Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 31 OCAK 1987 UGUR MUMCU GOZLEM OLAYLAREV ARDENDAKI POLTltKA VE ÖTESÎ MEHMED KEMAL (Baştarafı 1. Sayfada) bireysel başvuruda bulunulabileceğini, bunun Avrupa Insan Hakları Komisyonu tarafından değerlendirileceğini bildirdi. Adalet Bakanı Sungurlu, kişisel başvuru hakkına Türkiye tarafından bazı sınırlamalar getirilmesi konusundaki bir soruyu yanıtlarken, "Biz bu başvuru bakkını tanır tanımaz Avrupa basını bir şeyler yazdı, 'Türkler tam başvurmadı, çekince koydular' diye. Bu yaylım atışı bizim basmımızda da sürdtt. Avrupalı bizi kotüledi ya, bizim basınımız da kötülüyor. Çekince konuldu. Siz çekince konulması gerekrJgi görüşünde degil misiniz? Türkiye Cumhuriyeti devletini bölmek için yapılan çalışmalara bir çekince koymayalım mı?" biçiminde konuştu. Adalet Bakanı Sungurlu, "Eski başbakanlardan Biilent Ecevit ve Siikyman Demirel'in de konulan çekince kapsamında bulunup bulunmadıklanna" ilişkin bir soruyu yanıtlarken, tabii başvurabilirler. Ama başvurunun neticesi şöyle ya da böyle olur onu bilemem. Konsey kararlanna burada ben çekince koyacak durumda değilim. Herkes başvurabilir. Her Türk vatandaşı başvurabilir. Başvuramayacak Türk vatandaşlanmn isimlerinin sayıldığını zannetmiyorum" de~BBC'NİN HABERt YALANLANDI di. "Bülent Ecevit'in mahkumiyet karannın içeride ve dışanda oldukça eleştiri aldıgına" ilişkin soruyu "Bu olacak tabii" diye yanıtlayan Bakan Sungurlu, "Türkiye'de yargüamanın çok uzun süre aldıgını. bunun tanınan başvuru hakkı yonünden bir Ekonorai Servisi BBC'de tadır" diyen Hacaloğlu, "Böy sorun yaratıp yaratmayacagı" yayımlanan, TÖBANK hisseleri le haberler banka sistemi aley şeklindeki soru uzerine de şöyle nin Ziraat Bankası'na devredil hinedir" şeklinde konuştu. Ha dedi: diği haberi, Hazine ve banka ta caloğlu, haberde bankanın zara"tnsan Hakları Komisyonu, rafından yalanlandı. Hazine ve n olarak gösterilen rakamların yargılama siiresi makul müddeDış Ticaret MUsteşarlığı tarafın da asılsız olduğunu sözlerine ti aşar ise iç hukuktaki bütiin dan yapılan yazılı açıklamada, ckledi. yollar tuketilmese dahi komisyoTürkiye öğretmenler BankasıE>evlet Bakanı ve Hükümet na başvurulabilecegi öngöriilnın "normal faaliyetlerini' sür Sözcüsü Hasan Celal Güzel, ba miiştür. O makul sürenin adı dürdüğü belirtildi. TÖBANK sında "TÖBANK'ın battığı" yok. Vatandaş benim yargılama Yönetim Kurulu murahhas üye şeklinde haberler çıktığı ve ko siirem uzun sürdü diyerek bassi Çetin Haaüoglu da, "Banka nunun Bakanlar Kurulu'nda gö vurar, bunu orası inceİer. Makul mız ayaktadır" dedi. BBC'nin rüşülüp görüşülmediği yolunda süreyi aşmış ya da aşmamış der onceki gün Türkçe bülteninde ki bir soruyu şöyle cevap onu biz bUemeyiz. Komisyon yayımlanan haberde, "Gizli landırdı: olaya göre o süreyi tayin ediyor. bir operasyon sonucunda TÖO amil bir hükümdür, vardır BANK'ın hisseteri Ziraat Banka"Bakanlar Kurulu'nda bu ve ama o takdire kalmıştır. benzeri bir şey gıindeme gelmesı'na devredildi" denilmişti. Kişisd başvuru ile büiikte, biz miştir. TÖBANK'ın batması di kendi iç hukukumuzla ilgili araşBBC'nin bu haberi üzerine, ye bir şey yoktur. Bilhassa bası tırmamızı yaptık, araşünnamız Hazine ve Dış Ticaret Musteşarnımızın bu konularda dikkatli vardır. Biz kendi açımızdan halığı bir açıklama yaparak, Türkiolması gerekmektedir." zınz. Ancak tnsan Hakları Koye Öğretmenler Bankası'nın norÖte yandan TÖBANK murah misyonu'na başvuru halinde bamal bankacılık işlemlerine devam ettiğini bildirdi. Açıklama has üyesi Çetin Hacaloğlu ile Ge kanlık olarak ne gibi meseleler da özetle şöyle denildi: "Büindi nel Müdür Erol Akyazan yapük çıkar önümüze biz o konuda haği gibi, bankalarda yüzde 10 ya lan ortak yazılı açıklamada, ban zınz. Ama hiç ummadıgımız meda daha çok hissenin devredil kanın her türlü bankacılık işle seleler de çıkar." mesi müsteşarlığumzın iznine mini başan ile yürüttüğünü kaybağlıdır. Adı geçen banka tara dederek şöyle dediler: fından, bu konuda bize bir baş"Bankamız Türk ekonomisine (Baştarafı 1. Sayfada) vtıruda bulunulmadığı gibi, daha fazla hizmet verebilmek şirketler Enerji ve Tabii Kaynak Müsteşarlık tarafından da bu amacıyla çok .vakın bir sürede yönde bir izin verilmemiştir. Do önemli bir sermaye arttınmına lar BakanlığYnca denetlenecek İayısıyla, bu konuda >ayımlanan gitmektedir. Bankanın faaliyet ve tesisler sözleşme sonunda haberler. gerçek dışı ve asılsızdır. lerinin daha da geliştirildigi bir TEK'e devredilecek. Banka, normal bankacılık mu devrede, mevduat sahiplerini le ADLİ YARDIM SÖZLEŞMESt Devlet Bakanı Hasan Celal amele ve faaliyetlerini sürdür reddüte diişürebilecek gerçeğe mektedir." aykın haberlerin bazı basın or Güzel 17 Mart 1978 tarihinde ganlarında yer alması son dere Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin ; BBC haberini "yıpraüa" olaimzasına açılan ve Türkiye tarace iizüciidür." tak nitelendiren TÖBANK Yönefından da 4 Şubat 1986 tarihintim Kurulu murahhas uyesi ÇeAçıklamada, bankanın yapa de imzalanan ceza işlerinde kartin Hacaloğlu da, bankanın Zi cağı duyurulan sermaye artışının şdıklı adli yardım Avrupa Sözleşraat Bankası'na devredilmediği kaynağı konusunda bilgi ve mesine ek protokolün onaylanni söyledi. "Bankamız ayak rilmedi. masının uygun buiunduğuna dair kanun tasarısının da TBMM'ye sevkinin kararlaştınlALÇI TAŞI SATIN ALINACAKTIR dığını söyledi. Güzel, protokol ile mali suçlann da adli yardımlaş1 Fabrikamız ihtiyacı + %30 nispetine kadar toleranslı 16.000 ton aiçı taşı fabrikada teslim şekiiyle kapalı zarfta teklif almak suma kapsamına alındığını ve adli retiyle satın alınacaktır. sicil belgeleri konusunda işbirli2 Işin geçici teminatı 1.500.000 TL.'dır. ği ve mahkumiyet hükümlerinin 3 Bu ışe ait şarıname fabrikamız Ticaret Müdurlüğü'nden ücreıve benzeri tedbirlerin infazına ait siz olarak temin edilebilir. yeni hükumler getirildiğini 4 thale 12 Şubat 1987 Perşembe günü saat 14.00'te fabrikamızda bildirdi. (Baştarafı 1. Sayfada) Trabzon Teknik Üniversitesi jeodezi ve fotogrometri dcçentlerinden Dr. Türkay Tudes, davasına bağlt bir "ülkücü"dür. Nereden biliyorsunuz Tudes'in "ülküculüğünü?" MHP iddianamesinden... İddianamenin 310'uncu sayfasında Doçent Tudes'in 4 Temmuz 1980 tarihinde Alpaslan Türkeş'e bir mektup yazarak "ÜYD Trabzon başkanının bir asistanı dovmesi" olayı ile ilgili bilgi verdiği anlaşılmaktadır. Bir öğretim üyesinin, "Ülku Vb/u Derneği" Trabzon başkanının bir asistanı döverek yaralaması olayını, MHP Genel Başkanı'na mektup ile bildirmesi ve Türkeş'ten bu konuda yardım istemesi, bu doçentin MHP ile yakıntığını yeterince kanıtlamaktadır. Doçent Tudes, Yüksek Öğretim Yasası'nın geçici maddesi uyarınca eski "statü"ye göre profesörlüğe yükseltiliyor. Yeni yasaya göre bir doçentin profesöriüğe yüksertilmesi için "merkezi s/nav"dan geçmesi gerekiyor. Geçici madde, profesörlük basvurulannı eski yasaya göre tamamlayanlara yeni yasanın uygulanamayacağını öngörüyor. "Gec/c/mauW9"gereğince profesöriüğe yüksettilecekler için merkezi şınav zorunluğu getirilmiyor. Karadeniz Üniversitesi Mühendislik ye Mimartık Fakültesi Yönetim Kurulu, Doçent Tudes'in dil jürisini saptamak için toplanıyor. Dekan Aybar Ertepınar'm önerdiği üç kişilik jüri, gizli oylama sonucunda saptanryor. Prof. Dr. Ismet Gedik, "2547 sayılı yasanın geçici 8. maddesi artık aradan 5 yıl geçtikten sonra uygulanamaz" diyerek oylamaya katılmayacağını bildiriyor. "Diljürisi" seçimi böylece tamamlandıktan sonra, sıra "bilim jürisi" seçimine geliyor. Bu kez, Prof. Dr. Türkerözsayar, bilim jürisine seçilen prcfesörlerin adayın "Anabilim dalı ile ilgileri yoktur" gerekçesi ile seçime itiraz ediyor. Prof. Dr. özsayar'ın bu gerekçesine, Prof. Dr. Mehmet Abak ve Prof. Dr. Muzaffer Şerbetçi de katılıyorlar. Prof. Dr. İsmet Gedik de "Yüksek öğretim Yasası yurürluğe girdikten sonra eski statuye göre profesör olunamaz" gerekçesi ile oylamaya katılmıyor. Oylama yaptlıyor ve anabilim dalı htdrolik oian İnşaat Yüksek Münendisi Prof. Dr. Metin Ger, anabilim dalı "mukavemef oian inşaat Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ragıp Eroi, anabilim dalı "sismoioji" olan jeofizik profesörü Prof.Dr. ömerAlptekin, "jeodezi ve fotogrometri" ana dalında profesöriüğe yükseJtilecek ülkücü doçentin bilim jürisine seçiliyorlar. Doçent Tudes'in bilim jürisinde bir tek Prof. Dr. Mustafa Ayteç, "fotogrometri" alanında uzmandır. Herhalde, bu satırların yazıldığı saatlerde Türkay Tudes'in akadernik unvanı doçentlikten profesöriüğe yükseltilmiştir. Ya araştırma görevlisi Hicabi Cındık'a ne demeli? Ne denecek? "Aferin" demeli. Sen gel, "fakülte içinde sukun ve huzuru bozucu nitetikteki davranışlanndan ve olayda hazııiayıcı rot oynadtğından" ötürü Karadeniz Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanlığının 4.5.1984 günlü kararı ile "bir yanyıl süre ile üniversiteden uzaklaştırma" kararı al; sonra da güvenlik raporlarını, şunu bunu atlat ve aynı fakürteye "araştırma görevlisi" olarak gir! Eh, doğrusu "bravo'1 Hicabi kardeşimiz şimdi de yurtdışına gönderilmek üzeredir. Bu bir "kadrolaşma o/ayv"dır. Yetmiş gün üniversiteye gelmeyen Prof. Aydın Taneri olayı niçin örtbas ediliyor? "Ankara Üniversitesi araştırma görevlisi alım ilkeleri" araştırma görevlisi olabilmek için en az "100 üzerinden 70 puan almak" koşulunu öngörmüşken, "100 üzerinden 66 puan alan" Ankara Üniversitesi Rektörü ,. Somer'in kızı nasıl tıp fakültesine araştırma görevlisi ola, rak atanabiliyor? Niçin, "inkılap tarihi dersleri" bu alanda çalışmaları olmayaniarın yönetimlerine veriliyor? ve Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde bir "ülkücü doçent" nasıl profesör olabiliyor? Bir sağ eylemci, nasıl araştırma görevlisi olarak atanabiliyor? Oy Trabzon Trabzon/içi kalaylu kazan.. GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfada) etmek ısüyorsa elindeki en yakın fırsat geçici 4. maddede odaktaşıyor. 1982 Anayasası'nın geçici 4. maddesi, eski politikacılara bilinen yasaklan koymaktadır. Partiler bu maddenin değiştirilmesi için hazırdırlar. Çankaya da gerekliyeşil ıştğı yakmıştır, Anayasada ilk elde yapüması çok kolay olan bu değişikliğe Sayın Özal neden yanaşmıyor da orıaya çapraşık öneriler atıyor? Ikınci nokıa Geçici 4. maddeyi bir yana bırakahm ve diyelım kı, siyasal parıiler Sayın Turgut özal'ın önerdiği yontemı benımsemiş olsunlar. Bu durumda 175. madde nasıl değiştırilecektır? Parlamentoda üçte ikı çoğunluk bulunduktan ve değişiklik yapıidıktan sonra Çankaya 'nın tutumu ne olacaktır? Anayasanm şu veya bu yönde değiştıhlmesi için gerekli kolayltğı Özal'ın eline veren 175. madde değişıkliğmı cumhurbaşkanı onaylayacak mıdır, veto edecek midir? Cumhurbaşkanı Evren, anayasanm geçici 4. maddesi değıştırilirse tutumunun ne otacağını belli etmiş, iç siyaset ortamına bir aydınlık getirmışti. Sayın Evren'in bu kez 175. madde konusundaki fıkrini belirlemesi, gereksız siyaset oyunlan ve içerıksiz tartışmalann üzerine ışık serpmek bakımmdan yararlı olacaktır * • • Gizli Oturumlar... Her meclis bazı konuları görüşürken gizli oturum yapar. Osmanlı Meclisi'nin gizli oturumlar yaptığını biliyoruz. En ilginç gizli oturumlar 1920 yılında kurulan TBMM'de olmuştur. Bir yanda ülkeyi düşmanlar sarmış, öte yanda padişah işgal altındaki ülkenin bağımsızlık savaşına karşı duruyor. Böyle bir ülkede meclisin gizli oturumlar yapması iiginç olmaz mı? Boylesi gizli oturumlar ilginçten de öte bir ölüm kalım savaşından kurtulmanın çarelerini arıyordu. Oturumlar neden gizli yapılır? Bir sorunun görüşülmesi, tartışılması, eleştirilmesi herkes tarafından bilinmesin istenir, ondan gizli yapılır. Düşman gelmiş kapıya dayanmış, padişah düşmanla işbirliği içinde, elbette kimi görüşmelerin gizli olması doğaldır. Eğer 1920 Meclisinin gizli oturum tutanaklarını inceleme fırsatı bukjuysanız gizliliğe hak verirsiniz. Gerçi 1920 Meclisinin gizli oturum tutanaklarından çoğu üstünden bunca süre geçtikten sonra açıklanmış, yeniden yayımlanmıştır. Ama gizli oturum tutanaklarının kimi de hâlâ yayımlanmamıştır. Bu gizli oturum tutanaklarını inceleme fırsatı bulan tarihçilerin bildirdiklerine göre, değil sadece gizli oturum tutanaklan, açıkoturum tutanaklannın da birçoğu eksiktir, düzensizdir, yitiktir. Elbette, o yıllarda tutanak tutma ile, bugün tutma arasında çok büyük ayrım vardır. O yıllarda tutanak gorevülen'nin hepsi steno bilmiyor. Eski yazı ile tutanak tutmak oldukca kolay. Gürültülü, kavgalı, döğüşlü oturumlarda düzenli tutanak tutmak çok güç oluyor. O gün karşılaşılan güçlükler, bugün incelemede eksiklikleri doöuruvor. Bir yandan cephede savaşırken, bir yandan da gelip Meclis görüşmelerine katılmak Gazi Mustafa Kemal Paşa için kimbilir ne denli yorucuydu. Yakınlarına savaşın güçlüğünden çok, Meclis'in dayanmasının güçlüğünü anlatır. Kemal Paşa için örv ce Meclis, sonra savaş vardır. Meclis'in önde gelişinin seçkin belgeleri bu gizli oturumlarda yapılan konuşmalardır. Meclis'te çoğunluğu eline geçiren bir partinin yöneticileri kaldırılan parmaklarla her şeyi yaparım kanısına varabilirler. Ancak bu her zaman için olası değildir. Gün gelir parmak hesabının yanılgısı ortaya dökülür. önemli olan parmak hesabı ile her şeyi çözümlemek değildir. Ûnemli olan demokrasinin, parlamento kurallarının işlemesidir. Düşman Polatlı önlerine değin gelip dayandığında Meclis işliyordu. Hem açık oturumlar hem gizli oturumlar yapılıyordu. Gizliliğe ne olsa uymak zorunluğu vardı; konuşulanlar düşmanın kulağına gidebilirdi. Bugün öyle mi? Bugün hiçbir şeyin gizlisi, saklısı kalmadı. İletişim araçlan bir haberi daha sokağa vurrnadan bir ülkeden bir ülkeye taşımıyortar mı? İşte Amerika'nın İran'a silah vermesi... Haber ne denli gizli kalabildi? Dort bir yana yayıldığı gibi başkanın da başını derde soktu. "Ben ettim, sen ettinl.." demeye kalmadan soruşturma komisyonları kuruldu, sorguya çekilenlerin sayısı kabarmaya başladı. Bizde ise hükümetler gizli kalmasını istedikteri haberlerin sızmasına çok kızarlar. Gizli kalmasını istedikteri haberi içerdekiler duymasın da kim duyarsa duysun! Bir anı: Bir zamanlar Kore'ye asker gönderme kararı verilmişti. Bu haberin duyulmasını istemiyorlardı. Ama Ankara nire? Kore nire? Bunca askeri alıp denizaşın ülkeye savaşmaya göndereceksin, analar, babalar da duymayacak... Gazeteciler duydular, "Kore'ye asker gönderiyorvz" diye yazdılar. Vay efendim sen misin yazan? Ceza yasasının idama değin varan maddeleri işletildi. Nerdeyse gazeteciler tutuklanacaktı... Bu haberi kimler vermisti? Haber yüzünden işler karışıyor, olayiar büyüyordu. Bereket versin, BBC radyosu haberi verdi de, gizlilikten kurtardı. Bir milletvekili de, haberin yabancı radyolarca verildiğıni, gizlisi saklısı kalmadığını Meclis'te açıkladı da gazeteciler kurtuldular. Oğünmek gibi olmasın bunlann arasında ben de vardım. Gizli, açık memleketin bütün işleri Meclis'te gününde, zamanında görüşülmelidir. Buna engel olunduğunda demokrasi de, parlamenter düzen de çok zarar görür. Ama açıklık, gizliden daha anlamlıdır. dün Samsun'da Maliye ve Cümruk Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin tarafından törenle açtidL Alptemoçin, A grad tütünün 2850, B grad tütünün 1125 ve kapa tütünün de 310 liradan aünacağinı açıkladı. Bakan, Türk tütününde insan sağltğına zarar verecek kadar radyasyon olmadığmm belirlendiğini belirterek "Radyasyon geldi, Türk tütününün değeri düstü diye kimse endişeye kapılmasın" dedl Alptemoçin, daha sonra Bafra'ya geçerek incelemelerde bulundu. Üreticiler, tütün yapraklanndan yapılmış bir kolyeyi bakanın boynuna taktılar. (Fotoğraf: auı.) ÇEKİNCE TART1ŞMASI Prof. Aybay: Çekince işin mantığuıa aykın Haber Merkezi A.Ü. SBF Devletler Özel Hukuku eski öğretim üyelerinden İnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri Prof. Rona Aybay kişisel başvuru deklarasyonuna çekince konup konamayacağı konusunun sistemin mantığına aykın olduğunu söyledi. Prof. Aybay onceki gun Strasbourg'da açıklanan, Tıirk vatandaşlanna kişisel başvuru hakkı tanınmasıyla ilgili metni şoyle deSerlendirdi: "Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne taraf olan devletler çekince koyabilirler. Belirli sınırlar içinde olabilir. Nitekim T.C bu sözleşmeyi onaylarken Tevhidi Tedrisat Kanunu'na ilişkin bir çekince kovtnuştur. Fransa da bu çekinceyi koyarken olağanüstu hallerle ilgili olarak kendi anayasasının hükmüne öncelik tanıyacağını belirtmiştir. Ancak Bireysel Başvuru Hakkı Deklarasyonu'na çekince konup konamayacağı ise tartışmalıdır. Çünkii bu bir sözleşme degil deklarasyondur. Komisvonun takdirine kalmıştır. Ama işin felsefesi açısından komisvonun yetkisini sınırlayan bu tur çekinceler işin mantığına aykırıdır. Çünkii Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınması ongonilen en temel bazı ozgürlüklere ilişkin çekince konmak isiendiği anlaşılıyor. Bu da işin mantığına temelden aykırıdır. Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ile güvence altına alınması ongörülen en temel haklara ilişkin olarak böyle çekinceler konulmaya kalkışılması Türk hükümetinin samimiyetinden şüphe edilmesi sonucunu doğuracaktır. Bu dünyadaki tek ornek olan Avrupa insan haklan sistemine bütünüyle ya katılınz ya katılmavız." Larnaka'da (Baştarafı 1. Sayfada) lar şu açıklamayı yaptılar: "Agratur'da bir aksilik olduğu için uçaklar Larnaka'ya inmek zorunda kaldı." Rum gazeteleri İngiliz jetlerinin Agratur'dan kalkarak keşif uçuşuna çıkan uçaklar olduklarını ileri sürerken, Anglikan Kilisesi Temsilcisi Terry VVaite ve Lubnan'daki rehinelerin Larnaka'ya olası gelişlerini beklemek amacıyla Larnaka Havaalanı'nda bulunan gazeteciler beş savaş uçağının alana inmelerini "beklenmedik bir geiişme" olarak nitelediler. Gazetecilere gore, alçaktan uçuş yapan jetler Larnaka kontrol kulesine Agratur Üssü'nde bir uçağın lastiğinin yanarak pisti bloke etmesi nedeniyle Larnaka'ya zorunlu olarak inmeleri gerektiğini bildirdiler. Bu arada onceki gece Larnaka'ya inen Lübnan Devlet Başkanı Emin Cemayel de gazetecilerin "mudahale ve istila" yolundaki butün sorularını cevapsız bıraktı. Onceki gece bir Amerikan helikopteri de Larnaka üzerinde uçtu. Amerikan helikopterinin yarattığı heyecan uzerine açıklama yapmak zorunda kalan Rum Yönetimi Sözcüsü, "Helikopter herhangi bir askeri yük taşımıyordu" dedi. Öte yandan Komünist Partisi organı Rumca Haravgi gazetesi de "İngilizler, Lübnan'a bir operasyona hazırlanıyor. Bu nedenle de Larnaka Havaalam'nı da hazırladıklan plana dahil ettiler. Jetlerin alana inişi bir tatbikat niteliğindedir" ıfadesini kullandı. Bu arada ABD'nin Lubnan'daki rehineler konusuyla ilgili olarak Kıbrıs'taki İngiliz üslerinin dışında bölgede başka bir ülkenin üslerinden yararlanmak için harekete geçmediği bildirilıyor. VV'ashington'daki kaynaklara gore, ABD yönetimi Türkiye, Yunanistan gibi ABD üslerinin Ortadoğu'da NATO dışı amaçlarla kullanılmasını istemeyen müttefiklerine Lübnan krizi konusunda resmen başvuruda bulunmuş değil. Öte yandan Pentagon, deniz piyadelerinin alarma geçirildiğini, ancak bunun olağan bir durum olduğunu bildirdi. Ecevît Bireysel başvuruda (Baştarafı 1. Sayfada) da kabul edildiği varsavılan bir tutumun şimdi kabul edilmeıeceğine dair anlaşmada bir sarahat mevcut değil. Aksini ifade eden bir şey olsaydı bunu insan hakları sözleşmesine koyarlardı." Halefoğlu son gelişmelerle ilgili olarak Turkiye'nin iç hukuku konusunda ise "iç hukukta da bazı düzenlemelere gidilmesi gerekebilir" goruşlerine yer verdi. GÜZEL'İN AÇIKLAMASI Devlet Bakanı ve Hükumet Sözçüsu Hasan Celal Güzel, Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'na Türkiye'ye de kişisel başvuru hakkının tanınması ile ilgili başvurularda sözleşmenin özünü zedelemeyecek hususlarda çekinceler koyabileceklerini söyledi. Güzel, aynca, kişisel başvuru hakkının tanınmasının Türk hukuk sistemini olumlu yönde etkileyeceğini de bildirdi. Hasan Celal Güzel onceki akşam Bakanlar Kurulu'nda görüşulen konular ile ilgili açıklamasından sonra, bir gazetede, "Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel ferdi başvuru ile müracaatımızda kurulu anayasa nizamına uygun sınırlamalar koyacağız" biçiminde yer alan sözlerle ilgili açıklamalar yaptı. Guzel, bu sözlerin kendisine ait olmadığını ve komisyona yapacakları başvurularında sözleşmenin özünü zedelemeyecek hususlarda çekince koyabileceklerini bildirerek, şöyle konuştu: "Milli mevzuata tamamen uygun kalındığı takdirde zaten komisyona müracaatın bir manası kalmaz. Bu komisyon, herhangi bir kişinin milli mevzuatta istediği sonucu alamaması halinde başvuracağı bir mercidir. Birçok ülke komisyona olan başvurularında çekinceler koymuştur, ancak bizim müracaatımızda sözleşmenin özünü zedeleyecek konularda çekince konulmayacaktır." Guzel. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na kişisel başvuru hakkının tanınması ile ilgili başvurunun Turk hukuk sistemini de olumlu yonde etkileyeceğini söyledi. Güzel, "Hukuk yaşayan bir varlıktıf, sürekli değişmekte ve gelişmektedir. Demokratik hak ve hurriyetlerin önemli bir merhalesini leşkil eden bu başvurunun ardından Türk hukuk sisteminin de olumlu bazı değişikliklere gitmesi kaçınılmazdır. Zaten biz hukümele geldiğimizden bu yana hukuk sistemimizde olumlu bazı değişiklikler yaptık" diye konuştu. DSP Genel Sekreteri Nuri Korkmaz bireysel başvuru hakkına getirilen çekinceleri eleştirerek şunları söyledi: "Hukümet demokrasi, insan hakları konularında o kadar sıkışmış ki bir adıın atmanın zorunlu oldugu bir >ırada bir adınt atıyor. Ancak, altıgı adımın geçmişle yaptığı anlaşmayla ne kadar uyumlu olup olmadığını tetkik fırsatı bulmuyor, bunun zahmetine bile katlanmıyor. Görülüyor ki, demokrasi konusunda, insan haklan konusunda ne kadar kısıtlı, ne kadar antidemokratik hükumler bulunursa bulunsun toplum; zorlayarak, mevcut yasaları aşarak hedefine ulaşmak dunımuyla karşı karşıya kalıyor. Hukümet buna ayak uydurayım derken bazı yanlışlıklar da yapıyor, böyle olduğu gibi. Her zaman söylediğim gibi bireysel başvuru hakkı yeterli değildir. Hatta mevcut ortamda fazla inandına da değildir. O bakımdan başta anayasa olmak üzere yasalarda yeni düzeniemeler yapmak zonınludur ve gereklidir. Nitekim Sayın Dışişleri Bakanı da bu sıkıntıyı hissetmiş olacak ki, yaptığı açıklamada, bu konulara değinmiştir." SHP Genel Başkanı Erdal İnönü ise şunlan soyledı: "Başvuru hakkmın tanınması olumlu bir adımdır. Ama aülması gereken olumlu adımdan sadece bir tanesidir." TOBANK, sermaye artüruııına gîdîyor ÇAUŞANLAREV SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL Bu ödenek kesildi" bkokol ögretmetü ikra 1984 ydındjı emekMye aynküm. Çalışırkeı 657 sayılı Devlet Memurian Yasasuun 202. maddestnde befirtOeıı "Aile Yaıdunı"nı alryordum. EmekUye aynhnca bu ödenek kesüdi. Efim ise ev luubmdır. Şimdiye kmdar öıd veyı kamn kesbniade çfllı^"1^1 ve çabsmıyor. Aile ymrdımuuB kimlere ve hangi ko«nllarda ödeaecetiııe Ittşldn MaHye Bakanhgı'ıuıı 53 sayılı genel tebUgİBe göre ve 9 Aniık 1986 günkü ayıHamaniT dognütnsuııda "Aile Yardırm" «hmm gerekir mi, gerekmez mi? İJÖ. MANÎSA YANIIİ 657 sayılı Devlet Memurian Yasasının 202. maddesi ile "Evii İMhuaıı devtet memartanna tfle yardmu ddeoegin verilmesi öngörülmüştür. Onu izleyen 203. madde ile "ABe Yardımının Ödeme Usnltt" belirlenmistir. Büindigİ gibi 657 sayılı Devlet Memurian Yasası "Genel ve Katma BtitceU Knnunlar, Ü ö x d tduderi, Betediyeter, D ö ı d 1darderi ve BekdiyeJeriıı knrdnklan bMOüer Oe buıdara İMgta döner senngyeü knnüaşlarda, kaaunlaria knrnbuı fonkrda, kefafet aandıklannda veya Beden lerbiyesi Genel MüdüriikleriiMİe" ve çahşmakta olan memurian kapsamaktadır. 657 sayılı Devlet Memurian Yasası kapsamındaki çalısmasını sürdüriirken, çeşitli nedenlerle emekli olanlar ise, 657 sayılı yasa kapsamından çıkmakta ve emekliliklerinde kendilerine 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası hükümleri uygulanmaktadır. "Afle Yardımı Odenegi" 657 sayılı yasa ile ve çalısmasını sürdüren devlet memurlanna verilmesi öngörülmüştür. Emekli Sandığı Yasası uyannca bu yardımın emekli memurlara ödenmesi söz konusu değildir. Emekli memurlara ayhklannın yaru sıra, ancak sosyal yardım zammının verilmesi söz konusudur. Çahşırken aldığıruz "Aile Yardımı Ödenegi"nin emekli olduktan sonra kesilmesi yasa gereğidir. Soru: Körfez'de gerginlik sürüyor (Baştarafı 1. Sayfada) mudahaleye hazırlandığı soylentilerinin yoğunlaşmasına yol açmıştı. Pentagon yetkilileri, Akdeniz ve Basra Körfezi'nde Amerikan kuvvetlerinin varhğının bir müdahale olasılığına hazırhk olduğunu doğruluyorlar, ancak bu uygulamaların şimdilik bir uyarı niteliğinde olduğunu belirtıyorlar. SHLLT2: TAVİZ YOK Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, Beyrut'taki son kaçırma olaylarının birbirleri\le ilişki içinde olan gruplar tardiıııudiı gerçekleştirildiğini ve bu grupların Iranla "güçlü bir bağlantı" içinde olduklarını so\ledi. İran Meclis Başkanı AIi Ekber Haşimi Rafsancani, dünkü cuma namazında, halka "Irak hava saldınlannda zarar goren kişüerin acılannı dindirmek için ellerinden geleni yapmalan" çağrısında bulundu. Hava saldırılarına karşı halktan, özellikle sığınaklar yapmasını isteyen Rafsancani, "Bu konuda genel bir işbirliği ortamı oluşturulmalıdır. Böylelikle kendimizi baskı alfında hissetmeyiz" dedi. Rafsancani, "Kentler savaşı"nda İran'ın misillemelerinin Irak'a daha pahalıya mal olduğunu belirterek, Irak'ın 25 kentinin ve4 kasabasının İran top ateşi menzili içinde olduğunu, top ateşinin hava bombardımanından daha etkili sonuç verdiğini söyledi. Rafsancani, "Bombalar her gün bir ya da iki kez atılabilirler, hepsi o kadar. Oysa top mermileri her an beklenebilir. Hergün 10. 20, 30 top mermisi fırlatılabilir. Bu da halkın sinirini lahrip eder" şeklinde konuştu. Isteyen 1.5 trilyon lira borçlanacağız 3 parah otoyol daha Yeni karayollan yapımına fınansman katkısı yapacağı düşünülen parah otoyollara 3 yenisi daha ekleniyor. Toplam 420 km uzunluktaki, Kmalı Edirne, Tarsus AdanaGaziantep ve SakaryaGümüşova yolları 800 milyon dolar dış krediyle yapılacak. ANKARA (a.a.) Geçiş ucretleri ile önemli bir gelir kaynağı olan ve yeni yapılacak otoyolların finansmanına kaynak sağlayan paıalı otoyollara yenileri ekleniyor. a.a. muhabirinin edindiği bilgiye göre, toplam 420 kilometre uzunluğundaki üç ayrı otoyolun yapımında kullanılmak uzere sağlanan toplam 800 milyon dolar tutarındakı kredılere ilişkin anlaşmanın onumuzdekı hatta içersinde Ankara'da imzalanması bekleni\or. Karayollan Genel Müdürlüğu tarafından, yapımı tamamen kredilerle gerçekleştirilecek söz konusu oto\ol projelerini ustlenen firmalar \e getirdıkleri krediler şöyle: 1 KınalıKdirne (toplam uzunluğu 140 kilometre). Ustlenen l'irma: Doğuş Kredi: 295 milyon dolaı. Kredi kaynağı: ingiliz bankaları. 2 Tarsus Adana Gaziantep (toplam uzunluğu 240 kilometre) Ustlenen firma: Tekfen Farsura (İtalya) Kredi: 360 milyon dolar. Kredi kaynağı. ABD E.ximbank \e ABD'li ticari bankalardan kısa vadeli kredi. 3 Sakarya Gümüşova (top7 lam uzunluğu 3 kilometre) Ustlenen firma: Intes Kredi: 150 milyon dolar Kredi kaynağı: ABD'li ticari bankalar. Karayollan Genel Müdürlüğü'nün 420 kilometre uzunluğundaki KınalıEdirne, Tarsus Adana Gaziantep ve Sakarya Gumuşova otoyollan için verilecek kredilere ilişkin anlaşmalar, kamu ortaklığı fonu ve garantör sıfatı ile de Hazine ve Dış Ticaret Musteşarlığı yetkilileri arasında imzalanacak. ABD'de Irak'a destek (Baştarafı I. Sayfada) milli güvenlik stratejisi göruşmeleriyle başladığı kaydedilıyor. Bu toplantılarda ABD'nin muttefikleriUe birlikte Iranlrak sa\aşına bir son verilmesi yonunde ne tur stratejiler izleyeceğı tartışılıyor. Yine bu toplantıiarda ABD'nin milli guvenliği açı^ından bolgede aciten atılması gerekli adımlar kararlaştınlıvor. Aynı Beyaz Sara) \etkihsine gore ABD'nin politikasını Irak lehine değiştırmesi, aynı zamanda "İran yönetiminde yer alan yayılmacr anlayışa sahip birtakım gruplara ııyan niteliğinde." Amerikan pasaportu taşıyanlarııı L ubnan'a girnıeleriııi yasaklayan \e Lubnan'daki A/nenkalılara 30 gunluk sure içinde bulunduklan yerden ayrılınaları çağrısında bulunan Dışişleri Bakanlığı'nın Lubnan'dakı ABD Buyukelçiliğınin kapatılmasına karşı olduğu belırtıliyor. Bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisı, ABD buyukelçiliğınin kapatılmasının son derece "sembolik" bir anlamı olacağını, "ABD'nin Ortadoğu'yu terk etmesi" olarak nitelendirileceğini soyleyerek bakanlığın bu fikri kabule yanaşmayacağını belirtti. Öte yandan BM Genel Sekreteri'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi uyelerinin, dışişleri bakanları düze\inde toplaııarak korfez sa\a>ı ile ilgili acil oıılemleri goruşnıeleri yolundakı onerileri dun yapılan toplantıda herkesçe serapatiyle karşılandı. yapılacaktır. Postada vaki gecikmelerle telefon ve telgrafla yapılan teklifler nazarı itibara alınmaz. 5 Şirketimiz bir iktisadi Devlet leşekkülü olan Türkiye Çimento veToprak Sanayiı T.A.Ş.'nin ba|lı ortakhgı olup, 2886 sayılı kanuna tabıi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta veya işi dilediğine vermekte tamamen serbesttir. BALIKESlR ÇİMENTO SANAYİI T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜGC Basın. 11448 Eski kitap alınır, satılır. Yolaç Pasajı Kızıltoprak (Ust geçit yanı) 345 27 60 PİYANO C. BECHSTEIN kuyruklu, çok temiz. 358 94 53 Rehinelerin durumlarının goruşulduğıı toplantıda "kaçırılanlann derhal bırakılmalarının" i>tendığı bir açıklama vapıldı. Konse>in dışişleri bakanları duzouıuckı loplann onerisinin goruşülmesı için BM GerH Sekreteıi'nin dönuşu bcklenıvor.