18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
:UMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ABD \e Sovyetler Birliği'nin orta menzilli nükleer kuvvetlerinin durumu aşağıda belirtildiği gibi özetlenebilir. • ABD'nin Avrupa'da 268 adet karada üslü Cruise fuzesi ve Pershing 2 fuzesi bulunmaktadır. (Bu füzeler yalnız bir adet harp başlığı taşımaktadır.) Sayılannın 572'ye çıkarılması için konuşlandırma devam etmektedir. Sovyetler Birliği'nin 270 adet SS20 fuzesinde 810 harp başlığı, SS4'lerinde ise 112 harp başlığı bulunmaktadır. • Sovyetler Birliği'nin ayrıca Asya'da konuşlandırdığı SS20' lerinde 513 harp başhğı vardır. • Sovyetler'in Avrupa'da 100200 arası SS22 ve SS23 kısa menzil füzesi ve 200 civann. da daha kısa menzilli az miktarda kısa menzil " L a n c e " füzesi vardır. • Reykjavik'te bir anlaşma sağlanabilseydi: • 1) 5 yıl sonunda Avrupa'da Sovyet ve Amerikan orta menzil Scud füzesi bulunmaktadır. Birleşik Devletler'in nükleer füzeleri ortadan kaldırılacak (SS20, SS4 ve Cruise, Pershing 2 füzeleri). • 2) Sovyetler'in Asya'da 100 harp başlığı, ABD'nin Amerika'da 100 harp başlığı bulunabilecek. (SS20 ve Cruise füzeleri). • 3) Kısa menzil silahların adetleri dondurularak, Scud gibi daha kısa menzilli nukleer fuzelerin durumlan ayrıca müzakere edilecekti. • Reykjavik zirvesinden^sonra "nükleer silahlar ve Tızay silahlan" ile ilgili görüşmelere Cenevre'de tekrar başlandı. Ve bu toplantılarda orta menzil silahların sınırlandırılmasını içeren ayn bir antlaşma taslağı üzerinde çalışmalar yoğunlaştınldı. AYRI BİR ANTLAŞMA... • Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Gorbaçov, 1 Mart 1987 günü orta menzilli füzeler için ayrı bir antlaşma yapılması önerisinde bulundu. ABD Başkanı Reagan ve birçok Batı ülkesinin lideri bu öneriye olumlu yanıt verdiler. Öncelikle Gorbaçov'un böyle bir öneri yapmasının büyuk onemi bulunmaktadır. Çünkü yukarıdaki maddelerde de açıklandığı gibi, "silahsızlanma ve silahların denetiminde" orta menzilli füzelerde indirim yapılması, sıfırlandırılması konularında Başkan Reagan ve NATO tarafından birçok kez öneri yapümıştır. HattaNATO, Sovyetler Birliği'nin yanıtmı beklemeden, bu füzelerin harp başlıklarında 2400 adet indirimi öngören bir kararı kabul ederek, uygulamaya geçmiştir. Bu kez önerinin Sovyet lideri tarafmdan yapılması, bu konudaki anlaşma olasılıklannı arttırmaktadır. • Zirve toplantılarında; uzay savunma sistemleri hakkında bir anlaşmaya ulaşılmamasının, orta menzilli nükleer fuzelerle olan ilgisi, stratejik füzelere nazaran çok kısıtlıdır. Kanaatimce orta menzilli füzelerin konvansiyonel kuvveüerle ilgisi çok daha fazladır. Bu nedenle bazı Batı ülkeleri böyle sınırlı bir antlaşma yerine konvansiyonel kuvvetlerde de indirimi öngo.ren daha şumullu bir silahsızlanma antlaşmasına taraftar olabilirler. Her ne sekilde olursa olsun nükleer silah belasının böyle bir antlaşma ile kısmen de olsa azaltılması, bütün insanhğın, ülkelerin yarannadır. • Orta menzilli fuzeler için ayrı bir antlaşma yapılması ile ilgili hazırlıkların da oldukça ileri bir düzeyde olduğu söylenebilir. Reykjavik zirvesinde iki lider bu konularda göruş birliğine varmışlar, uzmanlar orta menzilli füzelerde silahsızlanma sınırlannı tespit etmişlerdir. Cenevre'deki ikili görüşmeler zirve toplantısından beri devam etmektedir. Antlaşma zirvede mutabakata vanlan esaslara göre sonuçlandırılabilir. BÖYLE BtR ANTLAŞMANIN TÜRKİYE BAKIMINDAN ÖNEMİ • Türkiye, nükleer, biyolojik ve kimyasal silahların bütün insanlığa dehşet ve korku veren etkilerini daima göz önünde bulundurarak, mümkün oldukça bu süahlara sahip olmamayı istemekte, öbür devletlerin ve üyesi bulunduğu NATO'nun bu silahlardan bir an önce kurtuunasına yardımcı olmaya çalışmaktadır. • Türkiye, orta menzilli nükleer kuvvetlerle ilgili ayn bir anlaşma yapılmasını kuvvetle desteklemektedir. Çünkü Türkiye bu antlaşma ile 5 bin km. menzile sahip SS20 füzelerinin tesir sahasından kurtuknuş olacaktır. • Türkiye, yapılacak antlaşmada yer alması muhtemel Sovyetler Birliği'nin 100 harp baslıklı SS20 füzelerinin Asya'da konuşlandınlmasında, bu füzelerin Turkiye'yi menzil bakımından kapsamayacak şekilde yerleştirilmesini arzu eder. • Türkiye'nin savunma gücünün konvansiyonel kuvvetlerden oluşması nedeniyle, böyle bir antlaşma Türkiye'nin NATO'daki önemini daha da arttıracaktır. Bu önem de Türkiye'ye yeni politik ve ekonomik olanaklar sağlayabilecektir. • Orta Menzîllî Nükleer Füzeler tçin... Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Gorbaçov, 1 Mart 1987 günü orta menzilli füzeler için ayn bir antlaşma yapılması önerisinde bulundu. ABD Başkanı Reagan ve birçok Batı ülkesinin lideri bu öneriye olumlu yanıt verdiler. Öncelikle Gorbaçov'un böyle bir öneri yapmasının büyük önemi bulunmaktadır. PENCERE b MA YIS 1987 Sıcak Bir Kitap... İnsan, zehir zemberek çelişkilerin dünyasında yaşar, sarp kayalıktan menevişli bir çiçek fışkırır, korkunç bataklıkta nilüferier salınır, gübrelikte kıpkırmızı bir gül boy atar, zindanda şair yetişir... Yılan zehırinden ilaç üretilmiyor mu? Anadolu'da idik, evin bahçesindeki bodur ağacın dalına küçük bir şişe asmışlar. Şişedeki sıvı yağın içinde bal rengine dönüşmüş bir akrep yatıyor. Merakla sorduğumu anımsıyorum: Bu ne? Panzehir, akrep sokmasına iyi gelir. Kimi zaman zulümden sevecenlik türer; inanmazsamz Erdal Atabek'in "İnsan Sıcağı" adlı kitabını okuyun. Okuyunca kelepçenin, zincirin, horlanmanın, aşağılanmanın, utancın ve korkunun mayasında, insan sevgisinin çoğaldığmı anlayacaksımz; zulmün, uygun ve uygunsuz adımlarla volta attığı hap;sane avtulannda sevgi, dostluk sevecenlik soluk alıyor. insanın ilmi simyasıdır bu, kişi demirden altın yapamaz; ama acıdan bal üretir. • Erdal Atabek'in "İnsan Sıcağı" adlı kitabı "Çağdaş Yay/n/an"ndan çıktı. Okudukça içimden gelen hınzır bir duygu sözcüklere dönüşüyor, dilimin ucuna takılıyor: Ne iyi etmişler de Erdal'ı 12 Eylül'de içeri atmışlar, bu kitap ortaya çıkmış... Atalarımız "her işte bir hayır var" demişler ya inanasım geliyor. Gerçekte bu özdeyiş, evrensel diyalektik kuralın halk sezgisiyle vurgulanmasıdır. Tabipler Odası Başkanı Doktor Erdal Atabek'in fikir suçundan cezaevine girmesi ülkemiz adına utanç; ama "İnsan Sıcağt"ru okuyunca anlıyorsunuz ki bu utanç, bir kazanç sağtıyor. Doktor Atabek, içerde 38 ay yattı; dile kolay tam üç yıl ve iki ay... "Bu süre kimilerine göre çok uzundur, kimine göre pofc ktsa." Erdal Atabek'e de "kimi zaman çok uzun gelmiştir, kimi zaman çok kısa. Hapisanede yasananlar süreyle ölçülmez. Öyle bir an yaşarsınız ki yüzlerce yıl hapiste kalmıs gibi olursunuz öyle bir an yaşarsınız ki, hapisane sizin için yok olur gider. Bunu insanın kendisi bile tam bilemez." •k "İnsan Sıcağı"n6a tutukluların nastl zincire vurulduğunu atv latıyor Erdal Atabek: "Crtada bir zincir var. İrice baklalı halkalardan oluşmuş bir zincir. Buna "sevk zindri" deniyor. Bu zincir üzerindeki yuvarlak halkalara, karşılıklı iki kişinin birer eline geçirilmis kelepçe bağlamyor. Soldakinin sağ bileği, sağdakinin sol bileği. Kelepçeler tel zincirden. Zincir kelepçe, bileği sıkıca kavrıyor. Sonra ortadaki halkaya bağiamyor. Kilitleniyor. Sıkılığı kontrol ediliyor. Sıkı, iyi. Sevk zincirinin bir tanafında on iki kişi var, öbür taraftnda da on iki kişi." Erdal Atabek, sevk zincirinin bir ucuna kelepçeleniyor: "Kendimizi Zenda mahkumlanna, kölelere falan benzetiyorum. Birzincirin iki ucunda, birer ellerınden kelepçelenmiş iki diz'ı insan yürüyor. Arabaya geliyoruz. Atıştığımtz görünüm. Silahiı erler iki tarafa dizilmiş. Çmreye sıralanmışlar. Arabaya biniyoruz. Kapalı cezaevi arabası." •k YILMAZ USLUER Emekli Amiral • ABD ve NATO'nun nükleer kuvvetleri, stratejik ve stratejik olmayan nükleer kuvvetler olarak iki ana bölümde toplanmaktadır. Stratejik olmayan nukleer kuvvetler başka deyimleri ile, "Harekât Alanı Nükleer Kuvvetleri" veya "Taktik Nükleer Kuvvetler" olarak aşağıdaki alt bölümlere aynlır: 1. Ortadan Daha Uzun Menzüli Nükleer Kuvvetler (LRINF). ' Menzili genel olarak 10005000 km'dir. ABD'nin Pershing 2 (1800 km) ve Cruise füzeleri ' (2500 km) ile Sovyetler Birliği'nin SS20 (5000 km) ve SS4 (1800 km) füzeleri bu kategoriye dahildir. 2. Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler (INF) Menzili 1501000 ' km olan füzelerdir. ABD'nin Pershing la (740 km). ve Sovyetler Birliği'nin kısa menzil olarak adlandırdıklan SS22 (900 km), SS23 (500 km) ve Scud (300 km) füzeleri bu kateguriye dahil edilebilir. 3. Kısa Menzilli Nükleer Kuvvetler (SNF). Menzili 150 km'den az olan fuze ve roketlerdir. ABD'nin Lance (120 km) füzesi ve Hones John (37 km) serbest rokeü bu kategoriye girmektedir. 4. Nükleer Kabiliyetli Topçu ve Savaş Uçakları. ORTA MENZİLLİ NÜKLEER KUVVETLERLE İLGİLİ GELİŞMELER • Sovyetler Birliği 1976 yılından itibaren 5000 km menzilli SS20 füzelerini her yıl adetlerini arttırarak Avrupa'da konuşlandırmaya başladı. 1979 yılında SS20'lerin adedi 200'e, harp başlığı adedi ise 600'e ulaştı (Bir SS0 fuzesi 3 harp başlığı taşımaktadır). Bu durum NATO'da endişelere neden oldu ve Orta Menzilli Nükleer Füzelerde büyüyen dengesizlik nedeniyle NATO Konseyi arahk 1970'te toplandı ve: • 1. NATO'nun mevcut Orta Menzil Nükleer Kuvvetlerini (Pershing la) daha uzun menzilli nükleer kuvvetleri ile modernize etmek ve buna paralel olarak • 2. Orta menzilli silah sayısında indirim yapmak üzere Sovyetler'le görüşmeler yapmak opsiyonlarını kapsayan " i k i yönlü" kararı aldj. • Ancak bu karann uygulamasına hemen geçilmedi, ayrıca dört yıllık bir süre konularak 108 adet Pershing 2 ve 464 adet Cruise füzesinin yerleştirilmesine Aralık 1983'ten sonra başlanacağı bildirildi. Bu süre içinde müzakere yollan Sovyetler'e açık bırakıldı. • SALT II Antlaşması'nın işlemeyişi ve Avrupa'da orta menzilli nükleer füzelerin oluşturduğu sorun karşısında, Başkan Reagan 18Kasım 1981'de Avrupa'daki Orta Menzilli Nükleer Ku\vetlerle ilgili olarak, Sovyetler Birliği'ne "sıfır opsiyonu"nu onerdi ve Sovyetler'in SS20, SS4 ve SS5 orta menzil füzelerini kaldırmasına karşılık, Pershing2 ve Cruise füzelerinin Avrupa'da konuşlandırılmasından vazgeçeceğini belirtti. CENEVRE VE REYKJAVİK ZtRVE TOPLANTILARI • 1985 Cenevre ve 1986 Reykjavik zirve toplantılannda, orta menzilli nükleer kuvvetlerin azaltılması / ortadan kaldırüması ile ilgili bazı esaslarda gorüş birliğine ulaşıldı. Ancak ABD'nin "Stratejik Savunma Girişimi" (SDI) konusunda anlaşma sağlanamadığından zirvelerden olumlu sonuç almamadı. •Reykjavik zirve toplantısı başladığı zaman (11 Ekim 1986) EVET/HAYIR OKTM AKBAL OKURLARDAN Eğitim sorunu ve öğretmenliğin değeri Art arda sıralanan sınav maratonlan ile eğitim sorununu gitncel bir konu olarak görmemek mümkün değiL Geçen yıllarda yapılan sınavlann sonuçlan değerlendirildi ve buna bağh olarak çeşitli yorumlar öne sürüldü. Ortaya çıkan en çarpıcı gerçek öğrencilerin okullarda iyi yetiştirilmediği idi. Ezbere ve nota dayaU bir sistemin varhğt, öğretmen sıkıntısı, araçgereç eksikliği, çift hatta üçlü öğretim, okutulan derslerin gereksiz ayrınnlarla yüklü olması, ders kitaplartnm yetersizliği, planlama ve araştırma eksikliği, oğretmenlerin moralinin yuksek olmayışı, daha modern eğitim metodlannın yaygınlaştırılamaması, çok kalabahk sınıflar kalitenin düşmesine neden olan etkenlerin başında gösteriliyor ve çeşitli otoritelerce tartifihyor. Bu konuda ne kadar yazılsa, çizihe yeridir. Üniversitelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin açıkladığı şu sonuçlar bu gerçeği tüm açıkhğıyla doğruluyor: SoruUuı 42 fen sorusuna altnan ortalama cevap 4.48, 32 matematik sorusundan ancak 3 tanesi cevap landınlmtf. Bu çarpıcı örnekler gerçekten korkunç bir başansızhğı vurguluyor. Öğrencilerin tercih listelerine bir göz atılacak olursa, ilk sıralan tıp, mühendislik branşlannm aldığı, son svalarda ise açıkta kalmmasm diye öğretmenlikle ilgili tercihlerin eklendiği kolayca görülebilir. İşte vurgutanması gereken bir önemli nokta burada ortaya çıkıyor. Eğitimin kökü öğretmendir. Kutsal olarak nitelendirdiğimiz bu mesleğin kutsalltğı sadece sözde kalmamalı, öğretmenliğe gereken önem verilmelidir. Bunun için gerekli koşullar irdelenmeli ve çözüme yönelinmelidir. Sosyal yönden daha adaletli bir çözüm, maddi yönden öğretmenliğin desteklenmesi, çeşitli lojman olanaklan ve benzeri imkânlarla öğretmenliğin daha cazip hale getirilerek tercih listelerinin en üst sıralannda yer alması, pek çok konuya çözümü de beraberinde getirebilecektir. SEHA ŞAHİN Endustrı Mühendisi/Öğretmen yapılır. Otel turizminde kültür alısverişi belli düzeyde kalır. Oysa pansiyon turizminde halka inilir. Sevgi, saygı ve görgü gibi insancıl faktörler toplum içinde hızla gelişir. tstenilen zamanda otel adedini arttıramazsuuz. Fakat ev pansiyonculuğunun mevcut potansiyeli bir anda büyük bir ihtiyaca cevap verebilir. Bunlar bilinen şeyler, noksan olan organizasyondur. Evinin bir odasım pansiyon vermek isteyen aile, nereye başvuracaktv? Ev pansiyonculuğunun gelişmemesinin nedeni, bu sorunun içinde yatmaktadır. Kanımca, bakanlık ülke çapında mahalli belediyelerde, bünyelerinde "pansiyon tuıizmi" adı altında bir ofis kurup, pansiyon arayanlarla, evini pansiyon vermek isteyenlerin buluşmasına "* yardımcı olmalıdır. ZEKİ ERGİNSU YAKACIK/tSTANBUL desteğiyle açık bir şekilde artmıstır. Bunun yanında öğrencilerin sorunlanna sahip çıkan öğrenciler bilinçli olarak yurttan atılmakta ya da atılma tehdidiyle sindirilmeye çahşılmaktadır. 400 kişinin kaldığı yurdun ikinci bölümünü ohtşturan prefabrik yurtta zaten yetersiz olan iki çahşma salonundan biri yurt müdürü tarafmdan kapatılarak mescit haline getirilmiştir. Ders çahşmak isteyen öğrenciler, "Yerimiz yok, olanaklanmız bu kadarla sınırh" gibi basit aldatmacalarla savuşturulmaya çahşılmaktadır. YURT ÖĞRENCİLERİ SIVAS Ne Demek "Çatlak Ses?" Rabrta örgütü'nün Genel Sekreteri, Türkiye Cumhurbaşkanı Evren'e teşekkür etmiş. Solculara, komünistlere karşı Rabıta'yı savunmuş, o yüzden! Genel Sekreter Attas diyor ki: "Evren 1980 yılında bizimie yapılan anlaşmayı savundu. Gerekirse yeni bir anlaşma yapılabileceğini söyledi. Evren, sol basına da cevap vererek bunların bir bardak suda fırtına koparmak istediklerini anlattı İstifa etmeyeceğini de bildirerek Atatürk ilkelerinin kişiteri din konusunda kendi hallerine bırakmak anlamına gelmediğini, aksine dini öğretim verilmesini teşvik ettiğ/nı söyledi." Attas daha da ileri giderek Atatürk devrimini savunan yazarlan, gazetecileri suçluyor, diyor ki: "Bu durum basın açısından bir faciadır. Türkiye'de on binin üzerinde Kuran kursu vardır ve böyle bir ülkede insaf sahibi kalemler sağırlaşmış, bunların yerine pis kalem sahipleri yazı yazmıştır." Bugünlerde arkadaşımız Uğur Mumcu'nun yeni blr kitabt çıktı: "Rabrta..."Gazetemizde Rabıtaörgütüyleilgili kapsamlı bir incelemesini okuduğunuz Mumcu, bu yeni kitabında işin ayrıntılarına inıyor, Rabıta adlı şenat örgütüyle ilgili bütün bilgileri ve belgeleri toplu olarak kajnuoyuna sunuyor. Rabıta denilen şeriat örgütünü savunmaya kalkışan bütün yetkililerin bu kitabı dikkatle okumaları, kımlere yararlı olduklarını iyice anlamaları gerekir. Rabrta Genel Sekreteri İstanbul'da amaçlarının 'şeriatı, şeriatçı bir düzeni1 yaymak olduğunu söylemişti. Saklı bir yanı kalmadı bu işin! Herkes biliyor ki bu örgüt Atatörk'e ve Atatürk'ün Türkiye'de yarattığı çağdaş uygarlık kurumlarına, antayışına düşmandır. Atatürk'ten ne kalmışsa hepsini ortadan ' silip süpürmek amacındadır. 8u yoldakı çabalanna içimizden de gönüllü yardımcılar bulmaktadır. 'Türkİslam' sentezcileri gibi, dinsel duyguları sömürerek politik çıkarlar sağlayanlar gıbi, bilgisizliğin batağında çırpınartlar gibi... Cumhurbaşkanı, bilinen Rabıta Genel Sekreteri'nin son açık. lamasından sonra da, gerekirse onlarla yeni bir anlaşma " yaparız' diyebilecek midir? Hele Mumcu'nun kitabını da okumuşsa, okuyacaksa, okurnakta yarar görürse... Atatürk Cumhuriyeti'nin Devlet Başkanlığı görevini üstlenmiş, sürekli Atatürk'ün büyüklüğünü yineleyen bir kişinin Atatürk devrimciliğine bu denli aykırı bir tutumda gorülmesi şaşırtıcıdır, üzücüdür. Başarılı devlet adamları dostu düşmanı ayırt etmesini bilirler, bilmelidirler. Madem ki Atatürkçüyüz, öyleyse Atatürk'ün başardıklarını, yaratlıklarını, çizdiği yolu yöntemi iyi bilmek, iyi anlamak zorundayız. Atatürk döneminde okullarda din dersleri var mıydı? Atatürk dil ve tarih konularını resmi bir akademıye ya da bir devlet dairesine bırakmış mıydı? Atatürk Suudi Arabistan kökenli şeriat örgütlerini koruyan sözler söyler miydi? Atatürk 1 Mayıs Bayramı'nı şu ya da bu düşüncelerle kaldırır mıydı? Atatürk ülkede gericiliğin, tarikatçılığın, çağdışı görüşlerin alabildiğine egemenlik kurmasma seyirci kalır mıydı? Sayın Cumhurbaşkanı 1 Mayıs'ı da bir türlü yerli yerine oturtamadığmı belirtiyor, "Ben komünist ülkelerin kabul ettiği 1 Mayıs'ı bizim kabul etmemizi kabul edemiyorum, başka bir gün bulunur" diyor. Oysa biraz araştırsa 1 Mayıs'ın dünya emekçilerinin bayramı olduğunu, bu günün bütün dünyada, kapitalist, sosyalist tüm ülkelerde coşkuyla kutlandığmı öğrenecektir. 1 Mayıs gününde komünist bir üike diye bilinen Polonya'da işbaşındaki yönetimin bu kutlamayı önlemeye çalıştığını, oysa Batı Avrupa'da ve ABD'de 1 Mayıs kutlamalarının tam bir özgürlük içinde gerçekleştirildiğinı görecektir. Polonya'da 1 Mayıs kutlanamıyor, Türkiye'de de kutlanamıyor. Po ; lonya'da komünist bir rejim var, Türkiye'de de komünist bir rejim mi var? Mantık bu yaklaşımı akla getiriyor... Sayın Cumhurbaşkanı "Aradan vak" geçti ya yine çatlak Mahkum ailelerinin beklentisi Sonra ne oluyor? Kitabın bir başka sayfasını açıyorurrv. "Başımı kaldırdım. Birden bire uçurtmayı gördüm. >fereten epey yükselmiş. Gökyüzünde yerini bulmuş. Naziı nazlı sallanıyor. Mavı kâğıttan yapmışlar. Nasıi seviniyorum." Cezaevinin taş duvarlan yarılıyor birden, "İnsan SıcagY'nın soluğu duyuluyor. Çoktan beri böyle; mapusanelerde insan sıcağı, siyasal ik. tidarda ölümün soguklugu . Yurt öğrencileri baskı altında Bizler Cumhuriyet Üniversitesi kampusu öğrenci yurdunda kalan öğrencileriz. Yaklasık olarak 1500 öğrenci bu yurtta banmyor. Ozelükle bu yıl yurtta belirgin bir şekilde laikliğe karşı olan hareketler yurt müdürü ve personellerin Türk turizminde pansiyonculuk Turizm bir hizmet ticareti olup, karşıhğında para kazamlır. Para kazanmamn yanında, belki ondan daha önemli kültür aüsverişi Bizler bir grup mahkum ailesiyiz. 23 Sisan'da Ankara, tstanbul gibi şehirlerden kalkıp Bolu Cezaevi'ne gittik. Ancak açık görüşe izin verilmedi. Maddiyat bir yana, manevi olayı büyük. Maddi imkânlanmız da sınırlı olduğu için her zaman cezaevine ziyarete gidemiyoruz. Adalet Bakanı'ndan ramazan içinde ve Anneler Günü'nde sivil cezaevlerinde açık gorüş yapılmasma olanak tanmmasını bekliyoruz. BtR GRUP MAHKÛM AtLESİ FıkriSöuBez 19381985 ölümünün 2. yıhnda saygıyla aaıyoruz AtLESİ v e ARKADAŞLARI «Türk Sporuna Hizmet, istirakcilere Servet !}> 34.HAFTADA SPOR LOTO'DA TAM KUPON OYNAYAN 3 Kİ$\YE NET 10'AR MILYON TOPLAM 30MİLYON EKSTRA İKRAMİYE VERİLECEKTİR. LOTO MösIeR "Dolsun kolonlar Gelsin milyonlar,,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle