25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Suriye Patriğin Atina ziyureti ATİNA (AA) Fener Rum Ortodoks Patriği Dimitrios'un 13 kasımda Atina'ya gelişinde yapılacak karşılama törenleri, Yunanistan hükümeti ile Atina Belediyesi arasında uyuşmazhğa yol açtı. Atina Belediyesi, patriğe şehir girişinde karşılama töreni yapılarak kentin anahlannm verilmesinde ve törenin bütün Atina halkına açık olmasmda diretirken, patriğin ziyaret programından sorumlu Dtşişleri Bakan Yardımcıst Yannis Kapsis, "patriğin güvenliği nedeniyle" bu törene karşı çıktı. Kapsis, patriğin Atina ziyareti konusunda hükümet yetkilileri ile kiiise arasında yapılan toplantıda, patriğin Anayasa Meydanı 'ndaki Meçhul Asker Anıtı 'na çelenk koyduktan sonra Atina Metropol Kilisesi'ne kadar bakan ve milletvekillerinin eşliğinde yürümesine de karşı çıkarak, dini törene politikacılann katılmaması görüşünü savundu. Boris Yeltzin'in Gorbaçov'u suçlayıp suçlamadığı anlaşılamadı Moskovada ne oluyor? MOSKOVA (Ajanslar) Sovyetler Birliği'nde reformcu görüşleri ile tanınan Moskova Komünist Partisi Şefî Boris Yeltzin'in istifasının yankıları sürerken, cumartesi günü Moskovada siyasi suçlulan desteklemek için gösteri yapan 35 kişi polis tarafından bir süre gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. AP'nin haberine göre Leningrad'da da gösteri yapan 100 kişiden 5'i bir süre gozajtında alındı, 2'si de 10 gün için tutuklandı. Reformcu görüşleri ve Mihail Gorbaçov'u desteklemesi ile tarunan Moskova Komünist Partisi Şefi Boris Yeltzin'in istifa nedeni tam açıklığa kavuşmadı. Yeltzin'in glasnosf(açıklık) politikasının ve reformların yeterince hızlı biçimde yürütülmediğinden yakındığı kesin. Ancak 21 ekimde Merkez Komitesi'nde yaptığı konuşmada, Gorbaçov'a doğrudan hücum edip etmediği anlaşılamadı. The New York Times gazetesi, Moskova'daki kaynaklara dayanarak verdiği haberde, Yeltzin'in Gorbaçov'u doğrudan Önceki gün istifa eden SBKP Moskova ll Sekreteri Boris Yeltzin'in merkez komitesinde yaptığı konuşmanın içeriği açıklığa kavuşamadı. TASS, Yeltzin'in istifasını açıklayan merkez komitesi yetkilisi Lukyanov 'un, gazetecilerin bazı sorularına verdiği yanıtların yayımlanmamasım istedi. GORBAÇOVZirvede görüş ayrılığı YELTZİNReformlar ağır yürüyor. Ekonomik bunalım başbakanın başını yedi ŞAM (Ajansiar) Suriye'de, Başbakan Abdül Rauf El Kasım'ın görevinden istifa etmesinin nedeninin, ülkenin içinde bulunduğıı ağır bunalım olduğu bildiriliyor. Devlet Başkanı Hafız Esad, Kasım'ın yerine Meclis Başkanı Mahmud El Zoubi'yi başbakanlığa atadı. Abdül Rauf El Kasım'ın ise, Devlet Güvenlik Dairesi Başkanlığı'na atanacağı tahmin edliyor. Önceki gün başbakanlıktan istifa eden 55 yaşındaki Abdül Rauf El Kasım, 1980 yılında Hafız Esad tarafından bu göreve atanmıştı. Mesleği mühendislik olan Kasım, Hafız Esad'ın yakın yardımcılan arasında sayılıyor. Kasım, Arap ülkelerinden gelen tepkilere karşın Körfez savaşında Iran'ı destekleme politikasının mimarları arasında bulunuyor. Son zamanlarda ağırlaşan ekonomik bunalım nedeniyle Kasım, eleştirilere hedef olmaya başlamıştı. POLinKADA SORUNLAR ERGUN BALO Stratejik Başkan Reagan cuma günü yaptığı açıklamada, orta ve kısa orta menzilli füzelerin sökülmesi anlaşmasını imzalamak için 7 aralıkta VVashington'da Sovyet lideri Mihail Gorbaçov la bir araya geleceğini açıkladı. Reagan aynı açıklamasında, gelecek yıl Moskova'ya yapmayı planladığı ziyaret sırasmda uzun menzilli (stratejik) füzelerle ilgılı olarak da bir anlaşma imzalanacağını umut ettiğini belirtti. Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze de Moskova zirvesinin "Ytldız Savaşian" diye adlandırılan Stratejik Savunma Girişimi (SDI) projesi konusunda varılacak anlaşmaya bağlı olduğunu belirtti. Böylece orta menzilli füzeler anlaşrnasının çok yaklaştığı şu sıralarda uzun menzilli (stratejik) füzeler de gündeme geldi. Uzun menzilli füzeler, bilindiği gibi menzilleri 5 bin kilometreden fazla olan ve kıtalararası atılabilen silahlar. Bunlar karadan ya da denizaltılardan atılabiliyor. Sovyetler Birliği'nin uzun menzilli füzeler konusunda dünyada geniş yankılar yaratan bir önerisi var. Genel Sekreter Mihail Gorbaçov tarafından Ocak 1986'da ortaya atılan bu plan, 2000 yılına kadar dünyamızı nükleer silahlardan arındırmayı öngorüyor. Üç aşamadan oluşan planın ilk aşaması 58 yıllık bir dönemi kapsıyor. Bu dönemde, ABD ile Sovyetler'in birbirlerinin topraklannı vuran nükleer silahlarını %50 oranında azaltmaları öngörülüyor. Plana göre, iki süper gücün her biri 6 bin savaş başlığı bulundurabilecek ve bunlann sadece 3 bin 600'ü karada konuşlandırılabilecek. Ayrıca bu aşamada pazarlığa dahil olmayan 162 ingilız ve Fransız füzesinin sayısı da dondurulacak. 1990'da başlayacak ve 57 yıl sürecek olan ikinci aşamada, ABD ile Sovyetler'in yanı sıra diğer ülkeler de nükleer füzelerini azaltmaya başlayacak. 1995'te başlayıp 1999'a kadar sürecek olan üçüncü aşamada ise tüm nükleer silahlar yok edilecek ve 2000 yılına nükleer silahlardan anndırılmış bir dünya olarak girilecek. Sovyet önerisi, ilk açıklandığında dünyada geniş yankılar ya' ratmıştı. Plan, nükleer silahlardan kurtulma yolunda atılan tarihi bir adım olarak nitelendi. Ama sonralan Batı basınında ve diplomatik çevrelerde önerinin ütopik otduğu, gerçekleşmesine olanak bulunmadığı ileri sürülmeye başlandı. 1986 ekiminde Başkan Reagan'la Mihail Gorbaçov arasında Reykjavik'te yapılan zirvede, Reagan'ın tüm stratejik nükleer silahları % 50 oranında indirmeyi kabul etmesi, başka bir deyişle, Sovyetler'in ocakta yapmış olduğu öneriye çok yaklaşması, ABD'de ve NATD komutanları arasında neredeyse panige yol açtı. Bilindiği gibi, Reykjavik'te iki lider stratejik silahlar konusunda görüş birliğine vardıkları halde, "Yıldız Savaşian" konusunda anlaşmadıklarından, zirve bir sonuç alınamadan dağılmıştı. Reagan ABD'ye döndükten sonra gerek içeride gerekse NATD çevrelerinde kendisine çok sert eleştiriler yöneltildi. 0 kadar ki, VVashington'dan yapılan açıklamada, yanlış anlama olduğu, Reagan'ın Reykjavik'te tüm nükieer silahları kaldırmayı kabul etmediği belirtildi. Sözün kısası, Batıda bazı çevreler, dünyamızın nükleer silahlardan arındırılması görüşünden fena halde ürkmüşlerdi. Bu çevrelere göre nükleer silahlar caydırıcı nitelikleri ile barışın en sağlam güvencesi idi. "Sovyetler Birliği, Reykjavik'ten sonra Yıldız Savaşian konusunda tutumunu yumuşatarak bu alanda laboratuvar çalışmalarının yanı sıra, laboratuvar dışında da sınırlı testlerin yapılmasını kabul etti. Ancak ABD, SDI sistemini uzaya yerleştirme hakkında ısrar ediyor. Sovyetler ise buna kesinlikle karşı çıkıyor ve SDI üzerinde anlaşma olmadan stratejik silahlar konusunda anlaş/na yapılamayacağını belirtiyor. Bu bakımdan iki süper gücün stratejik silahlar konusunda anlaşmalarının zor olacağı düşünülebilir. Aquina, darbe ve makyaj MANİLA (AA) Filipinler Devlet Başkanı Corazon Aguino, iktidara geldiğinden bu yana geçen zaman içinde sık sık meydana gelen darbe girişimleri sırasında "Nasıl görünmesi gerektiğine karar vermekte güçlük çektiğini ve makyaj yapmamn sorun çıkardığını" söyledi. Başkent Manila'da bir basın toplantısı duzenleyen Bayan Aquino, darbe girişimi gibi olaylarda durumun çok kanşık olduğunu belirterek, "Başkan, eğer erkekse, böyle bir olayda sadece giyinir, saçtnı tarar ve ortalığa çıkmaya hazır olur, ama başkan eğer kadınsa, makyajım bile düşünmesi gerekir" şeklinde konuştu. Aquino, "Bir başkanın böyle şeyler söylemesi garip, hatta basit kaçabilir, ama yataktan yeni çıkmış bir haldeyken fotoğraflanmm çekilmesini hakikaten istemiyorum" dedi. suçladığını ileri sürmüştü. Ne var ki Yeltzin bu haberi yalanladı. Komünist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri Anatoly Lukyanov cumartesi günü düzenlediği basln toplantısında, Yeltzin'in reformlann ağır ilerlemesini eleşlirdiğini söyledi. TASS'ın çağnsı TASS, konunun son derece hassas olduğuna işaret ederek, Sovyet basınının, Lukyanov'un basın toplantısında sorulara verdiği bazı yanıtları yayımlamaktan kaçınmasını istedi. AP'nin haberine göre, TASS'ın cumartesi günkü çağnsında şöyle dendi: "Lukyanov'un basın toplantısını yayımlayacak vazıişleri miidüıierinin, Boris Yeltzin'e ilişkin sorulara Lukyanov tarafından verilen yanılı yayımlamamalan nı lavsiye ederiz." 56 yaşındaki Yeltzin, Gorbaçov'un reformlarının en ateşli destekleyicileri arasında yer alan bir yetkili olarak tanınıyor. Lukyanov, basın toplantısında, Yeltzin hakkında şöyle dedi: "Yeltzin'in konuşmasında bazı yanlış değerlendirmeler vardı. Merkez Komitesi iiyeleri, onun gorüşlerini paylaşmadı ve hatalı buldu." Gorbaçovun kitabı HemKruşçev hemde Stalinh övgii Partiye taze kan Dış Haberler Servisi Çin Komünist Partisi'nin 13. Kongresi, yeni merkez komitesinin seçilmesiyle dün sona erdi. Çin'in halen bir numaralı adamı ve reformist politikanın mimarı Deng Siao Ping, yeni merkez komitesinde görev almadı. Parti yönetimini "gençleştirme" politikası çerçevesinde çoğu tutucu ve yaşlı, ama tarihsel prestij sahibi yönetici de emekliye ayrıldı. AP'nin haberine göre, eski merkez komitesinin 209 üyesinden yarıya yakını bu kez seçilemedi. Üye sayısı 175'e düşürulen yeni merkez komitede çoğu reformist politika yanlısı ve nispeten genç kuşak yöneticiler yer aldı. Deng Siao Ping, merkez komitesine girmemekle birlikte parti tüzüğünde yapılan bir değişiklikle Merkez Komitesi Askeri Komisyon Başkanlığı'nı elinde tutuyor. "Liberal" öğrenci ayaklanma ÇKP Kongresi bitti Deng Merkez KomitesVnden çekildi SSCB'nin Körfez poiitikasına eleştiri EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA İngiltere Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey Howe, lranIrak savaşında ateş kesilmesi için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından alınan kararın uygulanamadığını, ancak BM Genel Sekreterinin çabalarının da bir sonuç vermemesi durumunda, "ateşkese uymayan tarafa" silah ambargosu konması konusunda Sovyetler Birliği'nin hiçbir çaba içinde görülmediğini söyledi. Sir Geoffrey, "Henüz bir ay kadar önce New york'ta dışişleri bakanları arasında varılan anlaşmaya rağmen Sovyetler Birliği, BM Genel Sekreteri'nin çabalarının bir sonuç vermemesi durumunda Iran'a silah ambargosu uygulanması konusunda eaJışmaya gönuilü görunmüyor. Sir Geoffrey, ABD ile SSCB arasında NVashington'da bir doruk toplantısına karar verilmiş olmasını memnunlukla karşıladığını belirtti. İngiltere ŞilVde tutuklamalar SANTİAGO (AA) Şili'nîn başkenti Santiago'da, serbest başkanhk seçimleri yapılması için sokaklarda bildiri dağıtan 200 kadar kişinin önceki gün tutuklandığı bildirildi. Şili'deki cunta yönetimine muhalif en büyük grup durumundaki Hıristiyan Demokrat Parti yetkilileri, yasak bildiri dağıttıkları gerekçesiyle tutuklananlar arasında parti liderlerinden Genaro Arriagada ve Eugenio Ortega'nm da bulunduğunu söylediler. MOSKOVA (AA) Sovyet lideri Mihail Gorbaçov, önümüzdeki ay içinde yayımlanacak "Perestroika" adlı kitabında, Stalin döneminde tarımın kolektifleştirilmesini yerinde bulduğunu belirtirken, Nikita Kruşçevin, Stalin politikasından uzaklaşma çabalarından da övgüyle söz ediyor. Gorbaçov, kitabında, reformIarının "çetin sorunlarla" karşıIaşacağını vurguluyor ve "sosyalizme yabancı eğilimlerle miicadele edilecegini" kaydediyor. Kitabında Sovyet tarihine özel bir ağırlık veren Sovyet lideri, toplumun yeniden yapısallaştırılması anlamına gelen "Perestroika" politikasının bugünü ve geleceği üzerinde de duruyor. Kitabında, Stalin döneminde tarımın kolektifleştirilmesini, 1917 yılından sonra gerçekleştirilen en önemli toplumsal değişiklik olarak gördüğünü kavdeden Gorbaçov, "Evet, bu vapılırken nice yanlış da yapıldı, aşırıya kaçıldı, ancak kolektifleştirme gerçekleşmeseydi ülkemizin ilerlemesi olanaksızlasırdı" diye yazıyor. Kruşçev zamanında yapılan Komünist Parti'nin 20'nci kongresine de değinen Gorbaçov, "Bu kongre, ülke tarihinde önemli halkalardan biri olmustur. Bu kongre, sosyopolitik \ışamı, Slalin'in kişiliğine duyulan "îa parcasına inancın' doğurdugu olumsuz göriintüJerden kurtarma yolunda giri$imdir"diyor. POKTRE DENG SİAO PBVG Gençlere yolu açtı Dısa açılma ve Maoizmden uzaklaşma poiitikasıyla Batılılan "büyüleyen" Deng, Çin'i Kultur Devrimi'nin yol açttğı "durgunluk"'tan kurtaran modernizasyon ve atıhmın yaratıcısı olarak görülüyor. Deng, 1966 ve 1976'da Mao tarafından "kızağa aundıktan" sonra, 1977'de iktidara geîdi ve Mao'nun tersine ülkenin dışa açılma sürecini başlam. 1978'den itibaren, halk komünleri uygulamasma son veren Deng toprağı köylülere geri verdi, "kazanç" kavramını geri getirdi, yabancı sermayeyi ülkeye çağırdı ve 1 milyar Çinliye bir gelecek umudu verdi. Deng'in açılma politikası, bu yıl içinde iki kez "kendisine karşı dönme" tehlikesi atlattı. Bunun üzerine, "sağ kolu" olarak görülen, ancak "ideolojik açıdan yozlaşmakla" suçlanan Hu Yaobang'ı iktidardan uzaklaştırmak zorunda kaldı. Ardından, Tibet'te bağımsızlık yanlılannın gösterisi, Deng'in açılma poiitikasına ciddi bir darbe indirdi. Deng, her şeye karşm, reform politikasını sürdürmekte kararlı gözüküyor ve "Reformlar otnrazsa, Çin'in sosvaiist modemizasronuna da. daha fazla demokrasiye de tıiaşamsytz" dıyor. sının ardından ocak ayının sonunda genel sekreterlik görevinden alınan Hu Yao Bang, merkez komitesine yeniden seçilirken, Başbakan Zao Ziyang'ın politbüronun belirlenmesinden sonra şu ana kadar vekâlet ettiği genel sekreterliğe asaleten atanması bekleniyor. Çin resmi haber ajansı Sinhua, önceki gün kongre çalışmalanyla ilgili olarak yayımladığı bir yorumda, "pazar ekonomisi"nin benimsenmesinin gereği üzerinde durarak şu görüşe yer verdi: "Çin halkı yanfeodal, yansömiirge bir toplumda sosyalizmi kurmanın doğru \olunu bulabilmek için ağır bir bedel ödemiştir. ÇKP'nin son dokuz yıllık pratiği, sonunda, doğru yolu bulduğumuzu göstermiştir." Bilindiği gibi, dokuz yıl önce Deng Siao Ping, ekonomik reform politikaları uygulamaya başlamıştı. Pekin'deki siyasal gözlemciler, 13. Kongre'nin Çin Halk Cumhuriyeti'nin loırulduğu 1949 yılından beri toplanan en önemli kongrelerden biri olduğu görüşünde birleşiyorlar. Kongrenin aldığı kararlar arasında en önemlisi, siyasal planda bir reform yapılarak parti ile hükümet görevlerinin birbirinden aynlması ve partinin günlük işlerdeki rolünün azaltılması oldu. Bu karar tam olarak uygulanabildiği takdirde, partinin "her yerde hazır ve nazır" rolünün, dolayısıyla siyasal baskının önemli ölçüde hafiflemesi umuluyor. Rum kesiminde seçitn yarrşı tZZET RIZA YALIN LEFKOŞA Güney Kıbrısda 1988 şubat ayında yapılacak başkanhk seçimleri kampanyası resmen başladı. Rum Meclisinin çıkarttığı Propaganda Yasası'na göre, seçime katılacak başkan adaylan, üç ay boyunca radyoTV konuşması yapacak. Kıbns Rum Radyo Yayın Kurumu, Rum Temsilciler Meclisinin geçirdiği yasanın eşit uygulama ve yayın süresi uyarınca 29 ekimden itibaren dört başkan adayının iki dakikalık demeç ve bildirilerini yayımlamaya başladı. Adayların demeçleri, radyonun 19.30'daki anahaberleri ve saat 20.30;daki TV haberleri içinde veriliyor. Rum başkan adaylan olarak DtSt Genel Başkanı Glafkos Klerides, DİKO Genel Başkanı Spiros Kipriyanu, AKEL'in desteklediği bağımsız aday Yeoryios Vasiliu ve EDEK Genel Başkanı Vasos Lissarides, önceki gece (cuma) saat 21.00'deki haberlerden sonra on beşer dakikalık ilk konuşmalannı yaparak, değişik konular üzerinde durdular. ANADOLU BANKASI Sizin için... Türkiye için! Yaşam anlayışı ile, zevk kalitesi ile süratle gelişen ülkemizin beklentilerine uygun, gerçek bir armağan cenneti... Sektörün en büyük ve en ünlü üreticileri... Dünya markaları birarada... Pazarlama potansiyeli, prezantasyon kalitesi, olağanüstü iştirakçi kapsamı ile sektörünün nitelikli tek fuarında... Üstelik Türkiye'deki tek amaca uygun ve her türlü modern altyapıya sahip dünya standartlarındaki tek özel fuar merkezinde... ELSANATLAW'Ö7HEDİYELK^ 87/ffiZ3ftHifSfflRZ«/re»7 Elektrikü Ev H e d i y e l e r i ^ '87 3 " 8 K A S I M 1987 HIUX)NCX)NAEVnON&EXHIBmONCE\TER zMRETSMILERl:U.0021.00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle