19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel Magazin Servisi Şili eski Devlet Başkam Salvador Allende'nin yeğeni Isabel Allende, amcası 1973 askeri darbesinde öldürüldüğünde ülkesinden aynldu O zamandan beri de VeneZüella'da yaşıyor. Allende "Latin Amerika'da doğdum ve Latin Amerika'da ölmek istiyorum" diyor. "Peritt Ev" kitabmın yazan Isabel Allende sevdiği için uğrunda acı çektiğini söylediği Latin Amerika'yı "Stent" dergisine şöyle anlatıyor: Haritanın üzerinde hasta bir kalp görünümünde büyük bir leke, kokulu ağaçlann ormanı, balıklı, incili sahiller, ovalarda yemişler ve kuşlar, değerli madenlerle dolu tepeler: Bu Latin Amerika, görülmemiş zenginlikler diyarı, görülmemiş yoksulluktaki insanlann oturduğu yer. Bütun ırkların ardıllannın yaşadığı, tarihin bütün çağlarının yan yana var olduğu ve bütun iklim kuşaklanyla muazzam bir coğrafya. Latin Amerika erkeğini ve Latin Amerika kadınını anlatmak mOmkiindeğil. Bir YanomamiKıztlderilisi ile Buenos Airesli kentlinin yaşam biçimleri arasındaki farkhlık, İskandinavyalı birbilim adamı ve Kalabriyalı bir çobanınkinden daha büyük. Buna karşın hepimiz biriz. Tarih ve ortak bir düşün görünmeyen ipleri bizi birbirimize bağlıyor. Bu sahillere 500 yıl önce zorba ve kahraman maceracılar gelmişti. Bir ellerinde kıhç, bir ellerinde haç vardı, soyma ve fethetme karanndaydılar. lspanya ve Portekizden gelmişlerdi Avrupa'dakilerden daha temiz ve düzenli şehirler, Rorna ve Bizans'takilerden daha güçlü imparatorluklar, sayısız dil ve kültttrfln olduğu bir dünya ile karşılaştılar. Yabanalar aylarca güneş yttzu görmeden balta girmemiş sık ormanlıklardan kendilerine yol açtüar, dupduru göllerden geçtiler ve havanın seyreldiği yüksek tepelerde kan tükürdüler. Doymak bilmeyen hırslarıyla kamçılanarak kâbus gibi çöUeri aştılar. Cennet ve cehennem arasında yollarıru kaybettiler, gözleri köreldi, akıllan şaşü. Saf altından yapılmış köyler, yüzünün orta yerinde tek gözü olan adamlar gördüklerini zannettiler. Etraflarını çevirenleri adlandırabilecek kelimeleri yoktu ve ilerlerken, arkalarında dehşet ve ölüm izleri bırakırken keşfetmek zorunda kaldılar. Geri dönmek istediklerinde ise birçoklan çarpdmış gibiydi, geri dönemiyorlaıdı. O zaman oturup çizmelerini çıkardılar ve esmer tenli yumuşak bakışlı yerli kadınlara Sahıbi: CumhurtyH Malbaacüık ve Gaznecüık TUrk Anonun Şırketı adına >»dir Nadj • Genel Yayuı MudürU: Hasan Omal. Müessese MUdüril Eaine L'fakbgil, Yazı tşlen MudUrU: Ok«y Göatasta. • Habcr Merkezı MUdürü. Yalçuı Ba>cr, Sayfa Düzenı Yöneunenı. All Acar, • Temsılaler ANKARA. Ymfcpn Dogu, İZMİR Hlkmet Çttinkaym, ADANA: Cdal Bajlaapç. Isunbul Haberlen: Reh> ö ı , Dı? Haberlen Eifiu Bakı, Ekonomi: O u Ul«j«. KultUr: C«U Üster, Magazin: MckmH Y^ta, Spor Damşmanı: Abdilkadir Yacdmaa, DUzeltme: Rrnk Durt^, BilimEğiüır. ŞaHa Mpv, kSavtikjL Ş « k n Kefcad, HaberArajönna: Uftüt Gddea*, Yurt Haberlen. Necdct D o f u • Koorfinatör: Aknet Konbaa, • Mah îşler. Erol Eıkm, • HcUam: \n* TonucEk Yaymlaı Holyı Akyol • Idarc: Hfacyfaı Gftnr, Işlelrmr; önder ÇeBk, Bilgıt;lem. NaU tmai. Basan ve Yayan: CoaUw1)Ct Mıtbualık ve Gazetecüık T.A.Ş. TUrk Ocajı Cad. 39/41 Cajalojlu, 34334 tsı., PK: 246tstanbul, Tel: 512 05 05 (20 hat), Ikjec 22246 • BümUır. Amkm Zıya Gokalp Bulvan tnkılap Sokak No: 19/4, TH: 133 11 4147. Telex 42344 • tzmir. H. Zıya Bulvan, 1352 Sok. 2/3. Tel: 25 47 0913 12 30, Tdex: 52359 • Adaoa: InönO C»d. 119 Sok. No: 1 Kat 1, Tel: 1455019731, Tetex: 62155. TAKVIM 13 NISAN 198" 4 50 Guneş: 6 22 Oğle: 13.09 Ikındı: 16 51 \kşam 19.47 Yatsr 21.12 Düşler ardındaki gerçek: Latiıı Amerîka M ^ ' en düşuk yaşam duzevi burada, düsuk vasam burada halkın yarısı okuryazar değil. tnsanların, açlığın zorlamasıyla kendilerini köle olarak sattıklan yerler var, çccuk Slürnieri bir yüzyıl öncesinin Avrupa'sındaki kadar yüksek, kadın nufusunun üçte ikisi insanhk dışı şarüar altında yaşıyor. Buna bir de kötü iletişim, ezici bürokrasi, her düzeyde rüşvetçilik, yöneticilerin yeteneksizliği ve sürekli militarizm tehlikesi ekleniyor. Hükumetlerimizden pek az şey bekliyoruz, hukuk ve kanuna güvenmiyoruz, özgürlüğü ise hemen hiç tarumıyonız. Bu karanlık görunüme karşın, bugünkü Latin Amerika umut veriyor. Çünkü bu tiksindirici despotluklar bolgesinde, hemen bütun diktatörlüklerden kurtulduk. Demokrasiler, bağımhlar, tehdit ediliyorlar ve kararsız bir dengede duruyorlar. Ama çok çeken, geçmişin hatalarını tekrar etmek istemeyen halklar tarafından savunuluyorlar. Bu genç halklar . henüz bitkinliğe ve uiu^rsamazhğa düşmediler. Verimsiz sosyal yapılan ve haksız bağımIılık ilişkilerini değiştirmeye hazırlar. Sarney, Alfonsin ve Alan Garcia gibi karizmatik politikacılar çıktı, Brezilya ve Arjantin arasındaki işbirliği anlaşması gibi önemli ittifaklar kuruldu, derin reformlar hatta devrimler gerçekleştirildi. Gorbaçov'dan şarkı Raisa agazin Servisi Sovyet lideri Gorbaçov ve eşi, samimi davramşlarıyla bir Batılının daha kalbini çaldılar. John Lennon'un dul eşi Yoko Ono, Moskova'ya yaptığı ziyaretin ertesinde, "Gorbaçov bana ve eşime barış için yaptıklanmızdan dolayı teşekkür ettiğinde çok heyecanlandım" dedi. Raisa Gorbaçov'un Lennon'un "Woman" isimli şarkısından bir pasaj soylemesi de Yoko Ono'yu çok mutlu etmişti. Ono, "Çevirmen kullanmadan I love you, I love you diye şarkı söyledi. Kitap müzayedesi 'ultür Servisi Cumhuriyet Kitap Kulübü tarafından düzenlenen 2. Istanbul Kitap Şenliği çerçevesinde, dün bir eski kitap müzayedesi yaptldı. FM Kultur Merkezi'nde yapılan muzayede, Librarie de Pera (Beyoğlu Kitapçılık) tarafından gerçekleştirildi. Yirmi kadarı profesyonel kitapçı ve sahaf olan, yüz kadar kişinm katıldığı müzayedede, 79 kitap satışa çıkanldı, bunlardan 14'ü talep olmadığı için satılmadı. Sahaf tbrahim Manav'ın yönettiği müzayedede en çok para, tahmini bedeli 330 bin lira olan ve 530 bin liraya satılan, Miss. J. Pardoe'nun "The Beautıes of the Bosphorus" adlı, 1839 Londra baskılı kitabına ödendi. DAYANIŞMA ÖRNEĞt Bireğlencede içkiyifazla kaçıranEkvatorlu 'nunüzerine arkadafları koyun postlan örterek onu ısıtmaya çalışıyor. İYİ ÜRÜN İÇİN DUA Meksikalı yerüler, sabahın alacakaranhğında dağın tepesine çtkmış, iyi üriin için Tannya dua ediyorlar. DAMADIBEKLÎYOR Brezilyalı kadın, nikâh töreninden sonra kilisenin kapısın KVRAKLIKZAMAM Brezilya'mn kuzeydoğusu, 19831e büyük bir kumklık yada arkadaşıyla birlikte kocasmı bekliyor. şamıştı. lnsanlar açhklannı yatıştırmak için kakıüslerin etli bölümlerini yiyorlardu sanldılar ve biriikte hayalci bir nesil yarattılar. Sonra diğerleri geldi. Karayipler'e yerleşen Ingiliz, Hollandalı ve Fransız sömürgeciler, sonra Afrikah köleler, 19. yüzyıldan sonra da dilleri, gelenekleri ve gizemleriyle bütün dünya gezginleri. Doğa, bu insanlan da avucunun içine aldı ve geri dönemediler. Kök saldılar ve ardıllarını bıraktılar. Onlar biziz, melez nıhuna sahip bugünün Latin Amerikalıları. Ama kanların karışması bize eşitlik biünci getirmedi. Sadece para ve «.ğitime göre değil, ten rengiyle de belirlenen kast ve hiyerarşilere aynldık. Ülkelerimizin hepsinde, ırkçılığı aşmakla övünenlerde bile toplum bir yufka böreğini andırıyor. Üstte beyazlaı, ortada melezler, en altta da Kızılderililer ve siyahlar. Şiddet gururumuzu çalmayi başaramadı, ancak gözü kapalı guvenme huyumuzdan bir parça aldı. Peşimizi bırakmayan güvensizliği telafı edebilmek için ilişküerden oluşan bir ağla birbirimize bağlandık ve birkaç zorunlu erdemi koruduk. Aile, dostluk, akrabalık, konukseverlik, sevgi, sabır, cesaret ve dayanışma gibi. Butün bunların toplamı bize güç veriyor, yabancıların gözünde de "serapatik" yapıyor. Doğanın sert, toplumun adaletsiz olduğu yerde insan tek başına ayakta duramaz. Bizde öluler bile yalnız değildir, Juan Rulfo'nun yazdığı gibi yaşayanlarla birlikte yola devam ederler. Bu kadar sorunun baskısı altında biz Latin Amerikalılar bazı sorunlann yanıtıru ararken, doğa üstü güçlere yöneliyoruz. Kölelerle birlikte gelen Afrika tannları, Katolik azizlerinin adını aldılar ve Kızılderili tanrılarının tuylerini taktılar. Savaşlann potasında eriyen dinler, efsaneler, kahrarnanlar ve hurafeler tek bir bileşim oluşturdular ve bundan hayal eğiltmi doğdu. Latin Amerika'da en büyük nüfus patlaması yaşanıyor, dunyanın Ama Simon Bolivsr'ın, bağımsızlığın ilk yıllannda ortaya attığı Latin Amerika birliğini gerçekleştiremedik. Çünkü Latin Amerikamn geriliği, sadece emperyalist sömürüye ve uygun olmayan siyasi ve ekonomik sisteme bağlı değil. Bunda uzak görüslü olmamamızın ve milliyetçiliğimizin de payı var, ikisi de ülkeler arasındaki işbirliğini engelliyor. Geçmişte hepimiz aynı mutsuzluklara katlanmak zorunda kaldık, ama çözüm yolları bulmak için birlikte çalışmadık, duşmana birlikte karşı koymadık. Sadece polisler ve baskı güçleri işbirliği yaptı. Ancak artık bu da değişiyor. Diktatörluklerin zorbalıgı birilerce insanı yerlerinden etti. Sürgünler, mülteciler ve göçmerüer çağı başladı. lnsanlar kitleler halinde bir ülkeden diğerine gittiler. Halklar arasında kültürel bir entegrasyon gerçekleşti. Şimdi birçokları kendiliğinden "Ben Latin Amerikalıyım" diyor. Birçoğu bu tanımlamayı milliyetinden daha üstün tutuyor. tyimserim, daha iyi günlerin eşiğinde olduğumuza inanıyorum. Hayalcilerin uyanma ve hayalgüçlerini yeni bir toplum yaratmak için kullanma zamanı geldi. Bunu başaracağırruza inanıyorum, çunkü Latin Amerika'da her şey gerçek olabilir, hayaller bile. yazarı öldü "Tütün 4**^% Yolu"nunî * Jş% «*J Carlös Sorin'in "Kralın Filmi" adlı yapıtı, Altın Lale'ye aday Ozgürlük, Arjantin sinemasına yaradı Arjantinli yönetmen Carlos Sorin'in, "Kralın Filmi" adlı yapıtı, Sinema Günleri kapsammda Altın Lale Uluslararası Film Yarışması'nda yer alıyor. Art arda gelen otoriter rejimler döneminde, uzun yıllar bastırılan Arjantin sineması, bugün bir sanatsal "rönesans" yaşıyor. Kiiltiir Servisi Bu yıl Sinema Günleri'nde Arjantin sinemasından bir film var. Carlos Sorin'in "Kralın FOmi" adlı yapıtını bugun ızleme olanağı bulacağu. Daha önce yine Sinema Günleri nde Lais Puenzo'nun "Resmi Tarih"ini izleyenler, buyük bir olasıhkla bu yılın Arjantin filmini de buyuk birroeraklaizlemeye hazırlanıyorlar. Ashnda, Arjantin sinemasının son zamanlarda birbiri ardı sıra olağanüstü yapıtlar vermesi hiç de rastlantı değil. Art arda gelen otoriter rejimler döneminde uzun yıllar uykuya yatan Arjantin sineraaa, bugun tıerdeyse bu "sanatsal yeniden doguş"u yaşıyor. Geçen yıl, Puenzo'nun "Resmi Tarih" Fılmi En İyi Yabancı Film Oscar'ını kazanırken, EJiseo Subieia'nın "Güneydoğnya Bakan Adam" adlı yapıtı Toronto Film Şenlıği'nde Uluslararası Eleştirmenler Ödulü'nü almayı başardı. Bugün Sinema Günleri'nde izleyeceğimiz Carlos Sorin'in "Kralın Filmi" adlı yapıtı da Venedik Film Şenliği'nde Gumuş Aslan'a değer görüldu. Arjantin sinemasına yeni bir boyut getiren son dönem fUmlerinin çogu, çalkantılı politik yaşamı, toplumsal ve insani sorunlan, son yıllarm Arjanün'ıni ışliyor. "Resmi Tarih"in, 1976'dan 1983'e kadar ulkeye egemen olan askeri yönetim sırasında "ortadan kaybolan" Arjantinlileri, "aile değistiren bebeiüeri" ele aldığını biliyoruz. Hector Olivera'nın "Kurşun Kalemlerin Gecesi" adlı filmi de ortadan kaybolan öğrencileri ele almıştı. Geçen yıl Sinema Günleri'nde gösterilmesi tasarlanan, ancak Denetleme Kurulu'na takılan Fernando Solanas'ın "Gardel'in SürgünuTangolar" adlı yapıtı da Arjantin1 den ayrılmak zorunda kalan \e Pans'te yaşayan Arjantinlileri anlatıyordu. olumlu gösteren, ancak ülkedeki yoksulluğu ve olumsuz koşullan göstermeyen filmler ister oldu. Peron1 dan sonra gelen birçok askeri rejim de filmlerin iceriğinı denetlemeyi amaçladı. Son askeri rejim sırasında senaryo ve filmler üzerinde dolaysız sansür oluşturuldu. Askeri rejim yülannda, birçok Arjantinli sinema adamı gibi Hector Olivera da çalışmalannı Arjantin'de sürdürmeyi yeğlerken, bazüan da sürgünü seçti. Ornegin, "Tangolaı" ın yönetmeni Solanas. Bugun Solanas, birçok projeyi gerçekleştirmek için yarup tutuşuyor, ama siyasal açıdan söyleyeceklerini "Bayknşlann Gecesi" ve "Tangotar" gibi filrrderiyle söyleyip bitirmişe benzıyor. Artık daha "kalıcı" şeyler yapmak isteyen Solanas, yeni çevirmeye başladığı filminde bir aşk öykusu anlatıyor. ı aradise Valley (a.a.) Amerikalı yaza, Erskine Caldvvell, cumartesi gecesi, 83 yaşında akciğer kanserinden öldü. özellikle, ABD'nin güneyinde tarımla uğraşan kesimin yaşamını anlatan romanlan ile tanınan yazarın en ünlü yapıtları arasında "Tütün Yolu" ve "Tanrı'nın Kuçük Mezarlığı" bulunuyor. 1932 ve 1933 yıllannda yayimlanan bu iki roman tüm dünyada beğeni toplamış ve 8 milyon satmıştı. Elliden fazla roman ve yaklaşık 150 deneme yazan Caldwell'in "Tütün Yolu" isimli romanı tiyatroya uyarlanmıştı. Antikalar alıcı bulamadı M ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARINEĞİTİMİ Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde okuyan öğrenciler, görme, isitme, zihinsel özürlü çocuklarla üstün zekâlı ve uyumsuz çocuklann eğitimleri ile ilgileniyor. Hk özel eğitim öğretmenleri bu yıl mezun oluyor ÖNDER BALOĞLU ESKtŞEHİR Üniversitede öğretim görmüş, ilk "özel eğitim öğretmenleri", bu ders yılı sonunda Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun olarak göreve başlayacaklar. özel eğitim öğretmenleri, görme, işitme, zihinsel özürlu çocuklar ile üstün zekâlı ve uyumsuz çocukların eğitim gördüğü özel okul ve sımflarda görevlendirilecek. Konuya ilişkin Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi ı3ekam Prof. Doğan Bayer, özel eğitim öğretmenleri sorununun, özellikle son yıllarda Türkiye çapında önem kazandığım belirterek, "Özürlü çocuklar, durumları nedeniyle genel eğitim hizmetlerine ek, bazı özel eğitim hizmetlerine de gereksinme gösterirler. Bu gereksinimin karşılanması, her seyden önce, bu konularda ozel olarak yetiştirilmtş eğitici personelin varlığma bağlıdır. Bu personelin başında, kuşkusuz öğretmen gelmektedir. Özel eğitim hizmetlerinin ya>gınlaştığı iilkelerde, bu alanda calışan oğretmenler, genellikle sınıf öğretmenliği formasyonu iizerine, 2 yıllık egitimden geçirilerek, özel eğitimin bir alanında yetiştirilmektedirler" dedi. Ozel eğitim öğretmenliği programlan hakkında da bilgi veren Bayer şöyle konuştu: "Bu programın, Gazi Eğitim Enstitüsiinde uygulanan kısa süreli programdan iki önemli farkı bulunmaktadır. tlki, 4 yıl süreli olmasıdır. İkincisi, programa alınan öğrenciier, ortaoğretim kurumları mezunlandır. Bu yonleriyle özel eğitim alanına lisans düzeyinde oğretmen yetiştiren ilk ve tek programdır." ilk özel eğitim öğretmenlerinden nasıl yararlanılacağı konusundaki bir soruyu da yanıtlayan Prof. Bayer, "Programın ülkemizde lisans düzeyinde ilk kez uygulanıyor otması, bunun zaman geçirilmeden degerlendirilmesi, buna bağlı olarak geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Bu konuda yapılacak çalışmalardan, özel eğitim alanı olduğu kadar, genel eğitim alanında da yararlanılacaktır. Esasen, universitemizle, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında 1982 yılında imzalanan bir işbirliği protokolunde, eğitim alanındaki çalışmaların bir projeye bağlanarak ortaklaşa yürütülmesi ongörulmuştıir." dedi. agazin Servisi Sheraton Oteli'nde dün yapılan müzayedede "pahalı" antikalar alıcı bulamadan geri döndu. 170 parça antika eşyanın müzayedesinde 6 milyona gümüş ibrik ve leğen takımı, 5 milyona nain halı, 5 milyona Belçikah bir ressama ait yağlıboya tablo alıcı bulamadılar. Bu arada boyları ufak ama fîyatları ytiksekRus mah gümüş kupa 1 milyona, sigara kutusu 390 bin liraya satıldı. Sürgünde kimlik OZCÜRLEŞMEMS ÜRÜNLERÎNDEN Arjantinli yönetmen Luis Puenzo'nun "Resmi Tarih" adlı yapıtı geçen yıl ülkemizde de gosterilmisti. Küçük oyuncu Analia Castro ve Norma Aleandro 'nun başrolleri paylaştığı film, Arjantin sinemasının yaşadığı özgürleşmenin en nitelikli ürünleri arasında. sal ve insan haklanyla ilgili konula yapıtlara yöneliyorlar. Maria Luisa n irdeleyen filmler oldu. Nitekim, Bemberg'in "Miss Mary"si bunlarArjantinli yönetmen Olivera, "Biı dan biri. Subieia'nın "Güneydoğuya aydınlar, balkın vicdanıyu" diyor. Bakan Adam"ı, insancıl duyarlıklar "Halkın bellegi zayıftır. Biz, zaman taşıyan bir bilimkurgu filmi. Bugun zaman bu bellegi tazdemekle >ıi Sinema Günleri'nde gösterilecek kümittyiiz." "Kraiın Fılmi" adlı yapıt ise, III. Napolyon zamanında kendini PatagonNe var ki, sözünü ettiğimiz turden filmler, daha çok özgurlük dönemi ya kralı ılan etmeve kalkışan bir nin ilk yıllannın uninleriydi. Bugün Fransızla ilgili film çevirmeye çalışan lerde Arjantinli yönetmenler yavaş bir yönetmenin uğraşım konu ahyor. Bu arada, bu ay içinde Arjantin1 yavaş açıktan açığa siyasal filmlerden uzaklaşıp çok çeşitli konulan işleyen de gösterime girecek bir film, "Dış Borcun Adamı", belli ölçude bir politıka içeriyor. Arjantin'in 50 mılyar dolarhk dış borcunu OdeyebUecek miktarda bir mirasa konan bir adamın öyküsünü anlatıyor film. Aslına bakıhrsa, bugün Arjantinde olan, ABD ve Avrupa'nınki kadar eski bir sinema geleneğinin yeniden doğuşu. 193OTar ve lS^larda Arjantin filmleri, Ispanyoka konuşan Latin Amerika ülkelerinin gozdesiydi. Ama 1946'da Juan Peron'un iktidara gelmesiyle bırlıkte, devlet, rejimi "Dışarda vaşadığım on yıl, inceleme yapıp okumamı ve dusunmemi sagladı," diyor Solanas. "Dusunmek, insanın alçakgönüüii dg\ranmasını sağli)or. Çok degiştim. Sıirgun insanı daha insancü kılıvor. Acı eğiti>or insanı. bencilliğinizden. kendinizi beğenmişliginizden sıjrdıyorsunuz. Ben yurtdısmdajken annem ve babam öldu, arkadaşlanm ortadan yok oldu. Sürgünde insanın katrajışı genişliyor. Benim Arjantinli kimligim sür "Viyanaîstanbul" defilesi M (Arkası 10. Sayfada) SİNEMA GÜNLERİ 87'DE BUGÜN 4. Sayfada agazin Servisi Avusturyalı modacı Clio Fotyadis'in kreasyonları, aralarında A vrupa güzeli Neşe Erberk'in de bulunduğu 6 manken tarafından dün Sheraton Oteli'nde davetlilere sunuldu. "Viyanaİstanbul" adlı defılede beyaz, toprak rengi gibi pastel renkler hakimdi. Kreasyonlar ipek pamuklu, Fotyadis'in deyimi ile "ne spor ne de çok şık"tı. Deri ııakJi can kurtarıyor Magazin Servisi Talihsiz bir kazayla vücudunun büyuk bir kısmı yanmış olan hastalar, bundan böyle çalışmaları surmekte olan yeni bir teknikle sağlıklarına ve derilerıne çok daha kolay kavuşacaklar. Bugüne kadar yapılmakta olan deri nakilleri hastanın vücudunun sağlıkh olan bir bölgesinden ahnarak yanık bolgeye aşılanmaktayken yeni yontemle nakledilecek deri, laboratuvarlarda üretilecek. Geleneksel deri naklinin bir çok zorluğunun yeni çalışmaiarla giderilmesi bekleniyor. Eski yöntemde naklin anesteziyle birlikte yapüması gerekiyordu. Hastalarsa yeni eklenen derilerin bulunduğu bölgelerin yaruklardan çok daha fazla acıdığından şikâyet ediyorlardı. Deri nakli ameliyatlarından birini izleyen "The Independent" muhabirinin anlattığına göre ameliyat sanıldığından da buyuk zorluklarla gerçekleşiyor. Önce olu dokuları bıçakla kazıyan doktorlar bir yandan yeni derıleri nakletmek için hazırlanmaya başlıyorlar. Bu işlemler sırasında kan kaybı çok fazla oluyor. Daha sonra plastik cerrah tarafından deriler yerlerine ekleniyor. Yeni nakil yöntemlerini geliştirmeye çalışan uzmanlar başanlı oldukları takdirde ise laboratuvarlarda hazırlanan deriler yalmzca yanık tedavilerinde değil daha birçok alanda kullanılabilecek. Suni deri çahşmalarında ilk olarak doğal bir deri parçasından alt ve ust deri tabakalan aynhyor. Daha sonra 'biyolojik yapıştıncı" görevi yapan proteinlerin hücreleri oluşturması sağlanıyor. Hücre tekleri özel olarak hazırlanan bir ortamda geliştiriliyor. Yavaş yavaş gelişen hücreler 10 gün kadar sonra sayılannı 57'ye kadar yükseltiyorlar. Konuyla ilgili olarak çalışan İngiltere'deki Queen Mary bilim grubu 18 ay içinde 400 dolayında hücre üretmiş bulunuyorlar. Ameliyatlara kadar içlerinde azot ya da soğuk hava bulunan cam kaplarda korunan deriler ameliyat zamanı geldiğinde bulundukları yerden buyük bir titizlikle alınıyorlar. .ÎIİYİM. sis r/r , . gct z.uu so Sfy/iTÎK f>e,eıs< PB BİR Halkın vicdanı Gerçekten cie askeri yönetimin son döneminde başlayan, 1983'te Raul Alfonsin'in basa gelmesiyle ıyiden ıyıye patlama yapan sanatsal özgurlukle birlikte ilgi çeken fılmler, siya »f'ç.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle