19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 NİSAN 1987 * * • • CUMHURİYET/15 AIDS yayıhyor CENEVRE Gazeteciler cezaevlerini gezebüecek İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Oltan Sungurlu cezaevlerinde işkence olmadığını kamuoyuna duyurmak için bir gazeteci heyetine cezaevlerinde inceleme yapma olanağı tanınacağını soyledi. tzmir Vahliği ve Anakent Belediyesi ile adliycyi ziyaret eden Sungurlu, Buca Cezaevi'ndeki incelemeleri sırasında "Cezaevlerinde keshıHkk işkence yoktnr. Eğer münferit olaylar varsa, bu tür olsylan gerçeldeştirenkr hakkında yasal işlem yapılır, bence işkence iasaniık dışı bir olaydır, insanlık suçudur, cezaevlerinde işkence yapılmadıgını kamuoyuna duyurmak için Basın Yayın Genel Müdürİtğü'nce belirienecek her gazeteden bir muhabirin katılacağı bir' beyetle cezaevleri teker teker dolaşünlacak, bu gazetecilere istedikleri gibi inceleme yapma olanagı saflanacakür" dedi. Şişli <a.a.) BM'nin yan kuruluşu olau Dünya Sağlık örgütü (WHO), geçen yılm son ttç ayında AIDS hastahğının Avrupa'da oldukça hızlı bir biçimde yayıldığmı açıkladı. J WHO nun rakamlaruıa göre, 1986*nın son üç ayında Avrupa'da her hafta ortalama 63 kişi AiDS hastahğına yakalanırken, en hızlı artış Fransa^ da görüldti. Buna göre, söz ' konusu dönemde WHO'ya bildirilen 814 AIDS vakasmdan 17I'i Fransa'da, 156'sı İtalya'dave 151'i Federal Aimanya'da ortaya çıktı. WHO rakamlanna göre, 1986 yıhmn tiçüncü üç ayhk döneminde, her hafta AIDS'e yakalanan kişilerin sayısı ortalama 53 olarak beür^enmişti. DYP'nin yemekli toplantısı İstubal Haker SerriM DYP Istanbul ll Teşkilatı'nın düzenledigi yemeldi toplanü Hilton Oteli'nde yapüdı. Süleyman DemireTin katılmadıgı toplantıda DYP Genel Başkanı HfisuKttia Ondorak, DYP mOletvekilleri Sabit Bstamta, Sdçnk Akma ve partiye yeni katüan Varal Ankaa eşleri ile birlikte hazır bulundular. Bazı eski AP'li milletveldOkrinin de katıldığı toplantının biletlerinin 100150 bin liraya satüdıgı ögrenüdi. DYP İstanbul & Başkanı Yatar Keçeli, 6 ilçe yöneticilerinin görevden niınWrflgına Uişkin söyletfleri yalanlayarak "Bttttta l c e başkaabanuz borada. Sadece Yak>va, SOrni wt EmİBÖat Bce Ntff^'r» yok. Onlar da mazeretteri oktmfcu tçtn katdanuMİılar" dedi. En büyük ceza seçmemeı akşam ANAPAnkara Milletvekili Osman Işık'm kızının düğün töreninde nikah şahitliği yaptüar. Daha sonra Sürmeli Oteli'nde düzenlenen "GelseO, Şuh Meciise"programına kaîıldılar. özallar'ın oldukça neşeli olduklan gözlendi. Eğlence gecesinde Doktor Bekir Mutlu, "Semra Ana" adlı şiirini Semra Ozal'a verdi. Şarktlara eşlik eden özallar, Secaettin Tanyerli'nin söylediği tangolarla dans ettiler. (Fotoğnf: ŞENOL ERINÇ) tstanbul Haber Serrisi thalesi bir süre önçe tstanbul Anakent Belediyesi'nce yapılan Halkalı, Kirazh, Bağcılar bölgesi yol ve altyapı inşaatının temeli dün Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ve Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Kemal Naci Ekşi tarafından atıldı. 7 km. uzunluğundaki yol 1 milyar 300 milyon lira harcanarak bu yıl içinde tamamlanacak. tnşaatına başlanan yolun üç ayn bölüm halinde tamamlanacağı, atık su, yağmur suyu, içtne suyu, elektrik ve telefon gibi bütün yeraltı hizmetlerinin bir arada yürütüleceği kaydedildi. Çalışan ve seçilmiş belediye başkanlannın sürekli hatalannı görmenin, insaf sınırlannı aştığını söyleyen Dalan, "Yanlış seçilmiş insanlar da olabilir. Bnnlara en büyük ceza, bir daha seçUmemeleridir" dedi. k t u l m l Haber Scrrfai Şişli Terakki Luesi'nin 108. kunıluş yüdöaumuıtdc 157 öjrencimn mezumycti kutlandı. Yaklaşık 500 davetlinin buhındufu BttyOk SurmeB Otdi'ndelri geceye İstanbul VaBsi Nertat A y n , l! Mffii Eghim MOdttrü Şmer Blnftz, Beşiktaç Üç< Milli Eğitim MOdürtt FaW Y * w , Terakki Vakfı Başkam Ferhaa Arkaa katüdüar. Mezun okngerjçfcrivevdfleriEikutlayan okul müdürü I ü t f i Bayuraa henuz okullar kapanmadan mezuniyetin kut Terakki'nin 108. yılı rine "Bfata okvMa m ttmfa t e ^ de n e z n ofanayaa joktmr" dedi. HABERLERIN DEVAMI Amerikan yurdunına makas ABD Temsilciler Meclisi'nden sonra Senato Dışilişkiler Komisyonu da Reagan yönetiminin Türkiye'ye yapılmasını istediği 785 milyon dolarlık yardımın 300 milyon dolarlık kısmını kesti. Komisyon, Türkiye'ye yapılacak askeri yardımın Yunanistan'la 7/10 oranını koruyacak biçimde olmasını da hükme bağladı. TANJU AKERSON WASHINGTON ABD Senaıosu Dışilişkiler Komisyonu da Türkiye'ye, Reagan yönetiminin istediği 785 milyon dolarlık askeri yardımda kesinti yaptı. Senato Dışilişkiler Komisyonu dış yardım bütçesini tümüyle bağlarken, askeri ve ekonomik yardımlann geçen yıl Kongre"de son biçimini alan düzeyde dondunılmasını ve bu çerçevede Türkiye'ye verilecek askeri yardunın 490 milyon dolarda kalmasım kararlaşürdı. Böylece Türkiye'ye 1988 bütçesi için Reagan yönetiminin istediği 785 milyon dolarlık askeri yardım 300 milyon dolar civannda kesilmiş oldu. Yunanistan'a da 343 milyon dolar askeri yardım verilmesini kararlaştıran Senato Komisyonu, Türkiye ile bu ülke arasında 10'a 7 oranı uygulanmasını hem pratikte hem de yasal çerçevede hükme bağladı. Komisyon ayrıca, Türkiye ve Yunanistan'a verilen askeri yardımlarda bağış ve kredi bölümlerinin de aynı oranlarda tutulmasım, yani orneğin Türkiye ne kadar hibe yardım ahyorsa Yunanistan'ın da aynı oranda hibe yardımdan yararlanmasmı istedi. Bilindiği gibi, Yunanistan, tum askeri yardımı halen FMS kredileriyle almakta. Komisyondan geçen şekliyle Dışy'ardım Yasası "Southern Region Amendment" denilen özel hibe yardım programına Türkiye, Yunanistan, Portekiz ve Ispanya dışında Mısır ve tsrail'in de alınmasını kararlaştırdı. Yine komisyon, Türkiye ve Yunanistan'a parasız verilecek ihtiyaç fazlası silah ve askeri malzemenin bedelleri saptamrken, bu iki ülkeye gönderilecek silahlarda yıllık olağan askeri yardımlardaki oranın, yani 10'a 7 oranımn mutlaka uygulanmasıru da hükme bağladı. Senato komisyonu, tüm ülkeler için birikmiş FMS denilen askeri kredi borçlarının bir yıllık bölümunün silinmesini kararlaştırdı. Buna göre Türkiye, örnegin 1985 yılında aldığı FMS kredisini anapara ve faiziyle sildirebilecek. Kcmisyon aynca, 1 Ekim 1984'ten itibaren o zaman >üksek faizle almmış (yuzde 1011.5) kredilerin henüz kuUanılmamış bölümlerinin de otomatik olarak şimdiki düşuk faiz oranlanna (yüzde 7) bağlanmasını da kararlaştırdı. Türkiye'nin önceki yıllarda aldığı FMS kredilerinden 800 milyon dolarını henuz kullanmadığı belirtiliyor. Anayasa için ilk etap (Baştarafi 1. Sayfada) nusunda da bir göritşmemiz oldu. Ben kendisine şunlan söyledün: Biz de 175. maddenin değtşmesinden yanayu. Ancak, yöntem konusunda önerOerimiz olacaktır. 1*75. madde ile geçici 4. maddenin bir arada gundeme gelmesi bizi biraz huznrsuz ediyor. Bunu da istemiyoruz. Şu bakımdan istemiyonız: Çünkü ikisi bir arada gundeme geldiği lakdirde biz sanki karşılıklı bir pazarlık vapma durumuna düsmüs gibi oluyoruz. Onun için de geçici 4. madde ille de gündeme gelecekse, 175. madde ile birlikte kalıcı hukümlerin de değişmesini isteyeceğiz Sayın Başbakandan. Bu da anayasamn 76. maddesi gibi maddeler oluyor." Rahşan Ecevit bir soru üzerine, "benzer kalıcı maddeler" arasında 1402 sayılı sıkıyönetim yasasının da bulunduğunu bildirdi. Başbakan Turgut Özal da anayasamn halkoyu ile değiştirilmesinin yolunun açılması gerektiğini yineleyerek, bunun bugün birçok meselenin çözülmesinde faydalı olacağım bildirdi. özal, şöyle konuştu: "175. madde konusu önemlidir. Geçici 4. maddeyi bununla birleştirmemek gecki 4. maddeyi ayn olarak götürmek lazımdır ve özellikle de referandum konusunu burada kullanmak lazımdır. Bunu sayın Ecevit'e ifade ettim. Diğer parti liderleriyle de tabii prensip itibanyia buluşacagını. 175. madde konusunda mumkun olduğu takdirde kendiieriyle goriişeceğim. Uyuşuruz, uyuşmayız. O ayn konudur. Ümit ediyorum ki, bir an evvel süratli bir tarzda 175. madde yani anayasa degişikliklerinin halk oyuyla değiştiribnesi imkânı gcieceklir. Bu suretle halka yani demokrasiye hizmet etmiş olduğumuz kanaaündeyiz. Bunu takiben de geçici 4. madde ayn bir teklif olarak gundeme getirilebilir ve referandum yolu beraberinde gelir. Bunu da aynca yapabüeceğimizi aynca ifade ediyorum ve inşallah bu sene kerisinde referandumla geçici 4. maddenin kaldınlması ve halkoyunun tabii bir neticeyle bir durnm alması mümkun olacaktır diye ümit ediyorum. Bizim hiçbir endişemiz yoktur, zaten geçici 4. madde bizim tarafıımzdan konulmuş degildir. Bizim meselemiz degildir. Buna direkt mudahil olmamak ve mümkun olduğu kadar bunu halkın önüne göturen yolu açmak tstiyoruz. Halkın onüne gölürüruz neticeyi de orada alınz. Halka da itimadımız sonsuzdur, neyse diyeceği. boynumuz kıldan incedir. Tabii şahsi meseleler degildir. Sayın Ecevit'e o bakımdan iştirak ediyorum. Memleket meseleleridir, şabıs meseleleri degildir." mıştır demek mümkun değil. 76. madde şartını nasıl degerlendiriyorsunuz? ÖZAL 76. madde biraz şey bir madde. Ona bakacağımı söyledim. Yani hakikaten problem olan bir madde olduğu kanaatindeyim. Bel ki referanduma o madde de götürülebilir mi? Tabii, burada önemli problem Sayın Cumhurbaşkanımızla mutabakatın saglanması lazım. Aksi lakdirde bazı zorluklar oluyor anayasa değişikliklerinde. Geçici 9. madde var halen. O vakh problem çıkar. 76. madde konusunu da mı Cumhurbaşkanına götüreceksiniz. ÖZAL Sayın Ecevit'in bana söyledikleri için, Sayın Cumhurbaşkanıyla mutabakata varmak lazım. Geçici 4. madde konusunda da tabiatıyla, onda da a>"nı şeyi söylüyorum. Ama geçici 4. madde konusunda referandum yolu bakımından Cumhurbaşkanımızm hiçbir itirazı yok. Ben öyle bilivorum. DSP ile bir anlaşmaya vardınız mı? ÖZAL Hayır sayın Rahşan Ecevit ile gorüştük, düşüncelerimizi dinledik karşılıklı. Bu konuda bir komisyon olarak çalışmalara devam edilecek mi? ÖZAL Ben şöyle düşünüyorum pratik olabilme, zamanı değerlendİTme bakımından biz, prensip mutabakatına vardığımızı hissedersek, bizteklifi, zaten 134 kişinin imzası kafı geliyor, teklifı derhal getiririz. Meclisin umumi heyetini toplari2, oradan geçiririz. 175 ile beraber mutabık kalabilirsek, dedim, milletvekili sayısı vardır, onu da söyleyeyim 450 yapmak istiyoruz. Partilerden bizi destekleyen olursa, 450 olur. Sadece bu önemli gözüküyor, diğerleri tamamıyla teferruattır. önemli olan 450 milletvekili sayısına gelmesi. Çünkü 400 milletvekili Mecüste hakikaten bazı zorluklar meydana getiriyor. Komisyonlanrnızda sıkıntılanmız oluyor. • Bu konuda da mutabakat saglandı mı? ÖZAL Ben sadece fikrimi söyledim. Karşılıklı fikrimizi söyledik. Cevabını beklerim tabii. Cumhnrbaşkanımn halkoylaması ile seçilmesi de gündeminizde var mı? ÖZAL Hayır, şu anda o yok. Benim fikrimdir. Onu söyleyeyim. Ben Cumhurbaşkamnın da halkoyuyla seçümesini tercih ederim dedim. Ama bugün öyle bir teklifimiz yok. Sayın Cmnhurbaşkanma, cnmhurbaskanının halkoyuyla seçilmesi konusnnu açtınız mı? ÖZAL Bunu gazeteler yazdı, benim açıklamama lüzum yok ki. Hayır, ele alınmadı. Daha çok 175. maddeyi anlattım. Baüya film çıkarması (Baştarafi I. Sayfada) bümek de bir başandır" dedi. tstanbul Sinema Günleri'nin dünya basınına yansıması açısuıdan Uk adımın Le Monde gazetesinden geldiğini ve kendilerine bir sayfa ayrüdığını söyleyen Sinema Günleri yöneticilerinden Vecdi Sayar da Variety, Guardian gibi yayın organlannın da Sinema Günleri'ne yer verdiğini belirtti. Yıldız İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı^ nda duzenlenen basın toplantısında Sinema Günleri'nin yöneticileri dışında Verona Film Şenliği yöneticisi Prof. Pietro Bardsa ile Nantes 3 Kıta Film Festivali yöneticileri Alaln ve Philippe Jalladean kardeşler de yer. aldılar. Verona Belediyesi tarafından dözenlenen ve bu yıl on sekizincisi yapılacak olan Verona Film Şenliği, bütünüyle Türk sinemasına aynlmış bulunuyor. Şenlikte 1980*ler Türk sineması dönemini 18 film temsil edecek. Aynca programda 6 fılmlik bir ABf Yılmaz toplu götterisi de yer alıyor. Türk sinemasının ilk kez geniş bir toplu gösteri içinde yer alacağı 9. Nantes 3 Kıta Film Festivali ise 18 araiık tarihleri arasında yapüıyor. Festivalin yöneticileri Almln ve PhllUppe JaUadean. Türkiye özel Bölümü'nün başlangıcından bu yana Türk sinemasıru yansıtan geniş bir panorama oluşturdugunu belirtiyorlar. 6. Uluslararası tstanbul Sinema Günleri süresince tstanbul'da olan ve festival için 25 Türk fümi seçen yöneticiler, festivalde bir Metin Erkssn'a saygı bölümünün de bulunacağıru söylediler. Bu arada 1019 ekim tarihlerinde yapılacak Valencıa Akdeniz Film Festivali'nin yanşmalı bölümüne "Anayiırt OteB" ve "Ses" fümleri, tanıtım bölümüne ise "Değinneıı", "Draa", "Aaahh Belinda" çagnldı. "Anaynrt Oteli" aynca Londra, Rio, Tokyo, San Sebastian ve Cezayir Constantin fılm festivallerine de çağn aldı. Şam Film Festivali, "Değinııen" ve "D«»a"yı, Münih Festivali "Dejirmen"i, Montreal ve Rimini Avnıpa Festivali "Aaahh Belinda"yı cağınrken Portekiz Figuera da Foz festivali yöneticileri de "Teyzem" füminin yanşmalı bölümde yer almasım istediklenni belirtti. Bu festivalde aynca "Dil*n" filmi ile Erden Kıral'a saygı bölümü de bulunacak. 1. Asor Adaları Festivali ise " S e s " ve "V«purl«r" adlı rılmleri istediklerini belirtti. Cezayir'de 'yapılacak Constantin Film Festivali "Anayurt OteB" dışında "Dcvaa" ve "Hakkâri'de Bir Mersim" filmlerine de cagrı yöneltti. "Asılacak Kadın" Cattolica Gizemli Filmler Festivaline davet edilirken çcşitli festival ve sinemateklerden de çagnlar aiındı. Bunlar arasında Sydney Film Festivaü'nde Türk Günü, Miami, Mannheim, tspanya, 88 Figuera da Foz, Göteborg festivallerinde "Türk Siııeması Topla Göslerisi", Londra Ingiliz Ulusal Sinematek'inde, lsveç ve Fransız sinemateklerinde ve Macaristan sanat sinemalan zındrinde Türk filmleri toplu gösterileri yer alacak. Soykırunın kabulü için (Baştarafi 1. Sayfada) larda partisinin görüşlerini diıe geürdi. Papazyan'a yönelttiğimiz sorular ve yanıtlan şöyle: Bu yıl gene 24 nisanda anma eylemleri duzenlediniz. Bu yılki eylemlerioizi öncekilerden ayıran bir gelişme var mı? PAPAZYAN Amacımız basına, Fransız hükümetine, uluslararası kuruluşlara, diğer hükümetlere ve Turk hükümetine, kabulü için mücadele etüğuniz soykınmın varhğını ammsatmak. Bu yılın bir özelliği yok. Peki F.rmeni hareketinde bölünmeJef devam mı edijor. yoksa bir birtiğe dogru gjdiş mi var sizce? PAPAZYAN Bölünraeler Ermeni halkının bir çeşit zenginliğini yansıtıyor. Bu ayrılıklar siyasal görüş ayrılıkları, ideoloji ayrılıklan ve nihayeı Ermeni toplumunun sosyal dokusunun getirdiği ayrılıklar. Ermeni hareketlerinin birlik halinde oldukları bir nokta, soykırımın tanınmasıru talep etmeieri. Bu konuda aynlık yok. Başka bir deyişle bu noktada asgari bir platform mevcut. Ermeni şiddet eylemlerindeki azalışı nasıl izah ediyorsnnnz? PAPAZYAN Ermeni savaşçı eyleminde ya da şiddet eylemciliğinde bir durgunluk olduğu doğrudur. Ben bir siyasal partinin üyesiyim ve bu partinin görevi, siyasal planda görüşlerini ifade eımek, diplomatik planda eylemde buhmmaktır. Ancak sorunuza bir tahlille karşılık verebilirim. O da şu: Getirilen başlıca i:iraz, bu gizli Ermeni örgütlerinin silahb mücadelenin olanaklannı Ermeni toplumunun çıkarlan uğruna kullanmamış olmalan, buna karşılık başka güçler ve harekeüer tarafından manipule edilmiş olmalanndan kaynaklarııyor. Bu şekilde, Ermeni davası uğruna kavga öğesi taşıyan tüm unsurlann itibar kaybına yol açular. Açıkça söylemek gerekirse ASALA. Ermeni savaşçı eyleminin itibannı yok etti. Çünkü Ermeni davasının alanı dışına çıktı. Bızım taleplerimiz var, isteklerimiz var, ama hepsi açıkça ortada. Soykınmı kabul etmeyen* lere, onların temsilcilerine ve tarihi tahrif edenlere karşı mucadele ediyoruz. Bu noktadan itibaren ASALA tecrit oldu. En azından bu tutumunda ısrar ettiği surece tecrit olacak. Ancak batalarını anlaması ve Ermeni çıkarlanna uygun bir yol tutması olasılık dışı değil. ABD Senalosu ve Temsilciler Meclisinde 24 nisanı özel bir gün olarak ilan etme yonundeki karar tasansı hakkındaki değeriendirmeniz nedir? PAPAZYAN Tüm uluslararası kuruluşlarda Ermeni soykırımını kabul etme yönünde alınacak herhangi bir karar, bizim için olumludur. Böyle bir karan ABD'de cıkarttırabileceginizi, bunun gerçekçi olabileceğini duşiınüyor musunuz? PAPAZYAN İnsanlara sürekH olarak yüzlerini önmeleri empoze edilemez inancındayım. Amerikan Kongre üyelerine sürekli olarak soykırım olmadığı görüşü benimsetilemez. Peki neden özellikle ABD? PAPAZYAN Birincisi ABD'de onemli bir Ermeni topluluğu mevcut. Bunlar etkileyebiliyorlar. lkincisi Türkiye'ye yaptıklan yardım göz önüne alındığında ABD bir simgedir. Biz yardım etmesinler demiyoruz. Yalnız bu yardım gerçekleşmeden önce, tarihi gerçekler karısında belli koşullar getirilmeli. Amerika, Türk ekonomisine yardım mı edecek, neden olmasın? Ama once Türkiye soykınmı kabul etmeli. Yalruzca soykırım değil. Türkiye bir demokratlaşma surecine entegre olmalıdır. O halde Türkiye'nin AT'ye üyelik başvurusu sizi şaşırtmadı? PAPAZYAN Türk hükümetinin açık bir demokratlaşma sürecine girme iradesiyle birlikte gerçekleşseydi şaşırtmazdı. Olan bu değil ve kendini demokrat sayanların bu adaylığı desteklemesi de bizi şaşırtıyor. Tarihçilerin bir araya gelerek arşivler üzerinden gerçekleri ortaya çıkaracak çalışmalar yapmalan fikri ne inantnıyorsunıız? PAPAZYAN Bence soykırım konusu çozumlenmiştir. Tarihçileı kararlarım çoktan verdiler. Aym soruyu ben size soruyorum tarihçilerden bu aşamadan sonra ne beklenebilir? Eğer Türk hükümeti sorunlanru kolaylaştırmak için tarihçilere dayanma ihtiyacı duyuyorsa bu onun sorunudur, benim değil... Ortadoğu hukümetleriyle ilışkileriniz nasıldır? PAPAZYAN Ermeni toplumlannın bulunduğu tüm ülkelerde parti yönetimimizle hukümetler arasında ilişki mevcuttur. Ancak bu ilişkiler mükemmel demek istemiyorum. , Görüş birliği içinde olmadıklarımız var. Daha iyi ilişki içinde olduklarımız var. Türkiye, elindekı kozları kullanarak bu ilişkileri bozmaya gayret ediyor. Turk hükümeti devlet olanaklannı kullanıyor, belli bir başanya ulasma olasıhğı da zayıf değil. Suriye uzerinde mi, Iran uzerinde mi etkili olurlar, bunu bilemem. Ama biz de kendi çapımızda diplomatik planda mucadele ediyoruz. Çevreyi (Baştarafi 1. Sayfada) nu kurmayı amaçladıklanru söyledi. Kavala, uzmanlann bu gözlem istasyonundan "kaplumbaga hareketlerini" izltyebüeceğini ve "hayatlannı lehdit eden faktörieri" saptayabileceğini bildirdi. Yatınmcı şirketin yönetim kurulu başkanı, Dalyan sahillerine mayıs ayında gelmeleri beklenen kaplumbagalan ürkütmemek için üreme mevsimlerinde inşaatın gürültü ve ışık hareketlerine dikkat edilecegini de soyledi. Osman Kavala, kamuoyunda tartışılan kaplumbağalar ve turizm yatırımı konusunda bugüne kadar olan gelişmelerle ilgili yazılı bir açıklarr.a da yaptı. Iztur A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kavala'mn açıklaması şöyle: "Avnıpa'nın güney kıyılannda ve dunyanın başka bazı bölgelerinde duşulen yanlışlan lekrarlamaya niyetimiz yoktur: bu vuzden de Avrupa kuruluşlanyla baanımızın konuyİa ilgilenmesini doğal ve yararlı boluyoruz. AT üyesi ve AT'ye tam üyelik için başvuruda bulunmuş ülkelerin kuruluşlan olarak İztuzu yöresinin doğal ve larihi zenginliklerini tahrip etmenin değil, korumak ve tanıtmanın tesisin çıkarlanna uygun olduğunu görmemek mümkun değildir. Aynca bu konudaki ihmalin miişterilerinin buyiik çogunluğu AT ülkelerinden olacak işletmenin ticari itibannı nasıl etkilejeceği de öncelikle ortaklar için son derece açıktır. Ingiltere'nin (Baştarafi 16. Sayfada) ması. Sol eğilimli haftalık New Statesman gazetesinin eski yazarlanndan ve şimdi News On Sunday'ın yeni sorumlusu Anna Coote, "Şimdiye kadar denenmemiş bir habercilik üslubu yaralmaya çalışıyoruz. Tabii güç bir şey. Nasıl mı başaracagız? Dengeyi tutturarak" diyor. Genel Yayın Yönetmeni Keith Sutton ise. "Bugün İngiltere'deki tabloid basının benimsediği gazetecilik ve habercilik anlayışlannı jıkmak istiyoruz. Yani sansasyona, sekse, TY dizilerinin dedikodulanna karsı. aynı yöntemlerle, aynı silahlarla karşılık vereceğiz" diyor. Gazetenin 26 yaşındaki Haber Mudürü KoTton Lee, Londra'daki siyah topluluğa hitap eden "The Voke" gazetesinin spor müdürluğünden geliyor. Lee, gazetenin spora 6, TV'ye 10 sayfa ayıracağını belirtiyor. Gazetenin sozcüsü Kevin Moseley ise, "TV sayfalanmızda sadece program ve yorumlar olmayacak." şeklinde konuşuyor. GOZLEM (Baştarafi 1. Sayfada) ANKARA'dan YALÇIN D06AN (Baştarafi 1. Sayfada) tikast..." Hayır, hayır şimdi artık yan yana geliyor. Üstelik, bu yan yana gelme Özal'ın belli kesinti lere rağmen tam yedi yıldır gözünü kırpınadan uyguladığı ekonomik poliıikalarda "büyük bir sapma" anlamını taşıyor. "Erken seçim rüzgârtaraun estiği bir ortamda" özal, ünlü 24 Ocak "istikrar önlemlerinden sapmış bulunuyor". Hemen vurgulamakta yarar var, biz burada, eski deyimle "bir tespit", yeni Türkçeyle "bir saptama"yapıyoruz, Özal'ın her siyasal ortamda, her siyasal ve ekonomik forumda, tüm uluslararası loplantılarda, yuniçinden kaynaklanan tüm eleştiriler karşısında "canla başla savunduğu ve sonuna dek direndîği istikrar önlemlerinde" son birkaç ay içinde ciddi sapmalar var. "İstikrar politikalan ve devlet desteği'"... Işte, 24 Ocak ruhu içinde yan yana gelemeyecek iki kavram. 24 ocak kararlarıyla birlikte "devlet desteği tüm ürünlerden" kalkıyor. Her gün "Bugün neye zam yapılıyor" diye birbirimize sorduğumuz uygulamanm altında, işte bu "zam politikası"yatıyor. Devlet desteği mal ve hizmetlerden kalktığı için, devleıin ürettiği mal ve hizmetlerin "piyasa fiyatından satılması" kararına varıldığı için, teknik deyimiyle "sübvansiyonlar'] bilinen deyimiyle "devlet desteği" kalkıyor. Zam furyası işte bu desteğin kalkmasmm somut sonucu. Ama, şimdi ne görüyoruz?.. Özellikle tarımda "büyük bir devlet desteği" ha geldi, ha gelecek.. Sütten gübreye, yemden tohuma uzanan devlet desteği "cömertçe verilecek taban fiyatlarıyla" birlikte trilyonlara ulaşıyor. Tüm dünya piyasalannda dolar düşerken Türkiye'de yükseliyor. Neden?.. "İhracatçtya devlet desteği" sağlamak için.. Başlangıçtan bu yana en çok desteklenen ihracatçı kesimi, bu kadar desteğe rağmen, yine de istenilen düzeye varamıyor. Şimdi ihracatta yeniden "ek önumlere" gidilmesi söz konusu. Yani, "ek devlet desteği" sağlanması düşünülüyor. Bu destek bir yana, doların yöneıilmesi nedeniyle, "bir kurnazlık daha kâğıda dökülüyor". ihracat yükselmediği halde, doların yükseltilmesi sonucu, "ihracat yükseliyormuş gibi" oluyor. 24 Ocak kararları son aylarda "en büyük darbeyi sıkı para politikası" alanında yiyor. Kim bilir kaç toplantı ve görüşme yapılmıştır "sıkı para politikası" uğrunageçmiş dönemde?.. Ama şimdi resmi rakamlara bakmak yetiyor. Özal'ın iktidara geldiği 1983 kasımında piyasadaki para miktarı 678 milyar lira. 1986 kasımında bu rakam 2 trilyonu aşıyor. Bugün ise, tam 2 trilvon 130 milyar lira. Nerede kaldı 24 Ocak ruhunun en büyük göstergesi olan "sıkı para politikası?".. 24 ocak kararları tüm ekonomiye ve bu arada "kamu ekono^ misine"de çekidüzen vermek amacını taşıyor. özal'tn iktidara geldiği 1983 kasımında devle, tin iç borçları 2 trilyon 120 milyar lira. 1986 kasımında devletin iç borçları 6 trilyon 400 milyar lira. Bugün ise, 6 trilyon 700 milyar liraya doğru emin adımlarla ilerlLyor!.. 24 Ocak 'istikrar kararları" doğrultusunda enflasyonun duşürülmesi ana hedeflerden bin olarak ön plana çıkıyor. Gerçi, 1980 yılında enflasyon yüzde. 80'lerde dolaşırken, bugün yüzde 35'lere iniyor. Ama tiim dünyada bırakın fiyat artışlarmı,. "duran ve hatta gerileyen fiyatlara"bakmca, Türkiyedeki yüzde 35 'lerin hâlâ "enflasyonu. frenleme politikasının sonucu", olarak açıklanması, "gerçekten var olan sapmamn" çarpıa bir göstergesi olarak kayıtlard geçiyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün. 24 Ocak ruhundan sapmamn daha başka örneklerini ver, mek mümkun. Ancak bu örneklerin dışında, Özal'ın "neden sapmakta olduğu" sorusu, asıl can alıcı nokta. "İstikrar tedbirleriyle kendisi ve politikalan özdeşleşmiş" bir teknisyen, bir politikacı, bir Başbakan oiarak Turgut Özal şimdi bunlarla neden çelişiyor? "Politikacı" yanı "teknisyen" yanına ağır bastığı için.. "Politikacı" yanı neden ağır basıyor?.. Galiba, "erken seçim rüzgârlarmdan" dolayı.. İktidarınm dordüncü yıh dolarken "politikacı Özal, teknisyen Özal'a 10 galip" durumda.... Şimdi "ünlü kemer sıkma politikasında" hafıf hafif gevşeklikler.. Hafif hafif esnek. likler... "Bir seçim uğruna yarab, ne politikalar batıyor"... UCURMÜMCU Buyüzdendir ki, M Eylül öncesi, resmi Bulgar şirketleri aracil^ı ile Türkiye'ye silah sokulmasına nasıl yeşil ışık yakmışsa, bugün de PKK terörüne bu nedenle hoşgörü ile bakar. Bundan hiç şüphe yok. KakJı ki 1920'lerde, Ankara hükümetine silah yardımı yaparlarken Sovyetier Biıiiği, Dışişleri Bakanı Çiçerin aracılığı ile Türk delegasyonu Başkanı Bekir Sami Bey'den "Van ve BitUs'h Ermenihre vorŞmesinr istemtşter, Mustafa Kemal, Moskova Büyükelçisi Ali Fuat Paşa'ya gönderdiği 16 Ekim 1920 gün ve 595 şifre ve 273 sayılt önerge ile bu isteği "emperyalist bir fikri mahsul ile hareket" olarak gördüğünü vurgulayarak bu istekleri reddetmiştir (Ali Fuat Cebesoy, Moskova Hatıraları, Vatan Neşriyatı, ist. s. 90). O tarihlerde, Amerikan hükümetinin de, Türkiye topraklannda bir Kürt ve Ermeni devleti kurmak için çalışmalar yaptığı, Ermeni ve Kürtlere her türiü desteği sağladığı bugün artık belgelerle kamtlanmıştır. O günden bugüne değişen nedir? Bugün Türkiye, ABD ile bir "müşterek savunma pakb" içindedir. Bu ortak savunma, ortak sorumluluklan da gerektirmektedir. Sovyetler'in, bir NATO ülkesini "destabilize" etmesi ile aynı "destabı//zasyon"un ABD tarafından yaratılması farklı olaylardır. ABD'nin Kürt şovenizmini destekler tavır almasının, NATO üyeliği ve "ittifakı" ile bağdaşır yanı var mıdır? Hayır yoktur. Geçenlerde, arkadasımız Sedat Ergin'in imzası ile gazetemizde yayımlanan bir haberde ABD Dışişleri Bakanlığı İnsan Haklan raporunda, Kürt şovenizmine hakverir nitelikte degerlendiımelere yer verildiği yazılmıştı. "Temsilciler Meclisi Posta ve Sivil Hizmetler Komisyonu" nun 24 nisan gününü Ermeni soykırım günü olarak kabul eden kararının, ASALA gibi PKK Orgütü'nü de "yeni cinayetlere azmettirme" anlamına geldiği de bellidir. Bu tür kararların, "NATO ittifakı" ile nasıl bağdaştırılacağını sormak gerekir. ABD'nin Kürt şovenizmini destekleyici bir başka tavrının belgesi de 198687 yılı dış yardımlar ile ilgili gorüşme tutanaklannın ekler bolümündedir. ABD hükümetince yayımlanan "Foreign Asststance Legisiation For Fiscal Vfeare 198687 Part 3" adlı tutanağın 740748. sayfalan arasında Kürt şovenizminin Türk hükümetlerini eleştiren bir dilekçesine yer verilmektedir. "The Kurdish Program, Culturel Services Inc" başlıklı ve "Vera Beaudin Saedpour" imzalı dilekçede adres olarak "1133 Aı&nue of The Americans, New Vbrtc, Ny, 10036, 212 7641133 11 DMnty Avenue Cambridge, Ma 02138 817 4952562" verilmektedir. 27 Mart 1985 tarihli dilekce, Avrupa ve Ortadoğu Dış İlişkiler Alt Komisyonu'na verilmiş ve herhangi bir "ek numarası" almadan 18 ve 19 sayılı eklerin arasına, ek sayısı almadan yayına yeDeştirilmiş ve öylece de yayımlanmıştır. Sovyetler, Türkiye'yi, kendi çıkarlan açtsından tehlikeli gördügü için, "destabitizef' ediyor. Sovyetler Biıiiği, Varşova Paktı patronudur. Bu bakımdan "dost ve müttefik" bir ülke değildir. Peki, aynı "destabilizasyon" Türkiye'nin "dost ve müttefik" saydığı ve bağrına bastığı "NATO patronu ABD" den gelirse buna ne denecektir? NATO'nun "Ortak Savunma Konsepti" yoksa bundan sonra, PKK gibi cinayet örgütlerini destekleyerek mi oluşacaktır? sanığa (Boştarafı J. Sayfada) Dün karara bağlanan 11 sanıklı davada 3 sanık için ölüm, 7 sanık için de 5 ile 16 yıl arasında değişen ağır hapis cezalan verilirken, 1 sanık beraat f.ti. . Sanıklardan Doğan Kurt, îlker Dilcan ve Recep Kar ölüm cezasına çarptırıldı. Seyfettin Bayramoğlu 16 yıl 8 ay, Mahmut Uygun 15 yıl, Hüsej in Alagöz ve Ismail Alagöz 12'ş,er yıl 6'şar ay, Cemal C'engiz, İsmet Kaya ve Halil Durmaz da 5'er yıl ağır hapse mahkum edildi. Mehmet Ali Ourma/ ise beraat etti. Vergi Kunılacak olan olelin kaplumbağa hayatına etkisi. planlamayla ilgili bir meseledir ve Batı normlan ışığında planlanan Kaunos sahil oteliözal, bu noktada, "geçici 4. madnin denizden uzaklığı ve çevreye et denin kaldınlmasının yöntemi konukisi kaplumbağalann doğal alışkansunda Rahşan Ecevit ile gorüş birtilıklannı bozacak mahiyette degildir. ğine vardınu mı?" yolundaki soru üzerine, "hayır onu konuşmadık. Doğal zenginliklerin ortasında tuyalnız ben şunu söymyorum. 'Geçirislik tesis yapmamak. tükenmekte ci 4. madde kaldınlmıştır' diye tekolan doğal havalı tahrip eden etkilif gdİT, o kadar" yanıtım verdi. leri onlememekte. sadece perdelemektedir. İztur AŞ, kunılacak olel Özal, kendisine yöneltilen sorulan için bir varlık oiarak algıladığı yöre şöyle yanıtladı: kaplumbağalannın bayatını koruma Gefici 4 kaldınlırken isimlenkonusunda, giincel duyarlılığı kalıdirme olacak mı? cı ve aktif hale getirecek imkânlara ÖZAL Hayır isim füan yok, olsahiplir. maz da zaten. Geçici 4. madde, geniş bir maddedir. Yoksa şu şahıs şeGerek kaplumbağalann yumurtlayi kaldmlmıştır, Bu şahsın kaldınlma gerekse yavrulann yumurtadan çıkma dönemlerinde. hem inşaal süresince hem de tesisin işletmeye açılışından sonra. bölgede sürekli çalışmalaa, ilgili ve gerekli (edbirleri ha (Baştarafi 1. Sayfada) yata geçirmeleri için bilimsel araştırdolayısıyla Ortadoğu politikasına ma kuruluşlanna elden gelen her turyansıyacak Meclis kararları açıklalü destek sağlanacaktır. narak oylanacak. Şu ana kadar tesis kuruluşunun Arap zirveleri kararları arasında kaplumbağa tıirlerinin sürekliliğini en dikkati çekeni Camp David Anlehlikeye düşürecek bir yanı oldugulaşması'na tepki olarak toplanan na dair bilimsel bir çaîışma ortaya 1978 Bağdat Arap zirvesi kararları. konmamıştır. Bilimsel çalışmalar soBağdat kararlarmda Mısır ile ilişki nucunda, ortaya çıkacak bulgulara kurulması yasaklanıyordu. Ancak, göre bolgenîn devlet tarafından milli Arafat'ın agırlığı ile Mısır konusunpark olarak ilanı yönünde alınacak daki karar taslağında, "Camp Dabir karan saygıyia karşılanz. Ancak vid'e taraf Mısır rejimi ile ilişkilerin bölgede turistik yatak sayısının a/alkesilmesi" ibaresi yerine "Mısır'ın ttlması yönünde biçbir talebimiz olCamp David'den geri adun almaya mamıştır. davet edildiği" ibaresinin konduğu haberi kulislere sızıyor. Bu karann Ülkemiz hızla gelişme hedefini lerkabulü halinde, Mısır ile ilişkiler ketmeden çevre kaygılannı göz FKÖ'ye bağh Filistinli örgütlerin heröniinde tutabuecek'dünyadaki endcr birinin yorumuna uygun hale geleülkelerdendir. Bu çerçevede insan cek ve FKÖ lideri Yas«r Arafat'a doğa dengesi içinde başanyla tamanevra olanağı sağlayacak. mamlanıp işletmeye başlaması AT ile bîıtünleşme surecine giren Türkiye Bu arada FKÖ Siyasi Daire Başiçin anlamlı bir laonm sayılacak, kanı (Dışişleri Bakanı) Faruk Kadçevre ile ilgili kaygılara karşı nihai dumi, Yunan televizyonuna Çezaaçıklamayı oluşturacaktır." yir'de verdiği demeçte FKÖ'nün Türkiye ile ilişkilerini savundu. Yunan televizyon muhabirinin son zamanda Türkiye ile FKÖ arasında beliren "mesafeü tutum" ve FKÖ Yu(Baştarafi 1. Sayfada) nanistan ilişkilerinin yakmlığından cesaret alarak, FKÖ'nün Türkleri arasından seçilen 5 "vergi şampiYunan ilişkilerine ve Ege sorununa yontf'na plaket \erildi. Petrolİş Geilişkin sorusunu, Kaddumi, "Bizim nel Başkanı Cevdet Selvi, törende her iki ülkeyle de iyi Ujşkilerimiz varyaptığı konuşmada, "Bu arkadaşladır. Ege'de askeri tehditlerden kaçınmız normal olarak ayda 26 işgünü nılmasını istiyoruz." biçiminde ceçalısmalan gerekirken, fazla mesaivapladı. Faruk Kaddumi, "Türkiye leri ile birlikte 42, 36, 33 işgününe ile dostane ilişkilerimiz var. Türk denk düşen çalısmalan ile vergilerihıdkı da do$t bir halktır. Yunanistan ni ve SSK kesintilerini kuruşu kuruUe de dostane iüşkilere sahibiz. Beyşuna peşinen hiç aksatmaksızın oderut'u terk edişimizde gosterdiği desdikleri için vergi şampiyonudurlar. teği unutamayu. Ancak, Türkiye ile Ancak biz işciler, vergi şampiyonu olYunanistan'dan birini diğerioe termak istemiyoruz. Çünkü gelir şampicih edemeyiz" diye ekledi. yonu biz değiliz" dedi. Türkiye Rahşan Ecevit'in Başbakan Özal'a değişmesini önerdiği 76. madde milletvekili seçilme yeterliliğini düzenliyor, taksirli suçlar dışmda toplam bir yıl, ya da daha fazla ağır hapis cezasına huküm giymiş olanlann affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemeyeceklerini hukme bağlıyor. ANAYASAMN 76. MADDESİ ŞÖYLE: "Otuz yaşını dolduran her Türk milletvekili secüebüir. En az ilkokul mezunu olmayanlar. kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmelinden yasaklılar. taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına huküm giymiş olanlar, zimmeı, ihtlas, irtikap. riiş\et, hırsızlık, dolandıncılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma. dolanlı iflas gibi yuz kızartıcı suçlaria, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat kanştırma, devlet sırlannı açığa vurma. ideolojik veya anarşik eylemlere katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlanndan biriyle huküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile miUetvekili seçilemezler. Hakimler ve savcılar, yuksek yargı organlan mensuplan, >iıksekoğretim kurumlanndaki öğretim elemanlan, yiikseköğretinı kurulu uyeleri, kamu kurum ve kuruluşlanmn memur statüsundeki görevlileri Ue yaptıklan hizmet bakımından isçi niteliği taşımayan diger kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensuplan, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili secilemezler." Bulent Ecevit hakkında, özellikle ara seçimler sırasında "eski siyasilerle ilgili politika yapma yaşagr'na aykırı davrandığı gerekçesiyle verilen cezalann toplamı bir yılı geçiyor. Halen bir bölumu Yargıtay'da bulunan bu cezalann kesinleşmesi durumunda Bülent Ece\it affa uğrasa bile milletvekili olamavacak. Anayasa pazarlığında yeni unsur: 76. madde NE NEDİR 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle