12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
0 OCAK 1987 • * • • HABERLERÎN DEVAMI CUMHURİYET/B FIEJ SEÇTI i gömüldük. Sırtımızı poyraza daadık. Rahat bir sotuk aldık. Manzarayı görmek, yaşamak geek. Ne anlatsan boş. Poyrazaltı kar aneleri! Kamçı oluyor, kırbaç oluor. Gala'ya doğru savruluyor. Oluk (Baştarafı 1. Sayfada) ıluk! Sağanak sağanak! Isı sıfınn mi belediyeleri saıın alırken de ıltında. Düz ovada bir kargaşa. Gö pazarlığım açıkça yapmıştır. uş mesafesi kısa. Ordekler aniden Şımdi DSP'ye yönelik taktiğinepende bitiveriyor Davranıncaya de bir değişiklik görunmuyor. ;adar uzaklaşıyor. Bir tanesıne ye Buna karşılık DSP'nin tuıumu iştirdim. Kanadı kırık düştu. İki tailginçtir. Başlangıçta 12 Eylıil koa ilerde. Gıdip almalıyım. Yazık! şullannda kurulmuş parlamenGıdıp alıncaya kadar bir saat toyu en sert biçimde dışlayan ve jeçtı Oysa bu arada on ördek vutabandan güç alarak yükseleceurdum. Çamurla, karla, poyrazla ğini vurgulayan DSP, bu kez par>u kadar da boğuşmazdım . lamentoda grup kurduktan sonSert havada sıkılar kesmiyor. Zara "muli olanaklar" sağlamak en Nedim de söylemişti. Üstüne ıtıyorsun, önüne atıyorsun. Saç için 12 Eylulcu iktidar partisiyle nanın şarladığını görüyorsun. Gi pazarlığa girişiyor. liyorlar... "Pazarlık " siyasette doğal bir Hayvan saldırryor. Düz ovaya sal yontemdir; ancak DSP'nin daha Jırıyor. Yok arkadaş bu havanın arönceki sekter tuıumu bu doğalcası kötü! Don... Don demek. su lığın yadırganmasına yol açmak(uşlarına açlık demek. Ya göç ya tadır. Ayrıca pazarlığın içine Ja ölüm... Doyunmak zorundalar. Me pahasına otursa olsun doyun doğrudan parasal etkenin girrtıeT\ak zorundalar. Onun için clümü si moral açıdan soru işareılerı yaratmaktadır. ie saldınyorlar.. Tek bir yeşil. Dikiliverdi tepeme. 1982 Anayasası'nın antideDldukça alçak. Yükselmeye uğra mokratik maddelerinin değıştışıyor. Vuruldu. O da uzak düştü... rilmesi Mecliste ASAP'ın "evet' Me yaparsın? ine bağlıdır. ASAP ise "evet" Toparlandım. Ördeği tulum ipine diyecek yerde, değişiklikler için Dağladım. Tütek koltukattı. Kanal gerekli anahtarı kendi elinde tutsırtlarından atlaya atlaya arıyorum. mak istiyor, partilerle uzlaşmaBir de baktım elimdeki ördek de düşmüş. Güler mısın, ağlar rnıstn? yı reddederek DSP'yi yanına Dönüverdim onu aramaya. Bul çekmeyi yeğliyor. DSP, bu önemli konuda dum. Sıkıca bağlamak istedim. Ellerim donmuş. Parmaklarım bir ANAP'm eline anahtarı ve yetaraya gelmıyor. İpi çekemiyorum. kiyi teslim edecek ınidir? İşbirlıDişımle çekeyim derken'dişim kırılğinın sınırları nerede başlayıp dı. Hava da karardı. Baktım Adil de bitıyor? gitmiş. Döndüm bannağa... ÖnUmüzdekı gunlerde bu soKoca Usta takıldı. "Biriniz kanaruların vanıtlan belli olacaktır. la düşmüş, kanal faresı gibi geldi. • • * Biriniz ördeği yitirmiş, ararken dişini Dişini ararken kuşunu .." Konuş Koca Usta! Bannakta, sobanm başında... Rasgele.. (Baştarafı 1. Sayfada) sinde yer alan anayasanın değiştirilme yöntemini yumuşatmayı amaçlıyor. 175. madde, "anaya(Baştarafı Spor'da) sanın degiştirilmesinin Meclisin nklığı yaratan bu futbolcu için genel üye tam sayısının üçte iki çoğunkaptan Zekeriya Alp şunlan söyledi: "Hiçbir şe> vermiyor. Gerçekten bi lugunun oyu ile mümkün olazi hnyjü kınklıgına uğraltı. Bursaspor cağı" hükmünü içeriyor. Bu hükme göre, anayasa değiştirmaçında kendisine fırsat tanıdık. ancak yine kendini gösleremedi. Başamek için gerekli sayı 267 oluyor. nsızlığının devam etmesi halinde ken ANAP, bu üçte iki çoğunluk yedisini geri göndenneyi düşünüyonız" rine anayasanın, "salt çoğundedı. luk", yani 201 ile değiştirilmesini Ote yandan sakathğı nedeni ile istiyor. 201 oyla değişikliğin yaBursaspor maçında oynamayan ve bu pılıp yapılmamasını ise halkoyuhaftaki Bolu maçında da oynamaya na sunuyor. Buna göre, referancağı açıklanan Jurkoviç'in Zafer'in yediği hatalı goller nedeni ile sakat dum sonucu olumlu çıktığı takdirde siyasi yasaklan içeren gebğının geçmemesine karşın Boluspor çici 4. madde Mecliste 201 oyla maçında Beşiktaş'ın kalesini koruyayürürlükten kaldınlabilecek. cağı belirtildi. Bir grup SiyahBcyazlı taraftar, 175. maddede bu değişikliğin dun Fulya tesislerine gelerek Milugerçekleşebilmesi için şu andaki tinoviç'e takımdan memnun olma175. maddeye göre ANAP, gedıklarını soylediler. SiyahBeyazlı rekli çoğunluğu, yani 267 santaraftarlar gazetecilere de takımın dalye sayısını DSP'nin katkısıyla kötu gidişini kınayan yazılı bir açıkbulabilecek. 251 milletvekiline larna verdiler. Açıklamada şöyle desahip ANAP"a, 2î kişirtk DSP nilivor: "Beşiktaş formasına grubu eklendiğinde 272 sayısı ile yakışmayan futbolculan takımda gormek istemi>oru2. Paprica'nm anayasanın 175. maddesi değişkendini bulup f ortna ginnesini sabırtirilebilecek. la bekliyonız. Samet'i de basına yapfNÖNÜ: AÇIKÇA BİR lıgı açıklamalardan dolatı PAZARLIK kınıyoruz." SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, anayasanın 175. maddesinin değiştirilmesi ve DSP'ye Hazine yardımı konusunda Ka(Baştarafı Spor'da) tinde oturmakta. Surücüluğe ilk kez rakaş ile ÖzaJ arasında yapılan gokart ile başlamış ve bu dalda iki görüşmeleri "açıkça bir kez Fransa şampiyonu olmuş. Daha pazarlık" olarak niteledi. İnönü, sonra surücu okuluna giden ve 1979 Cumhuriyet'in sorusu üzerine yılındaki Formüla3 şampiyonluğunanayasanın 175. maddesinde dan sonra pistlerde doğrudan önerildiği gibi bir değişiklik yaFormula1 sınıfında yanşan Prost, pılmasına karşı olduklarıru yineyarışlara jogging ve kayak yaparak, İeyerek, bunun ANAP'a anayatenis oynayarak hazırlanıyor \e doksayı istediği gibi değiştirme olator kontrolunde ozel gıda rejimi uyguluyor Boş zamanlannda da golf nağı sağlayabileceğini vurguladı. oynayarak dinleniyor. Özel hayatınİnönü, DSP'ye Hazine yardımı da hızlı, ancak kimse ile yanşmadan konusunda da, "Biz bütün parçok dikkatli araba kullandığını betilere yardım yapılmasına karşı lirten Fransız sürücu, "Değişik bir değiliz. Ama bu bizim sorunubranş olan rallilere 1982 yılında bir kez kalıldırn. Zaman kısıntısı ve an muz degil, onların sorunu" detenman zorluklan nedeniyle sürdür di. İnönü, sözlerini şöyle mem mümkün olmadı. Zalen rallici sürdürdü: "DSP ile Başbakan arasında olup da, sonradan Formüla1 pilotu olunamaz" dedi. Dünya üzenn yürütülen girişimkr açıkça bir de tercih ettiğimz bir pist var mı, so pazarlık. DSP kendilerine Hazirusuna karşılık olarak da, "Kazan ne yardımı yapüması karşılıgındıgım pisCleri tercih ederim. Ancak da ANAPın 175. madde konuMonaco'da >anşmak benim için bir sundaki önerisine yaklaşım gösayncahktır. Amerika'daki Detroit pistini sevmijorum. Yol kalitesi açı teriyor. Bu marifetleri ortaya çıkınca da sinirleniyorlar ve bunu sından guven vermi>or" yanıtını örtbas etmek için başkalarını verdi. suçluyorlar. Biz her türlu görüş1987 yılında da başarısını surdürmek amacını taşıyan ufak tefek ve meye açıgız. Görüşmek isteyen sempatik şampiyon .Alain Prost, dun olursa geri çevirmeyiz. Ama 175. akşam ozel u^agı ile Türkiye'den ay madde konusundaki tavrımız açık ve bellidir. rıldı. Bir Spor'da) iastarafı OLAYLARIN ARDINDAKI GERCEK Yıluı gazetecisi Şilili Gazetecüer Cemiyeti başarı ödülleri verildi İstanbul Haber Servisi İstanbul'da toplantılarını surciaren FIEJ Yonetim Kurulu, 1987 yılı "Özgürlüğün Altın Kalemi" ödulunün Şilili Gazeteci Juan Fablo Cardenas'a verilmesini kararlaştırdı. Dun İstanbul'da toplanan FIEJ Yonetim Kurulu, yılın gazetecisi seçimiyle ilgili olarak şu açıklamayı yapts: "Cardenas, demokrasi ve basın özgürlüğüne olan inancının sonuçlarını çok pahalı ödedi. Hâlâ da ödemeye devam ediyor. Yalnız kendisi degil, dergideki tüm ekibi de ezici baskılara göğüs germeye büyük çaba gösterŞengüler (Hürrıyet), Ertan Unal (Hürriyet). GüncelyaGazeteciler Cemıyetı'nın 1986 yılı Türkiye Gazetecılik diler. Sansür, hapis. aşağılama Başarı Odüllerı dun sahiplerıne verildi. Ödul toreninde Zilar: Orhan Duru (GuneşJ, Oktay Ekşi (Hürriyet), Hakampanyaları ve yayın yasağı bir konuşma yapan Gazeteciler Cemıyetı Başkanı A'eluk Şahın IHurnyel). Guncel spor yazıları: Celal Demirderken, bu baskılar Şili'de bir gazih Demirkenl, 86 ytlının Türk basımna yenı kısttlamabılek (Hürriyet), Talay Eker (Sabah), Rıdvan Yelekçi zetecinin öldürulmesi olayına kalar getirdiği, yeni anlayışlar empoze edildiği için unu(Hurnyel). Röportaj: Aydın Candabak (Tercüman), dar vardı. Ancak Cardenas'ı hiçtulmayacak bır yıl olduğunu belırterek, "86 yıiının son Emm Çolaşan (Hürriyet). Millıyet ekibi (Yalçın Çmar, bir şey susturamadı. Hayatını gitnlennde bu mesleğe yıllorını verenleri yalanalıkla suçTurgay Gözdereliler, Ercüment lşleyen). Seri röportaj: tehlikeye atarak, dergisinde sağladılar. Ancak bu ödullerle gerçek olmadığı göruldu. lközkan Altmtaş (Hürriyet), Nail Güreli (Milliyet), Taytidann büyüklen haberm yaygınlaşmasmdan rahatsız oiduyuyu savunmaya devam etti. yar Şafak (Bulvar). lnceleme: Füsun özbilgen (Cumhumuşlardır. Ancak bu mesleğe gönui verenler, nefes alFIEJ Yonetim Kurulu, bu ödüriyet), Erhan Akyıldız, Tufan Türenç (Milliyet ekibi), dıkları surece haberlerinı devam ettıreceklerdir. Hukülü "Analisis" Dergisinin Yazı İşMurat Bardakçı (Milliyet). Foloğraf: Sertel Kavaklıoğmet şahısları hedefalmıs, şahıslarla ilişki kurmuştur. Yaleri Müdürü Cardenas'a verirlu (Hürriyet), Saadeıun Teksoy (Hürriyet), Kahraman ni iktidarla basırt yer değistirmıştir. Haberin yaygınlaşken, basın ozgürlüğünün ve gaYılmazcan (Bulvar). Karikatür: Bedri Koraman (Milliması engellenemez, hiçbir demokratik ülkede habere yet), Turhan Selçuk (Milliyet), Nehar Tübiek (Hürriyet). zetecilik cesaretinin değerine engelleme yoktur. tktidar, gerçeklerin yazılmasmdan raolan inancını bir kez daha hatırSayfa duzem: Ali Acar (Cumhuriyet), Tufan Aksoy hatsızlık duyuyor. Güç koşullara, olumsuzluklara, hatlatmak istiyor. Aynı zamanda, (Hürriyet), Muzaffer tan (Milliyet). Radyo haber progta azalan tirajlara rağmen 86, unutulmaz bir yıl Analisis'in geçen eylülde öldürüramyaymlan: Metin Çelebi Bala (TRT), TVhaberprogolacaktır" dedi. Gazeteciler Cemıyeti Burhan Felek Salen Dış Haberler Müdürü Jose ram yayınlan: Ali Kaptan (TRT), Yıldız Sagtürk (TRT). lonu'nda düzenlenen ödül dağıtım turenmde, GazeteciCarrasco Tapia'nın anısını da Gazeıemizden Ali Acar, Füsun Özbilgen ve Erhan Akler Cemiyeti 1986 Yılı Başarı ödulleri'm kazanan gazesaygıyla anıyor." teciler şöyle: Haber: Samık Koçak (Hurriyetj, Oktay yıldız da odüllerini dün aldılar. Cardenas tnönü'den *pazarlık' suçlaması DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, anayasa değişikliği konusunda ANAPDSP işbirliğinin demokrasi açısından sakıncalı olduğunu söyledi ve "Biz 175. maddenin geçici 4. maddeyle birlikte ele ahnmasını istiyoruz. Çünkii, 175. madde bir biçim meselesidir ve salt bunu değiştirmeye kalkmak yalın bir bukuk işlemi olur" dedi. Cindoruk, Başbakan'ın demokrasinin Türkiye'de yerleşmesi ve gelişmesi umudunu anayasanın 175. maddesine bağladığını, DSP'nin de bu umuda katılmış göründüğünü söyledi. 1961 ve 1982 anayasalannın askeri yönetimlerce oluştunılduğunu kaydeden Cindoruk, "Şimdi asıl engel anayasanın bazı maddelerinde, bu raaddelere dayanılarak çıkanlmış özel yasalarda ve bizzat Başbakan'ın uygulamalannda olduğunu" söyledi. Cindoruk şöyle konuştu: "Amaç, TBMM'ain bazıriayacağı bir anayasaya kavuşmaktır. Ama henüz bu ortak noktaya gelemedik. Sayın Başbakan'ın anayasayla ilgili değişiklikleri yeni gelecek Meclise bırakmasına karşı değiliz. Ama anayasayı değiştirme işlemini yeni Mecİise bırakırken, onun değiştirilme biçimini düzenleyen 175. maddeyi bu Meclise değiştirtmeye kalkışmayı hiç anlamıyoruz. Geçici 4. maddenin değiştirilmesi hakkında kamuoyu sorunu çözülmüştür. Konu dış kamuoyu ve ihtilali yapanlar açısından da çöziilmüştür. Geçici 4. maddeyi değiştirme) i eğer Başbakan gerçekten ve samimiyetle istiyorsa, bir celselik iştir. Biz bu maddenin, demokrasiyi ve anayasa hukukunu zedelemeden, milletin başına yeni dertler açmayacak şekilde çözümlenmesini istiyoruz. Başbakan, milli iradenin referandum yoluyla belireceğini söylüyor. Bu da bir hukuk yoludur, ama milli iradenin asıl yotu seçimdir. Sayın Başbakan milli iradeye bu kadar merak sardıysa, gelsin, 1987'de bir seçim yapalım. Hür, eşit, adil ve \asaksız bir seçim. Milli iradeyi gerçek anlamıyla ortaya çıkaralım." DYP Genel Başkanı Cindoruk, 175. maddede ille de değişiklik isteniyorsa, onun katılığını giderecek başka önerilerin yapılabileceğini bildirdi. Başbakanın anayasayı değiştirmeye yetecek kadar oyu olmadığını söylemesine karşı çıkan Cindoruk, değiştirilmesi salt çoğunluk isteyen baa yasalar ve maddeler için iktidar partisinin gerekli oyu olduğunu söyledi. Cindoruk, bunların Siyasal Partiler Yasası'nın 119. maddesi, Sürgün Yasası ve 1969 sayılı yasa olduğuna ilişkin görüşünü yineledi. ECEVİT: ÖNEMLİ OLAN ANAYASANIN DEĞİŞMESİ Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, "Önemli olan anayasanın degiştirilmesinin kolaylaştınlmasıdır. 175. maddeyi değiştirmek demek ille salt çoğunluk artı referandum demek değildir. 175'i değiştirirsiniz, Özal'ın istediği gibi veya başka türlii" dedi. DSP Keşan ilçe yöneticilerinin duruşmasında tanık olarak bulunmak için geldiği Keşan'da gazetecilerin sorularını yanıtlarken, 1982 Anayasası'nın Türk toplumuna fazla dar geldiğini, Türk toplumunun bu anayasaya sığrnadığını söyledi. Ecevit, "Sayın Özal, değiştirmeyi kolaylaştıncı bir öneri getirdi, bunu destekledik. Ancak Sayın Özal'ın formülünü desteklemedik. Fakat önemli olan konunun gündeme gelmesi ve tartışılmasıdır. Onun için biz de anayasa değişikliği isteyen bazı partilerin özellikle SHP'nin nasıl olup da konuyu görüşmekten bile kaçındığını anlayamıyorum" dedi. DSP Genel Başkanı olan eşinin, DYP'nin ulusal iradeye dayalı bir anayasa taslağı üzerinde mutabakat sağlanması önerisinü}!SHP'£e.reddedildiğini belirten Bülent Ecevit, "Bir yandan anayasayı degiştirmek ister görünüyorlar, yeni anayasa hazırlıyoruz diyorlar, badi değiştirmeyi kolaylaştıralım dediğimiz vakit, kaçıyorlar. Bunu izah etmek benim için mümkün degil. Bunu izah ederler. Anayasayı değiştirmeyi kolaylaştırmanın yöntemine itiraz edebilirler, fakat ilke olarak bunu görüşmek lazım." Bülent Ecevit, "Sayın Özal, once 175. maddeyi değiştirmek istiyor. Ne dersiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "175. maddeyi değiştirmek demek, ille salt çoğunluk artı referandum değildir. 175'i değişÜrirsiniz, Özal'ın istediği gibi veya başka türlu. Mesela ben şunu söylüyorum. Bugün Türkiye'de çok anormal bir seçim sistemi vardır. Yiizde 35 oyla bir parti Mecliste salt çoğunluğu sağlayıp iktidar olabilir. Yani Meclisteki salt çoğunluk aslında milletin yuzde 35'ini ifade eder. Şimdiki seçim sistemiyle. Onun için eğer salt çoğunluk anayasa değişikliğine yetecekse evvela seçim sistemini yeniden ele almak gerekir. Yani konu o kadar basit degil. Çok değişik boyutları var. Değişik boyutlanyla ele alabilmek için evvela ilke olarak anayasa değişikliğini kolaylaştırmayı kabul etmek gerekir. Referandumun da değişik yöntemleri vardır. Doğrudan referandum, dolaylı referandum. Örneğin bazı demokratik ülkelerde Meclis anayasa değişikliklerine salt çoğunlukla karar verebiliyor. Ama o değişiklik yUrürlüğe girmiyor. Araya bir seçim daha girdikten sonra gelecek Meclis de salt çoğunlukla aynı anayasa değişikliğini kabul ederse ancak o zaman yürürlüğe giriyor. Referandum, halk oylaması, demokratik olabilmesi için bütün demokratik kuruluşlann göriişlerini serbestçe açıklayabilmeleri gerekir. Oysa anayasa konusunda görüş açıklamak yine bu anayasaya göre siyasete karışmak da sayılabilir. Bu konulara açıklık getirmek gerekir. Örneğin sendikalar. meslek kuruluşları anayasa değişikliği konusunda görüşlerini enine boyuna açıklayabilecekler mi? Bugunkü anayasaya göre bu şüphelidir. Seçim sistemi konusundaysa uzun bir süre siyaset yapanlann deneyimi bir anlam taşır. Siyasete yepyeni girmiş insanlar hiç ilişiği olmamış insanlar, siyasi partiler yasası veya seçim yasası hazırlarlarsa ortaya garip yasalar çıkar." Bülent Ecevit, însan Hakları Komisyonu'ndaki bireysel başvuru hakkıyla ilgili tartışmalar konusunda yoneltilen bir soruya da şöyle yanıt verdi: "Anayasamız ve insan tıaklannı düzenleyen pekçok yasa maddesi süratle degiştinlme/se Türkiye. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'nun gündemini en çok işgal eden ülke olacaktır. Tabii bu bizi mevzuat değişikliklerine zorlayacaktır. Gönül ister ki, dışandan gelecek zoriamalara gerek bırakmaksızın Türkiye anayasa ve yasalarında demokrasinin gereği olan değişiklikleri yapsın." KARAKAŞIN GÖRÜŞLERİ DSP TBMM Grup Başkanı Cahit Karakaş, Başbakan ÖzaTla yaptığı temasların hiçbir ard niyete bağlı olmadığını söyledi ve "DemokrasUerde demokratik sağ ve demokratik sol partilerin bir araya gelmesi doğaldır" dedi. Karakaş düzenlediği basın toplantısında, DSP'ye Hazine yardımı yapılmasını savunarak, SHP'yi ve Genel Başkan İnonu'yü sert bir dille eleştirdi. 1982 Anayasası'nın işçi haklannda büyük kısıtlamalar getirdiğini ve bu nedenle değiştirilmesi gerektiğini belirten Karakaş, anayasanın değiştirilmesi konusunda girişimlerinin amacının halkın çektiği ıstıraplara son vermek olduğunu bildirdi. Karakaş, Başbakan Özal ile yaptığı görüşmeyi ve anayasanın 175. maddesinin değiştirilerek, anayasa değişikliklerinin 201 oy, artı referandum formülüne bağlanması konusunda Türkİş'ten de destek gördüğünü bildirdi. Karakaş, halkın siyasi partilerdeki kişileri bu konuda zorlayacağını söyledi. DSP Grubu Başkanı Cahit Karakaş, 175. madde konusunda önümüzdeki gunlerde DYP ile görüşme yapabileceğini, ancak SHP ile böyle bir göruşmeye gerek duymadığını bildirdi. Karakaş, Cumhuriyet'in sorusu üzerine, "SHP Başkanı böyle bir göriişmeye gerek duymadığını tavrı ile ortaya koydu. Daha başında bu konudaki girişimlere karşı çıktı. O nedenle SHP ile böyle bir görüşme yapmanın bir yararı olacağına inanmıyorum. Ama DYP Genel Başkanı ile görüşmek Kin girişimde bulunacağım" diye konu>lu. ANAP Grup Başkan Vekili Ha\darÖ/alpda. DSP'nin Hazine yardımından yararlanmasının doğal hakkı olduğunu bildirerek, "bir pazarlığın söz konusu olmadığını" söyledi. Özalp, "DSP'nin yaşaması için Hazine yardımı gerekiyor. Grubu var, bu nedenle yardım hakkıdır. Niye yardım vapılmasın?" dedi. ANKARA'dan YALÇIM DOĞAN (Baştarafı I. Sayfada) Kurulu toplantısında soze böyle giriyor. Ardından surdurüyor: "Son gunlerde partimizle, hükümetle ve bazı arkadaşlarımızla ilgili olaran hem parti içinde hem hükumette hem de basında çeşitli söylentiler yaygınlaştı. Ben de bir sureden beri bu olayları düşünüyorum. Bu olayları halletmemiz lazım. Hiç kimse kendi oturduğu sandalyeye sonuna kadar sahip değildir. Değişiklik yapmak, partiyi de hükümeti de guçlendirecektir. Yapmak istediğim değişiklik için sizlerden tam yetki istiyorum. Şimdi Amerika'ya gidiyorum. Amerika'da gezi sırasında değişiklikleri düşünürüm, döndükten sonra bunları yaparız. Aslında, yaptlacak değişiklik de öyle büyük olmaz, dar kapsamda tutarız". Kım değişebilir partide ve hUkümetıe?.. Bizim edindiŞımiz izlenimlere gore, partide Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler, Genel Sekreter Mustafa Taşar, Meclisteki Grup Başkan V'ekilleri Haydar Özalp ile Pertev Aşçıoğlu "değişebilecek isimler" arasında geçiyor. Neden bu isimler?.. Parti içmde "dinci akımlann sözcüsü"gibigörünen Keçeciler'den duyulan rahatsızlık belli. Parti içindeki "hiziplerden" bir diğerinin başında gibi görünen Genel Sekreter Mustafa Taşar'dan da duyulan belli bir rahatsızlığı kimse saklamıyor. Haydar Özalp ile Pertev Aşçıoğlu "Meclisteki kan değişimi" için gerekli görülüyor olabilir. Ancak, burada "Özal'ın mantığı"şoyle işliyor: "Seçimlere girerken parti içinde ben hizip istemiyorum. O halde, hizjplerin basını çekenleri. ben neden çekeyim?" Hukiimeııekı değişiklik için, diınden ıtibaren kulislerde bakanlar arasında Enerji ve Tabiı Kaynaklar Bakanı Sudi Türel, Devlei Bakanı Abdullah Tenekeci, Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral'ın adı geçıneye başlıvor. Tekrarlaınakta yarar var, isimleri geçenler "mutlaka değişecek" anlamına gelmiyor. Ama, Özal'a yakın çevrelerin tahnunleri bu isimler eırafında dolaşıyor. Hem partide hem hükümetteki değişiklik hiç kimse için sürprız değil. Özul'ın dun belintiği gibi, "kendisinin de uzun süredir düşündüğü " bir karar. Kaldı ki, her hukümette ve parti içinde bu tür değişiklikler zaman zaman "normal karşılanabilir". Bıze kalırsa "değişikliklerin dışında" asıl önemli olan dün parti yönetıminden geçen bir karar. Bu du şoyle özetlenebilir: Bundan boyle pariilı il meclis iıyelen ile parıılı belediye meclis üyeleri "aynı zamanda parti yönetiminde de görev alabilecekler". Yani, şu ılııı belediye başkanı aynı zamanda aynı ilin il başkanı da olabilecek. Ya da ilçe başkanı aynı zamanda o ilçenin belediye meclis uvesi olabilecek. "Parti ile belediye ilişkileri" bundan boyle çok daha yoğun/aşacak. Boyle bir ilişkiyı sağlayacak olan titzıık değişikliğine dıın parti yonetımı karar verıyor ve tüzuk onııımizdeki gunlerde değişıyor. Bıze gore. asıl önemli olan bu karar. Çunkıı, yaklaşan seçimlere doğru, Özul "parti tabanım güçlendirmek " amacını gudiıyor. Bu da, "yonetim ile parti arasındaki bağları" gııçlendirınekıen geçiyor. Kısucu, seçimlere kadar "4.\ AP'm partileşmesiniyerine oturtmaya" Liılışıyor. Özul kol/urı SM ıvor. Bunda öyle kararlı kı, dııııkıı parti toplanlısı sırasında. pcıriı yonelıcilerinin ııımıı bu "kararlılığın" farkma varnorlar. Bu nedenle de "düşündiığii değişikliklerle ilgili olarak " luç kimsedcn lıerlumgi bir tepkı gclııııyoı: Milutinoviç'e (Baştarafı 2. Sayfada) Öğrenci derneği temsilcisi soruyor: "Son bir ay içinde otuzdan fazla öğrenci derneği kurucusu, yöneticisi ve üyesi gözaltma alındı. Halen altı arkadaşımız içerdedir. İçerdeki arkadaşlarımıza işkence yapılmaktadır. Ben de üç hafta önce gözaltma alındım, bir hafta süreyle içerde tutuldum. İçerde olduğum sürede işkenceye maruz katdım." Bu ciddi bir suçlamadır. Bir genç "Bana işkence yapıldt" diyor. Bakanın buna yanıtı ne olmalı? "Nerede yapıldı, kimleryaptı?" diye sorması gerekmez mi? Oysa Bakan, bakın ne diyor: "İz var mı? Sen onu söyle. Öyle her önüne gelenin işkenceye maruz kaldım demesiyle olmaz. iz bıraktı mı, doktor raporu aldın mı? Delil olmadıkça işkence iddialan inandıncı olmaz. Biz böyle iddialara itibar etmeyiz." Genç öğrencinin buna verdiği karşılık: "Efendim, işkence ustalıkla yapılıyor. Pek iz bırakmıyor. Sonra bizi bir yere götürüp sağlam raporu veriyoriar. Basınçlı soğuk su sıkılıyor, göğüs kemiği çevresine yumruk atılıyor, cinsel organlar sıkılıyor, elektrik veriliyor, bunlar iz bırakmıyor:' Sayın Bakan, kışısel gücünü gösterircesine şunlan söylemektedir: "Olur mu? Yumruktan yumruğa fark var tabii, ben öyle bir yumruk atanm ki mutlaka izi kalır. Cinsel organlar sıkılsa, elektrik verilse onun da izi kalır." işkenceyi yaşayanların konuşmaları, Bakanın gözünde güven verici sözler değildir! İlle de iz arıyor, ille de yaranın yeri duracak, ille de dayağın morartısını gözüyle görecek! İnsanlar, analar, babalar. gençler "işkenceye maruz kaldık" diyorlar, Bakan inanmıyor bir türlu... Neden yalan söylesin bu gençler, neden "Actlar çektik, bizlere iz bırakmaz ustalıklı işkence yapıldı" diye konuşsunlar? Ne var ki Sayın Akbulut direnmektedir: "Bunlar inandıncı değil. Ben neden inanayım. Bunlar doğru mu, ne bileyim"... Bunların doğru mu yanlış mı olduğunu bir İçişleri Bakanı öğrenmek, anlamak, soruşturmak istemezse elbette ki gerçekleri ortaya çıkaramaz. Şöyle konuşsa ya, "Size nerde işkence yaphlar, kim yaptı?" Hayır, "Neden size inanayım?" diye diretiyor. Sonra da "Bunlar konumuz değil" diye geçiştirmek istiyor. Ama dernek temsilcisi gencin "73 kişinin işkenceden öldüğünü siz söylediniz. 200 kişinin işkenceden mahkum olduğunu da. Nasıl işkence yok diyebilirsiniz?" şözlerine de "Bunlar münferit olaylar. Elli milyonda on üç kişi." Ölen, elli milyonda on üç kişi. Ya sakat kalanlar, ya ruhsal bunalım geçirenler? Onların sayısı ne kadar? Ya onların analarının babalarının çektiği acılar? Onlar hesapta niye yok? Bir öğrenci velisı de şöyle konuşuyor: "içeri alınan çocuklar işkence yapıldığını söylüyorlar. Siz yok diyorsunuz. Ben olduğuna inanryorum. Araştınlmasını istiyorum. Elektrik, dayak, bunlar kötü şeyler." Bakanın bu veliye yanıtı: "Siz diyorsunuz ki sistematik işkence vardır. Biz yoktur diyoruz. İz varsa araştınrız. Ama iz yok diyorsunuz." Gençler direniyor: "Sorgu odalannda, cezaevlennde işkence aletlehnın, elektrik vermek için manyetolann, su sıkmak için hortumlann, askılann olmadığını söyleyebilir misiniz?" Bir başka veli de, "Buyrun birlikte gidelim. işkence odalarını görelim. Çocuklarımız DAL diye bir yerde. DALı gezelim. Siz yok diyorsunuz. Yaşayanlar var diyor." İşkence yok diyemiyor Bakan! 'sistematik işkence' yokmuş! İşkence yapanlar var, yapılan yerler var, ama bunlar 'sistematik' değil! Bize ne, işkence var mı yok mu? Sistematik olsun olmasın, işkence yapılıyor mu? Yapılıyor, ama sistematik değil. Sayın Bakanın sözleri hiç de inandıncı değil, gerçeğin izi yok bu sözlerinde... 'Yann' dergisinde çıkan bu karşılıklı konuşma, belgesel bir değer taşıyor. ilginç bir yani da Bakanla görüşen gençler ve veliler, TBMM'den çıkarken oradaki bir görevlinin "Aman çocuklar topluçıkmayın, dışanda polis vardır, hepinizi alır götürür" diye insanca uyarması!.. Ne dersiniz, sistematik işkence yokmuş diye avunalım mı; kendirnizi. çevremizi kandıralım mı? Siz ne dersiniz Bay Akbulut? OKTAY AKBAL EVET/HAYIR Iran'ın radyo yayınlan Alain Prost Güzel: Iranclaıı bazı riealarda bulunuldu Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel, îran'ın resmi kaynaklarıyla son 1.5 ayda içişlerimizle ilgili herhangi bir beyanda bulunulmadığım söyledi. Güzel, basın ve radyodan yapılan yayınlan istisnai durumlar olarak niteledi. ANKAKA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Hasan Celal Güzel, İran radyosunun dunkü yayınında Türkiye'deki türban yasağını eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine, bu konuda gerekli resmi girişimlerin yapıldığını ve Iran'dan "bazı riealarda" bulunulduğunu bildirdi. Bakanlar Kurulu'nun dün akşam saat 19.00'da başlayan ve üç saat süren toplantısından sonra gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Hasan Celal Güzel, İran'ın resmi kaynaklarıyla son 1.5 ayda içişlerimizle ilgili herhangi bir beyanda bulunulmadığını söyledi. Güzel, basın ve radyodan yapılan yaymlarda istisnai durumların mümkün olacağını kaydederek, "Bu konuda gerekli resmi teşebbüsler yapılmıştır. Biz direkt olarak meselenin tartışmasına girmedik. Ancak bazı rahatsızlıkları göz önüne alarak radyo yayınlan konusunda bazı ricalarımız oldu" dedi. Hükümet sözcüsü, "İran radyosunu resmi makamlar arasında sayıp saymadıklan" yolundaki bir soruyu yanıılarken de "Biz dtşişleri bakanlığı ile siyasi sorumluiuğu oian makamlan belirtiyoruz. Bir örnek vermek gerekirse TRT'nin dış politikayla ilgili olarak yaptığı bir yorum Türk hükümetini bağlamaz" jeklinde konuştu. Bakanlar Kurulu'nun dünkü coplantısında aynca son şekli verilen sağlık yasa tasarısının TBMM'ye bugün sevkedilmesi <ararlaştınldı. ÖzaPa hükümet dinlemekle yetindi. Özal, parti Özal'ı (Baştarafı 1. Sayfada) değişiklikler yapacağı bildirildi. Başbakan Turgut Özal. MKYK toplanıısında parti ve hukümette zaman zaman değişiklikler >apma durumunda kaldıklannı belirterek, "Önümüzde iki önemli \iraj vardır, bunlardan biri büyuk kongre, digeri genel seçim virajıdır. O nedenle parti) e yeni bir çekidüzen vermek gerekecektir" dedi. MKYK uyelerine, "Bana yelki veriyor musunnz?" diye soran Özal'a hep bir ağızdan \erilen yanıt, "evet" oldu. ANAP MKYK, dün Başbakan Turguı Özal'ın başkanlığında saat 10.00'da toplandı. Özal. toplamıyı açtıktan sonra 15 dakikalık kısa bir konuşma yaparak genel ekonomik ve siyasi durumu değerlendirdi. Özal, hukümette ve parti yönetiminde zaman zaman değişikliklere ihtiyaç duyulduğunu belinerek, şöyle konuştu: "Türkiye'nin gelişmesi ve ileriemesi lazımdır. Bunun için hep birlikte, birlik ve beraberlik içinde çok çaüşmahyız. Sandalyeter baki değildir. Önemli olan memleketin ilerije giımesidir. İnsanlar, zor zamanlarda yaptıklan fedakârüklar ile bdli olurlar. Zaman zaman biz de hükumette ve parti yönetiminde değişiklik yapmak dunımunda kalıvonız. Önümüzde iki önemli viraj vardır. Biri kongre. digeri seçim virajı. O nedenle partiye yeni bir çekidüzen vermemiz gerekeceklir." Özal, parti yönetiminde değişiklik diişüncesini ortaya koyarken, MKYK üyelerinin gözleri Teşkilat Başkanı Mehmet Keçeciler c çevrildi. Ancak, Keçeciler söz almaksızın başını önüne eğerek, Başbakan tasarruf sahiplerinin hizmetindeyiz BORSA BANKERLİGI BELGESf Kuıuııu'ıııuı nrtdPİerı CP^c^v•es*n<l^, İ2 l n tUb«r*n ara^tlık UaÜ^eUnd* bulunma*ına lüln %rrİlmlştJr Bu heigc sahiM aracı kuıumuıı. di^Cılık «uktrıuıulrrnl.iMİ«rHriting) usUenrbılrceğı mali sonıtnlulugıtn aıami sının. ndmmi> srrmavcsiyk yedck leri toplarmndan. var%a zararUrın tndirümrj kjtjn miklunn lOlcatıdır Boğaz kıyısuıa edıldi. Üç katlı binanın tamamlanması halinde alt katında he>kel atölyeleri, ust katlannda ise resim atölyeleri ve sergi salonları yer alacak. MSÜ Cemile Sullan Sarayı'nın Karaköy yönündeki bolümünün önüne yaptırdığ oditoryum inşaatının tamamlanmasiNİa. sinema ve tiyatıo gosterilerinin yapılabileceği büyükbir salona da sahip olacak. Ancak tarihi Cemile Sultan Saravı yalnızca deniz tarafından gorulebilir hale gelecek. htanbul Anakent Belediyesinin Gültepe'de yapımını sürdurdüğü ve üç aya kadar tamamlanması beklenen 10 katlı yurt binası da Mimar Sinan Üniversitesine kiralandı. BOĞAZİÇİ MENKUL DEĞERLER A.Ş. Cumhurıyeı Cad.295/11 Kat 6 Itır apt Harbıvelstanbul Tel (1) 1489154 (3hat) Tlx : 27806 bmd tr (Baştarafı 14. S yfada) şınacak. Söz kontısu binanırı .•?*torasyon çalışmalarının 1987 yılı sonuna doğru tamamlanacağı bildiriliyor. Mimar Sinan Üniversitesi'nin bina ihtiyacını karşılamak için başvurduğu yollardan biri, yasallığı tartışma konusu olan, atölyeler binası inşaatı oldu. Cemile Sultan Sarayı'nın caddeden gorumunü orten ve mimari tarzı da oldukça değişik olan bu inşaatın, kaçak olup olmadığı tartışmalara yol açtı. Bu yüzden inşaatın yapımına bir sure ara verildi. Daha sonra belediye ile üniversite yöneticileri aralarında anlaşmış olacaklar ki üst bir buçuk kat yıkılarak inşaatın yapımına devam (Baştarafi 14. S.fada) mankeme 200 bin lira vermeyi göze alıyordu? Rafet Meriç, bütün mağazaların artık vitrinlerine özen gösterdiğini belirterek "Van'daki de artık iyi manken istiyor. Geçen gün Mardinin Kızıltepe ilçesine manken gönderdik" diyor. Hatta müşterilerden ata binen, gazete okuyan, piyano çalan manken istekleri bile alıyorlardı. "Mankenlerimiz Avrupa'dakiler kadar iyi" diyen Meriç, kendi yaptığı modellerin çalınmasından şikâyet ediyor. Ahcı içindeki sorunlan yine kendisinin çözeceğini vurgulayarak, grup toplantısında vaptığı konuşmasının, "Içimizdeki meseleleri biz hallederiz" şeklindeki bölümunu hatırlattı. Özal'dan sonra Bakanlar Kurulu'nda değişiklik için yetkinin zaten kendisinde olduğunu anımsatarak. "Hukümette değişiklik için bana yelki vermenize gerek yok. Ben zaten gerekli gördügüm değişiklikleri yapanm" dedi. Özal, MKYK uvelerine, "Ama Başkanlık Divanı için yetki vermenizi istiyorum. Bana itimat ediyor musunuz?" sorusunu yöneltti. Özal'ın bu sorusunu tüm MKYK uyeleri hep bir ağızdan "evet" biçimindeyanıtladılar. Özal daha sonra ANAP'ın Meclis grup yönetiminde de bazı değişiklikler yapılmasmı düşündüğünü belirterek, "Ben ne önerirsem 'evet' der misiniz?" diye sordu. Özal'ın bu sorusu da, "evet" karşılığım aldı. ANAP Merkez Karar ve Y'önetim Kurulu, Başbakan ve ANAP Genel Başkanı Turgut Özal başkanlığında dun 3 saat şüren bir toplantı yaptı. Başbakan Özal, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, MKYK'den yetki aldığını bildirdi. Özal, şöyle konuştu: "Arkadaşlanmla yaptığnn gonışmelerde bize karşı olan itimatlan bir kere daha yeniienmiş ve genel başkana gerekli değişiklikleri yapma yelkişi verilmişlir. Bunun da /amanı. zemini. gerekli değişiklikler nedir, ne değildir, buıılan da önümüzdeki sure içinde tahmin ediyorum, ABD donüşünden sonra bir kere daha gözden geçirccegiz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle