25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER zıyaretini içine sındiremez. Bu durumun Turkiye'de Amerikadaki gibi değerlendirilebilmesine olanak yoktur. Boyle bir davranış, onuruna ve ecdadına saygılı Türk ulusunun duygularına ters duşer, Türkıye'nin yarınlarını meçhullere itmiş olur. Ermeni iddialarını one surerek asıl kendi politik amaçlanna varmak istevenlerin Amerikan Kongresi'nden kendi arzuları doğrultusunda bir karar çıkarmakla yetinebileceklerim duşunmek, olayların olanak vermediği aşırı bir iyimserlik olur. Onlar için bu sadece gelecek hamlelerini dayandıracakları bir aşamadır. Bunun hemen arkasından ozur dileme, tazminat ve de toprak talebi gelecektir. Bu sefer de bunların gerçekleştirilebilmesı için yeniden her turlü şiddet hareketine ve baskıya başvurulacaktır. Ermeni iddialarını destekliyor ama yönetim öyle değil" fıkrinin inanılırlığını ortadan kaldırmaktadır. NİCE SOYKIRIMLAR VARKEN... bundan çok olumsuz şekılde etkilenmiş olur. Bunda kuşku yoktur. Sovyetler için basiretli tutum, kendini bu tur tertipler dışında tutabilmek olur. Turkiyenin olduğu kadar kendi çıkarı da bundadır. Fakat Turkiye'nin de bu tur tertiplere kapılmaması, olayları iyi teşhis edebilmesi çok önemlidir. Amerikan yetkilileri bir yandan Ermeni iddialarını desteklerken bir yandan da Ermeni sorununun Sovyetler tarafından kurcalandığı fikrini yaymakta yarar görebilirler. Bu şekilde bir yandan Türkiye ile ilişkilerını bozmadan ve hatta onlar için daha da iyisi Turkiye'de Sovyetler'e karşı kuşku duygularını arttırırken, bir yandan da Ermeni iddialarının destekçısı ormaya devam edebilirler. KESİN TAVIR ALMALIYIZ Fakat Türkiye'yi Ermeni iddialarının temelinde Sovyetlerın bulunduğuna inandırmak kolay değildir. Goruyoruz ki Ermeni sorunu konusunda kendini tutarsız girişimlere kaptırmış olan kuruluşlar Avrupa Parlamentosudur, Amerikan Kongresi'dir. Sovyetler Birliği, bu kuruluşlarla istedikleri kararları aldırtabilecek duruma gelmış ise, o zaman, zaten mesele kalmamıştır demektir. Hatta NATO bile neye yarayacak demek caiz olur. Boyle bir şey olabileceğine inanmak mumkün değildir. Ermeni sorunu, Amerika'da yapılanlar biraz söylenmemizle yetinilip sineye cekildıkçe, Türkiye'yi gittikçe daha rahatsız edicı boyutlara varacak ve daha başka yerlere de yayılacaktır Kesin bir tavır almamız zorunludur. Hiç olmazsa şimdiden sonra Türkiye'yi soykırım ile suçlamakla Türkiye ile dostluk ve ittifakın bağdaşır şeyler olmadığını inançla ortaya koyalım ve bu inanç doğrultusunda hareket edelim. İyi niyet boyle vahim çelişkileri, haksızlıklan, itibar \e ecdadımıza karşı saygısızlıkları gözlerden kaçıramamalıdır. Turk Amerikan ilişkilen Ermeni sorununun Amerika'da kaydedeceğ1 gelişmelere göre ayarlanmalıdır. 20 NİSAN 1987 Sevres Zihniyeti İçiııde Türkiye ile Dostluk Ermeni sorunu, Amerika'da yapılanlar biraz söylenmemizle yetinip sineye çekildikçe, Türkiye'yi gittikçe daha rahatsız edici boyutlara varacak ve daha başka yerlere de yayılacaktır. Kesin bir tavır almamız zorunludur. Hiç olmazsa şimdiden sonra, Türkiye'yi soykırım ile suçlamakla Türkiye ile dostluk ve ittifakın bağdaşır şeyler olmadığını inançla ortaya koyalım ve bu inanç doğrultusunda hareket edelim. CÜMHUR1YET TEN OKURLARA... OKAY GÖNENSİN A vrupa TopJuluğu'nun kapısını resmen çalmamızla f\ birtikte her kesimde "uyum" tartışmalan başladı. Bunların arasında henüz sıra gelmemiş olanı, basın ve gazetecılik alanında Avrupa Topluluğu standartlanndan ne ölçüde uzak olduğumuz konusu.. AT İle tam üyelik müzakereleri başladığında, heyetimizin karsısına topluluk tarafından basın özgühüğünü dört bir yanından kuşatmış olan yüzlerce yasa maddesi konulduğunda ne yanıt verilecektir? "Bizde özel koşullar vardır, basınımız özgürlüğünü kullanabilecek olgunluğa erişememiştir" mi denecektır? Basın suçlanndan mahkumiyetlerin ve halen süregiden davalann listesı, Avrupalılara basınımız ve yönetimimiz hakkında ne düşündürmektedir, ne düşündürecektir? özgür basının ilkeleri ve standartlan artık klasikleşmiştir. Genç bir okurumuz, ODTÜ öğrencisi Suat Albayrak, Doris A. Graber"in "Basın Özgürlüğü ve Genel Refah" başlıklı makalesine dayanarak özgür basının klasik ilke ve işlevlehni şöyle özetlemiş: Özgür basın değişik düşünceleri sergileyerek bunların tartışılması için bir forum oluşturur. Bu sayede birçok görüşün güçlü ve zayıf tarafları ortaya çıkar ve bunlar arasından en sağlam olanının kabul görmesi sağlanır. Özgür basın vatandaşa, vatandaşlık görevlerini yerine getirebilmesi için gerek// olan bilgiyi sağlar. Vatandaşlar basın aracılığryla liderlerinin performanslannı değerlendirme olanağı elde ederter. Basın aynı zamanda vatandaşın siyasi gidişe karışması için bir uyancı görevi yapar. Demokrasinin vazgeçilmez unsurlanndan olan katılım, aynı zamanda iyi vatandaştan da beklenen tavırdır. özgür basın, halkın devlet yöneticileriyle iletişimini sağlayan bir kurumdur Kamunun görüşlerini hükümete ve yetkililere sergiler. Özgür basın azınhk görüşterinin duyurulmasını sağlar. Hükümetin yetkisini kötüye kullanması ve kötu yönetmesi dunımlarında özgür basın vatandaşın yönetim üzerinde gözü ve kulağıdır. Basın ayrıca, yöneticilerin ilgisiz ve bılgisiz olduklan önemli ulusal sorunlar ortaya çıktığında yönetımı uyanva görevini üstlenir. Şimdi Avrupa Topluluğu'na tam üye olarak katılma karan alan yönetıcilerımizin, yukarda sıralanan özgür basının işlevlerini içtenlikle hazmettiklerini söyleyebtlir mıyiz? Söz olarak bunlan benimsedıklenni sık sık yınelıyor olsalar da nedir bu basın yasalan, kısıtlamalar, davalar, mahkumiyetler? Eğer bir basın konseyi bizde de oluşturulabilirse, kuşkusuz ilk faaliyeti yasalardaki antidemokratik hükümlerin temizlenmesi, basın suçları için hemen af çıkanlması yolunda yönef/me ağırlık koymak olacaktır, olmaltdır. Avrupa Topluluğu'nda bugün basın ve iletişim sorunları çok başka düzeylerde tartışılmaktadır. Her Avrupa ülkesinde özel televızyon istasyonian açılmakta, Fransa'da olduğu gibi devlet en önemli kanalı özel bir gruba satmakta, Amerikan kanallarının saldırısı karşısında ortak bir Avrupa TVsi oluşturma çabalanna girişılmektedir. Avrupa'nın yazılı basını da, düşünce üretimine daha çok zaman bırakabilmek amacıyla her gün yenilenen teknolojiye uyum' sağ/ama, kullanabtlme çabalan içındedir Bizde ise özel TV, uzak bir düş ya da sohbet fantezisi gibi ağızlarda dolaşmakta; teknolojık gelişmeler uzaktan izlenmekte; gazetecilen çevreleyen kısıtlamalara karşı ortak mücadele değil, bunlara uyum sağlama yolları tartışılmakta; otosansür en doğal yöntem olarak alışkanlıklanmız arasına girmiş durumda; basın davalan yargılananlar dışında kimsenin ilgi ve dikkatini uyandırmamakta. ATnin kapısını çalmışken, belki de "uyum" çalışmalanna en başta basmdan ve basına bakışlardan başlamak, diğer kesimler için de en yararlı girışim olacaktır. HASAN ESAT IŞIK Emekli Büyükelçi, Eski Dışişleri Bakanı Amerıka'da Ermeni soykırımı ıddialarına dayanılarak Türkiye aleyhine yumtulen kampanyanın gitgide daha buyuk boyutlara ulaştığı gozlenmektedir. Bu kampanyanın amaç \e boyutunu Cumhuriyet gazetesınde bu ay içinde çıkmış olan ıkı yazı butun dehşetıyle yeniden ortava koymaktadır. Bu kampanya yeni değildir. Çok eskiden başlatılmıştır. Fakat uzülerek söylemeli, Turk hukumetleri, böyle bir kampanyanın nerelere ulaşabileceğıni tahmin edememişlerdir ve galiba TurkAmerikan ilişkilerine bir gölge düşmuş gözükmesin diye bunu görmezlikten gelmeyi yeğlemişler. Bu yuzden de TürkAmerikan ilişkilerine gölge duşmesin derken kara bulutlar sarmıştır. Hukumet, bu olayı hâlâ görmezlikten gelirse vazifesini yapmamış, ulusa karşı buyuk bir vebal altına gırmış olur. Bu konuda bir noktayı daha belirtmek isterim: Kanımca karşı karşıya bulunduğumuz soruna 'Ermeni sorunu' demek doğru olmaz. Bugun daha çok Ermeni sorununun politik amaçlara alet edilmeSi sorunu ile karşı karşıyayız ve bu tertibin eylemcileri, çekingenliğimizden de yararlanarak amaçlanna doğru adım adım ilerlemektedirler. Bir süre once Kaliforniya Eyalet Senatosu'ndan Ermeni soykırımı ıddialarını destekler nitelikte bir karar çıkartılabilmiştir. Şımdi çabalar Kongre'den de benzeri bir karar çıkartabilmeye yöneltilmiştir. Her ne kadar TurkAmerikan Savunma Işbirliği Anlaşması'nm 5 yılhk bir sure'ıçin uzatılmasını karara bağlayan mektuplarda "Ortak çabalara zararlı olabilecek yersiz hareketlere şiddetle karşı çıkacağız" denilmekte ise de Amerikan yonetimi, şimdiki halde Kongre'den bu yonde bir karar çıkmasını engellemek için gerçekten ciddi çabalar içine girmekten çok, bizi böyle bir kararı içimize sindirmeye ikna etmeye çalışıyor gozukmektedir. Gerçekten demokratik ulkelerde kalıcı olan parlamento kararlarıdır. Parîamento'dan çıkmış bir karar sonradan de\rlet başkanı tarafından veto edilse bıle butün vahametini korur. Hukumetler çabuk danlır, çabuk barışır, uluslar boyle değildir. Ulusların tutumunu da en ı>i yansıtan parlamentolardır. Bir ulusu soykırımı ile suçlamak çok onemli bir olaydır. Bir parlamentodan bu yönde bir karar çıkarsa bunun başkan tarafından onaylanmaması hiçbir zaman durumu onarmış olamaz. Kimse hayale kapılmamalıdır. Çok kuvvetli ve itibarlı bir durumda olan bir başkanın vetosu bile parlamentodan çıkmış bir kararı gozardı edilebilir bir durutna getiremez. REAGAN'IN VETOSU ONURUMLZU KURTARMAZ Amenkan yonetiminin, bizi Kongre'den Ermeni ıddialarını destekler nitelikte çıkabilecek bir kararı içimize sindirmeye ikna için: "Böyle bir karar çıksa bile bu iedhişçilere sempati duyulduğu anlamma gelmez" dediğı de gorülmektedir. Amenkan hükumeti, samimi olarak boyle duşunebılır. Fakat yine de sorun butun vahametiyle ortadadır. Bir kere bizim için tedhiş hareketleri kadar soykırımı ile suçlanmak da kabul edilebilir bir şey değildir. Ayrıca Kongre'den bu nitelikte bir karar çıktığında bunun tedhişçiler üzerinde bir doping etkisi yapacağı ve ister istemez de tedhişçilere hoşgöruyü kolaylaştıracağı da bir gerçektir. Cumhuriyet gazetesınde FBl raporlarına dayanılarak verilmiş olan bilgilerde bu açıkça görulmektedır Amerikan yonetiminin Kongre'den böyle bir karar çıksa dahı, Başkan Reagan tarafjndan veto edilmesi halinde Cumhurbaşkanı EvTen'in Amerika ziyaretinin ertelenmesine bir neden olmayacağını duşündüğü izlenımi alınmaktadır. Dışişleri Bakanı'nın, TBMM Başkanı'nın yaptıkları açıklamalar ve son defa da Cumhurbaşkanı ile haftalık gorüşmesinden çıkışında Başbakan Ozal'ın Cumhurbaşkanı'nın Amerika'yı ziyaretiyle ilgıh bir soru uzerine "Kongre'den Ermeni iddialarını destekler nitelikte bir karar çıkarsa, bu kararı Başkan Reagan vek> etse bile Cumhurbaşkanı Evren'in Amerika ziyaretinin gerçekleşebileceğini duşünemiyorum" diyecek yerde, "Daha erken, bu konu üzerinde şu anda kesin bir karar yok" demesı böyle bir izlenimi gidermez, ancak kuvvetlendirir. Ben kendi kanımı ve beklentimi soyleyeyim: Bence böyle bir durumda Türkiye Cumhurbaşkanı, Amerika Dunyada pek çok tereddüte yer bırakmayan gerçeklikte soykırımı mevcut iken bunlardan yalnız Ermeni soykırımı iddiasını gundeme getirmek insani duygularla, adalet aşkıyla izah edilemez. Gerçekten insancıl bir durtu altında hareket ediliyorsa, boyle konulann önce bilimsel orgütlerde tum soykınm olaylarını ve iddialarını içine alacak şekilde ve yansız bir yaklaşım içinde ele alınması ve bu çalışmalar sonunda elde edilecek verilere dayanılarak ancak siyasal kuruluşlarda siyasal değerlendirmeler yapılması gerekir. Bugun yapılan bu değildir. Bugun yapılan, belirli amaçlarla ortaya siyasi bir Amerika'daki Ermeni ıddıalatavır koymaktır. n uzerine kurulmuş derneklerın Bu siyasi tavrın yalnız Türkiistedikleri ortadadır. Bızzat Başye'ye yonelik olduğunu da sankan Reagan tarafından Amerimıyorum. Ermeni sorununun kan Soykınmı Konseyi'ne atanbuyük devletler arası çekişmelermış olan Kaliforniya Valisi Dokmeciyan'ın soyledikleri de çok de malzeme olarak kullanılmak istendiğini de düşünuyorum. açıktır. Dokmeciyan sözcukleri Amerika'daki bazı Ermeni kurugevelemeden, "Ermenilere kendi luşlarının yayımladıklan bir topraklarında bağımsız devletleaçıklamanın bir maddesinde: rını kurmalarına izin verilme"Sovyet Ermenistan hükumeti, lıdır" diyor ve şunları da eklıyor: Ermeni davasırun uluslararası "Başkan olsaydım, Ermeni sorutoprak talepleri de dahıl Sovyet nunu Türk hukumetiyle goruşme merkezi hükumeti tarafından takonusu yapardım. ABD'nin nınmasını sağlamak için etkili Türkiye ile diplomatik ilişkilen yollar denemelidir" denmektevardır. Turkıye NATO uyesidir, dir. ayrıca buyuk olçude ABD'nin desteğine bakmaktadır. Bu neGöruluyor ki, bu girişimlerin denle Turkıye'nın bu konuyu goaltında Sovyetler Birliği'nde hurüşmeyi reddedebileceğini zannetzursuzluklar yaratma fikri de miyorum. Kanımca ABD'nin povardır. "Buyuk Ermenistan" fiklitikası zaman içinde Türk hukurinı yeniden gundeme getirenin metıne Ermeni sorunu çerçeveAmerika olduğu vurgulanarak sindeki yükumlüluklerinı kabul Sovyetler Birliği'ndeki Ermenisettirmek şeklınde değişecektir!' tan Cumhuriyeti'nde de SovyetTürk hükumeti ise hâlâ "Kongler Birliği'nden çok Amerika'ya re'den boyle bir karar çıkarsa, yakınlık duyulması sağlanmak Reagan veto etse de Cumhurbaşısteniyor olabilir. kanı Amerika'ya gitmez" diyemiBoyle bir durum karşısında yor. Dökmeciyan'ın Başkan ReSovyetler Birliği hükumeti nasıl agan tarafından Amerikan Soyhareket edecektir, önemlidir. kırımı Konseyı'ne atanmış bir "Bunyemde bir Ermeni Cumhukimse olması bu sozlere bambaşrıyeti varken Ermeni iddıalarına ka bir ağırlık vermektedir ve Amerika'nın sahıp çıkmasına kaTurkiye'de pek çok kimsenın pek yıtsız kalamam" duşuncesi içine çok defa ortaya attığı "Kongre girerse Turk Sovyet ilişkilen AT'nin Basını EVET/HAYIR AKBAL OKURLARDAN Termik Santral Mahallesi elektriksiz Elbistan'a 3 km. uzakhkta olmamıza rağmenhâlâ elektriğimiz yok. Elbistan'da koskoca termik santral olmasına rağmen bizim orası da mahalle olmasına rağmen neden elektrik gelmiyor. Yol deseniz yok, su deseniz o da yok. Biz bunlan hiçe sayıp hiç olmazsa elektriğimiz olsun istiyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sudi Türel 1141987 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, Suriye'ye elektrik satacağımızı belirtiyor, hele önce kendine sat sonra Suriye'ye sıra gelsin. ALİ EKBER KEPEZ Turk Bağları Mah. turleri veya diğer sanat için yapılan türleri bilmemesinden kaynaklanıyor. Bu yuzden bu turler anlaşılmaz, sevimsiz şeyler olarak algılanıyor. Buyük şehirlerde oturan kimseler istedikleri zaman, kısıtlı da olsa, bir operaya, bir baleye, bir konsere gidebiUyorlar. Ama ya Anadolu'da oturan halk bunu nasıl telafi edecek? Kaldı ki, halkın alıp dinleyebileceği plaklar yok, bu yuzden halk, piyasa muziği dinlemeye itiliyor. Bu açık, ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı'nm basacağı plaklarla kapatılabilir. Böylece kitap okuma gibi, plak dinleme alışkanlığı da halk arasında yaygınlaşır. Sonra bu, Turkiye'nin tamtılması için bir başka yoldur. Üstelik Macaristan Türk klasik muziğini araştınp bir plak basmıştır. Ayrıca gelecek kuşaklara aktarabileceğimiz bir kültür mirası kalır. Böyle çalışmalara katıhnak istemeyen sanatçılann olduğunu zannetmiyorum. Türkün aydınlanmasına yardun eden unsurlardan birini lütfen gözden kaçırmayalım. ZAFER GÖREN MARMARA UKtVERStTESl TIP FAKÜLTESt ÖĞRENCİSİ 17 Nisanlar Mutluluğu... "Biz mutluyduk" dedi Güneş. "Biz mutluyduk". Hangi öğrenci, yıllar sonra okul yıllarını anımsarken böyle söyler? Bir yaşam boyu ilk gençlığındekı o mutluluğu yaşar' Ali Sırmen şöyle konuştu ardından: "Köy Enstitülüler bugünkü gençlikten daha mutluydular, çunkü dünyayı değıştireceklerine inanıyorlardı. Bır gence yaşamı daha güzelleştırmek olanağı verırseniz o en güzel mutluluğu bulmuştur." Evet, Köy Enstitüsü eylemine katılan genç ınsanlar gerçekten mutluydular. O genç ınsanlar bugün yaşlandılar ama yıne o mutluluğu duyuyorlar. Kırk yıl süren bır savaşım, sürekli suçlanma, horlanma, zaman zaman yenik düşme, acılardan geçme, ordan oraya sürülme, görevden uzaklaştırılma hiçbir şey o mutluluğu yok edemedi. Edemediği şundan belli, yaşları altmışı bulan ya da geçen Köy Enstıtülerı ogrencılerı bugün de aynı inanca, aynı ulküye bağlıdırlar, yine o dünyayı değıştırgötürme, Anadolu'yu aydınlığa kavuşturma yolunda dırenıyorlar Yazarak, konuşarak, eğiterek... 17 Nısan 1940 Köy Enstitülerının kuruluş günüdür. Günden gune eğitim çıkmazına batıyoruz. Gençlerımızi çağdışı bir kafayla yetıştinyoruz. Ama ne yapsalar, insanlar bu zincirden kendılerını ergeç koparıyorlar Okul dışı ile okul ıçı apayrı bırer dünya . Kitaplar, dergıler, gazeteler. yazılar, video, sinema, radyo, türlü iletışım araçları başka bır dil konuşuyor; çağdaşlığı tanıtıyor, bılimı, kültürü duyuruyor; oysa çağdışına itilen okullarda barnbaşka, eskının eskısi, Atatürk devrımıyle çelışkıli bilgıler, görgüler, ınançlar aşılanmak isteniyor. Anadolu halkı piyasa müsiğine itiliyor Kültür açlığı çeken bir ülkede yaşıyoruz. Bu dinlediğimiz müziğe de aksediyor. Dinlediğimiz muzik her gun biraz daha yozlaşıyor. Halk gerek klasik Turk gerek Batı müziğinden gittikçe uzaklaşıyor. Bunun sebebi yalnız halkın kültür düzeyinin düşuk olması değil, halkın bu me', ülkeyı çağdaşlığa SIEMENS * *•^ • • " • •^ * * Geleceğin Bilgisayarı; Siemens MX2'Multiuser Sistemi Siemens'in yeni 32 bit çok kullanıcı bilgisayar sistemi MX2'nin sunduğu özellikler: • 6 Terminal, 4 Yazıcı bağlama otanağı 14 MB Anabellek 170 MB'a kadar Sabit Disk 1 MB'iık Disket Süriicü 45 MB Streamer 2000 m'ye kadar modemsiz terminal bağlama olanağı Virtuel adresleme MX2'nin işletim sistemi, SINIX, UNIX bazında gelıştirilmiş yüksek performanslı multiuser îşletim sistemidir. S1NIX işletim sistemi, menü yöntemli dialog düzeyi sayesinde kullanıcıya büyük kolaylık getirir. • Entegre ticari uygulamalar paket programı, otel idare sıstemı, birçok derleyiciler, relasyonel veri tabanı sistemi gibi zengin yazılım çeşıtleriyie çağdaş kuruluşların gereksinmelerin< karşılar. 29 Nisan 6 Maute; rarıhıe arasmda !salan Alman . sAandifnırı ay3re'ec 112 anıldı, daha dogrusu kutlandı. İstanbul SHP II Yonetimi de Taksim'de büyük bir toplantı düzenledi. Hiçbir toplantı böylesine anlamlı olamaz. En önemlisi de SHP'nin Türk insanını yetiştirmede önemli bir etken olan, kırk yıldan bu yana aynı hızla sürdürülse, bugün Türkiye'yi çağdaş uygar ülkelerin ön yerine getirecek bir eğıtim anlayışına sahip çıkmasıdır. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü 17 Nisan dolayısıyla gönderdtği bildirkje bakın ne diyor: "Köy Enstitüleri deneyimi, SHP'nin gelecektB uygulayacağı eğitim politikalannda da ışık tutacak niteliktedir Partimiz fırsat eşitliğine dayalı, parasız bir kamu hizmetı olarak, kuracağı eğitim ve öğretim düzeniyle, ulke insanının yaratıcılığını her düzeyde geliştirmesinin yollannı açacaktır. Türk insani, kuracağımız çağdaş, üretken ve yarabcı eğitim düzeniyle, bilimsel ve teknotojik gelişmelerden her türlü sanat çaltşmaianna kadar düşünsel ürunlerini yalnız kendi toplumumuzun değil, tüm insanlığın hizmetine sunma konumuna gelecektir." Prof. Dr. Velıdedeoğlu'nun toplantıya gönderdığı bildiride de Koy Enstıtülerinın 'kıtlelerdekı zeka cevherıni ışleyıp, ulke çaptnda aydınlığa kavuşturmak' amacını taşıdığı belirtilıyordu. (Arkast 12. Sayfada) Buyıl "17Nisan"\üm yurtta TMAŞ ELEKTRİK TESİSAT ve UUHEMOİSLİK A £ emens AG ve Kraftwflrt Uraon AG Tufkıye Gent
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle