18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1/ JVIAYJS 190/ CUMHURİYET/ Tüp gaza düzenleme ANKARA (ANKA) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Fiyat Kalite ve Standanlar Dairesi Başkaniığı, sıvılastınlmış petrol gazi (LPG) tiiplerinin imali, doldurma, bojaltma, dcpoiama ve taşıma işleriyle uğraşanlann uymak zorunda olduklan esasları belirledi. Bakanlığın bu konudaki tebliğine göre LPG dağıtım şirketleri, rafinerilerden aidıklan LPG'yi fiyat tespitlerinde esas alınan miktarlarda dolduracaklar ve standarda uygun olmayan tüplere dolum yapılamayacak ve satılamayacak. Tüplerin ve valflann standarda uygun olmasından, gaz miktannın belirtilen değerde olmasından ve dolumdan sonra yapılacak kontrolden dağıtım şirketieri ve dolum tesisi yetkilileri sorumiu tutulacak. Erdemir'de "teşmil" sorunu Yücebaş, TEK Genel Müdürü ouffi'lü güzeller ANKARA (âJL) Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdür ve Yönetim KuruJu BaşkanlıgYna Et ve Bahk Kurumu Genel Müdürfl Remzi Yücebas atandı. Yücebaş'ın atanmasına iliskin karar Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. TEK Genel Müdürlüğü, Ayhan Erkan'ın yurtdısındâ görevli iken geçirdi& trafık kazasında ölümü üzerine bojalmıştı. 1982 vüında Sümerbank Genel Müdürlügü'ne getirilen Yücebas, Et ve Balık Kurumu Genel Müdürlügü görevini yürütüyordu. Evli ve üç çocuk babası olan Yücebaş, lngilizce ve Almanca biliyor. ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) Güney Kore'nin baskenti Seul'de yapılacak Dunya Üniversitelerarası Güzellik Yansması'nda Türkiye*yi temsil edecek üniversite gOzeli seçildi. ODTÜ'de yapılan yansmada ODTÜ tstatistik Bölümü 4. sınıf öğrencisi Efsıın UysaJ (22) birinci oldu. lkinciliği tngilizce Eğitimi Bölümü öğrencisi Tuba Karatay, üçüncülüğü Uluslararası Iliskiler Bölümü öğrencisi Filiz Baştüze kazanırken, Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisi Mdtem Baygüo de sempati güzeli seçildi. KDZ. EREGLt (Cumburiyel) Erdemir'de işçi ücretlerine teşmil konusu yeniden gundeme geliyor. Erdemir Yönetim KuruJu Başkanı Celal Kurtuluş, yetkili sendika belirlenemediği için ikinci kez teşmil uygulaması konusunda temaslarda bulunduklarını açıkladı. Erdemir'in 22. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende konuşan Celal Kurtuluş, saat ücretli personelin yetkili sendika belirlenemediginden toplu iş sözlesmesi yapjlamadjğını belirterek "Biz sorunun uzüntüsünü yaşıyoruz. Bunun için yapılacak toplusözleşme veya teşmile mahsuben işçilerimize önceki teşmilin bitiş tarihi itibarıyla ücretlerinin yüzde 25'i kadar avans ödemeye başladık. Bazılan bunu çarpıtarak Erdemir, memuruna yüzde 40, isçisine yuzde 25 zam verdi diye samata yapmaya kalkıştı. Halbuki bu muhtemel bir toplusözîesme veya teşmil zammma mahsuben verilen avanstır. Biz bu avansia yapılacak bir zammın yüzde 8O9O'ın! şimdiden vermiş olduk" dedi. Güzeller ve küçükler SİNGAPUR (A.P.) Dünya güzellik yarışması için Singapur'da bir araya gelen dünyamn çeşitli ülkelerinın güzelleri, Dünya Ticaret Merkezi'nde oldukça ilginç bir gösteriye katıldılar. Ticaret Merkezi için de alışılmamış olaylarm geliştiği bu gösteride, "Kiiçük dünya güzeli" seçildi ve güzelier, miniklerin şarkı ve gösterilerini izlediler. HABERLERİN DEVAMI Unıguay'da Demokrasiye Geçiş ve Tupamarolar (Baştarafı 1. Sayfada) Nikaragua'ya evet, Yankeelere hayır. Uruguay'da solun her türlüsüne rastlamak mümkün. Neredeyse tümü, komünisti, Troçkisti, sosyalisti tek bir örgüt çatısı aftında, bir "cephe" içinde, ancak kendi kimliklerini koruyarak toplanmışlar 1984'teki başkanlık seçimlerinde oyların yüzde 20'sini almışlar. Sol cephenin başkanı altmış yaslarında emekli bir general; adı Liber Seregni. Bir yemekte kendisiyle sohbet ettik. 197584 arasmda dokuz yıl hapis yatmış. Diktatörlüğün anayasasının 1981 yılındaki referandumda Uruguay halkı tarafından reddedilmesinde hapiste olmasına rağmen ağırlıklı bir rol oynadığı söyleniyor Askeri diktatörlük döneminde meydana gelen insan hakları ihlallerinden sorumiu olanların mutlaka cezalandırılmalarını istiyor. Bu konuda herhangi bir uzlaşmanın ülkede demokrasinin gelişmesini sekteye uğratacağına inanıyor. Bu sorun Arjantin'de oiduğu gibi Uruguay: da da poiitik açıdan son derece hassas. Bir meslektaşımız, Arjantin'de "kaybolan" 9 bin kişiye karşılık Uruguay'da 12 yıida 20 kişinin "kaybolduğunu" yalnızca 100 kişinin işkenceden öldüğünü belirterek, diktatörlüğün bu ülkede komşularma göre daha "yumuşak" geçtiğini söyledi. "/Ve kadar yumuşak?..." Uruguay'a dönmüş olan ve halen Montevideo'da yaşayan Edouardo Galeano, askeri diktayla ilgili olarak bir kitabında şoyle diyor: "Bir tören sırasmda ulusal marşın 'titreyin zalimler" diyen dörtlüğünü açık biçimde vurgulayarak söyleyen Uruguaylılara, silahlı kuvvetlerin moral gücüne saldın' suçuyla 18 aydan 6 yıla kadar hapis veriliyor. Duvara 'yaşasın özgürlük' diye yazmak ya da sokağa bildiri atmak insanı hapse sokabiliyor. Kişi işkenceden sonra hâlâ yaştyorsa çok şanslı demektir. Hayatta değilse ölüm raporunda birastım krizi sonucu vefaî etti ya da kendini astı, kendini boşluğa atarak kaçma girişiminde bulundu gibi şeyler yazacaktır" (Aşkm ve Savaşın Gündüz ve Geceleri) Hem Arjantin'de hem de Uruguay'da bugün demokrasiye geçilirken askeri ddnemdeki insan hakları jhlallerine ılişkin ne yapılması gerektiği konusunda farklı, çelişik görüşler var. Anantin Cumhurbaşkam Alfonsin, en önde gelen askeri liderlerin cezalandırılmalarından sonra olayın üstune sünger çekifmesinden yana; zira devam edip giden yargılamaların orduda ve ordusivil iktidar ilişkilerinde sürekli huzursuzluk yarattığını düşünüyor. Uruguay Cumhurbaşkanı Sanguinetti ise gecmise tamamen sünger cekilmesinden yana. Arjantin'den farklı olarak burada askeri yönetimin hiçbir sorumlusu insan hakları ihlallerinden dolayı yargılanmamış. Jki yıl önce o tarihe kadar işlenmiş bütün "siyasaJ cinayetler" için çok geniş kapsamlı bir af çıkarılmış. Bir yandan ünlü şehir gerillaları Tupamarolar, Öte yandan askeri diktatörlüğün sorumlulan affedilmişler. HapishaneJer tamamen boşaltılmış. 1960'ların sonundan başlayarak terörist eylemleriyle adlarını bütün dünyaya duyuran ve Uruguay'a 1973 te askeri diktatörlüğün gelişinde bu açıdan büyuk "emeği geçen ' Tupamarolar, bugün legal bir parti olarak örgüt/enme çabası içindeler; fakat çok etkisiz olduklan söyleniyor. Orduya gelince... Cumhurbaşkanınm verdiği bilgiye göre, askeri komutanlar "Bir deklarasyonla demokrasiye olan bağlılıkJan"n\ biidirmişler; hepsi o kadar... İki yıllık sivil yönetim döneminde yine Uruguay Cumhurbaskanı'nın verdiği bilgiye göre geçmişin yaralannı sarmak için yapılan işlerden bazılan şoyle: 12 yıllık askeri diktatörlük döneminde işinden atıfan sivil asker 9115 kişi işine dönmüş ve sosyal haklannı yeniden kazanmışlar. Vatandaşlıktan çıkarılanlann hakları iade edilmiş. Sürgünde yaşayan 16 bin kişinin ülkelerine dönmeleri saglanmış. Basın özgürlüğünü kısrtlayan uygulamalarda buyük ölçüde olumluya dönüş saglanmış. Bunun bir nedeni de Cumhurbaşkanı Sanguinetti'nin mesleğinin gazetecılik oiması. Kendisiyle sohbetimiz sırasmda yalnızca onun değil, yardımcısınm da gazeteci olduğunu öğrendik. Üstelik Cumhurbaşkanı Yardımcısı seçilince başkan gibi gazeteciliği bırakmamış, genel yayın müdürlüğüne terfi etmiş. Uruguayiı bir meslektaşımız, "Bunun bir başka ömeğini dünyada herhalde bulamazsınız" dedi. Cumhurbaşkanı Sanguinetti, askeri yönetim döneminde bir öyküsünden dolayı mahkum olmuş, ancak hapse girmemiş. Latin Amerika'daki demokratikleşme sürecinin geleceği konusunda iyimser gözüküyor. Ordu ile ilişkilerin demokrasi açısından içerdiği güçlükleri saklamryor. "Başlangıçta her iki taraf da birbirine güvenemıyordu; şimdi diyaloğumuziyi, gelişiyor" dedi. Üç komşu ülkenin diktadan sivil yönetime geçişlerinı şoyle özetledi Uruguay Cumhurbaşkanı: "Brezilya'da ordu sivil yönetime geçişi sonuna kadar tamamen kendi kontrolünde götürdü. Arjantin'de Yunanistan'da oiduğu gibi bir dış yenilgi sonucu askeri yönetim çöktü. Bizdeyse bir yandan askeri yönetimin gerileiilmesh askenn hazırladığı anayasanın referandumda reddedilmesı ömeğini verdi ve diyalogla demokrasiye geçiş sağlandı." Uruguay Cumhurbaşkanı demokratikleşme sürecinin devam etmesmde en belirleyici etkenin "ekonomi" olduğuna inanıyor. "Ekonom/ye dikiş tutturamazsak çok kötu olur" dedi. Bu konuda tıpkı Alfonsin gibi düşünüyor. "Siyasal özgürlükleri sağladık sağiayacağız; ama sofrada ekmek bulunduramazsak hiçbir yere varamayız" diyordu Alfonsin. Herhalde her ikisi de haksız sayılamazlar. Demokratikleşme sürecinin sağlıklı işlemesi için ekonomiye dikiş tutturmanm önemine inanıyorlarsa çok dikkatlı, hesaplı ve gerçekçi davranmaları gerekiyor. Çünkü her iki ülkede de ekonominin durumu hiç parlak değil. Latin Amerika'da demokrasiye geçiş süreci işliyor, ama ekonomisı şımdilık son yılların en büyük krizini yaşamakta. Latin Amerika Notlan (4) lasaklar için sandığa mitingte kapatılan AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, Türkiye'nin hemen tüm bojgelerinden gelen çok büyük bir kalabalı|a hitap etti. Dün sabah saaı 08.00'de beraberinde 200 kisiyi bulan kapatılan AP'nin eski bakan ve milletvekilleri, DYP'nin parlamenter olmayan yöneticileri, çok sayıda basın mensubu ve çevre illerden gelen çok sayıda yurttaşla Ankara'dan aynldı. Yol boyunca çeşitli yerleşim merkezlerinden geçerken sevgi gösterileriyle karşılanan, kur (Baftarafı I. Sayfada) banlar kesilen ve üzerine çjçekler atılan Demirel'i, Dttzce'de ilk büyük kalabalık karjıladı. özel beyaz Mercedesınden inen Demirel, "Demini" ptakalı Ustu açılan Iacıvert Mercedese geçti ve arabanın üstünden Yiiksel Menderes ile bırlikte şapkasıyia halkı selamladı. Bu arada Düzce'de kalabalığın arasına karışan bir yankesici, "iş ostünde" yakalandı. Polis minibüsune sokulan yankesici konvoydakıJenn bakıjlan arasında uzun süre dövüldil. Duzçe pkışında ise DYP konvoyundaki bir araba, toprak yol IZLEMMLER İki sandık... DENİZ SOM Ozal: 12 Eylül öneesi karanlığa (Baştarafı 1. Sayfada) rinde kalkıoıyonız. Hiçbir dovu sıkıntisı yoktur, istedikleri kadar söylesiıı/er." Tıirkiye'de bugün her şeyın buiunduğunu bildıren Özal, "Bugün benzin kuyroklan var mı? Devle( Haziaesi 70 sente mahtaç mı?" diye sordu. MuhtarJar hep bir ağızdan "Hayır" dediier. TÜRKİYE'NİN GELECECİ Başbakan özal, konuşmasmı şoyle sürdürdü: "Tnriuye'nin gdeceği baJkın eiindedir. Biz, geçici 4. maddevi kaldınr, eski siyasilere, eski 4 partiıtin liderioe 'Buyurun' diyebilirdik. Ama halkıımza dedik ki, 'Siz bu karan verin, bunun sevabı da vebali de sizin omuzlarmızdadır. Haberinizolsun.' Şadece bunu söylüyorum. Memleket için ea hajıriı karan vereceğinize )üreklen inanıyorum. Biz bunu. 1983 scçimierinden (am l >iJ geçtikten sonra getirdik. Eğer, izden evet abrlarsa, 1987 veya 988 'de yapılacak seçimiere iştirak decekier. Eski Oemokrat Parti'nin ılrasma koaaolar, DP'ain hakkını e zaman çıkardılar, biliyor mu$uuz? 1974 senesnde. Ancak 1977 seımlerine girebildiler. 17 sene sonra icime girebildiler. Biz, bu nıemle;lle baklna haklı, haksıza haksız, na neyse namııslu iş yapmaya hanz. Kimseden de korkumuz yok. eldifc onünuze, 'Buyurun' dedik, iDetimiz karar versin, millel bayırıjla karar verecektir." Özal, eski başbakanlardan Adnan ıuderes ve arkadaşlannın itibarlaın iade edilip mezarlarınm nakliolanak sağlayan çalışmalara ilişı olarak da "Biz politika yapmııız, biz seçilirken kimsenin miraı konmadık, kimsenin deslegini ladık. buounia bir yanlıslıgı, bir sıziıgj duzeltmeye çabsıyomz. Biz ılan sarmak amacmdayız" diye uştu. Muhtarlann ucretlerınde ştirmeye gidileceğıni, ruhsaıiı tabanca taşımalarına olanak sağlanacağıru büdiren özal, ruhsatlı tabanca kulJanımının yaygınJaştıniabiIeceğini de sözierine ekledi. Özal, daha sonra Ankara'da bulunan il genel meclisi üyelerini kabul etti. ANAP grjp saJonundaki kabulde bir konusma yapan özal, basıru demokrasi sınavında sımfta kalraakla suçladj ve muhalefeı Jiderlerini "yeni yelme" diye niteledi. Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun imraJı'daki oaaşlannın nakli için Başbakanüğm "güzd bir törcn" düzenleyeceğini bildiren Özal, şunları söyledi: "Bu konuyu istismar ettirmem. Buna izin vermeyiz. Törene ben ve bakanlar da kalılacak. Bonlan oradsn kimse alamadı. Bu yarayı kapatmak için bazı (esislere de onlann isimlerini vereceğiz. Aileleri istemezse labii yapamayız, Oevlel foreni isteyenler var, ama Basbakaniık guzel bir (ören yapar, miUet (öreni olur, biz de kaülınz, bu is bilsin." Konuşmasında 12 Eylül öneesi ile I987'nin ayrıntılı bir karsıJaştırınasım yapan Özal, siyasi yasaklar konusunda, "muietin karar vcrecefini" kaydetti, "tnsafiab, hayırlı olur" dedi. Özal, şoyle konu$tu: "tsler evei, ister hayır deyin. İnsallab miUete hayıriı olur. Çünkü bizim kimseden korkumuz yok. Bu noktaya geiirken vakfiyle bazüaruun yaptıgı gibi Demokrat Parti'nin mirasını kuUanmadık." Özal, "12 EylüJ öneesi için iyi gıinler diye konasaaJann sadece demagoji vaplıklannı" öne surerek, turban yasağına da değindi ve ABD'de basörtüsü iie işe girmesi engellenen bir Müsluman kadının bunun iptali için federal mahkerneye basvurduğunu anlattı. özal, "TopJumlarda dindariar ya da dinsizler bulunabilir. Hericesin bir arada yasaması gerekir. Basısj örtmüs, ortmemiş beni aiakadar etnez. ama inancı varsa saygı doyanz, Inançlar her seyden üstünddr" dedi. Başbakan Özal, basının demokrasi konusundaki yaklajımım eleşlırirken de şunları söyledi: "Baa gazetecuer bana gelip kapaiı kapıbr ardından "Oyumuz sizin, ama muhalefet yaptnak zorundayız' diyorlar. Yazdıktannın manset olma$ı için benimle uğraşıyorlar. Baktılar ki yeni yetme liderlerde bir şcy yok, eskikri çıkarmak istediler. Onlara çok demokrasi dersi verdim, yani basın demokrasi sınavında sınıfta kaldı." Özal'ın konusması sırasmda bir il genel meclisi üyesi, "Bizim gazetemizyok" diye bağınnca, Başbakan da, "Olsun, milletin aklı var" dedi. ALCAN: MUHTARLARIN DtLEKÇESİ ÇÖPE ATILDI Ote yandan Ankara'da buiunan muhıariann Başbakan özal'a verdikleri dilekçeJerin çöp tenekelerinden toplandığı iddiası Meclisi karıstırdı. DSP'li Tekirdal Milletvekili Saüh Alc u , genel kurulda il özel idare amirleri ve partisinin milletvekilleri tarafından yatıştırıldı. Alcan, daha sonra satasma oiduğu gerekçesiyle yaptığı konusmada, "Ben yalan soylemedim, söylediklerimin belgesi eUmdedir, belgelere dayanarak konuştnm" dedi. Alcan'ın bu konusması Artukaslan'ı oldukça sinirlendirdi ve ayağa kaikan Artukaslan'ın yıiksek sesle bagırmaya bajiadığı gozJendi. Bu sırada DVP'b \li thsan Elgjn, bağırmasını sürdüren Anukaslan'a, "Otur yerioe nalbant. Bu Mecliste nalbantlann ne işi var? Çıkann bBnu d^anya" dediği duyuldu. Bağırmasını yine sürdüren Artukaslao, nalbanthJctan seref duyduğunu söyleyince, Elgin bu kez ayağa kalktı ve "Oyanın seni. Daha fazla bagınp durma" diye bağırdı. Olayın kavgaya dönüşmesi araya girenler larafmdajı önlendi. vaziyet değişti. Halkoylaması, Demirel'in ve uzantısı DYP'nin dinlemek için miting alanına gidiyordu. Biz de yürümeye devam istediği biçime girdi. ediyorduk. Dün Demirel, burada "kavga Bunca yıllık meslek yaşamımistemeyen" bir siyasetçi olduğu da gazetecinin bu denli horlannu söylüyordu. Konusması bir dığını hemen hiç görmedim. çeşit barış çağrısı veya bir başka Denetlemeden, nemene şey olaçıdan kimi çevrelere güvence duğunu öğrenmeden, bilmeden, vermeye yönelik. Geçmise, 7yıl siz siz olun, Doğru Yol Partısi'dır canını yakan yasa hükümle nin arabasına binmeyin. rine hemen hiç yüklenmiyor, ülYarı yolda bırakıyor... kenin fakirleşmesi üzerinde rakamlı uzun vurgulamalar yapıyordu. Yasakların kalkmasım "kendi(Bastaraft 1. Sayjada) si için" istemiyordu. Oysa de IPI'nin Arjantin ve Uruguay'ın mokratik haklar uğruna bir sa başkentlerinde bir hafta suren vaşa girdiği ne kadar doğruysa, genel kurulunda daha önce Kusiyasette kaltcı olmaya çaba gös düs'te yapılan yüriitme kurulu teren insan olarak yasakların roplantısında alınmış olan karar kalkmasım istemesi de o kadar önceki gün Montevideo'da genel doğaldı. kunılun onayına sunuldu. Bir Yolboyu, Duzce'ye kadar An Hollandalı delege, Türkiye'de kara plakalı arabalarla geldik. basın özgürluğüne döniık kısıtE5 yolunda seyrek görtinen in lamalar ve insan hakiarıyla ilgisanlar, doğrusu, konvoya kayıt li iblallerin sürmekte olduğunu sızdı. Meğer ne çok Mercedes öne sürerek genel kurulun Türvarırnş. Biz 4045 gazeteci sala kiye'de yapılmamasını istedi. ta sepetine benzeyen kiralık oto Bazı İskandinav ulkeleri delegebuste üst üste "Sakarya olayınt" leri ile bir Hollandalı delege ise izlemeye çaltşıyorduk. DYP'nin Türkiye'ye gelecek yıl gidilmekodamanlan, örgut orıde giden den önce basın özgürlüğü konuleri, lüks arabalarla Demirel'in sunda yeni bir rapor haarlanmasını istediler. Yurütme kurulu peşinde koşuyorlardı. üyesi ve gazetemiz Genel Yayın Hendek'te coşku arttı, Adapa Müdürü Hasan Cemal de dahil zarı'na doğru, uğuldayan kala olmak üzere birçok delege soz balıklar vardı. Kalabalığm neka alarak Türkiye'nin gerek basın darı partisizdi, sade vatandaştı, özgürlüğü konusunda gerekse biiemiyorduk elbet. DYP orgü genel olarak demokratikleşme tünün eski AP'nin canlılığma ka konusunda geçmise göre olumvuştuğu söylenebilirdi. Ama lu gelişmeler kaydedildiğini ve DYP'nin gerçek bir parti hüviye IPI genel kurulunun Türkiye'de tine kavuştuğu öne sürülemezdi. herhangi bir koşula bağlanmakDYP'de ikbal bekleyenler, bir sızın yapılmasını savundular. Süleyman Demirel'i, bir Cindo Genel kurulda daha sonra oylaruk'u bulmuşlar, yolasiırmüsler, maya geçildi ve oybirliğine yakın koşturup duruyorlar. Bugüne bir sonuçla genel kurulun geledek parti merkezindeki ikilem cek yıl herhangi bir koşula baglerle, beceriksizliklerle ilgili an Iı olmaksızın Türkiye'de yapıllatımlann ne denli haklı o/duğu ması kabui ediidi. IPI'nin 37. genu tatn Adapazarı'na giren yol nel kurulu 1988 mayı.sının 2. kavşağında görduk. haftasında İstanbul'da yapılaBir otobüs kiralamışlar. Şofö cak. tıgını, soruniann ülke gündeminden çıkmadığını söyledi. Çarenin hürriyetp demokrasiyi eksiksiz kurabilmek ve isletmek olduğunu kaydeden (Baştarafı 1. Sayfada) rü, gazetecileri yol ortasında in Demirel, Türkiye'nin 12 Eylül 'den ri gerçekleşecek gibi görünuyor dirdi. Foıo muhabirleri, muha sonraki gerilemelerini, artan sorundu. Eğer Turgut Özal, barajh hal birler yollara döküldü. Çevre lan, çeşitli örneklerle anlattı. Ülkekoylamasmda direnseydi, Demi mizde tek bir ilgi yoktu. Kilo nin borçlannın 7 yılda 15 milyardan rel, kuşku yok, dün burada 1982 metrelerce sıcak altında yürü 32 milyara çıktığını, herkesin şikâyetçi dünyada gelir daAnayasası'Hı çtkaran güçlere, dük. Basın görevlisi Genel Baş ğıhmıhâle geidigiru,ülkeden biri halien kötü 10 kan Yardımcısı Mehmet Dülger ne geldiğini anlattı. Işçi, memurve onun uzantısı Turgut özal'a alaise, bizi kiralık şoförün insafına köylünün perişan halde olduğuna bi/diğince veryansm edecekti. bırakmış, geniş bir Amerikan Ne çare, son bir hafta içinde arabasına binmiş, patronunu işaret eden Demirel, Sakarya'dan da Ornekler verdi. Coşku, Demirei'in yakm çevresindeydL Demirel, buyük bir izdıhamSAKARYA Sükyman Demirel, la ahrut girerken, meydan ortasında ilk kez bu denli htrslı, hmçlı ve kız kuçiik çocuklar ayakkabı boyuyorgındt. Bugüne dek miUetin kcrpsınaiordı. Hatta Demirel'i dinkyen kimibir "mazkan " olarak çıkıyor, "Ken ierinin elinde transisiörlü radyolar dim ifim bir fey istiyorıum, vardı; bir ktdakJan Demirel'de, bir mmurdtm" diyordu. Ama SaJcarya' kulaklan BeşiktaşFenertmhçe maçında. da hiç de Oyle konuşmadı. Süleyman Demirel, hazırlanan "Konuşan Türkiye" ile öaşlodığı Demirel'in, Süvari'nin üsttine çık kürsüde yaptığı konusmada araya gitığı zaman şapkasuu sallaması, in ren 8 yıl boyunca, halkı selamlamak yoldan yeni biryola geçtiğini açtkladı: "Geiln bu devri kapatabm, sanlann "ötal isttfa'" diye bağırma' ve "Haliniz nicedir" diye sormak sınayetti. Demirel de bu nedenle JS olanağını bulamadığmı, bütün gaybunlann yakasma yapışahm." dakika kadar sloganlann bttmesini Bu ififi nasıl olacağtm da anlattı, bekledi. Tarrt konufacaktı ki, ifçiler retlerine rağmen ülkenin bunalıma yakın zamanda milletin önttne iki adına bir baret heâiyt ediidi. Ve yi~ suruklenmesini önleyemediklerini belirterek "Bu önemli bir olaydır. sandık gekcekti, bu sandıklardan tlkine "usa/Istifa." Ülke idaresinin seklini tayin tdta reUe siyasi yasaklar kaldınfmalıydt. fkinci sandık geidiğinde de Türkiye ' Demirel 'in şapkasıru saUayan posjim kesiatiye ugradı" dedi. yi "bu kale" getirenler, o sandığut terin alnnda eskiden "Yasaisu Demirel, gelecege bakmak Türkiye"yazardı. aymposterde fim tiğini söyleyerek jöyle devamgerekiçinden çtkamamalıydı. etti. di "Sensiz olmuyor'' yazıyordu. "Hnzurunuzda hemen ifade edeDemirel, bu kadaria da katmadı. Demirel'in alona girdiğine ilifkin Millel bu devri kapatıp hür ve de anons DYP'nin otobüsti Süvari'den yim ki, kimseyle sahsi meselem yoktur. Dusundugum sadece ülkenin iyimokrat Türkiye devrinı açmaiı, şöyle duyuruldu: "Çankaya 'ya kim oturaeaksa, hükü "Saym Gtntl BaşkerumK alana ligi, millelin refab ve saadeti, devletin güc ve kudret sahibi olmasıdır. mtt kim ohcaksa, kendisi tayin et girmis bubınuyor." Geçmişte veya bugün, şu ya da bu mtUydL" Tıpkı eskisi gibi. "Ne teninle, ne düşüncede olmus bntiın vatandaşiaSakarya'dakimiting için Istasyon senstz obıyor" gibi. Meydanı'nda toplananlar arcatnda E5 karayolunun Adapazm sapa nmı kucakiıyorum. Ülkede hu/ur ve bansın Sakaryaltlar azıniıkıaydı. Ağrı'nın ğında hnasyon A lam 'na kadar 7 ki kanaat sar&, düşünce, inanç ve siyasi farklvüldan oian berkesin birPatnos ilçesinden bile gelenler var lometrehk yotu bv saatte alan Demi birini hoş görmesidir. Ülkede hem dı. Sakarya'mn "cumartesipaıan" rel, 50 dakika konuştu. Konuşmastn burriyet hem can ve mal güvenliği da meydamn yanrnda kurulmttftu. da, önce ekonomiden suz etti. Son bem de refah olacaktır. Bunlan birOrlaiık kalabahk görUnüyordu, amara stk stk Kuran 'dan ayetler okuma birinden ayırmak mümkün degildir. fstasyon Meydanı 'nın ancak üçıe iki ya basladı. b'isa suresinin SS. ayeti Birini digeri için feda etmeye gerek si dolmuştu. Ya da Doğru Yokula gibi: nn umduğu katabalığın ancak üçte "Emaneti ebtine vermk." Alan yoktur." Demirel, hürriyet ve demokrasiyi biri sağlanmiftı. Ne varki, bir vatandaki küçük bir grup da "Nurto daş, Kenan Evren'in aym meydan Demirel" diye bağıramk nurcular anarşi nedeni saymanın bir büyük bühtan, bir büyük iftira ve büyük yadaki konuşmasmı dinlemeye gelen dan mesaj iletiyordu. nılgı olduğunu kaydederek askeri lerin dünkü katabaüğtn dörtte biri Unutmadan dün Celal Bayttr'ın darbelerin hiçbir sorunu çözmedigikadar otdujunu söyledi. özal ise ay doğduğu gündü. Ama Demirel buni, tersine ülkenin sorunlarırun artnı meydanda konuşmamıpı. nu unuttu. Sonra Ankara'ya döndü. da hızJa bir isçiye çarptı. ö n camlan kınlan araba, kanlar içinde kalan ve ağır yaralanan işçiyi hastaneye kaldınrken bir özel kuruluşa ait kiralık bir helikoptercJen DYP Istanbul İl Başkan) Vasar Keceli, konvoyun üzerine gül ve karanfil attı. Sakarya'ya gelinceye kadar "En biyuk Demirel", •Yasaklar kaiksın", "Sensiz olmuyor", "Muhtesem SüJeyman" sloganlan ve pankartlan ile yolu kesilen SüJeyman Demirel, büyük bir çoğunluğu Ankara, tzmit, Eskişehir, Bursa, Zonguldak, Adana ve tstanbul'dan gelen bin civannda araçla Sakarya'ya girdi. Organizasyon bozukluğunun yol boyunca duyuldugu konvoyda, DYP tarafından basın mensuplan için tutulan otobüsün şoförü, kent dışında "Bu kalabahk arasında daha fazla gJtmem" diyerek gazetecileri otobüsten indirdi. 3 kilometre boyunca miting alanına yürümek zorunda kalan basın mensuplanna hiçbir partilinin yardımcı olmayışı tepki topladı. KalabaJık nedeniyle saat 13.30'da yapılacak miting alanına 15.15'te girebilen Demirel, büyük sevgi gösterileriyle karşılandı. GOZLEM UGUR MUMOJ CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) Bilmez miyiz sizleri, bilmez miyiz? Hukuk profesörteriydiniz; Milli Birlik Komitesi cağırınca, emirerterine taş çıkartırcasına topuk selamı verip Celal Bayar'ın ipe çekilmesi için ceza yasasını değiştirdiniz; devrik cumhurbaşkanı, başbakanı ve bakanlar kurulu üyeleri ile mifletvekillerini yargılayan Yüksek Adalet Divanı'na "mutalaa" verenler de sizlerdiniz. Bugün ne hakla ve hangi yüzle "demokrasi şeh'ıtferinden" söz ediyorsunuz? Eğer Menderes, Zorlu ve Polatkan haklarındaki karar bir "cinayet" ise bu cinayeti "azmeîtiren" de sizlerdiniz, sizler. Evet, beyfer, beyefendiler, hocalar, paşalar, o günlerde nerelerdeydiniz? Kiminiz, "Yassıada kararlarının infazı" için Milli Birlik Komrtesi'ne baskı üstüne baskı yapan "Silahlı Kuvvetler Biriiği" adındaki cuntanın üyesıydiniz; kiminiz "örtülü ödenek davas/"nda günlerce Menderes'e, Yüksek Adalet Oivanı önünde ter döktüren bilirkişiydiniz. Cuntalara bulaşmayanlarınız ise 27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet Bayramlarında yıllarca merasim üniforması giyerek ve kılıç kuşanarak "tebrikleri" kabul ettiler Kiminiz Kurucu Mecliste üyeydiniz, kiminiz 27 Mayıs ihtilalini "Devrimci Türk ordusu günaydın" diye selamlayan partili yazardınız. Şimdi ne hakla Menderes, Zorlu ve Polatkan için "demokrasi şehitleri" dersiniz? Bu eski başbakan ve iki bakan eğer bugün "şehitler" olarak adlandınlacaksa, bunlan şehit edenler de sizlersiniz, başkalan değil sizler. On yıl bu memlekette basbakaniık yaptınız. Niçin o zaman, 27 Mayıs ihtılaline karşı çıkmadınız? Neden cesaret edip Menderes'in, Zorlu'nun, Polatkan'ın kemiklerini imralı'dan alıp törenler düzenleyerek ailelerine veremediniz? Nerede o "mangai gibi" yüreğiniz? Nerede sizi coşkun kalabalıklar önünde "Namerdim kimseden korkuyorsam" diye konuşturan yiğitleriniz? Evet nerede? Menderes ipe çekilirken nerelerdeydiniz? Haydi o gün. lerde etkiniz ve yetkiniz yoktu. Sonra başbakandınız, Menderes'in kemiklerinin bir ıssız adada çürümesine vicdanını$ nasıl razı oldu? İsteseydiniz, Menderes'ın, Zortu'nun ve Polatkârfm mezarlannı bir gün içinde ailelerine verebilirdiniz. İstemediniz, yapmadınız. yapamadınız. Evet beyter, beyefendiler, hocalar, paşalar, nerelerdeydiniz? O günlerde nerelerdeydiniz? Hangi çukurdaydınız? Hangi rütbede ve hangi koltuktaydınız? Hangi kapının ardındaydınız? O gün neden sustunuz? Neden? Söyler misiniz neden? Ey 27 Mayıstan önce ve sonra kurulan o cuntaların silah üzerine yemin etmiş üyeleri... "Askeri ve mulki erkan" nerelerdesiniz? Hangi yüksek koltukta? Hangi yönetim kurulu üyeliğınde? Hangi özel teşebbüs arpalığında? Nerede? Nerede? Menderes yargılanırken, asılırken, soyler misiniz nerelerdeydiniz? Nerelerde? Beyler, paşalar, hocalar, beyefendiler, beyoğlu beyler, söyler misiniz, nerelerdeydiniz o günlerde? Nerelerde? Unutun bunlan, hepsini unutun, önemli olan, seçim sandıklandır, vicdanlar değil... Unutun efendiler, hepsini unutun ve Menderes'in kefenini bayrak yapıp seçim alanlanna çıkın. Bir tek eksiğiniz, Menderes'i ipe çeken celladı da aranıza almamanızdır. Nerelerdesiniz, beyler, paşalar, hocalar? Daha önceleri nerelerdeydiniz? Kapatılan AP Genel Başkam Süleyman Demirel, kendilerinin çare müessesesi olduklanm, sıkmtüarın nedeninin rejimde meydana gelen kesintiden ileri geldiğini ifade ederek "Rejimden bana oe, bana geçim lazaa diyenlerin, geçimin rejimden geçtiğini anhunalanna kadar başunız dertten kurtulmaz. Size bunu söylemeye gekJim" dedi. KENDtM İÇİN KİMSEDEN Sıkıyönetim son 4 ilden (Baştarafı J. Sayfada) Sekreterliği'nin apklamaitnda, MGK'nin dün saat 14.30'da bu değerlendirme sonucu, Dibaşlayan toplantısı, saat yarbakır, Mardin, Siirt ve Hak18.00'de sona erdi. Kurul yakla kâri illerinde uyguİanmakta olan şık 4 saat süren toplantıda, ge sıkıyönetimin 19 Temmuz 1987 nel asayiş ve güvenlik sorunlan günü saat 17.00'den itibaren kalüzerinde bir değerlendirme yap dırıJmasınj ve bu illerde dört ay ü. Milli Güvenlik Kurulu Genel süreyle olağanüstü hal ilan edilmesini hükümete bildirmeye karar verdi|i belirtildi. MGK, aynca Istanbul, Elazı|, Bingöl, Tunceli ve Van illerinde olağanüstü halin 19 temmuzdan itibaren 4 ay süreyle uzatılmasını kararlaştudı. MGK'nin sıkıyönetimi kaldırması ile Türkiye, 8.5 yıllık bir aradan sonra yeniden sıkıyöneANKARA (Cumhuriyet Bü timsiz bir döneme geçti. Türkirosu) Şeker Bayrarru nedeniy ye'de sıkıyönetim uygulaması, le devlet memurİanna haziran 26 Aralık 1978'de meydana geayı maaşlanna mahsuben 25 bin len Kahramanmaraş olaylarının lir? ile 75 bin lira arasında deği sonrasında başlamıştı. MGK'nin şen tutarlarda avans ödenmesi bu illerde sıkıyönetimi kaldırmakararlastınldı. Ödemeler 27 Ma sıyla birlikte olağanüstü hal uygulanmaya başlanacak. yıs 1987 gunü yapılacak. Maliye ve Gümrük Bakanı Ahmel Kurtcebe Alplemoçin, valiliklere birer telgraf çekerek (Baştarafı 1. Sayfada) karan bildirdı. Valiliklere gönderilen telgraf lama oldu, ardından da yangın ta, 1. ve 2. derecedeki memur çıktı. Içinde TRT Radyo Haberlara 75 bin lira, 3. derecedeki leri Müdürü ve haber spikeri memurlara 62 bin 500 lira, 4. de Mehmet Akarca, radyo spikeri recedeki memurlara 50 bin lira, olan eşi İrem Akarca, TV sunu5. ve 6. derecedeki memurlara cusu Bülent Özveren, Prof. Ru37.500 fira, 715. derecedeki me hi TürkyıJmaz ve ANAP Adana murlara da 25'er bin lira tutann İl Başkanı Murat Yılmaz gibi tada bayram avansı verileceği bil nınmış isimlerin bulunduğu uçağın yolcuları, kazadan sonra oladirildi. Bu arada, ayhklan banka he yı anlatırlarken arka arkaya dört sabına yatırıian personelle söz patlama duyduklannı söyledüer. leşmeli personele de 20 bin lira Yocular, kazayı ucuz atlatmanın dan az olmamak üzere aylıkla mutluluğunu duyduklannı da rının yüzde 20'si kadar avans belirttiler. ödenmesi öngörüldü. 27 mayıs Kazadan sonra yolcuların bir günü ödenecek avanslardan hiç kısmı baska bir THY uçağıyla bir kesinti yapılmayacağı ve bu Ankara'ya hareket etti. Geri katutarlann memurların haziran lanı ise kaza nedeniyle korktukayj maaşlanndan düşüleceği ları için Ankara'va piHicU^»; kavdedilrli DTnin BtR ŞEY tSTEMtYORUM Denürel, halksız siyasi yapı, yönetim ve ekonominin sonucunun kötü olduğunun ortaya çıktığını, hakkına sahip olamayanlann ekmegıne de sahip olamayacağını belirterek söyle konustu: "Aydınlık, ümit dolu yeni bir dönemio başındayu. 7 yıl geride kaldı. Bu dönemi kapadn yeni dönemi açalım. Sandıklar önünüze geliyor, aaahtar eiinizdedir. Hür ve demokrmtik bir ortgmd» yapılacak, hür ve sertNst seçim, yolu açacajftır. Vatandaş arük devletle kucakiasacalcbr. tşleyen bir rejim karaniıgı aydınlığa dönüştürür. Bugün devlet agzına kadar israfa batnus ve yönetim çok pahah bale gelmistir. Bngün Türkiye idaresi bir bunalım sonunda oluşmuştnr. Demokrasinin butün unsurb n Ue var olablme arzusu içinde degildir. Varlık sebebinin, yani kendini iktidar eden sartlan terk etmek istemez. Onun için milletin hukümeti ile Ankara'nın bukumeti farilılasnuştır. Yatandaş sahipsizdir. Hukümetin kendisi mesele baline gelmistir. Şimdi ftrsal vataodaşın eundedir. Biz kendİBÜz için bir sey istemiyoruz. Geçici 4. maddenin getirdigj yasaklar sizedir. Bu bir insanlık ve hukuk ayibıdır. Kalkıp kalkmamasını tardşmalc bik zaman kaybıdır. Geçici 4. madde için kimseden bir sey istemiyorum. Burada oiay kişilenn olayı degildir. Sevenler, sevmeyenler meselesi de degildir. Haksıziığın. adalelsizligin karşısında vaziyet almak soz konusudur. Bu da ülkenin her ferdine duser. Hak meselesi, iktidar macadelesinin veya siyasi terdbleriu konusu oiamaz," Demirel konusmasından sonra büyük bir sevgi gösterısi içinde tekrar Ankara'ya dönerken yolda iftar yemeği yedi ve gece Ankara'da oldu. Memum yüzde 20 baymm avansı Gedizuçağı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle