19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 SUBAT 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Cenevre gorüşmeleri A tina (a.a.) Yunanlı JM kadınlarm, savaş sırusmda yiirüteceği cephe gerisi hizmetler arasında, radur, bilglsayar kullanımı, cephane kalite kontrolü, şijre çözme, fotoğraf çekme, casusluk ve esirleri sorguya çekme görevleri de bulunuyor. Yunan kadınlan için askerlik Kıbns'ta, BMtemsilcileri Rumların "Maraş engeline" takıldı BM'nin girişimi so] tZZET RIZA YALIN dıklan sonuca ulasamadı. Rum kavnakları, "İki laraf arasındaki lck görüşmc ıımudunun, Tıırk laral'ııua kabul, Kumlarra reddedilen 1986 mart heİResinin degişlirilmesi ycrine, sunuş ya/ısında (covcrlnn lcllcr), bcltsenin mü/akoreler irin Ir SSCBnükleer nıomtoryumu sürdürecek DUN^ADA BUGUN ALİStRMEN Filipinİer M LEFKOŞA Birleşmiş Milletler Genel Sekrelerı'nin Kıbns'a göııdeıdiği iki temsileinin misyonlarmın başarısızlıkla sonuçlandığı kcsinlcşti. BM Genel Sekreıeri'nin girışımleanila (anka) rıni hureketlendırmek için Kuzcy vc rilipinler'de yönetim ile Ouney Kıbrıs'taki usl duzey yelkilikoınunist gerillalar arasında lcr katında yollar arayan özel siyageçerı yıl imzalanan 60 giınlük >al iilcı yardımcısı Marrack (joıılateşkes anlaşmasmın süresinin ding ile daiıe mudurıl Guslave Feisbitmesinden iki gün sonra sel. Rurnlarca ünlerine cıkarılan rneydana gelen çatışmalarda "Maraş enjseli" dolayısıyla amaçla KKTC Cumhurbaşkam Denktaş, "Rumlar 1960 Anayasası ve 1975 nüfus mübadelesi gibi iki taraflı federal çözüm formülünü de yok farzediyorlar" dedi. ınıl kabul rdilmesinin, baftlayıcı »Inıavsuagı biciınindı degişiklik yapılınasınıla oldıı&unıı, hıı konu ıı/erinde dııruldufcunu" beliıtiyoılar. ••CıımhuriycC'in goribtügü KKTC vclkihsı ıse "Bıınun kcsinlikle doftrıı olmndıgını, ıniı/akerclerin ınasadaki 1986 mar( beljsesi u/erinden başlayabikcrfeini" söyledı KKI( t'uııılıurba>kanı Kaııl' Dtııklaş isc, "Kıbrıs Turk lıalkının ycni bir degerlendirmc japma t»maııının hı/la yakla^ıgını" bclırlır Dcııklaş, "1960 Anajasası ve 1975 ııtıfu". ııiııbadrlesi v.M iki kfsimli ffderal bir çö/üm lormülunu d« > < > k lıır/fdiyorlar. İki kesimli rrdıral v<>/üm şeklini v<>P« almışlar. Kıhrıslııki (tııslerilerin Kıbrıs I ıırklerini o/^urluklerinden elme. haksı/lık. adalrisi/lik ve saldınyı soIIIIIIH kadıır surdurmek ivin planlunını> Rİri^imler oldıi)>unu" bclirlcn DiMiklas "Bu Rİdi^ala kimsenin dur dcmemcsi ve Kıbrıs"ın («erveklerini ({(irmemck i^in İKrkcsin |jo/.lerini kapalmakla ısrar clmesi halinde, Kıbrıs Turk halkının yeni bir degerlendirme yapına /amanı suralle >akla>ınakladır" dcdi. "Kunılann 1975 nüfus mübadelesini >ok far/ederek iki kesimli federal bir cü/um formulünü cöplüge almakla, Kıbrıs'ııı luınııne sahip cıkma laslugını oldürmek kin de Bi/ans layaıı K K I f Cıımhurba^kanı, "Kum larafının 1986 çerçevc anlay ma laslagını oldürmekivin de Bi/ans ovunhmna basvurduğıınıı" bclırlli 12 kişi öldıi. Silahlı kuvverler sözcitsii, iilkenin kuzeyinde dün sabah erken saallerde ıneydana gelen çatışmalarda bir teğmenin ve 11 gerillanın öldüğünü kaydetti. 140 muhalif serbest bırakıldı MOSKOVA (a.a.) SSCB'de Komünisi Parti Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov ıın "devrim" niteliğindeki reformlarından biri olarak değerlendirilen gizli oyla seyim yoııtemi, ilk kez Sibirya'da gcrçekleşliıildi ve Komünist Parıi Komitesi Sekreteri gizli oylamayla seçildi. Sovyet basınına göre, Sibirya'daki kemerova bölgcsinde İjmorski Komilesı sekreierlik seçiminde, Komünist Parii Politbürosıı iki aday göslerdi. Basına göre, iki adayın adı da listeyc alındı. Komitenin 49 iivt".i. istemedikleri adayın adının ü/erini çizdilcr. Her iki adayı da beğenmeyenler, kendi adaylartnı bclırlebildiler.Buarada Sovyetler Birliği'nin, toplam 140 "düşünce suçlusıT'nu serbest bıraktığı açıklandı. Bu konudaki açıklama, Sovyet Dışişleri Bakanhğı Enformasyon Bürosu Baskanı Genadı Gerasimov tarafından dün Moskova'da düzenlenen basın toplantısında yapıldı. Gerasimov, söz konusu 140 mahkumun, durumlarının yeniden incelenmesi için yazılı başvuruda bulunduklarını ve "bundan böyle, Sovyel karşıtı davranıjlarda bulunmayacaklan yolunda söz verdiklerini" belirtti. SSCB'de yizli oyla ilk seçim yapıld SSCB'de ölüm oranı düşüyor M nskova (a.a.) Sovyetler Birliği'nde çaiışan nüfus içindeki ölüm oranının uzun yıllardır ilk kez düşıiş gösterdiği ve bu düşüşün Gorbaçov yöneliminin alkolizmle yürüttügü mücadelenin sonueu olduğu bildirildi. CENKVRE («.«.) Sovyetler Birlifti'nin 18 ay önce ilan ettiği, nükleer denemeleti tek laraflı olarak durdurma kararının hâlâ yürürlüktc oldugu bildirildi. Cenevre'de ABD ile Sovyetler Birliği arasında sürdürülcn, nükleer dcnemelerın durdurulması görüşıııclerinde Sovyet heyetine başkanlık eden Andrei Petroskan'ın bildirdiğine göre, Sovyetler Birligi. ABD'nin 1 şubatta Nevada Çölü'nde gerçekleştirdiği nükleer denemcye rağnıen, rrıoraloryumu sürdürecek. Petrosian, görUşmelerin dün sona eren 4. turundan sonra düzenlediği basın toplantısında, konuyla ılgili olarak suıv lan söyledi: "ABD'nin son nükleer denemesi. lipik bir polilik labrik eylemidir. Sovyetler Birliginln sabrı da lasjmak üzere, şurası kesin ki, ABD nükleer denemderi «ırdürmekte inal ederte, bu de kendi nıikleer prograniımı/ı uygutamaya yeniden başlayacafta." Fransa'da ve ba?ka ülkelerde, her türiü patlamayı kaydedebilecek hoüus sismoloji enstitülerl var. Bu engtitüler lzii Ji dlnllyoriar. " İnandırıcılık İşte geliri sürekli artacak dev bir kaynak Pazar sabahı erkenden teiefon etti. Daha adını vermeden sesinden tanıdım onu. Aynı yaşlardaydık, yıllar önce aynı okulda okumuş, Boğaz kıyısındaki bu feriye sarayını yatılılığın getirdiği bir hapishane gibi algılamış, o zamanlar daha yeşil olan karşı kıyılara bakarak gelecek düşleri kurmuş, özgürlük özlemleri yaşamıştık. Aradan öyle çok zaman geçti ki, o günkü düşleri unuttum. O yüzdendir ki, artık büyük bir bölümü geçmiş olan o günkü geleceğin, düşlerimizdekine uyup uymadığını bilmiyorum. Doğrusu ya pek de önemsemiyorum. O, geçmişte kalan gelecek öyle olmayıp başka türlü olsaydı, biz de öyle olmayıp başka türlü olacaktık. İyi mi olacaktı, kötü mü? Bilmem. Ama o başka türlü düşünüyordu. Son yıllarda uzunca süre bir yere kapatılıp yaşadığından (sanki ikiz kardeşmişçesine birbirine uyan yazgımız da beni şaşırtmıyor değil kimi zaman) aynı gelecek düşlerini ellisine merdiven dayadığında da kurmuştu. Ve şimdi uğradığı düş kırıklığının burukluğunu bir türlü üstünden atamadığından yakınıyordu. "inan bana" diyordu. "Yaşamın içinden kırklı yaşlanmın başlannda koparılıp alınmam, baskı ve dikta ile her şeyin yozlaşması birbirı üzerine bindi ve kırklı yaşlanmın sonlarına doğru yeniden yaşamın içine salıverildiğimde, her şeyi garipsedim. Çevre eski çevre değildi. Çok sevdiğim canım İstanbul koca bir köy olmjştu. Her şeyiyle bir köy. Kentleşmekten söz ediyorlar. Oysa kentleşmiyoruz. Köylerden kentlere akın yeni kentliler yaratmıyor, eski kentleri yeni köylere çeviriyor. Ve ben artık kendi kentirr.de bir yabancı gibi geziyorum. Daha ellime varmadan kendimi öylesine yaşlı buluyorum ki." Sabahın o saatinde beni aradığına göre, söyleyecek önemlı bir şeyi var diye düşündüm. Hemen sordu: Haberi gördün mü? Hangi haberi? Canım sizin gazetede... Şan Sineması yanmış. Görmedin mi? Kentimizin bir parçası daha yok oldu ve biz de biraz daha öldük. Anımsıyor musun orada ne filmler izlemiştik. Genç Oyuncular'dan Devlet Tiyatrosu'na kadar ne oyunlar görmüştük. Ne konserler dinlemiştik. Eşsiz Ruhi Su'yu son orada dinlemiştik ve o gün sen de oradaydın. Ölümü her gün duyumsayan ve her gün biraz daha öldügüne inanan dostuma üzülüyordum, tutumunu anlamakla birlikte biraz garip buluyordum. Ama Şan Sineması'nın (orada ne oynanırsa oynansın bizim için adı Şan Sineması'ydı) yanmasından duyduğu üzüntüyü yürekten paylaşıyordum. Gerçekten kentin bir kültür merkezi yok olmuştu ve popülizmin leş kokusu içinde boğulmakta olan kent biraz daha ölmüştü. Ama Şan'ın yangını yalnız kenti biraz daha öldürmekle kalmadı. Bir iki gün içinde son yıllarda yogunlaşan kuşkularımı2i, inanmazlığımızı biraz daha yoğunlaştırdı. Olayda, sabotaj olasılıgının güçlü olduğu söyleniyordu. Ferhan Şensoy da açıklamasında bu olasılığı vurgulamıştı. Şeriatçılar "Muzır Müzlkal"den dolayı salonu yakmışlar deniyordu. Hem Içişleri Bakanı hem de Vali bu olasılığa dirençle karşı koyuyorlar ve böyle bir şey olmadıgını, yangının elektrik kontağından çıktığını söylüyorlardı. İtfaiye raporu ise iki saat içinde alelacele hazırlanmıştı. Müdür biraz sıkıştırılınca basın tarafından, "Raporda kesin bir şey söylemedik" diyordu. Artık Şan'ın yanmasının gizinin uzun süre çözülemeyeceğini söyleyebiliriz. Bu, bir tek olaya bakarak varılmış bir erken yargı degi. Son zamanlarda alıştık. Yetkililer, sorumlular sürekli açıklamalarında olayları görmezlikten gelmeyi, tehlikeleri yadsıma;/!, salgınları yok saymayı yeğliyorlar. Çaydaki, fındıktaki radyasyon konusunda yapılan açıklamalara kim inandı dersiniz? TV'den 'tehlike yok' diyen bir yetkilinin yakınlarına 'çay içmeyin' diye haber gönderdiği gazetelerde açıklandı. "Ama" diyeceksiniz "halkın çoğu çay içtiğine göre buna herkes inandı." Doğrusu hiç sanmıyorum. Halk radyaşyon olmadığına inandığından değil. gözüyle görmediği tehlikeyi kavrayamadığından içiyor çayı. Bir zamanlar koleranın adı ishal ya da bağırsak enfekslyonu olmuştu ya, son zamanlarda da radyasyonun azı yararlıdır savı atıldı ortaya. Sonra AIDS bizde yok' dendi. Oysa çoktan gelmişti bile hastalık. Her kademede gerçekleri görmezden gelmek mari<et sayılıyordu. TV an'.enleri sürekli masallar yayıyordu. Akşamları TV ızleyenler, küçüklere masallardan sonra büyüklere masalların gelmesini gülümseyerek izliyorlardı. Gerçekleri yadsıyanlar bir tek önemli gerçeği görmüyorlardı: Her olayı bir yadsıma, yalanlama ile atlatmanın sonucunda artık hiçbir söylediklerine inanılmaz olmuştu. Herkes tehlikeleri görüyordu ve açıklamalar insanların bir kulağından girip öbür kulağından çıkıyordu. Sorumluluğun adı sorumsuz sorumlularca sorumsuzluğa dönüştürüldüğünden beri, halkta da inancın yerini inanmazlık almıştı. Doğaldı, inandırıcılık sorumluluk gerektirirdi, sorumsuzluk ise inanmazlığı getirirdi. O koskoca çatık kaşlı, abus suratlı, her yerde düşman gören paranoyak sorumsuzluk da sonunda inanmazlığı egemen kılmıştı. Bu ortamda kim çıkarsa çıksın, ne derse desin, Şan'ın neden yandığı konusunda çoğunluğu inandırması güçtür. Vali ile içişleri Bakanı galiba boşuna nefes tüketip 'sabotaj yok' diyorlar. Çünkü insanlar, onların açıklamalarına genellikle gülüyorlar Evet Şan'ın yanmasıyla kent biraz daha öldü. Ama daha da acısı, olayı izleyen açıklamalarla birlikte, içimizdeki yetkililere inanabilme yetisi de biraz daha öldü. Acaba daha ellisine varmadan kendini çok, ama çok yaşlı bulan dostum onulmaz hüznünde haklı mı? "İnsan"ın bu ortamda kendini çok yabancı duyması kaçınılmaz mı? ICZiraat Bankası'nın bütün şubelerinde 16 Şubat Plazartesi günü satışa sunuluyor. • Karakaya Barajı Gelir Ortaklığı Senetleri T.C. Ziraat Bankası'nın bütün şubelerinde 16 Şubat Pazartesi gününden itibaren satışa sunulacaktır. • Hamiline yazılı olan Gelir Ortaklığı Senetlerinin gelirleri her türlü vergiden muaftır. Serbestçe alınıp satılabilir. Aynca. devlet ihalelerinde de teminat olarak kullanılabilir. • "A" tertibi olarak çıkarılan senetlerin toplam değeri 100 milyar liradır. Kupür değerleri, adetleri ve tutarlan şöyledir: KUPUR ADET I TUTARI ( Milyon TL) • Toplam 100 milyar TL degerindeki bu Gelir Ortaklıgı Senetlerinin gelirleri 1 Mart 1987den itibaren3yılsüreile Keban Barajı'nın gelir endeksine göre belirlenecektir. # Senetlerin gelir payı ödemeleri. 6 ayda bir Eylül ve Mart aylannda T.C. Ziraat Bankası'nın bütün şubelerinde yapılacak. ödeme günleri ayrıca ilan edilecektir. • DYENtl D 100.000. TL 150.000 500.000. TL 1.000.000. TL 100.000 35.000 15.000. 50.000. 35.000. 100 000 mm • DEMOKRATİK KİTLE ÖRCÜTLERİ İÇİN İLERİ! • BASKILARA VE CERİCİ EĞİTİM YASALARINA BİR YANIT: ÇELENK EYLEMİ • MOZAMBİK DEVRİMİ DACITIM : ETKİN DAĞITIMİST. 527 60 11 • Senet sahipleri, senetlerini, hesaplanacak değer artışıyla birlikte, satışı yapan bankanın diledikleri şubesinde her an paraya çevirebileceklerdir. TEŞEKKÜR 27 Ocak 1987 Salı eünıi Tanrı'nın rahmctine kavu^aıı BAŞBAKANLIK TOPLU KONUT VE KAMU ORIAKLIGIİDARESİ BASKANLIĞI TOMRİS AREDe hastalığı süresince unutamayacağımız yakınlık gösteren, cenazc merasiminc iştirak edcn, Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunan, çelenk gönderen, üzüntülerini ziyarete gelerek, telefotıla, tclgrafla bildiren dostlanmızın lütfcn en samimi tcşekkürlerimizi kabul etmelerini rica edcriz. AREIrGÖĞÜŞ ve YURTOĞLU AİLELERİ ADINA SULHİ AREL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle