19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Atom Enerjisi Kurumu Başkanı müjde verdi: Sahibi: Cumhurijet Maıbaacüık ve Gazetecilik TürV Anonim Şirkeu adına Nadir Nadi • Ocntl Yayın Müdürü: H a a a C t m l , Müessese Müdürü: EmİM U;aUifH, Yazı Işleri Müdurü: Ok«y GöKUİn, • Haber Merken MüdUrü: Valçn Baper, Sayfa DOzeni Yöneuneni: AM Aor, • TemsUcıler ANKARA: Yalpa D o t " , tZMtR: Hikmct Çcttakayı, ADANA: C c U I tsıaobu) Habcrtcn: feh» öz, Dış Haberler. Erpm Bria, Ekoaoaü: O ı a u Utag«). KOltür: Cdal Ü«ter, Boam ve Xa>on. Cumhuijet Matbaacüık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocajı C«& Magann: MchmH V«|Jn, Spof Danışmanı: Abdokadk Yücdmaa, Düzehmc: Rcflk Durtaç, BOimEğîüm 39/41 Cajatoglu, 34334 Ist., PK: 246lstanbul Tet 512 05 05 (20 hal), TUet 22246 V Û f e AfcMK USendika: Ş Û n > KcfcKİ, HaberAraşurma: Ufak GaMonir, Yurt Haberieri: Nccdet D o t n BUrvlar Aakan: Ziya Gökalp Bulvan lnkıUp Sokak No: 19/4, TM: 133 11 4147, tn ' 2/3, Tel: " 47 •«.>«>• • Koordinator. Akmel Konüna, • Malı tşkr: Eral Erfcnt, • Reklam: Ajry TonıcEk 'Vsyınlar: Telex 42344 • tnoln H. Ziya Bulvar., 1352. Sok. " • 25 " 0913 12 30, TWex: tnönü Cad. 119 Sok. No: 1 Kaı 1, Tel: 1455019731, Tdeu 62155. 52359 ı H«ljm Akyot • tdare: Hisetfa Görer, Işleımt: öndcr ÇdEk, BügiIştan: N«fl UaL TAKVÎM 25 NİSAN 1987 Imsak: 4.28 Güneş: 6.05 Öğle: 13.07 lkindi: 16.54 Akşam: 20.00 Yatsı: 21.29 Radyasyon smırlamalan ekimde kalkıyor Atilla özmen, Çernobil kazası nedeniyle yayılan radyasyonun ekim ayına dek etkisini yitireceğini, ithalat ve ihracata konulan radyasyon sınırlamalarının da o ay kaldınlacağını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Doç. DF. Atilla Özmen, Çernobil kazası nedeniyle ithalat ve ihracatta konulan radyasyon sımrlamalanmn ekim ayında kaldınlacağını söyledi. Radyasyon değerleriyle ilgili sınırlamaların tüm dünyada kaldınlacağını belirten Özmen, bu konuda Avrupa Ekonomik İopluluğu ve Birleşmiş Milletler'in bir karan olduğunu söyledi. Karann, "ihracat ve ithalattaki radyasyon değerlerinin ekim ayından itibaren dikkate alınraaması" biçiminde olduğunu kaydeden özmen, "Çünkü o zamana kadar hiçbir şey kalraayacak. Çeraobil kazası nedeniyle yayılan radyasyon ekim ayına kadar etkisini yitirecek ve miktan azalacak. O bakımdan sınıriamalar kaldınlacak" diye konuştu. Özmen, karann neden alındığı konusundaki soruyu ise, "Ticaretteki mal akışındaki birikimlerden dolayı" diye yanıtladı. Özmen yeni bir sızintı veya kaza olması durumunda yeni sırurlamalara gidilebileceğine dikkat çekti. Özmen, 1987 yılı ürünü çaylarda geçen yıhn ürününe göre çok düşük oranda radyasyon saptandığını ifade ederek, "Birkaç ay içinde piyasaya çıkacak olan bu çayların etiketlerinde mutlaka 1987 yılı ürünü oldağu belirtilecek. Bu konuda Ticaret Bakanlığı yetkili. Bu uygulama eski çaylann kanşbnldığı kuşkusuna yer vermemek için dıişünülüyor" diye konuştu. özmen, geçen günlerde yabancı basın aianslarının "Sovyetler Birliği'nde yeni bir radyasyon sızıntısı olduğu ve bunun Federal Almanya'da atmosferdeki radyasyon oranının artmasırra neden olduğu" biçimindekı haberlerin de ash olmadığını bildirdi. Özmen, bu haberlerin kısa sürede bittiğini ve doğrulanmadığına dikkat çekerek, "Biz devamlı olarak kontrollerimizi yapıyonız. Türkiye'deki ölçümlerde radyasyon oranında bir artış saptanmadı" dedi. Karadeniz Bölgesi'ndeki iki kişilik sürekli ekibe altı kişilik geçici bir ekibin daha eklendiğini kaydeden Özmen, şöyle konuştu: "Giresun, Rize, Trabzon, Artvin bolgelerinde çiçek safhasından itibaren yeni ürünlerin hepsini kontrol altında tutuyonız. Yapılan günlük, haftalık, aylık ölçümlerle radyasyon miktarında bir değişiklik olup olmadığına bakıyoruz. Belli bir bölgede yöksek miktarda radyasyon görülürse bu ürüne müdahale edilmesini, diğerleriyle kanştınlmamasını Sayın Bakana teklif edeceftiz." Ozden, radyasyon nedeniyle Türkiye'de sakat doğumlann görüldüğü biçiminde haberlerin Federal Almanya basınında ve televizyonunda yer aldığma dikkat çekerek "Buna radyasyonun neden olup olmadıgı belli değil. Bu konuda Sağlık Bakanlığı ile çok sıkı işbiriiği yapı>oruz. Sakat doğum ve ölum miktarlarmda artış olup olmadıgı istatistiki olarak araştınlıyor. Ama ancak 6070 yıl sonra bir şeyler sçylenebilir" diye konuştu. Tarihi bir pasajın yılan hikâyesine dönen öyküsü: Hacopolu'nun ıııiras bilmecesi Bugünkü maddi değeri milyarları aşan Beyoğlu'ndaki Hacopolu Pasajı, sahipleri ölünce ortada kaldı... Sahiplerinden aldığı vekâletname ile yıllarca pasajın kiralanm toplayan Nikola Yurla adlı Rum asıllı Türk yurttaşı, son sahibinin ölümünden sonraki dört yıl içinde de kiraları topladı. ERHAN AKYILDIZ ~~ Hacopolu, Beyoğlu'ndaki bir pasajın adı... Çiçek Pasajı erkekler için ne denli ünlüyse, Hacopolu da kadınlar için öyle... Kadmlann iğneden ipliğe, düğmeden şapkaya birçok gereksinimine yanıt verebüen, irili ufakh 80 kadar işyeri var Hacopolu Pasajı'nda... Beyoğlu'nun "Per«" olduğu günlerde (yaklaşık 115 yıl önce) yapılmış, bugünkü maddi değeri milyarları aşan, büyük, tarihi bir yapı... Yıllardır pasajda iş tutan esnafın ağzıru bıçak açmıyor bu günlerde... Suskunluklanıunnedeni ise geleceklerinin ne olacağını bilememeleri... Kulaklannı Yargıtay'dan gelecek bir karara çevirip umutlannı da Cumhurbaşkanı'na bağlamış, bekleşip duruyorlar... Pasaj esnafı, geleceklerini ilgilendiren önemli kararı bekleyedursun, biz pasajın son birkaç yıldır başından geçen ilginç öyküyü sunalım... Tünel'den Beyoğlu'na giderken sol kolda karşınıza çıkıveren Hacopolu Pasajı'nın ilk sahibi, tapu kayıtlanna göre Elisavet Gİanzrnann adlı lsviçre uyruklu bir kadın... Tapudaki daha eski kayıtlarda ise aynı pasaja ilişkin olarak, "Isbak tsmail Efendi, Hacı Ali Efendi, Hasan Efendi, Mahmut Çelebi, Kamer Hatun ve Cercis Kilisesi Vakfı'ndan icarelidir (kiKontrolörlüğü, vasiyetnamedeki imzanın sahte olduğu savmda direniyor... Vakıflar, pasajın kendisine kalması için açtığı davayı kaybedince Yargıtay'a başvuruyor... Pasaj esnafının umudu ise Cumhurbaşkanı Evren'de... Vasiyetnamedeki imzanın sahte olduğuna kesirüikle inananlardan biri de Milli Emlak Başkontrolörü S. Tamer Esen... Esen, örnek bir imza ya da yazı bulabilmek amacıyla Emniyet Müdürlüğü'ne yazdığı başvuru yazısında, "Vasiyetnamedeki imzanın farklı olduğu, uzman olmayan gözle dahi fark edilmektedir" ifadesini kullanıp yazısım, "Komınun bu kadar detaylı olarak aksettirilmesinin nedeni, değeri milyarian aşan bir taşınmazın, sahte bir vasiyetle devletten gasp edilmek tizere oluşundadır" sözcükleriyle bitiriyor... Pasaj esnafı ise yazdıklan yazı YARGITAriNKARARIBEKLENtYOR Vakıflar Istmbul Bölge MüdüHüğü, 2888 sayıh yasaya dayana ile Cumhurbaşkanı'ndan istedikrakpasajın kendisineait olduğunu önesürüpdavaaçtı amakaybettL Şimdi Yargıtay'm vereceğikaran bektiyor. lerini şöyle anlatıyorlar: "Değeri milyarlaria ifade edikâletname ile kiralan toplamaralanmıştır)" diye yazıyor... medeki imzalann aynı olduğunu lebüecek olan bu taşınmazın Hayı sürdüren Nikola Yurla'nın tı belirten raporu da ekleyip vasizine'ye veya Vakıflar'a kalması Pasajın ilk sahibi Elisavet yetin yürürlüğe girmesi için dagerekirken, sahteliği konusunda Glanzmann, Türkiye'de bulun kınnda giden işleri, 1980 yılı nişüphelerin devam ettiği bir vasimadığı için pasajın yönetimini san ayında Beyoğlu 2. Sulh Hu va açmış. Bu arada Hazine de kuk Mahkemesi'ne ulaşan bir ihboş durmayıp vasiyetnamedeki yetnameye dayanılarak Rum 1956 ve 1966 yıllarında verdiği imzanın sahte olabileceği savıyasüh Nikola Yurla'ya kalmaması "vekâletname"lerle Nikola Yur bar mektubuyla bozulmuş. Mahkemenin bu "ihbara" da la iptal davası açmış. Ama daiçin yüce makamınızca uygun la adlı Rum asıllı bir Türk yunvayı kaybeden Hazine, kazanan gönildüğii takdirde, vasiyetnataşına bırakmış. Elisavet Glanz yanarak açtığı "kayyım tayini davası" sonucunda da pasajın da Nikola Yurla olmuş. medeki el yazısı ve imzalar komann, 1%9 yılında ölünce, panusunda Emniyet Genel Müdürsaj önce kocası Alberto Glanz sahibi Amalia Glanzmann'ın Hazine ile Nikola Yurla ara1976 yılında ttalya'nın Trieste lügü'nde (Kriminalistik Laboramann'a, (aynı günlerde) onun da sındaki yasal durum böyleyken, kentinde arkasında mirasçı bı bu kez de (pasajın eski tapu katuvan) bulunan, son derece geölümüyle kocasının kız kardeşi rakmadan öldüğü beürlenip pa yıtlannda bir vakfa ait olduğulişmiş olduğu öğrenilen laboraAmalia Glanzmann'a kalmış... sajın kayyımla yönetimine karar tuvarda yeniden incelettirilmesi, Pasajın yeni sahibi Amalia na ilişkin bilgjler bulunduğu geverilmiş. aynca vasivetnamenin yazıldığı Glanzmann da yengesinin yolunu rekçesiyle) Vakıflar lstanbul kâğıdın menşei konusunda SEizleyip pasajı yönetmesi için ayPasajın yöneüminin kayyıma Bölge Müdürlüğü devreye girmiş KA'da tespit yapmak mümkün nı kişiyi, Nikola Yurla'yı seçip verilmesiyle kira toplama işi suve 2888 sayıh yasaya dayanarak ise bu tespitin yaptırılması, gevekâlet vermiş... ya düşen Nikola Yurla, işte o pasajın vakıflara kalması için rektiğinde ttalya'nın Trieste şebgünlerde (mal sahibinin ölümün dava açmış. Ama bu dava da vaİşleri bozan mektup rinde konunun uzmanı kişilerce den 4 yıl sonra) bir kıfların aleyhine sonuçlanmış... tsviçre uyruklu ve ölii Amalia Nikola Yurla adlı Rum asıllı Bugün 75 yaşlannda olan Ni "vasiyetname" ile ortaya çıkıp Glanzmann'ın el yazısını ve im"Amalia Glanzmann'ın J971 yı bir yurttaşımız, elindeki vekâletkola Yurla, 1980 yılına dek elinzasını havi resmi belgelerin temilında yazdığı bir vekâletname iie namelerle yıllarca pasajın gelirdeki vekâlet yazılarıyla pasajdani için gerekli araştırmanın yapki işleri tıkır tıkır yürütüp kira pasajı kendisine bıraktığını" öne lerini topluyor... Para toplama tınlması konularında gerekli işi, mal sahibi hanımın ölümünları toplamış... Pasajm son sa sürmüş. Guzel Sanatlar Akadeemirlerin verilmesini saygılanden sonraki dört yıl içinde de sühibesi Amalia Glanzmann'ın misi'nden bir bilirkişinin hazırmızla arz ederiz." 1976 yılında ölmesine karşın, ve ladığı, vekâletname ve vasiyetna rüyor... Hazine ve Milli Emlak r rabzon (Cumhuriyet) 1887 yılında eğitim ve Oğretime başiayan Trabzon Lisesi, 100. kuruluş yıldönümünü kutlamaya başladı. Eski mezunlar adına gazeteci yazar Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ile öğrenciler adına Ebru Abonoz'un, Atatürk anıtına çelenk koymalanyla başiayan kutlama törenlerinde, daha sonra Belediye Bandosu'nun eşliğinde tsüklâl Marşı söylendL Buradaki törene katılan yaklaşık 4 bin eski mezunun da yer aldığı 7 bin kişilik kortej, PTT Merkez Müdürlüğü önune kadar yürüyüş yaptı. Kutlama törenlerine öğleden sonra okulda yapılan etkinliklerle devam edildi. Bugüne kadar 20 bine yakm mezun veren Trabzon Lisesi'nden mezun olanlar arasında Hasan Saka, Hayrettin Erkmen, Prof. Dr. Osman Turan, Faik Ahmet Barutçu, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Tevfık İleri, Prof Dr. Cahit Talas, TBMM Başkanı Necmettin Karaduman, Hasan Polat gibi isimler bulunuyor. Trabzon Lisesi 100 yaşında Dil öğrenmek isteyen öğretmenler A nkara (uba) Devlet / i Memurları Yabancı Diller Eğitim Merkezi'nde yabancı dil öğretimi gö'rmek isteyen ortaokul, lise ve dengi okullarda gö'revli öğretmenler, 15 Mayıs 1987 tarihine kadar okul müdürlüklerine müracaat edebilecekler. Çayda radyasyon F SAĞUK BAKAM RALEMLt: Verem ohımLerını 30kat azalttık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanı Mustafa Kalemli, veremle savaşta gelişmiş ülkelerden daha ileride olduğumuzu belirterek "Verem ölümlerini 30 kat azaltük" dedi. Türkiye Ulusal Verem Savaş Derneği Genel Kurulu'nda bir konuşma yapan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Kalemli, verem savaşta başanya giden yolun birlik ve beraberlikten geçtiğini, verem basilinin kaynağını kurutabilmek için hastalann düzenli ve devamlı olarak tedavi edümesi gerektiğini söyledi. Bakan Kalemli, şöyle devam etti: "Verem savaşının karakoUan ve odak noktalan olan dispanserlerimizde erken teşhiste klinik ve radyoloji kadar bakteriyolojiye de ağırlık veriyoruz. Yüz adet binoküler mikroskopla başlattığunız bakteriyoloji laboraot ve yardımcısı eğitimine devam ederek, bakteriyolojik teşhisi daha güçlü hak getiriyoruz. Egiümin devamlılığını sağlamak amacı ile 1987 yılında devletdernek işbiriiği ile Ankara ve tsUnburdakilere ek olarak tzmir, Adana. Bursa, Samsun, Erzurum ve Di^rbakır gibi merkezlerde üniversitelerimizin 4e )ardınuyla eğitim merkezlerimizi açmak için hazırüklanmızj tamamladık." Türkiye Ulusal Verem Savaş Derneği Genel Sekreteri Sami Özgen de demeğin verem savaşırun her aşamasmda 40' yüdan bu yana mücadele verdiğini söyledi. Uk A1DS önlemi 1983'te ahndı Sağlık Bakanlığı yetkilileri, AIDS konusunda 1983 yılında yayımlanan bir genelgeyle yurtdışında uzun süre kalmış işçilerden yurda dönüşlerinden en az 3 yıl geçmeden kan alınmamasını istemişü. GÜNSELt ÖNAL ANKARA Türkiye'de AIDS konusundaki Uk önlemlerin hastalık görülmeden önce alındığı öğrenildi. AIDS konusundaki ilk genelgenin 1983 yılında yayımlandığı daha sonraki genelgelerle öngörülen önlemlerin esas olarak değjşmediği ortaya çıktı. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı yetkilileri, Türkiye'de AIDS olaylan görülmeye başlandıktan sonra alınan önlemlerin yeni olmadığını belirttiler. Bakanlık yetkilileri, bu konudaki ilk önlemlerin 1983 yılında, Prof. DT. Kaya Kılıçturgay'ın bakanlığı döneminde alındığını ve geçen günlerde yayımlanan genelgede alınan önlemlerin benzerlerini içerdiğini vurguladılar. Dönemin Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kılıçtürgay'ın imzasıyla yayımlanan genelgede, "Memleketimizde AIDS olgulan saptanmamıştır. AIDS'in göriildügü ABD ve Avnıpa ülkeleri ile sıkı üişkilerimiz olması nedeniyle uyanık bulunmamız gerekir" sözlerine yer verilmişti. AIDS 1 in etkeninin henüz saptanamadığının belirtildiği genelgede, "Muhtemel etken bir virüs olarak düşünülmektedir. Çok yakın temas (cinsel), kan ve kan üninleri kullanımı ile geçmektedir" denilmişti. Hastalığının ne olduğunun anlatıldığı genelgede, "Avrupa, Afrika ve Arap ülkelerinde uzun süre kalmış işçilerden, yurda dönüşlerinde en az Uç yıl geçmeden kan alınmaması istenmişti. Genelgede alınması istenilen bazı önlemler şöyle sıralanmıştı: " Kan ve kan Urünlerinin sağlanmasında milli imkânlann gerektirdiği üst düzeye erişilmeli, milli yeterlilik sağlanmalıdır. Bu suretle dış ülkelerden kan, bilhassa kan urünlerinin, Faktör8, kızamık. kızamıkçık, kabakulak, su çiceği, tetanos, hepatitB vb. ithallerinde azami titizlik gösterilmesi; AIDS olgusunun çok görüldüğü Avrupa devletleri ve ABD'den yapılacak ithalatta, milli kan bankaları ve milli kan merkezlerinden temin etme yoluna gidilmeli, almacak kan ürünlerinde plazma orijininin etikette yazılmış olmasına dikkat edilmdi. imal eden ülke plazmayı ithal yoluyla temin etmişse, bu ürünler alınmamalıdır. Donör (verici) seçiminde azami dikkat gösterilmelidir. Eğer bir donörde ileri derecede gece terlemesi, sebebi bilinmeyen ateş, sebepsiz kilo kaybı, halsizlik, uzun süreli ishal, uzun süreli öksürük (2 haftadan ziyade) gibi bulgular mevcut ise AIDS için şüpheli kabul edilerek, bu kişiİerden kan alınmamalıdır. llaç alışkanlığı olanlardan (Zerk yolu ile ilaç kullananlardan) kan alınmamalıdır. Genelevlerde, bar ve pavyonlarda çalışanlardan kan alınmamalıdır. Avrupa, Afrika ve Arap memleketlerinde uzun süre kalmış işçilerimizden, yurda dönüşlerinden en az 3 yıl geçmeden kan alınmamahdır. Plazma ve plazma ürünleri imal eden müesseseler bu konuda da sık sık ve etkin bir şekilde teknik ve idari denetime tabi tutulmalıdır. Kan transfüzyonu ve bu meyanda bilhassa AIDS konusunda da doktorlanmızın uyanlması yerinde olacakiır." AIDS şüpheli olgulann, ayrıntıh olarak derhal SSYB'ye bildirilmesinin istendiği gendgede, "Gazete ve mecmualarda konu ile ilgili açıklayıcı yayımlar yapılmaktadır. Bu yayımlann aynca konuya dikkat çekici niteligi nedeniyle yararlı olabileceği düşünülmektedir" deniliyordu. Genelge, tüm valiliklerin dışında üniversite ve tıp fakültesi, Gül hane Askeri Tıp Akademisi Korriutanlığı, yataklı tedavi kurumları, kan merkezleri, SSK kan merkezleri, Kızıiay kan merkezleri ile bilgi için Başbakanlık, Bakanlıklar, SSK Genel Müdürlüğü, Kızıiay Genel Merkezi ve merkez daireler ve şubelere dağıtılmıştı. Öte yandan Sağlık Bakanhğı yetkilileri, Bakan Mustafa Kalemli'nin oluşturduğu AIDS Yüksek Kurulu'nun önümüzdeki günlerde ikinci kez toplanacağını belirttiler. kurulun toplantısında AIDS konusundaki dünyadaki gelişmeler ve alınan önlemler yeniden gözden geçirilerek, bugüne dek yapılan uygulamaların sonuçlan tartışılacak. rankfurt (a.a.) Federal Almanya'ya gonderilen son parti Türk çaymda 10 bin 720 bekerel radyasyon bulunduğu ileri süruldü. Hessen eyaleti Sağtık ve Sosyal Işler Bakanlığı tarafmdan açıklanan nisan ayına ait radyasyonlu gıda maddeleri raporunda, Türkiye'den gonderilen "Kamelya" çaymda, 10 bin 720 bekerel radyasyon bulunduğu bildirildi. Eyalet Sağlık ve Sosyal Işler Bakanlığı yetkilileri, Türk çaymdaki radyasyon miktarımn Ortak Pazar alım sınırı olarak belirlenen 600 bekerelin üzerinde olması nedeniyle geri gönderileceğini açıkladılar. TERİNATOLOJİ KONGRESt'NDEN Ust dvıdakları kahn olan bebeklerde AIDS oranı yüksek ASUMAN AVAR BODRUM Yeni doğan bebekler üzerinde yapılan bir araştırmada, "Aıüı çüuk, burun kökü çökük, gözleri birbirinden ayn, üst dudaklan kalın çıkınuh" olan bebeklerde AIDS virüsünün daha sık görüldüğü beürtilerek, bu bebeklere de AIDS testi yapılması gerektiği savunuldu. İkinci Ulusal Terinatoloji Kongresi'ndc konuşan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. özdemir llter, "KyTymimı^ ünmun yetmezügi" an^ g d d i i ü lamındaki AIDS hastabğının adının değiştirümesi gerektiğini belirterek "Bu hastalık arük hasUlığı yapan virüsün adıyla anümalı çünkü bebekler viriisü daha doğmadan snnelerinden alıyorlar" dedi. Prof. llter, konuşmasında AIDS hastalığı bakımından risk grubu içindeki annelerin yeni doğan çocuklanna AIDS testi yaptınlmasının çok masrafU olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "ifeBİ doğan çocuklann hepsine birden AIDS viriisü taşıyıp taşımadığını anlamak için test yapürmak büyük bir parasal olanak gereküriyor. Ancak alnı çıkık, burun kökü çökflk, gözleri birbirinden ayn, üst dudaklan kahn ve çıkıntüı olan çocoklarda daha sık AIDS viriisü göriudüğiuıü ortaya çıkaran bazı çalışmalar var. Bu çakşmalar Amerika'da yayımlanmıştff. Bu özeUikleri taşıyan çocnklara pnanlama sütemi uygulanuş ve pnanlan yfiksek olan çocnklara AIDS testi yapümıştır. Sonnçta bu özettikleri taşıyan çocnkiarda daha sık AIDS bulunmustur." . KongTede bir bildiıı sunan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Umur Colgar, gebelik sırasında geçirilen enfeksiyon hastaliklannın bebeği etkileyip etkilemediğinin bir suiistimal konusu olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Anoeler bu konuda çok hassas davranıyoriar. Bunu bilen Baöh firmalar piyasaya çok sayıda test sürüyoriar. Örnegin ABD'de bir yüda tek bir enfeksiyon hastalığı için yedi milyon test yapılmıştır. Bu tesüer müthiş bir ekonomik kayıptır. Çünkü varmış gibi kabul edilen hastalık için gereksiz yere çok yüksek oranlarda teşhis ve tedavi masrafı ödetthiliyor. Oysa bu hastalıklar bir kez geçirildimi ömür boyu ba|ışıkük kazanıkr." w w 100 milyon talihlisi / ' stanbul (a.a.) Milli Piyango'nun 23 Nisan çekilişinde 100 milyon lira ikramiye kazanan Muştafa Çalar, çekini dün teslim I aldı. Cibali Lisesi'nin j kantinini işleten Mustafa Çağlar, 918349 numaralı yanm biletini, Fatih'te gezici bir bayiden aldığmı bildirdi. Milli Piyango Idaresi Bahçekapı Müdürlüğü 'nden 50 milyon liralık çekini alırken oldukça heyecanlı görünen evli, bir çocuklu Mustafa Çağlar, "Bu para beni kiradan kunaracak. tlk işim, kendimize göre bir daire satın almak olacak" dedi. 3 teherlekü AmatörieriŞampiyonası'nda ödul alan eserler arasındaydu YÜlar süren bir çahşma sonucunda arabayı yapan New Yorklu makinist, üzerini ktrmm, san ve mavi renkteki boyalarla süslemiş ve ona "Gladyatör" adını vermişti. Arabanın şasisini ABD'de birkaç yüdan beri kuüandmakta olan üç tekerlekli bir otomobilden alarak, karoserini haflfmetal veplastikten inşa etmişti. ön katnında manevra tekerleğinin oldukça ufak olmasuıa karşm arka kısmındaki iki tekerleği oldukça kahn. 4 silindiri ise iki kifilik kabinin hemen arkasında bulunuyor. ghdyatör%öjj£££bAZ, tngiltere'nin ük radikal sol pazar gazetesi yayımlanıyor Tabloid boyda 64 sayfa olarak basılan News On Sunday, "popüler ama yılışık olmayan, ciddi ama surat asmayan, habercilik yapan ama can sıkmayan" gazete olmayı amaçlıyor. RAGIP DURAN LONDRA Ingiliz basın tarihinin radikal sol eğilimli ilk pazar gazetesi, yann yayın hayatına başbyor. Tüm ülkeye riagıt^igfgic News On Sonday (Pazar Haberleri), her şeyiyle değişik bir gazete. Yaklaşık iki yıldır hazırlık çaİışmalaıı süren gazete, başlangıç sennayesi olan 7 milyon sterlini (yaklaşık 7 milyar TL.) Işçi Partisi'nin denetimindeki yerel yönetim kuruluşlanndan, işçi sendikalanndan ve aralannda Julic Christk, Salman Rush<öe gibi aydınlann da bulunduğu sanatçı ve ak.adem.isyenlerin kişisel katkılarıyla oluşturdu. Aynca bankalardan da 3 milyon sterlin kredi aldı. Gazetenin merkezi, sanayi devriminin ve günlük basının halen sol eğilimli tek gazttfsi Guardian'ın doğum kenü Manchester'de bulunuyor. Modern elektronik ve bilgisayarlarla donatılmış yazı işlerinde yas ortaUması 32 olan 54 profesyonel gazeted çahşıyor. Toplam personel sayısı ise 180. Bunun 24'ü kadın 7'si ise siyah. Gazetenin yannki Uk sayısmda tngüterc'dekj cezaevleri koşulları konusunda uzun bir inceleme araştırmanın sonucu olan bir roportaj yer abyor. Yazı işlerindeki dev panoda gazetenin siyasi ve idolojik kimÜği şu ilkelerle dile getiriliyor: "News On Snnday, ırkçıüja ve dıuiyetcflige karşıdır. lngUiz askeri blrliklerinin Kuzey trianda'dan çtkllmesini ve lıteııda'nuı birieşmesini savunur. Thatcberizm'e her zmman karşıdır, işçi stnıfının hep yntundadır. tngilure'nin tek yaata olarak nokleer giıcttDden vazgeçmesini, duny» çapmda siilk adunı olmrak kabul eder." Tabloid boyda basılan gazete 16 sayfası renkli 64 sayfadan oluşuyor. Aynca renkli ek vermiyor. Satış fiyatı rakiplerinden biraz ucuz: 35 peni. tlk gün 1.6 milyon adet basacak. İlk üç aydan sonra gazetenin urajınuı 800 bine oturması bekJeniyor. 2 bilim adamımn iddiası: IŞU ANAYASAV/ \ I AÇL\K c£i.ev\N\ DE \ 1 Viu>SA<İ.AMAVt I \ NASIL OtDUOA / \ AK1L EDBMEpîK?/ Tarımda çalışanlar A nkara (OM.) Tarımda VT. kendi ad ve hesabına çalışanlardan belirli yaş sınınnı aşanlann sigortalı olma mecburiyetini ortadan kaldıran kanun yürürlüğe girdi. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanaı kanuna göre, tarımda kend ad ve hesabına çalışanlar, kadmsa 50, erkekse 55 yaşından itibaren emekli olabilecekler. Kanser ve AJDS virüsleri akraba ANKARA (ANKA) AIDS'e neden olan virüsün, insanlarda kan kanserine yol açan virüslenn "akrabast" olduğu saptandı. Araştırmalar, kanser ve AIDS virüslerinin aynı biçimde yayüdığını, aynı yoUarla çoğaldığını, ancak kan kanseri virüslerinin aşın hücre çoğalmalanna, AIDS virüsünün ise hücre yıkımlanna neden olduğunu ortaya koyuyor. TÜBİTAK götevlilerinden Prof. Sabahatün Öğün ile Ajsun Umay'ın yaptıklan araştırmaya göre AIDS ve kan kanseri, HTLV1 ve HTLV2 retrovirüslerinden oluşuyor. özellikle, vucudun savunma sistemlerinin düzenlenmesinde çok etkin görevleri olan (T) hücrelerine yerleşen retrovirusler, birçok karmaşık olaylar sonucu bir lösemi türüne neden oluyor. "HTLV3" olarak adlandıruan AIDS viriisü, "HTLV1" ve "HTLV2"nin tersine olarak hücre çoğalmasına değil, hücıe ölümlerine neden oluyor. Atamalar A nkara (ÜA.) ~ Çalışm JCM. ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müşavirliği'ne, Araştırma Planlama Daire Başkanlığı Uzmanı özer Serdar atandı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısınd yayımlanan bir başka kan göre de, Sosyal Güvenlik Kuruluşlan Genel Müdür Yardımcılığı'na Oktay Uzunoğlu getirildi. Yepyeni gazetecilik Gazetenin önemli bir özeüiği de savunduğu ideolojik ve siyasi ilkelerin, gerek biçimde gcrekse özde yansıul(Arkası 15. Sayfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle