"diyesorarmış. Hatta birazdaadının konmasmıözlermiş. Sonundaözlemi yerine geldi. Hilmi Yavuz, has öğrencisi "Neden şair Behçet Necatigil değil de sadece Behçet Necatigil?" diye soruyor. "Fazla karıştırma buncağızı da yeter." Öyle değil mi? Kaçaydır belediye meclisinden Behçet Necatigil adı geciriiemedi. Uzadıkça uzadı. Belediye Başkanı sokağın adını gösteren plakayı duvara çakarken, "Mitlişairimiz Behçet Necatigil,.. "diyordu. Elbette ulusal birsairde, dahaerken... Bizde şairier biraz yaşlandıktan sonra milli olurtar... Plaka duvara çakılırken ne Oktay Akba) vardı, ne Hasan Pulur... "Çağnlmadılar mı törene?" "Çağırmaya gerek yok kigazeteleryazdı.okuduklarındaçıkar ge/irterdi." Ben de çağnlmadım, gazetede okuduktan sonra geldim. SabihŞendildeöylegelmişti, Hilmi Yavuzda...Sokakşenlenmişti. Temizlenmiş, çıkık dökük yerleri asfaltlanmış, bordor taşları yer yer kireçle aklanmış... Sokakta otu ranlar pencerelere çıkmışlar, durmadan gelene gidene bakıyorlar. Yeni duyanlar.' 'Birşair varmış burada, sonra ölmüş.. " diye özetliyorlar.. Bir şair, evet Behçet Necatigil birşairdi. Bir şair gibi yaşadı, birşairgibiöldü. NeharTüblek, "Çocuktum, şairolduğunubilmezdim. Şairlehn fotoğrafları da basılmazdı. Hanımı okulda hocamdı. Ikisini biriikte gördüğüm için bizim sokakta oturutiarsanırdım, değilmiş." Celal Şahin de burdaotururmuş, SabahattinKudretde.. Daha kimler yok ki? Vedat Günyol, Çelik Gülersoy, Aydın Aybay, Avukat Erdal Egemen, birkaçprofesör, birkaçhekim... Daha vardırelbette. Cahit SıtkıdaMülkiye'de öğrenci iken Yıldız'da, mahallede bir kahve var, İlhami'nin dedesinin kahvesi, oraya gelir yorgunluk kahvesi içermiş.. Betki burda birkaç dize de karaiardı, karalamıştırda... Beşiktaşşairleryönündenbolluk içinde, birçok şairibağrında banndırmtş... BaştaNedimgelmiyormu? Sonra Veysi, Sabahattin Kudret, Behçet Necatigil, şairLeyla Hanım, ŞairLeyla Hanım Sokağı'na Demircilerde den iyor. İştebu sokağın başında.ZervatçılarSokağı'nda Rüştü Onuryeşilliksatarmış.. Marul, tazesoğan, sarmısak, kırmızıturpgibi... Kimseşairolduğunubilmezmiş. Savaş yıllan, kimsenin şairie mairie uğraşacak durumu yok! Ama şair bir dızesinde köşede yeşillik sattığını kendi söyler. Behçet Necatigil I9i6doğumlu... 1979 yılında öldüğünde 63 yaşındaimiş...Şimdiyedeğinyaşasaymış7i'indeolacakmış... Olümle dalga geçen bir dizesi geliyor aklıma:''Dünöğlenbirdostu gömdük/Akşam eğlentideydik." Gene öiümü yansıtan bir şiiri de şöyledir: Niçin ölümden bahsediyorsun Bu sevda nereden esti? Şairier yazmadan önce Kimse ölümü sevmezdi. Şen onlara bakma Geldin gidiyorsun Birşiiridaha, ölümü iyiceanlatan: "Adısoyadı/Açıhrparantez /Ooğduğuyıl, çizgi, öldüğüyıl, bitti/Kapanırparantez/O şimdi kitaplarda birisim, birsoyadı/Birparantez içinde doğum ölüm yıllan. " Şiir vurgunu, edebiyat adamı derler ya, Behçet öyleydi Nerdeşiir, edebiyatvarsa.yaşabaşabakmadanoradagörünürdü. İçkiyi az içmesine rağmen şairlerin gittiği meyhanelerde görünürdü. Hocaiıkmış, ciddiolmak varmış, aldırmaz, hepgelirdi. Birzamanlar Sırkeci Gan'ria dadanmıştık. Şairlerin geldiğini bıldiğinden işten çıkışlarımda bakardım, Behçet Hoca bir köşeye çekilmiş kâğıt okurdu. Belki de kâğıt okumayı bu saatlere sıkıştınrdı. Şiirmi, onu kendinesaklardı. Aç ayının marifeti ÇATAK (a.a.) Koyun ağılına kapı ve pencereden giremeyen bir ayı, bacadan aşağı inmeyi başararak koyunlan parçaladı. Çatak ilçesi Mersigan mezrasında, koyunların bulunduğu ağılagirmek isteyen, ancak kapı ve pencerelerin sıkıca kapalı olması yüzünden bunu başaramayan ayı, 15 basamaklı 3.5 metre yüksekliğindeki merdiveni kullandı. Havalandırma bacasından ahıra girerek 40 koyun u parçaJayan aç ayı, daha sonra kapıyı kırarak açtı. ABD gezisini tamamlayarak bakanj Yasuhiro Nakasone' Tokyo"ya hareket etmeden önce Hawaü'ye uğradı. ABD Başkanı Ronald Reagan ile karşılıklı ticaret konularında kıyasıya bir pazarlığa girişen Vakasone, HawaiVde şerefine verilen birpartiye katüarak yorgunluklarmı altı. Kaidığı Maul Prince Oteli 'nde geleneksel giysiler içindeki dansçılarla birtikte şarkılar söyleyen Nakasone, boynundaki çiçeklerle ada halkından biri gibi rahat ve neşeliydi. ülkesine dönen Japonya B^. HABERLERİN DEVAMI Tabii, butün ANAP milletvekilleÇankaya bugün, yüzde 60'tan vazgeçtiğini söyieyecek olursa özal'm, rinin gelecek hafta Mecliste hazır buDün, A NA P grubunda atışılmifin DYPyiyanına almasmı engelleyecek lunmasını istiyordu. "Elinden geledıştnda bir toplann, atışılmışın dışınfazla bir unsur ortada kalmayabilir. niyapacaktı", amagülümseyerek irda görüşmeteryapıldı. Ama bir nok Katılım üzerinde yumuşak görüntü delediği gibi 267 oyun sağlanmamaıp öylesine pekişti ki ne pekişme. veren özal, kuşku yok, bu yeni açı sı olasılığı taze yüreğinde bahar çiTürkiye Cumhuriyeti'nin iç ve dış lışa pazartesi günü Cumhurbaşkam çeklerinin açmasma neden oluyordu. (Baştarafı I. Sayfada) lüm soruntannı biryana bırakmanm ile yaptığı son görUşmeden sonra kayolunda kamuoyu oluşuyordu. Bu belirtiler sorunların dün daha Türkiye artık 1930'da değildi ve lek nedeninin anayasa konusu oldu rar vermiş olabilir. ğunu Başbakan özal da vurguladı. açmaza sürüklendiği gibi bir kanının Anlaşılan ÇankayaBaşbakan 21'inci yüzyıla yaklaşıyorduk. doğmasma yol açabilir. Oysa, görüANAP'ın, ötekipartı gruplannın Ancak artık sorulması zama yaptığı toplantılardan sonra, sağırlarlık yönetim ikilisi, olayı ttrmandınp nen köye gidebilmek için aramlan kıdaha büyük bunalımlara yol açmaknıdır: diyaloğuna dönüşen siyasal yaşamı tansa, katıhmda esnek görünerek lavuz, "kaalun oranı"adını taşıyor. 1987 yılı ramazanımn kana bu nhaılatmak, duğümü çözmek, artık muhale/et partileri orasındu kurulan Çankaya, katılımda önemli ölçüde 1 ktnması ne demektir? Türkiye Çankaya'mn eiinde. Bugün muhale "tepheyi" bölmeyi yeğledi. Katıltmın yumuşarya da kaldınrsa, DYP halk nin bütün üniversitelerinde cami fet parti liderleriyle Cumhurbaşka asağılara çekilmesini DYP onaylar oylamasmt hemen kabul edebilir, seçve mescit yapımı kampanyası nı Evren'in yapacağı görüşmelerde, sa, SHP ve DSP'nin üzerinde durdu men yaşına, milletvekili sayısına karşı çıkmayabilir, 175. maddede daha bütün gençliğe ve yurttaşlara sonınlarya aydınlığa çıkarak bir uz ğu 175. maddenin akıbeti de bir ölesnek davranabilirdi. Hatta, daha zorla namaz kıldırılması ve oruç lasma yolu açılacak ya da her fey eski çüde olabilir ; ya 175 'den tümüyle tas eski hamam deyimine uygun sü vazgeçiiirya da özal'm dediğine ben sonraki değişiktikler için özal'm getutturulması amacıyla mı yürütirdiği 240 oy koşulunun daha aşağı rüp gidecek. zer bir biçim alabilir. tulmektedir? Büyük Millet Mecçekilmesini önerebüir. Bugünkti görüşmelerde Cumhurlisi'ne de bu hedefe ulaşmak için Başbakan Ozal, dün 175. maddeCumhurbaşkam'nın davranışını başkanı öne sürdüğü yüzde 60 katımi cami yaptırılacaktır? Cumnu lım koşulundan vazgeçerse, daha den vazgeçebıleceklerini dokunduru gözeten Özal, 175. maddenin değişiriyet rejiminin üniversitelerinde doğrusu katılımı yüzde 60'ın çok al yordu. Yeter ki yasaklar şu ya da bu mini geriye bırakabitir. Yasaklar, seçoruç tutmayan öğrenciler ölüme tına çekerse yasaklann kalkmasında biçimde halk oytamasma sunulsun, men yaşı, milletvekili sayısıyla sınırlı giden yollarda tehdit ahında mı ötiemli bir adım atılabilir. SHP ve dün de soylediği gibi kıskırtma bir değişik/iğe yeşil ışık yakabilir. dırlar? Ortaçağ engizisyon siya DSP, bu konuda çekimserliğisürdü lardan esinlenen ASAP ve Bulent önceki gün başlayan, dün süren Ecevit'i devreye sokmayı ıslemeyen olaylara bu yoldan bakılı*sa bunalıseti, cumhuriyet Türkiyesi'nde rüyor, özal'm önerüerine tümüyte Müslümanhk kılığmda mı hort karşı çıkıyorlar, ancak DYP'de bir SHP örgütlerinin birtikte çabalarıy mı» çözümünün katılım oranmda değişim gözleniyor. la halk oylamasında olumsuz sonuç vanlacak "mutabakat"tan geçtiğini luyor? gösteren bir sonuç çıkıyor. Kurulduğu günden bu yana ana çıksın. Bir beklentisi buydu. Laik cumhuriyetin Başbakam politikasım yasaklann kalkması koÖzal'm dunkv sözlerine bakılırsa, özal, bir başka kaygısınt dolaylı özal, bu sorulara yanıt vermek şuluna olurtan DYP'nin, yüzde 60 yoldan dile getiriyordu. Anayasada Cumhurbaşkam'nın yüzde 60 katılızorundadır. katılım koşulu ortadan kalkarsa, 175. değişecek maddelerin her birinin ayn mıru tumuyle kaidırmayı kabul etmeVan'daki olayı azımsamak maddeye, hele öteki değisikliklere ayrı oylanıç oylanmayacağım sipek olası değil. Belki yüzdesim aşaolanaksızdır; böyle bir yaklaşım karşı çıkmayacağı gibi önemli biryö sanki bilmiyormus gibi grupta ğıya çekmeyi uygun bulabilir. Tabii kasıt olduğu kuşkusunu uyandı nelim ortaya çıktı. Buna karşın özal açıktan, herkesin içinde ANAP'h Ko katılım oranımn tumuyle kalkmasırır. Ülkenin her yanından gelen dün, katılım oranını düşürmeye ha misyon Başkanı'nasoruyordu. Böy m isteyen DYP ve öıekiler ne vazihaberler, laik cumhuriyetin kö Zir görUnüyordu, yüzde 30 üzerinde lece 267 oyu bulamayocağmı sergile yet alırlar. O da'olaytn yeni yönü. Özal, topu Çankaya'ya 'atlığmı küne kibrit suyu ekmek için dev duruyon "yüzde 20'nin aJtına inme yen bir izlenim veriyor, anayasa delet yapısında yuvalanmış bir si yi asla kabul etmeyeceğini" söy/üyorğisik/iğinin tümü geçerse 175. mod gösteriyor. du. Ne çare, özal'm buyumuşak tu deyle geçici 4. maddeyi kaldıran Partiler, Çankaya'mn tutumunu yasetin varlığmı kanıtlamaktadır. tumu, önemli bir koşulla sımrlanı maddenin ret edilebileceğini söylüyor öğrenmeyi bekliyor. Atatürk, Anadolu'da üniversi yordu. Yüzde 60 barajını getiren hele seçmen yaşını indiren, mifletveOlumlu olumsuz her gelişmenin te açdmasım isterdi; ama üniver Çankaya'ydı, öyleyseoranıdüşürmek kili sayısını artıran hükümler Mecsonımlutuğu Çankaya'mn sırtında. sitelerimiz, ramazanda oruç tut için Cumhurbaşkam'nın "nzasuu" listen geçmezse "keyfine diyecek" Gunlerin beklentisi bugün sonuç mayan yurttaşlann üzerinde bas almak gerekiyordu. otamayacağtnı belirtiyordu. veriyor. Artık Çankaya konusuyor. kı kurmak siyaseünin güdümünde mi açılıyorlar? ARDENDAKI OLAYLARBV CUMEYT ARCAYÛREK yazıyor GOZLEM UĞUR MÜMCU (Baştarafı 1. Sayfada) yıp olduğu, demirbaş defterlerine kayrtlı olan birçok eşyanın bulunamadığı, haritalann demirbaş defterlerine kayıtiarının yapılmadığı saptanmıştır. 1981 yılı sayımında Enstitü'ye kayrtlı olup da bulunamayan kitap sayısı 766'dır... Yine aynı sayım sonuçlarına göre 214 kitabın kaydı tutulmamıştır. 96 derginin de kaydına rastlanmamıştır... Soruluyor ki, İnkılap Tarihi Enstitüsü "yol geçen ham" gibidir. Ne giren kitabın kaydı tutulmuştur ne de çıkan kitabın! Enstitü'de kayıtları tutulan gazete ve dergilerin de bazı sayılan eksiktir Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü'nde müze demirbaş listesinde kayrtlı olup da sayımda bulunamayan eşya sayısı 275'tir. 8u "kayıp eşya" arasında mühürler, koltuk, bayrak, baston, yağlıboyB tablo, yazı masası, sigara kutusu, kılıç, kayış, para, madalyalar, nişan ve komposto takımı da bulunmaktadır. Behiç Erkin koleksiyonundaki haritalar demirbaş defterine biie kavdedilmemiştir. Aynı koleksiyondaki dergilerin de kaydı tutulmamıştır... llginçtir, sayım strasında İnkılap Tarihi Enstitüsü deposunun anahtarının kimde olduğu bile saptanamamış, bu yüzden depo kapısı kınlarak açılmıştır. Ankara Üniversitesi İnkılap Tarihi Enstitüsü kimlerin elindedir? Bulunmayan kıtaplardan ve tutulmayan kayıtlardan kimler sorumludur? 1985 yılında yapılan ikinci sayımda saptanan ekşikler nelerdir? Bugün İnkılap Tarihi Enstitüsü, Alatürkçülük ve Kurtuluş Savaşı konularında bir tek akademik çalışması olmayan [Türklslam Sentezcisi" öğretim üyelerinin yönetimindedir. Üniversitelerde inkılap tarihi dersi veren 298 kişinin 231'inin herhangi bir akademik unvanı bile yoktur. Sayın Cumhurbaşkanımız acaba konuya el koyup, yansi2 kişiler aracılığı ile İnkılap Tarihi Enstitüsü'nde yeni bir sayım yaptırır mı? Uç katiı bir apartman kapıcısı bile kömürlüğünü daha özenle korur Ayıptır ayıp! inkılap Tarihi Enstitüsü'nde Atatürk'e saygı bu mudur? Böyle mi korunuycr belgefer? Madalyalar, nişanlar ve bayraklar?.. Belgeler ve kitaplar, madalyalar, nişanlar böyle korunuyorsa, siz artık düşünün Atatürk ilkelerinin nasıl korunduğunu? Bu enstitüce nasıl öğretilip benimsetildiğini? GERÇEK • * • Ortadoğulda bekleyîş Asgari ticret (Baştarafı I. Sayfada) ri Ücret Tespit Komisyonu'nun normal suresinden 5 ay kadar önce olmak iizere 25 Mayıs 1987 tarihinde toplantıya çağrılmasına karar vermiştir. Komisyonun sönıtie çalışmalannı tamamlayarak, yeni asgari ücretin kısa siirrde yüriiıiüğe girmesini saglayacagına inanıyorum." Asgari ücret bugün sanayi kesimi için brüt 41 bin 400, tarım kesimi için ise brüt 34 bin 200 lira olarak uygulanıyor. ABD. (Baştarafı 1. Sayfada) açıkladı. ABD Büyukelçiliği'nce dün yapılan açıklamada, "Cuınnurbaskaıu Ssyıo Kenan Evren'io ABD ziyarctini bu asamada yapamayaeak olmasını üzunıüyle karsılıyoruz, Bunun1* biriikte Sayın Cumhuroaşkanı'ıun ziyaretini daha ileri bir taribte yspacagını umit ediyoruz" denildi. Dısişleri cevrelerinden alınan bilgilere göre, Cumhurbaskanı Evren1 in ABD ziyaretini ne zaman yapacağı konusunun açıklik (cazanması için Başlcan Reagan'ın Ankara'ya gönderecefi yanıt bekkniyor. Halırlanacağı gibi, Cumhurbaşkanj Evren önceki akşam ABD Buyukelçisi Robert StraazsHnpe'yi Çankaya Köşkü'ne çağırarak, iç policik gelişrneler nedeniyle ziyaretini ağustos ayında yapmak istediğini bildirmişti. Ziyaretin ağustos ayında yapılabilmesi için Beyaz Saray'm Evren'in bu önerisine olunınu bildirmesi ve bir tarih vermesi gerekiyor. Evren'in gezisini ertelemesi aynca Başbakan Turgut ÖzaTla bu konudaki görüj ayrılığını da ortaya çıkardı. Wasfungton rauhabinmiz Tanju Akeısoo'un haberine göre Beyaz Saray, Cumhurbaşkanı Evren'in ABD gezisini ertelemesi iie iigili olarak resmi bir açıklama yapmadı. Beyaz Saray yetkilileri, Evren'in ziyaretini ertelemesini içeren raesajın almdığını, ancak daha önce zaten mayıs ayı için kesin bir resmi tarih saptanmamış olduğunu, Washington'da Evren'in ziyareti ile iigili resmi bir açıklama yapılmamış olduğunu öne sürerek bu konuda bir görüş belirtmenin gerekiiz olduğunu vurguladılar. Beyaz Saay yetkilileri, Turkiyc'den kendilerile iletilen ziyaretin agustos ayı içinle yapılması önerisini de incelemeT aldıklannı, Reagan'ın çalışma tak'îmine göre bu konuda saptayacakan yeni tarihi içerrn yanıtı önumüzleki iki ay içinde Ankara'ya öndereceklerini belirttiler. (Baştarafı I. Sayfada) kanı İzak Rabin Ürdün Kralı Hiiseyfa ile görüştüler. Aynı söylentilerde taraflann Ortadoğu sorununa ilişkin "L luslararası Konfenns" üzerinde mutabakata vardıkları ileri sürülüyor. Bir başka ve eşdeğerde önemli söylenti ise, Kral Hüseyin'in Kuzey Ürdun'de Suriye Deviet Başkanı Hafız Esad ile Irak Devlet Ba$kam Saddam Hiiseyin'i S yıllık bir aradan sonra ilk kez görüştürdü. Bu söylentiyi yayanlar Israil kaynaklan. Ancak ABD yetkililerinin ve Suriye'nin VVashington Büyukelçiliği'nde görevli Buşra Kanafani'nin tepkileri, bu sürpriz görüjmeyi doğrular nitefikte. ABD Dışişlerı Sözcüsü Charies Redman, "Şu anda size söyleyebileceğim hicWrşeyyok"derken, Kanafani, "Bu konuda bir >orum \apamam. Konu şu anda tartışılabilecek bir konu değildir" diye konusuyor. Bu ifade tarzından HafızSaddam görüşmesinin gerçekttn yapılmış olmasını kuvvctlendirdiğine hükmetmek mümkün. SOVVET HAMLELERt Bu noktada Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'm geçen hafta Moskova'da bulunduğu sıralarda Sovyet Dışişleri Bakan Yardımcısı Petrovski'nin Irak'ı ziyaret etmekte olduğunu haıırlatmakta yarar var. Hatta Petrovski, Basra'ya da giderek Iran'a Sovyetler'in Irak'ı destekleme kararlılığına ilişkin bir mesaj da verdi. Dolayısjyla, eğer gerçekleşmi{se Hafız Eiad Saddam Hüse>in görüşmesinin başansı Ürdün Kralı Huseyin kadar Sovyetler Birligi'neaittir. Zaten Sovyetier. FKÖ'de ulusal birliğin teknik mimariığını da yaparak Ortadoğu satrancmda cok degerli bir kareye yerleşmişti. A>ııı Sovyetler Birliği, Gorbacov'un önderliğinde içerde Glasnost aülımımn ve Avrupa'da kısa ve orta menzilli nükleer silahlann kaldırılması önerisinin yanı sıra Ortadogu'da da faal bir diplomasiyi bajarıyla surükluyor. Şöyle ki: 1. FKÖ'den kopan ve Suriye y<3rüngesinde bulunan Fiiistinli fraksiyonlan Şam'dan ayınp Füistinlilerarası birliğin kurulmasına yardırna oldu. 2. FKÖ i!e Suriye arasında bir yakmlaşmayı özendiriyor. 3. Suriye ile Irak arasında bir yakınlaşma için gayret sarfediyor. 4. Bir yandan da İsrail'e heyeıler göndererek Roma'da Sosyalist Entemasyonal toplanlısında İsrail Dışişleri Bakanı ve Işçi Partisi lideri Şimon Peres ile görüşerek Moskova Tel Aviv kanahnı da açık tutuyor. Bütun bunlardan hedeflenen, Sovyetler Birliği'nin "Uluslarsrası Konferans" platformuna ağırlıklı bir guç olarak oturması, hiç dejilse Ortadogu'da ABD ölçüsünde etkin bir güç olarak beiirmesidir. Bütün bu diplomatik manevralann bir yan ürünü, ister istemez Iran'ın yalnız bırakılması sonucunu içeriyor. Araplaraıaii birlik ortamının yeniden oluşrnası, Iran'ın kişiliğinde bölge rejimlerini tehdil eden radikal lslamcı tehlikeyi de bloke edebilir. Bu noktada tsrail ile birçok Arap rejiminin ve Sovyetler Birliği'nin çıkarlan da kesisiyor. Tüm işaretler böylece "uluslaranuı koaferaos" fıkrinin giderek olgunlastıgıru göstermekle biriikte, Ortadofu'daki çok taraflı oyunun daha küçük boydaki aktörleri "olııstararası koafemnsı" ünkânsız hale getirecek bır çizgi izliyorlar. Başia İsrail ve Ürdün. Yine eski yemek pişirilmeye çalışılıyor. Yani FKÖ'nün devre dışı kalacağı bir çözüm. Bu durumda Filistinlilerin temsjlinı Ürdün üstlenraek istiyor. İsrail Dışişleri Bakaru Peres'in banş için "»ltın fırsal" olarak nitelediği Ürdün Başbakam Zaid Rifai'nin "ulusl»r»ras koBferans"a katılması için yaptığı önerilerin FKÖ tarafından kabulü mumkun değildir. Ürdün'ün FKÖ'ye yönelttiği öneriler şöyle: 1. Uluslararası Konferans BM Guvenlik Konseyi'nin 242 ve 338 sayılı kararları temelinde toplanmalıdır. 2. îsrail 1967'de işgal ettiği toprakları geri vererek karsılığında banşa ve varhğınm tanınmasına razı olmalıdır. 3. FKÖ, Uluslararası Ban } Konferansı'na bir Ürdün heyeü içinde katılmalıdır. FKÖ bu önerileri artık kabul edemez, çünkü Cezayir'de toplanan Ulusal Mecüs'in aldığı kararlarda 242 çok kesin bir dille reddedildi. Aynca Filistin halkımn kendi kaderini ta;nn hakkı çok belirgin biçimde "başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması" olarak vurgulandı. Cezayir toplantısı kararlannın murekkebi daha kurumadan FKÖ'den bu kadar esneklik beklenemez. Kaldı ki Filistinlilerin bölünrnesi tam da bu yukandaki noktalar üzerinde bir konsansüs ile giderilmiş ve FKÖ'nun çok muhlaç olduğu uiusal birlik sağlanabilmişti. ARAFAT'IN MANEVRASI Buna karşıbk FKÖ lideri Yaser Arafat dün Kuveyt'te verdiği bir demeçte ani bir çıkış yaparak, Tsrail hükümetinin sandalyesiz bakanı Ezer Heizman'm kendisiyie bir konfederasyon kurulması konusunda görüşebileceği önerisine karşılık olarak "Heizman ja da bernangi bir İsrail yönetkisiyle hatta Şamir'le ya da Peres'le bile bir konfederasyon yerine çift uluslu bir devlet üzerinde konuşabilirim" dedi. Arafat, Filistin toprakları üzerinde bir Yahudi devleti (İsrail), bir de bağımsız Filistin devleti kurulması fikri çerçevesinde düşmanlanyla (Şamir ve Peres) aynı masaya oturabileceğini ilk kez ilan etti. Arafat'm bu çıkışı gerek Peres, gerekse Şamir taranndan "FKÖ'nun »en> rist olduğu ve FKO ile asla göruşmeyecekleri" gerekçesiyle geri çevrildi. Zaten Arafat'm çıkışı da FKÖ'yü devre dışı bırakmayı hesaplayan Ürdün İsrail flörtüne bir karşı alternatif sunmak ve bir diplomatik manevra alanı kazanmak için yap.lmıştı. Bu arada FKÖ'nün radikal bir tutuma yönelmekle biriikte, Mısır'la kapılan açık lutmak istediği anlaşılıyor. Arafat, Kuveyt'te, Mısır'la Cezayir toplantısı sonrasj çıkan anlas mazlığı "önemsiz" olarak nitelerken, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüşeyin ve "diger Arap tiderierinin" FKÖMjsır uzJasmasını sağlama gayreti içinde olduklarını açıkladı. Sovyetler Birliği, Libya ve Cezayir'in ise FKÖ ile Suriye ilişkilerini düzeitmek için uğraştıklanm da sözlerine ekledi. Tüm bu tablo neyi ifade ediyor? 1. Sovyetler Birliği'nin aktif biçimde bölge politikasma dahil olmasından, yeni mevziler dde etmesinden ve; 2. FKÖ'nün Cezayir toplanlısında ulusal birliği yeniden kurmasından sonra Ortadoğu'da "kartlar" bir kez daha karışmıştır. Şu anda bölgedeki butün güçkr mevzi kaybetmeden yeni mihverler arayişı içindedir. Karmaşa bu aıayıştan kaynaklanıyor. Yeni mihverler henuz kurulmadı. Ortadoğu, önümüzdeki bir ay zarfmda her türiü gelişmeye ve oluşuma açık, baş döndürücü bir diplomatik geçiş aşamasını yaşıyor. Polis altı zanlının peşinde (Baştarafı 1. Sayfada) latan 70 dolayında oğrenci. eylemlerine son verdi. AGIR YARALI ÖGRENCİ KOM4DAN ÇIKTI Saldında ağır yaralanan Eğitim Yuksek Okulu öğrencisi Mehmel Kaya'nın koıııadan çıktığını belırten hastane yetkilileri, Enver Kaya, Celal Yazıcı ve Sühejla Ceylan'ın tedavilerinin sürdürüldüğunu söyiediler. Abdülhamit Çiftçi, Şemseltio Ç'elik ve Esferi AsJan adlı öğrenciler de dün taburcu edildiler. Bu arada Van'da üniversite rektörluğü. öğrenci yurtlarının bulunduğu kızerkek öğrencilerin beraber gezdikleri için Vanlılarm "Oallas" adını verdikleri İskele Caddesi'nde bulunan ve saldırı olaymın gerçekleştirildiği Mini Cafe dun ramazan ayı boyunca kapatıldı. Cafenin kapatılmasma öğrenciler tepki gösterdiler. Üniversiıe çevresinde güvenlik güçlerinin aldığı önlemler sürdürülüyor. Van Valisi Öjdemir Hanoglu, gsUşmelerle iigili olarak "Ola> bitraiştir. Olan olmuştur. biç olmazsa bundan sonra öğrenci zarar görraesİB, veli üzülmesiri" dedi. Vali Hanoğlu, konuya ilişkin özetie şunları söyledi: "Olayla iigili kişiler başlangıçta 10 kişiydi. ifadelerden sonra lS'e çıktı. 12'sini yakaladık, 6'sı aranıyor. Ortada bir örgüt olduguna inanmıyonım. Olayın evveliyab bir oğrencinin dimlen Ramazan diye sigarssını almaya kalkmışlar, o da oruç lutanlardan birini dövmiiş, daha sonra bir grup oğrenci de çoğunlukla oruç tutmajanlann bulunduğu kafeye baskın yapmak isternişler. Oğreociler olurnu eylemi falan yapmadılar. Sadece hadisenin olduğu akşam öğrenciler yurda ginnek istemenuşler. Rekıör >e emniyet raüdüni gidip kendileriyle konuşmuş ve daiıa sonra yurtlara girmişler. Ertesi gün de derslere girmek isiemediier. Ben cemsilcileriyle bir hayli görüştum. Öğrenciler bilinçli, zarara uğramak isıemiyorlar ve badise çıkarmak islcmiyorlar. Çok anİayLşIı davrandılar, biz de oyle davrandık. lemsilcileri diğer öğrencilen dagıftılar. Boykot, gözaltı yok. Rektöhın verdiği bilgiye göre, yemeklerde kanşık oturmaya başladılar. Olan olmuştur. Hiç olmazsa bundaa sonra öğrenci zarar görmesin, veli üzülmesin." REKTÖR: HAYATLAR1 SÖNDÜ Van 100. Yı! Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Bayşu, gerek saldırgan oğrencilerin, gerekse saldırı sonrasırıda eylem yaparak gözaitına alınan öğrencilerin "haysularının söndiiğiinü" söyledi. Rektör Bayşu, bundan sonra olabilecekler konusunda, "Biz üniversite olarak olaya adı kansanlar hakkında soruşlurma açtık. Şimdi her şey normal. Durama hâkimiz, tetikteyiz" dedi Arkadaşımu Asiye Uysal'ın sorularını Rektör Bayşu şöyle yanılladı: Üniversitenizde, bir ögrencinin ölümüyle sonuçlanan olaylan nasıl degeriendiriyorsunuz? RAYŞU Olaylardan son derece üzgünüz. Bu, gerçekte üniversitemizin dışında meydana gelen bir olay, ama öğrenciler bizim öğrencilerimizdir. Savcılık olaya e! koydu. Soruşturmanın selameti açısından şimdi bir şey söylemek doğru değil. Giden gitti. Şimdi her sey normal. Duruma hâkimiz. Saldıran öğrenciler bizim Eğitim Yüksek Okulu'ndandı. Biz de üniversite olarak olaya adı kanşanlar hakkında soruşturma açtık. Kimi öğrencileriniz, bazı ögrelim iıye ve gorolilerinin ve bazı öğrencilerin diger öğrenciler üzerinde dini baskı yaptıklanru iddia ediyorlar. Bu konuda ne diyorsuouz? BAYŞU Bize bu konuda herhangi bir müracaat olmuş değil. Böyle hocalar vardır, yoktur diyemem. öğrenciler isimlerle müracaat etsinler, üzerine gideriz. Bize intikal edip de üzerine git/nediğimiz bir konu yok. Bundan bir »y kadar önce, bilginiz dışında olduğunu belirttiğiniz makam arabasıyla fakulte binasına imam getirip cuma damazı kıldırma u>gulamasının devam ettiği bildiriliyor. Doğru mu? BAYŞU Eskiden varmış. O işe son verildi. Benim bilgim dahilinde değildi. Veterinerlik Fakultesi Dekanı yeni atanmıştı. O iş bitti. SHPDEN HEYTT SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar'ın baskanlığmdaki heyet bugün Van'a giderek olayla Ugili incelemelerde bulunacak. Hakkâri Milletvekili S»i» En»/ ile Cune>( Canver'in de bulunduğu heyet Van'da öğrenciler, universite yöneticileri ve öteki yetkililerle görüşmeler yaptıktan sonra konuyla iigili bir rapor hazırlayacak. ÇALIŞANLARIN SORULAR1/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL Kıdem taznünatı ve gelir vergisi 1977 yılında bir iiçe bdediyesiode işçi olarak ise başladım. Çalışraakta iken de askeriik borçlanmasııu yaptım ve boncumun tiimtinii SsK'yr yatırdım. Emekli oldugumda bana 3 milyon 413 bin lira kıdem tazminatı hesaplandı. Bana göre bu hesap dognı. Ancak belediye mubasebecisi ile yaptığım görusmede bana tahakkuk eılirilen bu kıdem tazminatından beili oranda gelir vergisi keseceğini belirtti. Kısaca ögrenmek isledigim konulan şöyle sıraJayayım: 1 Kıdem laz.ninalına ilişkin koşullan değiştiren v»sa kaç sayılı idi ve ne zaman yayımlandı? 2 Temmuz 1985'te kıdem tazminatı lavanı ne kadardı ve ne oranda gelir vergisi kesili>ordu? 3 Ocak 1986°da kıdem tazminatı lavanı ne idi ve ne oranda gelir vergisi kesiliyordu? 4 Temmuz 1986 da tavaoı ile kesüen vergi oranı ne kadardı? 5 Ocak 1987den sonra bu lavan ne oldu ve bu tavandan hangi oranda gelir vergisi trsiliyor? İ.B. Ml'CLA YANIT: 1 Kıdem tazminatı tavanına sınır getirilmesine ilişkin uygulama aşamalı olarak yapılmıştır. Birinci ajarnada 23.10.1980 günlü Resmi Gazete'de j>ayımlanan 2320 sayılı yasanın 12.9.1980'de yürürluğe giren 1. maddesi ile "kıdem tazrninatının yıllık miktarı, 1475 sayılı İş Kanunu'na göre tespit edilmiş bulunan asgari Ucretin 30 günlükJtiSnnın 1,5 katından fazla olamaz." hükmü getirilmiştir. Ikind aşama 11.12.1982 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 2762 sayılı yasa ile yapılmış ve bu yasa ile de "kıdem tazminatlannın yıllık miktarı, Devlet Memurlan Kanununa tabi en yüksek devlet memuruna 5434 sayılı Emekii Sandığı hükümlerine göre bir hizmet yıh için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez." koşulu getirilmiştir. Ancak yasanın ek geçici maddesi ile kıdem tazminatı tavanı ile emeklilik ikrameyesi tavanı" eşitleninceye kadar, beher >ılı için ödenecek kıdem tazminatj tavanı 2.500 göstergenin bütçe kanunlan ile beürlenen memur ayhk katsayısı ile çarpılması suretiyle bulunacak tutar ile (75.000) yetmişbeşbin lira arasındaki farkın dörtte birinin (75.000) yetmişbeşbin liraya eklenmesi suretiyle tespi: edilmesi" de öngörülmüştür. 1 Ocak 1984'ten sonra ise emeklilik ikramiyesi tavanı ek geçici madde ile beürlenen kıdem tazminatı tavanını asması sonucu bu madde de yürürlükten kalkmıştır. Kısaca, 1 Temmuz 1984'ten sonra kıdem tazminatı tavanı ile emekli ikramiyesi tavanı eşitlenmiştir. 2320 sayılı yasa ile 12.9.1980'den geçerli olarak Gelir Vergisi Yasası: nın kıdem tazminatlannın vergiye tabi tutannı da belirlei'en 193 sayılı Gelir Vergisi Yasası'nın 25. maddesi de değiştirilmiş ve 1475 sayılı f ş Yasası ile 854 sayılı Deniz İş Yasası'na "göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlannın tamamı" gelir vergisinden bağışık tutulmuştur. Böylece 12.9.1980'den bu yana kıdem tazminatlannda belirlenen tavan aşılamadığı gibi gelir vergisi de kesilememektedir. 2,3,4,5 Kıdem tazminatı tavanı ile iigili uygulama: Dönemin kıdem Dönenier tazminatı tavanı (TL.) 1.7.198431.12.1984 82.820 1.1.198530. 6.1985 140.300 1.7.198531.12.1985 149.450 1.1.198630. 6.1986 201.600 1.7.198631.12.1986 223.200 1.1.1987 310.200 Soru Akbulut (Baştarafı I. Sayfada) diye niteledi. fnönü, hükümeti kayıtsız kalmakla suçladı. İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, gazetecilerin sorulanm yanıilarken olayın faillerinin yakalanarak gözaltına alındıklarını ve "polisin ihmalinin söz konusu olmadığım" kaydetti. "Polis anında jetişerek getckeni yapmıstır" diyen Akbulut, yeni önlemler abnıp alınmayacagı konusundaki bir soruya da "Buradan direktif vermek yanlışlır. Olavlann seyri dikkate alınır" karşılığını verdi. Oruç tutmak konusunda kişisel göriişune ilişkin bir soruya da Akbulut, "Oruç tutup tntmamak insanla Allah arasındaki bir meseledir. İnanan tutar, mazereti olan tulmayabilir" yanıtıru verdi. Müslümanrjkıa zorlama olmadığını söyleyen Akbulut, olayın üziicü olduğunu ifade etti. Akbulut, van oiayını 12 Eylül öncesinde meydana gelen olaylarla ayru nitelıkte görmediğini ve "yaygın bir hal alacafını zannetmediğini" dile getirdi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler de olaya ilişkin bir soru üzerine, "Bd olayı (asvip etmemiz mümkiin değildir. Fevkalade üzücii bir hadisedir. Müslumaıılıkta zorlama yoktur" dedi. tNÖNÜ: "YENİ BtR İRIİCA OLAYI" SHP Genel Başkanı Erdal İnönü de oruç lutmadığı için bir ögrencinin öldürülmesini "yeni bir irtica olayı" olarak niteledi. Inönü, olaydan başlıca sorumlunun hükümet olduğunu bildirdi SHP Genel Başkanı dün partisinin TBMM grubunda Van olajiyla iigili görüşlerini açıkiarken, Başbakan'ın bu gelişme karşısında her zamanki kayıtsızlığını göstermesi durumunda burıdan sonra çıkacak olaylar karşısında seçime kadar bile dayanamayacağıru söyledi. Enfarktüs (Baştarafı 14. Sayfada) mış hasıalartnın büyük bir bölümu sorunJannın ana nedeninin stres olduğunu öne sürüyorlar. Hastalara göre işyerinde astlar ya da üstıcrie meydana gelen çatışmalar, evlilik içi çatışmalar, umulmadık kişisel başarılar strese dolayısıyla enfarktüse neden oluyordu. Erkek hastaiar cinsel sorunlardan daha fazla etkileniyorlardı. Özellikle bir akademisyenle evlenen ya da birden fazla kadınla iliskisi olan erkekler enfarktüslere karşı daha duyarh oluyorlardı. Bu arada gerçekten çok yoksul olan ve yasamı boyunca fiziksel güç gerektiren ağır işlerde çaIışan insanların enfarktüse hemen hiç yakalanmadikJan ortaya çıktı. Batı ülkelerinde yapılan uzun süreli gözlemier de bu saptamayı doğrular nitelıkte. Ancak doktorlar, buradan yola çıkarak her gün düzenli spor yapmanın enfarktüse karşı bağışıklık kazanılacağı anlamına gelmediğini belirtiyorlar. PKKköy taştarafı l. Sayfada) îçmisti. Karşı eylem olarak yaIdığı sandan saldında Biııali önültaş evde bulunmadığı için ırtuiurken, damadı Dursun :ktaş ve eşi Selvi Demirtaş salnnın kurbanları oldular. AJNILAR 1. BÖLÜM Cemal Madanoğlu 550 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad. 3941 Cağaloğluİstanbul YAŞAYIP GÖRMEK Oktay Akbal 550 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 ~C<ı&aloelutst<ır,hul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle