18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLER 5 MA Y1S Başbakan Özal TKT'yi tekzip etti A nkara (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan TUrgut özal, / l TRT'yi tekzip etti. özal, önceki gün televizyonun ana haber bülteninde yayımlanan, Istanbul'da Dünya Ekonomik Forumu'nca düzenlenen yuvarlak masa toplantısı ile ilgili haber nedeniyle TRT'ye düzeltme gönderdi. Söz konusu toplantıya telekonferans sistemi ile başkanlık eden öza/'m gönderdiği düzeltme, haber spikeri Gülper tnanç'a not biçiminde ulaştınlarak haberlerin sonunda okunması sağlandı. özal'm TRTyi tekzip ettiğj haberin "Başbakan Tiirgut özal, erken bir seçimin söz konusu olmadığmı, genel seçimlerin zamamnda yapılacağmı söyledi" biçimideki flaşı, tekzip nedeniyle değiştirildi. Haberlerin sonunda yayımlanan ve özal'm Ingilizce konuşması nedeniyle eksik verildiği bildirilen haberle ilgili düzeltmede, "Başbakan Tltrgut özal, erken bir seçim ihtimalinin yüzde 50 olduğunu ve şarlları lehinde görmesi halinde bu yola gideceğini söyledi" denildi. 50 milyarlık pazar için iki firma arasında yoğun çekişme sürüyor Radar ilıalesi kiıııde kalacak? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Savunma Bakanlığı'nın bundan iki yıl kadar önce açtığı toplam 50 mılyar liralık 8 adet mobil (gezgin) tip radarın aJım ihalesinde, firmalar arası rekabet kızıştı. Thomson fırması, Başbakanlık Müsteşan Ahmet Selçuk başkanlığında yapılan toplantıda, ihaleye katılan Selenia ve Hughes firmalannın beklemediği şekilde "107 milyon marktan 83.5 milyon marka" fiyat kırarken, Selenia fırması 108 milyon marktan 95 milyon marka, Hughes firması da 100 milyon marktan 97 milyon marka fiyat indirdi. 4 Kasım 1985 tarihinde 6 firmanın katılımıyla başlayan ve daha sonra sayıları 3'e düşen firmalar, önceki gün Başbakanlık Müsteşan Ahmet Selçuk başkanlığında biraraya geldiler. ttalyanlann Selenia, Fransızların Thomson ve ABD'lilerin Hughes firmalannın temsilcileri Başbakanlık binasında yapılan toplantıda, ilk önce verdikleri fiyatlarda direnmelerine karşın, daha sonra karşıhklı fiyat kırmaya başladılar. Edinilen bilgilere göre firmalar toplantının ilk böiümünde şu fiyatlan önerdiler: "Selenia firması 108 milyon marktan 102 milyon marka, Thomson firması 107 milyon marktan 91 milyon marka, Hughes firması da 100 milyon marktan 97.293 milyon marka indiler." Firmalann önerdikleri bu fiyatlann da be|enilmemesi üzerine toplantının ikinci bölümüne geçildi. Bu arada Hughes firması temsilcisi daha fazla fiyat kırmayı reddederek, sert bir konuşma yaptıktan sonra toplantıdan aynldı. Böylece toplantının ikinci bölümüne Selenia ve Thomson firmalannın temsilcileri ile devam edildi. Thomson firması toplantının bu böiümünde, Selenia firmasının beklemediği bir biçimde fiyat kırma yoluna gitti. Selenia 102 milyon marktan 95 milyon marka inerken, Thomson 91 milyon marktan 83.5 milyon marka kadar indi. Çeşitli kaynaklardan edinilen bilgilere göre Hughes, Selenia ve Thomson firmalannın Türkiye'ye önerdikleri teklifler şu koşullan içerdi: Thomson (Fransa): Fransa hükümeti güvencesi altında devleı kredisi, toplam 20 yılda ödeme olanağı, yüzde 6 oranında kredi ve offset oianakları. Selenia (Italya): Direkt offset güvencesi, Türkiye'nin yüzde 30 oranında katılımıyla ortak yatınm ve yüzde 1.75 oranında kredi. Hughes (ABD): Offset güvencesi ve 3 ayn türde kredi olanağı. Toplantının sonuçlanmasından sonra bir üst düzey yetkili Selenia firmasının Türkiye'de, ortak yatınm önermesinin ttalyanlann şansını "belirli olçıilerde" arturdığını belirtirken, Thomson firmasının ise büyük ölçüde fiyat kırarak, Fransız hükümeti güvencesi altında devlet kredisi olanağı tanımasının da FransızJarın şansını arttırdığını söyledi. Aynı yetkili toplantının iki gün sürmesinin planlandığını, ancak son fiyat kırmalardan sonra ikinci bir toplantıya gerek görülmediğini de kaydetti. Bilindiği gibi Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki hava meydanlanna yerleştirilecek olan toplam 8 mobil (gezgin) radarın ilk partide 5 tanesi teslim edilecek. Bu radarlar da lstanbul, Ankara, Trabzon, Gaziantep ve Erzurum hava meydanlarına yerleştirilecek. Fransız Thomson fırması, Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Selçuk başkanlığında yapılan toplantıda, ihaleye katılan İtalyan Selenia ve Amerikan Hughes firmalannın beklemediği biçimde fiyat kırarak, 107 milyon marktan 83.5 milyon marka indi. Hughes firması temsilcisi, daha fazla fiyat kırmayı reddederek toplantıdan ayrıldı. Sağlar: îşçiler üzerindeki baskı ve partizanlık çekilmez halde A nkara (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Sekreteri /M. Fikri Sağlar, işçiler üzerindeki baskılann ve partizanlığın çekilmez hale geldiğini belirterek, bunun en somut örneğinin "Istanbul Belediyesi tETT işçileriyle DDY çalışanları" olduğunu söyledi. Sağlar, açıklamasında özetle şu göruşlere yer verdt "Yeni sözleşme ile getirilen düşük ücret artışlarını eleştiren işçiler, belediye başkanı ve özal ailesinin bir mensubu olan tETT Genel Müdürü Faruk Bozkurt Doğan tara/ından işlerinden çıkartılmaya başlanmışlardır. Sendikanın yaptığı uyarıyı hiçe sayan genel müdür, birçok işçinin işine hiçbir gerekçe göstermeden son vermiş bulunmaktadır. Genel müdür tarafından uygulanan işçi kıyımı ile işlerinden olan işçi sayısının 300'e ulaştığı belirtiliyor. Yıllardtr bu işletmede çalışan kalifıye işçiler açlığa ve yoksulluğa terk edilirken yerlerine ANAP'lı olan kisiler işe ahnarak pervasızca partizanlık yapılmaktadır." Enerji işkolunda uyuşmazlık A nkara (Cumhuriyet Bürosu) Enerji işkolunda 103 bin JM. işçinin sözleşmesi uyuşmazlığa girdi. Türklş'e bağlı Testş Sendikası ile Kamu tşveren Sendikası Türk KamuSen arasında TEK, DSt, lller Bankası, Simmel ve Elektrik tşleri Etüt îdaresi'nde çalışan toplam 103 bin işçi için 23 şubattan bu yana sürdürülen görüşmelerden bir sonuç çıkmayınca, taraflar uyuşmazlığa gitti. Testş Sendikası yetkilileri, işveren sendikası Türk KamuSen'in bu 60 günlük süre içinde hiçbir ücret zammı önerisinde bulunmadığını söylediler. ABD ile üişkiyi azaltmak Ermeni sorununu çözmez Bir ay sonra ABD Savunma Bakan Yardımcüığı görevinden aynlacak olan Perle, Ermeni karar tasansı gibi sorunların 'ancak bu sorunlar Türkiye tarafından çözüldüğü takdirde' ortadan kalkacağını savundu. UFUK GÜLDEMİR 1986 şubatındaki TürkABD Yuksek Savunma Grubu toplantıiarına katılmak uzere geldiği Istanbul'da, uçaktan başında bir Yunanlı balıkçı şapkası, üzerinde mont, blucin ile inmişti. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perie, koruma polislerini yanına almadan fstanbul'da dolaşmış, Boğaz'da balıkçılarla konuşmuş, Kör Agop'un meyhanesinde dostlarıyla "Mawi Mawi"yi dinkmiş, sivil giyinmiş bir Turk subayı kadar rahat davranmıştı. Bunu, Türk kılığma girerek gizli tuzaklar kurmak için değil, hem Türklerin nabzını daha iyi tutmak hem de zekâsı davranışlanna yansdığı için yapmıştı. Hollywood'da doğup New York'ta buyümüş bir Musevi olması, belki de ondaki esneklik duygusu ve entelektüel güdüleri antırıyordu. SEİA görüşmelerinde sergilediği muzakere dahiliğini de Perle, kuşkusuz "devletin içinde devlet dışı yaşayabilmek" esprisine borçluydu; olanak bulduğu her yerde resmi protokolu delip kendi protokolünu yaratıyordu. Perle, önceki şun Hilton otelindeki odasında, gâre\ınin bicmesine bir a> kala, müzakereciliğınin aynntılannı anlaurken de rahat giyinmışti, ama bu sarf ettiği her sözcüğu özenle seçmesine engel değildi. Neden kendinize "Türk yanlısı" dedirtip diğer miittefik Yunanistan nezdinde kredinizi sarsacak kadar Tiirkiye'nin avukatlıgını yaptımz, TürkJeri neden setiyorsunuz? PERLE Enteresan soru, Türklere sevgim zaman içinde gelişü, ar.iden karar vermedim. Beni bu duruma getiren neydi? Şimdi göreve başiadığım yıllara dönup baktığımda, o günlerde karşımızdaki manzara şöyleydi: Ortada oüfuslu ve savaşrıaya gönüllü ordusuyla NATO üyesi Türkiye vardı. Ama ordunun teçhizatı yoktu. Buna karşıhk Avrupa'da teçhizatı tamam, ama ruhu eksik ordular vardı. Kontrast çok çarpıcıydı benim için. Ve bunu fark eder fark etmez Türkiye'de ilgi duymaya başladım. Türk ordusunun neye ihtiyaç duyduğunu anlamak için de Türkiye'ye gelıp gitmeye başladım. Arazide konuştuğum her rütbedeki subay, bana birliklerinin teçhizat durumundan doğan kaygılarıru dile getiriyordu. Yani yakınan sadece Genelkurmay'da brifing veren subaylar değil. her rütbedeki subaydı. Turkler, bizim sağlamakta güçluk çekmeyeceğimiz bir şey istiyor ve bunun karşılığında "Ben savaşmajv bazınm" diyordu. TÜRKLERİ NEDEN SEVDİM? Bu izlenımleri o gunlerdeki dunya konjonktürüyle birleştirince ortaya beni heyecanlandıran bir kombinasyon çıktı. Neydi o gunlerdeki konjonktür? Savunma Bakan Yardımcılığı görevine geldiğim yıllarda NATO stratejisi, haddinden fazla merkez cephenin savunması üzerinde odaklanmıştı. Fakat o yıllarda bazı stratejistierle birlikte benim de duşuncem Ruslann bize en kuvvetli olduğumuz yerden saldırmak iyiliğini yapmayacağı idi. NATO ve Amerika, Fulda Boşluğu'nu (Batı ve Doğu Almanya sımrında Vogelsberg, Krugeburg ve Hoherhom arasında, topografik özellikleri nedeniyle Batı AvTupa'nın kapılannı açan, tank harekâtına müsait ovaUG) öylesine tahkim eımiş ve böyle bir saldırı>a hanrlamıştı ki, Ruslann böylesine guçlu bir yerden vurması ancak bize iyilik yapmak olurdu. Ben sizin bölgeye ilgi duyma>a o dönemlerde, yani daha bakan yardjması olmadan önce başlamıştım. Çunkü lran, Irak, Suriye gibi ülkelerde bir kıvılcımla başlayacak iç kargaşalığın bölgede yangına dönme potansiyeli yüksekti. Buna karşılık Sovyet birliklerinin TranskafVaslar'daki yerleştirilme biçimi kaygı vericiydi. Türk ordusunun içinde bulunduğu durum göz önune ahnmca bölgede bir savunma boşluğu olduğu gözden kaçmıyordu. Bunu anlatmamın nedeni, şu benim sizin bulunduğunuz bölgeye özel ilgi ve kaygımın tarihinin hayîi geriye gittiğini göstermek isriyorum. Bu arada tabii Türkiye'de bireylerle kurduğum dostluklar da Türkiye'ye ilgimi arttırdı. En çok sevdiginiz Türkler o donemde kimlerdi? PERLE TurkABD Sa\unma Grubunun iki generali, en sevdifim ve takdir ettiğim Türk dostlarımdı. General Torumtay ve General Öztorun, Türk Amerikan dostluğuna büyük hizmetleri geçmiş mükemmel subaylardır. Kendilerini bu işe vakfetmiş, a>ıu dili konuştuğumuz ciddi insanlardır. SEİA müzakerelerinde bir arada olduğumuz Amiral Biren de çok olumlu bir insandır. O gunlerdeki Milli Savunma Bakanı Ümit Haluk Bayulken çok çok iyi bir insandır. Bulent llusu da çok takdire şayan bir yoneticidir. Sizin bir muzakere dahisi olduğunuzu biliyoruz. o günlerde karşılaştığınız sorunlan çozmekte hangi yöntemi kullanıyordunuz? PERLE Yaratıa olmaya çalışıyordum. Her iki tarafm üzerinde anİaşabileceği, onunla yaşayabileceği seçenekler bulmaya gayret ediyordum. Zaten bir tarafın sıyah, diğerinin beyaz istediği durumlar hemen hemen hiç olmadı. Hep grilerden hareket edebiliyorduk. Örnegin bir laahhüdü elde etmekte bugün zorlanmışsak, onu hemen uzerinde çalışmak üzere bir kenara bırakıyor, başka bir konu ele alıyorduk. Bir dahaki toplantıda da fikrin veya taahhudün yabancılığı ortadan kalktığı için daha yapıcı yaklaşımlar sağlayabiliyorduk. Aldığımız kararlar hep çok somut oluyor ve taraflar kararı yürütmek için ellerinden geleni yapıyordu. Peki müzakereler sırasında hiç "Bu iş burada biter, Turkler bunu kabul etmez" dediğiniz anlar oldu mu? PERLE Başbakan Özal hükumetı ile SElA'nın suresinin uzatılması müzakerelerı sırasında gerçekten endişeye kapıldığım anlar oldu. Turk tarafının surenin kısa dönemli olrnası fıkrinden geri adım atmavacağını düşünmeye başlamıştım ki, bizim açımızdan kabul edilemez bir durumdu bu. Neden? PERLE Birkaç neden var. Bir kere, daha önce hiç kısa süreli uzatma yapmamışuk. İkincisi gelecek hakkında bazı soru işaretlen doğuruyordu. Uzun dönemli bir yatırımdan kâr elde edilmeye başlanacağı sırada böyle bir vade kısaltması, yatırımcılan, kı bizim ömeğimizde yatırımcı Kongre'dir, yeni yatırımdan caydırabilirdi. Diğer ülkelerle olan güvenlik yardırru anlaşmaJarma emsal teşkil etme tehlikesı de vardı. Fakat Genelkurmay yapıcı yaklaştı, sorun çozüldü. Peki bugüne kadarki müzakereler sırasında Turk kanadından sizi en çok zoriayan kim oidu? PERLE Müzakerelenn tamamı zorluydu, ama Kandemir (Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nüzhet Kandemir) çok iyi müiakere vaptı. Tabıi Genelkurmay devredeydi. Fakat söylemek isterim ki butün otoriıemizi, ağırlığımızı, hatta bazen bunun ötesini bile kullanmak zorunda kaldık. Bu dostlar arasında bir muzakereydi ve Amerikan delegasyonu yardımcı olmak için elinden geleni yaptı. Bizim sorunumuz yasaların bağlayıcılığı idi, ki bu konuda yapabileceğimiz bir şey yoktu. Yasanın yapmamıza izin verdiği her şeyin azamisini yaptık. Turk kanadı Bunu biliyor. Turk kanadı, bunu bilivorsa neden Türk basınınıa ABD vonetiminin veterince çaba göstermedigi eleştirilerine yanıt vermiyor. iç tepkileri muzakere pozisyonu olarak mı kullanıjor? PERLE Bunu ben de sizin kadar merak ediyorum. Keşke kalkıp durumu anlatsalar. Türk kamuo>Tj diyor ki. "Biz Türkiye Cumhuriyeti Ue Amerika Birleşik Devletleri arasında bir anlaşma inualadık, Kongre'de ne olacagı sizin iç sorununuzdur, bizi ilgilendirmez". Bence bu bir gerçeği inkâr ediyor. Keşke Turkler bildiklerinden daha fazlasını bilme imkânına sahip olsaydı çabalanmız konusunda. Ama bunlar bilinmeyecek. A\Tica Amerika'da hastanelerin, karayollanrun butçesinin kesildiği bir sırada güvenlik yardımı yapmamız Amerikan halkında "bir ğemive para doldurup dışanta gdnderdigimiz" izlenimini uyandırıyor. Hipotetik bir soru ama eger siz ABD Başkanı olsaydınız ve Tiirkhe1 ye yılda 1.5 milyar dolar venneye karariı olsaydınız. Kongre'yi daha rahat ikna edebilmek için Türkiye'nin ne gibi bir laahhutte bulunmasını isterdiniz? BEN BAŞKAN OLSAYDIM PERLE NATO'daki misyonunu yerinı getirmesini beklerdim. Şu anda getirmiyor mu? PERLE Getiriyor elbette, güvenlik yardımının duzeyine rağmen eskisinden daha istekli. Ama bu mısyon giderek zorlaşacak, güçleşecek. Eğer Sovyetler'le bir konvansiyonel savaş olsa ve Sovyetler, Boğazları ele geçirse bir sürü insan "keşke Türkiye'ye daha fazla >ardım elsevdik de Boğazlan koruyabilseydi" diyecek. Ben ise bu olmadan önce insanlara Turkiye'yi guçlendirelim diyorum. Çünku Türkiye'de guçlü bir ordunun varlığırun bile bölgenin üzerinde çok etkisi vardır. Bir hatırlatıcıdır. îran'da, bir kaos halinde örneğin Humeyni'nin olümünden sonra meydana gelebilecek bir kanşıklıkta Sovyetler, Iran'a girerse bu Türkiye için büyük bir tehdit olur. Eminim ki Türk görüşu de böyle. Guçlü bir Türk ordusu çaydınr bu durumu, Kremlin'de toplanıp bir karara varacaklan sırada, aşağıda güçlü bir Türk ordusu bulunduğunu dikkate almak zorunda kalırlar. Geçmiş donemlerle ilgili olarak, özellikle Ermeni soykınmı karar tasanian konusunda Türklerin bilmesini istediginiz bir şey var mı? PERLE Ermeni karar tasansı gibi sorunlardan birçok Amerikalının da hoşnut olmadığını Türklerin bilmesirti isterim. Bu sorunlan, Amerika ile ilışkiyi azaltarak çozeceğinizi sanmanız, çok buyuk hata olur. Bu sorunlan, ancak onlan çözerek rahat edebılirsiniz. Ermeni karar tasanstnın ve kabulü, Cumhurbaşkanı Evren'in Amerika 'ya gidişini sizce onler mi? PERLE Cumhurbaşkanı Evren gelmeden once herhangi bir karar tasansı geçeceğini sanmıyorum. Kongre'yegelse bile geçmez. Ayrıca Cumhurbaşkanı Evren'in Amerika'ya gelmemesinin, onu söylemek istediği şeylerden mahrum bırakacağını düşünüyorum. ' Richard Perle'le 'giderayak' SElA söyleşisi "Af çıkarmayı düşünmüyoruz" T\ enizli (Cumhuriyet Ege Bürosu) Adalet Bakanı Oltan MJ Sungurlu, seçimler öncesi genel bir af çıkarılıp çıkanlmayacağı konusunda "Ne ara, ne de genel seçimler öncesi a/yok. Çıkarmayı da düşünmüyoruz" dedi. tncelemelerde bulunmak üzere Denizli'ye gelen Sungurlu, gazetecilerin sorusu üzerine Batı demokrasilerinde ceza yasası tasarılanmn uzun yıllar kamuoyu tarafından tartışıldığmdan haberi olmadığmı belirterek, "Biz Türkiye'de ilk defa tasanyı 6 aylık süreyle tarttşmaya açtık. Eğer bu süre yeterli olmazsa, tasannm sağlıklı bir şekil alması açısından uzatınz" biçiminde konuştu. Sungurlu, bugün de Denizli Cezaevi'nde incelemeler yapacak. IDEA Savunma Sanayi FuanMda halkm ilgisini nedense F16'lar değil, 'mini etekli bombalar' çektL Savunma Sanayii Fuan'nda 'silah ve insan' manzaralan Savaşı bırak, yemeye bak çok müstesna bir yer tutuyordu. Bu Türk şirketinin mutfak eşyaları, tam anlamıyla duşman çallatıyordu. Hele 1200 kişilik koskoca tencere, ilerideki panzerden bakıldığında tam anlamıyla "korkutucuyda". Dev tencerenin bu niteliğini goren şirket yetkilileri, bu yuzden olsa gerek, vatandaşlann paniğe kapılmamalan için tencerenin üstüne lngilizce }u cümleyi yazmışlardı: "Eat, don't w»r" (Savaşma, ye). lngilizcesi bozuktu ama, böylece hippilerin ileri sürdükleri "Savaşma. seviş" sloganlan, yıllaı sonra mübarek Ramazan günunde "yemek" fiiliyle çeşitlendirilmi§ bir biçimde Türkiye'de silah akyhtarlığı anlamında kullarnlmış oldu. Silah aleyhtarlığı, Savunma Sanayii Fuan sırasjnda yalnuca bu anlamda gündeme gelmedi. Son gün çok ama çok sessiz bir eylemle, silah fuan protesto edildi. Fuann kapanacağı 1 Mayıs Cuma günü akşama doğru fuardan çıkanlann, kapının önünde köşeye sıkıştırılmış bir demet papatya ve üzerinde barış güvercini resmi bulunan "silatalaama>ı protesto" yazılı bir karton kâğıt "gozlerine ilişti". Bu protesto araçları, bir sure orada durdu. Kimsenin dikkatini çekmedığı için, gazeteciler fotoğraf çekince görevli polismemuru tarafından papat>alar yerinden kaldınldı ve belki de kavgalı olduğu karisına götüruldü. Savunma Sanayii Fuarı'na gidilir de, bir hamburger yenmez rni? Biz de öyle yaptık, yanhşlıkla bir hamburger yeme gafletine düştük. Hamburger Gökçeada'da altı tutuklama j~i anakkale (Cumhuriyet) Adına gelen kolide yasak V ' yayın butunduğu gerekçesiyle gözaltına alman Gökçeada Alatürk Lisesi Almanca öğreımeni Fehmi Naz ve beş kişi, ilk sorgulamalarından sonra tutuklandılar. Olaya öğretmen Fehmi Naz adına gelen kolinin okul müdürü Fahrettin Demirkol tarafından açılması ve içinden sol yayınlar çıkması neden olmuştu. Durumun polise bildirilmesinden sonra öğretmen Fehmi Naz'ın ifadesine başvurulmuştu. Naz, ifadesinde gelen kolinin kendisine ait olmadığmı ve kim tarafından gönderildiğini bilmediğini belirtmişti. Olayın derinleştirilmesiyle gazeteler bayii Ali Uçer, belediye işçisi Adnan Ekşi, yapı ustaları Hüseyin Polat, Mustafa Kaçar ve Abdülrezzak Çıkmaz Çanakkale'ye gönderilerek gözaltına ahnmışlardı. IDEA Fuarı 'nda en çok ilgi çeken standlardan birinde, bir Türk fırması mutfak eşyaları sergiliyordu. Sergilenen 1200 kişilik dev tencerenin üstünde, ziyaretçileri korkutmasın diye olacak, 'Eat, don't war' yazıyordu. IŞIK KANSU ANKARA Savunma Sanayii Fuarı'nın kısaltıltnış adı "IDEA 87" idi. "IDEA" Türkçe "fikir" anlamına geliyor. Siz istediginiz kadar silahlanma fikrine karşı çıkın, 40 binin üzerinde TUrk vatandaşı akın akın savunma fuanndaki "insan öldürme araçlannı" görmeye geldiler. Bakın nasıl? Eiimesgut Türkkuşu Tesisleri'ndeki fuara 5 bin lirayı bastıran halkımız, "Anıan şeytan doldurur" bile demeden yiğitçe uçaksavarlann, tanklann, toplann, füzelerin etrafında beş gün dolaştı. Ama vatandaşlarımız için fuarın en ilgi çeken yanlarmdan biri kuşkusuz "mini etekli bombalar"dı. Fuardaki standlarda görev yapan beyaz gömlekli, mavi mini etekli hosteslerin çevresini saran merakhlar, baş sırayı alıyordu. Hele bazı şirketlerin, personelinin dinlenmek için arada "bir tek" atması için hazırladığı Amerikan barlann yüksek taburelerinde oturan hostesİer ise, bir Tornado uçağından daha fazla meraklı göz çekiyordu. Bir uçak makeıınin gölgesinde kurulan "PTT Ankara Telefon Ba^müdâriügü" standı da her nedense çok kalabalıktı. Savunma Sanayi Fuan'ndan teyzesinin oturduğu Sarıyer'i arayıp, dışandaki tam teşekküllü kariyeri anlatmak bir başka haz veriyor olsa gerek. Türk savunma sanayi şirketleri de fuara çeşitli araçlarla katıldılar. Ama bir Turk şirketinin urünleri fuarda SHP'den grevcilere destek / ' stanbul (a.a.) SHP Bakırköy îlçe örgütü, Pereja Kolonya Fabrikası 'nda grev yapan 63 işçiyi ziyaret etti. tlçe Başkanı Yüksel Çengel ve ilçe yönetim kurulu üyelerinden oluşan heyet, dün öğleden sonra grevdeki işçilerin sorunlarını dinledı ve işçilere başarı dileğinde bulundu. ci ile aramızda şu konuşma geçti: Tesekkur ederim, kaç lira? 1600 lira. Bir hamburger 1600 liraydı. Önce duraksadık ve hamburgenn içindeki ete baktık. Normal bir ete benziyordu ama burası Savunma Sanayii Fuarı'ydı. Dunyamn sayılı doğal zırhla kaplı hayvaru olan "Armadillo" eti de olabilirdi hamburgerdeki. Sorduk: Bu ne eti? Pınar eti.. Uzatmamalıydık. Hambunşerci, Rambo'nun bacanağı olabilirdi. Hem etrafımız silahlarla çevriliydi. Ne olur, ne olmazdı. "Peki" dedik, baSjmızı eğdik, yutkuna yutkuna yedik 1600 liralık hamburgeri. Çin Halk Cumhuriyeti standmda göz kamaştıran bir bölüm vardı ki, insana ister istemez "Çin işi, Japon işi, bunu yapan kaç kişi?" dedirtiyordu. Altın kaplamalı, kabzası mine işlemeli 7.62 kalibrelik bir tabancanın el yapımı olduğunu duyunca, dayanamadık sorduk: Bunu yapan kaç kişi? Yanıt da ilginçti: "Several" kişi. Yani bu tabancayı pek çok kişi yapıyordu. Tabancanın bir özelliği de yanında yine mine işlemeli büyütecinin de bulunmasıydı. "Bu büyüleç ile karşısındaki rakibine bakana kadar insan >unılur" diye duşunmeye başlamıştık ki, büyutecin bir başka işlevi olduğunu öğrendik. Buyiiteç ile, tabancanın sahibi rakibine değil, kendi tabaneasının kabzasındaki işlemelere bakacaktı. Savunma Sanayi Fuan'ndan polis aramasmdan geçtikten sorlra çıktık. Allah'tan, yan cebimize koyduğumuz Mirage2000 ucağınj yolda kenara bir yere atmıştık. Ceza yerine şeker TTaber Merkezi Trafik Haftası dün başladı. Edirne'de AM trafik ekipleri hata yapan surücülere ceza yerine şeker dağıttı. Şekerlerin üzerinde uyarıcı sloganlar bulunuyor. Trafik Haftası 6 mayısa kadar sürecek. Financial Controller Consumer Goods C&L Our clıent a new joint venture havmg both foreıgn and Turkısh shareholders. ıs lookıng for a Fmancıal Controller Based ın lstanbul wıth a lactory ın Anatolıa. the company manufactures and sells fast movıng consumer goods and plans substantıal expansıon m the near future. The chosen candıdate will • have consıderable experıence ın preparıng financial accounts to both Turkish statutory and ınternatıonally accepted accountıng standards • be experıenced in producıng monthly management accounts to a tıght timetable • be expenenced ın producıng budgets, forecasts and longterm plans, wıth subsequent comparıson of actual results to those planned • have the necessary knovvledge to deal wıth Turkısh and ınternatıonal banks. and other financial ınstıtutıons • have knovvledge of Turkısh corporate/ıncome taxatıon and social secunty lavvs. He or she vvıll report dıtectly to the foreıgn General Manager. and will be responsıble for an accountıng staff of four plus general offıce admınıstratıon An area of key management responsıbılıty requırıng regular travel wıll be the financial control of the manufacturıng operatıon A very competıtıve salary ıs offered together wıth a fully expensed company car and prıvate medıcal ınsurance Interested applıcants should send an Englısh language CV. ın strıct confıdence. together wıth photograph and daytıme telephone numbef to Gulçın Otaran, Human Resources Dıvısıon Guven ve Coopers & Lybrand Denetım ve Danışmanlık AŞ. Buyukdere Caddesı 111/2 80300 Gayrettepe İstanbul Aktaş'tan işportacılara tehdii iddiası / stanbul Haber Servisi tşportacılar Derneği Başkanı Osman Aktaş, Eminönü Belediye Başkanı Tahir Aktaş'ın, Mahmutpaşa Irfaniye Çarşısı'ndaki işportacılan yeniden tehdit ettiğini bildirdi. Osman Aktaş, Tahir Aktaş'ın "Eğer dernek başkanımzı değiştirmezseniz ve onun rüşvet iddiasmı basına yalanlamazsanız, pazartsi günü esnaflığınız sona erer, tezgahlarımzı kaldınrım" dediğini ileri sürdü. Eminönü Belediye Başkanı Tahir Aktaş'la soyadı benzerliği dışında hiç bir ilişkisi olmadığmı vurgulayan Osman Aktaş, Irfaniye Çarşısı'nda bulunan 97 işportacıdan, meclis üyeleri önünde 1 milyon lira peşin ve ayda 200 bin lira isteyen Tahir Aktaş'ın 10 nisanda da aynı şekilde tezgahlan kaldırma tehdidinde bulunduğunu bildirdi. Aktaş, trfaniye Çarşısı'ndaki esnafın 1953 yıhndan beri belediyeye işgaliye ödediklerini de belirtti. Fırıncıların protestosu 'skişehir (a.a.) Iç Anadolu Fırın Işverenleri Sendikası, Eskişehir'deki tümfınnları yarın saat 20.00'de belediyeye teslim etme kararı aldı. Sendika Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Yıldınm, dün yaptığı basın toplantısmda. belediyenin bir süre önce ekmek fıyatım serbest bırakmasma karşın, daha sonra aldtğı bir kararla 80 lirada doıidurduğunu, girdi fıyatlannın artması nedeniyle de fınnlann ekmek çıkaramaz hale geldiğini anlattı. "Halkımızı ekmeksiz bırakân, Eskişehir Belediyesi yetkilileridir. Bir dilekçe bile almaktan ve vatandaşm sorunların dinlemekten çekinen belediye yetkililerini, halkımıza ve başbakana şikâyet ediyoruz" diye konuştu. "Demokratik Üniversite" A nkara (anka) Öğretim Üyeleri Derneği tarafından /m. düzenlenen "Demokratik Üniversite" konulu açık oturum Ankara'da yapıldı. Ege Üniversitesi eski öğretim üyelerinden Prof. Dr. Veli Lök, açıkoturumda yaptığı konuşmada, çağdaş üniversitenin birtakım özellikleri olduğunu ve bunların başmda özgür, bilimstl tartışma ortamımn geldiğini söyledi. Bu ortamın ancak, üniversiteyi oluşturan tüm katmanlann yönetime katılmalarıyla oluşacak demokratik üniversite kurumuna bağlı olduğunu vurgulayan Lok, "Üniversitelerin uhaiorarası demokratikleşmeleri, Avrupa'daki 1968 sonraa rtfomlarla pekişmiştir" dedi. Güven ve Coopers & Lybrand For business committed to growth. VEFAT Oglumuz, canımız, HÜSEYİN YİĞİT ÖZTÜRK'ümüzü bir trafik kazası sonucu kaybettik, acımız sonsuzdur. Cenazesi 3.5.1987 (bugün) öğle namazından sonra Kartal Maltepe Camii'nden kaldırılacaktır. AİLESt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle