17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhuriytt Matbaacıbk ve Gazetecıbk TUrk Anonırr. Şırketı adına Nadir N»di 0 Genel Yayın Müdürü Hasan Cenal, MüesseM Muduru: EmiiK UpUıgU. Yazı tşlm Müdürü: Okay GonCTisn, • Habcr Mcrkezı Muduru Y«lçın Baytr, Sayfa Düzenı Yönetmenı AB Acu, • Temsılcıler ANKARA Vatfiıı Dofan. IZMlR Hikmd Çctinkayau ADANA Ctlal Blştangıç. Istar.bul Habcrlerı: Erina Akyıldız, Dış Haberler: Ergun Bala. Ekonomı Osnun Ul*g«y, Kılltür Cetal Usttf, Spor Danışmam Abdulkadir Vacdmuı, Düzelıme Refik Durbaş, BdımEgıtım Şahin Alpat. lşSendıka Şukran Kflcnci. YuT Haberler: Ntcdrt Dotuı, Dızı Yazılar Kmm Çalışkın, Erzurum MehnKt Gnltekin, Bursa Levenl Gtnçtllj. • Koordınaıor Ahmtt Konıisan. 9 Malı Işler Erol ErVul, • Reklaın \)>* TonlhEk Yayınlar Hııly» \k>ol • Idare Husryın Gurrr, Işlejme Ondcr Çdik, Bılgılslem N«il InaJ. Basan vt Yayan. C«mhurty« Malbaacıük vt Gaamalık TJ^Ş. TUrk Oatı C«d 39/41 Cıtatojlu. J4334 Ist, PK 246lnanlml. Td 512 Oî 05 (20 hal), Tdex 22246 F«. (1) 526 60 Burolar Ankmr»; Zıya Gokalp Bl* Inkılap S. No 19/4, Tel 133 II 4147. Tda 42344 FM; (4) 133 82 64 • Imttr. H Zıya Blv :352 S 2/3. Td 13 12 30. Tekx 52359 Fu (51) 13 12 30 • Adra: Inönu Cad 119 S No ] Kaı 1, Td 145501*731. Tdo 62155 Fıx. (7li) 28 046 TAKVtM 13 KASIM 1987 lmsak: 5.14 Guneş 6.41 Öğle: 11.53 lkindi: 14.30 Akşam: 16.55 Yatsı: 18.17 'Havarsuderken, toprak kirlendi Türkiye'de toprak kirlenmesi sanayi ve kentleşmeye bağlı olarak önemli boyutlara ulaşıyor. Toprak suyunun niteliğinin bozulması, bazı tarım alanlarmın çoraklaşmasına yol açıyor. ASUMAN ABACIOĞLÜ~ İZMİR Türkiye topraklanrun sanayileşme ve kentleşmeye bağlı olarak kuietici etkiler altında kaldığı ve kirlenmenin giderek önemli boyutlara ulaştığı bildirfldi. Topraklaruı kirlenmesine ve toprak suyunun niteliklerinin bozuîmasına yol açan en tehlikeli gelişmelerin "tuzhı veya boriu solarla" sulanarak çoraklasan tanm alanlannda görüldüğü belirtildi. tstanbul Universitesi Orman Fakultesi Toprak llmi ve Ekoloji Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Dogan Kantarct'nın gerçekleştirdiği araştırmalara göre, Türkiye1 deki toprak kirlenme olaylanndan biri, Karabük Demir Çelik Fabrikası ile Çaycuma Kâğıt Fabrikası"nın atıklan tarafuıdan kirlenen Filyos Çayı çevresinde görülüyor. özeUikle Çaycuma'dan Karadeniz'e kadar uzanan 20 kilometrelik kesimde Filyos toprak kirlenmesine de Soma ve Yatagan termik santrallarının çevresindeki topraklar örnek olarak gösteriliyor. Doç. Kantarcı, araştırmasında Soma termik santralırun küllerinin kimyasal bileşiminin çimentoya benzediğini vurgulayarak topraklann çimento ile kaplanmasının yam sıra santral küllerinin içindeki metal ler le de kirlendiğini soyledi. Yatagan termik santralında günde 14.400 ton linyit yakıldığını ammsatan Doç. Kantarcı, santralın bacasından günde 1300 ton kükürtdioksit gazırun havaya yayıldığını; sisli, çığlı ve yağışb havalarda çevreye asit yağmuru gibi inen kükürtdioksit gazırun kireç taşından oluşan topraklarda verimin yitirilmesi tehlikesine yol açtığım belirtti. Araştırmaya göre, kükürtdioksit gazının etkisiyle bitki örtüsü tamamen kayboluyor, topraklar çıplaklaşıyor ve erozyon ortaya akıvor. Bu arada Yatagan termik santralında yakılan linyitte bulunan uranyumun önemli kısmının baca gazlan veya külleri ile atmosfere verileceğini ammsatan RÜ. Nükleer BU. Enst. Dr. Meral Eral, "tster baca gazlan, isterse kiil ile olsun çevre>e >ayılan aktif radyoaktif madde zamanla topraklarda radyoaktif kiriilik yaratabilecek ölçiide göhinmektedir" dedi. Samsun çevresindeki 5.795 hektar alanda ormanın yok olmasına neden olan Göktaş Bakır üretim tesislerinden atmosfere verilen kükürtdioksit gazımn, Samsun bakır kompleksinin çevresindeki bitkiler üzerinde de zarara yol açtığı belirlendi. Ormanların yok olduğu alandaki topraklann da çok şiddetli erozyonla kaybedildiği göruldü. KJŞ aylannda ısuuna amacı ile linyit kömürü ve fueloil kullanımının artmasının, özellikle rüzgâr hareketlerinin yetersiz kaldığı kentlerde şiddetli bir hava kirliliği yarattığı belirtilen araştırmalarda Ankara, Erzurum, Kayseri ve Eskisehir'de havadaki kükürtdioksit miktarlarının çok yüksek olduğu, bu düzeydeki kükürdioksit miktarlannın kentlerin bahçe topraklannda ve yakın çevrelerindeki topraklar üzerinde asit yağışlan neden i ile hızlı kirlenmeleri neden olacağı vurgulandı. Ege Universitesi Ziraat Fakültesi'nden Doç. Dr. Ersin Önoğur, baca ve eksoz gazlarındaki kurşun miktarlarının da Izmir ve Kayseri'de yapılan ölçümlerde, yıldan yıla kent topraklannda arttığmın görüldüğünü söyledi. Çevre kirlenmesi "cemre" gibi geliyor SBF Dekanı Prof. Devrez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Universitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi Dekanlığı'na Prof. Dr. Güney Devrez atandı. 1938'de Zonguldak'ta doğan Devrez, 1961'de Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. Aynı yıl fakültenin tşletme tkıisadı ve Muhasebe Kürsüsü'ne asistan olarak giren Devrez. doktorasım 1966'da verdL 1970'de doçent olan Devrez. 1980'de profesörlüğe yükseldi. 19661967 yıllarında Fulbright bursundan yararlanarak ABD'ye giden Devrez. 1982'den bu yana dekan yardımcılığı, 10 Ağustos 1987 tarihinden bu yana ise dekan vekilliği görevini yapıyordu. dıklan sık ormandan kacarken arkalarında bir polısın cesedinı bıraktılar Peru hükümeti bir sure önce olağanüstü hal ılan etmiş ve gerıllaların bulunduğu bölgeye askerı bırlıkfer göndermiştı Bılindığı gıbı Peru'da, "Aydınlık Yol' adlı "Maocu" olarak bılınen, dağlarda Kızılderilı kabıleleri ile biriikte gezınen kanlı eylemlerı ve "keskin devrimcıliği "yle ünlü bir başka gerilla hareketı daha var (Fotoğraf: Reuter) Peru da Tupac Amaru Devrımcı Hareketı ne Peru güvenlik kuvGerillalar fotoğrafçıya yakalandı vetlerının ızlemesınden kaçarlarken fotoğrafçılarabağlı gerillalar,Gerilla grubu. saklanyakalandılar. ABD'ye 'Modern Türkiye' filmi ANKARA fCumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye'yi Amerika'da tanıtmak için Amerikalı filmcilere iki film yaptırıyor. Ülkenin tanıtımında prestij filmi olacak olan "Modern Türkiye"de, Türkiye'de artık uçak üretildiği belirtilerek ilk F16 uçağının göruntülerine yer verildi. Turizm ağırlıklı olacak ikinci programın, Amerika'daki 180 televizyon istasyonunda gösterimi, filmin yapımcısı Walter Clain tarafından garanti edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu filmi TV istasyonlarına ücretsiz verecek. Fabrikadan çıkan gazlar çevredeki toprağı da zehırliyor. Çayı'ndan abnan sularla sulanan tarım alanlannda verimin azaldığı, örneğin artık karpuz yetiştirilemediği gözleniyor. YineMalatya Bez Fabrikasının atık sulannın kanştığı sular ile sulanan topraklarda buğday ve arpadan başka bitkinin yetiştirilemediği bildiriliyor. Bursa yöresindeki Nttüfer Çayı'nuı kurşun, çinko, krom içeren sulanyla sulanan tarım alanlannda zamanla bir toprak kirlenmesinin söz konusu olacağı ileri sürülüyor. Termik santrallann yarattıjb ABD'de, Reagan'ın atamalarını, kamuoyu 'veto* ediyor Günah yargıçları Reagan, ABD Yüksek Mahkemesi'ne uçiıncu kez yargıç atamak zorunda kaldı. Reagan'ın birinci adayı Bork, "ırkçt" suçlamasıyla Senato'da reddedildı, ikinci adayı Ginsberg "gençliğinde uyuşturucu kullandığınt" itiraf edip adaylıktan çekıldi. 3. aday Kennedy'nın yaşaını, FBI tarafından didik didik edildi. koya dönüştü. "Neden hayır denıiyorsunuz" Nancy Reagan'ın uyuştunıcuya karşı mücadele kampanyasının sloganı idi. Durumun bu boyutlara erişmesi üzerine Beyaz Saray yetkilileri Ginsburg'a baskı yaparak adaylıktan çekilmesini sağladılaı. Ginsburg skandalı konusunda muhafazakâr Cumhuriyetçiler, Adalet Bakanı Edward Meese'i sorumlu tuttular. FBI'nın gerektiği kadar iyi bir soruşturma yapamadığıru, Meese'in Reagan'ı ikinci kez mahçup ettiğini iddia ettiler. önceki gün Reagan üçüncü adayı, yargıç Antbony Kennedy Beyaz Saray'da yaptığı basın toplantısıyla açıkladı. Reagan kızgın bir suratla Kennedy'i de "mubafazakâr" bir yargıç olarak tanıttı. Sacramento, Kaliforniyalı olan Kennedy, San Francisco başmahkemesinde yargıç olarak görevliydi. Kennedy, basın toplantısında ailesi ile belirdi ve "sadık bir eş oldugunu, "hiç ayuşturucu kulUnmadıgım" gösterdi. FBI yetkilileri bu sefer Kennedynin soruşturmasının çok dikkatli yapıldığını, en ince detaylanna kadar hayatında ne olup bıttiğınin öğrenildiğini söyleyerek Reagan'ı rahatlattılar. Bir FBI görevlisı "O kadar ki, arbk başparmagını emmeyi ne zaman bırakbgı dahil hakkında hcr şeyi biliyonız" dedi. Reagan, Kennedy1 nın adaylığını açıklamadan önce Beyaz Saray'da kendisı ile göruştu, ayrıca Kennedy'i senatörlerle görüşturdü. Yapılan kamuoyu yoklamalan Amerikalılann esrar kullarumı ile pek fazla ılgilenmediklerini, ancak muhafazakâr olup da "tövbekâr" olanlan "ceBşldli" bulduklarını eösterdi. V Ç Reagan ın yüksek mahkemeye atadığı ılk yargıç Bork, aşın muhafazakârlıktan kaybettı Ikıncısı' uyuşturucu kullanma nedenıyle çekılmek zorunda kaldı Uçuncu olarak atanan Yargıç Kennedy ıcın bir FSi görevlısı Parmağını emmeyı ne zaman bıraktığını bıle araştırdık ' dedı tfadelerde "o" olarak bahsedilen başta Nancy Reagan olmak üzere bütün muhafazakârlann savaş açtıklan uyuşturuculardan biri Marujuana, esrar ya da afyon. Olaylar Reagan'ın aşın Muhafazakâr Yüksek Mahkeme yargıç adajı Robert Bork ile yenilgiye uğrarr.asından sonra aday gösterdiğı yargıç Ginsburg ile basladı. Bilindiği gibi Bork, Amerikan tarihinde ilk kez rastlanan buyük bir çoğunlukla Senato'da 58'e 42 oyla reddedilmişti. Giderek popülerliginı kaybeden Reagan, bunun uzenne daha überal olarak degerlendirilen genç yargıç Ginsburg'u aday gösterdi. Bir hafta içinde Ginsburg hakkında peş peşe doğrulanan bir dizi olay ortaya atıldı. önce Adalet Bakanlığı'nda çalıştığı yıllarda kablo televizyon endustrisini ilgilendiren büyük bir davaya bakmakla görevli olduğu sırada Kanadalı bir kablo televiz>on şirketinde büyuk miktarda hissesi olduğu ortaya çıktı. Bu tutumu yasalara karşı olmamasına rağmen, adalet ahlakı ile çeliştiği için eleştiriye uğradı. Ardından Ginsburg'un Adalet Bakanlığı'nda çalıştığı suıe içinde yalnızca 34 kez mahkemeye çıkmış olduğu, bu nedenle Yüksek Mahkeme yargıçlığı için yetersiz kaldığı öne süruldu. Buraya kadar bütun muhafazakârlar Bork konusunda olduğu gibi katı partizanlıklanyla Ginsburg'u ve Reagan'ı desteklediler. Bir sure sonra, Reagan'ın "muhafazakâr" olarak tanımlamasına karşın Ginsburg'un pek bir standartlara uymadığı anlaşıldı. Kolej yıllannda bir sure ABD çapında bilgisayarb bir çöpçatanlık şirketi kurmak üzere okuldan ayrıldığı ortaya çıktı. Son olarak 1975'e değin ara sıra esrar kullandığı öğrenilince, bu sefer muhafazakâr Cumhuriyetçiler de Reagan'a ateş püskürmeye başladılar. Ginsburg'un "Genç bir ögretim görevlisi iken esrar kullandıgım" doğrulamasma rağmen Reagan, adayını desteklediğini yinelemek için bir basın toplantısı yaptı. Ancak bas:n toplantısı gazetecilerden birinin "neden bir hayır demiyorsunuz Sayın Başkan" şeklindeki sorusu ile fıyas ATIK SU TOPRAĞI ÖLDÜRÜYOR Muzır bulunan bir kitap daha ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Basbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu Başkanlığı, bir kitabı daha "muzır" buldu. Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu Başkanlığı, Karadeniz Ereğlisi Cumhuriyet Savcılığı'nın 26 Eylül 1987 tarihinde Dr. Cihat Içelliler'in "Kadın ve Erkeklerde Cinsel Sorunlar ve Kesin Tedavileri" isimli kitabı ile ilgili çalışması sonucunda, kitabın "Küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak , nitelikte" oldugunu kararlaştırdı. Deterjan sahnede Büyük kentlerde toprak kirlenmesine yol açan diğer bir etken ise deterjanlar. Bu konuda yapılan bir araştırmada, kentlerin aük sulannda yüksek miktarda deterjan bulunduğu, bu sularla sulanan park, bahçe ve sebze bahçesi toprakla"un olumsuz yönde etkilendiği belirtildi. Gelişigüzel yığüan çöplerin yol açtığı ağır metal kirliliği, lstanbul'un BurgazÜmraniyeMerdivenköy çöpluklerinin suianrun suladığı topraklarda, Kemerburgaz çöpluğünden sızan sularla kirlenen topraklarda ve Kâğıthane ile Sütlüce derelerinde görülüyor. Tuzlu sulama sulannın yarattığı ve Türkiye için karakteristik sorun olan tarım alanları kirlenmesine en çarpıcı örneği Konya Ovas oluşturuyor. Bu alanda 1334 hektar toprağın 10 yılda tuzlanacağı bildiriliyor. öte yandan Sarayköy Kızıldere ile Germencik Omerbeyli'de açılan jeotermal kaynaklardan çıkan tuzlu, sodyumlu ve borlu sularla sulanan topraklarda tuzlanmamn arttığı saptandı. Jeotermal kaynaklardan gelen sular büyük Menderes Irmagının sulanna kanşıyor ve bu su ile sulanan Nazilli, Akçay, Yamalak, Aydın ve Söke Ovalan'nda 130 bin hektar tarım alanının tuzlanma ve bor ile kirlenme tehlikesi altında olduğu bildiriliyor. çevre uzmanlan şöyle diyorlar: "tımir cevresiadeki tanm topraklannda ölçükn radyoaktivite değerlerinin insanlara zarar verebilecek seviyede olmadığı, fakat topraklann kontrol altında tutulması gerektigi bildirilmiştir. Gerçekten söz konusu topraklaria benzeri topraklann süperfosfat gübreleri ile aşın olarak gübrelenmeleri, bir radyoaktivite sorunu yaratabilecek gibi görünmektedir." ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK 'Sadık bir eş' olmama kıstasından sonra Amerikan politikası son günlerde jyuşturucu kullanma hummasına tutuldu. En muhafazakânndan en liberaline degin bir dizi politikaa, kamuoyu Onüne çıkıp en son ne zaman uyuşturucu kullandıklannı ifşa etmek zorunda kaldı. Bu konudaki son örnekler şöyle: ABD Devlet Başkanı Ronald Reagan'ın Yüksek Mahkeme'ye yargıç adayı olarak önerdiği Dougla» Ginsbnıs: "Pişmaıuın. oma gençlikle herkesin bsşına geliyor." Demokrat Parti 1988 başkan aday adaylanndan scnatör Robert Gore: "Keşkt hiç vipmasaydım. ama kolej ögrencisiydim, Vielnam'da askerdim, benim kusagımdaki onlarca milyon Amerikalı gibi ben de onu yaptım." Demokrat Parti'nin diğer bir aday adayı Arizona'nın eskı valısi Bnıce Babbitt: "1960'larda ben de bir kolej ofcrencisiydim, tvnca gıınevde medeni haklar avukatıydım. Tabii onu kaUaDdım." David Boıvie'ye AIDS testi DALLAS (AA) Ünlü rock şarkıcısı David Bowie, bir kadının, kendisine tecavüz ederek, AIDS virüsü bulaştırdığını iddia etmesi üzerine, AIDS testinden geçmeyi kabul etti. Sanatçının avukatı tarafından yapılan açıklamaya göre, rock "starı" Bome, hakkındaki bu suçlamayı çürütmek ve AIDS virüsü taşımadığmı kanıtlamak için teste tabi tuıulmaya razı oldu. Kimliği açıklanmayan bir kadın, Bov/ie'yi geçen ay, konser vermek üzere geldiği Dallas'ta, bir otel odasmda tecavüz etmek, ardından da AIDS virüsü taşıdığını söylemekle suçlayarak, sanatçı hakkında dava açmıştı. Ham puan 4 Prof. Günalp: ÖSVde daha bilgili öğrenci seçilecek ANKARA (ANKA) öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkam Prof. Altan Günalp, ÖSY sınavında yapılan son değişiklikler konusunda bir değerlendirme yaparak, "ÖSY sınavında yapılan son değişiklikler daha bilgili ve kaliteli ögrencilerin secilmesini sağlayacakür" dedi. ÖSYM Başkam Altan Günalp, ÖSYM'nin üniversitelere bilgi düzeyi yüksek öğrenciler göndermeyi amaçladığını belirterek, "Ham puanı sıf ırdan dörde çıkardık. Örnegin matematikten en az dört neti kalmayan ögrencinin o puan türii ve puana baglı tercihi geçerli olmayacak. Sonuçta bu oğrenci mühendislige gjremeyecek. Öyleyse, ögrendnin bu sınavda daha bilgili olması gerekecek" diye konuştu. Günalp, birinci basamak sınavında yabancı dil testinden alınacak puanın doğrudan ÖSS puamna ekleneceğini de hatırlatarak, şöyle dedi: "Birinci basamak sınavı sonucuna göre bir yükseköğretim programına girecek öğrencinin yabancı dil bilgisine sahip olması gerekiyor. Çünkü bu programlarda zaten yabancı dil okutuluyor. Yabancı dil sınavı yapmadan bu adaylan birinci basamak sınavı sonucunda bir yükseköğretim programına yerleştirmek dognı olmazdı." Altan Günalp, yaptığı açıklamada, ÖSYS kılavuzlannın basım işlemlerinin tamamlanmak üzere oldugunu da kaydederek birinci basamak sınavına 400500 bin öğrencinin girmesinin beklendiğini ve toplam 700 bin sınav küavuzu basılacağını belirtti. Günalp basımı tamamlanan kılavuzlann okullara gönderilmeye baslandığını ifade ederek, "Kılavuzlar okullara ulaşır nlaşmaz öğrenciler alabüir. Baş•uru tarihi olan 23 kasımı beklemeye gerek yoktur" diye konuştu. tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) UNICEF Türkiye Temsilcisi Sarojini Abraham ve UNICEF üst düzey danışmanı Prof. Dr. Carl Taylor, Türkiye'de uygulanması plarılanan. "öğretmenimammuhtar" üçlüsünün sağhk hizmetlerinde görevlendirilmesiyle bebek ölumlerinin yüzde 50 azalacağmı belirttiler. UNICEFin, sağhk hizmetlerinin yeterli ölçude ulaşamadığı yörelerde, oğretmenlerin de sağhk hizmetlerinde kullanılması hakkındaki görüşlerini açıklayan Sarojini Abraham, sağhk hizmeI Î H 9 O İ İ A ı n ı e f ı ı r u ^ M o n Ingtltere'nin başkenti Londra'da yapılan Oünya Güzellik tinin yalnızca Sağhk BakanhğıU U ^ C İ I H V U a l l l i y d l l a l l Yarışmasrnı Avusturya Güzeti Ulla Weigerstorfer kazan na ait olduğu düşüncesine inanıldı. Yeni kraliçe 20 yaşında, 1.80 boyunda ve veterinertik öğrencisi. Yarışma öncesi favori gösterilen Venezüela dığını, ancak oğretmenlerin de güzeli Albani Lozada Jimenez ikinci gelirken, izfanda guzeli Anna Margret Jonsdottır da uçünculükle yetindi. Türk sağhk hizmeti verebilecek kişiler güzeli Şebnem Dinçgör ıse finale kalamadı. Geleneksel Dünya Guzellik Kraiiçesi Yanşmasrnın 37'cinsi Londra'nm arasında yer aldığını söyledi. Royal Albert Satonu'nda duzenlendi ve yeni kraliçe 78 ülkeden gelen guzeller arasından seçildi. (Fot*#raf: AP) UNICEFin annenin sağhk bilgi Oğmtmenimammuhtar bebekieıi kurtaraeak lerı açısından eğitilmesi gerektiği inancını vurgulayan Abraham, şu göruşlere yer verdi: "Çocuk ölümlerini azaltmak için şimdi çok ucuza mal olan yöntemler var. Bazı bilgileri annenin bilmesi ile çok şe> halledilebilir. Çocuk ölümleri bu >öntemlerle çok kola> duşurülebilir. Oğretmenlerin, imamlann. muhtaıiann bilgilendirilmeleri ile sağlık hizmetinde kullanılması yararlı sonuçlar veriyor. Onlar doktor olmuyoriar ama anneleri ve toplumu eğitiyorlar. bazı tutum ve davranışlan değiştiriyorlar." Prof. Carl Taylor, bazı ülkelerde öğretmenlerin çok meşgul olmalan nedeniyle bu tür hizmetlere zaman ayıramadıklarını belirterek, "Bir çok ülkede şu açığa çıkmıştır ki, çocuk sağlığında doktor değil, anne önemli" dedi. Sağlık hizmetlilerinin yapacaklan en önemli görevin, anneyi bilgilendirmek oldugunu savunan Prof. Taylor, sözlerini şöyle sürdurdü: "Köylerde anne doktoıia direkt bağlantı içinde değil, ama öğretmen doğrudan bağlantı içindedir. Yapılması gereken, imammuhtaröğretmen üçlüsünün, annenin eğitilmesi için bir gnıp çalışması içinde olmasını sağlamaktır. Sağlık gorevlileri, şu yapılsın, bu yapılsın diye önerilerde bulunur, prensipler belirlerler. Ama bunların ne kadar uygulandıgını kontrol edemezler. Ogretmenimammuhtar üçlüsü, bu uygulamaların nasıl yapıldığını kontrol eder ve sağlık görev"ilerine bilgi verir." Bu üçlunün araya girmesiyle UNICEF'ten Türkiye için özel proje L'ÂiiCEF Türkiye Temsilcisi Sarojini Abraham, "Çocuk ölümlerini azaltmak için şimdi çok ucuza mal olan yöntemler var. Bazı bilgileri annenin bilmesi çok şeyi halledebilir. Öğretmeniınammuhtar üçlüsünün bılgilendirilmesi çok yararlı sonuç veriyor"dedi. toplumun sağlık görevlilerine yaklaşımının değiştiğini, onlara başvurma oranının yükseldiğini savunan Prof. Taylor, toplumdaki yanlış inanışlann da bu yöntemle daha kolay silinebildiğini söyledi. Çocuk sağlığını koruma yöntemleri olan aşılama, ishalde ağızdan sıvı tedavisi, anne sütü ile beslenme ve dengeli beslenmenin evde çözümlenebilecek ve başarılabilecek yöntemleri oldugunu vurgulayan Prof. Taylor şöyle dedi: "Kolay, ucuı, basit yöntemlerte bilinçli anne tarafından çocuk saglığı korunabilir ve tüm topluma yaygmlaşünlabilirse çocuk ölümleri vuzde 50 oranında azalacakür. Aşılanan çocuk hastalanmayacak, çocuk ishalden ölmeyecektir. Anne, solunum yolu enfeksiyonunu baştan teşhis eder ve önlem alırsa o çocuk yaşayacaktır." Sahte eczaneler artıyor ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) Türk Eczaalar Birliği Merkez Heyeti üyesi Adnan Ülkü, Adana'da yaptığı basın toplantısında, "Oda Vygunluk Belgesi" uygulamasının kaldırılmasından sonra sahte eczane sayısının arttığmı öne surdü. Türkiye'de halen 10 bin eczanenin bulunduğunu, bunlardan bin kadarınm ise sahte oldugunu ileri süren Ülkü, "Sahte eczaneleri isimleri ve adresleriyle biriikte SSYB'ye ilettiğimiz halde hiçbir işlem yapılmadı. Sahte eczane açılmasmı önleyen ve yasada da zorunlu tutulan 'Oda üygunluk Belgesi' yasa hükmü hiçe sayılarak bir genelgeyle ortadan kaldırıldı" dedi. Turistik Otel Derneği yöneticilerinden'pahalı'sözüne tepki' Avrupa'nın en ucuzu Uludağ BURSA (Cumhuriyet Bürosu) Yaklaşan kış sezonu öncesinde, Uludağ yüzünden turizmciler birbirlerine girdi. Otel işleten turizmciler, fiyatlar konusunda, yurtdışına turist götüren firmalan suçluyorlar. Uludağ'da yıllardır çalışanlar, bölgenin, Avnıpa'nın en ucuz tatil yeri oldugunu savunuyorlar ve Uludağ'daki fiyatlar ile ilgili haberlerin altında yurtdışına turist götürme kavgasının yattığını iddia ediyorlar. Türkiye'nin en önemli kış turizm merkezine şimdiye değin sürekli "iivey evlat" işlemi yapıldığını da söyleyen Turistik Otelciler Derneği yöneticileri, Uludağfiyat ikilemi hakkında şunları söylüyorlar: "Uludağ'ın içi bizi, dışı başkalannı yakıyor. Davulun sesi karşıdan hep hoş gelir. Ama gelin göriin ki, gercek hiç de öyle degildir. Kış donemı oncesinde, turizm şirketi de bulunan gazeteler sürekli yanlış haberleri yayarlar, ardından da, 'Biz şu kadar ucuza Avrupa'ya turist götürüyonız' şeklindeki ilanlan basarlar. Uludağ pahalı mı? Kesinlikle hayır. Uludağ'ı pahalı gösterme çabalan, hep bir hesaplaşmanın ürunüdur. Biz 16 bin 950 liraya miişteriye çıkacak yemeği mal ediyoruz. Yatak parasını da katarak 2540 bin arasında fiyat istiyoruz. Uludağ'daki fiyatlan eleştirenler, bizim yurt ekonomisine olan çok önemli bir katkunızı göz ardı ediyorlar. Fiyatlanmızın ucuzluğu, ulaşım kolaylıklan nedeniyle dövizin yurtdışına çıkmasını önliiyoruz. Teşekkiir beklerken de eleştiri alıyoruz. Ama başta, Kültiir ve Turizm Bakanlığımız dahil hiçbir yetkili kuruluşumuz bize elini uzatmıyor." Turistik Otel Derneği yöneticileri, devlet kuruluşlannın, otel işleticileri ile Uludağ'da haksız rekabete girdiğini de savundu. Bu dernek yöneticilerine göre, çahşanlann yararlanması için yapılan kamu kurumlarının so.syal tesisleri, Uludağ'da para harcayacak kişilere çok ucuza yararlandınhyor. Kainu kurumlarının Uludağ ile ilgili asıl görevlerini yapmadıklannı söyleyen dernek yöneticileri şoyle diyorlar: "TEK, Karayollan, DSİ, Köy Hizmetleri'nin asıl görevi, alryapı hizmetlerini bulunduklan yörelere götiirmektir. Ancak bu kuruluşlar, otelciliğe soyunuyoriar. Çahşanlann diışıik fiyatlarla kış sporlanndan yararlanmasına bir şey demiyoruz. Ama misafirhanelerin tümünden, parası bol olan kişiler yararlanıyor. f Uludağ'daki otelciîerin kış öncesindeki en büyük sorunlannın ilgisizlik olduğu öhe sürülüyor. Otelcilere göre, Uludağ'ı denetleyen kuruluşlann yetki kargaşası, sorunların buyümesine yol açıyor. "Bir sorunumuz olduğunda kime başvuracagımızı şaşınyoraz" diyen otelciler, Orman Genel Mudürluğu'nun, jandarmanın, Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın ve Bursa Valiliği'nin kış uygulamalarının birbirini tutmadığını da aktararak şoyle konuşuyorlar: "Uludağ'da turizmcilik yapıyoruz, 'ortada sıçan oyunu'nu oynuyoruz. Sorunumuzu aktardıgımız kamu kurumları bizi bir oraya bir buraya sevk ediyorlar. Bakın, henuz beldenin otopark sorunu çözumlenmedi. Çok geç başlanılan yol onanmı, hava koşulları nedeniyle yarım kaldı."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle