15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHLR/YET/10 HAVA DURUMU Mgiye gfrc. yurtun luay v» do0u keımlen parçj* p * buluftj. K n d m e ve DoOu Anadoiu M<g<teri Iç Anadotu'nun kuny dojusu yer yw « O a n * pfelı. MeM yeher « ı k oeÇMM H * » SCMOJĞI: Aalacak RÛZGAR Kuoy ve doOu itntKuen ona tamette yurdun tauey tesımltmde kuvvetli. ytr fv losa sürBU lıruna şettnde olacak Dendenle yıldız v» poyralafi 35. Marmara. Kuzey Ege ve Kndeniztte aman oman 68 Kuvvetinde sa« t » 2 1 Mmara, Kuay E p w Kndenrte 28M dmz m i haü e m k . DB*Z: Itormara. Ege ve Kandane parç* çok taMu. Kan d r i z s a f t » * yafel. AMeriz « * g « K a * Oeni2 muBdıi dalgalı. Marman Kısey Ege ve Karadeniz'de nman omın kaba üalgaiı oluo götü$ uoHıftı 1Q km. y<tı$ iUn yertenle 35 ton dotymda oöc*tır OENİZ SUYU SICAKLIKLARt: bandenın Fetaye V Anımur Alanya FînıKe Mersn ve Gıme'nde 26. Anm HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN 30° 13° Mamsa 20° 11° K Mataş 20° 9°Mersn 20° 3*Muçu 22° 12° Muş 27° 13« NtOöe 24° 12° Ordu 22° 11° ftn 23° 10° Samsun 27° 11° Sıırt 20° 13° Scncc 27° 14° Sıvas 22° 6°TekırdaC 20° 10° Trateon 27° 7°Tunceiı 16° 12° Uşa* 20° 12° Van 20° 11° Yteoai 26° 9°Zonguklak B B B 6 A A Y Y Y A Y A B Y B B B B Y 26° 14° 26° •;" 29° 11° 27° 13° 21° 11° 25° 12° 22° 16° 23° 17° 21° 18° 23° 10° 21° 15° 25° 7° 22° 10° 21° 17° 25° 13° 2J°12° 21° 11° 23° 7° 22° 12° 4 EKİM 1987 DÜNYA'DA BUGÜN leleoraioıı GeW Mudurtüju nden aımst Mei i ÎF 17° r>yart>akır B V 20° 16° Edırne' B B 32° 16° £r:ı"tcan v B 26° 17° Erzwun V A 21° 5°Esluseıw Y 6 1 ^ '0° Ga7 ânteo B A 34° :0° Gnesun V A 30° 17° Gumushare Y V 24° 12° Hairtar B B 26° 16° Ispana B B 21° 14° Isartoul B Y 22° 12° Izmır Y 20° 11° Kars B 25° 10° Kastamonu Y Blya<U25. Mamw«le24 Isn'de23. Kuşadas; ve Çesmefle 21. Oıkılıde . Y 19° 12° Kayseu 2a Çaruldale %wlık Sroc lelordaj Gıresun ve Hopa'da 19. Florya B 20° 15° Kırtda*ı Samsun Tratuon ve Inebo'u ia 18. Kumkuvde 17 dereceO» Van göiunde Buna haw parçai 12 DuiuOu geçecek. 'uzglr kuay ve doOu yöflierden ha'.' r a CanaUale B 17° 13° Konya Y 19° 12° Kutahya sıra ota kyvvette esecek GAI kuçuk MgaJı okıp B*'uş uakDği 10 kri Dia Conım Y 26° 14° Matttya ca» : acık tbuluHu J A acık B Muüu K kariı S 5Sk Y ' ' &.Leningrad 'XJ: Mosfcova •Berlin C ^ , Varşova Amsterdam Amman Attna Bagdat Barceıona Baseı I f fHfinîn^ . ^^^Jc. Y A B A Y Y Y Beigrai S Befln S Bonn B Brükseı Budapes» S A O A A Dubayı Frankiurt S A GınK B HcisıfK: A Kahoe Kocenlng B S ttnn 13° 40° 25= 38° 23° 14° 13° 15° 14° 14° 13° 17° 39° 40° 15° 31° 7» 36° 12° 1«° t. 31C .ermçrac S Mııano Montreaı MosMKa Muran O510 Pans Pıag Sotya Şam feı Av>v Venedık 23° 16° 9° A 10° MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLARI Vrak, Vrak... S A A S A A A A 1Î 40= 20° 15° 33" 34° 11° 23° 21° •6° Kahirem Imzacılara kapı göründü (Baştarafi 1. Sayfada) reddeden TBMM Başkanı Necmettin Karaduman'ın "anayasaya aykırı" tutumu hakkında genel görüşme için olağanüstü toplantı çağrısı hazırladı. Çağrıya imza koyan ANAP ve SHP'li milletvekillerine f)artilerinden disiplin tehlikesi ortaya çıktı. TBMM Başkanı Necmettin Karaduman'ın Meclisin olağanüstü toplanması için 101 millelvekilinin çağnsını reddetmesine tepkiler dün de sürerken, DSP Genel Başkanı Bülent Fxeviı Ka raduman'ı "emir kulu"na benzetti. DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Dülger de Karaduman'ın yetkilerini aştığını belirterek, "kabuslo içinde çırpınan iktidann elini yasama organına uzattığını" söyledi. Dülger, Başbakan Özal'ın "Bizans oyunlan oynanmak isteniyor" sözlerini de yanıtlayarak, "Asıl Bizans oyunu bunlann yaptığıdır. Bir tiiriii doyurulamayan sallanat ihtiraslannı tatmin için çareler aramaktadır" dedi. İmzacı milletvekilleri TBMM Başkanı Karaduman'ın olağanüstü toplantı çağnsını reddetmesinden sonra izleyecekleri yöntemi görüşmek üzere dün sabah yeniden toplandılar. TBMNî halkîa ilişkiler binasında yapılan toplantıda, Meclisin bu kez Karaduman'ın tutumu hakkında genel görüşme için olağanüstü toplantıya çağnlması kararlaştınldı. Olağanüstü toplantı çağnsını ilk inızalayanlar arasında DYP grup başkanı Hüsametlin Cindonık da yer aldı. Meclisin olağanüstü toplanması konusundaki ikinci çağrı önergesini dün 95 milletvekili imzaladı. Imzacılar daha sonra bir basın toplantısı düzenleyerek, Karaduman'ın anayasaya aykırı tutumu hakkında genel görüşme yapmak üzere TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağn önergesinin yann verileceğini söylediler. İmzacı milletvekilleri, ayrıca Karaduman hakkında anayasayı ihlal ettiği gerekçesi ile savcıhğa, suç duyurusunda bulunmayı da kararlaştırdılar. Bu arada imzaa SHP milletvekilleri dün SHP grubunu toplamak için girişimde bulundular. 14 milletvekilinin yazılı çağnsına karşın SHP grubu toplanamadı. Nükleer bomba iddîalam Öte yandan Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in gelişmeleri izlediği, hukuk danışmanı Prof. Şeref Gözübüyük'ün bu konuda bir mutalaa sunduğu öğrenildi. SHP Genel Başkanı Erdal Inönii de dün partisinin milleıvekili adayları ile vaptığı görüşmede "isyancı miUetvekillerini" disiplin kuruluna vereceğini açıkladı. ANAP Genel Başkan Başyardımcısı Mehmet Keçeciler ise. olağanüstü toplantı çağrısına imza koyan 16 ANAP milletvekilinin ihraç istemiyle merkez disiplin kuruluna verildiğini açıkladı. ANAP'tan ihraçları istenen imzacı 16 milletvekilinin adları şöyle: "Ahmet Doğru (Artvin), Şerafettin Toktaş (Balıkesir), Nadir Pazarbaşı (Sakarya), Ahmet Özkan (Çankırı), Saffet Sakarya (Çankırı), Özgür Barutçu (Diyarbakır), Hüsamettin Konuksever (Edirne), Cemal Büyükbaş (Eskişehir), Akif Kocaman (Gümüşhane), İbrahim Turan (Gümüşhane), Mehmet Kafkaslıgil (İstanbul), Aziz Kaygısız (Kars), Fahri Şahin (Malatya). Atila Sin (Muş), Süleyman Yağcıoğlu (Samsun), Aydın Baran (Siirt). (Baştarafı I. Sayfada) nı Kenan Evren'e bu konuda özellikle danışacağını söyledi. Ziya Ül Hak, talep edilmesi halinde Pakistan'ın KKTC'yi ilk tanıyan ülke olacağını bildirdi. Pakistan'ın başkenti İslamabad'a yarım saat mesafede Ravalpindi1 deki sarayında bir grup Türk gazetecisini kabul eden Pakistan'ın güçlü adamı General Ziya Ül Hak, Türkiye ile Pakistan halkları arasındaki özel dostluğun pekişmesi için Kenan Evren, Turgul Özal, Başbakan Junejo ve kendisinin büyük çaba harcadığını kaydetti ve amaçlannın iki ülke arasındaki ticari ilişkileri ve ortak yatırımları arttırmak olduğunu söyledi. Ziya Ül Hak'ın, Türkiye ile Pakistan arasındaki özel dostluğu vurgulayan sözleri, Ravalpindi'deki sarayının girişinde, kendi fotoğrafının hemen üzerinde asılı duran Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in fotoğrafıyla pekişiyordu. Pakistan Devlet Başkanı General Ziya Ül Hak'ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle: Şu anda Pakistan'ın gündemindeki en önemli konu. nükleer programına ABD larafından yoneltilen eleştiri. ABD yönetiminden ve Kongresi'nden ne tür beklentileriniz var? ZİYA ÜL HAK İlk nükleer reaktörümüzü, Kanada'nın yardımıyla Karaçi'de kurduk. Bu tarihten itibaren, Batıda çalışan Pakistanlı bilim adamları da ülkelerine döndüler. Nükleer teknoloji iki yanı keskin bir kılıca benzer. Hem yaralayabilir hem de koruyabilir. Pakistan, elindeki bu gücü barışçıl amaçlarla kullanma yolunu seçti. Ancak nükleer kulübe üye olanların sayısı sınırlı olduğu için, gelişmekle olan bir ülkenin bu güce sahip olmasını istemiyorlar. Şu anda bölgenin güvenliği açısından Pakistan, ABD için önemli bir bağlantı. Bu yüzden de Pakistan'ı kızdırmak istemiyorlar. Ama aynı zamanda, Hindistan'a, Pakistan'dan daha farkIı davranıyorlar. Pakistan Vlüslüman bir ülke olduğu için, nükleer teknolojinin İslam âleminde yayılacağı kaygısmı taşıyorlar. Oysa aynı teknoloji İsrail'in elinde de var. Ama İsrail küçük ülke diyorlar. Bu durum, ABD'yie olan diğer ilişkilerimizde güçlükle karşılaşmamıza yol açıyor. ABD'deki güçlü Yahudi lobisi, Pakistan'ın aleyhine çalışıyor. ABD yardımmın şu anda askıya alınma nedeni budur. Türkiye'deki bir firmanın, Pakistan'a nükleer bomba yapımında kullanılan uranyumun zenginleştirilmesi için elektronik aygıtlar sattığı ve ABD'nin bunu durdurmak için Türkiye'ye baskı yaptığı yolunda haberler çtktı. Türkiye ile Pakistan arasında nükleer bomba yapımında isbirligi soz konusu mu? ZtYA ÜL HAK Daha önce de söyledim, biz bomba yapmıyoruz. Nükleer teknolojiyi barışçıl amaçlarla kullanıyoruz. Pakistan'la Türkiye'nin iyi ilişkileri var, ama bomba için işbirliği yaptığımız söylentileri asılsız. Bu tür haberlerin arkasında muhtemelen Yahudi lobisi var. Pakistan'ı yıkmak istiyorlar. Türkiye ile Pakistan'ın dostluğunu çekemeyenler, bu tür haberler yayıyorİar. 1974 yılında dönemin Başbakanı Zülfikâr Ali Butto'nun, nükleer bomba yapıını için Türkiye'ye işbirtiği önerisinde bulunduğu yolundaki iddialara ne diyeceksiniz? ZİYA ÜL HAK Bunu duymadım. Sanıyorum, bu da politik amaçlı söylentilerden biri. Süper güçler arasında bir yumuşama ortamı sağlandı. ABD ile SSCB arasında orta menzilli nükleer füzelerin kaldınlması konusunda ilke anlaşmasına \anlmasi, ileride Afganistan konusunda bir anlasma sağlanraası ihtimalini güçlendiriyor mu? ZtYA ÜL HAK Sovyetler Birliği Afganistan'ı işgal etmekle büyük bir hata işledi. Bu hata Gorbaçov'dan önce işlendi ve Soyvet liderinin de bunu bir hata olarak gördüğü artık çok açık. Gorbaçov çok veçheli (sophisticated) bir kişi. Onun yarattığı diyalog ortamı sonunda ABD ve SSCB orta menzilli nükleer füzelerin kaldınlması konusunda ilke anlaşmasına vardılar. Bu görüşmeler sırasında Afganistan sorunu da gündeme geldi. Moskova, Afganistan'daki birliklerini geri çekmek istiyor, ama asıl sorun, bu ülkeden birlikler çekildikten sonra bu küçük ülkeye ne olacığı? Afgan halkı, Sovyet birlikleri geri çekildikten sonra, nasıl bir rejim istediğine kendisi karar vermeli. Pakistan'da son zamanlarda meydana gelen teror olaylannın ardında Kabil rejiminin bulunduğu suçlaması >'apılıyor. Bunu onlemek için ne gibi önlemler almayı planlıyorsunuz? ZİYA ÜL HAK Maalesef terorizm olgusuyla iç içe yaşamayı öğreneceğiz. Pakistan halkı, terörle mücadele konusunda Türk halkının deneyimlerinden yararlanmalı. Terörle, kafaca da mücadele edilmeli. Ziyaretim sırasında Cumhurbaşkanınız Kenan Evren'le bu konuyu görüşeceğim. Türkiye, terörü başarılı bir biçimde yok etti. Bu konuda Türkiye'nin deneyimlerinden yararlanmamız gerek. Kıbns Rum yönetimi Kıbns sonınunu üç yıllık bir aradan sonra BM Genel Kurulu'nun gündemine getirdi. Sorunu, uluslararasj platforma getirmenin yaran olacagına inanıyor musunuz? ZİYA ÜL HAK Kıbns konusunda Genel Sekreter Perez de Cuellar'ın önerilerini kardeşim Denktaş kabul etti. ö b ü r tarafsa reddetti. De Cuellar'ın çabalan sonuç verirse, sanınm sorunun çözümü yolunda Kıbns Türklerinin istediği yönde bir sonuç çıkar. Uluslararası konferanslann yararma inanmiyorum, uluslararası konferansa giden bir sorun yok oluyor. KKTC Cnmhurbaskanı Rauf Denktaş, Rum yönetiminin uzlaşmaz tavnnın sürmesi haünde KKTC'nin konumunu güçlendinnek gerektigini söyledi. Sizin, buna nasıl bir katkınız olabilir? ZİYA ÜL HAK Talep edilirse, Pakistan KKTC'yi resmen ilk tanıyan ülke olacaktır. Ergıın'ıın açıklaması (Baştarafi 1. Sayfada) kıcı anlatımına uymamak düşüncesiyle) cevabım kısadır. Bu savcının bir dönemde ülkeyi felaketlerden korumak için yapılan hizmetleri ve adalet mercilerinin kararlarını gölgelemeyi amaçlay*ı açıklamalarına malzeme vermemek için iddiaların tümünü çürütecek olan önemli gerçekleri vurgulamakla yetiniyorum. Yüce Türk milleti çok iyi bilir ki, Türk ulusu adına adalet dağıtmaya yetkili tek merci mahkemelerdir. Sıkıyönetim.komutanları, usul kanunları hükümlerince mahkemelere emir vermek veya müdahale etmek yetkisinde değillerdir. Esasen şerefli Türk hâkimleri buna müsaade etmezler ve görevim süresince böyle bir örnek görülmemiştir. Usul kanunları komutan ile mahkeme heyetlerini kesinlikle birbirlerinden ayırmıştır. Komutanlar ve onlara bağlı kolluk kuvvetleri sadece sanıkları bulmak ve suç delilleriyle birlikte bir tezkereyle savcılara teslim eimekle görevlendirilmişlerdir. Bu sevk işlemi sonunda savcılar ya soruşturma açarlar veya tahkikata mahal görmeyip dosyayı kaldınrlar. Bunun binlerce örneği görülmüştür: Bu savcının kendi oğluna yaptığı gibi. Yukarıda belirttiğim kayıt ve şartlar içinde yüzlerce savcı ve hâkimle mesai temasım olmuştur. Beni ve iddia sahibini onlar çok iyi tanırlar. Benim hiç ayırım yapmadan olaylar ve suçlular üzerine müsamahasız gidişimi herkes bilir. İddia sahibinin ise ne derece usulsüz tavır ve teşebbüsleri olduğunu da çok iyi hatırlarlar. Bu savcı müteaddit kereler beni bu sorumsuz hareketlerine ısrarla alet etmek istediğinde, karşı koydum. Bizzat kendisi açıkladığı için üç örneğini cevaplıyorum: 1. 12 Eylül sabahı Milli Güvenlik Konseyi tebliğleri gereği faaliyetleri durdurulan siyasi partilerin ve derneklerin kapıları mühürlenirken, savcı kendiliğinden bir siyasi partinin genel merkezinde arama yapmıştır. Komutanlık 12 Eylül günü ve devamında bir aylık sürece hiçbir savcıya, polise ve askeri birliğe (arama) görevi vermemiştir. Hele siyasi partilere ait işlemler için mevcut yasalar sadece Cumhuriyet Başsavcısına yetki tanıdığından, böyle bir işlem yasal olarak da mümkün değildi. 1402 sayılı sıkıyönetim yasasına 8.10.1980 gün ve 2310 sayılı yasayla getirilen ek yetkilerden sonra siyasi parti binalan aranmıştır. Savcının 12 Eylül gününe ait iddiaları işte bu nedenle asıl ve esastan uzaktır. 2. Bir başka siyasi partinin üyelerini mahkeme tahliye ettiğinde, savcı benden yeniden tedbir koymamı talep etmiştir. Açıkça belirttiğim gibi ben mahkeme değildim; üst mahkeme hele hiç değildim. Talebi hayretie karşıladım ve reddettim. 3. Sayın Ecevit hakkında savcının soruşturmaya başladığı tarihlerde görev de değildim. Yerime başka bir komutan vekâlet ediyordu. Gazetenizin manşetinde yer alan görüşmelerin vukuu mümkün değildi. Kamuoyuna saygı ile arz ede KONUK YAZAR SHP'li Angın gazeted tokatkuh ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün dün Ankara'da milletvekili adaylarıyla yaptığı toplantı sırasında. SHP Parti Meclisi üyesi Cahit Angtn. tartıştığı bir gazeteciyi tokatladı. Angın, toplantının sonuna doğru Hürriyet gazetesi muhabiri Emin Koç'un yanına giderek, gönderdiği bir yazının gazetede neden yayımlanmadığını sordu. Emin Koç da bunun kendisini aşan bir durum olduğunu, gazeteye girecek yazı ve haberler konusunda karar veremeyeceğini anlattı. Angın, bunun üzerine Koç"a "Sen gazeteci degilsin" diye çıkıştı. Toplantıdan sonra salonun çıkışında yeniden Emin Koç'un yanına gelen Angın, yazısının neden yayımlanmadığı sorusunu yinfeledi. Aynı yanıtı alınca Koç'u yeniden gazeteci olmamakla suçladı. Hürriyet muhabiri, "Böyle davranamazsınız. Siz de politikacı degilsiniz" deyince sinirlenen Angın, Koç'u tokatladı. Olay, Angın ve Koç'un yanındaki partililer ve gazeteciler tarafından yatıştırıldı. Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanı Hasan Çakalkurt, olayı kınadı. YSK Kararı ve Sonuçları 2 Doy. Dr. Hikmet Sami Türk Yüksek Seçim Kurulu'nun ikinci gerekçesi, doğrudan dogruya "kontenjan adaylıfcı" kavramı ile ügilidir. Kurula göre, "Kontenjan veya merkez adaylıgı müesses*si, stçime giren bir partinin, tözüğüDde kabul eltigi aday bdirieme yonCemi ne olursa otsun, merkez organıoın beUriemesiyle milletvekili seçilmesini istedigi bu partiliye öncelik verilmesini öngöriir. Bu, partilinin kişisel olarak oy potansiyeli bulunmayın bir seçim çevresinde, onse(im soouçian ne olursa olsun. o partilinin seçihnesine yöneliktir. Kontenjan adayhğının yapısında yer alan bu hususlar da, bu kavramın partiyle degil, adayla olan bağlaabsını ortaya koydugu için, en çok oy alan partinin kontenjan adayının seçilmiş sayılmasına dair kanun hükmbnün, o parttye ek bir milierveldli kazandınnak anlamına geiemeyeceginin delilidir." Hemen söyleyelim ki; Siyasi Partiler Kanunu'nun 38. maddesinin Ûk metninde düzenlenen "merkez adayhgı" ile 3270 ve 3377 sayılı kanunlarla onun yerini alan "Kontenjan adaytıgı" kavramlan özdeş değildir. Eski anlamıyla "merkez adayügı", siyasal partilerin yerel örgütlerince yeterince tanınmamış, o yüzden önseçimde kazanma şansı az, ancak çeşıtlı alanlardaki Lzmanlığı, bilgi ve tecrubeleriyle parlamentoda yararlı hizmetler verebilecek kişilenn milletvekili secilmelerine olanak sağlamak düşüncesine dayaiı bir kunım iken; "kontenjan adaybgı", bu düşünceyi arka plana iterek, dogrudan doğruya seçim sisteminin bir parçası olarak işleyecek bir kuruma dönüşmüştür. O nedenle eskiden merkez adaylarının seçilmesi, siyasal partilerin kendileri için elverişli gördükleri seçim çevrelerinin aday listelerinde d'Hoodt usulü nispi temsil sistemine göre, seçilme şansı olan bir sıraya konmak suretiyle sağlanırken; 3270 ve 3377 sayılı kanunlann getirdiği yeni düzenlemeye göre kontenjan adayları, bütün partilerce zorunlu olarak aynı seçim çevrelerinden gösterilmekte ve çoğunluk sistemine göre seçilmektedir. O nedenle Yüksek Seçim Kurulu'nun "merkez adayhgı" kavramının artık geçerliğini büyük ölçüde ynirmiş, eski anlamında hareket ederek, yeni anlamıyla "kontenjan adayhgı" için onun amacına ters düşen bir sonuca varması doğru degildir. Kaldı ki, Yüksek Seçim Kurulu'nun bu konudaki apklamalan çelişkilidir de. Çünkü, "kontenjan adayhgı" kurumu ile izlenen amaç, "merkez organınm beürienmesy\t mifletvekilJ" seçilmesi istenen partililere "önceük" vermek olsaydı, siyasal partilere bu tür adaylannı Siyasi Partiler Kanunu'nun 38. maddesinin ilk metninde öngörüldüğü gibi aday listelerinin uygun sıralanna yerleştirme hakkı tanmırdı. Oysa yeni düzenlemeye göre kontenjan adaylanrun seçilıncsi, eskiye oranla daha riskli bir duruma gelnüştir. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu'nun da beh'rttiği gibi, bir seçim çevresinde "konteajan adayınıo milletvekilti|ini kazanmas", artık "mensup oklugn parÜma, o cevrede en çok oy almaana bagianjnış buhınmaktadır." Dolayısıyla Yüksek Seçim Kurulu'nun "kontenjan adaykgı" kavramında var saydıgı amaç ile buna ulaşüracak araç, birbirine uymamaktadır. Bunun nedeni ise, eski "merkez adayhgı" kavramının yeni "konlenjan adaytıfı" kavramında amaç ve nitelik defışikliğine uğramasıdır. Bu değişikliği dikkate almamak, Yüksek Seçim Kurulu'nu yanılgıya düşürmüştür. keye dayanırlar. Çoğunluk sistemkrinde yarar ilkesi, nispi temsil sistemlerinde adalet ilkesi on plandadır. Işte demokratik rejimlerde seçim sistemleri, her ülkenin kendi koşullanna göre, bu iki ilkeden birine Ustünlük veren ya da her ikisi arasında belirli bir denge gözeten yasal düzenlemeler niteliğindedir. Dolayısıyla bir ülkede nasıl bir seçim sistemi uygulanacagı, bu sistem içinde sözü geçen iki ilkeden hangisine ne ölçüde yer verileceği, Anayasa Mahkemesı'nin çesitli kararlannda da belirtildiği gibi bir siyasal tercih konusudur (6). Bu çerçeve içinde bazı ülkeler iyice oturmuş, yerleşmiş seçim sistemlerine sahip oldukları halde; diğer bazı ülkeler, anılan iki ilke arasında sürekli yeni denge arayışlan içindedırler. Türkiye, halen ikinci gruptaki ülkeler arasındadır. Açıktır ki siyasal tercihler, siyasal kararlar veren organlarca yapılır. Seçim sistemi tercihi ise, yasama organına aıl bir yetkidir. Dogal olarak yasama organının belirli bir dönemdeki seçim sistemi tercihi, daha sonra yerini bir yenisine bırakabiür. Seçim sistemi arayışlan, ülke koşullanna en uygun olanı buluncaya degin devam edecekür. Bugun Türkiye'de yürürlükteki seçim sisteminin, nispi temsil sistemlerinin ayıncı özelliği olan adalet ilkesinden tam anlamıyla uzaklaşunldığı ve çoğunluk sistemlerine yaklaştınldıgı, hatta "kontenjan adayhgı" kurumunun bu gelişmenin bir parçası olduğu bir gerçektir. Ancak bu konudaki siyasal tercihler, siyasal mücadelelerin konusudur. Görevleri mevcut yasaları uygulamak olan organlar, bu mücadelenin içinde yer almamalıdır. Herhalde seçim sisteminin adaletsız yönlerini gidermek, bu arada kendi görüşüne uygun bir seçim sistemini uygulamaya koymak, Yüksek Seçim Kurulu'nun görev ve yetkileri arasında değildir. Oysa kurul, 24.9.1987 tarih ve K.428 sayılı karanyla "konteajan adayhgı" kurumuna 3270 ve 3370 sayılı kanunlarla değişik Siyasi Partiler Kanunu'nun 38 ve Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 34. maddelerinin açık sözüne aykın, üstelik Anayasa Mahkemesi'nin yukanda sözünü ettiğimiz görüşüne ters düşen bir anlam vermek suretiyle yürürlükteki seçim sisteminin karma niteliğini ortadan kaldırmış; yasama organının siyasal tercihi yerine kendi tercihini koymustur. Böylece Anayasa Mahkemesi'nin 1968 yılında 25.5.1961 tarih ve 306 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 20.3.1968 tarih ve 1036 sayılı kanunla değişik 32. maddesindeki baraj hükmünü iptal ederken düştuğü hataya bu kez Yüksek Seçim Kurulu düşmüştür. Hatta Yüksek Seçim Kurulu'nun kararı, seçimler sonucunda ortaya çıkacak siyasal tabloyu bdkı de daha geniş ölçüde etkileyecektir. Bu karar, yalnız 1 Kasım 1987 milletvekili genel seçimi için kontenjan adayı gösterilen seçim çevrelerinde geçerli oylaruı en çoğunu alan partinin aday sıralamasıru bozmakla kalmayacak; bu seçimin getirecegVi parlamento aritmetiğini de önemli derecede degiştirecektir. örneğin Yüksek Seçim Kurulu'nun yorumu, kontenjan adayı gösterilen seçim çevrelerinde bu yoldan birincı büyük partiye gidecek millervekilliğini genellikle ikinci büyük partiye vereceği ve böylece en çok oy alan partinin aleyhine isleyeceği için; ülke genelinde birbirine yakın oy almış iki büyük partiyi parlamentoda hiçbiri tek basına hükümet kurmaya yeterli bir çoğunluk elde etmeksizin denk güçlerle karşı karşıya getirebüir; ülke, yeni bir koalisyon hükümetleri dönemine girebilir veya çözümü güç hükümet bunalımlanna sürüklenebilir. Yüksek Seçim Kurulu, bu veya benzeri sonuçlan göğüslemeye hazır mıdır? Kurul, böyle bir sorumluluğun altına girmemeliydi. Üstelik kurul, sadece yasama organının siyasal tercih alanına girmekle kalmamıs; kontenjan adaylığjna ilişkin hükümleri fiilen ilga etmekle bir bakıma Anayasa Mahkemesı'ne ait bir yetkiyi de kullanmıstır. Oysa anayasanın 6. maddesinde belirtildiği gibi, "Hiçbir kimse veya organ, kaynagını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz." Yüksek Seçim Kurulu, Türkiye'de çok partili demokratik rejimin en güzel buluslanndan biri olan seçimlerin yargı organlannın yönetim ve gözetimi altında yapılması Ukesinin kabulünden bu yana başarılı hizmetler vermiş, serbest ve dürüst seçimlerin başlıca güvencesi durumuna gelmiş bir anayasal kuruluştur. Bu kurulun siyasal tercihlerle ilgili tartısmalar arasında yıpranmasına hiç kimse razı olamaz. O nedenle Yüksek Seçim Kurulu'nun hatalı karannı bir an önce gözden geçirip düzeltmesi, demokratik rejimin geleceği açısından da büyük önem tasımaktadır. (6) Omegin bk. Anayasa Mahkemesi 3, 4 ve 6.5.1968, E. 1968/15, K. 1968/13 (Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, S. 6, S. 167); 1.3.1984 E. 1984/1, K. 1984/2 (Resmi Gazete, 1.5.1984, S. 18388, s. 2024); 22.5.1987, E. 1986/17, K. 1987/11 (Resmi Gazete, 18.9.1987, S. 19478, S. 68). UnsaPın Türkeş'e yanıü Sayın Uğur Mumcu 12 Eylül Adaleti başlıklı dizi yazınıza bir açıklama gönderen Alpaslan Türkeş, açıklamasının son bölümünde "Soyer'in marifetlerinden biri de CHP eski senatörlerinden Niyazi Ünsal'ı MHP senatörü olarak gösterip onun mektuplarındaki suçlan ileri sürerek idamımızı istemesidir" demektedir. Benim konu edilen mektubumda hiçbir suç unsuru yoktur. Ben MHP militanlarının seçim çevremde yaptığı saldırılan, baskıları, insanlık dışı davranışlan bir eğitimciye anlatıyorum. Bunlara uyan, katılan ve destekleyenleri kınıyorum. Bunlarla her zaman ve her yerde mücadele edeceğimi yaayorum. İsterlerse mektubun tam metnini de yayımlatabiliriz. Bu işlemde bir suç varsa o da; anayasanın güvencesi altında bulunan haberleşme özgürlüğünün Türkeş tarafından çiğnenmesidir. Benim İlköğretim Müdürü Arif Tekin'e yazdığım özel mektup Arif Tekin'in eline geçmeden MHP militanlannın eline geçmiş oradan da Türkeş'e ulaşmıştır., Bu durum o zaman Vali Mehmet Şahin ve emniyet müdürü tarafından tutanaklarla saptandı. Bu tarihte kendileri başbakan yardımcısı idi. Söylerler mi benim mektubumu nereden aldılar. Nasıl ele geçirdiler? Benim mektubum öyle ya da böyle Türkeş'in gizli kasasında veya masasında ne geziyordu? O zaman başbakan yardımcısı olarak suç işleteceksin, suç işleyeceksin, haberleşme özgürlüğiinü ortadan kaldıracaksın şimdi de suçu başkalarına yıkmaya çalışacaksın. Tam Türkeş'lik bir iş bu... Açıklfc un aynı yerde yayımlanmasını diliyorum. 3.10.1987. Niyazi Ünsal CHP Erzincan eski Senatörü Amerikan Elçisi Hupe. bir sosyalist ülke büyükelçisine şöyle demiş: özal, 300'ün üzerinde gelir; biz istiyoruz! Sosyalist ülke elçisinin adını saklı tutacağım. Bunu bir arkadaşıma anlattım: Doğnıdur, dedi, biz Amerikalılardan daha iyi bilecek değiliz ya! Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi LJu Hua ile eşinin Çin devriminin yıldönümü dolayısıyla, elçilıkte verdiği kokteylde, herkes seçimlerı mi konuşuyordu? Tahsin Saraç, Oralp Basım bir aradaydık. Çinliler Oralp Basım'dan domuz alıyorlardı Vehbi Dînçerler, Sedat Beyie (Celasun) konuşuyordu. Sedat Bey, öteden ben sever gazetecileri. Beni görünce: Haber almaya geliyor! diye mırıldandı gülümseyerek, sustular... Ntehbı Bey, politikayı bırakıyor. İsletmelerinin başına geçecekmiş. Mnan Kahvecı"y\e ikisi bir ara, Çin'e gitmişlerdi. v/ehbi Bey orada Çinlilere, Adnan Kahveci için: Bu da bizim komünistimiz! diye takılmış Çınlilerde Adnan Kahveci'ye bir saygı, bir ilgi... Vehbi Dinçerler'e Oralp Basım'ı tanıştırırken: Oralp Basım, dedim, izmit'te domuz çiftliği var hani? Oooo, dedi, tanıdım. Üretiminiz bol olsun beyefendi! Sedat Bey de, Nurettin Bey de (Ersin) çok zayıflamış, incelmişler. Içımden göbeklerıne hafiften dokunasım geldi! Nasıl oldu böyle? Yürüyoruz, dedi Sedat Bey... Nerede? Bahçede... Aldoğan dayanamadı: İhtilalciler böyle zayıflıyorlar mı? diye sordu. İhtilal yapbklarmda sişmandılar efendim! diye yanrtladı Sedat Bey'in eşi. Sedat Bey e sordum: Siz domuz eti yediniz mi? 'famişimdir! Bilmeyerek mi? Vboo, bilerek yamişimdir! Nurettin Bey'e sormadım artık! Çin Elçıliğındeki kokteyli, Meclis lokantasımn şefleriyle, çalışanları düzenlemişlerdi Ooo, tüm garsonlar tanıdık. Vıar vızır işliyordu servis. Abi, bir şey istiyorsan getirelim! Sağol! Oralp Basım, tüm çalışanları tanıyışıma şaşıyor! Çinlilerin kokteyiine, hükümet de önem vermiş olmalıydı; iki Konsey üyesi geldiğine göre. Konsey uyelerı, protokol sıralamasında Başbakandan önce gelıyorlar Bu Turgut Bey'i başlangıçta azıcık tedirgın eder gibi oldu; sonra sonra o da alıştı! Bakanhk Müsteşan da kokteylde Pek çok ülkenin büyükelçisi oradaydı. Sovyet Elçisiyle, Amerikan Elçisi de Necmettin Bey'in (Karaduman), anayasanın açık ruikmüne karşın, Meclisi toplantıya çağırmayıp, çağrı isteklerini reddetmesi çok kişiyi öfkelendirdi. Biri espri yapitı; bir çeşit kara mizah! Turgut Bey emretti, Necmettin Bey ret mi etti? Anayasanın 93. maddesi öylesine açık ki, şöyle diyor: "... Meclis Başkanı da dogrudan dogruya veya uyelerin beşte birinin yazılı istemi üzerine, Meclisi toplantıya çağınr." Ne zaman toplantıya çağınr? Meclis tatilde ya da ara verme durumundayken. Rkra devam ediyor 'Ara verme veya tatil sırasında toplanan Türkiye Buyuk Millet Meclisi'nde, öncelikle bu toplantıyı gerektiren konu görüsülmeden ara verme veya tatile devam edilemez" Fıkrada, Meclis Başkanı Necmettin Bey'in, itırazına yer verilmemiş. Beşte bir milletvekilinin çağrısına bir kez uyulsun, isteğin benimsenip benimsenmemesi. Mecliste tartışıldıktan sonra ortaya çıkar... Çağrıyı beğenelim beğenmeyeüm; anayasaya göre yapılmış bir çağrı... "Halkoylaması" nasıl Turgut Bey'in biroyunuysa, "erken seçim" de öyle bir oyundu Turgut Bey'e beş yıllık bir iktidar yolunu sağlama oyunu. Beş yıl daha 0 koltukta oturup ne yapacak? ismet Paşa'nın dediği gibi. şimdiye dek ne yapmışsa onu yapacak! Turgut Bey'le bir görüşmemiz sırasında, Bülent Ecevife güvendiğıni sezdirmişti satır arasında. Bülent Bey, oyları bolecek, Turgut Bey iktidarını sürdürecekti! Erken seçimle ilgili yasaya karşı çıkılabilir; SHP, Anayasa Mahkemesı'ne boyle bir başvuruda bulundu. Daha raportörün raporu hazır değil. Hazır olunca Anayasa Mahkemesi Genel Kuruluna gelip görüşülecek Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin de yasayı iptal etmeyeceği söyleniyor. SHP, "önseçim"\e ilgili bir itirazda bulunsaydı, belki "parti ıçı demokrasinin işletilmemesi" olayıyla ilgili bir iptal kararı çıkabılirdi, deniyor. Alman ozanı Goethe. şiirlerinın yabancı dillere çevrilmemesinı ıstermiş, Almancayı öyte severmiş ki, "Benim şiiıienm, bir başka dilde, böyle guzel anlaşılamaz" demeye getirirmiş. O öyle demiş, ama Akçadağ Köy Enstitüsü'nde marangoz ustası olan Nedim Şehitoğlu, kendi kendine Almanca öğrenerek, Goethe'nin "Kurbağalar" şiirini, taa o yıllarda Türkçeye çevirmiş. Bana, çeviriyi emekli ilköğretim müfettişi M. Cavit Alpaslan getirdi. Kurbağalar şiiri şöyle. "Donmuş havuz dibinde bekJeşen kvrbağalar/Ah, dediler, bir kere geliverirse bahar/Bir kere değivehrse ayağımız çimene/Bülbu! gibi öter gezeriz kime ne? Bu dünya birçoğuna hayal dünyası/Ne hoştur kurbağanın bülbul olma ruyası. Meğerse göz açıp kapanana dek yakınmış bahar./Şimdi çayıriar üstünde gezmede kurbağalar./Fakat sesleri yine bülbül sesınden ırak./Yine o eski kaba ses, yine o eski vrak vrak!" Akçadağ Köy Enstitüsü marangozu Nedim Sehıtoğlu'nun başka şiirlerı de varmış. Bunları bir yapıtta toplama olanağı bulamamış. Halk ozanı Hüseyin Çırakman, Cumhuriyet Bürosu'na uğrayıp odama bir mektupıa son yazdığı bir şiirini bırakmış. "Geliyor" başlıklı şiirin birkaç dörtlüğü şöyle: "Bir Kasıma rozır olun halkmvz,/Demokrasi ustalan geliyor./Ozüm gibi omcalarda salkımız./Eski koltuk hastalan geliyor! Geçen günlerine üzülmemişier,/Bir kaptan bir kaba süzülmemister,/Zavallı halk gibi ezilmemişlerJArpa unu pastalan geliyor! Demokrasi hiç götürmez nazan/Vsniden başlarsa mebus pazan/Hak ve özgürlükler boylar mezan/Hacı Arif Bey besteleri geliyor! Çırakman gerçeğe dönülmüyor ki/Çıkann ışığı sönulmüyor kiJAşağı tabana inilmiyor ki./Halktan kopuk listeteri geliyor!" Gazeteci doven polisiçin soruşturma tstanbul Haber Servisi Gazetemiz muhabirlerinden Fahrettin Kerim Avcı'yı önceki gece görevi sırasında döven polis memuru hakkında idari disiplin soruşturması açılırken, çeşitli kuruluşlar da yayımladıkları bildirilerle olayı kınadılar. İstanbul Haber Servisi'nde çalışan arkadaşımız Avcı, önceki gece genel güvenlik denetlemesini görüntülemek istemiş, ancak Eminönü Emniyet Amirliği'ne bağlı ekiplerde görevli iki polis memuru tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden dövülerek makinesi ve flaşı kırılmıştı. Olay üzerine dün Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası olmak üzere, çeşitli kuruluşlar saldınyı kınadılar. Mühabirimiz Fahrettin Kerim Avcı'yı döven polis memuru hakkında idari soruşturma başlattıklarını söyleyen İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar, memurun bir süreliğine ekiplerdeki görevinden alınarak merkeze verildiğini de kaydetti. Ağar, şunlan söyledi: "Olay, sadece basını değil bizi de ttzdii. Haberi duyar duymaz bemen önlemJerimizi aldık. Polis memuru hakkında idari disiplin soruşturması açtık. Hukuk çerçevesinde gerekli disiplin cezası verilecektir. Ancak bir arkadaşımızın yanlışlıgını tiim emniyete de mal edemeyiz. Bütün polis mensuplannı suçlayamayız. Aynca emniyet olarak pazartesi günü Fahrettin Kerim Avcı'nın da şikâyel ifadesini alacagız. Olay hakkındaki soruştunnamız sonuçsuz kfilmayacaktır." 7 yılda 250 bin gözalti (Baştarafi 1. Sayfada) Helvacı, Dernek Başkan Yardımcısı Lemant Fırtına, SHP Adana Milletvekili CUneyt Canver, hukukçular Turgut Kazan ve Mehmet Şerifoglu katıldı. İHD Adana Şube Başkanı Avukat Ülkü Tolunay, yaptığı açılış konuşmasında, olağanüstü dönemde cezaevlerine alınan insanların onurlarını koruma mücadelesi verdiklerini anlattı. 7 yıl süren bir olağanüstü dönem yaşanıldığını belirten İHD Başkanı Nevzat Helvacı da, bu dönemde 250 bine yakın insanın gözaltına almdığını, büyük bir bölümünün işkence gördüğünü söyleyerek, "Sorgulamalarda savaş hali uygulaması yapıldı. İşkence altında alınan ifadeler mahkumiyet için yeterli sayıldı ve adalet derinden yara aldı" dedi. Sağ ve sol görüşlü kişiler arasında aynm yapıldığına, farklı hukuksal kuralİar uygulandığma da değinen Helvacı, "Suçlann kökeni toplumsaldır. Bu suçlara toplum düzenindeki eşitsizlikJer ve çelişkiler neden olur. Toplumsai yapı degişikliğlnin nesnelligini göz ardı edemeyiz" diye konuştu. İHD'nin Ankara Güvenparkta yürüttüğü "Genel af ve ölüm cezalannın kaldınlması" imza kampanyası polis tarafından engellenmek istendi. Ankara Valiliği, imza kampanyasının ancak genel merkez ve eklentilerinde yürütülebileceğini bildirdi. Dalgalar deviremedi. O; tüberküloza yenik düştü. İnsanlık onunı demokratlığını sonuna kadar koruyan arkadaşımız 3. Seçim adaleti ilkesi Yüksek Seçim Kurulu kararının dayandıgı üçüncü gerekçe; dogrudan dogruya seçim adaleti ile ilgilidir. Kunıla göre, kontenjan adayı gösterilen seçim çevrelerinde şeçerli oylann en çoğunu alan siyasal partinin kontenjan adayının seçilmiş sayılacağına ilişkin hükmün, "O partiye ek bir milletvekili kazandırmak" anlamına geleceği yolundaki bir görüs, "Adalete, esitüte ve seçim bukukuna yön veren demoknıtik temsil Ukelerine ters düöyle anlaşılıyor ki, Yüksek Seçim Kurulu'nun yukanda incelediğimiz yasa hukümlerini veya kavramlan zorlama niteliğindeki ilk iki gerekçesinden sonra bu son cttmle; kurulu böyle bir karar almaya sevk eden asıl etkene de ışık tutmaktadır. Bir bakıma bu karar, seçim mevzuatında üst üste yapılan degisikliklerle adalet ilkesinden uzaklaşılmış olması karşısında kurulun duydugu tedirgioliğin bir ifadesi olarak kabul edilebilir. Bilindiği gibi seçim sistemleri, biri öncelikle bir ülkedeki siyasal partilerden hangisinin hükümet kurmaya yeterli bir parlamento çoğjiluğu kazanacagını belirlemeye ve ülke yönetiminde utikran saglamaya, diğeri siyasal partilerin parlamcntoda oiabildiguıce güçieri oranında temsilini saglamaya yöndik olan ve ilki "yarar ilkesi", ikincisi "adalel Sked" olarak adlandırılan iki temel il VELİ AŞIKÇI (Çöp Hasan) bugfln aramızda değil, saygıyla anıyonız. YSK'dan (Baftarafi 1. Sayfada) karara ikinci kez yaptığı itiraz ele alındı. Görüşme sonunda bu istemin reddedildiği bildirildi. özal, "Scçimlerde kontenjan adayının birinci sırada yer alacagına ilişkin karann" düzeltilmesini istemişti. ANAP, kontenjan adayının listenin birinci sırasında yer almaması gerektiği görüşünü savunuyor. Bu durumda çoğunluk sağlayan partinin kontenjan adayı ilk kazanan olacak. HALİT YILMAZ ve ARKADAŞLARI ISTANBüL İçinde ve ÇevrcsİMİe Çabftmlaak Üzcıc 1 Aityapı, Kollektör, Tünel veya Benzeri Injaatlarda, 2 Karayollan, Proje ve lnjaatlannda 3 Su İsale Hatlan, Şebeke, Pompa tsıasyonu ve Su Depolan Proje Işlerinde 4 Statik ve Betonarme Hesaplannda en az 5 yıl tecrubeye sahip İNŞAAT MÜHENDtSLERİ 5 Genç Mimar ve Teknik Ressamlar ARANIYOR tngilizce bilenler tercih edilecektir. UBM (ULUSLARARASI BİRLEŞMİŞ MÜSAVİRLER LTD. ŞTİ.) MOracaat: Buro Tl: 147 73 14 veya 130 52 54 Adres: Ihlamuryolu sokak 3/3 NİŞANTAŞİSTANBUL BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle