25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 13 MART 1987 East London yakınlarında Siyah Afrika'nın çok eski bir geleneği ile karşılaşıyorum Beyaza boyanan sünnetliler Cape Town'dan kiralık bir arabayla Port Elizabeth'e hareket ediyorum. Pon Elizabeth'e 20 kilometre kala yol üzerınde kalabalık bir asker ve polis grubu... Bu kez durduruyorlar. Iri yan, aksanından Afrikaner oiduğu anlaşılan bir teğmen, "Silah v»r ıtıı arabada?" diye soruyor. "Yok" divorum. Bagaja bakmak istiyortar, arabadan inip bagajı açıyorum. Bu arada bir polis arabanın içıni anyor. Çantamı açrnaya hazırlanan teğmene, "Turistim, ulkenizi dolaşıyorum" deyince çantayı elinde tartıp yerine koyuyor, "Devam edin" diyor. Port Elizabeth, Guney Afrika'nın onemli bir endustri kenti ve limanı. General Motors ve Volksvvagen otomobil fabrikaları bu kent ve civarındaki en büyük işverenlerden. Kentin 1 milyonluk nufusunun yarısını siyahlar, diğer yansını ise eşit sayıdaki beyazlar ve melezler oluşluruyor. Ulkede hukum suren ekonomik durgunluğun en çok etkiledıği yerlerden birisi burası. tbnahim Musa'nın arkadaşı Yunus Amod. telefonda, geceyi evinde geçirebileceğimi söyleyip yerinı tarif edıyor. Yunus 33 yaşında, evli, iki çocuklu. Muhasebecilik burosu var. Müşterilerinin ikisi hariç hepsi melez. Beyaz olan iki müşterisi de arkadaşlarıymış. Apartheid rejiminın kendisıni nasıl etkilediğini şoyle anlatıyor: "Maddi açıdan hiçbir sıkınlım yok. Üniversiteyi Durban'da bitirdiklen sonra buraya gelip evlendim \e buromu aclım. Fakat bu gördugun evde, karımın ailesiyle oturınoruz o zamandan beri. Beş )il once ev yaptırmak amacıyla bir arsa almak için muracaat etlim beledijeye. İzin hâlâ çıkmadı. Prctoria'da bakanlıkta lakıldı kaldı. Kentin beyaz semtlerinde ANKARA...ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU e Cbı ç a r p m a s u diye: Xhosa kabilesi yerlileri 20 yaş dolaylarmda sunnet olarak erkeklik çağına giriyorlar. Sünnetlik yerleri mikrop kapmasın diye sünnetli organlanmn etrafını ormandan topladıklan bir tür otla sarıyorlar. Cin çarpmasın diye de gövdelerini beyaza boyuyorlar. Kadmlarla konuşma yasak. konut fazlası var. Orada fiyatı 35 bin rand oian bir evin 'renkli' bolgelerdeki benzerieri 65 bin randa salılıyor." Port Elızabeth'te 40 bin kadar melez, 10 bin de Hintli Müsluman yaşıyor. Hintliler daha çok serbest meslek sahibı ve tüccarlık yapıyorlar. Yunus, Hint asıllı. Müsluman Gençlik Hareketi örgütunun lideri. Eşi örtunmeye karşı olduğu için tutucu ulemadan eleştıriler geliyormuş. Ama aldırmıyor "Tüke(im boykotu çcrçevesinde kentteki Muslumanlar için allernatif bir pazar oluşturmakla mesguluz. İlk olarak işe, her evde her gıin kullanılan pirinçle başladık. Tnptan alarak kuçuk dukkânlar ya da evlerde satışa çıkardık. Boylece halk beyazların supermarketlerinden pirinç almak zorunda değil artık. Saglanan kârı toplumsal projelerde kullanacağız. Yakında a>nı işi başka yiyecek ve lükelim maddeleri için de yapacagız" diyor. Port Elizabeth, polis baskısının en ağır oiduğu kentlerden birisi. Yunus, buradaki lutuklu sayısının ulke ortalamasından iki kat fazla olduğunu söyluyor. "Burası Apartheid'a karşı vürülulen bircok harekelin başladığı yer. Okul bovkotlan, luketki boykotlan, grevler hep burada başlayıp ulke duzeyinde yayıldı" diyor. Son günlerde Nazlı Eray'm "Eski Gece Parçalan" adlı krtabtnı okuyorum. Yazarın kişiliğini belirten güzel öyküler. Her kadıkilometrelik bir yolculuğa çıkarılmış, yolculuğu sırasmda can vermişti. Öznın ya da erkeğin yaşamında eski gece parçaları var değil mi? gurluk için, siyahların beyazlarla işbirliğine guvenmemelerı, kendi güçlerine Birkaç saatlik ya da çok kısa bir gece parçası, karanlık aydınlık, ınanmaları esasına dayanan "Siyah Bilinç" (Black Conscıousness) akımı, Pan mutlu mutsuz, yaşamımıza başka bir boyut katar. Sabaha başka Afrika Kongresi (PAC)'nın çok ırklı Afr. Llusal Kongresı'nden kopan bir tür uyanırız, güneşi başka tür selamlarız ya da tersine. Yıldızgrup tarafından kurulduğu 1958 yılına dayanıyor. Bu akım 1960 ve 70'lerde lar solar, güneş bile karanlığı delemez. Nazlı Eray'ı okurken gelişmiş, Afrikanca dilinin okullarda zorunlu yapılmasına tepki olarak 1976'da Sovveto'da başlayan ulke çapındaki ayaklanmaların esin kaynağını oluşturyıkjızlar parlıyor, belki de bu nedenle seviyorum onu okumayı. muştu. Pan Afrika Kongresi de Afrika Ulusal Kongresi gibi, kapatıldığı 1960 Kimi zaman da o öykülerden başka öykülere dalıyorum, başyılından bu yana surgünde. PAK ve Siyah Bilinç geleneği, halen AZAPO orka sokaklara. Eski gece parçaları ilginç çağrışımlar yapıyor. gutunçe sürdurulüyor. Ancak bu örgütün etkisi, Afrika Ulusal Kongresi'nin • • • çok ırklı geleneğinı surduren Birleşik Demokrasi Cephesi'nın etkisinden çok Karlı gecelerde sıcak bir ülkenin, Fas'ın Dışişleri Bakanı'nı daha az. selamladık Ankara'da. Dışişleri Bakanımız konuğunu güzel ağırladı. Faslı bakan Filali, yalnızdı, Zehra Halefoğlu da Ankara'da değildi, ama Dışişleri Bakanımız Türk kadınlarından seçkin bir grupla ev sahipliği görevini paylaştı. Devlet Konukevi'ndeki akşam yemeğinde herkesin gözleri parladı. Benim de gözlerim yaşardı biraz. Konuklar arasında bir süre önce yitirdiğimiz diplomatlardan büyükelçi Savlet Aktuğ ve Nazif Çukrutfun eşleri de vardı. O yemekte belleklerinde hangi gece parçaları canlandı kimbilir... Aslında güzel bir olay, kocalarını yitirseler de Dışişleri ailesindeki yerlerini koruyortar, Vahit Hafefoğ/ü'nun çagnsına yalnızlıklannı, üzüntülerini aşarak katılabiliyorlar. O yemeğln öteki kadmları da güzel bir tablo otusturuyordu. İki kadın milletvekili, biri ANAP'tan biri SHP'den.kimi kadın diplomatlanmız, biri Füsun Çetintaş, öteki Solmaz Üneydın, akşama kadar çalışmışlar, ama bakanın yemeğinde yorgun görünmüyorlar hiç. Akşama kadar üniversitede ders veren kadın profesörler, dekanlar da öyle; günü sahnede provalarda geçiren sanatçılar da. Onları konuğuna tanıtırken Vahit Halefoğlu'nun gözleri de parlıyor, sesi de... Böyle bir kadın grubu herkesin gözünü parlatır bence. Yemekler de damağı parlatacak türde. Bir kez daha yazdım Devlet Konukevi bir uygarlık adası gercekten. Her şey çok iyi düzeyde. Valnız kulaklanmız çok parKADINLARLA KONUŞMALARI YASAK Sünnetli gençlerin başlarında tavuk tüyü, ellerinde değnek var. Açık arazide naylon ve lamadı o akşam. Arap ülkelerinden gelen konuklara ortak külçahlardan kurulmuş kulübede kalıyorlar. Bir ay evlerinden uzak yaşayacaklar. Bir hafta hiç su içmeyip yalnııca mısır yiyorlar. türümüzden bir müzik dinletmek doğal sayılsa da o müziğin türünü iyi seçmek gerekiyor. Rastgele bir seçim yapmamalı. ne sarılı ipten sarkan bez parçalarıyla örtmüşler. Doğada yaşayan ilkel kabiGüney Afrika polisinin yontemlerinden birisi de, parayla tuttuğu siyah gençDevlet Konukevi'nde bir yemeğe hafif Batı müziği, bir üçgen, lelerin artık kalmadığını bildiğimden ne olduklarını merak ediyorum. Guleri, siyah ilçelerdeki değişim yanlısı gençlere saldırtmak. Bu siyah komanneşte dolaşmaktan susamışlar, içecek bir şey istiyorlar. Arabadaki meyve subir dörtgen daha çok yakışır kuşkusuz. O alaturka müzik, akdolara, kollanna bağladıkları beyaz mendillerden dolayı "Beyaz Mendilliler" yunu veriyorum. Uzun boylusu iyi Ingilizce konuşuyor. "Ycni erkek olduk" deniyor. Güney Afrika'dan aynldıktan sonra okuduğum bir haberde, bunşamın çağdaş görüntüsüyle eşdüzeyde değildi doğrusu. Hele diyerek önunu açıyor. Sunnet olmuşlar meğerse. Biri 21 yaşında, dığeri 24. lardan yuzlercesinın polis kamyonlarıyla Port Elizabeth'in siyah ilçelerinden Konukevi'nden aynlınca iyice çağın dışına çıktık. Kariı yollarNevill'in sünnetli organı otlarla sanlmış. Ucundan da iple beline doğru bağbirine geıirilip, polis helikopterlerinin denetımi altında saldınlar duzenledikda Çankaya'ya tırmanmak kolay değil, bulvarlar, Cinnah Cadlamış. lerıni, 19 kişiyi öldürduklerinı okuyacağım. desi'nde bir şey yok ama arabadan inince kaldırımlar cam giPort Elizabeth'den sonraki durağımız East London. East London'ın giribi; düşmeden, kaymadan eve varmak büyük başarı. Eski Gece Parçaları... Güney Afrika HALUK BAKIR Irkçıhğın son kalesi İşk,•ence gören gazetecı Bu kez bir gazeteeinın e\ine gidiyoruz. Adı: Mike Loewe. Mike'ın yüzunde çok guç donemden geçmiş ınsanlann yorgun ve acılı ifadesi var. Önunden geçtiğimiz yüksek, mavi camlı bınanın altınçı katını göstererek, "lşte" diyor, "83 giinluk tutukluluğuntu orada geçirdim. Gunlerce suren sorgulamalar, komunisllik suçlamaları işkence sayılmazsa, fiziki olarak eziyet etmediler. Beyazlara işkence yapmaklan çekiniyorlar. Sık ilk, bana da siyahlara verdikleri yemeklerden vereceklerini sovleyerek lehdil ettiler. Aralannda okuldan tamdığım İngiliz kökenliler de vardı. Birlikle geçen zaman içerisinde ister islemez konuşma, tartışma çıkıyor sorgucularla. Ben duşüncelerinin çuriıkluğünu ortava çıkardıkça onlar deliye donınordu. tnsanlar ıizerinde her liirliı güce sahip guvenlik örgiılunun elinde lutuklu durumunda olan bendim, ama aslında onlar benim elimde lutukluvdu." şinde aldığım Alman kökenli şişman gence kentin nüfusunu soruyorum. "50 bin" diyor. Şaşırdığımı görunce de sırıtarak, "50 bin beyaz yani. 500 bin de siyah var" diye açıklıyor. Sıyahları adamdan saymıyor. Akşam yemeğinde buluştuğumuz serbest gazeteci Franz Kruger, siyahiarın bantustanlara nasıl zorla taşındığını anlatıyor: "Ellerinde hiçbir şe> olmayan insanlar, kamyonlarla kıraç arazideki kamplara goluruldüler. İlk haftanın sonunda kampın dışında sıra sıra çocuk mezarlan oluşlu... Halen zorunlu taşınma tehdidi allında birçok yerleşim bolgesi var. Ne zaman, nasıl, nereye gidecekleri hakkında kendilerine hiçbir şekilde danışılmıvor." Cinler çarpmasın diye beyaz boya Beyaz kadınlardan siyahlara deslek Franz'ın kız arkadaşı Lindsy, "Black Sash" kadın orgutunde çalışıyor. Beyaz kadınlardan oluşan örgüt, ulke duzeyınde, ırkçı rejimle başı derde giren siyahlara destek sağlıyor. Franz gerçekleri yazdığı, Lindsy de siyahları desteklediği için ikısi de polisin kanat gerdiği sağ komandolann boy hedefi olmuş Once arabalarını yakmışlar, sonra da öldürmeye çalışmışlar. Geçen yıl nisan ayında evde Lindsy'nin doğum gunu kutlanırken, dısandan ateşlenen bir kurşun, kızın arkasına isabet etmiş. Polis, sırtından çıkan kurşunu almaya, olaydan ancak bir buçuk ay sonra gitmiş. O gun bu gundur yapılan forensik araştırması hakkında polisten bir ses çıkmamış. Şimdi olaydan sonra taşındıkları bir apartmanın dörduncu katında oturuyorlar. Siyah Bilinç Orgütü Halen birçok siyahın işkence gorduğu bu binada, "Siyah Bilinç" akımının liderlerinden Sleve Biko da 1977'de sorguya çekilmışli. Bıko burada işkence edildikten sonra bir kamyonelin arkasına koyularak Pretoria'ya 1500 Sünnetli *Abaqhv»eta'lar East London çıkışında yol kenarında bir grup siyah. Çıplak vücutları ve yüzleri beyaza sıvanmış. Ellerinde birer değnek, başlarında lavuk tuylu kulâhlar. Duruyorum, arabaya doğru gelıyorlar. Önlerini ve arkalarını. belleri Az otede East London'ın hemen dışında, 500 bin nufuslu Mtandsane kentinin girişindeki boş alanda onlar gibi birçok sünnelli genç var. Arahayı park edip naylon ve çalılardan çatılmış yuvarlak kulübelerden birine doğru gidiyorum. Yabancı olduğumu anlattıktan sonra konuşmaya başlıyoruz Sunnelin, eski Xhosa geleneklerinden olduğunu soylüyorlar. 20 yaş dolayındaki her genç sunnet olarak erkeklik çağına girivor. Sunnetlilere 'abaqrmeta' deniyor. Sünnetlik yerleri mikrop kapmasın diye gereken bir ot turünu çevredeki ormanlardan topluyorlar. Cinler çarpmasın diye de derilerini beyaza sıvıyorlar. Geleneğın bu yanı beyaz adamla karşılaşmalarından oncekı zamanlara mı, yoksa kotu ruhların bile beyaz adamdan korktuğu duşüncesine mi dayanıyor, kestirmek olanaksız. Abaqhwetalar, sunnet olduktan sonra bir ay sureyle evlerinden uzak yaşamak zorundalar. Kadmlarla konuşmaları da yasak. Sünnetten bir hafta sonrasına kadar hiç su ıçmıyorlar, sadece mısır yiyorlar. Çadırın içınde altı genç var. Birkaç tanesi yerdeki ortülerin üstünde uzanmış. Yanık hintkenevıri kokusu geli>or İçeride resim çekmemi istemiyorlar. Bir tanesi, "Beyaz adam Avrupa'da da ırkçılık yapıyor mu?" diye soruvor. Irkçıhğın yasalara karşı olduğunu, ama yabancı düşmanlığırun bazı yerlerde kendini gösterdiğini söylüyorum. lrkçılığa karşı mücadelenin yaygın olduğunu anlatıyorum."Biz de mücadele ediyoruz. Mtandsane'de Soweto'daki gibi altemalif sokak ve mahalle komiteleri var. Liderlerimiz hep tutuklanıvor, ama artık korkmutoruz. Vonelim beva/ adamın hizmelinde, bize baskı yapıyor. Ama vılınayacağız, sonunda kaıanacağız" divor. SCRECEK (Baştarafı 1. Sayfada) uçakla inip, ANC Karargâhı'nı yerle bir edecek kadar kararlılar. **• Soweto'ya ilk gittiğimizde zarhiı personel taşıyıcılan ile devriye gezen Guney Afrikalı askerlerin silahlanna, giysilerine bakıp da bir Batı Şeria manzarası karşısmda olmadığımıza inanmak hayli guçtu. İsrailliler, Güney Afrika Ordusu'na istihbarat, eğitim, silah, dikenli tel teknolojisi veriyor, Filistinlıler ise tıpkı kendılerı gibi surgünde yaşayan ANC gerillalannı eğitiyordu. Yoksa burada kımsenin farkında olmadığı bloklararası bir Ortadoğu savaşı mı vardı? Zimbabwe, henuz Rodezya iken, Mugabe ile omuz omuza beyazlara karşı çarpışmış, iç savaşı an sonra da FKÖ'nun Zimbabwe Buyükelçisi olmuş Ali Khalima bu kanıdaydı. Başkent Harrare'de taruştıktan birkaç gttn sonra neredeyse Başbakan Mugabe'den sonra Zimbabwe'nin en güçlu adamı olduğuna inanmaya başladığımız Khalima ne diyordu? "Bu bölgede dunya dengeleri değişikliğe gebe, kimsenin haberi yok. Sovyetler. Mozambik, Angola ve Zimbabwe'de etkin. Buna karşılık Ekvator'un güneyindeki son Amerikan kalesi Güney Afrika t umhuriyeti. Eğer burası duşerse Afrika'nın giıneyi oiduğu gibi duşer. O. vuzden şimdi her iki blok da bu bölgeye muthiş asılıyor ve burada gizli bir dunya savaşı cereyan ediyor." Khalima'mn soylediklerini Başkan Reagan'ın 3 Mart 1981deki şu cümlesi teyit ediyordu: ÖzgiirMJünya için stratejik önemi büyük olan bu ülkeyi yiiz üstü bırakmayız. Amerika eğer bu stratejik konumu gözden çıkaramazsa, o halde demek ki "ttrörist" dedigi rejim aieyhtan siyah unsurlarla el altından görilsmeler de yapıyor olabilirdi. Nitekim Avustralya eski Basbakanı Fraser ile Nijerya Devlet Başkanı Obasanjo'nun tngiliz Uluslar Topluluğu için hazırladıklan raporda, "Bir iç savaş sonucunda işbaşına gelebilecek siyah hukumetin stratejik madenleri Doğu Bloku'na açmasını öılemek için şimdiden rejim aleyhUrlan ile divaloğa girilmesi" oneriliyordu. Yoksa geçen ay Washington'da gerçekleşen Tambo (ANC'nin surgünde yaşayan lideri) Shultz goruşmesi, ABD'nin bu korkusundan mı kaynaklanıyordu. Amerika, potansiyel çıkarlarım garantiye almak için Tambo'ya Güney Afrika rejimine karşı yürüteceği askeri savaşıa gizlı destek vaat etmiş olabilir miydi? Amerika, müttcfiki Pretoria'ya ihann edebilır miydi? Manila ve Tahran'a etmedi mi? Üstelik Güney Afrika örneğinde bır sürü nedeni de vardı: G. Afrika, dunyanın bir nuınaralı altın, manganez ve elmas, iki numaralı kurşun ve platin, uç numaralı tkanyum minaralleri deposu. Dunyuıın krom rezervlerinin yuzde 58*ı Güney Afrika'da. Antartika ile Afrika arasındakıamansız fırtınalar, Batının enerji iklıyacını karşılayan tankerlerin Gü Hiçbir şey yapamıyorlar. Bu yüzden Ancak asıl ilginç gösterge Güney de bazı kararlan onlara danışmadan Afrika'da pul koleksiyonculuğunun askerler almaya başladı. Zaten Zimpatlamış olmasıydı. Yasalara göre babvve'de operasyon yapmaya da göç edenler yanlarmdaki 20 bin doUFUK hükümetin değil, askerlerin karar lar nakit, 8 bin dolarlık kişisel eşya verdiği konusunda işaretler var. Yave bir arabadan başka bir şey götuGÜLDEMİR kında yonetime el koyarlarsa hiç şaşremediğinden herkes parasım yukte mam. hafif, pahada ağır eşyalara yatırmaya başlamıştı. Dunyanın en kıymet Askerlerin yönetime el koymaU pullannın satıldığı borsa da bu yuzsı, reform harekâtırun sona ermesi kuyorlardı. Tıpkı Guney Afrika mumizde, "basit" deüikten sonra bir ney Afrika kıyüanndan geçmelerinı den Güney Afrika'ya kaymıştı. demek olmaz mı? çırpıda yanıtlamıştı: haİefetinin örgutlu gücü Afrika Uluzorunlu kılıyor. I988'de Umit Bur Biz reformların çare olduğunu nu'ndan geçen 6450 geminin 6300'u Çok siyah olacak. sal Kongresi'nin (ANC) korktuğu giAfrikanerler, kaçan bu ingiliz ködüşünmüyoruz ki. Onlar ırk aynmıru Batı Bloku'na aitti. Süveyş Kanalı'Prof. Van Wyck, belli ki çok anbi. kenlilere, korkmalarına atıfla sürdürebilmek amaayla reform yanı tıkayacak yeni bir Ortadoğu bulamlı konuşabilmenin erdemlerini #** "tavuklar" adını takmıştı. pıyorlar, ırk aynmıru sona erdirmek nalımı, genişleyebilecek bir Körfez keşfetmişti. Onun bizimle konuşma"Almmazsanız gozlerinizi bağlaiçin değil. savaşı, Ümit Burnu'nu bugünkünya harcadığı zaman, layık olabilmek mak istiyoruz" dedi, "ama istersetç savas korkusu, ırk aynmı olan Sovveto kontrolunüzde mi? den daha stratejik hale getirebilir. için yanıtının çeşitli anlamlannı araşniz bağlamayabiliriz." bu ulkede "liberal" sayılan, ama Sovveto kimsenin kontrolünde **• tırdığımızda ortaya ilginç bir tablo Bir sırrı bilmemenin, bilip de sakzencisi olmadığı ileri surülen ulkelerdeğil. çıktı. ' de yaşasa "komünist" diye hapiste lamaktan daha güvenceli bir yol ol ANC'yi dinlerler mi? Peki iç savaş olur mu? Eğer Prof. Van VVyck, "çok süründürülme olasılığı yüksek olan duğunu tahmin ettiğimizden bağla ANC'yi sadece onlar değil, herGüney Afrika gözlemcileri bu olasiyah" derken, gelecegj karanlık görBrian'ın sözlerine ise şöyle yanmalarım tercih ettiğimizi belirttik. kes dinliyor. Guney Afrika Parlasüığın daha "olabilir" göztiktuğü kasıyordu: duğünu ifade ettiyse Capetovvn ÜniBir dostun aracılığj ile bizimle tementosu'nda her gün konuşulan tek nısında. versitesi'nin bir araşurması onu doğmasa geçmiş, Zimbabwe'nin başkenkonu ANC. Demek ki parlamemoIç savaş olursa ne olur? "Beni siyah hukümet değil, o büruluyordu. Rodezya'dan, Zimbabti Harrare'de kaldığımız otelden sa nun gundemirü bile biz tayin ediyo1 Çok kan akar. kümete geçiş sırasında olacaklar korwe'ye geçişte 28 bin insan ölduğünbaha karşı alarak "merkez" dedik ruz. Amerikalılar bile ANC ile ko2 Beyazlar uzun süredir kontenkutuyor. Çünku o hengamede benim den yola çıkarak projeksiyon yonteleri kampa göturmüşlerdi. nuşuyor, çünkü ırkçıhğın menfaatjan planlannı yaptıklan kendi beyaz nasıl duşündüğume değil ne renk olmiyle yaptıklan araşurmaya göre bir Çevreden tanıdık bir düde komut lerini daha fazla koruyamayacağını devletlerini kurar, siyahlar da kendi duğuma bakacaklar." iç savaş halinde Güney Afrika'da 3 lar işitiliyordu. fark ettiler. Irkçı rejimi tesirsiz hale devletlerini. milyon kişi olecekti. getirdik. Artık ırkçılık bizim değil beReddy Mazimba, onun buyuk bir Veya bugünlerde çok tartışılan, Brian'ın varmaktan değil gitmekYok eğer profesör, siyahların nü olasıbkla "Nom dc |uerre"i sava$ yazlann sorunu oldu. Ordunun da tartışıldıkça da güçlenen bir olasılık, • ten korktuğu sonuç, bugün beyazlamorali bozuk ve bolünmüş durumrın yüzde 63'unu ırk aynmının sona da, adil bir dava uğruna çarpıştıklan ermesine istekli yapmakta herhalde konusunda kuşkulan var. GÜNEY AFRtKA REHBERİ etkili olmuştu. Siz Botha olsaydınız, şu anda • *• nasıl bir siyaset takip ederdiniz? Ama ırk aynmının sona ermesi Güney Afrika 'da bazı insanlar yasakh. Bu Güney Afrika'da pasaport ahnak zor mu? Ben Botha olsam hemen istifa 1982'de 99 dilekçeye yanıt verilmedi. ırkçılığı sona erdirebilecek miydi? ne demek? edip Ian Smith gibi çiftliğime çeki Adakt Bakanı 'mn imzotodtğı bir doküman Kimlere pasapon verilmiyor? Amerikalılann piyasa ekonomisi lirdim. Çünkü geceleri uyuyamamak la insanlar yasakUmıyor. Yasakhlar topkmtı, gös Sapianmtş yasal öiçüler yok. Duruma göve re ve kişiye göre pasapon verüiyor veya verilmi insanlann sıhhatini bozar. Hak ara lan"öye olmayan giremez" tabelateri ve yürilyüşlere katılamıyor. Havatimam, lisayesinde varlığını saklayabildikmak için ayağa kalkanı durduramazman, gazete idarehanesine gidemiyor, yazı ya yor. Ieri ama Afrikanerlerin üçüncü dünsınız. "Nükleer silah kullanınz" dizamıyor, demeç veremiyor, haftada bir karako Güney Afrika'ya her gitmekisteyenyabana yavari tabelalar yuzunden varlığını yor lar. Nerede kullanacaklar, beni girebitirmi? gizleyemediği ırkçıhktan kurtulmak la giderek itnza veriyor. güldürmesinler. Soweto giderse Jo Amerika 'ya her girmek isteyen yabana, ne kolay mıydı? Eğer kolay olsa ABD hannesburg ayakıa kalır mı? Ame Kaç kişi yasakb* Adalet Bakanı Rehnquist daha geçen rika Vietnam'da bile nukleer gücü 1978 sonuna kadar Mandela ve eşi fVinnie kadar girebiliyorsa, Güney Afrika'ya da o kaay evinin kira şartnamesine "siyahnü gösteremedi. dahil 138 kişi yasaklı. Bunlardan 22 kişi hapis dar girebüir. Tekfarkı Güney Afrika'mn gazelara satümaz" maddesini koyarken 25 yıldır hapiste olan Mandeteydi, 21 'i de ölmüş olmasına karşın yasaklıydı. teciler ve siyasi gözlemciler için bazen vize verbasına yakalaıur mıydı? la'nın dunımu ne olur? memesi. örneğin Amerikalı siyah rahip Jesse Yasakh olan, yasagı ihlal edene ne olur? Çok ilginç gunkr yaşıyoruz. Bu İlk ihlalde verilen hapis cezası ertelenip,Jackson'a v/ze verilmedi. 1960'ta Martin Luther Hadi bu ülkelerde ırkçılık vardı ara her an serbest bırakabilir. ÇünKing'e de verilmedi... ikind ihlalde infaz edilir. çünku siyahlar vardı. Ya siyahsız kü yemek istedikleri ama sıcak oiduulkeler? ğu için elleyemedikleri bir patates gifusunun Güney Afrika'yı tamamen adıydı. Geçen yıl 19 mayısta Guney bi. Serbest bıraksalar da Mandela soordu yonetime el koyar. Güney Afrikalı Walde Aşiroglu, siyahlaştıracak kadar çok artacağıAfrikalı komandolann Harrare'nin nın ofanaya devam edecek bırakmasa Guney Afrika'da bu konuda yobir Türkle evlenmeye karar verdiğinı ifade ettiyse, onda da haklıydı. göbeğine baskın yaparak tahrip etlar da. Aynca biz sadece onu serbest rum yapabilecek en ehliyetli kişilerni açtığında annesinin ilk sorusu tikleri ANC temsilciliğinden sağ ola bırakılmasını değil, yeni hükümeti den Türk işadamı İhsan Börekçiog Çünkü beyazJann 1.55 olan çoğalma "Türkler siyah mı?" olmuştu. Guhızı, 4.5 milyon nüfuslarını 2020 y\rak kurtulanlar arasındaydı. Buradakurmasını da istiyoruz. lu şoyle konuşuyor: ney Afrika'da uzun yıllar yaşamış lında 6.64 milyona yııkseltecekse, siki en yüksek rütbeli ANC komutabaşanlı reklamcı eşi Reşit Aşiroglu "Balı kolay kolay buradan vaz ANC hükumet olursa beyazlar yahlann 2.80 olan çoğalma hızı, 20.7 nıydı. diplomatik statuye sahipti, bir Güney Afrikalı ile evlenmeye kageçmez. Eğer Güney Afrika'vı Sovne clacak? milyon nüfusu 20.20'de 65.60 milyon ama yer altında yaşıyordu. "Bir gerar verdığini annesine açtığında onun yel etkisi altındaki siyahlara kaptı Her savaşta suçsuz insanlar da yapacaktı. ce geldiler, nasıl kimse bilmivor. da ilk sorusu "siyah mı?" olmuştu. nrsa. bagımlı oiduğu stratejik maölur. Soweto'da da suçsuz insanlan Yuzde yüz İsrail'den istihbarat ve Onlan bir arada yaşamaya zorladenler ve su yolunu düşmanına elivölduruyorlar. Irkçıhğın sona ermeEğer zencisi olmayan bir ülkenin eğitim alıyoriar, çünku bovlesine bayarak nasıl ki bugun kontrolu elden k tesiim elmiş olur. Bu ulke beiki bösini isteyen herkes mucadeleye katılşanlı bir operasyon yapamazlardı." seçkin bir ailesinde dahi siyah renge kaçırdıkları Sovveto'yu yaratmışlarlunur. ama beyaz kanat yine Batı mah. Seçim sandığını boykot etsinDolaşırken anlatıyordu: tamamen soru işaretinden ibaret olsa, çok çocuk sahibi olmanın dezaBloku'nda kalır. İsrail'i. Turkiye'yi ler. "Biz ırkçı degiliz ama gelecekvantajlannı kavTamayacak kadar onduğuna inandığımız bir kuçuk çekinfeda etmeleri ne kadar güçse, Güney Gelecekte bir ANC hükümeti ten korkuyoruz" devip ağlarnasınlar. lan cahil bırakarak da bu sonucu beAfrika'yı feda elmeleri de o kadar ce varsa kimbilir iki yuzyıl siyahlaolacak, ama bu sadece siyahlann de**• yazlar yaratmıştı. güç. Şu anda 197080 arası Türkiye'ra karşı savaşarak var olabilmiş Afgil bevazların da hütumeli olacak. Beyazlar bu korkutucu gelece*** de ne olmuşsa. Guney Afrika'da da rikanerler neler hissediyordu. Çunkü ANC ırkçı değildir. ğe nasıl hazırlanıyordu? o oluyor. Zaten son zamanlarda sık Ne zaman olacak? Geçen kasımda yapılan bir kaPeki siyahlar bu geleceğe nasıl haIrkçıhğın bu insani boyutunu yasık askeri mudahale laflan da dolaş Sure giderek kısalıyor. Guney muoyu yoklaması her 10 beyazdan zırlanıyordu? kalayıp da "geleceğimden korkuyomayabaşladı. Dedikodular halkı ve Afrika'yı artık hükumet yonetmiyor, birinin önümüzdeki beş yıl içinde iilBir iç savaş olmasa dahi ırk ayrırum. çünkü neden korktuğumu askerleri, psikolojik olarak mudahainisiyatif ellerinden kaçtı. Iteden ayrılmayı düşündüğünü gosnıının kalkacağından umutluydular bilmiyorum" diyen Prof. Von le fıkrine alıştınyor. Ordu siyasettcn Dışişleri Bakanı Botha, ülkeyi termişti. Bu yüzden de atalannın koki, şu anda oturmaları yasak olmaWyck'e hak vermemek elde miydi? hiç hoşlanmıyor. o yüzden siyasele hiçbir zaman onlara leslim elmeyiz kenlerini didik didik ederek, bunun sına karşın, beyaz verleşim bölgeleatılabilir. Bu da yakın gelecekte sidiyor? pasapon hakkı doğup doğurmayarinde ev satın almaya başlamışlardı. yah bir yönetimi önler." IanSmith de (Rodezya'nın son cağını öğrenmeye çalışıyorlardı. StRECEK Başbakanı) boyle diyordu. Onun için Ancak bu ulkede, "mudahale olur Fakat bu siyahların en buyük korBotha boşa konuşuyor. Siyasi savamu?" sorusundan daha fazla sorukulan "boykot bebekleriydi." Çunlan soru şuydu: ku ılımlı ve serinkanlı olmak suç ha şı kaybettiler şimdi askeri savaşı da EV İŞLERİNE YARDIMCI OLACAK kaybedecekler. Siyahların kaderi Güney Afrika'nın geleceği ne line gelip en lumpen, en cahıl, en az YATILI BAYAN ARANMAKTADIR. Botha'nın elinde değildır. Eğer deolacak? banyo yapan, ama en anlaşılmaz sozdiğı kadar guçlu olsalar, Sovveto'daBiz bu soruyu Unisa Üniversilecuklerle konuşabildiği için "en iyi 522 38 92 • 586 07 82 llder" sayılanlann gazabından korki mahalle hücrelerini yok ederlerdi. si'nden Prof. V»n Vyck'e yöndttiği Güney Afrika, işte bu! Yatarken Nazlı Eray'ın kitabını aldım. "Az gelişmişlik Eczanesi"n\ okudum. Kahkahayı bastım. Sonra Çankaya tepelerinden Houston'a yöneldim. Başbakan Öza/'ın TV aracılığıyla Bakanlar Kurulu toplantısına katılmasını düşündüm. Güleyim mi, ağlayayım mı şaşırdım; Nazlı Eray'ın "Az Gelişmişlik Eczanesf'nden birkaç hap alıp yutmak istedim nerdeyse. Houston1 dan yapılan yayını çağı atlatan bir olay diye yorumlayanlar var. Teknolojinin başarısını ilk kez kutlamanın sevincini duyanlar var. Ben de, bir az gelişmişlik olayı diye yorumluyorum. Güneş Tanert hiç tanımıyorum, ama onun yerinde olsaydım bu programı önlerdim. Çünkü bu programla Başbakanın komuoyundaki izlemi çok değişti. Kalbinden hasta bir başbakanın ABD'ye gidip bypass geçirmesi doğal bir olay. Kamuoyu olayı ilgiyle izledi. Başbakan'ın bir an önce sağlığına kavuşmasını diledi, görevine dönmesini bekledi. Ama bu bekleyişin tadı kaçtı artık. Once Houston'a yönelen yoğun trafik, çiçekler, mektuplar, telgrafiar, telefonlar, sonra Başbakan Özal'ın basın toplantıları, sorular, yanıtları.. insan gülsün mü, ağlasın mı şaşırıyor gercekten. Gelişmis bir ulkede böyle bir olay yaşanır mı? Kalbinden hasta bir başbakan, bir klinikte bir an önce iyileşmeyi düşünür herşeyden önce. Basın toplantısı yapmasına ne gerek var? Okyanusun ötesinden Ankara'daki Bakanlar Kurulu : na katılmasına ne gerek var? Sayın özal "Sayın Başbakan Vekili" diye Kaya Erdem'6 seslendiğine göre, o Bakanlar Kurulu'nda bir yetkisi, sorumluluğu olamaz değil mi? Sayın Bakanlar iki gözü iki çeşme, Başbakan'ın yokluğundan duydukları üzüntüyü sergiliyorlar. Bana biraz operet izlemi verdi bu olay. Her şey biraz gerçekdışı, güldürü havasında, ama güney sınınndaki operasyondan söz ediliyor. Yine sayın Güneş Taner'e dönmek istiyorum. Bu TV programıyla ne yapmak, nasıl bir kamuoyu oluşturmak istediğini anlamak güç. Demokratik bir ülkenin başbakanına çok ters izlem veriyor bu tür olaylar... Geçen akşam yabancı bir elçilikte yanımda oturan bir diplomat sordu birden: Türkiye'de bir otorite boşluğu var mı gercekten? Soruya ben de soruyla yanıt verdim: Siz ne düşünüyorsunuz? Galiba diplomatltğım anımsadı, bir an durakladı, sonra yine saygısız bir espri yaptı: özal'ın bakanlarına çalışma masalarındaki kâğttların yerini cynatmaktan başka yetki vermediği söyleniyor da... Espriyi günlük yaşantımızda uygulayınca benzer bir durum var gercekten. İran'dan gelecek grup, Başbakan'ı bekliyor, gelişini erteliyor. Türkiye'nin gündemindekı birçok sorun Başbakanın gelişini bekliyor, Ortak Pazar ülkelerindeki elçilerimiz Ankara'da toplanıyor, ama AET'ye başvuru tarihimizi yalnız Başbakan'ın bildiği söyleniyor. Yabancı diplomatın deyimiyle bakanların masasmda kâğıtlar yer değiştiriyor, ama imzalanıp işleme girmiyor. Bu durumda, AET elçilerimiz Ankara'da toplansa ne yazar? AET ülkelerinde benzer bir olay düşünülebilir mi? • • • Nazlı Eray'a gülümsüyorum gecenin içinden... Eski gece parçalanna yenileri ekleniyor düşüncemde. Sonra son gezdiğim sergiden resimler dikiliyor karşıma. Nedret Sekban'm Kurtuluş Savaşı Destanı'ndan esinlenen resimleri. Karadeniz'de birtekne, içinde kesin, kararlı, bıçkın kişiler, Karadeniz usakları, savaşa açılıyorlar. Sonra bir halay tablosu var. Nazım'm şiiriyle, Karadeniz dalgalan birbirine kanşıyor kulağımda. Neşe Erto^un portrelerinde annemi, babamı buluyorum biraz. Bir de sanatçının öz portresi var. Tüm çizgileri dönmüş, yüzünden, gözlerinden son günlerin soğuk dalgası geçmiş gibi, buzul bir portre. İnsan böylesine donar mı, diye sordu bir arkadaşım. Bence donar, daha doğrusu olaylara tepkisini, duyarsızlığa karşı duyarlılıgı böyle donarak aşmak isteyebilir. O buzul portre suskun bir toplumun simgesi gibi geldi bana, monoloğa karşı diyalog özlemi duyuran çizgiler var o donmuşlukta. Gizli bir direniş. Karlı kış günlerinde Istanbul'dan güzel bir çıkartma Tanbay'daki sergi. TV'deki 'Yuvarlak Portreleh' az gelişmişlik çizgilerini seyretmekterf yorulanlara güzel bir dinlence. ODTÜ MEZU1NLARINA DUYURU Mezunlar Derneği İstanbul Şubesi'nin 14 martta Hilton Oteli'nde düzenlediği gece 27 mart cuma akşamına ertelenmiştir. KAYIP ARANIYOR 1956 doğumlu oğlurn CENGtZ DENÖR 6.3.1987 tarihinden beri kayıptır. Oğlum, hepimiz perişaıuz. Evine dön. BABAN Perde dikiş atölyesinde çalışacak el işçisi kızlar aranıyor. • Desen Mefruşat 356 84 06
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle