29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER şıklıklerı savunabılecek herhan gı bir hukukçu bulunabıleceğı kanısında değılim ÇOK BOYUTLU YARAR C AMAZ Kanunumuzun kdynağı olan ülkede durum bu ıken, ekono mık hayatın içinde yer alan ve ü nans kuruluşlan dışında bulunan sektörler ile aynca, bılım çevre lerının genı; zamanlı bir çalışma sına olanak vermeksmn, sadece tek bir sektörün (Bankauhk sek törünün) ıhtıyaçları paralelınde ve bu sektör temsılalerı tarafından hazırlanmış olan bu son taslağın istenen ve özlenen çok boyutlıı bir ekonomık fdyddyı sağlayabıleceğı kanısında da değılım Ayrıtd, her alacaklı sektö run arzusu paralelınde kanun değışıklığıne gırışmenın bızı nerelere götürebıleceğı de görulmezlıkten gelınmektedır Gerçekten de, mevcut taslağı vücuda getıren kuruluşların yazısın da şu sözlere yer verılmektedır "Bankamız bir kısım borçluldrın kötu nıyetlı tutumlarını önlemek ve banka dlacaklannın siı ratle tdhsılıne ımkân vermek üzere, 1 1 K 'muzun yetkılı bir komısyonda yeniden ıncelenmesını ve gereklı değışıklıklerın mümkün olan en kısa surede yapılmasını kesın bir zorunluluk olarak nmtalaa etmektedır Bankamız, 1 1 K değerlendınlır ken ılgılı maddelerde ekte belır tılen değışıklıklere de yer venlmesıne ve dığer maddelenn de gerektığı takdırde buna göre dü zenlenmesının yararlı olatağı gö rüşündcdır " Sözıı edılen bu ya zıyı ayrıca yorumlamaya gerek görmemekteyız 2 Ülkemızde ayrıca, yeni bir eğılım göze carpmaktadır Bu da, Yargıtay'ın çok sayıda so mut olayın özellıklerınden hare ket ederek oluşturmuş bulunduğu haklı olabılme ıhtımah fazla bazı ıctıhdtlannı beğenmeyen ke sımlerın, halıhazırda yasa koyu cu üzerındekı mevcut etkılerınden yararlanarak, bu uygulamaları etkısızleştırecek yeni yasalar eldc etmek ıstemelerıdıı Hdlbukı, böyle durumlarda yapılacak şey, o kesımlerın, kendılennı tat mın etmeyen ıctıhatlar karşısın da acık ve aynntılı eleştırılere gırışerek düsüncelerını tartısma alanına getırmelerı ve böylece ıkna yolu ızlenmek suretıyle haksızlığına ınandıkları ıçtıhatların değıştırılebılmelerı ıçın gereken sürecı başlaımalarıdır 3. Kanunda alelacele yapılmak istenen değısıkhkler ile aynca, mevtut kanunun ıç dengelentıın bozulmaması gereği de ıhlal edılerek, uygulamada ıza hı guç bazı durumların da ortaya tıknidsına sırf bellı bir kesı mın günlük arzularını yerine ge tırme pahasına neden olunmaktadır öyle kı, kanuna bırbırı ile çelışen hükümler konulabıldığı gıbı aynca, kanuna yapılan ge reksız aynntılı ekler ile, bu temel kanun, bir tuzük veya yönetmelık derecesıne ındırılmektedır 4. Bundan başka, yapılan de ğışıklıkler ile "Mehaz Kanunun dan uzaklaşılırken ulke gerçeklerıne daha çok yakınlaşma sağlanması amacının güduldüğü ba zen resmı gerekçelerde dahı ıfade" edılegelmektedır (Bkz 3222 sayılı kanuna ilişkin genel gerekçe) Böyle bir gerekçe ile hareket edıldığınde her türlü değışıklık lcklıtını yasa hükmu ha lıne getırebılmek ımkân dahıline gırmektedır Mehaz ulkedekı sağlam hukuk kultüründen ve yasaya egemen olan değer yargı lanndan tamamen koparılarak gerçekleştırılmek ıstenen değışıklığın de bövlece keyfılığe prım verecek bir mevzuat oluşturulmasına olanak sağlayabıleceğı ise görülmezlıkten gelınebılmektedır Bu konuya ılışkın olmak üzere Alman hukukundan da örnek vermek gerekırse, bu Ulkedc cebrı ıcra hukukunun kaynakları 30 1 1877 tarıhlı Alman Usul Kanunu ve 24 3 1897 tarıhlı cebrı artırma kanunu olup, bu her ıkı kanun da çeşıtlı tarıhlcrde değıştırılmış ve tamamlanmıştır Ancak bu sonrakı her değışıklık bı/de olduğu gıbı, kanunu eskı temel eğılımınden de daha gerıye göturmek ıçın yapılmayıp, aksıne, sonrakı değışıklikler ile cebrı ıcranın sosyal yanına daha bir ağırlıkla değınılmış ve cebrı ıcra ile uğraşan mahkemelerın de aktıvıtesı arttmlarak, onun alacaklı ve borçlu arasındakı ılışkıyı düzenleme yetkısı (bu ılışkıye müdahale yetkısı) de böylece genışletılmıştır (Baur/Stürner, ZvvangsvollstreckungsKonkurs undVergleichsrecht.il Aufla ge, Heıdelberg 1983, S 2 kenar notu 37 ve 38) SONUÇ Sonuç olarak belırtmek gerekırse, 1985 yıhnda takip hukukuna ılışkın olmak üzere lcra ve İflas Kanunu'nda yapılan değışıklikler ve bu yolda Bankalar Kanunu'na konulmuş bulunan hükümlere karşın, 1987 yıhnda da bu kanunun yeniden değıştırılmesı istenebilmektedir Bu yeni tasarı ile getirilmek istenen her yeni hüküm, sadece alacaklı bankaların lehine bir yaklaşım ile düzenlenmiştir Böyle bir değiştirme faaliyetinin de borçlulann ve yerine göre borçlulardan alacaklı olan öbür kişilerin zaranna sonuçlar doğuracağı kanısmı taşımaktayım 2 ŞUBA T 1987 Kusur Icra ve Iflas I I 1 9 8 5 yıhnda takip hukukuna ilişkin olmak üzere lcra ve îflas Kanunu'nda yapılan değışıklikler ve bu yolda Bankalar Kanunu'na konulmuş bulunan hükümlere karşın, 1987 yıhnda da bu kanunun yeniden değiştirilmesi istenebilmektedir. Bu yeni tasarı ile getirilmek istenen her yeni hüküm, sadece alacaklı bankaların lehine bir yaklaşım ile düzenlenmiştir. Böyle bir değiştirme faaliyetinin de borçlulann ve yerine göre borçlulardan alacaklı olan öbür kişilerin zararına sonuçlar doğuracağı kanısmı taşımaktayım. CUMHURtYET'TE/V OKURLARA... OKAY GÖISENSİN Fermuar T Prof. Dr. SAİM ÜSTÜNDAĞ İ.Ü. Hukuk Fakültesi Bundan öncekı yd/ımda (21 Ocak 1987) Icra ve İflas Kanu nu'nun değiştirilmesi gerektığı fıkrının bazı çevrelerce ortaya atıldığını ve bunun bir kampanya bıçımınde sürdürüldüğünü belirtmiştim Işte böyle bir kampanya sonrası, bu kez bir ban ka taratından hazırlanan ve Türkıye Bankalar Bırhğı'nce de bir tasarı taslağı bıçımıne soku lan önerılerın Adalet Bakanlığı' na sunulduğunu öğrenmış bu lunmaktayız lşte, bız bu yazımızda, bu kez kımın tarafından hazırlandığı da belırtılmış olan böyle bir lcra ve f flas Kanunu'nu tadıl tasansının neden ısabetlı hükümler ıçeremeyeceğını, şımdılık ayrıntılara gırmeden belırt mek gereksınımı duyduk ĞÖRÜŞ VE ÖNERİLER Bu konudakı düşüncelerımı satır başları bıçımınde açıklamaya çalışacağım 1. Icra ve İflas Kanunu bir temel kanundur Bu bakımdan böyle bir kanunda değışıklığe gırışılmeden önce çok esaslı ve uzun yıllar devam eden çalışmalara ıhtıyaç vardır Aksı halde, dcvletın ıktısadı düzenı ile çok yakından ılgılı bulunan bu ka nunda yapılacak herhangı bir değışıklık, istenen olumlu sonu cu vermedığı gıbı, ekonomık ya şamda aksıne, daha da olumsuz durumlar ortaya çıkarır Gerçekten de, kaynak lsvıçre Federal Icra ve iflas Kanunu'nda da reform ıhtıyacı duyulmuş ve bu yönde yapılan uzun çalışmaların sonucunda 1981 ta rıhını taşıyan bir taslak ve gerek çe vücuda getırılmıştır Bu taslak ve gerekçesını 1981/1982 yıllarında Adalet Bakanlığı'nı temsılen Avrupa Konseyı'nde katıl dığını "Alatdklılann Haklarının Korunmasına llışkın Uzmanlar Komıtesı" toplantılarında en yetkılı kışıden cle geçırmıştım Bu kışı, lsvıçre hreıburg ünıver sıtesı'nde öğretım üyesı olan ve uzun yıllardan berı de Federal Adalet ve Polıs Departmanının Medenı Usul ve Cebrı lcra Hukuku Seksıyonu Başkanhğını da yapan Prof Dr Lutz Krauskopf Pe'neveyre'dır Bu taslak ve gerekçelerını ele geçır dığım tarıhten bu yana bu öğretım uyesıne yazdığım her mektupta taslağın yasalaşıp yasalaşmadığını sorarım En son aldı ğım 5 Kasım 1986 tarıhlı mek tupta da taslağın hâlâ ıncelen mekte ve gelıştırılmekte olduğunu öğrenmış buluıımak tayım (Merak edenlerın de sorabılmesı ıçın bu hukukçunun adresını verıyorum Bundezhaus CH 3003 Bern) Aynca, bu kadar uzun bir çalışmanın ürunu olarak ortaya çı karılan taslağın dahı yasalaşma şansının belırsız olduğundan ba hısle, mevcut kanunun örnek bir kanun olduğuna değınen göruşlere de rastlıyoruz (Prıtz sche/Walder, Schuldbetreıbung und Konkurs nach schweızerısc hem recht, Band I, Zurıch 1984, S 25'ten naklen) Burada kısaca belırteyım kı, kaynak ülkedekı bu taslağa ve gelışmelere naza ran, bızım kanunda şımdıye ka dar yapılmış olan ve yapılmak istenen değışıklikler arasında cn ufak bir benzerlık mevcut değıldır Zıra, Isvıçre'de, bızde yapılan veya yapılmak istenen değı EVET/HAYIR OKTOfAKBAL OKURLAJRDAJV Turk toplumu olarak gunu Bir döneme tanıklık etmek... Kolay glbl görünür, ama değllyaşayan hiç bir konuda derin dir. Sıradan bir olaya tanık olmak, gördüğunu, yaşadığını sozpenpektlfe girip bilimsel cüklerle dlle getirerek bir gerçeği ortaya çıkarmak bile büyük duşunceler uretmeyen bir bir 8orumluluk ister. Diyelim, bir insanı tanıdık, üstelik de yılloplumuz. Son ayların gazete lardır birtikteyiz, yakınındayız, çoflu akşamlar yiyor içiyoruz, başltklarına bakmak yeterli; dertleşlyoruz, ortak anılarda yaşatıyoruz dostluğumuzu, arkaradyasyon, kuduz, irtica ve daşlıfiımızı... Yine de o kişl içln "Onu gereğiglbltonıyoruz,geson olarak da intihar reği glbl blllyoruz" diyebilir miyiz? olaylan... İntihar kifinin Hele bir dönemln tanığı olmakl Kırk elll yılın siyasal çalkankendi yaşanuna son vermesi tıları, gttgelleri arasında, kamuoyunun tanıdığı, sevdiğı, ya da olarak tanımlamyor. tntihann kızdıgı inaanlann yaşantnının tanığı olmakl Bu, çok daha güç, uç kbkenı olduğu çok daha sorumluluk isteyen bir şeydir Yaşı altmışı, hele yetbelırlenmıştir. Bunlar, mişi aşanlar, yanm yuzyılın olaylannın ya seyircisi ya da bir çeşıt kulturel, toplumsal ve kahramanları olmuşlardır. Hele o klşller gazeteci ise, yazar ise, psikolojık kbkenlerdir. Bir sanat dünyasının önde gelen kişilerı ise toplumun sahip olduğu kultur Müzehher VaNu'nun "Bir Dönemln Tanıklığı" (Cem Yayınlayapısı intihar olayını rı) kltabını okumaya başlarken böyle düşunceler içinde idim. etkılemektedır. ÖzeUtkle ilkel Müzehher Hanım, gerçekten de 1930'lardan bugürte geçen 55 toplumlar (eski Japon dağ yıl içinde ülkemizin pek çok şalri ile, yazarı ile, politlkacısı ile koyleri buna bmektir) intiharı dostfuk etmla, onlann yakın çevrelerine girmlş bir aydın klşiyaşamın bir parçası olarak dir. Ünlü bir yazann eşl olmakla kalmamış, kendisi de yazılar, algılamışlardır. Semaı dinler çevirilerle tanınmış bir kadın. Böyle bırinin anıları, elbette ki ve özelltkle Muslumanlık ilgl çeklcidır, yararlı bilgllerle doludur. intiharı olumsuz bir durum Müzehher VaNu önsözde diyor ki: "Şlmdl ellm de bulunanolarak kabul etmislerdir. lan kendlmle blrllkta gOtunvem haksızlık oiur. Belgelere ilişkinKulturel farklılaşma, çatısma anılanmı da. Ama geçmişle uğraşmak benl çok uzuyor. Unut benlik yokluğu gıbı bazı mak İçln nlce yıllar çabaladığım anılan gündeme getlrmek ko kulturel değerler intihar olavlarında motor rol lay değll." oynayabilmektedir. Toplumsal Oyle anılar vardır ki, toplumun sevip saydığı nice kişilerle kokende ise savas sonrası ilgili oyle anılar vardır ki, insan onları belleğinde tutmak bile yfkımlar, ekonomık istemez Müzehher VaNu'nun yazdıkları yanında, öyle sanıyobunalımlar, yanlıs evltlikler ve rum ki, yazmadığı, kamuoyuna açıklanmasmda sakınca görtoplumsal ktmltk bunalımları düğü daha nice anı vardır. intiharı arttıncı etkenler Müzehher VaNu... Genç okuriarımın bilmedlklerlnl varsaolarak nitelendırüebilir. 3. yarak VaNu'nun Vâlâ Nurettin'in kısaltılmış Imzası olduğunu söyiemek isterim. VaNu'yu genç kuşaklar "Bu Dunyadan Nazım Oeçti" adlı kitabıyia tanırlar. Oysa VaNu uzun yıllar "Akşam", bir süre de "Cumhuriyet" gazetelerlnde köşeyazarlığı yapmıs ünlü bir yazanmızdır. Nazım Hikmet'in de gençlik arkadaşıdır Oençliğlnde şilrier yazmıştır. Ama benim kuşağım VaNu'yu sevilerek okunan bir köşe yazarı olarak tanımıştır. Müzehher VaNu'nun anı kitabı büyük bir ilgiyle okunuyor Ben birkaç saatte bıtırmeden elimden bırakamadım Güzel bir anlatımı var, tanıdığı ünlü kişilerin önemli Özelliklerını görmesini, göstermesini biliyor. Aynca kıyıcı değil, acımasız değil, bir hoşğörüyle bakıyor geçmişindekl dost kişllere.. Onlann birtakım davranışlarını beğense de beğenmese del.. Anılann en ilgl çekici olanlanndan blri Msthya Kemai'e ait. Ahmet Haşim'ln "Zannetme ki ne guldur nedelale Atea glbidlr tutma yanarsın Destlnde o gülgun plyale" şiırinı Yahya Kemal şu biçimdeyenidenyazmıs: "KarşındanegüldürnedelaleQul renglne aldanma, yanarsın El sürme ateş doludur bu plyale"... Sanırım ilk kez MOzehher Hanım açıklıyor bunu... Yine Yahya Kemal'ln Varsova'dan ve Madrld'den VaNu'ya gönderdiği mektuplar da birer ilginç bekje nltellğinde... Yahya Kemal, Varsova'dan 15 Eylül 1928'de yazdığı mektupta Nazım Hikmet'le ilgili şunlan söyluyor: "Slzln azlz dostunuz Nazım Hikmet, Istanbul'a mevkuten gellyormuş. Çok kıymetll olan arkadaşınız Inşallah beraat kazanır, aerbest olur. Fakat slz de bu defa kendlslne hltaben şöyle bir naaihatB baştema: 'Hey avanak. Bana bak. Polltikayı bmk. Serseıillğln ettiğin de kâfl Istanbul glbl dunyanın en güzeı yerlnde rahat otur ve yaşa. Bu çocuk hayatmı değiştirirse şllrimlzde lyl bir saJr olur, yalnız onun çok yeni zannetOğl fakat haklkatta çok hayide olan komünlst mltinglertnln tafraaından ve natıkaaından kurtuluraa..." Müzehher VaNu'nun "Bir Dönemın Tanıklığı" kitabı ndakı, SerteUer, Hüseyin Cahit, Şevket Süreyya, Kemal Tahir, Ruhi Sır, Berkes, Halide Edip vb. ünlü kişilerle ilgili anılar da ilgiyle okunuyor. Ben bu tür kitapları çok seviyorum. Yaşananlar böylece büsbütün yitip gitmiyor, kusakların belleğinde kalma olanağına kavuşuyor... Bir Döneme Tanıklık Etmek Intihar olgıısu ve düşündürdükleri koken ise kifinin kendisidir. Yukarıda saydığımız 2 dıs kokenin intihara donuşebilmesi için kişi psikolojisinin buna elverişll olması gerekır. hreudcu açıdan intihar klside varolan olum içgucusunun açığa çıkmasıdır. tntihann her 3 kokeninde ortak olan oge saldırganlık durtusudur. Ktşıde varolan saldırganlık durtusunun olumsuz olaylarla açığa çıkması durumunda kişinln bu durtusunu başka objelere yoneltememesi durumunda, kendi objesine yoneltmi soz konusu olacaktır. Bu nedenle, savaşlarda saldırgan kişiltkli ınsanlarda ve saldırganlık olayının çeşith bıçımlerle dısa yoneliminin soz konusu olduğu Doğu toplumlarında intihar fenomenlne çok az rastlamr. Olayı günumuz Turkıye 'slnde ıncelersek ozellikle ergen intiharlarının yoğun olduğunu goruruz. Bu donemde yaşanan hızlı pstkoflzyolojık değişimler kişide tepkllerin aşırı boyutlara ulasmasına yolaçmaktadır. Son gunlerde sıkça rastlanan intihar olaylarmı ikı gunluk magazin duzeyinde tutmamak içln ciddi ve somut adımlar atılması gerekir. Her şeyden once unutulmaması gereken nokta kifinin intihar etmeden önce bunu çeşitli mesajlarla çevrelerine aktarmalardır. Uzun donemde eğitim ststemimizı yaratıcılığa donuk hale getlrmek, yoneticılere insan psikolojisı konusunda bilgi vermek bir gençlikergen alt kulturunun olusumu ıçın gereklı ortamı yaratmak intihar olgusunu en aztndan netliğe kavusturma açısından yararlıdır. Aksı halde konuyu duzeyi çok duşuk bir diztye bağlamak, gunu kurtarmanın bir yolu olacaktır. MUHARREM AKGÜN PEDAGOG ANKARA Hem acil hem de adli nöbel tutuyoruz ,,,.,,,„ Sağlık ocağı hekımleri adli vakalarda Adli Tabiplik gorevini ustlenırler. takat gunumuzde tıp fakultelerınin Adlı Tıp eğıtımi oylesıne yetersiz ve yuzeysel oimakta ki, gerek otopsi raporlannda ve gerekse adlı raporlarda birçok çelişkiler gorulmekte, adli mercilerde birçok islemler zaman zaman uzamakta, hatta bazı raporlar yetersızlığı nedeniyle Adli Tıp Meclist'ne geri çevrilmektedir. Bu da gerekitz yere ısgucu kaybına neden olmaktadır. Ülkemizde yeterli sayıda adlı tıp uzmanı bulunmadığı da bir gerçektir. Oysabizlere bulunduğumuz Uin devlet hastanestnde hem acil, hem de adli nobet tutturulmakta, bu nobetler tatil oncestndeyse nobet izni bile verilmektedir. Şu anda aynı hastanenın acil poliklimğınde kadrolu olarak fiilen altı pratisyen görev yapmaktadır. Bu hekimler mesaı saatlen içinde iki, dısında ise hirer kişi şeklınde donufumlu olarak çalışmaktadırlar. Mesai saatlen diftnda acil poliklimğınde aynca bir de uzman hekım nbbet tutmaktadır. Bizlere gelen nobet Ihtesmde nbbet fekllnin dığer ıllerdekl glbi "adli vaka" nobeti olarak belırtilmest gerekirken, nobetler "acil vaka nobeti''' olarak yazılmakta, böylece adli ve acil nobet aynı anda blz sağlık ocağı heklmlerine yuklennuktedir. Acil polikliniğinin kadrolu hekimlerinin vardiye şeklinde kendi mesailerini yaptıkları gozonune almırsa blzler hangi yasaya dayandmlarak hem acil, hem de adli nobetler tutturulmakta ve neden korucuyu hekimttk htzmetlerı bir kenara itilerek hastane hizmetlerinde çahftmlmaktayız? Bu sorunlara acılen bir çozum bulunması içın yetkilllerin ılgilerini bekliyoruz. DR. ALİ OSMAN A TALA Y MALATYA oplumlan, ülkelerl yöneten insanlar yaptıklarını, duşunduklennı anlatmak, demokratik toplumlarda yönettlklerl insanların desteklerını almak zorundadırlar Ve onları sureklı bağlarını korumak, etkilemek zorunda oldukları kamuoyuna göturen tek organ yazılı ya da görsel basındır Kamuoyu kendi kendine oluşamaz, bazı İnsanlar basın aracılığıyla onlara mesajlar yollarlar, etkllemeye çalışırlar Basın da hem bu mesajlann aktarıcısı hem de yine kamuoyu adına denetçısıdlr. Basın, yöneten ya da yönetmeye aday insanların düsüncelerını aktarır, ama bununla yetınmez, tartışır; yöneten ya da yönetmeye aday olanların neler yaptıklarını aktarır, ama yine bununla yetlnmez, kamuoyu adına denetler. Bu mekanlzmada demokratik süreç İçinde kamuoyunun desteğine gerekslnlmı olan her yönetıcı ya da yönetlcl adayı, mesajlannı basın aracılığıyla aktarmak zorundadır Yönetımler, ağızlarına fermuarı çektlklerl zaman kamuoyu ile bağlarını kendi ellerlyle kesmişler demektlr Basınla lyı ıllşkl kurmus olan klml yöneticller de böylellkle eleştıriye karşı güvence altına girdiklerlnı sanırlar Oysa lyl Illşkl, mesajlann doğru aktarılmasını sağlar, yoksa slyasllerl eleştlrilere karşı güvence altına almaz, kamuoyuna yanlış bilgi aktarılmasını engeller, ama yanlışlar yine eleştlrilır Ülkeler arasındakl Ilişkllerde de, kamuoyu her Ikı tarafta da denetlmdedır Bugun TurkYunan Illşkllerlndekl sağlıksızlığın bir yanını da kamuoylannın gerek slyasller gerekse basın aracılığıyla dlyaloğa glrememesl oluşturmaktadır ozellikle 1974 sonrasında Türk yöneticller Yunan kamuoyuna seslenmekten hlçblr zaman gocunmamışlar, buna karşılık Atlna, Türk kamuoyuna seslenmekten hep kaçınmıştır Bunun son örneğı, Genel Yayın Mudurumuz Hasan Cemal'ın de katıldığı Davos toplantısında yaşanmıştır Papandreu'nun ağzının Turk basını ve kamuoyuna karşı fermuarla kapalı olduğu, yine bizzat kendllerı tarafından açıkça Ifade edllmlştlr Oysa politikacılan ve basınlan aracılığıyla lletlşlm kuracak olan Turk ve Yunan kamuoyları, birblrlerlnl kuşkusuz barış yolunda etklleyecekler, slyasilerin diyaloğunun daha da derinllk kazanmasını sağlayabileceklerdir Bu "fermuar"/rj bir de gerçek anlamda basın özgürluğü açısından önemı vardır Basın özgürlüğunün en temel unsuru İnsanların bilgllenme hakkıdır Ve uzun yıllardır Turk kamuoyu Yunanlı yönetlcllerln tutumları konusunda blrlncl ağızdan bllgllenememektedir Bu durum, Davos'ta Batının en önemli gazetelerlnln yönetıcllerınin bazılannın tanıklığında yinelenirken, tartışmalara da yol açmıştır Batı basınının yönetlcllerı böylellkle yeni bir bilgi sahıbi olmuşlardır: Yunanlı yönetıcıler Turk basınına konuşmamaktadırlar. Nlteklm tartışmalarda bu tutumun demokrasl ve basın özgurlüğu açısından yerlnde olup olmadığı da dile getlrllmlş, Uluslararası Basın Enstltüsü Dlrektörü Peter Gallıner de hayretlnl glzleyememlştır Bütün "fermuar'7ar sonunda ağızları o "fermuar"/ar/a kapatanlara zarar verlr "Fermuar'Va ister kendi ağzımızı kapatalım, İster başkasınınkını, ısterse de kımilerını bizlm dışımızdakl ağızları kapatmaya teşvık edelim Butun "fermuar'Var onu kapatan ya da kapattırana sonuçta zarar verlr, kapatılan ağız klmln olursa olsun MÜLKİYEIİLER BİRLİĞİ DERGtSİ Şubat Sayısı Dr Haluk Gerger/ABD, Turkıye, Ortadogu Varlık özmenek / tskence ve Iletısım Doç Dr Fıkret Başkaya / 24 OcakIstıkrarlı Borç ödeme Dönemı Doç Dr Mete Tuncay / Aydınlar UstUne Bir Deneme Prof Dr Mumtaz Soysal, Prof Dr Hüseyin Hatemı, Uğur Mumcu, Gencay Şaylan / Açıkoturum Dın ve Sıyaset Fazıl Kafadar / Mülkıydılık Ruhu ve Surıye eskı Cumhurbajkanları Ergun Türkcan / Hatıralarda Bir GUndüz Prof Dr llhan Unat / Gündüz ökçun'ün Ardından Yılmaz Onay / "Bir Halk Düşmanı", H lbsen ve Aydın Mucadelesı Sorunu Prof Dr Tuncer Bulutay / Beyın ve Sosyobıyolojı Üzerıne Ikı Kıtap Dağıtım Etkın Dagıtım Istanbul Nuruosmanıye Cad 9/34 Cağaloğlu Tel 527 60 11 Ankara trtkılap Sok 8/88, Kızılay Izmır 847 Sok , 8/310, Karsıyaka Lütfen not ediniz! osm Ortaköy Sineması ANTON ÇEHOV Aynı aHt MtriııdM İkfisat Genel Müdürlüğü ' yeniden Esentepe'de. 172 İktisat Bankası Genel Müdürlüğü, Büyükdere Caddesi 165, Esentepe adresındeki yenılenen bınasına geçtı. 2 Şubat Pazartesı gununden ıtıbaren İktisat Genel Müdürlüğü nu tekrar bu telefondan arayabılırsıniz BİR AV KAZASI YAn: Emll Latlamı Tflrklye'de İlk defa 12 00 14 15 16 30118 45 21 15 ı Dersboyu Cad Tel 161 79 43 Suudı Arabıstan'ın Abha iihnndcn aldığım pasaportumu kaybettım Geçersı/dır SAEED ALİ SALEH ALMANCA bılen bayan sekretcr aranıyor Ijyerı Merlcı dedır 556 32 22 BtLSAK'TA BUGÜN Afiklamalı Ca; Saati 19 00 EROL PEKCAN (Vıdeo ile) C»tetoyer 10 0017 00 Çay, Kahve, Hafıf lçkıler Yerlı ve Yabanu Basın ögle Servısı 12 0015 00 Akşanı Servısı 20 00 BÜLENT SUMRU (Gıtar Vokal) BlLSAK Sogancı Sokak 7 Cıhangır 141 28 79 143 28 99 SANAYt VE TtCARET BAKANLIĞI ÎÇTİCARET GENEL Lokanla. MÜDÜRLÜĞÜNDEN: Evvelce mer'ı mevzuatın tayin ettiği şartları yerine getirerek yangın, nakliyat, kaza ve makinemontaj sıgorta dallannda çalışmak üzere ruhsatname almış olan, idare ve ış merkezı Istanbul, Meclısı Mebusan Caddesi, No: 319/7 OYAK Işhanı'nda bulunan OYAK SİGORTA ANONtM ŞIRKETt, 7397 sayıh Sigorta Şirketlerinin Murakabesı Hakkındaki Kanun'da kayıtlı evrakı bakanlığımıza tevdı ederek, kanunı formalıtelerı ıkmal ve gereklı temınat akçesinı yatırdığından, bu defa adı geçen şırkete DOLU VE HAYVANHAYAT sigorta branşlarında da çalışmaya mezun bulunduğunu gösterir ruhsatname verilmiştir. Keyfiyet 7397 Sayılı Kanun hükümlerı uyarınca ilan olunur Basın: 1278 İKTİSAT BANCASI llhan Selçuk AGLAMAK VE GULMEK 5 bası, 840 lıra (KDV nınde) Çağdai Yavmları Türkocağı Cad 19/41 Cağalogluhtanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle