18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ıvıs\ CUMHURIYET/U Hayırsever emekli rahip AIDS kurbanı HOUSTON (a.a.) ABD'rün Teksas cyaletinde, Methodist mezhebine bağh emekli bir rahip, AIDS kurbanlanna yardım ederken aldığı sanılan AIDS virüsü yüzünden tedavi görmekte olduğu hastanede öldü. 70 yaşındaki Finis Cnıtchfieid adü rahibin, h o m o seksüel olmadığı, evlilik dışı hiçbir ilişkisi bulunmadığı ve hayatının sonuna dek hiç başkasından kan almadığı, uyuşturucu da kullanmadığı açıklandı. "TBMM ile ilişkileri geliştireceğiz" LEFKOŞA (a.a.) TBMM Dostluk Grubu'nun davetlisi olarak Ankara ve İstanbul'da bir hafta süreyle temaslar yapan KKTC Parlamentosu Dostluk Grubu Lefkoşa'ya döndü. KKTCTC Dostluk Grubu Başkan Vekili Ergun Vehbi, Geçitkale Havaalanı'nda verdiği demeçte, Türkiye'de yararlı temaslar yaptıklannı söyledi ve TBMM ile ilişkileri daha da geliştirmek arzusunda olduklannı bildirdi. Cinayetle suçlanan Türk tutuklandı METZ, FRANSA (a.a.) Türkiye'de cinayete kanşmak suçuyîa aranan ve Uluslararası Polis Örgütü INTERPOL tarafından hakkında tutuklama kararı çıkartılmış bulunan Oktay Tonyalı adh bir Türk Fransa'nm Metz kentinde polis tarafından yakalanarak tutuklandı. Bir 1ransızla evli bulunan ve iki çocuğu olan Oktay Tonyalı'nın, şimdiye dek, daha önce ölmüş bulunan kardeşinin kimliğini kullandığı ve böylece tutuklanmaktan kurtulduğu anlaşıldı. 'Adınız ya da soyadınız Sutherland'sa davetlimsiniz' GOLSPIE, ISKOÇYA (a.a.) "Adınız ya da soyadınız Sutberland mı, öyleyse temmuz ayında davetlimsiniz." Bu ilanın sahibi olan, kökeni 12. yüzyıla dayanan Sutherland Klanı'nın lideri Kontes Elizabeth MilUcent Sutherland, malikânesinde temmuz ayında vereceği partiye dil, din, ırk, cinsiyet ve siyasi görüş ayrıhğı gözetmeksizin, dünyanın bütün ülkelerinde Sutherland adı taşıyan herkesi çağınyor. Malezyalı bakan Dolmabahçe'de İSTANBUL (a.a.) tstanbul'da bulunan Malezya Ulaştırma Bakanı Ling Liongsik, ailesi ve beraberindeki heyetle birlikte Dolmabahçe Sarayı'nı gezdi. lstanbul'a sadece tatil için geldiğini belirten Liongsik, burada çok yakın bir ilgi gördüklerini, İstanbul'u özellikle Boğaz'ı ve sarayları çok güzel bulduğunu söyledi. Malezya ile Türkiye arasındaki gemi taşımacıhğının olumlu bir gelişme gösterdiğini anlatan Liongsik, Türk Hava Yolları'nın haziran ayında ülkesine başlatacağı uçak seferlerinin de iki ülke arasındaki ticareti olumlu yönde etkileyeceğini kaydetti. Liongsik, ulaşım imkânlarının artmasının halklar arasındaki bağlan da güçlendireceğini belirtti. Anıtkabir'e davet ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) 27 Mayıs Milli Devrim Derneği, 27 Mayıs'ta vatandaşları Anıtkabir'e davet etti. 27 Mayıs Milli Devrim Derneği BaşkanhğVndan dün konuya ilişkin yapılan açıklamada şöyle denildi: " Derneğimiz,27 Mayıs devrimi ve anayasası ile özgürce ve insanca, ezilmeden ve horlanmadan. sosyal adelet içinde, kardeşçe ve banş içinde yaşadıgına inanan tüm vatandaşlanmızı 27 Mayıs Çarşamba giinü saat 10.00'da Anıtkabir'de yapılacak olan saygı duruşuna davet eder." Diyaliz merkezinin temeli atıldı İSTANBUL (a.a.) Türk Böbrek Vakfı tarafından Bakırköyde yaptırılacak "Böbrek Saglıgı ve Diyaliz Merkezi Ahmet Ermiş Hastanesi"nin temeli törenle atıldı. Törende konuşan Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu Başkanf Timur Erk, hastanenin sekiz ayda tamamlanacağını belirterek, "Amacımız, Türkiyemizin önde gelen sağlık problemlerinden birisi olan diyaliz açıgını bir nebze kapatmak ve böbrek hastalanna vakıf prensiplerine uygun bir anlayışla poliklinik, diyaliz hizmeti vermektir" dedi. Hastanenin arsasmı tahsis eden Bakırköy Belediye Başkanı Naci Ekşi de hastanenin gerçeklestirilmesinde her türlü kolaylığı göstereceklerini ifade etti. HABERLERtN DEVAMI ARDENDAKI Süper bilmece (Bastarafı I. Sayfada) gideriliyor" seklinde konuştu. Taşçıoğlu, süper emeklilik yasasıyla getirilecek uygulamalardan yundışındaki işçilerimizin de yararlandınlması için TBMM'de çalışmalar yapılacağını söyledi. Yurtdışı işçi sorunları ile ilgili incelemeler yapmak ve resmi olmayan temaslarda bulunmak uzere geçen, hafta Federal Almanya'ya gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Taşçıoğlu'na yöneltliğımiz sorular ve yanıtlan şöyle: Bir sure once açıklandıgında çeşitli eleştirilert hedef olan ve geçen hafta TBMM'de komisyondan siiralle geçirilen super emeklilik yasa lasansı konusunda bilgi verir misiniz? T\ŞÇ1OGLU Ashnda bu super emeklilik sıfatı doğru değildir. Yani süper emeklilik getirilmiyor, bir haksızlık gideriliyor. Kısaca ifade edeyim. Elimizdeki işçi emeklileriyle ilgili tablolarda bir tavan vardır. Bu tavanın bugünkü rakamsal ifadesi 116 bin 400 liradır. "toni bir başka ifadeyle 116 bin 400 liradan fazla ucret alan işçilerimizin emeklilik muamelelerinde, o fazladan aldığı ücret nazan itibara alınmaz. Biz onları 116 bin 400 lira üzerinden emekli ederiz. Bunun ytlzde 70'ini alınz, o da istisnalar hariç 88 bin lira net ücrettir. Demek ki, bir işçi emeklisi, azami 88 bin lira ile emekli edilir. Düşunün ki adam 800900 bin lira ücret alıyor. Adamı emekli ediyorsunuz, aldığı 800 bin liranın değil, benim gösterge tablosunun en yüksek rakamı olan 116 bin 400 lirarun yüzde 70'inden oluyor bu ve 88 bin lira veriyorsunuz. Böylece, 800 bin lira alan adamı, 88 bin lira vermek gibi onda bir gelir düşmesine mahkum ediyorsunuz birdenbire. Bu tabii tatbikatta buyük mağduriyttlere sebebiyet veriyordu. Biz şimdi ek kademeler koyuyoruz ve diyoruz ki, "500, 600 ya da 700 bin liraya kadarki ucreti kabul edeceğiz ve ona göre prim alacagız." Peki, geçiş nasıl olacak? Geçiş şöyle olacak: Eğer yeni gösterge tablosunun kademelerine göre emekli olacaksınız ve bundan yüzde yüz istifade etmek isüyorsanız, 5 yıl prim ödemeye devam edeceksiniz. Efendim ben beş yıl beklemem derseniz, kaç yıl bekleyecekseniz, o kadarını yeni gösterge tablosundan, geri kalanım 116 bin 400 tavanından hesaplamak üzere, daha düşük ücret alaeaksıruz. Deniyor ki, efendim eski emekliler ne yapacaklar? Eski emekKleri ikiye ayırmak lazım. Eski emekliler tavandan mı emekli oldular, yoksa tavanın altındaki bir kademeden mi? Tavanın altındaki kademeden emekli olanlar zaten 116 bin 400'ün altında para alanlardı. Onlar için bir haksızlık söz konusu değildi, haksızlık, 116 bin 400'den emekli olanlar içindi. Onlara diyoruz ki, hangi ücretten emekli oldu iseniz, bize bunu ispat edin ve ona göre şimdi borçlanın, yani onlara da borçlanma hakkı getiriyoruz. Dolayısıyla bir haksızlığın ortadan kaldınlması, bir yanhş tatbikatın düzeltilmesi kanunudur bu. Süper tarafı yok... Süper taraft, ortada dönen astronomik rakamlarda. Süper emekli olabilmek için, süper prim odemek gerekiyor ve bu asteın birçok yönuyle eleştiriliyor. Fakat bu eleştirilere geçmeden önce, BağKur üyelerine süper emeklilik olanagı saglayan tasanyı anlalır mısınız? TAŞÇIOGLU Aynı zihniyet ve espriyle BağKur Kanunu'nda da tadilat getirdik. Orada da esas çarpık . lık şurada: 34 bin ila 9 bin lira arasında prim ödüyorsunuz, ama en yüksek aldığınız emekli maaşı 3540 bin liraydı. Biliyorsunuz, esnaf ve sanatkâr, işçiye nazaran imkânı biraz daha bol kimsedir. Bunlara 25 sene gibi bir çabadan sonra 40 bin lira hiç de cazip değildi, o kadar cazip değildi ki, primlerini ödemiyorlardı. "Oradan gelecek paranın benim için bir kıymeti yok" gibi bir havanın içersindeydiler. Biz şimdi yeni gösterge tablosu ile bunu cazip hale getirdik. 200 bin liraya kadar nel ücret alabilecek kademeler ilave ettik. Tabii primleri de ona göre. Kendisi sececek. Evel, bütün mesele zaten ödenecek primlerde düğümleniyor. "Super emeklilikten yararianmak isteyen işçi, en üst tavandan emekliliğe girerse, ödeyeceği prim, bugünkü sistemle karşılaştınldığında yuzde 263 artarken. alacağı emeklilik aylığı yüzde 128 oranında >ukselecek" deniyor ve bu bir haksızlık olarak göriilüyor. Siz ne diyorsunnz buna? TAŞÇIOCLL" Nasıl bir hesap yaptıklannı bilmiyorum. Hesabın en doğrusunu biz yapanz. Böyle bir konu yoktur. Ücrette ne kadar nispet artışı varsa, primde de o kadar vardır. Benim bildiğim, bu rakamlar yanhştır, doğru değildir. Zaten böyle yanlış bir hesapla kimseyi "süper emeklilik" dediğiniz sistemden istifadeye çağıramazsınız. Çunkü isteğe bağlıdır. O zaman istemezler bunu. İstemeyince de işlemez. tşlemeyen sistemi ise biz getirmeyiz. Bizde de hesap kitap var. Kompütürle çalışıyoruz ve hesaplıyoruz. Boyle bir konu yoktur. Tabii bunun münakaşasına açığız. Rakamlar olarak da açığız. Ama unutmayın ki, bizim kabinenin yarısı mühendistir, hesabı iyi biliriz. Bir eleştiri de şöyle: "Süper emeklilik, tavandan prim ödeyen işçiye emekli aylığı aylık oranı yüzde 50 olmasını getiriyor. Oysa SSK, en yüksek tavandan prim ödeyen işçiye ortalama yüzde 70 oranında emeklilik »ylığı bağlı>or. Niye eskisinde yüzde 70 de yeni super emeklilikle yüzde 50? TAŞÇ1OĞLU Dedikleri doğnı. Bu iddia doğrudur. Yalnız bir sebebi var. Mevcut sisteme göre yüzde 34,5 mertebesinde prim alınır. Bunun yüzde 14,5 kadanru Uci, yuzde 20 kadannı ise işveren öder. Ama bizim düşündüğümüz gösterge tablolan tatbik edilirse, aldığımız primin yüzde 34,5 değil, yüzde 20 olduğu görülür. Eğer yü7de 34,5'i almaya kalkarsak, rakam çok büyür ve ödeyemezler bunu. O ilibarla biz yüzde 20 ile bunu limite ettik. Yani yüzde 70 olabilmesi için, yüzde 34,6 nispetinde benim prim almam tazımdı. Yüzde 20 nispetinde prim aldığım için emekli aylığının oranıru da yüzde SO'de tulturn. Çünkü yuzde 20 prime tekabül eden nispet, yüzde 5O'dir. Bir de şunu unutmamak lazım Sigorta aldığında öder. SSK'nin temelindeki prensip budur. Hiçbir Hazine ve hükümet yardımı yoktur. Aldığında öder, ama yapılan hesaplar bir sigortalımn çalışırken ödediği primlerin tutarını emekli olduğu zaman 22 ayda geri aldığım gosteriyor. Yani bir sene bile sürmuyor. Halbuki Türkiye'de emekli olduktan olunceye kadar ortalama süre 19 senedir. Istatistikler bunu gosteriyor. Demek ki, 19 senenin 2 senesini emekli kendisi ödüyor, geri kalan 17 seneyi SSK, halen calışmakta olan ve calışacak olan işçüerden prim alarak ödüycr. Fakaı şikâyet edilecek bir durum yok. Sayın bakan, bir de deniyor ki, "Geçici gösttrgeden yararianmak isteyen işçi emeklileri, seçeceği derece ve kademenin karşılıgı borçlanmaya esas malrah üzerinden yüzde 20 oranında prim ödeyecekler >e Sosyal Sigortalar Yasası'na gore, malullük, yaşlılık, ölüm sigortalan için kesilecek primin tümünü verecekler. Bu yüzde 20 oranınn içinde yuzde U'iıtin işveren bissesi olarak belirlenmesine kırşın, emekli işçiler süper emeklilikten ysrarlanmak amacıyla işveren nissesİDİ de odemek zonında kalacaklar." TAŞÇIOGLU İşveren yok ki orıada. Yüzde 11, işveren payı degil mi? TAŞÇIOCLL Yok ki işveren. Adam emekli olmuş, işveren yok ortada. Onun için yüzde 34,5 istemeyelim diyorum. Yani bu biraz da oradan geliyor. İşveren olmadığı için yüzde 34,5'i olduğu gibi işçinin, daha doğrusu emeklinin üzerine yıkmak istemeyişimizden kaynaklanıyor. Yüzde 20 prim alalım, ona göre emekli yapalım diyoruz. Adam nerede çalışıyordu? Bir muhasebe bürosunda. Nerede bu muhasebe bürosu? Bilmiyorum efendim, kapanmış. Peki, ben kimden alacağım bu parayı? Bilmem anlatabiliyor muyum? Devlet dairesinde de zor bir iş bu. Onun için bırakın eskiye dönmeyi, yüzde 20 borçlanın diyoruz. Süper emeklilikle daha fazla saglık sigortası primi ödenecegi yolunda getirilen eleşlirive ne dersiniz? Saglık humetleri değişmeyeceği balde, ödenecek primin daha fazla olacagı öne suriiliiyor. TAŞÇIOCLU Yok efendim, bu da yanlış. Yok böyle bir şey. Bir kere kesilen yüzde 20 prim bir bütündür. Hiçbir ayrım yoktur. Mevcut işleyen sistemde yuzde 34,5'lik primin yüzde I2'si tedavi, yüzde 5'i malullük gibi aynmlar vardır. Ama bu yeni tasarıdaki yüzde 2O*de böyle bir ayrım yoktur. işçi çıkaracak, cebinden verecek. Hepsi bir bütün. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıogtu, son olarak hazırlanan "super emeklilik" >asa tasarısının geçireceği aşamaları anlatıyor bize. Geçen hafta içinde TBMM Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonu'nda 3,5 saat suren görüşmedetı sonra kabul edilen tasan, 9 haziran günü BütçePlan Komisyonu'nda konuşulacak. Daha sonra Meclis tatile girmeden yasalaşacak. Taşçıoğlu, Vteclisin 23 mayısıa değil, değiştirilen kararla şimdi haziran sonunda tatile gireceğini belirtiyor ve tasarımn yasallaşmasıyla birlikte "süper emekliltgm" daha iyi anlaşılması için propaganda çalışmalarına ağırlık vereceklerini söylüyor. Bakırla gelen ölüm (Bastarafı 1. Sayfada) yük çoğunluğunun solunum yollan ve ciğerlerinden hasta olduğu belirlendi. Kükürt dioksitli gazlann çevreye yayılmasını önlemek amacıyla kurulan sülfat asidi fabrikasının da üretime geçememesi nedeniyle Murgul'daki Bakır Işletmeleri Fabrikaian çevreye ölüm saçmaya devam ediyor. Murgul Bakır İşletmeleri Fabrikalan'nın çıkardığı kükürt dioksit gazının işçi ve çevre halkı üzerine etkisi konusunda hazırlanan raporda "Kükürt dioksit gazının bitki örtiisü üzerine olan etkisi çok dramatik bir şekilde göriılmesine rağmen, bundan daha önemli olan 'insan ıstırabı' ilk defa araştırma konusu oldu" denilerek şu görüşlere yer verildi: "Hiçbir özel seçitne tabi tutulmadan, 222 kişi rasgele seçilerek muayeneedildi. 202'sierkek. 20si kadın olan bu degişik yaş gnıplannda yaptıgımız araştırmada elde edilen veriler çok ilginçtir. Fabrika işçisi ve civar köylulerden ibarel olan bu kişilerin 112'sinde. yılın en az 6 ayında az ya da çok oksuruk şikâyeti olduğu öğrenildi. 103'unde balgara çıkarma şikâyeti vardı. 89 hastada ise sıkı bir çalışma esnasuıda nefes darlığı meydana geliyordu. Buradan şu netice çıkmaktadır. İşçilerin 1/3'ünden fazlasında çalışma gücü azalmıştır. Spirometrik metotlarla akciger çalışma durumlan ölçülen 218 kişiden büyük çogunlugunda, degişik derecelerde akciğer yetersizligi tespit edildi. Muayenelerinde önemli hastalık belirtisi tespit edilen 34 hastanın akciğer grafileri ile bu durum ortaya çıkanldı. Muayene edilen öksunık, balgam ve nefes darlıgı şikâyeti, Murgullularda bronşit ve amfizem hastabklan tehlikeli birsekilde yaygın olarak bulundu. Büyük bir vadide y^şayanlann lumu, yeni dogan bebeginden >aşlı ihli>.ann» kadar. bu gazlann etkisi ile sıhhallerini kaybetmekte ve büyük bir lehlike ile karşı karşıya bulunmaktadııiar." Kükürt dioksitli gazlann çevredeki toprak ve bitki sağhğına etkisi konusunda hazırlanan ön raporda da özetle şöyle denildi: "Klorofil zehiri olan kükürt dioksit gazının etkisi ile bitki ortüsü ortadan kalkmış. (akriben ortalama yüzde 6080 bir egime ve yılda 3000 mm.'lik yağışa sahip olan çevredt toprak örtüsu büyük olçüde aşınıp laşınmaya maruz kalmıştır. Toprakta meydana gelen çok şiddetli erozyon dolayısıyla gazın etkili olduğu alanın yaklaşık yüzde 50'sinde, topragı meydana getiren ana kayalar ortaya çıkmıstır. Bunun dışındaki sahalarda da topragın en verimli olan 030 cm.'lik ust katı yerinden uzaklaşügından geriye vçrimsiz ve çok ince bir toprak tabakası kalmıştır. Hemen ber yağıştan sonra meydana gelen bu erozyonu ile toprak ve kaya parçalannın taşınması sonucu çevredeki kö) yollan kapanmakta. işçilerin ve köylulerin Murgul'a geliş ve gidişleri buyük ölçude aksamaktadır. Gazın elkisinin en fazla olduğu Gürcuoglu sınlanndan alınan toprak örneklerinde Ph degerinin 3.5'e kadar düştuğü tespit edümiştir. Gaz etkisinin ihmal edilebılır seviyede olduğu Başkby'de ise topragjn Ph degeri 56 arasında bulunmuşlur. Bu dunımda topraga inlikal eden kükürt dioksit gazının toprakta sonuç olarak sülfat asidine donuşerek toprağı çok şiddetli derecede asitleştirdigi ortaya çıkmaktadır. Kükürt dioksit gazının atmosfere verilmesi ile toprak, bitki ve insan saglıgı üzerinde ortaya çıkan şiddetli zararlar ve gazın kotü etkileri yanında aynca milli bir servet de yok edilmektedir. Her gün almosfere verilen 80100 ton dolayındaki kükür dioksit gazının toprak. bitki ve insan sağlıgı üzerine olan çok zararlı etkilerinin ortadan kaldınlması gerekmekledir." Murgul Bakır tşletmeleri Fabrikası, 34 bin metre yıikseklikteki dağların çevrelediği guneyden kuzeye doğru uzanan dar bir vadinin tabanına 1951 yılında kurularak işletmeye açıldı. Bakır fabrikası işletmeye açıldıktan sonra, 10 bin hektarlık araziyi tamamen kuruttu. Murgul'da yaşayan herkes işçi olsun, olmasın dumanın vermiş olduğu zarardan birinci derecede etkilenmeye devam ediyor. SSK'nin emekli işçilere en kısa süreli maaşı Mıngul'da verdiği de ileri sürülüyor. Çünku özellikle izabe ve platasyon bölümünde çalışanlar, emekli olduktan sonra fazla yaşamıyorlar. Ölümler de genellikle akciğer kanseri ve tüberkülozdan oluyor. GERCEK (Bastarafı 1. Sayfada) sı için kız öğrencîlerin başörtüsü takmaları mı gerekiyor? Yann, öbür gün üniversiteye fesli, sanklı, kavuklu öğrenciler de gelebilirler. Bunlar derslerde feslerini ve kavuklarını çıkarmak isfemeyebilirler. özgürlüktür, demokrasidir, tstediklerini yapabilirler. Başörtüsü, özgürlük simgesi olduktan sonra, kavuk ile fes neden olmasın? Denebilir ki, giyim kuşam bir biçimdir; başörtüsü, fes, kavuk nedir ki? Kafamn içine bakmah. Doğrudur. Eğer küçük ka ve oğlan çocuklan hafız kurslarına yollamrsa, büyüme çağlarında kafalarımn içi örümceklenirse, delikanh ya da genç kız olduklannda ister şapka giysinler, ister bası açık gezsinler; ne değişir? Türkiye'de laik öğretim yıkılalı beri büyük bir dram yasanıyor. Bu dram, başörtüsü, fes, kavuk sorunu değildir. Uygarhk tarihinin en önemli sorunu ile karşı karşıyayız. Eğitim düzenimizde aklm ve bilimin egemenliğini benimseyecek miyiz, yoksa yeni kuşaklan bağnazlık öğretimine mi teslim edeceğiz? Olayın ardındaki gerçek budur; görüntülere bakarak kimse kendinı aldatmasın. * • • Asgari ücret maratonu başhyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bugüne kadar uygulanan yönteme göre, 12 kalem besin maddesinin fiyatına bağlı kalan asgari ucreti yeniden belirlemek üzere Asgari Ücret Tespit Komisyonu bugün bir araya gelecek. TürkIş'in nabız yoklayacağı, TlSK'in geçmiş yıllardaki yöntemi önereceği komisyon toplantıları için asgari ucreti belirleyecek kurulun üyelerine "asgari ücrete yakıçır" bir para, "50 lira" verilecek. Komisyon, kararını mayıs ayı sonuna değin verebilirşe, yeni asgari ücreı haziran ayından itibaren uygulanabilecek. Asgari ücretin saptama yönteminde, Başbakan Turgul Ozal'ın "yasakladıgı" İTO Geçinme Endeksinin göz Onune ahnıp alınmayacağı da merak konusu oldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıoglu'nun saat 14.00*16 yapacağı konuşma ile Asgari Ücret Tespit Komisyonu bugün calışmalarına başlayacak. Ancak, bugünkü toplantı, bir seremoni ve komisyon çalışma yönteminin belirlenmesinden öteye geçmeyecek. Türktş bugunkü toplanuda, asgari ücretin kendi önerdikleri yönteme göre belirlenip belirlenemeyeceği konusunda nabız yoklayacak. Türkİş'in önerileri şu noktalarda toplanıyor: " Asgari ücret net ödenmeli, İşçinin eşi vt üç çocugu olan bir aile olarak kabulu esas alınmalı, Asgari ücret her yıl saptanmalı, Saptama sonrasında fiyaliarda yüzde 15 oranında bir artış göruldügünde. asgari ucret bu oranda arttınlmalı." Türklş'in bu önerileri, komisyonda büyük bir olasılıkla kabul görmeyecek. Bugüne değin Türktş'in aynı konuda yaptığı öneriler, "mevzuat degişikngi" gerekıiği gerekçesiyle reddedilmişti. Türklş, önerilerine hukümet ve işveren tarafından destek göremezse, ikinci toplantıya hazırhkh gidecek. Türklş'in bugünkü toplantıya sunacağı bir "rakam" bulunmadığı. komisyonda kabul edilen yönteme göre Türklş'in diğer toplamılara bir hazırlık yapacağı belirtiliyor. TtSK yetkilileri ise, koraisyon toplantısında bugüne değin uygulanan yöntemler çerçeyesinde asgari ücretin belirlenmesini önereceklerini ifade ettiler. Hükümet tarafının genel eğilimi de, asgari ücretin yaklaşık yüzde 40 oranında arttınlması yönünde, bilindığı gibi, Başbakan Turgut Özal, 1987 başmda işçi ücretlerine ortalama yüzde 40 oranında zam yapılacağını bildirmiş ve bu oran aşağı yukan hemen hemen tüm kamudaki toplusözleşmelerde uygulanmıştı. Eğer hükümet tarafnun bu eğilimi gerçekleşirse şu anda brüt 41 bin 400 lra olan asgari ücret 57 bin 960 liraya yükselecek. Bugüne kadar uygulanan yönteme göre, asgari ücret, günde 3 bin 500 kalori harcaması gereken bir işçinin besin içi ve dışı harcamalan gözönüne alınarak belirieniyor. Gunde 3 bin 500 kalori harcaması gereken işçinin, bilimsel verilere göre besin içi harcamaları şu kalemlerden oluşuyor: Ekmek (500 gram), Et (187 gram), Yumurta (haftada 3 tane), Süt (200 gram), Beyazpeynır (46 gram), Zeytinyagı (20 gram), Margarin (20 gram), Tereyağı (10 gram), Sebze (400 gram), Meyve (133 gram), Unbakliyat (47 gram). Asgari ücret komisyonu, besin maddelerinin birim fiyatlarına göre yaplığı bu hesaplamanın işçinin giderlerinin yuzde 44'ü olduğunu kabul ediyor. Bu yüzde 44 besin içi harcama oranına yüzde 56 oranında besin dışı harcamalar ekleniyor. Ancak besin dışı harcamalara ilişkin yüzde 56 oranı, yüzde 44 besin içi harcamalar baz almarak hesaplanıyor. Dolayısıyla asgari ücretlinin besin dışı harcamalan da, besin içi harcamalannın fıyatlanna dayanıyor. Bu "soyut" besin dışı harcama oranında doğal olarak, kira, yol parası, kültürel harcamalar, giyimkuşam gibi somut kalemler yer almamış oluyor. Ayrıca bu dıkkate alınan besin madde fiyatlarının net olmasına ve besin içi harcama net olarak hesaplanmasına karşın, asgari ücret brüt olarak uygularuyor. 3 bin 500 kalorilik listede yer alan besin harcamalan gözönüne alınarak, Asgari Ücret Komisyonu'nun yöntemiyle Cumhuriyet'in mayıs ayı başında Ankara Hali'nde yaptığı bir çalışmaya gore, en ucuz fıyatlarla, asgari ücretlinin tek başına yaşadığı düşünülürse, asgari ücretin net 61 bin 104 lira 60 kuruş, yani brüt 92 bin 759 lira olması gerekiyor. Asgari ücretlinin günde 2300 kalori alması gereken eşi ile günde 1600 kalori alması gereken 014 yaş grubu içinde bir çocuğu olduğu gözönüne alınırsa, asgari ücret net 148 bin 746 lhra 30 kuruş, yani brüt 212 bin 924 lira 40 kuruş düzeyine yükseliyor. Komisyvnda kimler var? ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Asgari ücreıi yeniden belirleyecek olan 15 kişilik komisyon şu üyelerden oluşuyor: HÜKtSMET: Orhan Başekim (Çalışma Genei Müdürü), Fahrettin KaradenU (tşçi Sağlığı Daıre Başkanı), Rahmi Ulu (D1E Temsilcisi), AtiUa Duygan (Hazine ve Dtş Ticaret Musteşarlığı temsilcisi),Burhan Akdemir (DPT temsilcisi). I , i | TÜRKIŞ: Musıafa Başoğlu iTurklş Gend Eğitim Sekreteri). Faruk Barut (Testş Genel Başkanı), Bayram Meral (Yollş Genel Başkanı), Zeynel Irmak (Tanmtş Genel Başkanı), Ahmet Kurt (Lika.t!ş Genel Başkanı) TtSK: Refık Baydur (TtSK Başkan Vekili), Ali Nizamoğlu (T1SK Başkan Vekili), llhan Goçer (TİSK Genel Sekreter YarJ\mcısı, Nihat Yuksel (Sabancı Holding Koordinaıöru). Abdurrahman Namtu (MESS İşvereni). Agır iddia (Bastarafı 1. Sayfada) nı, plakası sökülmüş Renault marka bir otomobile götürüldüğünü öne sürdü. Savcılığa yaptığı başvunıda, kardeşi için ertesi gün karakoldan kendilerine, "Karaıdıkta 'dur' dedik, dunnadı. Vurduk, öldü" diye haber verüdiğini iddia eden Cemil Savaş, olayın sorumluları hakkında dava açılmasını istedi. Başvurusunda, olay sırasında evde bulunan annesi Kelim, yengesi Meryem, kız kardeşi Âyşe Savaş, konukları Abdülhadi Yıldız ve komşuları Abdurrahman Şavaş'ı tanık gösteren Cemil Savaş, kardeşi İbrahim Savaş'm muhbir Hasan Irmez tarafından ihbar edilen her Apocu başına konan bir milyon liralık para odülünü almak amacıyla "PKK militam" diye ihbar edildiğini öne sürdü. Cemil Savaş, Balveren köyü Jandarma Karakolu'nda görevli 3 astsubayın da kardeşinin "PKK militam" olmadığını bildiklerini, buna karşın "Bir PKK militam yakaladıklannı kamtlamak için kardeşini öldürdükterini" iddia etti. Ceseıte beürlenen şişlerin ve kolundaki 10 kınğın, kardeşinin işkence ile öldüriildükten sonra kurşuna dizildiğini, ancak olay a "ÇŞt'Şma süsü" verilmek istendiğinin ortaya çıktığını ileri süren Cemil Savaş, iddialarmı şöyle sürdürdü: "Kardeşimin üzerinde çıküğı iddia edilen Kalasnikof marka tüfeğin seri numarası neden açıklanmıyor? Bu silahın benzeri olaylarda sık sık kullanıldığından kuşkulanıyoruz. Ayrıca İbrabim'i evden alan beyaz Renault'nun plakası neden açıklanmıyor? Gece yola çıkan tüm araçlann karakolca tespit edilerek deftere kaydedildiği herkes tarafından biliniyor. Olay sırasında kardeşimin üzerinde bulunan haki renk parka. cebindeki not defteri ile nüfus cüzdanı nerede? Tüm bu bulgular olaya, kimliği meçhul bir kişinin 'dur' ihlarına uyması sonucu öldüriilmesi havasının verilmek istendiğini gös. termiyor m u ? " Cemil Savaş, olaydan sonra Balveren köyünde görevli 3 astsubayın mükafat iznine gönderildiğini, muhbir Hasan İrmez'e bir milyon lira para ödülü verildiğini bildirdi. Savaş, muhbir ve karakol görevlileri işbirliği ile devlete " s u ç " işletildigini iddia ederek sanıkların cezalandırılmasını istedi. Öte yandan, başvuruyu inceleyen Şırnak Cumhuriyet Savcılığı ise, olayla ilgili olarak "görevsizlik" kararı verip dosyayı 7. Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanhğı Savcılığı'na havale etti. SSCB'de reform için kuşku tim kadrosu arasındaki uçurumun büyümesine yol açtı. Yöneticiler, işçilerin çalışmalarından şikâyet ederken işçiler, yöneticileri ilgisizlikle suçluyoılar. Yeniden yapılaşmaya gösterılen muhalefetle ilgili önceki yorumlarda, tepkinin Sovyet toplumunun orta kademelerindeki bürokratlardan ve devlet gorevlilerinden kaynaklandığı ifade ediliyordu. Oysa şimdi direnmenin ya da güvensizliğin toplumun daha derinliklerinde bulunduğu belirlenmiş oldu. Sosyolojik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Ivanov, işçilerin yeniden yapılaşma fikrinden aydınlara oranla daha azetkilendiklerini ifade ediyor. Anket sonuçlarına göre işyerinde demokratikleşme, yani işçilerin işyeri yönetimine katılması projesi pek itibar görmüyor. Örneğin, Moskova yakınlarındaki bir işletmede çalışan işçilerin sadece üçte birinden biraz fazlası, politika belirlemede etkili olma fikrinden memnun görünuyor. Sonuçlar, Sovyet ekonomik planlamacılarını sinirlendiren bir teorinin bir kez daha doğrulanmasına yardımcı oldu: "İşçiler, gerçek değişiklikleri görmeden verimliliklerini arttırtnak konusunda isteksiz olacaklardır." lvanov'a göre, "iş koşullarının yeniden yapılaşması, ancak yasal ve organizasvon yapılarında kayda değer degişimlerden ve türn yönetim mekanizmasının degiştirilmesinden sonra mumkündür. Bugünkü koşullarda, durum incelendiğinde iyimser oimak için çok az gerekçe var." Ecevit: Memura fakir fonundan maaş (Bastarafı 1. Sayfada) ğı ust duzey burokrasisinin tepkisine yol açtı. Maliye yetkilileri, memurlara fıtre ve zekât desteğiyle FakFukPon'dan yardım kesinleşirse, devletin, memurlann f aknı zarurel içinde" olduklannı onaylayacağını, bunun da "onur luncı" olacağını belirttiler. Devlet Personel Dairesi'nce tamamlanarak Başbakanlığa sunulan pakette, halen 66 olan memur katsayısının 75'e çıkarılması ve gösterge tablosunun yeniden düzenlenmesi öngörülüyor. Göstergelerin degişmesi sonucu memur maaşlarında 75019.500 lira artış sağlanacağı kaydediliyor. Pakette, üniversite mezunu memurlara, net maaşımn yüzde 10'u kadar tazminaı ödenmesi önerisi de bulunuyor. Buna göre, memurlara bu tazminat "yüksekokul tazminatı" adı alıında ödenecek. Devlet Personel Dairesi, memurlara bir üst derece verilmesini de Önerdi. Bu hakkın, 1974 yılında yapılan yüksehmeden yararlanmayanlarla, daha sonra işe girenlere verilmesi öngöruldü. SOSYAL YARDIM Başbakanlığa sunulan bir başka öneri paketinde de devlet memurlanna, kamuoyunda FakFukFon olarak bilinen Sosyal Dayaruşma ve Yardımlaşma Vakfı kaynaklanndan "sosyal yardım" adı altında yeni bir ödemeye gidilmesi ıstendi. Sosyal yardım miktan her memur için 15 bin lira olacak ve yakacak yardımı gibi ödenecek. Teklifin gerekçesinde, böyle bir uygulama ile bütçe imkânlarının zorlanmayacağı, emisyon hacmi ve enflasyonun etkilenmeyeceği kaydedildi. Teklifler kabul edildiği takdirde, birinci derecenin birinci kademesindeki memurun 62 bin, yedinci derecedeki memurun 28 bin, 15. derecedeki bir memurun da 17 bin 950 lira daha fazla maaş alacağı bildirildi. Çalışmaların Başbakanhkta değerlendirilmesir.den sonra, gerekli yasal duzenlemelerin haziran ayı içinde tamamlanacağı öğrenildi. Cumhuriyet Ankara Bürosu'nun haberine göre, Devlet Personel Dairesi Başkanlığı'nca hazırlanarak Başbakanlığa sunulan devlet memurlanna Fakir Fukara Fonu'ndan yardım yapılması önerisi, Maliye Bakanlığı üst düzey burokrasisinin tepkisine yol açtı. Maliye, devlet memurlannın durumunun iyileştirilmesinini, yakacak yardımı, gösterge, maaş ve yan ödeme katsayısı arttınlmasıyla sağlanması görüşünü savunuyor. Devlet Personel Dairesi'nin FakFukFon'dan yardım önerisi kesinleşirse, memurlann "fakm zaruret içinde" olduklarının, hükumetçe de resmen onaylanmış olacağı bildirildi. Konuya ilişkin göruşlerini açıklayan Maliye ve Giimrük Bakanlığı yetkilileri, memurtarın durumunun iyileştirilmesi için gösterge tablosunun yeniden düzenlenmesi, maaş ve yan ödeme katsayılanmn yükseltilmesi ve halen 30 bin lira olan yakacak yardımının arttınlması üzerinde durulduğunu kaydettiler. Düşük derecedeki memurlar için, yakacak yardımırun arttırümasırun katsayı artışından daha önemli olduğunu ifade eden vetkililer, katsayı gösterge ve yakacak yardımı artışı konusunda bir kaç ayn seçenek üzerinde durulduğunu söylediler. FakFukFon'dan yardım yapılması önerisine şiddetle karşı çıkan Maliye Bakanlığı yetkilileri, bunun son derece "onur kıncı" bir uygulama olacağını belirttiler. Devlet Personel Dairesi'nin önerisi kabul edilirse, Fakir Fukara Fonu'nca toplanan fitre ve zekâtlar ile kurban derilerinvn gelirleri ve bağışlardan memurlara her ay I5'er bin lira ödeme yapılacak. Memurların FakFukFon kapsamıııa alınmasıyla 'faknı zarurel içind«" oldukları hüküınetçe de resmen onaylanmış olacak. Başbakanlığın "Reform Mahiyelindeki Kanuni Düzenlemeler" kitabının 179182. sayfalarında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile buna bağlı fonun amaçları anlatılırkcn, fondan yararlanacak kişiler için. (Bastarafı 1. Sayfada) Yaklaşan seçimlerin tüm sosyal demokratlann bir araya gelmeleri gereğine ivedilik kazandırdığmı vurgulayan Rahşan Ecevit, "Tüm sosyal Demokrallara DSP'de BÎrleşme Çagnsı" başlığı altında dun yaptığı yazıhaçıklamada, "birlesmenin sağlıklı ve tutariı biçimde gerçekleştirileceği tek yapının DSP olduğunu" "fakru zaruret içinde olan ve sosyal savundu. dayaruşmadan islifade ettirilerek ele Ecevit, DSP'nin "kendi yapısında muhtaç edilmeden hayat devam çalışan halk kesimleri ile uzmanlan ettirilecekUr" denüiyor. bütünleştirerek nyum içinde çalışaSöz konusu kitapçıku, FakFukbilir dunıma gelirmeyi başardıgım" Fon'dan yardım yapılacak kişilerle ilda kaydettiği açıklamasında, solda gili olarak özetle şu görüşlere ytr vebirleşme, butünleşme konusunda şu riliyon görüşlere yer verdi: "Türkiye'de hiçbir sosyal güvenlik "Çağdışı kalmış ve kalıplaşmış bir ve yardım kurumunun el uzatamadı'solculuk' anlaytjiyla ve geçmişin sloğı olay lar olmaktadır. Bu olaylar bem ganlanyla. bugünun Türk toplumunkamu vicdanını yaralamakta heın de daki buyuk sosyal demokrat birikim de\le(in ilibannı sarsmakıadır. Sosdegerlendirilemez. Hızla degişen yal yardımlaşma ve dayamşmanın teşTürk toplumunda, sosyal demokratviki uygulaması sayesinde ülkemiz. lar, demokratik solcular, ancak bu vicdanlan inciten dramatik manzadegişime uyum sağlayarak ve öncüralara sahne olmaktan çıkacaktır.. luk ederek güçlerini arttırabilir ve ikZenginden yoksula doğnı refah akıtidara gelebilirler. şı sağlanacaktır. Demokratik Sol Parti, saghklı yapısıyla, tutariı doğrultusuyla ve geçOrta direğin altında yer alan sosmişe dönük degil, geleceğe yönelik yal guvenliklen mahnım kesime, devtutumuyla bunu başarabilecek lek letimizin yanında hamiyetsever ve feparlidir. dekâr vatandaşlanmızın da desteğiyÇatıdaki örgütsel birleşmelerin, le, hizmet etmek şerefi bir kere daha gerçek bir butünleşme sağlamadığı, ortaya çıkmıstır." uyumlu çalışma degil. sürekli ve verimsiz çalışma doğurduğu, sosyal demokrat harekete guç degil, zaaf getirdigi ve sosyal demokral oylan yükseltmek söyle dursun, önemli ölçude duşıirdügü, sonuç olarak da sosyal demokratlan iklidardan uzaklaştırdığı kesin olarak göriilmiiştur. Onun için, calıda suni bir örgütsel buieşme yerine, tüm gerçek sosyal dernokrallan, demokratik solcuHADİ ULÜENGİN lan. Demokratik Sol Parti'nin sağBRÜKSEL Ankara'nın lıklı yapısında, tutariı ve çağdaş doğGenelkurmay Başkanı Necdet rullusunda, süraile bir areya gelmeÜ n ı | ve Milli Savunma Bakanı ye çagınyorıız. Zeki Yavuztürk tarafından temDışımızdaki sol maceracılan. hisil edileceği NATO bahar dönezipçilik haslalığından kurtulamayanmi toplantıları " r u t i n " bir gün • lan, naylon uye ve delege ya/ımı ustalannı bir yana bırakarak hepsinin demle bugünden itibaren BrükDemokratik Sol Parti'de butünleşmesel'de başlarken, bu toplantılar leri, ilk seçimlerde halk iktidanru gerTürkiye açısından da fazla bir çekleştirmeye yelecektir." önem taşımıyor. Rahşan Ecevit, DSP Genel Merkeİttifak bünyesindeki Türkzi'nin önceki gün ani bir kararıyla 31 Yunan sürtüşmesinin son odak mayıs pazar günu için toplantıya cağnoktasını oluşturan "Skyros rılan kurucular kurulunda son siyabunalımının' gündeme geleceği sal gelışmelerin de değerlendirilece sanılnıı>or. ğini bildirdi. (Bastarafı 16. Sayfada) gulanmaya başlanmamasına rağmen, ülkede atmosferi şimdiden etkilemeye başladı. Personel kadrolarında büyuk değişiklikler görülurken, başına gelen eleştiriler arttı, hükümetin rüşvete olan tutumu sertleşti. Birçok işyerinde yöneticiler, kârlann dağıtımında daha serbest davr?.nırken, işçilere uygulanan teşvikler konusunda da devlet yöneticilerinden destek görüyorlar. Gerçek reformlar öncesinde uygulanan bu kuçük boyuttaki değişiklikler bile, işçüerle yöne Bir dahaki (Bastarafı 16. Sayfada) hep saidılar ordan da. Dısarısı boğma>a başladı beni. Sekiz kere de cezaevine girdim. Otobüs çaldım, uyuşturucu satom. emniyeti suiistimal ettim. hanımı kaçırdım. Her seferinde kısa sureler yattım çıktıın." Para bulamayıp aç kaldığı bir gün çevresinden birileri, "Sana dışarda bakamayan devlet içerde bakar" demişler. O nedenle ilk hırsızlık densmesini yapmış Ökkeş. Ancak koşullann daha kötü olduğunu görmüş. Kunanldıktan sonra getirildiği karakolun dışında kendisini akıl hastanesine götürecek ambulans beklerken, kaldırırmn üzerine oturan Ökkeş sinirleniyor ara ara. "Bu kez de kurtardılar beni" diyor ve ekliyor, "Ben de zengin olacağım hem de cn keslirme yoldan." Çevrede birikenler gülüşüyorlar. "Nasıl becereceksin bunu?" diye soruyoruz. Ayağa fırlıyor ve bağırmaya başlıyor "Özal'ı protesto ediyorum. Kandırdı beni. Herkesi zengin etti. Partisindekilerin alayı keslirmeden zengin oldular. Mustafa Tasar'ı, kardeşi. Hepsi. hepsi zengin oldu. Sıradan parti uyeJeri, belediye başkanlan bile döndüler köşeyi. Bir biz donemedik, geç kaldık uyanmakta. Beni kandırdılar. orta direktik, mezar taşı bile olamadık gitti. Şimdi oyumu Dentirel'e verecegim. Hele bir yasaklar kalksın. O daha tecriibeli Özal'dan. Sonra partiye de üye olurum. Ozal'ı protesto ediyorum. Demirel gelecek dertler bitecek. Ben deli miyim kardeşim." Ellerini kollarını sallamaya başlıyor Ökkeş. Görevliler daha önceki denemelerini bildikleri için mudahale etmiyorlar. Bu sırada kendisini Bakırköy Akıl ve Ruh Hastabklan Hastanesi'ne götürecek ambulans hazırlamyor. Arabaya binmeden önce dönup bize sesleniyor. Yirmi beş yaşında, üç yıllık evli, bir çocuk babası Gaziantepli Ökkeş Bozkurt, "Gene goriışecegiz. Beceremezsem bu kez Bogaz Köpriisü'nde buluşalım olur mu?" Uzaklaşıp giden ambuiansın ardından kalabalık dagılıyor, tıkanan trafik de açılıyor yavaş yavaş. toplantıları başlıyor NATO Fatih'e (Bastarafı 16. Sayfada) ner'deki yangın bölgesi. Yalı Mahallesi'ndeki eski Türktsiam mirnarisi evler. Yedikule ve Zeyrek'te de çalışmalanmız var" seklinde konuşuyor. Yaptıkları son duzenlemelerin ve Fatih Anıtı'nın toplam 600 milycn liraya mal oldu|unu belirten Fatih Belediye Başkanı Yelkin Giindüz bu konuda da şu bilgileri veriyor: "Fatih Parkı'ıun restorasyonu 268 milyon liraya çıktı. 14 metre boyunda, 6 ton ağırlığındaki Fatih Anıtı 180 milyon liraya ihale edildi. Parkın aydınlatılması, anıtın aydınlatılması, Bozdoğan kemerlerinin ve iki ana caddenin aydınlatılması için de 98 milyon lira aynldı. Yani toplam. yaklaşık 600 milyon liraya mal oluyor tüm bunlar." ! ı ' •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle