24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EKİM 1987 HABERLER CUMHUR1YE1/7 Meclisin kilidi bir açıldı^ bir kapandı DYPlden 3 istifa AHMET TAN ANKARA Bahçesinden genel kurul salonuna, komisyon odalanndan, koridorlanna dek TBMM dün sabahtan gece yansına kadar "32 lasun tekmili birden" olaylara tanık oldu. Çankaya'daki ömrü, liderleri bir araya getinnekle geçmiş 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, cenaze töreni sırasında da adeta demokrasiye olan bu hizmetini sürdürdü. özal üe tnönü "btkknen" diyaloğu Korutürk'ün tabutunun arkasından, Meclisten Maltepe Camisi'ne yürürken gerçekleştirdiler. Ancak donüşte anlaşıldı ki, "hem vürümek, hem diytlog kunnak" mUmkUn degil. SHP'li Turan Bayeat'ın kürsüdeki deyişi üe Karaduman'ın kapısını kilitleyip, anahtannı OsmanJı pasasına teslim eder gibi Başbakana verdigi Meclis gerçekten tarihi bir günde açıldı. "Vatandafhktan abiaa" TtP eski lideri Bebict Boran'a, 6. Cumhurbaskanı Korutürk'e dev let toreni uygulandj. tzin veren iktadardı. Ama her nedense iktidardan kimse törene katılmadı. Boran içın Meclis bahçesinde toplanan kalabakk bazı mülervekillerinin canını sıku. Tören öncesinde yakası Boran resimli yurttaşlar Ue karşüaşan ANAP Grup Başkan Vekili Hay dar Oodp'ın "Çok acaip oldu çok.." dediği duyuldu. Saatler 15.00'i gösteriyorken, Meclis yeniden açıldı. Ancak bu tatil sırasında ses düzeni, kullanılmamaktan bozulmus olmalı ki, başkan vekilinin de hatiplerin de sesleri "çaüak" veya "ahz" çıkıyordu. SHP'li Bayezit kürsüden 'Yüce Medb'in bu durumunu "gazino"ya benzetti. Ancak bu sözler büyük gürültOye yol açmadı. Çünkü çoğu ANAP'h bozuk mikrofonlar yüzünden sozleri fark etmemişti. ANAP'h "memnBB" milletvekillerinin, "kiukün" milletvekillerini grup salonlanndan koridorlara kadar her yerde "yalun markaja" aldıklan izlendi. ANAP ileri gelenlerinden Taşar'ın genel kurul salonunda "çtngtl tnrian" attığı, muhalefetin sıralanna bile "misafıriige gittigi" görüldü. Açıhşta küçük çapıa "hırgür"ler patlak verdi. DYP'li Tnrkin Ankan'ın "usul konuşması" çok beğenildi. Ama ANAP'ın "usulü"nü değiştirmeye yetmedi. SHP'li Bayezit, Meclis Başkanı ve Başbakan dışında hukukun üstünlügüne inanan 50 milyon Türk halkının Anayasa Mahkemesi'ne sükran borcu tasıdığını belirtti. Anayasa Mahkemesi'nin kararı hakkında daha önce konusan ve "Gönül 65 degfl, 11fl, 101 fafterdi" diyen ANAPlı Dizdaroğlu'na dönerek, "Arkadaşım, sen fntbol mu oynuyorsun. Sen hukakun tıe oldugunu bilmiyorsun" dedi. Dinleyici locaları "milli maçta, acık tribiin" görünümünde idi. SHP Pani Meclisi'nin bir başka deyişle SHP'nin tüm liste başı milletvekili adaylan genel kurulu büyttk bir heyecanla izlediler. "Aşagıdaki" mücadele, lojmanlarına yeni taşınmış milletvekillerinden fazla onları ilgilendiriyordu. Gruplarda konuşulanlar kulislerde sade kahveleri tatlanc'ırmak içın malzeme oluyordu. ANAP'ın "en küskünlerinden" thsan Tombuş'un grup toplantısında özal ile karşılıkU parmak sallıyarak bağnştıklan anlatılıyordu. "Eski defterleri" karıştıran Tombuş'un karşısında özaJ'ın "Ben o zamaıı devltt memunı idim" dedigi dile getiriliyordu. Bunlarla 'tsüfası cebinde gezen şu kadar ANAP'lı milklvekili ' laflannın "muhalefel lesellisi ' oldugu oylamaya geçilince anlaşıldı. Kulislerde en çok duyulan bir baska sözcük de "diyalog"du. Diyaloğun peşindekiler, diyaloğa taıaf olanlardan çok gazetecüerdi. Ozal'ın "lnönü Ue gönışlük. Daha görüşecek bir şey kalmadı" demesinden bir saat geçmedi ki. Başbakanlık odasında Inönü'yil bekîediği haberi kulislerde yankılandı. DYP eskı lideri Cindoruk, bu habere çok kızdı: Inönü bu isleri bilmiyor" dedi. "Golip bizden sorsa. Ozal'ın istediği p'opaganda. Şimdi. kahvedeki vatandaş diyecek ki, bak Inonu, Ozal'ın ayagına gitti." ANAP'la "aşırı küskünlerden" Şerafettin Toktaş, "küskünlerin tam lisleani" kulislerde büdiri gıbı dağıtttı Toktaş, kendisine "Ne olacak bunlar?" diye soranlara $u açıklamayı yapıyordu: "Egcr bu miUervekiflerinden yasaya evet diyen olursa. oturup dıişünmek lazim. Kimbilir nerelerden ne leklifter aldılar." "Kimin neredra ne teklif aldıgını" belirleme olanağı pek yoktu. Tıpkı, ozal'ın erken seçimi yapürmakla demokrasimizin kazancının ne olacağını belirleme olanağı gibi... TBMM'DEN NOTLAR Transfer piyasası DUYDUK/GORDIK YALÇIIV PEK^JEJV DYP'nin eskı HP kökenli milletvekilleri Turgut Sözer, Osman Eskin Tipi ve Selahattin Taflıoğlu partilerinden istifa etti. Sözer ve Taflıoğlu ile önceki gün DYP'den ayrılan Süter, ANAP'a girdi. OSEÇIMDENBUSEÇİME Lambalar yanmaı, feaer sjfcadü Bir köye direkler dikilmiş, teller takılmış fakat elektrik gelmemişti. Köylüler adaya scslendi: 'Her şey var elektrik yanmıyor! Gflzel söyledin benim vatandaşım. Düğmeyi çevirince lambalar yanmaz. Çünkü fener sondu. Aday 12 Martı sOylemek istiyordu. YSK kararı Gümrük kapılarında oy verme işlemi durdu YSK, gümrük kapılarındaki oy verme işlemini yeni yasal düzenlemeden sonra yeniden ele alacak. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Yüksek Seçim Kurulu, gümrük kapılarında başlaması gereken oy verme işlemini durdurdu. YSK'run 1 kasım tarihine göre belirlediği seçim takviminde bu sabahtan itibaren Esenboğa, Atatürk, Çiğli hava limanları ile Kapıkule gümrük kapısında oy kullanılması öngörülüyordu. Gümrük kapılannda oy verme işleminin yeni yasal düzenlemeden sonra yeniden ele alınacağı bildirildi. Ba kadar liralık kalabalık 1974 seçimlerinde Parti yöneticisi arkadaşına yakıruyor, kulak misafiri oluyorur Elli bin lira genel merkezden yollamışlar. Yüz bin lira da bölge orgUtü toplamış. Bizim başkan ancak 1S0 liralık bir kalabaltkla karşılanacak. Bizde metelik yok, ne merkezden yolladılar ne de bölgede toplayabildik. Seçimi yitireceğini anlayan parayı esirgiyor. Müşteri kıaştınyorlar. Hiy hapts yatmadım Seçimlerde, Bursa'da kent arabalarla dolaşıkyordu. Bir caddenin sonunda Bursa Cezaevi yazıyordu. Gazetecilerden biri adaydan sordu: Bursa cezaevi degil mi? Evet Nazım Hikmet burada mı yattı? Bursalıyım, ama hic hapis yatmadun. Belki yatrruştır. 'Zil, şal ve gül" ülkesi İspanya şimdi nıodern endüstrisiyle Istanbul'aa... Sergiye Katılan Sektörler • • • • • • • • • • Sermaye yatırım malları Makinalı aletler İnşaat makinalan Elektrikli makinalar Gıda imalatı endüstrisi İş emniyetine ilişkin makinalar Grafık sanatları ve kâğıt sanayii Spor malzemeleri İnşaat Mühendislik Açıbş: 17 Ekım 1987. Sıat 14 30 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HP kökenli DYP milletvekilleri Selahattin Taflıoğlu (Yozgat), Turgut Sözer (Sakarya), Osman Eskin Tipi (Aydın) partilerinden istifa etti. Taflıoğlu, Sözer ve önceki gün DYP'den aynlan Ahmet Süter (tzmir) ANAP'a geçtiler. Bu arada, SHP'den DSP'ye geçen ve geçenlerde ANAP'a girerek milletvekilliği adaylığı icin başvuran, ancak listede yer alamayan Siileyman Koyuncugil (Gaziantep) de dün gece tekrar DSP'ye girdi. ANAP'a geçen Sakarya Milletvekili Sözer, böylece parlamentoda dolaşmadık pani bırakmayarak, Kırşehir Milletvekili Tevfik Gıincş'in rekorunu kırdı. DYP'den dun istita edcn 3 millet\ekilinin hepsi de HP kökenli. Bir diğer ortak ozeüikleri de milletvekili aday lisıelerinde yer alamamaları nedeniyle "kuskun" olmalan. Bu 3 milletvekili, önceki gün yapılan DYP grup toplantısına kalılmanıışlar ve dikkati çekmişlerdi. İsıilacılardan Yozgat Milletvekili Selahattin Taflıoğlu'nun ANAP'hlarla uzun sureden ben temas halinde olduğu biliniyordu ve kulislerde partısinden istifa edeceği soyleniyordu. Pani değiştirme rekoru kıran Turgut Sozer, ANKA muhabirine yaplığı açıklamada, "Son olavlar göslermiştir ki, biz Başbakan Ö/al'a çok haksızlık etmişiz, yuklenmişiz. Bitsin bu kaos. Erken seçim için evet o>u kullanacağım" dedi. DYP >öneticilerini de eleştiren Sozer, "Bunlar kırkharamiler gibi her şe>i bölüşüyor" iddiasında bulundu. Aydın Milletvekili Osman Esgin Tipi'nin de ANAP'a katilacağı sovleniyor. Bu arada, eski HP Genel Başkanı Ankara Milletvekili Necdet Calp'ın da SHP'den istifa ettigi söylentisi yayıldı. Ancak Calp'in istifası TBMM BaşkanlığYna gelmedi. Yeni istifa ve kaıılmalarla, Mecliste sandalye dağılımı şöyle: ANAP 252, SHP 60, DYP 47, DSP 25, bağımsız 13, boş 3. Metin Erksan Dostoyevski'nin şu suzlern' • = ten sorumluüur (Fotoiraf: UtUft BÛNYÛZ) edindiğini söyiüyor: "Herkes her şeyden ve herkes "Sinema akılişi..." a Türk sinemasına ilk ve son büyük ödülü getiren Metin Erksan ınsan aklının karışmadığı hlçbir şey beni llgllendlrmez... Mesela ben natürmort, peyzaf falan... Gülerlm o reslmlere... Onlar resim falan değil... İnsan aklının karışmadığı resim, resim değildir bence. Her şeyi Insan aklı düzenleyecek..." Geçen günlerde yapılan 24. Antalya Altın Portakal Fılm Festivali'nde 23 yıl önce (1964'te) ülkemize en büyük sinema ödüllerinden birini (Beriin, Altın Ayı ödülü) kazandırmış olan film yönetmeni Metin Erksan'a "Jurk sinemasına katkılarından dolayı ONUR ÖDÜLÜ verildi. Erksan'ın ödülü, hem en büyük sinema ödüllerinden biriydi hem de o güne kadar Türk sinemasına venlmiş ilk ödüldü. Daha sonra birçok filmcimiz uluslararası film festivallerinde ödüller kazandı. Ne var ki Yılmaz Güney'in Cannes Film Festivali'nde Costa Gavras ile paylastığı birincilik ödülü dışında, Erksan'ın başarısı bir daha yinelenemedi... Metin Erksan'la bu hafta film yaşamı üzerinde konuştuk... Sayın Erksan, Türk sinemasının koşullannın çok kötü sayıldığı bir zamanda ve ortamda, Türkiye'ye ilk defa en büyük sinema ödüllerinden birini kazandırdınız. Bu ölçüde bir basarı bir daha da meydana gelmedi. Neydi o olay efendim? Bir rastlantı mıydı? Şimdi ben tevazuyu biraz bir kenara bırakarak hemen şunu söyteyeyim: Ben gayel bilerek sinemacı oldum. Ve sinemaya en yakın mektebe gittim Türkiye'de... Edebıyat Fakültesi Sanat Tarihi "Estetik" bölumüne gittim. Bizde biliyorsunuzyadoktor ya avukatlık gelirdi akla okul deyınce o zamanlar.. Sanat Tarihi deyince saşınyorlardı. Hatta annem bana dedi ki fakülteyi bitirdikten sonra, "Yavrum bir hukuku da mı bitiremedin, etrafa söyieyemiyorum". O zamanlar öyleydi. Yani sinemacı olmak istedim ve oldum. EVRENSEL BOYUT Bu mudur size ödül kazandıran sır?.. O zaman neden tekrarlanmadı? Tabii sadece bu degil... Susuz Yaz'ı bilerek ve isteyerek gayet şuurlu bir şekilde yaptım. Çıkış noktam da şuydu: Ben mülkiyet uzerinde bir film yapmak istiyordum. Çünkü mülkiyet çok önemli bir mesele... Bu arada ben mülkiyetin en tartışmalı konusu olan su mülkiyeti üzerine bir film yaptım. Çünkü mülkiyette en önemli kavram avuçta tutmaktır. insan her şeyi avucunda tutabılirfakat suyu tutamaz... Avucunuzdan kayar gider... Suyun bir seyyaliyeti var, duımuyor yerinde... Bu bana çok hoş geldi mülkiyet kavramını anlatmada... Ve herhalde jüriyi de etkiledi... Efkiledi ama etkileyen başka şeyler de var o filrnde.. Beriin Film Festivali'nın gerekçesi de.. Diyorlar ki "Dunyanın en eski hıkâyesini çok çağdaş bir hale getırerek. ' HabilKabil hıkâyesini çıkarmışlar ondan.. Dogrusu bunu ben düşünmemistim.. Ama böylece evrensel boyuiu yakalamış oluyordu o film.. O filmde o zaman için hiç tanınmamış oyuncular oynuyordu.. Star sistemine karşı oldugunuz için mi? Yoo.. Hayır, onun için değil. Ben Türkan'a (Şoray) soytedim, oynamadı. Ondan sonra ağlamış.. Ayhan'a (Işık) teklif ettim, o da oynamadı.. Onlar oynamadığı için Hülya'yı (Koçyiğit) aldım.. Metin Bey, siz Yeşilçam sinemasının biraz dışına çıkarak o fllminizde de çıkmıştınız zaterv ticari sinemadan biraz uzaklastınız. Bunu da sanıyorum kasrth olarak yaptınız. Neydi bunun nedeni? Yalçın Bey genelde söyiediğiniz doğru... Yalnız benim Türk sinemasının çizgisinde bir takım filnv lerim de var.. Ben ticari yöne ağıriık kazanan filmlerde de çok büyük paralar kazandım. Fakat adınızı duyuran birçok filmde fantastik ögeler kullanıyorsunuz.. Sonra tutku konusu ağıriık kazanıyor bütün filmterinizde.. Bize sinema anlaytşınızı açıklar mısınız? Valla bu tutku meselesi benim kişiliğimden geliyor. Zamanla çıktı bu ortaya. insanlar söyteyince anladım. Sonra baktım gerçekten bir meselenın uzerinde mutlaka ve mutlaka çok fazla dururum. Rastgele baktığım bir mesele yoktur. Dostoyevski'nin bir sözu var. "Herkes her şeyden ve herkesten sorumludur" diyor. Bu büyük bir laf.. Ben kendime böyle bir misyon vermişim. Fantastik öğelere gelince... Insan aklının karışmadığı hiçbir şey benı ilgilendirmez... Mesela ben natürmort, peyzaj falan... Gülerim o resimlere... Onlar resim falan değil... Insan aklının kanşmadığı resim, resim değildir bence... Her şeyi insan aklı düzenleyecek... Roman, hikâye, resim... her şey için bu böyledir Evet, Preveze fiiminizi hatırlıyorum. Televizyonda oynamıştı. Herkes bir deniz savaşı beklerken siz bir odanın içinde insanlan konuşturarak çozüyordunuz her şeyi... Orada söytemek istediğiniz şu muydu acaba; belki yanılabilirim: Bir deniz savaşı önce bir odanın içinde yapılır... HER ŞEY KAFANIN İÇİNDE Evet tabii... Deniz savaşı önce kafalann içinde yapılır... iki kafanın içinde yapıyoria''... Barbaros Hayrettin Paşa'yia, Andrea Dorya... önemli olan o benim için... Savaş zaten orada kazanılıyor veya kaybediliyor... öbür tarafı, denizde olanlar beni fazla ilgilendirmiyor... . Metin Bey sinema yönetmenliği nedir? lyi bir yönetmen olmanın koşulları nelerdir... Vallahi onun çeşitli koşulları var... Her yiğidin yoğurt yiyişi ayrıdır, ama net bir kural olmamakla beraber ben şunu söyteyeceğım; sinema kolektif bir çalışmadır ama kolektif bir yaratma değildir... Bizim ulkemizde son zamanlarda bu saptınlıyor. Bir kişi yaratır filmi... O da yönetmendir... Peki efendim, Türk sineması üzerine konuşalım biraz... Bazı ödüller kazanıyoruz. Bir kıpırdanma var gibi görünüyor. Sizce Turk sineması ileriiyor mu? SİNEMA YOK, TV VAR Onu bilemem, ama bana öyle geliyor ki sinema yok artık ortada... Artık TV ve video var... Sinema salonları gitti, yok oldu sinema salonları... Onla ArifSağ SHP'de Sağlar: 4Ozal kaçamayacak' 1722 EKİM 1987 İSTANBUL ŞERGİ SARAYI TEPEBAŞI İSTANBUL • • • • • • Kimya Demir ve çelik Elektronik / bilgisayar Otorîıotiv sanayii parçaları Otomobil yedek parça sanayii Elektrikli küçük ev aletleri Scrgı 11 00 20 00 sııtlen jrasmda gczılcbıhr ANKARA (Cumhurivel Burosu) SHP Genel Sekreteri İikri Saglar. Ozal'ın "Eger beni Meclisle >alm/ bırakırsanız, istifa ederim" biv'imındekı sözlerini "hukuku ve ahlakı h!çe sayan bir başbakanın sonu" olarak değerlendirdi. Sağlar, yapılacak ilk ^eçimlerde, halk de.ıeğini çektiği zaman, Ozal'ın kaçacağını ileri 'iırdu. Halkın Ozal'ın kaçmasına izin vermeveceğıni belırten Sağlar, "Özal vaptığının >anlış oldugunu bilivor. o nedenle de kaçmak i«t:vor" dedi. Halkına acı «rcktıren, baskı yapan ve ıktıdarım boylelikle surdurebilen bir başbakjnın, kav'makıan ba>ka çaresinin kalmadı|ını belirten Sağlar. "Ö/al'ın hizmet anlavışı. kendisine hizmel edilmesidir. Runun için de en i\i ver iklidardır. İktidarı viliren Özal, kaçacaktır" dedi. Sağlar, Meclis loplantısından, istekleri doğrultusunda bir sonuç ,ıkacağını, demokratik bir secim yasasını arzuladıklarını beliniı. Fikri Sağlar. Arif Sag'ın, SHP'\e kaıılması sırasında : aptığı konuşmada, halkın içinden v'ikmış bir \anatçı olan Arif Sağ'ı SHP'de gormekten mutluluk duvduklarını bildırdı. rı rkasıg. Sayfada) İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ İSKİ İSTANBUL SU VE KANALİZAŞYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TUZLA DENİZ DEŞARJI VE KÜÇÜKÇEKMECE DENİZ DEŞARJI İNŞAAT YETERLİLİK DUYURUSU TUZLA SEA OUTFALL AND KÜÇÜKÇEKMECE SEA OUTFALL CONSTRUCTION PREQUALIFICATION ANNOUNCEMENT İSKİ, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Tuzla ve Küçükçekmecedeki iki deniz deşarjı yapımırun ihale evraklannı hazırlamak istemektedir. Her iki deşarj işi ayn ihaleler altında yapüacak olup, ihale kapsamında vana hazneleri ve diözörlerle birlikte karada ve Marmara Denizinde boru hattı döşenmesi vardır. nominal kapasitesi, 1 milyon nüfus eşdeğeridir. Yeterlik kapsamındaki şirket ya da ortaklar gerekli evrakları 30 Kasım 1987 günü öğleye dek teslim etmelidir. lep eden şirket veya ortakların yeterlilik başvuruları dikkate alınacaktır. ISKI, istanbul Water and Sevverage Administration, intends to ıssue Tender Documents for the construction of the first stages of two effluent outfalls at Tuzla and Küçükçekmece, to serve two major sevvage treatment works. The two outfalls will be the subject of two separate tenders, each in' cluding the construction of pipelines on land and in the Sea of Marmara, together with associated valve chambers and diffusers. wishing to be considered for prequalification must submit the necessary documentation by midday on 30 November 1987. Further information on prequalification criteria, the format for submission of the information required and the treatment vvorks components must be obtained from İSKİ. ReThe outfalls have been the subject quests for these may be made by of detailed design by international letter, telex or fax and will be consultants VVatson Motor Temel, transmitted to companies by post an association of VVatson Hawksley, or may be collected by hand from Motor Colombus and Temel Mühendislik. ISKI office according to the reThe first stages of the sewage treat quest of applicants. Only prement vvorks discharging to the out qualification submissions from falls each have a nominal capacity Companies or Joint Ventures of 1 million population equivalent. which request this information will Companies or Joint Ventures be given consideration. Yeterlilik koşulları hakkında daha fazla bügi almak, istenen bügilerin Söz konusu işlerin ayrıntüı çizimle sunulması için oluşturulacak forri, Watson Hawksley, Motor Colum mat şekli ve deniz deşarj üniteleri bus ve Temel Mühendislik'in oluş hakkında detaylı bilgiler İSKİ'den turduğu WatsonMotorTemelin elde edilmelidir. Gerekli istekler uluslararası daıusmarüannca yapıl mektupla, telex ile veya fax ile yamıştır. pılabilecek, cevaplar başvuruda bulunanların isteğine bağlı olarak Deniz deşarjına gidecek atık elden veya posta ile iletilecektir. su arıtma tesislerinin ilk aşamada Yeterlilikte, sadece bu bilgileri ta Başvurularda başlık olarak Applications should be headed "Tuzla ve Küçükçekmece De"Tuzla and Küçükçekmece Efniz Deşarjı Yeterlilik" yazılacak fluent Outfalls Prequalificave aşağıdaki adrese postalanation" and addressed to:caktır. ISKI Genel Müdürlüğü Aksaray istanbul TURKEY Telex No: 31293 ISU TR 23923 ISU TR FaxNo (90) 1521 16 22 (90) 1521 32 38
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle