29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriye! Sahibi: Cuahurfjct Malbaacıbk vc GazeteciGk TOrk Anonim Şirkfli adına N«Br Nadi • Genc< Yayın MttdUrü: H m n Coud, MOessoe MUdüriı: Emiac L^akhgiL, Yaa tşlen MUdUrU: Okay GöMarin, • Habcr Merken MUdUrü: Vılçuı Baya, Sayfa Dttzenı YOnctmenı: AH Acar, 9 limalaler ANKARA: VUpa D o t n . İZMİR: Hlkmrt Ç«i«k«jm, ADANA: C c U I lstanbul Haberlen; E r h u AkyıMu, D15 Haberler E t p u Balo, Ekonomi: O u Utagu, Kültttr C e U Üatcr, Spor Danışmaıu: Abdiftadir Yacdmaa, Düıeltnıe: Reflk Dartnt, BihiDEğjUm: Şakia Alp«y, IşSradilca: Şdkna Kcfcad, Yun Haberieri Nccdet Dotam, Dızi YaaJar: Kcren ÇAfkM, Erzurum: Meknct GühcUn, Bursa: Lercal Gnçttt, • KoordinatOr Ahmet Konüsaa, # Mali l$ien Eral Erint, • RrkJam: Ay»e TonınEk Yayırilar: Hıfe* Akjol • ldare Huseyljı Garer, Iştame: ÖMkr Çdtk, Bıigıt»lem. N«il ln*L »f Krpa*. CaafeKtjK Mllbualık «c Gaauahk T X 4 TOrk Oojs Cad. 39/41 Ca|>lı« 34334 Ist. PK 246ljunbul, Td 512 05 05 (20 hlt). 1 d a 2Z246 FM. (1) 526 60 72 • Bttmlar A ı f c n Zıyı GOkllp Btv tnkıUp £ No: 19/4. Td. 133 11 4147. TOa 42344 Fu. ( • 133 82 64 • 1 n i n H Ziy» Blv. 1352. S. 2/3. TH 13 12 30. Tboc 52359 Fta. (51) 13 12 30 % loöaa Cad. 119 S No: I Ku I, Td: 145SOI9T31. Tdcc 62153 F u : (711) 28 0! TAKVİM 21 EKlM 1987 lmsak: 4.49 Güneş: 6.14 öğle: 11.54 tkindi: 14.53 Akşam: 17.23 'Bu gece olmaz tatbııv çiftlerin birçoğu, özellikle çocuk doğduktan sonra birbirlerini akraba gibi göriiyor. Böylece evlilik hayatı acı veren karmaşık bir deneyim halini alıyor. Dış Haberler Servisi Modern yaşam biçimleri ile ortaya çıkan çarpıcı bir olgu, gittikçe daha çok sayıda kişinin, "eşine karşı cinsel istek duymama" şikâyeti ile doktorlara başvurması. "Newsweek" dergisinde yer alan habere göre klinik terminolojide "Bastınlnuş Cinsel İstek" (BCt) olarak adlandınlan bu sorunu olan kişiler her türlü cinsel hareketten kaçıyor, cinsel fanteziler kurmuyor ve hatta bu konuyla ilgilenmiyorlar. Evli çiftler arasında cinsel arzunun olmayışı, evlilik hayatını acı verici ve karmaşık bir deneyime dönüştürebiliyor. Özellikle çalışan kadın sayısının yüksek olduğu gelişmiş ülkelerde görulen, fakat ev kadınlan arasında da sıkça rastlanan "cinsel istek yoklugu" özel yaşamda ciddi sorunlara yol açıyor. Amerika'da yapılan araştırmalar toplam nüfusun yüzde 20 ile yüzde 50*sinin, sürekli veya geçici cinsel istek yokluğu sorunu ile karşı karşıya bulunduğunu gösteriyor. Bazı doktorlar, bu hastalığı 80*li yılların "cinsel salgını" olarak niteliyorlar. Kimi uzmanlar ise, sorunun artmış gibi görünmesine, kişilerin cinsel yaşamdan daha fazla söz etmeierinin neden olduğunu belirtiyorlar. Cinselliğin yüceltildiği kültürlerde, bu tip sorunlar çiftler arasında bir sır olarak kalabiliyor. Çoğu evli çift, doktora başvurduktan sonra bile sorununun ne olduğunu rahatça anlatamıyor. Bastınlmış Cinsel İstek (BCl)'in teşhisi ve tedavisi diğer cinsel sorunlar kadar güç olabiliyor. Bunun nedeni, rahatsızlığın birden fazla nedeni olması. BCİ, depresyon, stres, evlilik içi sorunlar veya hormon dengesizlikleri sonucu ortaya çıkabiliyor. Birçok kişi ise, eşi bile olsa bir başka kişiyle aşın içli dışlı olmaktan bilinçsizce korktuğu için cinsel ilişkiden kaçıyor. Cinsel ilişki, iki insanın yaşayabileceği en mahrem deneylerden biri olduğu için, bu denli "vakınlaşma" çoğu insanı ürkütüyor. 1979 yılında yayımladığı kitabında, sorunun boyutlannı ilk olarak vurgulayan Helen Singer Kaplan, "Günümüzde insanlar, seksten daha çok mahremiyetten korkuyoriar" diyor. Freudcu psikiyatristler ise, evli çiftlerin özellikle çocuklann doğumundan sonra birbirlerini "akraba" olarak görmeye başladıklarıru ve aralanndaki cinsel ilişkiyi "tabu" olarak algıladıklannı belirtiyorlar. BCl'nin daha yüzeysel bir nedeni ise başansızlık endişesi. Bu endişeyi en fazla, eşleri de çalışan erkekler yaşıyorlar. Erkek ve kadının çalıştığı evli çiftler, BCl'nin birinci derecedeki adayları. Butun gün yorucu iş ortamında çalıştıktan sonra evde çocuklarıyla ilgilenen anne babalar günü cinsel ilişki ile noktalamak gücünü ve arzusunu kendilerinde bulamıyorlar. Fakat yine birçok ev kadını aynı dert ile başbaşa. Uzmanlar gençlerin bu rahatsızlığa yakalanma olasılıklarının yaşlılarda.ı fazla olduğunu ve erkeklerden çok kadınların şikâyetçi olduğunu belirtiyorlar. Kaplan, cinsel ilişkinin üç kısımda incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Bunlar "arzularaa, heyecanJanma ve orgazm." BCİ ise "arzulama" safhasında oluşan bir sorun. Bazı kişiler ise, fiziki temastan Evli çiftlerde "eşine karşı cinsel istek duymama"sorunu çağdaş bir salgın haline geldi ağırsuçlatna Federal Almanya'da Türklerin yaşamını anlatan "En Alttakiler" kitabı ile satış rekorlan kıran yazar Günther Wallraffın kitaplarını başkalarına yazdırdığı öne sürülüyor. Dış Haberler Servisi F. Almanya'daki Turk işçilerinin sorunlarını yansıttığı "En Alttakiler" adlı romanı ile bir anda dünya çapında üne kavuşan F. Alman yazar Gttnter WWIraffın bugüne kadar yayımlanan kitaplannın hiçbirinin kendi ürünü olmadığı ileri sürülüyor. Bir Türk işçisi kılığına girerek, 2 yıl boyunca ceşitli fabrikalarda ve işyerlerinde çok kötu koşullar altında çalışan VVallraff, Türk işçilerinin içinde bulundukları ağır yaşam koşullarını yansıttığı ve 14 dile çevrilen "En Alttakiler" adlı romanı bir milyonun ustUnde satarak, satış rekorları kırmıştı. Ancak gerek yayıncılık çevreIeri, gerek "En Alttakiler"in ortaya çıkmasında yardımları dokunan Türkler giderek VVallrafFa cephe almaya başladılar. Olay kitapların yazarı, adıyla yayımlanan kitapların hiçbirini kendisi yazmamakla suçlanıyor. Levent Sinirtioğlu ve Taner Aday adlı Türk vatandaşlan, VVallraffın kamuoyundaki olumlu imajına karşılık, ikiyüzlü bir kişiliğe sahip olduğunu, özel ilişkilerinde yalnızca kendi çıkarlarını duşunen bir kapitalist olduğunu ileri sürüyorlar. Aynca VVallraff aleyhinde şu anda sahtecilik suçundan dava açılmış durumda. Bremenli gazeteci Uwe Herzog'un "En Alttakiler" kitabında 28 sayfalık bir bölümu kendisinin yazdığı ileri sürmesi uzerine, Wallraff, Herzog'a ait olan sayfa sayısının yalnızca 7 olduğunu açıklamıştı. Bu bir yazar açısından oldukça sakıncalı bir açıklama olmasına karşın VVallraff, bunun yeni bir sanat biçimi olduğunu, kendisinin giderek "sentetik, birleştirici" bir yazar d u r u m u n a yaklaştığını belirtmişti. Bu arada F. Almanya'da yayımlanan "Konkret" adlı derginin yayımcılarından Gremliza, VVallrafFın tek satır bile yazmadığını ileri surerek, 650 bin satan ve "Bild" gazetesi üzerine yazdığı "Der Aufmacher" adlı kitabımn önsözünden, son sözüne kadar tamamının kendi masasında oluştuğunu, aynca VVallrafPın diğer kitapları için de paragraflar yazdığını ileri süruyor. Gremliza ayrıca, NVallrafPın diğer kitaplannın da başka yazarlar tarafından yazıldığını iddia ediyor. Gremliza, VVallrafFın sanatsal değerinin çöplük düzeyinde politik değerinin ise ıflas durumunda olduğunu söylüyor. Bu arada Wallraff, Gremlizanın "Aufmacher'i, band kayıtlanndan yola çıkarak, toparladığını kabul ediyor. Ancak bunun bir istisna olduğunu öne surerek 'Bana başkalan da vardım edebilirdi. Bu onurlu bir görevdir' diyor. Kendisine karşı cephe alanlara karşı da, "Bir murekkep testi talep ediyorum. Aynca müsveddelerin, kalem izlerinin de incelenmesini isliyorum" Butun bunlar kitaplarımı bizzat benim yazdığımı ortaya koyacaktır" diye konuşuyor. WaUmffa Yatsı: 18.42 Doğu'da ilk AIDS merkezi ERZURUM (AA) Doğu Anadolu Bölgesi'ne hizmet verecek ilk "AIDS Merkezi' Erzurum Kızılay Kan Merkezi'nde hizmete girdi. Kızılay Erzurum Şube Başkanı, Mithat Turgutcan, merkezde isteyen herkesin, . bin lira karşılığında AIDS testı yaptırabüeceğim bildirdi. AIDS unitesinin kurulmasındaki asil nedenin bağışlanan kanlann testini yapmak olduğunu kaydeden Mithat Turgutcan şunları söyledi: "Her yıl Doğu Anadolu Bölgesi'nde çoğu askeri birliklerden olmak üzere 56 bin şişe kan alıyoruz. Aldığımız kanları yine Doğu bölgesindeki hastanelerimize talepleh üzerine dağıtıyoruz. Erlerimizden aldığımız kanları daha önce frengi ve sarılık yönunden teste tabi tutuyorduk. Buna AIDS testini de ilave ettik." Akraba glbi: Evli RHhn mucidi Dr. Levine öldü NEW YORK (AA) Kandaki RH (rhesus) föktürünu bulan Amerikalı doktor Philip Levine öldü. 87 yaşında ölen doktor Philip Levine, RH pozitif ve RH negatif faktörlerini 1940 yılında, bir maymunun kanını bir tavşanın kulağına enjekte ederek gerçekleştirdiği deney sonucunda bulmuştu. Sovyetler Birliği'nin Kletsk kentinde doğan doktor Levine, sekiz yaşında iken ailesiyle ABD'ye göç etmişti. Doktor Levine'ın bulduğu RH faktöru sayesinde kan uyuşmazhğ riski olmaksızın kan alımp verilebiliyor, anne ve babanın kan uyuşmazlığı durumunda yenı doğan bebeklerin hemolitik hastalıkları kolayca teşhis edilebiliyor. OKŞAMA TERAPÎSt SağUk uzmanlan, cinsel isteksizUğe karşı önce uzun süreli "okşama terapisi" tavâye hoşlanmadıklan ve hatta dokunuıma ile paniğe kapıldıklan için cinsel ilişkiden kaçıyorlar. Kaplan, tedavi ettiği üç hastadan birinde bu tür bir panik gözlediğini açıklıyor. Kısa süren cinsel istek azalması için endişelenmek gerekmiyor. Evli çiftler arasında ne kadar cinsel ilişkinin yeterli olduğu konusunda ise belli bir kural bulunmuyor. Bu, yaşa ve ortama göre değişiyor. Çoğunlukla evli çiftler ikinci yıllarında birinci yılın yansı kadar, sevişiyorlar. Bu sayı giderek azalıyor. En büyük sorun kadın veya erkekten birinin cinsel arzu duyup, diğerinin duymaması ile gelişiyor ve boşanmaya kadar gidebiliyor. Öte yandan mutsuz eylihklerde çiftler gittikçe daha az ilişkiye giriyor. Doktora bu şikâyetlerle başvuran kişilerin hormonal sorunlan yoksa, bunlar karşıhklı konuşma, kaynağa inme ve davranış egzersizleri ile tedavi ediliyorlar. Çiftler ilk önce sorunlarını açıkça konuşmayı öğreniyorlar. Daha sonra evde kesinlikle cinsel ilişkiye girmeden "birbirierine dokunmalan ve okşamalan" isteniyor. Çok daha sonra ise doktor, cinsel ilişkiye izin veriyor. Uzmanlar, sekse yaklaşma ediyorlar. dan önce romantik bir ortam hazırlamanın çok faydası olacağında birleşiyorlar. Bu beraberce bir bardak şarap içmek, kitap okumak, hayal kurmak olabiliyor. Bu arada eşin endişelenmesine ve sıkjlmasına yol açacak davranışlardan kaçınılıyor. Altı haftadan 18 aya kadar uzayan tedavi sonrasında yüzde 80 oranında başarılı sonuçlar elde ediliyor. Federal Almanya'dan siyasi sığınma hakkı isterken Türkiye'ye geri yollanan Ibrahim özcan'ın davasını izlemek için Stern muhabiri Kromschröder ve Yeşil parlamenter Hensel, îzmir'e geldiler. HAKAN KARA İZMİR F. Almanya'dan siyasi sıgınma hakkı istemine karşın sınır dışı edilen ve Türkiye'de tutuklanarak, Ikriş olaylanna kanştığı gerekçesiyle yargılanmakta olan tbrahim Özcan'ın duruşmasını izlemek üzere Almanya Yeşiller Partisi milletvekili Karitas Hensel ile "Stern' dergisi muhabiri Genbard Kromscbröder Îzmir'e geldi. Alman Tfeşilleıi Tariş davasıııda F. Almanya'ya turist pasaportuyla gittikten sonra burada siyasi sığınma hakkı isteyen lbrahim özcan'ın, Alman yasalanna aykın olarak sınır dışı edildiğini vurgulayan Yeşiller Partisi milletvekili Karitas Hensel, "Olay Almanya'da büyük yankı yarattı ve sorumlular hakkmda dava açıldı" dedi. Olayın ulusal ve uluslararası birçok gazetede yayınlandığını ve ZDF televizyonunun bu konuyla ilgili bir program hazırladığını belirten Hensel, "Siyasi sığınma hakkı isteyen hiç kimse mahkeme karan olmaksuın geri çevrilemez. Bu bir suctur" diye konuştu. Almanya'da sığınma hakkı isteminde bulunan lbrahim Ozcan, Yabancılar Bürosu yetkilisi ve poüs tarafından "Senl sıgınma hakkı isteyenlerin kaldıgı yurda götürecegiz" diye evinden alındıktan sonra karakola götürülmüs, parmak izleri alındıktan ve fotoğrafı çekildikten sonra uçakla tstanbul'a gönderilmişti. Bu arada kendisine üzerinde "sığınma talebimin geri çevrilmesini ve sınır dışı edilmemi anlayışla karşılıyonım" yazan Almanca bir metin imzalatılmıştı. lbrahim özcan'ın Almanca bilmediğini belirten Yeşiller Partisi milletvekili Hensel şunları söyledi: "Hitler döneminde bizlerin de siyasi sıgınma hakkına gereksinimimiz vardı. Hatta o dönemde Türkiye birçok Alman profesöriine bu hakkı tanıdı. Diger devletler de tanıdılar ve biz bunları unutmadık. Sryasi sıgınma hakkı anayasamızda yer alır. lbrahim Özcan'ın Türkiye'deki davasıyla ilgili belgeler Almanya'da onu sınır dışı edenler bakkında açılan davada delil olarak kullanüacak. tbrahim'in tstanbul siyasi şubede 9 gttn boyunca işkence gördiigünü belirten bir metin sundn mah kemeye. Bu da Almanya'daki davada kullanüacak." Almanya'da "Stern" dergisinde yayımlanan "Ben Bir Türk iken" başlıklı röportajıyla kamuoyunda yankı yaratan gazeteci Gerhard Kromschröder de davayı izlemek ve konu hakkında "Stern" dergisi için bir röportaj hazırlaroak üzere Türkiye'ye geldi. Kılık değiştirip gözlerine lens takarak Almanya'da Türk kimliğiyle yaşadıklannı ve Alman toplumunun yabancılara karşı tepkilerini dile getiren röportajından sonra bu konuda kitap da yayımlayan Kromschröder daha önce Gazeteciler Cemiyeti'nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelmiş ve o dönemin Dışişleri Bakanı llter Türkmen ile görüşmüştü. Kromschröder'in gelişi çeşitli gazetelerde "Türk dostu Alman gazeteci Türkiy^de" başlığıyla haber olarak yayımlanmıştı. i Prof. Manas, "Dinçerler, üniversitenin desteğini dikkate almadı" dedi Bilgisayarlar boş yaüyor ÜLKER GÖKTÜRK İlk ve ortaöğretim kurumlarına 1 milyon adet bilgisayar yerleştirilmesini öngören "BUgisayar Destekli Egitim Projesi", üniversite çevrelerinde olumlu karşılanırken, bilgisayar konusunda çalışmalar yapan bilim adamları, projede üniversitelere ağırlık verilmesi gerektiği görüşünde birleşiyorlar. özellikle "programlann hazırlanması" konusunda, üniversitelerde büyük bir potansiyelin bulunduğuna işaret eden bih'm adamlan, "Devreye mudaka üniversitder sokulraalıdır" dediler. Projenin açıklanmasıyla birlikte söz konusu bilgisayarlann nasıl temin edileceği, 650 milyar liralık mali bir portreye sahip bu projenin hangi kaynaklardan nasıl karşılanacağı, yerli veya ithal yoluyla edinilmesinde nasıl bir yol izleneceği gibi sorular guncelliğini korurken, bilim adamlan programlann hazırlanması konusunda üniversitelerin işbirliğine hazır olduğunu belirttiler. Ege Universitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oguz Manas, bu konuda şunları söyledi: "Artık hem ezberciligi ortadan kaldınnak hem de mevcut eğitim sistemini bilgisayar destekli götürmek gerekiyor. Bu da sistemin moduler bir dnzene getirilerek, bilgisayara aktanlabilmesiyle gerçekleşebilir. Bilgisayann egitimde kullanılabilmesi için egitimi uygulayacak hocalanmızı egitmek gerekiyor. Kullanılacak programlann bııyuk bir bölümü ise Türkiye'de yazılmalıdır. Yazılım için gerekli kadro ise, bugün üniversitelerimizde vardır. Unlversiteler bir araya gelerek yaalımın planlamasını üstüne alabilir." Bilgisayar Destekli Eğitim Projesi'nde donanım ve yazılımın yanı sıra öğretmenlerinin eğitiminin de gerçekleştirilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Oğuz Manas, birdenbire binlerce makineyle çalışmaya başlamanın hatalı olacağını vurguladı. Daha önce dağıtılan 1100 bilgisayann yazılımı, eğitimi ve plaProf. Erol Arkun Prof. Oğuz Manas Milli Eğitimde "1 milyon bilgisayar projesi" uygulanırken, "gözlerinde TL olan" kişilere dikkat edilmesi uyarısında bulunan öğretim iiyeleri, * üniversitenin devreye sokulmasını nım üzerinde derslerde destek olacak yazdımı gerçekleştirebilecekleri araç ve yöntemlerin sağlanmasıdır. Büyük bir seferberlik isteyen bir mesele. Ne kadar erken başlanırsa o kadar da çabuk sonuç alınacagına inanıyorum. Donanımda kullanüacak yazılımın nereden nasıl temin edileceği, hangi insan kitlesinin seferber edileceği projenin bir parçası olmalıdır. Burada da üniversiteler devreye girebilir." Boğaziçi Üniversitesi Bilgi Işlem Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ali Rıza Kaylan da, bilgisayar destekli eğitim projesinde, donanım sorununu aysbergin üstündeki kısım olarak tanımladı ve "Aysbergin altında daha önemli şeyler yaüyor. Bu da yazüım" dedi. Yazılun konusunda ekip çalışması gerektiğini belirten Kaylan, kısa zamanda liselerde ilkokullarda destek verecek programları hazırlamanın mümkün olmadığını söyledi. Bir saatlik bir programı hazırlamak için en az 40 saatlik bir emek gerektiğini bildiren Kaylan şunları söyledi: "Bonun önceden sistem tasanmım \apacak arkadaşlar, konunun uzmanı kişiler, bugün üniversitelerde mevcuttur. Projeyi büyük düşünmek ama başlangıçta adımlan kuçuk atmak ve adım adım ileriemek lazım. Proje için üniversitelerin de desteklenmesi gerekir. Yani ka\nak verilmesi gerekir. Şu anda piyasada iki tür insan var. Pastadan pa> kapmaya çalışan, paranın peşinde, gözlerinin üzerinde TL. işareti olan insanlar. Bunlara dikkat etmek gerekir. Üniversitelerimizde ise çok degerii uzmanlar var." Paris Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Dr. Erol Gelenbe de bilgisayann öğrenme sürecini kolaylaştırdığını belirterek, bilgisayar destekli eğitim projesini yurekten desteklediğini söyledi. Uzun yıllardır yurtdışında çalışan Gelenbe, Fransa'da bilgisayar destekli eğitimin 100 bin bilgisayarla sürdürüldüğünü belirterek, Türkiye için 1 milyon adet bilgisayann ise makul bir rakam olduğunu söyledi. Haber Merkezi Antalya'ya yaptıklan ziyaret sırasında "Lara Plajı"m görüp çok beğenen KamilLale Ceylan çifti, doğan çocuklarına "Lara" adım verince, Kadıköy Nüfus Müdürlüğü tarafından Cumhuriyet Savcılığı'na haklarında "Bu adın kültür, örf ve adetlerimize aykın olduğu" savıyla suç duyurusunda bulunuldu. Ancak Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde önceki gün yapılan duruşmada, "Lara" isminin iptali mahkemece reddedildi. Böylece Ceylan çiftı küçük kızlarımn adım 'aklamış' oldular. Lara' adı Türkçe ABD TVsinde Türkiye belgeseli NEW YORK (AA) ABD'nin onde gelen TV istasyonlarından CBS, National Geographic dergisi ile ortaklaşa hazırladığı bir "Türkiye belgeseli" yayımladı. Dünyanm en büyük coğrafya kuruluşlarından olan National Geographic 'in katkılarıyla hazırlanan fılmde, ABD'de 1986'da "yılın fotoğrafçısı" seçi/en James Stanfield'in Türkiye'deki çalışmaları yansıtıldı. Kanuni Sultan Süleyman'ın bir süre kaldığı Safranbolu'da dolaşan Stanfield kasabayı görüntüledi. Prof. Erol Gelenbe Doç. AH Rıza Kaylan Yüksekögrenün kredisi için son başvuru bugiin ANKARA (AA) Yükseköğrenim ve harç kredileri için 1 ekim tarihinde başlayan başvurular, bugün sona eriyor. Kredi isteminde bulunacak öğrencilerin, bugün mesai saati bitimine kadar, kredi formlannı doldunıp, öğrenim gördükJeri okula onaylattıktan sonra, Yurtkur Genel Müdürlüğü*ne posta ile ya da elden teslim etmeleri gerekiyor. Bu arada, dışarıdan okul bitirme sınavlanna giren öğrencilerin tek ders smavı bugün yapıhyor. Sınava, merkezi sistemle yapılan derslerin bütünleme sınavlarına girip, okulu bitirmek tizere başarısızlığını tek derse düşürenler alınacak. Aynca okulu dısardan bitirme sınavlanna girenlerden, başansızlıklarını tek derse düşürdükleri belli olup, sınava girmek istedikleri halde 17 eylülde yapılan tek ders sınavına ahnmayanlar da bu sınava girebilecek. nı bulunmadığı için başansızlıkla sonuçlandığmı anlatan Manas şunları söyledi: "Biz üniversite olarak, Vehbi Dinçerier'e, birlikte çalışmayı önerdik. Yazılımını, egitimini, yapalım, kitabını çıkaralım >e adım adım uygulamaya başlayalım dedik ama dikkate alınmadı. Şimdi makinelerin hepsi yatıyor. Bilgisayar destekli egitimde ögretmene bilgisayar yardım cı olacaktır. Yoksa ögretmenin görevini almayacaktır. Makineyi ögretmenin hizmetine verirseniz bir şey ifade eder." Bılkent Üniversitesi Bilgisayar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Erol Arkun da, şöyle diyor: "Donanım kadar önemli başka hizmetlerin de bir an evvel başlatılması gerekecektir. Bu hizmetler, öğretmenlerin efitimi, yazüım, ögretmenlere bu dona Japon TVsi Göreme'de NEVŞEHtR (Cumhuriyet) Türkiye'de bulunan tarihi ve doğal güzellikleri Japon halkına lanıtmak amacıyla yapılan "Türkiye '87" adlı belgesel programın çekimleri tamamlandı. Çekimleri, kaya kiliseleri ve peribacalan ile ünlü Göreme Açık Hava Müzesi'nde yapan ekip sorumlusu Prodüktör Masakazu Ishıkawa, "Göreme'de böyle bir güzelliği bulacağımızı tahmin etmiyorduk. Bu güzellik karşısmda adeta büyülendik. Görüntuler nefesimizi kesti" dedi. Bir süre önce Japon bilim adamlannca ortaya çıkartılan Mısır Piramitlerindeki esrar perdesini koruyan mezarı da görüntuleme fırsatı bulan ekibin hazırladığı program 5 aralıkta 12. kanaldan yayımlanacak. ye ayırdıp Oymapınar köyünün çocuklan, karşı tarafta kalan Ukokula kamyon iç lastikleriyle gidebiliyor. Kepez Elektrik tarafından yaptınlan Manavgat Barajı'nda su tutulmaya başlanmca, 427 haneli Oymapınar köyünün ortasında bulunan çukur kısımlar, su altında kaldu Köyün ilkokulunun bulundugu diğer tarafa çocuklan her gun şişiribniş iç lastiğin üzerinde geçiren Cevdet Şahin, şunlan söyledi: "Köyümüzde inceleme yapan mühendisler, burada 50 evin su altında kalacağım bildirdi. Bu evler istimlak edildi. Dönümüne 400 biner lira para ödendL Su biriktiğinde ise 80 ev sular altında kaldu Durumu bildirdik, ama ilgilenen yok. Resmiyette 30 kadar ev sular altında değiL Gelsinler bir baksınlar. Evim su altında, ama para alamıyorum. Bu yüzden de buradan aynlamıyorum. Çocuklanmızı her gün bu yolla okula götürüyoruz Her gün bu işkenceyi yaşıyoruz, Ama çocuklanmızm istikbali için katlanıyoruz, Paramı vertrlerse buradan gideceğim." (Fotoğraf: RECEVtT) Okula böyle gidiyorlar JfîziS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle