22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Maxwell'in dev projesi t l r a j tngiliz medya imparatoru Maxwell Ingilizce olarak yayımlayacağı günlük Avrupa gazetesinin 350 binlik bir tiraja ulaşabileceğini belirtiyor. Fransa'da halen uygulanan ekranlı telefonla haberleşme sistemini tüm Avrupa'ya yaymayı amaçiayan Maxwell, bu alanda büyük bir patlama bekliyor. Dış Haberler Servisi Batı dünyasında iletişim teknolojpsi her gün baş döndürücü bir hızla'gelişirken, yeni "medya toplumu"nun da temelleri atılıyor Avrupa iletişim sanayünin önde gelen "tapanrtOflanDdaa" lngiliz yayına ve televizyon şirketi sahibi Robert Mamtâ, bu alandaki yeni projeJerini "Der Spiegd" dergisine anlattı. Günlük bir "Avrupa gazetesi" yayımlamaya hazuiandığını ve "ekranh tetefoaa" dayalı "minitd" sistemini yaygınlaştırmak istediğini belirten Maxwell, başlıca projelerini ve iletişim alanındaki düşüncelerini şöyle anlauyor: Günlük bir Avrupa gazetesi çıkarmayı amaçhyoruz. Ingilizce yayımlanacak bu gazetede, Avrupa'da olan, ancak tüm dünyayı ilgilendiren her tür haber yer alacak. örneğin Almanya'da, ya da tngiltere'de gerçekleşen, fakat tüm Avrupa'yı ilgilendiren bütfln olaylara yer vereceğiz. tşadamlan, öğretmenler, memurlar ve resmi görevlilerden oluşan bir okuyucu kitlesine seslenmeyi amaçbyoruz. Yaklaşık 350500 binlik bir tirajla işe başlamayı düşünüyoruz. Bu gazetede aynca Avrupa'mn bir parçası olan Doğu Avrupa ülkelerine de en az bir ya da iki sayfa yer ayıracağız. Gazetemizin bu ülkelerde de satacağmı en azından umuyorum. Bunu başarmak çok büytlk bir şey olur. Bunu denememek bence aptalbkür. Sahıbr Camhuriyrt Maıbaacılık vc Gazetecılık Türk Anonım $irketı adına Nadir NMU 9 Genel Yayın Müdüru. Huan Ccmal, MUeuese Müdüru. Emioe Ufaktagü, Yazı Işlen Müdün) Ofcay Gooensia, • Haber Merkezı Muduru. YllçiD Baycr, Sayfa Dttztnı Yönetmenı Ali Acar, • Temsılater ANKARA Yalçın Dofan, IZMtR: Hikmet Çcttakaym, ADANA Crtal Ba*Uagıç tsıanbul Haberleri: Extau Akyıldu, Dış Haberler. Erpın Balo, Ekonomi O s m u L1ags>, Külıılr Cdal Csltr, Spor Danışmanı: Abdalludlr Yuceimıo. Duzeltme: Refik Durbaş, BıkmEgıum Şahin Alpay l> Sendıka. Şuknn Ketend, Yun Haberleri. Necdel Dojan, Dızı Yazılar: Kcrtm ÇtbşkMM, Erzurum Mebmcl Gullekin, Bursa. Uvral Gençeiü. • Koordınatör AhroM Konıban, # Malı Işler: Erol Efkut, 9 Reklam Ayjr TontnEk Yayınlar Halv» Akvol • Idart Hıueyın Gurtf, tşletme: Öndcr Çdik. Bılgıtşlem .Nail InaJ. Basan vt Yayan. Cuıtarijd Malbuolık w Guetecdık TA.Ş. TOrk Oafe Cad 39/41 O J ı k t f u . İ4334 In. PK 246!sunbul, Td 512 05 05 (20 hal). Tda 22246 F«t (I) 526 60 72 9 Bumhr Awkm Ziya GOfcıdp Blv Inkılap S. No 19/4. Td. 133 11 4147, Tela 42344 Fu 14) 133 82 64 • hrntr. H Zıy» Blv. 1352. S. 2/3, Td 13 12 30, Tdet 52359 FBE (51) 13 12 30 • Inonll Cad 119 S. No I Kat !. Td I455O1973I. Tdo. 62155 Fa> (711) 28 096 TAKVİM 2 ARALIK 1987 lmsak: 5.31 Güneş: 7.03 öğle: 1158 Ikindi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.09 Avrupa gazetesi PORTRE / MAXWELL Washington gündemine geliyor Bir medya imparatoru Robert Maxwell, uluslararası iletişim dünyasının en saldırgan girişimcilerinden biri. Maxwell, Ingiltere'de önemli basın yayın kuruluşlannın yanı sıra, günlük 3.1 milyon tirajı olan Londra bulvar gazetesi "D^ly Mirror'ı çıkartan "Mirror" grubunun da sahibi. MaxweU, ana fırması olan "Maxwell Communkation Corporation"ı, dünyanın en büytlk haber ve iletişim kuruluşu hah'ne getinneyi amaçlıyor. 630 milyon sterlinin üzerinde döner sermayesi olan Londralı basın patronu Maxwell, son günlerde aralannda ABD'nin de bulundvgu dünyanın Unlü yayıncıhk şirketlerini ele geçirmeye çahşıyor. Çekoslovak asılb 64 yaşmdaki Maxwell, fkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler'e karşı direnişçüere katılmış, daha sonra lngiliz ordusuna geçmişti. 10 dil bildiğini söyleyen Maxwell, 6 yıl lngiliz Avam Kamarası'nda Işçi Partisi milletveküi olarak yer aldı ve halen lşçi Partisi üyesi. haber istediklerini ortaya koyuyor. Herkes artık var olan bu yeni teknolojiden yararlanmak istiyor. Şu ana kadar Fransa'yla sınırlı kalan televizyon alanındaki girişimlerimizi, hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde serbest bırakılan ticari televizyonculuk ile Avrupa'ya yaymak istiyoruz. Ben, Avrupa Uydu Radyo Televizyon Servisi (Europaen Satellite Broadcasüng Service)'nin ilk baskanıyım. Almanya'da Bay Kirch ve Italya'da Bay Beriusconi başlıca ortaklanm. Amaomız ABD'deki gibi bir Avrupa televizyon sistemi kurmak. Avrupa çapuıda haber yayıncılığı ile bu iş için ilk adımı attık. Mbütel steteoıi, Reklamcılık Yayın alanının boylesıne genişlemesiyle, reklam pazarı da genişleyecek. ABD'de fırmalar, Avrupa'mn yalruzca ttçte ikısi kadar olan bir müşteri potansiyeli için televizyon reklamlarına yılda 20 milyar dolar harcıyorlar. Oysa Avrupa'da bu rakam 1985 için yalnızca 4.7 milyon dolar. Ancak bence bu tahmin edilemeyecek bir hızla gelişecek. Almanya, tngiltere, Fransa ve Italya'daki tüm büyük firmalar, Avrupa'ya yönelik reklam bütçelerini arttırmaya başladılar. Avrupa'dakı televizyon yayınları şu anda ya Amerikan yapımı eğlence programlarından (diziler vb.) ya da ucuz yerli yapımlardan oluşuyor. İyi yayınJar çok az. Video satışlannın çok yüksek oluşu, izleyicilerin ulusal yayınlardan hoşnut olmadıklannm en somut kanıtı. Uydu televizyonlannı izleyebilmek için ortaya çıkan anten talebi çok lazla. Bu nedenle Avrupa çapında tüm ülkelerden gelecek uzmanlann ortaklasa yapacakları karma yayınlar mutlaka çok farklı olacaktır. Bu proje, Avrupa'ya ortak bir bilinç kazandıracaktır. Avrupalılar bundan böyle hiçbir zaman birbirleriyle savaşmamalıdırlar. Ben tutkulu bir Avrupalıyım. Türkiye'ye kaçırdan uçak, Zirvede hakları ile ilgili olarak şu sıranın takip edileceği söylendi: 1) Bölünmüş aileler, eşler ve çifte tabiyet sorunu. 2) SSCB'den göç. 1987'de Ermeni ve Alman göçü 1970'lerin düzeyine ulaştı, ancak Yahudi göçü 70'lerin altında kaldı. Yahudi göcüne izin verilmemesi, ABD'nin Sovyetlert suçladığı insan hakları ihlalleri listesinin en üst sırasında ele alınıyor. 3) Siyasi ve dini suçlar. ABD bu yıl SSCB'nin 200'ün üstünde siyasi suçluyu serbest bırakmış olmasını memnuniyetle karşılıyor, fakat bu sayının artmasını istiyor. Brifingi veren Beyaz Saray yetkilisi, ABD'nin bu iddialarına karşılık Sovyetler'in hangi iddialar üzerinde durduğu sorusuna ise şöyle yanıt verdi: "Sovyetler daha ziyade siyasi olduklannı ileri sürdiiUeri baa suçlar dolayısıyla Amerika'da uzun süreli hapis cezasıoa çarpbnlmış kimselerieflgüiler.Bir de tam tersi ile ilgilikr. Yani uzun süreli hapis cezasına çarpünlınası gerektiğini düşundükleri ama kısa sürede salıverilen kimselerle, örneğin 1970lerde Türkiyei ye uçak kaçırdıktan sonra Amerika'ya sıgınan Brazinskas adlı şahsın bu katagoriye girdiğini diişiinüyortar. İki Sovyet vatandaşı Türkiye'ye uçagı kaçırdıktan sonra kabin memunınn öldürüp Tiirk makamlarına sıgındılar ve daha sonra Amerika'ya gddüer." Sovyet Yahudisi babaoğul Brazinskaslar Türkiye'de 8 yülık bir yargılamadan sonra ABD'ye girmişlerdi. SŞCB'nin son yıüarda ABD ile ilişkilerinde insan hakları konusunda "savunma dummundan saldın durumuna" geçtiğini kaydeden yetkili, ABD'nin Rekjavik zirvesinde SSCB'ye verdiği 11 kişilik göç etmek isfeyenler listesinin Moskova tarafından ciddiyetle incelendiğini de söyledi. Aynı yetkili şöyle devam etti: "Onlar da Amerikan Kızılderileri konusunu getiriyortar. H>piste bir Kızüderiü aktivist vmr, Peltier. Onunla çok ilgililer. Geçen haziranda iki Sovyet doktoru gelip gözunü muayene etti. Biz de Amerikalı doktorlara aynı olanağın sağlanmasını istiyoruz." Başkan Reagan'la Mihail Gorbaçov'un 8 arahkta \Vashington1 da imzalayacakları orta menzilli füze antlaşması ile iki süper güç ilk kez nükleer füzelerini yok etmeyi kabul edecekler. Bu bakımdan antlaşma büyük önem taşıyor. Orta menzilli füzeler ABD ile SSCB'nin nükleer stokunun sadece yüzde 4'ünü oluşturuyor. INF Antlaşması'ndan sonra sıra, uzun menzilli f üzelerin (stratejik) karşıhklı olarak yüzde 50 oranında indirümesine gelecek. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON SSCB'nin, 15 Ekim 197O'te Türkiye"ye kaçınlan bir Sovyet uçağının yarattığı uluslararası hukuk sorunları ve "faillerinin cezasu kalması" olayını, 7 aralıkta başlayacak olan Reagan Gorbaçov zirvesinde gündeme getirmesinin beklendiği açıklandı. Buna karşılık VVashington'un Bulgaristan Turkleri sorununu zirve gündeminde "görmedigi" bildirildi. Konuya ilişkin açıklama üst düzeyde bir Beyaz Saray mensubu tarafından >apı!dı. 7 aralıkta Washington'da bir araya gelecek olan SSCB ve ABD liderlerinin ele alacaklan konulara ilişkin olarak "isim verilmeden yazmak" koşuluyla yapılan Beyaz Saray brifinginde, SSCB'nin uçak korsanlarının cezasını yetersiz bulması dolayısıyla sorunu "bir numaraiı insan hakları ihlali" olarak gördüğü açıklandı. Söz konusu Beyaz Saray yetkilisi tarafından zirvede insan Sovyet Ressamlar Dohnabahçe'de Kültür Servisi Geçen hafta ulkemize gelen Sovyet ressamlar Tatyana Nazarenko ve Mikhail Romadin dün Dolmabahçe Sarayı'nı gezdiler. îstanbul'un kasır ve saraylannı anlatan bir mültivizyon gösterisini de izleyen sanatçılar, sarayda sürekli olarak sergilenen Zonaro ve Ayvazovski gibi ressamların resimleriyle ilgilendiler. EIASKI Maxwell "Avrupa gazetesi"nin ilk deneme bastasım elinde tutarken, atacağı bu yeni adımın Avrupa Birfiöi'ne önerrrfi bir katkıda bulunacaOını da söytuyor. ramlan"nı da hazırlayan "Canal 4 " (4. KanaD'ün de sahibiyiz. Bu "minilel programlart" ile bildiğimiz telefonlar aracılıgıyla şımdiye kadar duşu bile kurulamayan olağanı SIU bir "haber paüaması" yapıyoruz. Minitel, postanelerın yardımıyla, evdeki telefonlara bağlanan tuslu bir ekran. Bu sistem yardunıy Gandi geliyor ANKARA (AA) Hindistan Basbakam Rajiv Gandi'nin önümuzdeki yıl Türkiye'ye gelmesi bekleniyor. Dısişleri Bakanlığı yetki/Ueri, Başbakan özal'ın geçen yıl Hindistan'/ ziyareti sırasında Gandi'yi Türkiye'ye davet etmiş olduğunu hatırlatarak, Hindistan Başbakanı'nm prensip olarak Türkiye'ye gelmesinin beklendiğini söylediler. la, banka hesaplanna havale yaptuılıyor, çeşitli haberler alınabiliyor ve diğer özel minitel sahiplen ile görüntülü iletişim sağlanabiliyor. Almanya'daki minitel projesi şimdiye kadar ilgi görmedi. Ancak Mitterrand Kohl görüşmesinden sonra bunun gerçekleşebileceğini sanıyorum. Araşürmalarımız insanlann daha iyi Ozon deliği yama tutmuyor Güney Kutbu üstündeki "ozon deliği" daha da büyiirse, dünyanın iklimi değişecek, çöller yeşerecek ve verimli tahıl alanlan çöle dönüşecek. Yüzyıllardır dengesini koruyan atmosferin hızla bozulmasının başlıca sorumlusunun 100 yıldır hızla gelişen sanayi olduğu öne sürülüyor. insanlann bağışıklık sistemlerinin bozulacağını ve zayıflayacağı, gözlerde çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkacağını belirtiyorlar. Uzmanlar, ayrıca ozon tabakasının incelmesine ve delinmesine yol açan etmenlerin, atmosferin kimyasını da bozacağını öne sürüyorlar. Atmosferin bozulması ise başta dünyanın ikliminin değişmesi gibi bir gelişmeyi beraberinde getiriyor. Yüzyıllardır dengesini korumuş olan atmosferin böylesine yıkıa bir değişime uğramasının başlıca sorumluluğunun yaklaşık 100 yıldır gelişen sanayi olduğu öne sürülüyor. Atık sanayi gazlannın çürümüş fosil artıklannın (petrol ürünleri) yanmasmdan ortaya çıkan gazların son yüzyıl içinde atmosferdeki karbondioksit oranını yaklaşık yüzde 30 oranında arttırdıgı bildiriliyor. Atmosferdeki karbondioksit oranının artması ise, bir tür "sera etkisi" yaratarak dünyanın ısısının giderek artmasına neden oluyor. örneğin yeryüzünde yakılan bir kilogram yanıcı yakıt karşılığında gökyüzüne 3 kilogram karbondioksit karışıyor. Çevre koşullannın atmosfere aynı olumsuz baskıyı sürdürmesi halinde önümuzdeki 100 yıl içinde yeryüzünün ısısında 39 derecelik bir artışa neden olması bekleniyor. Ancak bu ısı yükselmesinin bölgesel olacağı ve meysimlere göre değişeceği belirtiliyor. örneğin bu ısı değişikliği tropik bölgelerde yan yanya daha düşük olurken, kutup bölgelerinde orta kuşağa oranla iki, üç kat fazla olacak. Bu tür bir sıcak akımın, atmosferdeki hava dolaşımını etkileyeceği belirtiliyor. Bu gelişmeler sonunda Amerika'nın orta ve batı kesimindeki tahıl tarım alanlarının çöllere, çöllerin ise sürekli yağmurlar nedeniyle ekilebilir verimli araziler durumuna dönüşmesinin, Alp vadilerinde palmiyelerin yetişmesüıin söz konusu olabileceği bildiriliyor. ÖSYM başvuruları ANKARA (ANKA) 1988 Üniversitelerarası öğrenci Seçme ve Yerlestirme Sınavı (OSYS) için basvuru süresi cuma günü sona erecek. Yurtiçinde ve Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) başvuruda bulunacak adaylar, belgelerini lise ve dengi okul müdürlüklerine cuma akşamı saat 17.30'a kadar teslim edecekler. KKTC hariç, yurtdışmda oturan adayların ise başvurma belgelerini posta ile en geç 15 Aralık 1987 günü saat 17.30'a kadar ÖSYM'ye ulaştırmış olmalan •gerekecek. Elektronik iletişim dünyasında gazete Şu andaki teknik koşullar bile, insanlara teknik açıdan düedikleri programı seçme, örneğin siyasi haDtş Haberier Servisi Atberleri hiç dinlememe olanağı tanıyor. Bu demektir ki, en geç 1015 yıl mosferdeki ozon tabakasının giiçinde, herkesin beğenisine seslenebi derek incelmesi ve Guney Kutbu lecek özel bir ekran gazetesi mUmkun üzerindeki "ozon deligi"nin olacak. Ancak bu basılı gazetelerin Amerika kıtasının büytıkluğüne sonu demek değildir. Kitapların ve ulaşması, bilim adamlarının gazetelerin geleceği her zaman var. Nedeni de çok basit. Gazeteyi, ekranı dünyanın geleceği üzerine korgötüremeyeceğiniz her yere, örneğin kulu tablolar çizmesine neden tuvalete götürebilirsiniz. Bu televiz oluyor. Ozon tabakasının incelmesiyon için söz konusu değil. Gelişen teknolojinin gazetelere tek etkisi, da nin başlıca nedeni olan CFC ha az insanla, daha iyi gazete yapa (klorflorkarbon) gazlannın bilme olanağı sağladığından, iş alan üretiminin durdurulması ve kullarını azaltması. Ancak biz açığa çı lanımının yasaklanması için yakanlara yeni olanaklar sağlamaya çahşıyoruz. Kahverengi peri ayakkabısı Mantar topufclu kadife ayakkabı Külkedisi sergisi Dış Haberier Servisi Londra ve Paris muzelerinde arka arkaya açılan ayakkabı sergilerinde moda dünyasının bu yeni gözdesinin en seçkin örnekleri meraklılara sunuluyor. Sergiler, her zaman modanın "Külkedisi" olarak kabul edilen ayakkabının yıldızının parlamaya başladığını açıkça gosteriyor. Beyazperdenin yıldızlanna hazırladıgı ayakkabılarla tanınan Salvatore Ferragano'nun 1927 ve 60 yılları arasındaki çalışmalanrun^ sergilendiği Lx>ndra'daki Victoria ve Albert muzelerinde Doaglas Falrbanks'ın Bağdat Hırsızı fılminde giydigi çanklar, 1950'Ierde Marilyn Monroe'nin ününe ün katan iğne topuklu ayakkabılar görülebiliyor. Yine Ferragano'nun ayakkabı modasına olağanüstü katkılarından sayılan dolgu topuklu ayakkabılar da burada. Ince topuklu ayakkabılar için gereken sağlam çeligin bulunmadıgı savaş yıllanna ait bir keşif olan dolgu topuklar insanlann o yılları sağlam ayakkabılarla 'geçirmelerini sağlamıştı. / Yine aynı sergide rafyadan / ve şekerlerin sarıldığı yaldız kâgıtlardan yapılmış ayakkabılar da var. Ferragano'nun^ sergisinde sanki yalnızca Külkedisi'nin AJtn topla süslu saten gece ayaktaıbısı cam ayakkabdan ' eksık. Ferragano ayakkabı yaptıgı ünlüler arasında Eva Peron'un ayn bir yeri olduğunu belirtiyor. Gerçekten de bu ayakkabı ustası Peron'a lama ve armadillo derisinden ayakkabılar ve altın tozu serpilmiş j mücevher kakmalı gece ayakkabılan hazırlamış. Sergide, ısmarladığı açık sandallar için Hindistan'dan bin sepet inci ve mücevher yoUayan bir mihracenin de ayakkabılan var." Ferragano'ya göre, diktatör eşlerinin ortak özellikleri ayakkabılara olan düşkünlükleri. tmelde Marcos'un tam 3000 çift ayakkabısı olduğunu tüm dünya biliyor, Mussolini'nin metresi öldügü zaman ise Ferragano'da 50 çift ayakkabısı hazırlaruyormuş. Ayaklann biçimine, nasırlara ve çıkıntılara göre ölçü alıp ayakkabı hazırlayan Ferragano usta en çok doğmamış dana derisi kullanmayı seviyor. G.S. LisesVnin 506. yıldönümü Haber Merkezi Galatasaray Lisesi'nin 506. kuruluş yıldönümü 6 Aralık 1987 pazar günu yapılacak. Kutlamalar çerçevesinde 50. yıhnı dolduran 1937 mezunlarına da berat ve madalya verilecek. Pazar günü yapılacak kutlamalann gündüz bölümünde Galatasaray Lisesi öğrencileri davetlilere çeşitli sportif ve kültürel gösteriler sunduktan sonra birlikte okulun pilavı yenilecek. Davetliler akşam Galatasaray Lisesi Tevfık Fikret Salonu'nda Galatasaray Eğitim Vakfı'nca düzenlenen kokteyl ve yemekte bulusacak. Maxwell iletişim dnnyası Maxwell şirketi olarak bugünlerde ilk olarak Amerikan yayıncüık şirketi Horcourt Brace Jovanovich'i almayı planlıyoruz. Elimizde nakit olarak 630 milyon sterlin (yaklaşık 1.2 trilyon lira) var. 9O'lı yülarda iletişim ve haberleşme aianında yaklaşık 10 süper şirketten oluşan dünya çapında dev bir tekel olacağımızı sanıyorum. Pazarımızı müşteriler belirleyecek.lnsanlar, gereksinimlerini en kısa ve kolay yoldan karşılayacak bügiler istiyorlar. Böylehkle kendi yaşam standartlanm yükseltmek, sağlık s o runlarını çözümlemek, ya da mutlu olmak istiyorlar. Bu nedenle makro ve mikro alanda birçok bilgiye gereksinim var. Makro alanda bilgi; araştırmalardan, üretime, savunmaya kadar global olarak tüm bilgileri içeriyor. Mikro alanda ise, örneğin Harnburg'dan Sidney'e nasıl ve hangi yollardan gidilebileceği gibi daha özel haberleri kapsıyor. Yöneticileri arasında bulunduğum REUTER Ajansı şu sıralar böyle bir uygulamaya başlamış durumda. örneğin borsa ve finans haberlerinin ı ». j T^* v l ıı yayımına başlandı. Diğer alanlarda da bu tür haberlerin gereksinimi duyuluyor. Biz bunu, örneğin bilim, patent, tescil, marka ve sağlık gibi konularda uygulamaya başladık bile. ER SPIEGEL TAEKTEN UYARI Her gün kuüanıian spreytefle daha da buyuyen ozon deliği Spiegel'in kapak konusu o(du. pılan kampanyalar her geçen gün yaygınlaştınlıyor. Kitle iletişim araçlan da tehlikenin ciddiyetini vurgulamak amacıyla sürekli konuyla ilgili yayınlar yaP}?0**3*; Şimdiye dek ozon del i A**%« ' W ı l ı m r a l ligini *"bilimsel ir/tv% +AW« I A ^ I A ' \t** yöntemlerle" yamayabilecek herhangi bir öneri bulunmuyor. Son sayısında ozon deliğini bir kez daha kapak konusu yapan Der Spiegel dergisi, bu deliğe neden olan etmenlerin yol acacağı diğer tehlikeleri aynntılı olarak işliyor. Bilim adamları güneşten yeryuzüne gelen. morötesi ışınlanna karşı bir fıltre görevi gören ozon tabakasının incelmesinin deri kanseri vakalannı arttıracağını, Özel sektör piyasaya radyasyonlu çay stirebilîr GÜNSELİ ÖNAL ~ ANKARA Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkaru Atilla Özmen, özel sektörün elinde bulunan radyasyonlu çayı, terniz çayla kanştırarak piyasaya surebileceğini söyledi. TAEK'in piyasadan örnek alarak yaptığı kontrollerde, 3 bin bekerel sınırına göre radyasyon arandığını kaydeden özmen, bu sınırın altında kalacak biçimde, radyasyonlu çayların temiz çayın içinde piyasaya verilebileceğini bildirdi. özmen, bu biçimde sızacak olan radyasyonlu çayın tespit edilmesinin olanaksız olduğunu belirtti. Merkezi Viyana'da bulunan, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na gönderilmek üzere Türkiye'nin radyasyon haritası hazırlandı. TAEK'in hazırladıgı haritada, Çernobil kazasından sonra, radyasyon dalgasının Türkiye'ye ulaşnğı 4 mayıs tarihmden 15 mayıs 1986 tarihine dek havada yapılan ölçümlerde aünan en yüksek miktarlar gösterildi. Haritada, bu süre içinde en yüksek ölçümün 250 mikrorontgen/saatolarak, Akçakoca'da saptandığı belirtiliyor. Akçakoca'yı, 100200 mikro rontgen/saat ile EdirneKapıkule, 119 mikro rontgen/saat ile Artvin izliyor. özmen, Türkiye'de ölçülen radyasyon miktarlarının tehükeli olup olmadığı konusunda şunlan söyledi: "Normıle göre çok yüksek. Fakat bir radyasjon kazasımn akabinde çok yüksek degi. Çunkü anlık bir ölçtim. Etkisi gelip gecer. Bir yılda, nornul bir vatandaşın tabi olacağı radyasyon miktın 500 müi rontgen. 500 mUİ rootgen, 500 bin mikro roatgen yapar. 500 bin mikro rontgenlik radyosyana tabi tutulmak, normal bir vatandaşın tehlike sınındır. Bu rakamlar, onun cnzi bir miklan aslında." THYden Tokyo seferi Minitel projesi Şu anda Fransa'daki televizyon şirketi "TF l"in yüzde 12.5 ile ikinci büyük hissedanyız. Aynca Fransa içinde faaliyet gösteren haber ajansı "Agence Centrale" hisselerinin yüzde 80'i elimizde. Bu ülkede ayrıca Maxwell şirketimn, "mimtd prog ANKARA (AA) THY Malezya üzerinden Tokyo ve Sidney'e yolcu taşıma hakkını elde etti. Malezya Hava Yolları da Türkiye'ye seferler düzenleyecek. Türkiye ile Malezya Ulaştırma heyetleri arasında iki gündür Ankara'da sürdürülen görusmeler tamamlandı. Görüşmelerle ilgili protokolü Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Vekili Yüksel Dinçer ile Malezya Ulaştırma Bakanlığı Müsteşan R. V. Novaratram imzaladılar. Protokole göre, THY gelecek yıl başlayacağı Tokyo, Sidney seferlerinde Malezya 'dan da yolcu taşıyabilecek. TURAN YILMAZ Sekiz idaııı .sanıklı bir aile ciııayeti ...... ... J k'ızlan Nerinum dünyaya geldi. Nergizhan, ailesinin yanına kaçıp köye gitmemekte direniyordu. Hüseyin, eşinin evine dayanıp "Hadl gideUın" diyor, "Sca glt, anBen, baban gefaüT yanıünı aknca, bu kez onlarla gidiyor, ama yine eli boş dönüyordu. Altınsoy ailesi bu sorun ile uğraşırken, bu kez de kızlan Ayşe Şen'le ilgili soylentiler alıp başını gidiyordu: "Bir dostu varmış... Dostuyla isUnbal'a kaçmış, bir süre de kalmış. Dosluyla Şeytan Mağarası'nda (biraa) görülınüş." ANKARA Konu, komşu "Ayşe kötu yola düştn" demişlerdi. Altınsoy ailesi, kanmıştı bu sözlere. Ayşe'yi öldttrdüler. Şımdi Ayşe'nin annesi, anneannesi, üç erkek kardesi, iki teyzesi ile eniştesi "öliun" istemiyle yargılanıyorlar. Anne Behiye Altınsoy "Ocagıııuz sondü" demiş, kardeş Hüseyin Altınsoy "Çok ptpnanun" demiş, kim dinler, Ayşe geri dönmüyor ki... Adliye koridorlan, önceki gün bir ocağın daha sönüşüne tamklık etti. Herşey Altınsoy ailesinin büyük kızı Ayşe'nin henüz 15 yaşındayken, Ayaş'm Sinanlı köyünden Ankara'ı^a gelin olarak uğurlanmasıyla başladı. Eşi MekmH Şen ile tek yakınlıklan şimdi 6 yaşında olan oğlu Hasan'dı. Geçinemiyorlardı kankoca ve Ayşe Şen de "Arük Ğaytunamjm&m" soylediği bu sıkıntısıru bıricik dert ortagı, kapı komşusu Nergizhan Görkan'a (19) anlatıyordu: "Bafkaana tatoldaıiL, onnola tMeceğlm." Üç erkek kardejinin en bOyttgO HttMyta AHuwy (20), Deroetevler'deki evine gidip gddikçe gördügü Nergizhan'a tutuluyor ve evlenmeye karar veriyorlardı. Sonunda evleniyorlardı, gectiğimiz yıl ekim ayında. Ama "Şehir kmjtfa" Nergizhan, köyde yaşamak istemiyordu. Hüseyin de ocağından kopamıyor, ailesinin sözünden çıkanuyordu. Bir sfire "litaR «tt8er". Şimdi 2.5 aylık olan Kötü yola mı düştü? Hakkındaki söylentiler yoğunluk kazanırken, Ayşe Şen de, artık eşiyle boşanma konusunda ciddi ciddi düşünmeye başlamıştı. Bir taruğı, dedesi Hüseyin Alünsoy (74), diğer tanığı, Nergizhan oldu ve şiddetli gecimsızlik gerekçesıyle boşanma gerçekleşti. Ayşe Şen, artık kendi deyimiyle "Hür bir kadındı" Ayşe Şen'le ilgili söylentiler, özgürlüğunü kazanmasıyla birliku daha da artıyor, "Evine hergun erkek alıyor, kendini para karşılıgı satıyor" iddialarına kadar vanyordu. Ailesiyle de köpruleri artık iyice atmıştı Ayşe Şen. Köyüne de gitse dedesinde yaup kalkmaya başhyordu. Bu yaşananlar, Altınsoy ailesindeki huzursuzluğu do ruğa çıkarırken, köylünün aileye yönelik bakışı ise tura bunlara tuz biber ekiyordu. Artık karar verilmişti, "Namusun temizlenmesi gerekiyordn", bu görev de evin üç erkek çocuğuna kalıyordu. 25 Mart 1987. Günlerden carşambaydı. Üç kardeş, ellerinde iki bıçak, gece saat 21.00"de dayaruyorlanü dedelerinin evine. Ağzıru bir bezle bağlayıp boğazını sıkıyorlardı dedelerinin ve kızkardeşlerine baayorlardı bıçağı, basıyorlardı bıçağı.. Savcının iddiası böyleydi. Dede Hüseyin Altınsoy da bu iddiayı doğrulayan bir ifade veriyordu. Sava, evin üç oğlu Hüseyin, Yüksel (18), Mehmet Altınsoy (17) için tasarlayarak adam öldürmekten, anne Behiye Altınsoy, anneanne Fatma Süer, teyzeler Nazmiye Ünver, Sıddtka Akbaş ile enişte tbrabim Ünver için adam öldürtmcye kışkırtmaktan ölüm cezası istiyordu. Sonra duruşmalara geçiliyordu ve savcı bu kez üç kardeşin dışındaki saruklar için kanıt yetersizliğinden beraat isteminde bulunuyordu. te gitmisti. Dedesi, "Bak kız boşandı, al da gotür", Hüseyin de ablasına "Haydi gel eve gidelim, bu dedikodular bitsin artık" demiştı. Ayşe Şen "Ben hur bir kadınım, istesem geneleve de yazılınm. İstediğimle yatar kaikanm. Bana kanşmayın, sizinle kalmak istemiyonım" diye bağırmışu. Hüseyin'in de bu ağır tahriğin baskısıyla "gözü kararnusü". Bu olayın ardından Nergizhan, eşi Hüseyin'den bir daha biraraya gelmemek üzere aynlıyor ve ailesinin evine sığınıyordu. Boşanma davası için de hazırüklara başhyordu. Yargıç, "Oflunı son olarak ne söyieycceksin?" diye sorduğunda Hüseyin, "Ablamı öldbrdDğam için çok pifmanım" derken, sanık olmasma rağmen duruşmayı Lzleyici koltuklanndan dınleyen anne Behiye Altınsoy ise "Ocagıın söadü, çam dalı gibi evlatianm gidiyor" diye ağlıyordu. Her iki bacağını da damar tıltnnikiıgı nedeniyle kaybeden baba Sabimq Altınsoy da, "Perişan olduk, rürctlm yanıyor" diyordu. Uç kardeşin bileklerine kelepçe takılırken, Yenimahalle Ağır Ceza Mahkemesi'nin üç deneyimli yarpa dosyayı son bir kez daha okuyup. son duruşmada karara bağlamak üzere odalarma çekiliyorlardı. Öksürük olmayın Bir seçim yapıldı bitti. Bir sayın parti başkanı aktif siyasetten çekildiğini açıkladı. Bir sayın başbakan, 'on günlüğüne yokum' dedi. Bir çizerin de, 'yıllık iznimin bir bölumünü kullamyorum' dem^si için uygun bir zaman. Şimdilik hoşçakalın. öksürük olmayın. Tan Oral Geneleve de yazılırım Sanık Hüseyin Altınsoy ve avukatları Ertüc Tüzün ise tersini söylüyorlardı. Otayda bir kere "agır Uhrik" vardı ve tasarlayarak öldürme unsuru yoktu. Hüseyin Altınsoy, olay günu evden kahveye gitmek için çıkmış, kahvenin çok kalabalık olduğunu görünce dedesini ziyare
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle