22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
75 OCAK 1987 KÜLTÜRYAŞAM KİM KİME DUM DUMA RFHIÇ AK CUMHURİYET/5 Y4YIN DİmASENDA İNCELEME ARAŞTIRMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY Heinz Heimsoeth, İmmanuel Kant'ın Felsefesi, çev: Takiyettin Mengüşoğlu, Remzi Kitabevi, 1986, 192 s. Heinz Heimsoeth, Felsefenin Temel Disiplinleri, çev: Takiyettin Mengüşoğlu, Remzi Kitabevi, 1986, 124 s. ARDA DENKEL Heinz Heimsoeth, 19501952 yılları arasında Istanbul Üniversitesi'nde dersler vermiş olan bir felsefe profesörü. immanuel Kant üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Heimsoeth, 89 yaşından ölümüne değin (1975) Köln Üniversitesi'nde hocalık yapmış. Tanıtmakta olduğumuz bu iki yapıttan biri, ilk olarak 1967'de Edebiyat Fakultesi Yayınları arasında çıkmış: Heimsoeth'un Istanbul'da Kant'ı konu alan derslerinin Türkçe çevirisi. Bu kitap, ana yapıtı Salt Usun Eleştirisi henüz diliraize kazandırılmamış olan Kant'ı her yönüyle anlatmayı amaçlıyor. Kant'ın ana yapıtını üretmeden önceki elli yedi yıllık yaşam suresi içinde nasıl bir düşünsel evrim geçirdiğini özetleyip Salt Usun Eleştirisi ertesinde yayımladığı öbür ünlü kitaplannın içeriğini de açıkhyor. Kant üzerine kavnaklar Kant felsefesinin odağına ilişkin Turkçe kaynakların sayıca azlığı da goz önune ahnırsa, Eleştiri'nin kendisini okuyamayan felsefe okurumuz için Heimsoeth'un kitabı önemli bir olanak sağlamak şansını taşıyor. Aynca bir özet olarak, Kant duşüncesinin ana çizgilerini kapsamakta başarılı olduğu da kuşkusuz. Ancak bu kitap kapsamlılık olçüsunde "anlaşılabilir kılma" niteliğini de taşıyor mu diye sorulsa, bambaşka bir yanıt aramak gerekecek. Prof. Heimsoeth bu kitapta hiç de uslamsal bir tutum içinde değil; çoğunlukla nasıl çıkarsandıklannı pek de ele almadan, varılan sonuçları sıralamakla yetiniyor. Felsefi dizgesinin, kuramsal önermelerinin işleyişleri, özele indirgenmiş ornekleme \e açıklamalarla verilmeyen, genel ve soyut kavramların gizi ve pusu ardından anlatılan bir Kant bu. Bu nedenle de kavramlar seli içinde boğulup kaybolmadan anlayabilmek için sanki Kant felsefesini önden biliyor olmayı gerektiren bir yaklaşım Heimsoeth'unki. Dolayısıyla kitap yukarıda değindiğiraiz olanağı iyi değerlendiremiyormuş gibi geliyor. Çünkü Kant'ı ve Kant üzerine yazılanlan yabancı dillerde izleyebilenlerin okumakla ek bir yarar sağlayabilecekleri çapta bir kitap da de IstaııbııTda bir Alman hoca ğil. Böyle oluşunun başlıca nedeni, hemen hiçbir eleştirel yön taşımaması. Sanki Kant varlıkbilim ve bilgibilimde ulaşılan en son noktaymış; 18. yuzyıldan beri bu alanlarda hiçbir ilerleme yapılamamış gibi bir hava uyandırıyor. Bu ise, Kant'ı gerçek değeriyle anlamayı güçleştiren başka bir etmen. "Eleştirel felsefe" böylesine "dogmatik" bir biçımde sunulabilir mi? Yanıltıcı yönler Kitapta felsefe bilgisi açısından yanıltıcı yönler bulmak da olanaklı. Kant felsefesinin odağına ilişkin birkaç ömek verelim: yola devam ediliyor. Kant'ı tanıtan bir metinden, bundan daha çoğunu ve daha iyisini beklemenin hakkımız olduğu kanısındayız. Kant'ın kendi formulu olan "yüklemin özneyi kısmen ya da bütünüyle yinelemesi" bile bundan daha açık ve anlaşılır bir şey. Üstelik Kant, açıklamalarını örneklerle de zenginleştiren bir filozof.. Heimsoeth'u anlamak için yine önce Kant'ı anlamış olmak gerekiyor. Sayfa 76'da sentetik önermelerin "genel ve zorunluluk taşıyan yargılar" olduğu soylenirken nasıl kaba bir yanlış yapılıyorsa, sayfa 39'da Tann'nın ontolojik kanıtının Descanes ile başladığı ileri surülurken de yine o ölçüde kaba bir felsefe tarihi yanlışı yapılıyor. Mengüşoğlu çevirisi Heimsoeth'un her iki kitabını da Turkçeye, birkaç yıl once yitirdiğimiz Prof. Takiyettin Menlerle kaynıyor. Kant'ın "duyumlanabilir"e karşı olarak kullandığı "kavranabilir dunya" (ya da nesne) kavramı kitabm her yerinde "intellegibel dünya (nesne)" biçiminde dile getiriliyor. Haydi boyle bir bileşimi sineye çekelim, bari "intelligibel" doğru yazılmış olsa. Sozcuğun Almancası da, Latincesi de, tum kitapta vanlış olarak " i " yerine "e" ile yazılıyor. Tabii bu hata kokende çevirmenin mi yoksa yazarın mı, kestirmek güç. tkinci kitap immanuel Kant'ın Felsefesi, Kant'ı onceden biraz olsun bilen ve soyut kavramlarla boğuşmayı göze alan bir okur için, bu alandaki Turkçe kaynakların azlığı açısından önerilebilir bir kitap. Ne var ki aynı şe>i Heimsoeth'un obur kitabı olan FelsefeP İ K N İ K PİYALE MADF14 nin Temel Disiplinleri için söylemek, bugun biraz guç. 18. yuzyılda yaşıyor olsaydık durum L SBN Ş başka olabilirdi tabii. Çünku bu R.0MEO " SUN felsefeye giriş kitabı 1700'lü yıllar düşüncesinin ilerisine geçemi V TAHAH yor. Eğer okur felsefeye böyle bir dünya göruşüyle girerse 20. vüzyılın yolunu bulması biraz güç olur kanısındayız. 17. ve 18. yüzyıllarda gunümüz felsefesinin temelinin ve genel çizgilerinin saptanarak buyük aşamalar yapıldığı doğrudur. Bu yonleri vansıttığı olçude bu kitabın da iyi nitelikleri var. Oysa aynı yüzyıllarda usçujar Leibniz'in "yeterli neden ilkesi"ni hâlâ bir HIZU GAZETECİ XECDET ŞE.\ mantık beliti sanıyorlardı. Heimsoeth da hâlâ böyle sanıyor. Bzyoğlü'ndan dardcst edilıp Mantığın üç temel >asası olarak 5/rk<zciy(2 aiman Mapn Şcncan ozdeşlik, çeiişmezlik ve yeterli iki çindz bübü'fCr neden ilkelerini sayıyor (s. çg ç 4769). Bırakınız Frege, Russell v z da Kanaryalar gibi öimye < ve VVittgenstein'ı. Hume ve başıadı ••• Kant'ın bile gerisinde kalıyor bu A8i y^n PâlA tZZEJ inanç. Değillemesi çelişik olmaSOM İŞE Ş yan yeterli neden ilkesi mantığın (SlER DÜZGÜN 6IOERSCEN dışındadır. Daha da ilginci. Heimsoeth bu ilke altında, apayrı şeyler olan nedensellik ve yeterli gerekçe yi birbirlerine yediriyor. Kitabın yansıttığı felsefe tutumuna başka bir örnek, sayfa 93'te bilim kuramının başlıca sorununu, "bilimlerin hangi temel gruplara aynlacağı" diye saptavışı. Felsefenin bundan daha yararlı, daha teknik ve daha derinlikli işlevlerinin bulunduğunu vurgulamak isteriz. Heimsoeth bu kitabında da anlattıklarını örneklendirmiyor; kullandığı söylem biÇİZGİLİK KÂMİL M4SARACI çimi, ele aldığı en yalın felsefe düşüncelertni bile bir "erişihnezlik" perdesi ardına itiyor. Kısacası Heimsoeth, yine İstanbul'da ders vermiş olan Hans Reichenbach'ın çapına hiç mi hiç yaklaşamıyor. 19501952 yıllarında Istanbul Üniversitesi 'nde dersler vermiş olan Alman felsefe profesörü Heinz Heimsoeth 'un yeni baskıları yapılan kitaplarından immanuel Kant'ın Felsefesi, Kant'ı önceden biraz olsun bilen bir okur için, bu alandaki Türkçe kaynakların azlığı açısından önerilebilir bir kitap. Ne var ki, aynı şeyi Felsefenin Temel Disiplinleri için söylemek biraz güç. Sayfa 71'de bilgibiümdeki a priori a posleriori ayrımını sanki Kant'ın ortaya atmış olduğu gibi, yanılgılı olduğu ölçüde yanıltıcı da olan bir anlatım var. Bundan onbir satır sonra ayrımın gerçek sahibi Leibniz anılıyor; ancak a priori a posteriori ile ilgili olarak değil, zorunlu ve olumsal ayrımı ile ilgili olarak. Oysa zorunluluk Leibniz'in değil, ondan yirmi yuzyıl önce yaşayan Aristoteles'in belirlediği bir kavramdır. Sayfa 75'te analitik yargılar "yüklemin açıklanmasıyla özne kavramının açıklanmasından başka bir şey olmadıkları" biçiminde belirlenerek immanuel Kant (17241804): Ülkemizde pek az bilinen büyük bir filozof. NE DNB LÖLOLOiÖN. /4PiYON A6A ?.. O 9'lÇİM \ DAL6&MİZA 8&KAZKEÜ \&9 3ÖÖLE FATıAUOOZ J D *? / ' ORTAĞIMlZZS)ti~3ü Ç CUK r'Şİ DEEL,E(?<EK İŞ/'M6L 6İZDE , 8A7ÛJ? 5EHDE yOLUN VOKUM " PERSEN, EŞSE6İU ŞAM1UA 5U giişoğlu kazandırrmş. Bu felsefecimizin kullandığı Türkçenin akıcılığı ve güzelliği, terimlerindeki karmaşayla ters orantılı. Yunanca, Latince, Fransızca ve özellikle Almanca terimler, hiçbir tutarlılık sıkıntısı duyulmaksızın, kimi kez Türkçe yazım kurallanyla, kimi kez de özgün biçimlerinde yazılıp duruyorlar. Çevirenin, önsözünde belirtilenin tersine kavram sozcuklerinin "Grekçe ya da Latince yazılış şekillerine elverdiği kadar bağlı kalma"nın gerçekten denenmiş olduğu söylenemez: Ortalık Almancayla, "akzidenz", "repugnanz", "evidenz", "dependenz" KISA KIS7 Hikmet Çetinkaya / KUBİLA Y OLA Yl VE TARİKA T KAMPLAR1, Boyut Yaytnevi, Aralık 1986, 255 s. Hikmet Çetinkaya'nın yeni kitabı çeşitli tarihlerde yayımlanmış olan gazetecilik araştırmalarından bir bölumunü bir araya getiriyor. Kitapta yer alan yazılar arasında, "Şeyh Esat Olayı ve Devrim Şehidi Kubilay", "Komando Kampları", "Nur Kampları", "İrticanın Gölgesinde Türkiye", "Din Baskısı ve Kadın" ile "Ticaniler Tarikatı ve Pilavoğlu" bulunuyor. getiriyor: 1980 sonrasında "yönetimin yeniden düzenlenmesi görüşü altında, geleneksel bürokratik yapı temeflerinden sarsıhrken kamu yönetimine yeni ilişki ve değerlere uygun bir yapı kazandırılmak istenmiştir. Ancak yüzyılların bürokrasisi çökertilip, devletin temel ideolojisi değiştirilirken, toplumda derin bunalımların tohumlan da atılmıştır!' Atillâ Ilhan/ULUSAL KÜLTÜR SAVAŞI, özgür Yayın, Kasım 1986, 247 s. Atillâ İlhan'ın "Fena halde doğru söyleyen" defterleri dizisinde yayımlanan bu son kitabı, 19821986 yılları arasında çeşitli yerlerde yayımlanmış olan makalelerini bir araya getiriyor. Ilhan^ ın bu dizide daha önce yayımlanmış olan kitapları sırasıyla şunlar: Gercekcilik Savaşı, 'İkinci Yeni' Savaşı, Faşizmin Ayak Sesleri, Batı'nın 'Deli Gömlegi' ve Sağım Solum Sobe. TALA T PAŞA 'NIN ANILARI / Haz. Mehmet Kasım, Say Yayınları, Istanbul 1986, 208 s. İttihat ve Terakki Fırkası'nın sivil kanat lideri Talat Paşa'nın (18741921) son yıllarını geçirdiği Berlin'de kaleme aldığı anılan, hayli uzun bir aradan sonra günümüz Turkçesiyle yeniden basıldı. İlk basımı 1940'larda, Hüseyin Cahit Yalçın tarafından hazırlanan anıların yeni baskısında açıklayıcı bir sunuş yazısı da yer almakta. Marksist kuram ve hareket içindeki üzerine bir tanıtma yazısını ileride yayımlayacağız. Bayram Meral ve diğerleri/TÜRKlYE'DE İŞÇİ HAKLARI, Türkiye YolIş Sendikası Yayınları, Ankara 1986, 232 s. Türkiye Yolîş Sendikası'nın 2224 Mayıs 1986 tarihleri arasında Ankara'da düzenlediği "Iş Yasasının 50. Yıhnda Türkiye'de İşçi Haklan" konulu sempozyumda yapılan konuşmalar ile ülkemizde işçi haklarının tarihi konulu bildiriler bir kitapta toplandı. Türkiye'de İşçi Haklan: Osmanlı Döneminden 1986'ya başlığını taşıyan. kitapta yer verilen bildiriler Mesut Gülmez, Yıldırım Koç ve Alpaslan Işıklı'ya ait. Charles Darwin / DARU'IN KURAMI, Çev. Cem Taylan, Hürriyet Vakfı Yayını, Temmuz 1986, 279 s. Bu kitapta, geliştirdiği evrim kuramı felsefe ve bilimden edebiyata kadar hemen her düşunce alanında derin bir etki yapmış olan 19. yuzyılın unlu Ingiliz doğabilimcisi Charles Darwin'in eserlerinden seçmeler ile Darwin'in kuramı üzerine değerlendirme yazıları toplanmakta. Kitaba yazdığı giriş yazısında Reşit Canbeyle evrim kuramının evrimini inceliyor. Osman Nebioğlu / KAPİTÜLASYONLAR, Türkiye Iş Bankası Yayınları, Ankara 1986, 82 s. Osman Nebioğlu'nun Bir İmparatorluğun Çökfişü ve Kapitülasyonlar başhklı incelemesi, ilk kez 1941 yıhnda Kiel Üniversitesi tarafından Almanca olarak yayımlanan doktora tezinin gözden geçirilmiş Türkçe çevirisi. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAS Antonio Gramsci/HAPİSHANE DEFTERLERİ, Çev. Kenan Somer, Onur Yayınları, Ekim 1986, 356 s. Ünlü Italyan Marksist düşünür Antonio Gramsci'nin (18911937) tamamı 19481951 tarihleri arasında altı cilt olarak yayımlanan Hapishane Defterteri (Quaderni del Carcere) adlı yapıtından çevrilen yazılar Kenan Somer tarafından bir kiıapta toplandı. Gramsci'nin aynı eserinden yapılan başka bir seçme daha önce Adnan Cemgil tarafından dilimize çevrilmiş ve Payel Yayınları arasında 1975 yıhnda basılmıştı. Cemgil çevirisinin yeni bir baskısı da Belge Yayınları tarafından kasım 1986'da yeniden yapıldı. Muzaffer Sencer/TÜRKİYE'NİN YÖNETİM YAPIS1, Alan Yaymalık, Ağustos 1986, 32.s. Muzaffer Sencer'in yeni kitabı Osmanlı împaratorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nde yönetim yapısının değişimini inceliyor. 1982 Anayasası'nın kabüîünden sonra oluşan merkezi ve yerel yönetim yapısının ayrıntılı bir şekilde ele alındığı çalışmayı sunarken yazar şu görüşü dile ANRIPADA T l R k İŞÇİLERİ ABD'nin Indiana Üniversitesi tarafından yayımlanmakta olan Turkiye İncelemeleri dizisinde beşinci kitap, TURKISH WORKERS IN EUROPE: AN INTERDISCIPLINARY STÜDY. 1985 yılı sonunda basılan kitabın editörleri İlhan Başgöz ve Norman Furniss. Kitabın birinci bolumunde yer verilen akademik incelemeler arasında Nermin AbadanUnat'ın Türk işçilerinde kimiik sorunu, Pertev Naili Boratav'ın Fransa'daki Turk işçilerinin folkloru, Talat Halman'ın Türk edebiyatında göçmen köyluler ve Çiğden Kağıtçıbaşı'nın gonderen ulkeler açısından Avrupa'da göçmen işçi sorunlarını konu alan katkıları bulunuyor. Kitabın ikincı bölumünde ise, Mehmet Yaşin'in mayıs 1984'te Cumhuriyet'te yayımlanan "Toplayın Denkleri, Dönüyoruz" başhklı, Almanya'daki Turkleri konu alan röportajının İngilizce çevirisi ile Sabri Akural'ın bu röportajın ana konusu olan Türk kızı Aynur'un, yabancı bir kültur ortamında yaşadığı kimiik bunahmı uzenne analizi yer alıyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA\ 1913'DA BUSUN, ÜNLÜ ALMAN SOSYALlSTLERl, ROSA LWC£MBü£<S0OKS£MgOR6) VE KARL UEBKUECJHT(Lı8KUW£T[£Rİ TAfZAFIUPAU ÖLDÜRÜLDÜ. t ) ) , HÛICUMET K£TRİ AFPAU ÖLDÜRÜLDÜ t.PÜUYA SAt/AÇl S//ÇAStMPA, SaSYALlSTLER TARAFIMDAN UIÇTURULAM SPARTAKJSr GH.UP, ALMAMVA'NIKI fa RDLUtJE KAOİICAL B/ÇlMPB KAfZŞI ÇlKMlÇTf, LETIM eMPERYALJST AMAÇL4RI, ÇEŞıTU PttOTESTOLAISLA EhJGELLENMEK İSTENMEkiTE VE YOKSUL EMEZÇıLER. İÇİN SOSYALIST6<fZ DEVRtMÖNGÖSİÜLMEKTefbl SPARTAKISTLERIN SONUL 0) ( ROSA LUXEM8URG VE KARL L/EB/CJ£CMT LİDER.UĞI'NDE K.I SPART7UCj£rLE&p1318 YtLl SoMUMPA ALMAN KOMÜNİSr PARTİSİ'Nf tCUepu. BUfJUr GEUIŞL£YEN AyAICLANMA EYLEMLEgİ IZLBDl'. KISA SÛ&E SOM/SA 7TJTUKLANAKJ LİD£RL£R,ÇoeGUSUZ SUALStz. Act/efUA/A DlZıLDt.. ad, Roma devnnin üntu ıSyanası Çpar+alUı&'tert almmıçft. 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Amerikadan İspanyaya 500 gönüllü gidiyor Nevyork 14 (a.a.) Amerika sosyalist fırkası azasından biri yüzlerce gonüllülerin İspanyaya gıderek beynelmılel müfrezeye gireceklerini söylemiştir. Bu zat, gonüllülerin hakiki miktarını tasrih etmemiş ancak sosyalisı fırkasmın bu miktarı 500 e çıkarmağa çalışacağını ve bunlara mali yardımda bulunacağını söylemiştir. Gidecek gönüllüler bilhassa teknısyenlerdir. 15 Ocak 1937 mamulalından İstanbul ve Nazilli rakılarını piyasadan kaldıracaktır. 19371987 yapmak, yeniden işlenecek topraklar bulmak hükumetin vazifesidir. Yeni köy, kasaba ve şehir Vekiller heyetinin kararile kurulur. Köy, kasaba ve şehirlerden ayrı mahalle yapılması yeni köy kurumu demektir. Toprak üzerinde ancak tapuda yazılan donümler mukayeddir. Tapusuz topraklar ve artıklar devlete aittir. Şehir ve kasabaların plan hududları dışında ve kendi sınırları içindeki tapusuz topraklar devletin malı olup bunlar kasaba ve köy halkına yalnız intifa için tahsis edilmiştır. Tapuda vergide kayıtlı bulunmayan meralardan, bataklıklardan, fundalıklardan velhasıl boş yerlerden açık topraklar bizzat kimin tarafından işlenmekte veya işletilmekte ise onun hesabına gözönünde tutulur ve tapu artıkları gibi muamele görür. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ^NDEN HABERLER Rosa Luxemburg / SERMA YE BlRlKİMt, Çev. Taylan Ertan, Alan Yaymalık, Aralık 1986, 359 s. İkinci Enternasyonal doneminin belli başlı Marksist kuramcılarından ve 1917'de Alman Sosyal Demokrat Partisi'nden kopan devrimci kanat Spartakusbund'un liderlerinden Rosa Luxemburg'un (18701919) temel kuramsal yapıtı dilimize çevrildi. Luxemburg ve eserinin kaliteye ayrılan yeni inhisar tuzları yarım ve bir kiloluk paketler içinde satılacaktır. İnhisar idaresi piyasaya önumuzdeki ay başmdan iıibaren yeni bir rakı da çıkaracaktır. ''Yeni Rakı" ısmini alan bu içkı 45 dereceliktir. İdare uzun bir zamandan beri hazırlamakıa olduğu bu rakıyı piyasaya çıkardıktan sonra lüzum görurse gene kendi Toprak kanıınu Ankara 14 Sıhhıye Vekilinin başkanlığında muhtelit bir komisyon tarafından hazırlanan yeni toprak kanunu layihasma göre: İşlenmeyen toprakları işlenecek hale getirmek, işlenenleri daha verimli AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI DENEMEİNCELEMEBELGEANIGEZİMEKTUP 10.12.198614.01.1987 Un: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 021.270 200.001 124.275 022 233 117188 022.235 200 003 117.189 117 196 027.052 Kltabn A*/Yazan: ufta •/Entalöz Yanriar Hasap S Sanr/OMar Na*f*Mr'<M I«ry«1t'a/Yalçn Ba Dntııhıı K M ı i l / M M r f Yazılar/Sarin UtJi (M Slnam) H KuMlay «ayı n T«*>t Kmçtonl H.Çetakaya T»rotUr'daa AfaiıfflnuMt Çettakafa Onkl'du OnUd'ya T8rklyt/AII Strmen SMCIII Yritar/MllaMi ÇatMoyı Ryatı: 17501800.12601050.840.15751800 İnhisarlar idaresinin piyasaya çıkaracağı yeni maddeler tnhisarlar idaresi tarafından İzmirde Çamaltında kurulan yeni tuz fabrikasımn mamulatı yakında satışa çıkarılacaktır. Sofra ve mutfak tuzu olarak iki 5255251100.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle