16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EKİM 1987 HABERLERIN DEVAMI CUMHUKlYtl/ll Körfez'de İpin Ucu.. (Baştarafı 1. Sayfada) ABD'de Iran terörü (Baştarafı 1. Sayfada) politikasına dönüşmesi ve bu politikanın Iran'ın daha da "tecrit edilmesi"ne dönük gelişmeleri içermesidir. Onun için VVashington1 un Körfez politikasının Ankara'da pek o kadar onay gördüğü söylenemez. Ankara'yı tedirgin eden bir nokta da şudur: İran'ın askeri açıdan Amerika tarafmdan iyice köşeye sıkıştırılması durumunda, Tahran, Kerkük'ü vurmayı ve Türklrak petrol boru hattını devre dışı bırakmayı deneyebilir. Ufuk Güldemir'in dün gazetemizde yer alan Washington kaynaklı haberinde bu hususun altı çizilmiştir. Amerikan Senatosu Dışilişkiler Kr> misyonu'nun Körfez raporunda, "Gerilim artarsa, Kerkük'teki stratejik petrol yataklan ve ratıneriier tehlikeye girer" denilmektedir. Oysa, Türkiye'nin bu bölgeyi, Yumurtalık petrol boru hattını, yaşamsal ekonomik bölge saydığı bilinmektedir... Türkiye, her geçen gün daha da hassaslaşan bıçak sırtmdaki dengeleri sürdürmek kararlılığındadır. Soruna bulaşmaktan ya da bulaştırılmaktan titizlikle kaçınmakta, bunun yerine denge unsuru ve diyalog köprüsü olmaya çalışmaktadır. Türkiye'nin bu konumunu sürdürmesi, ilgili taraflann da yarannadır. Dilegimiz, Körfez'de ipin ucunun elden kaçırılmamasıdır. bölgesi ile dünyanın diğer yerlerindeki ABD Büyükelçilik ve temsilciliklerinin en üst düzeyde alarma geçirildiğini bildirdi. ABD yetkililerinin, temsilciliklere, Iran tarafından desteklenen terötıstler tarafından bir saldırı düzenlenmesinden endişe ettikleri belirtiliyor. Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, ABD vatandaşlarınm tran'a seyahat etmemeleri yolundaki uyanyı tekrarladılar. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Phyllis Oakley, Iran'm ABD karşıtı bir politika izlediğini ve terorizmi desteklediğini belirterek, "Bölgede Amerikalılar için lehlikenin arttıgı kesindir" dedi. tran'm ABD saldınsına karşı ne gibi misiUemede bulunacağına ilişkin spekülasyonlar da sürüyor. Başkan Reagan'ın Baş Askeri Danışmanı Amiral William Crove, "İranlılann misiUeme için pek çok yol aradıklan kesin, ama büyük bir olasılıkla bunu daha önce yaptıklan gibi sinsice gerçekleştirecekler. Çünkü askeri güçleri buna yetmez" dedi. Suudi Arabistan'ın kuzeydeki petrol limanı "RasEl Kafi"de dün sabah meydana gelen büyük patlama sinirlerin gergin olduğu Körfez'de heyecan uyandırdı. AP, patlamanın sesinin 80 kilometre kadar kuzeydeki bir Kuveyt limanından duyulduğunu bildirdi. Bazı denizcilik kaynakları patlaraaya Iran tarafından atılan bir Silkworm füzesinin yol açmış olabileceğini belirttiler. Daha sonra gelen haberlerde ise, patlama nedeninin petrol tesislerindeki bir kaza olabileceği bildirilc|i. Bakanlar Kurulu toplandı manışın gerçekleşmemesini temenni etmek zorundayız. Nitekim dün Ankara'dan yapılan açıklamada haklı olarak bu hususa işaret edilmiştir. Açıklamada, "Türkiye, içinde bulunulan şartlann ağırlık ve ciddiyeti muvacehesinde, ilgili tüm taraflann her zamankinden daha fazla bir teenni, gerçekçilik ve sağduyu içerisinde hareket etmelerinin büyük önem taşıdığı kanaatindedir" deniliyor. Açıklamadan, Türkiye'nin aktif tarafsızlık politikasını sürdüreceği, taraflar arasında diyalog köprüsü olma işlevini devam ettireceği de ortaya çıkmaktadır Ankara'nın bu tutumu yerindedir. Son derece tehiikeli boyutlara bürünen tırmanışın herhangi bir biçimde kontrolden çıkmasını önleyebilmek için Türkiye, elinden gelen her çabayı göstermek durumundadır. Ama ne var ki, en başta savaşan taraflann ve bu arada VVashington'un, Türkiye'nin bu tutumundan belirli ölçülerde rahatsızlık duydukları bilinmektedir. İlgili taraflann her biri, Türkiye'yi kendi saflanna daha yakın görmenin ya da çekmenin peşindedir. Buna karşılık Türkiye'yi de öteden beri rahatsız eden bazı noktalardan söz edilebilir. Bunlardan biri, Amerika'nın Körfez'deki askeri varlığının gittikçe büyüyerek bir gambot Süleymanov Türk vatandaşı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu'nun dün akşamki toplantısında Mustafa Süleymanov, Türk vatandaşlığına kabul edildi. Bakanlar Kurulu aynca, dünya borsalanndaki krizi ve Türkiye'ye etkilerini değerlendirdi. Bakanlaı Kurulu yaklaşık bir aylık aradan sonra dün akşam Başbakan Turgut Özal'ın başkanlığında toplandı. Yaklaşık 3 saat süren toplantıda, dünya borsalanndaki kriz değerlendirilerek, bu krizin Türkiye üzerine olan etkileri ele aJındı. Ancak krizin bitmek üzere olduğu ve Türkiye üzerinde de bir etki yaratmayacağı görüşüne vanldı. Ayrıca, İzmir Menderes havaalanı, İstanbul Büyük Su projesi ve Kınık Tüneli'nin açılış tarihleri de saptandı. Kurul toplantısında öncelikle gerçekleştirilmesi gereken yatırımlar konusunda da değerlendirme yapıldı. UGUR MLMCU GOZLEM Nobel Sayfada) (Baştarafı 1. birikiminin kişi başına düşen üretımi hangi yollardan arttırdığını irdelemekteydi. Sotow'un çıkış noktası, toplumun gelirlerinin belirli ve defişmez bir oranını tasamıf altında tuttuğu düşüncesiydi. Nüfus ve işgücü arzı değişmez bir oranda büyümekte ve anamal yoğunluğu (ücretli başına düşen anamal) düzenlenebilmekteydı. Anamal yoğunluğu, ürün fiyatlan tarafından belırlenmekteydi. Ancak, anamal yoğunluğundaki artışın, üretime giderek azalan ölçülerde katkıda bulunacağını öne süren Solow, teknolojik gelişme eksikliğinin büyüme hızını azaltacağını, bu hızın yalnızca işgücü arzındaki artışa bağımlı kalacağını savundu. (Baştarafı 1. Sayfada) Kriz aüatıldı lu oldugunu" araştınnaya başladı. Bütçe ve ticaret açığı, doların değerindeki dalgalanmalar, faiz oranlannın yüksekliği gibi ekonomik nedenierin yaru sıra bazı uzmanlar bunalımdan doğrudan siyasi karar mekanizmasının yani Kongre ile Başkan Reagan'ın sorumlu oldugunu savunuyorlar. Bir yoruma göre, "WaU Street'teki facianm sonımlıdugunu yı birisi üstlenecek, ya da sorumlu Ink birinin üzerine yıkılıcak. Her iki donımda da 'sanık' 1988 seçimleriııde cezalandınlacak." Uzmanlann bazıları da krizden "yuppy" olarak adlandınlan genç borsacüan sorumlu tutuyorlar. Başkan Reagan, yaptığı konuşmada ABD Merkez Bankası'nın önceki gün piyasaya para enjekte etmeye haar olduğu yönündeki açıklamasının Wall Streett'i olumiu yönde etkilediğini belirtti. Reagan, diğer sa EVET/HAYIR AKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) seneiik rejim kolay kolay geri çevhlemez" demiş 1956'da... 1945'te başlatılan çoğulcu parti yaşantısından, demokratik işleyişinden geri dönülmeyeceğini belirtmiş. Oysa birkaç yıl sonra ne oldu? Demokratik rejimı geri çevirmek isteyenler, yeniden tek parti diktasma dönmek için kendılerine yollar arayanlar çıktı. Ama inönü'nün yıllar önce söyledikleri de gerçekleşti: "Ters istikamette demokrasi rejimi aleyhine gayretlersarfı lüzumsuzdur ve teşebbüs edenlertçin zararlıdır" demişti, "dünya başına zından olur" demişti. Öyle de oldu... Peki, bütun bu yaşanan acılar, deneyimler daha sonraki dönemlerde anımsandı mı? Yani 1960 sonrasının politikacılarına bir yararlı ders oldu mu? İnönü'nün "on bir senelik rejimn, bugün kırk bir yaşına bastı! 1946'dan beri demokrasi arayışı içindeyiz. Iktidara her gelen, önceleri "demokrasi demokrasi" diyor, ama yerini bırakmamak için demokratik rejimi tersine çevirmeye, yalnızca kendine yarartı kılmaya çalışıyor. Son günlerde ANAP lideri özal'ın Anayasa Mahkemesi'ne ve Yuksek Seçim Kurulu'na, kısacası demokratik rejimın sağlam biçimde ışleyışinde etkili her kişiye her örgute karşı çıkması anlamlıdır ANAP, Meclıs'e büyük bir çoğunlukla gelirse anayasai hakları, anayasal kuruluşları ortadan kaidırmak hesapları içinde görünuyor. İnönü'nün demokratik rejimi kim tersine çevirmek ısterse "dünya başına zindan olacaktır" sözünü anımsayınca bütün bunları düşünmek, düsündürmek bir görev oluyor. inönü, o konuşmasında bakın daha neler diyordu: "Milletin malı olan bu yeni hayat zorla değiştirilemez. Millet bunun lezzetını tattıktan sonra bunun elinden gitmesini çok lena karşıleyacaktır" Dostum Mustafa Ekmekçi'nin "Kılçtklı Bahklar"\nda hem yazın tadı veren, hem de belgesel önem taşıyan pek çok yazı yer almış... Ben yalnızca birini, bugünlere çok yakışan bir sorunu içeren bir konuşmayı örnek olarak sizlere sundum. Özellikle politikacıların bu kitabı okumaları kendileri için çok yararlı olacaktır. nayileşmiş ülke liderleriyie yakın ilişki içinde bulunduğunu ifade ederek "Resesyonla sonuçlanacak bir olay meydana gelmedi. Resesyon ancak İDsanlann ekonomik göstergelere aldırmadan ellerindekilerini satmaya kalluşmalan halinde oluşabilir" dedi. Tokyo: Tokyo Borsası'nda hisse senedi fîyatlannda rekor düzeyde iyileşmeler görüldü. 225 hisse senetlinin ortalamasından oluşan Nikkei Dow endeksi şimdiye kadarki bir günlük artıj rekorunu da kırarak 2037.32 puan kazanarak 23947.40 puandan kapandı. Loodra: Londra Borsası'nda işlemler başlar başlamaz hisse senedi fiyatlan tırmanmaya başladı ve Financial Times100 endeksi ilk saatlerde 180.1 puan kazandı. Ancak daha sonra bir ara gerileyen endeks, yeniden tırmanmaya başladı ve 173.1 puanlık artışla 1974.1 puana çıktı. Paris: Wall Street'te bunalımdan en çok etkilenen borsalardan biri olan Paris'te açılışta iyimser bir hava esti. Ancak Fransa Maliye Bakanı Eduard Balladur piyasalar sakinleşene kadar savunma ve clektronik fırması Matra'nın özelleştirilmesini erteleyeceklerini açıkladı. Balladur, Matra'nın gelecek pazartesi başlaması planlanan özelleştirme programının birkaç gün veya hafta ertelenebileceğini söyledi. New York: Saat farkı nedeniyle günün en son açılan borsası New York'ta Dow Jones endeksi açüır açılmaz 25 puan yükseldi. Olumiu havayla birlıkte yükseliş devara etti, açılıştan 2.5 saat sonra endeks 195 puanlık bir artışla 2000 puanı geçerek 2035.14 puana yükseldi. Borsada işlem hacminin yüksek olduğu ve iyileşme dönemine guildiği beürtildi. Bu arada 1987 Nobel Ekonomi ödülünü kazanan Amerikalı ekonomi profesörü Robert Solow ABD'nin dış ticaret ve bütçe açığın;n önde geldiğini söyledi. Ankara şe ile karşılamıştır. "nrmanmanıo durdunılması ve savaşın diğer ülkelere >ayılmasını önlemek amaayla, başta komşuluk ve dostluk baglanmız bulunan tran ve Irak olmak üzere, tiim Körfez ülkderiyle yakın temas ve diyalogumuz sürdüriilecektir. Tiirkiye, içinde bulunulan şartlann ağjriık vc ciddiyeti muvacehesinde, ilgili tüm taraflann her zamankinden daba fazla bir leenni, gerçekçilik ve sağduyu içersinde hareket elmelerinin büyük önem taşıdığı kanaatindedir." Diplomatik gözlemciler, bu açıklama çerçevesinde Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Nüzhet Kandemir'in önümüzdekı günlerde bölgeye gidebUeceguıi belirtıyorlar. Dışişleri Bakanlığı çevreleri, resmi açıklamayı tekrar etmekle yetinirlerken diplomatik gözlemciler Türkiye^ nin son gelişmder karşısındaki duyarlığını şu şekilde açıklıyorlar: "Körfez bunalımı bir NATO sorunu degil. Ancak Körfez'de savaş gemileri bulunduran önemli ülkelerin hepsi NATO ittifakına üye. Zaten Yunanistan hariç NATO başkentlerinden yapılan açıklamalarda dolayb veya dolaysız olarak ABD'nin girişiminin desteklendigi ifade edUdi. Tarafsız olan Türkiye'nin durumu bu çerçevede ayn bir önem kazanıyor. Gerginliğin arttığı bu donemde Türkiyt2nin tüm ilgili ülkelere tarafnzlık politikasının yararlarını bildirme girişimlerirıde buiunmasını beklemek maknldür." Ankara'daki ABD ve Iran büyükelçiliği yetkililerinden bilgi alan Dışişleri Bakanlığı'nın, taraflara duyarulığını belirttiği ifade ediiiyor. ABD tarafına Türkiye'deki Amerikan üslerinin NATO amaçlan dışında kullanılamayacağının bildirildiği, lranulara ise bu konudaki gerekli güvencelerin verildiği kaydediliyor. (Baştarafı 1. Sayfada) Makine ve fabrika sayısındaki artışın tek başına kişi başına düşen üretimi arttıramayacağını savunan Solow, üretimdeki gelişmelerin etkin üretim yöntemleri, geliştirilmiş makineler, üretim örgütlenmesinın yenilenmesi ve eğitime ağırlık verilmesine de bağlı oldugunu savunuyor. Solow, ayrıca doğal kaynak bulgulan ve dünya pazanndaki yerin de bir ülkenin yaşam standardını arttıracağı görüşünde. Solow, 1956 yılmdan bu yana yaptığı çalışmalarla, ekonomik büyüme olgusunu belirleyen nicel ve kuramsal faktörierin tartışılması için geçerli bir "teorik cetvd" yaratmış bulunuyor. Bu cetvd, ekonomik büyüme içindeki üretim faktörlerinin katlusı ile ilgili deneysel ölçüm işlemlerinde de kullarulabilecek özellikler gösteriyor. Loto milyar zeteleri aldım, tahminleri karşılaştırdım, üç gündür ögrenci gibi çalışıyonım. Bo sefrr kaçırmayacagız. Bilmem ki, oynasam mı? Sahi bu sefer 1 milyardan çok para... Gidin başımdan, tansiyonumu çıkaracaksınız yine. Ahmet, bu loto nasıl oynansr? Ne o, bakıyorum 1 milyarı duyunca sen de yumuşadın... Loto>u bulmak hayal. Milyonlarca insan oynuyor, kaç kişi biliyor? Bilenler nasıl biliyor. Onlar insan degil mi? 1 milyar 200 milyon dolayında ikramiye... Dokuz haftadır devre4en spor lotoda bir kişi sekiz beraberliği tek başına bilirse bu ikramiyenin yüzde yirmisini vergi olarak ödedikten sonra kalanına kavuşacak. Türkiye tarihinde ikramiye olarak dagıtılacak bu en yüksek tutar, son günlerde herkesin dilinde böylesine konuşuluyor. 1 milyon yeni kupon dağıtılmasına karşın karaborsaya düşen loto kuponlannı bulmak büyük sorun oluyor. Lotocular, bü)1ik ikramiyeye kavuşmak için yeni ortaklıklar oluştururken, daha çok kupon doldurarak şanslanru arttırmak isüyorlar. Ancak lotoda sekizi bilmek uzak bir olasılık. Birçok ülkede değişik bicimlerde oynanan lotonun Türkiye'deki uygulamasıyla, iştirakçüerin kazanması oldukça güç. Gerçek kazançlı Spor Loto Kurumu oluyor. 49 haftası geride kalan lotoda bugüne değin 20 milyar 177 milyon 237 bin 400 lira genel hasılat elde edildi. Bu paranın 6 milyar 874 milyon 338 bin 520 lirası ikramiye olarak dağıtıldı. Geride kalan 49 haftanın 41'inde loto devir etti. Yani iştirakçiler sadece 8 haftada ikramiye kazandı. Lotonun devir eden haftalarında biriken paranın banka faizi kuruma kaldı. (Baştarafı I. Sayfa iu) Belirsizlik (Baştarafı 1. Sayfada) tıranın kazançb çıkması, borsaıun "en kârlı yatınm" olduğu inancının yavaş yavaş Fransız tasarruf sahiplerınde uyanmasma yol açmıştı. fon hafta içinde meydana gelen "Krash'la birlikte bu inancın yerle bir olduğu söyleniyor. Salı günü, Paris Borsası'nuı önce yüzde 8,5 oranında düşmesi, New York'tan olumiu bir işaret gelmesiyle bir saat içinde tandansın değişerek yüksdişin başlaması, Wall Street'in düşmesiyle tekrar inişe geçmesi ve akşam saatlerinde son bir kez yükselmesi, Fransız mali çevrelerine heyecanlı saatler yaşattı. Panik yok (Baştarafı 1. Sayfada) Fiyatlar New York ve Tokyo'da da yüzde 30 kadar düşerken, değer kaybı Hong Kong'da yüzde 13'ü buluyor. Ingiltere Maliye Bakanı Nigel Lawson, "Ekonomi, bir hafta önce ne kadar sağlamsa, şimdi de o kadar sağlam. Borsadaki büjük dalgalanma, ekonomi konusunda endişeye yol açmamalı. Düşüş, bü)ük ölçüde Atlantik'in karşı kı\ısındaki yüksek düzeyde yetkililerin ifadeleri nedeniyle olmaktadır" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) Program tasarısında "proletarya diktatörtüğü" terimine niçin yer verilmediği anlatılırken, "proletaryanın diktatörlüğünün çok partili bir poiitik sistemi" olabileceği de belirtilmektedir. Tasarıda, kapitalizmden sosyalizme ancak "devrimci bir süreç" ile geçilebileceği ileri sürülmektedir. Peki bu "devrim"e nasıl geçilecektir? Birleşik Parti, bu geçişin "demokratik yolla" yapılacağı kanısındadır. Peki nedir bu öngörülen "demokratik yol"? "Demokratik yol", "geniş demokratik bağlaşıklık sistemi" ve "çoğunluğun kazanılmasıyla" oluşacakmış.." işçi sınıfı ve emekçilerin iktidarına yönelen devrimci geçiş süreci, demokrasiyi koruma ve güclendirme yoluyla olacakmış.. Programda, demokrasinin "sosyalizmin vazgeçilmez niteliği" olduğu vurgulanmakta; parlamentonun "en üstorgan olması" temel hak ve özgürlüklerin "eksiksiz sağlanması" istenmektedir. Lenin, ünlü "Devlet ve Ihtilal" adlı yapıtında, Marksizm'in vazgeçilmez koşulunun "proletarya diktatörlüğünü sınrflann yok olacağı aşamaya kadar sürdürmek" oldugunu yazar. "Marksizmi sınıf savaşı teorisi ile sınırlamak" der Lenin, "Marksizm'i, çarpıtmak, burjuvazi taratından benimsenir bir kavrama indirgemek demektir." Leninizm'in özü, "proletarya diktatörlüğü"öür. "Proletarya diktatörlüğü" amacını terk eden bir düşünceye "MarksistLenininst" denemez. "Proletarya diktatörlüğü" Leninizm ile demokratik sosyalizmin yol ayrımında duran bir "işaret levhası"d\r... Lenin, sosyalizmi burjuva ulusçuluğuna göre uyarlamayı, "oportünizm" olarak niteler. Lenin'e göre sınıflar arası işbirliğini savunmak da oportünistliktir. Burjuva parlamentoculuğunu, burjuva yasallığını "fetiş" olarak benimsemek de! Öyleyse, Birleşik Parti'nin program taslağında yer alan "sosyalizmin bize özgü renkleri" ve "proletarya diktatörlüğünün çok partili bir poiitik sistemi" önerileri ve sosyalizme geçişin "en geniş bağlaşıklık sistemi" ile gerçekleşeceğinin öngörülmesi Leninizm ile bağdaşmaz. Bu bir ayrı siyaset, bir ayrı yoldur. Ve bu yol, "oportünizme" ve "revizyonizme" dönüş yoludur. Öyle bir yol ki, bu yolun kilometre taşları, "İkinci Entemasyonal" de Alman sosyalisti Eduard Bernstein ye Karl Kautsky taratından dikilmiştir. Bu yol, günümüzde, İtalyan Komünist Partisi'nin unutulmaz önderi Berlinguer ve İspanyol Komünist Partisi lideri Carillo'nun ideolojik katkıları ile yeniden açılmıştır. Bir ülkede emekçi sınıflar, eğer sosyalizmi kuracak yetenekte değillerse, dışarıdan gelen hiçbir etki bu ülkede sosyalizmin kurulmasını sağlamaz. Bu yüzden "bağımsızlık" sosyalizmin vazgeçilmez koşuludur. Türkiye'de eğer bir gün sosyalizm kurulacaksa, bu kendi işçimizin, kendi köylümüzün ve kendi aydınımızın "anaların ak sütü gibi helal olan" emekleri ve katkıları ile kurulacaktır. Dışarıdan "devrim ithal" etmekle değil... Bugün dünya yepyeni bir yol ayrımındadır. Bu yollardan biri, "ekonomilerin militarizasyonu" olgusudur. ikinci yol, ülke bağımsızlığını baştacı yapan "temel hak ve özgürlükleri koruyan ve geliştiren, özgürlükçü ve '.atılımcı demokratik sosyalizm"ö\T. Bu nedenle, "Türkiye'ye özgü bağımsız sosyalizm" konusu bugünlerde, her zamankinden daha çok önem kazanmaktadır. "Ekonomilerin militarizasyonu" bir siyasal ve ekonomik model oluşturuyor. Bu .modeli savunan partilere "proAmerikan" yani "Amerikan yanlısı" deniyor. İdeolojik doğrultusunu Sovyetler Birliği Komünist Partisi kararîarına göre çizen "Birleşik parti" gibi partiler de "proSovyet", yani "Sovyet yanlısı" olarak adlandırılıyor. Türk sosyalistleri için sağlıklı yol, "Türkiye'ye özgü bağımsız sosyalizm" yoludur. "Kuvayi Milliye ruhu"nĞan güç alan ve bugün Batıda örnekleri görülen katılımcı ve özgürlükçü sosyalizm... Bütün yaşamını demokrasi, bağımsızlık, özgürlük ve ezilen insanlann kurtuluşu için adayan, Barış, demokrasi ve sosyalizm müca^elesinin yiğit savaşçısı BEHİCE BORAN'ın anısı önünde saygıyla eğiliyorum BEHİCE BORAN'ı TEŞEKKÜR Kızımız Başak'ın ameliyatını çok başarıh olarak sonuçlandıran ve ameliyat, sonrasında da bakım ve ilgisini eksiksiz sürdürerek en kısa zamanda iyileşmesini sağlayan İLHAN KILIÇ İSTANBUL'DAN BİR GRUP DOĞULU SEYYAR SATICI ADINA NEZİR TABAR yitirdik. Anısı mücadelemizde yaşayacaktır. ARSLAN AKMANDİL ile Dr. Ahmet Gölle, Nark. Dr. Nihal Ekmekçi ve tstanbul Tıp Fakültesi KBB A Servisi mensuplanna her zamanki dostluk ve insani yakınlığını bu kez de gösteren Prof. Dr. Orhan Başkır'a teşekkürlerimizi sunmaktan zevk duyuyoruz. Prof. Dr. ALKAN ADALI'yı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz. Ailesine ve dostlarına başsağlığı dileriz. MİMAR StNAN ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ öğretim üyelerinden arkadaşımız, değerli ressam Çavuşesku Türkiye'den ayrıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Romanya Devlet Başkanı Çavuşesku, iki günlük resmi ziyaretini tamamlayarak dün Türkiye'den ayrıldı. TürkiyeRomanya resmi görüşmelerinden sonra yayımlanan ortak bildiride, silahsızlanma konusunda ABD ve SSCB arasında vanlan prensip anlaşması, önemli bir adım olarak nitelendirildi. Iran ve Irak arasmdaki savaşın kısa sürede sona erdirilmesi, uluslararaa banş ve güvenliğin adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması gereği de vurgulandı. Bildiride ayrıca, Helsinki Nihai Senedi hükümlerinin ilgili tüm ülkelerce tam olarak uygulanması istemi ve iki ülke devlet başkanının Viyana'da yapılan Avrupa Güvenlik Işbirliği Konferansı'nın başanîı geçmesi dileği yer aldı. 2425 Ekim C.tesiPaz. 2627 Ekım PazartesıSalı semınerlerı. kısıtlı sayıda katılımcı ıçin düzenlenmıştır Semınerler. 5 E S Senııner Salonunda saat 1400iaOO arasında gerçekleştınlecektır Seiimehatun Camıi Sok. 13/6 FINDIKU Tel.: 145 19 80 dBASE emıne GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ ÖĞRETÎM ÜYELERİ NÜFUS cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. LEVENT CEYLAN NÜFUS kâğıdım çalınmıştır. Hükümsüzdür. LEMİ SA Y VEFAT D.l.P.L. Berlin Teknik Üniversitesi 1%8 mezunlarından Yüksek tnşaat Mühendisi ÜLKÜ VE YÜCEL CANDEMİR MUZAFFER ÖZDEMİR vefat etmiştir. Cenazesi 23 Ekim 1987 (Cuma) günü cuma namazını müteakip Çubuklu Camisi'nden kaldınlarak Çubuklu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Allah rahmet eylesin. GALERİ '** ^ V N E R İ M A N ERKUT Sana» Galtmi 9 Ressamımızın Yeni ve Saçme Eserleri 23Ekim17Kasım1987 Nuri Abaç Tekin Artemel Bayram Gümüş MehmetGürbay Fırket Kplverdi Remzi Töremen Selim Turan Cem Yalın Burhan Uygur Rumei Cad Matbaacı Osmanbey Sok 35/7 Erkut A Osmanbey 14605 471307030 GALERİ LEBRİZ Sevinç ALTAN Resim Sergisi 20 Ekim11 Kasım EytamCad 16Açıkhava Apt Nişantası 140 22 82 14.109 84 ! PERA 1469738 SANKTGALERİSİ HÜSEYİN BİLİŞİK Resım Sergisi 21 Ekim6 Kasım Isbklal Caddesı Pasabahce yani Terkos Okmazı. Yapıkur Han Kat: 1 No 2734 Beyoölulstanbu' T e iefon 144 96 33 23 Ekim11 Kasım HOsrev Gerede Cad. 126 Teşvikiye Meydanı İstanbul Tel 141 27 11 FİKRET . KOLVERDI 6AUMSİ geçici donüîumter/anübelgesel f o Iağra( s e r g i s i NAZİF T0PÇUO6LU 7 EKIM77 EKİM A§keri (Baştarafı 1. Sayfada) bir biçimde ele alınacak. ABD'den sağlanan FMS kredilerinin geri ödemelerinde faizlerin >ilksekliği nedeniyle çıkan pürüzlerin giderilemediği bildirildi. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Yavuz Canevi'nin 1MF ve Dünya Bankası'nın yıllık loplantıları için Washington'da bulunduğu sırada, konu ile ilgili olarak yaptığı temaslardan somut sonuç alınmadığı ifade edildi. Konu üzerindeki görüşmelerin taraflar arasında tatmin edici bir anlaşmaya varılıncaya kadar sürdürülmesi üzerinde görüş birliğine varıldığı belirtildi. Bugün başlayacak olan 3. TürkAmerikan Ekonomik Danışma Toplantısı'nda, FMS konusunun ele alınacak önemli konulardan biri olduğu kaydedildi. Türkiye'nin FMS'lere uygulanan yüksek faizin düşürülmesi konusunda, bu borçiann geri ödenmeme eğiliminde olduğu yolundaki görüşlerin gerçeği yansıtmadığı bildirildi. Konuya ilişkin olarak bilgi veren Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan üst düzeydeki bir yetkili, "Biı Hazine olarak bütün borç ödemelerinde olduğu gibi FMS'ltrde de vade geldiginde otomalik ola"ak ödemeyi yapıyoruz" dedi. Verilen bilgiye göre, FMS kredileri değişik dönemlerde, değişik faiz oranlan üzerinden sağlandığı için bazı kredi dilimlerinde faizin yüzde 7 civarında olmasına karşı, bazılannda yüzde 18 oranında faiz ödemesi yapılıyor. Türkiye'nin 1987 yılı için geri ödemesi gereken FMS kredisi dilimi, ana para ve faizi ile birlikte 414 milyon dolar dolayında bulunuyor. Bu arada Türkiye'nin ABD rfîevzuatındaki bir açıktan yararla'narak, geri ödenıeyi 360 gün gecjktiP(ligr6elirtildi. ÖZDEMİR AİLESİ «msHow«u«ıuR rEsLciMUsnuuot BESKTH5 T L 160 0 * 1 5 6 2 9 » E ortur ÜRGÜFGÖRKMK lielcnekatvl 2831 Ekim T.P.98.OOOTL. Prof»»y«ıel n»Uj«ı r«H>ıılı • E 8TM0SUIU « H | «MO* ZL • L A 36 If |tKTA9 UV M T * I M « Î 7 U I 1 0 74181 » M KAMl İNGİLİZCE, matematik, satranç dersleri Boğaziçili'den 148 99 79 147 02 69 Bekâr gazeteci Kadıköy yakasında mütevazı ev arıyor. 512 05 05/469 A k ş a m 19.30'dan sonra K Î M L İ ö l M l yitirdim. Geçersizdir. (it'ZİHİ SOSYALDEMOKRAT HALKÇI PARTİ GENEL BAŞKANLIĞINDAN DUYURU 1 TBMM 18. dönem milletvekili seçimi için önceki aday adaylığı başvurularına ek olarak yapılacak başvurular 24 Ekim 1987 Cumartesi günü saat 24.00'e kadar kabul edilecektir. 2 Başvuru sırasında verilecek belgeler şunlardır: a) Genel Sekreterlikten sağlanacak iki örnek başvuru formu, b) Aday adayı hakkında yeterli bilgiyi içeren kapsamlı ve imzalı özgeçmış, c) Anayasa ve yasalara göre milletvekili adayı olmaya ve seçilmeye engel bir durumu bulunmadığını belirten imzalı bildirim, d) 400.000 (dörtyüzbin) TL özel ödentinin T.C. Ziraat Bankası'nın Ankara Necatibey Şubesi'nin 304/225 sayılı hesabına yatırıldığını gösteren makbuz aslı, e) Cumhuriyet Savcılığından alınacak adli sicil kaydı. f) Altı adet 4.5 x 6 boyutunda fotoğraf, g) Nüfus cüzdanı örneği, h) Siyasi Partiler Kanunu'nun 40. maddesi gereğince seçim çevrelerinden adaylığa başvuracak il ve ilçe başkanlarıyla yönetim kurulu üyelerinin, bu görevlerinden istifa ettiklerini gösteren bel9e. 3 Başvurular doğrudan doğruya veya posta aracılığı ile Genel Sekreterliğe yapılacak, posta ile başvuru halinde durum ayrıca telle bildirilecektir. Postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. 4 Eksik belgeyle yapılan başvurular işleme konulmayacaktır BİLSAK GÖRSEL SANATLAR ATÖLYELERİ ORHAN TAYLAN'la resim çalışması Salı ve Çarşamba günleri MEHMETGÜLERYÜZ'le resim çalışması Perşembe ve Cuma günleri ÇAGDAŞ MUZIK MERKEZI TIMUR SELÇUK CAZ PİYANO CAZ GİTAR POPGİTAR KLASİK GİTAR ELEKTRO BAS BATERİ ORGPİYANO ŞANFLÜTSAKSAFON SOLFEJARMONİ Temel piyano okullarımn tanıtılması ve çağdaş piyano pedagojisi (Uygulamalı) URART SANAT GAUERİSİ Cumartesi günleri tüm sanatçılara açık modelle serbest çalışma ASIM İŞLER Pentür ve Gravür Sergisi 22 Ekim 17 Kasım Abdi Ipekçı Cad No 21 Nısantaş'lst Bl L S A K Sıraselviler, Soğancı Sokak, No.7 TAKSİM Telefon: 143 28 99 143 28 79 BII.IM/SANATrKUinj8 HIZMnitRI A 5 Suat Nazif Baydur Koleksiyonuyla Yaşayan Türk Resmi "39 • T İ V A T R O VE Y U R D A E R ! TEM SANAT 6ALERİSİ A L T I N T A Ş i MİTHAT ŞEN A F İ Ş L E R ' i ' \ K A R A O Ö Z L E R Kâmrtm Yinr'nin Amsına Resim Sergisi 7Ekim31 Ekim 1987 AudioVisud her gün 17.30 Yöneten: Piyanist LEYLA PAMİR Sıraselviter Cad 5&3 Tel: 1440979 Saat 13.00den ıtibaren Alalurk Bulvarı 139 KızılayANKASA 113 4187118 43 42 ALT SALON EROLAKYAVAŞ MEHMET GÜLERYÜZ GÜNGÖR GÜNER KOMET METİN TALAYAAAN ÖMER ULUÇ Golerı sootlen 11.0019.00 Kuyuluboston Sok. 44/2 Nişantosı Tel: 147 08 99 147 97 56 ZA VEN ÇÎĞDEMOĞLU lngiltere'de tngilizceyi ucuz öğrenme imkânını şirketimiz sağlar. Derin Limited 158 53 42 1727 yaşlannda bayanlar İngiltere'de çocuğa bak, karşılığında lngilizce öğren 158 53 42 ÖĞRENCİLERE lngilizce ve Almanca ders verilir. Göztepe, Ömer Paşa Sok. Tel: 359 75 58 ^«!S De^enlcr l*ıı ıreler u r 'l .»,ıi,ıı AVNI ARBAS n DONEMI 9 Ekim18 Ekim 19 Ekim28 Ekim 30 Ekim9 Kasım Maltepe Ressamlan 1. Gravür Sergisi 24 Ekim 20 Kasım Inönu Cad « c 77 KanaıMaıtepe J Gaie'ıTiız Pazaiesı C'smta tıe' gun saai 1416 aas' acntT Sergi Duyurulannız İçin 1469738 • ~rr ADTİ5AN Ortako\, Iskele %okuk \ o .1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle