10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yordu. 1959 yılının yaz aylarında Moskova ilk kez, resmi rakamlara göre 10.000 yabancı turiste açıldı. O tarihte başlayan bu turizm hareketi. önemli bir temas ve karşılaşma vesilesi olacaktı. Kapı aralanmıştı, daha fazla açılabilirdi. Bunun dış dünya hakkında bilgiye sahip olmayan, hâlâ büyük sıkıntılar içinde yaşayan Sovyet halkı üzerinde ne gibi etkileri olacaktı? Kurulmuş düzeni sarsan etkilerden korkulmaz mıydı? O tarihlerde Asya'nın ve Afrika'nın yeni ülkeleri, siyasi destek için Moskova'ya bakıyorlardı: Sovyet iktidan, bu ülkelerle her türlü temasların kurulmasında kendi açısından da büyük yararlar görüyordu. Ancak bu ülkeler halklarının, Stalin zamanında empoze edilen birçok yasağı benimsemeleri, hatta anlamaları olanaksi2dı (örneğin o dönemindeki 'jazz" yasağını bir Kübalıya kabul ettirmek mümkün müydü?) Hruçov, sisteme belirli ölçüde esneklik getirdi, ancak liberalizasyon hareketinin sınırlarını oldukça kesin hatlaria çizdi. Ve bu oransal açılma sınırlarını halka kabul ettirmek için o dönemde Sovyetler Birliği'nin milletlerarası alanda kazandığı kuvvetten ve ağırlıktan yararlandı: Sovyetler Birliği, dünyanın her köşesinde 'yeni ülkelerin" yakınlığını ve dostluğunu kazanmakta idi. Dünyanın ikinci süper devleti olarak Amerika ile eşitliğe dayanan ilişkiler kurmakta idi... Hruçov, ilk Sputnik'i, arkasından ilk insanı, kozmonot Gagarin'i uzaya ulaştıran devlet olarak Rusya'yı aynı zamanda teknolojik yarışın ön safına geçen bir ülke olarak gösterdi ve " o n yılda Amerika'yı geçeceğiz" sloganını ortaya attığında, zaten yavaş da olsa, sürekli biçimde hayat koşullarının iyileşmesinden memnun olan vatandaşlarına, geleceğe dönük ufuklar açmaya çalıştı. "Hruçov deneyi". o dönemde belirli ölçüler içinde başarılı olmuştur, denebilir. Ancak bu deney kendi sınırlarına dayandıktan sonra bu çok becerikli politikacı ve çok renkli şahsiyet, Hrııçov, "tarihi yararlığını" tükettiğinden yerini bir konsolidasyon dönemi başlatan Brejnev'e bırakmak zorunda kalmıştı. GORBAÇOV'UN GİRİŞİMİ Bugün Gorbaçov'un değişik so runlar karşısında, rejimde çözülmelere neden olmadan yeni dengeler araştırdığı sezilmektedir. Konuya Sovyet sisteminin kendine özgü mantığı içinde bakarsak, rejim ve ideolojinin her dönemde zorunlu kıldığı sınırlamaların Sovyet halkına kabul ettirilmesinin, önemli ölçüde Sovyetler Birliği'nin dışarıdaki kuvvetinin ve prestijinin içeride yansıtılması yolu ile sağlandığını görüyoruz. Hruçov deneyi de bu gerçeği işaret ediyor. Günümüzün koşullarında Sovyetler Birliği, özellikle Afganistan ve Polonya olaylarının tepkisi olarak dışanda taraftan olan ülkelerin ve çevrelerin desteğini önemli ölçüde kaybetmiş; ayrıca detant yıllannda Amerika ile sürdürdüğü, "eşitliğe dayanan" süper devlet ilişkilerinin sağladığı avantajlardan da mahrum kalmıştır. Şimdi Gorbaçov, rejimin en fazla göze batan uygulamaiarını kaldırmak, Sovyet mediaların üslubunu düzeltmek gibi önlemle'le, genel olarak Sovyetler Birliği'nin görüntüsünü değiştirerek, uluslararası alanda ve Amerika ile yürütmesi gereken diyalogta özellikle silahsızlanma müzakerelerindedıştaki birçok çevrenin sempati ve desteğini tekrar kazanmak amacına yönelik bir siyaseti denemeye çalışıyor. Hatta içeride bu ıslahatı gerçekleştirdikten sonra, "insan hakları" alanında Batıdaki bazı bozuklukları eleştiri konusu yapan bir karşı saldırıya geçmeyi tasarladığı da hissediliyor. Gorbaçov, dış siyasetinde bu yolda gözle görülür başanlar kazanmadığı takdirde, eski yöntemlere bağlı kalan, yenilikleri tehlikeli bulan parti teşkilatını, ekonomik reform ve "glasnost" (yani berraklık, açık bir devlet düzeni) yönlerinde pek uzak mesafelere sürükleyebilir mi? Bu işi başarabilecekse o da Hruçov gibi içteki ve dıştaki gelişmeler arasında çok duyarlı bir denge kurmak zorunluluğundadıır SONUÇ Gorbaçov'la "Prag baharı" gibi geçici bir " M o s k o v a b a h a n " mı yaşanacak? Yoksa Gorbaçov istediğini yapabilecek mi? Anılarının bir köşesinde De Gaulle, Stalin hakkında ilginç bir düşüncesine yer verir: "Stalin'in çok ağır bir hamuru yoğurması gerekiyordu..." Halefi Hruçov'un ve bugünkü Gorbaçov'un yoğurdukları ve yoğuracakları hamur daha hafif değil. Önümüzdeki dönemde gelişmeler hangi yönde yol alırsa alsın, "glasnost" konusunun Gorbaçov tarafından bu şekilde ortaya atılmasının tarihte iz bırakacak bir olay teşkil ettiğinden kuşku yoktur. 12 OCAK 19< Moskova'da Yeni Gelişmeler Bugün Gorbaçov'un, değişik sorunlar karşısında, rejimde çözülmelere neden olmadan yeni dengeler araştırdığı sezilmektedir. Konuya Sovyet sisteminin kendine özgü mantığı içinde bakarsak, rejim ve ideolojinin her dönemde zorunlu kıldığı sınırlamaların Sovyet halkına kabul ettirilmesinin, önemli ölçüde Sovyetler Birliği'nin dışarıdaki kuvvetinin ve prestijinin içeride yansıtılması yolu ile sağlandığını görüyoruz. Hruçov deneyi de bu gerçeği işaret ediyor. 'TEN OKURLARA. OKAY GÖMNStN Takım Oyunu B HÂMİT BATU Emekli Son zamanlarda "Kremlinolog"ları (Sovyetler Birliği uzmanlannı) pek çok uğraştıran gelişmelere tanık oluyoruz. Brejnev zamanındaki kolay yorumlarla ve tahminlerle izah edilemeyecek değişik bir durum çıktı karşımıza. Sovyetler Birliği'nde rejimin eskimesinden, dünyadaki değişikliklere ayak uyduramamasından ötürü Sovyet iktidan için ortaya çıkan güç soranları, bizzat bu iktidarın başı ağzından, şaşırtıcı bir açıklıkla duyuyoruz. Gün geçtikçe beklenmeyen, tahmin edilemeyen olaylar birbirini izliyor. Gorbaçov, Saharov'la telefonda görüşüyor ve Saharov'un Moskova'ya dönmesine izin veriyor. Saharov, Moskova'da yabancı gazetecilerle serbestçe görüşüyor. "Muhaliflerin", siyasi tutukluların serbest bırakılması konusunda Saharov, "Gorbaçov'un kendisinden farklı düşünmediğini, ancak yavaş hareket etmeyi yeğlediğini" bildiriyor. Sovyet iktidannın bugün karşılaştığı çetin sorunlar konusunda uzmanlar, genel olarak şu gözlemlerde birleşiyorlar: "Sovyet ekonomisinin kalıplaşmış yöntemleriyle, elektronik çağın çok hızlı gelişmelerine ayak uy Büyükelçi lı olabilir. Stalin savaştan sonra Sovyetler Birliği'ni ve Sovyetler Birliği'ne bağlanan ülkeleri dış dünyaya tamamıyla kapamış; çok hızlı sanayileşme siyasetinin halka yüklediği büyiık yoksunlukları kabul ettirmek için hayatın her faaliyet alanını çok katı bir ideolojinin kurallarına bağlamıştı. Kendi iktidarını korumak ya da yüz şu kadar "milliyeti" sınırları içine alan bu çok uluslu muazzam ülkenin dağılmasını, çözülmesini önlemek için terör yöntemlerine basvurmuştu. Ölümünden sonra, tamamıyla kişiliğinden kaynaklanan bu iktidarın aynı şekilde devam edemeyeceği belli olmaktan başka, Rusyâ'nın ve dünyanın o tarihteki koşulları da yeni bir tutum, değişik yöntemler gerektiriyordu: Teknoloji ithali gereksinmeleri, nükleer çağda Amerika ile denge kurulması sorunlan, bu kadar kapalı bir rejim tarafından çözülemezdi. Öte yandan ve belki daha önemli olarak o dönemde Sovyet Rusya için bağımsızlığa kavuşan ya da kavuşmakta olan ülkelerle yakın siyasi bağlar kurarak dünya çapında gerçek bir süper devlet kimliğini kazanmak fırsatı da ortaya çıkmış bulunu durması mümkün değil. Ekonomik sistemi kökünden değiştirmek söz konusu olmasa bile, ekonominin daha iyi işler hale gelmesi, dinamizm kazanabümesi, bir süper devlet olan Sovyetler Birliği için, bu yerini koruyacaksa, hayati önem taşımaktadır. Bunun yanında teknolojinin haber ve bilgi dolaşımındaki engellerin çoğunu kaldırmış olması da, daha açık ve daha özgür bir siyasi ortam yaratılmasını zorunlu kılıyor. Gorbaçov, gerçekleştirmek istediği yenilenme atılımında, devlet kuruluşlarına egemen yerleşmiş çıkarlan ,' yerleşmiş alışkanlıklan korumak isteyen kadroların direnişiyle karşılaşıyor..." Sovyet lideri, Sovyetler Birliği'nin siyasi bünyesinde sarsıntılar yaratmadan, öngördüğü reformları hangi ölçüde başarabilecektir? Bu sorunun yanıtını bugün kimse bilmiyor. Konuya bir nebze açıklık getirmek ve Gorbaçov'un güçlüklerini tarihsel bir perspektif içinde görebilmek için, bundan otuz yıl önce Stalin'in ölümünden sonra liderliği ele geçiren Hruçov'un karşılaştığı değişik, fakat aynı derecede çetin sorunları ve bunları nasıl çözümlediğini anımsamak yarar EYET/HAYIR OKT4Y AKBAL OKURLARDAN Mahallemiz sanayi sitesine dönüştü Son altı aydır Küçükçekmece Iç Kumsal'daki boş araziler TIR garajı olarak kullanılmaya başlandı. TIR garajı sahipleri, kiraladıkları araziler üzerinde istedikleri gibi tamirhanelerini, lokantalarım ve her türlü ihtiyaçlarını giderecek birimleri yerleştiriyorlar. Garajlann yola bakan cephelerine 3 metre yükseklikte duvarlar çekerek çirkin bir görüntü sergiliyorlar. Ayrıca buradaki bir otobüs garajımn karşısında bulunan çocuk parkı, garaj sahibi tarafından zemini çakıl taş ve mıcır doldurularak takviye edildi. Mahallemiz sanayi sitesine çevrildL tşin ilginç yanı, bu binalann yapıldığı yerlerin SfT alanı olmasıdır. tlgililerin bu sorunumuza eğilmelerini bek'.iyoruz. KENA NATASAYC UN K.ÇEKMECE/İSTANBUL otobüse binerek okuluna giden, sizleri yetiştirip bu makamlara gelmenizde en büyük katkısı olan öğretmenlere sözle değil, uygulamalarınızla vefa borcunuzu ödemiş olursunuz. Büyük kentlerde yaşayan tüm öğretmenlerin bu ortak sorununu en kısa sürede çözümleyip 'yeni yıl armağam" olarak uygulamaya koyacağımz inanayla sayguarımı sunanm. YUSUF KILIÇ EMİROĞLU ANKARA haklı olduklan davalannı yetkilüere duyurmak için oylannı boş olarak atmışlardır. Boş olarak oy atmalarının nedeni ise; Politik bir oyun sonucu BingölSancak karayolunun bu 10 köyden değil de, bu köylere ters olarak, 3 köyden karayolunun açılmasıdır. Şimdi ise 10 köyü içerisine alan bakımsız karayolu kış şartlan nedeni ile kapanmıştır. Yuıttaşlann başvurusu üzerine ilgililer 28 eylülde kullanılan boş oylann unutulmadığını söylemektedirler. Ayrıca diğer 3 köyden geçen karayolu devamlı açıktır. Bu 10 köyde yaşayan halk hastasım 810 saatte kızakla taşıyarak Bingöle ulaştırmaktadır. KÖY SAKÎNLERİ 12 Eylül Sonrasında... "Bu Darbeler Kimin için". Mehmed Kemal'in yeni kitabı... "12 Eylül ve Demokrasi" Türker Alkan'ın yazıları. "42 Gün" Gülten Akın'ın düzyazı şiirleri... Birbirini bütünleyen üç kitap... Mehmed Kemal der ki: "Bir ülkenin iyi yönetilip yönetilmediğinin göstergesi sadece parası, dış ticaret açığı, sosyal adaleti uygulayıp uygulamadığı, kalkınıp kalkmamadığı değildir. Hapishaneler de bir göstergedir. Bir ülkenin hapishaneleri ağzına kadar dolu adam almıyorsa, o ülke yönetilemiyor demektir. Batı demokrasilerinde, hapishanelerde bu kadar adam var mı? Sosyalist ülkelerin hapishaneleri neredeyse bomboştur." Mehmed Kemal hapishane gerçeğini iyi tanıyan bir arkadaşımızdır. Zaman zaman hapislere düşmüş bir yazar... 1950 öncesinden başlar çilesi... Neden? Mehmed Kemal halkının iyiliğini ister, mutluluğunu ister, belirli bir düzeye ulaşmasını ister. Şiirlerle, yazılarla bunu savunur. Sen misin böyle yazan, böyie davranan? Üniversite öğrencisi olduğu yıllarda başlayan. o günden bu güne süren bir savaşımdır bu. Kaç yıl? Tam kırk yıl!.. "Bu Darbeler Kimin içiri'de (Cem Yayınları) yazar arkadaşırriiz 12 Eylül'den sonraki yazılarından daha çok siyasal, toplumsal içerikli olanlarını bir bölümünü bir araya getirmiş. Bu tür kitapları yarınki kuşaklar ilgiyle okuyacaklar. Hele ülkemız o günlerde belirli bir demokrasi aşamasına ulaşmışsa, "neymiş o günlerin ilkel davranışlan?" diye şaşacaktır!. Mehmed Kemal Osmanlı paşalarından birinin öyküsünü yazdığı için 18 gün "içerde" kaldı. Tutuklanmadan, adalet önüne bileçıkarılmadan... Osmanlı paşasının kayığı karayaoturunca daJkavukları paşayı yatıştırmak için "Güle güle oturun paşam, Allah oturduğunuz yerden kalkmayı nasip etmesin. Size ne güzel yakıştı paşam" demişler... Bu kısacık öykü yüzünden altmış yaşını aşmış bir yazar 18 gün "içerde" kaldı. İbretle anımsanacak bir olaydır bu!.. "Bu Darbeler Kimin İçin"ı okurken hepimiz içinde yaşadığımız yakın yılların acılarını olduğu kadar şimdi bizlere oldukça gülünç gelen olayları da yeniden yaşamaktayız. * Doçent Dr. Türker Alkan 1402'liklerdendir. Değerli bir hukuk adamıdır Alkan, ama yıllardır öğretim kadrolannın dışındadır. "12 Eylül ve Demokrasi"ue (Kaynak Yayınları) 12 Eylül sonrasında çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan yazılarını toplamış. Diyor ki: "Bu yazılar birer bilimsel inceleme değil, bir kısmı deneme, bir kısmı da yorum ve görüş bildirme niteliğinde. Fakat içinde yaşadığı toplum altöst olurken bir bilim adamının toplumsal sorunlardan ve sorumluluklardan kendisini soyutlamaya hakkı otmadığına inandığım için, bu yazıları belki de bilimsel çalışmalanmdan daha çok sevdiğimi söylemeliyim." Doç. Alkan 12 Eylül sonrasında dergilerde çıkan yazılarıyla, konuşmalarıyla bu tarihsel olgu üzerine ilginç görüşler belirtmekten çekinmemiştir. 6 Ekim 1980'de, 12 Eylül'den kısa bir süre sonra bir dergiye şu yanıtı veriyor: "Yönetim demokrasi olacaksa, bunun iddiasındaysak, özgürlükleri kısıtlayamayrz. Bir taraftan AETye üye olacağız, biz Avrupalıyız diyeceksiniz, diğer taraftan yasal kurumların özerkliğini, örgütlenme özgüriüğünü kaldıracaksınız. Bu, olamaz. Üniversite özerkliği, devrimci sendikalar, derhekler terörün kaynağı gösteriliyor. Kaldırılmak isteniyor. Bu çok yanlıştır." Alkan'ın "12 Eylül ve Demokrasi" adlı kitabı da 12 Eylül olayını inceleyen, tanımlayan öteki kitaplar gibi yarınlara bir belge değeri kalacak bir yapıt... * Ünlü şair Gülten Akın'ın "42 Gün"ünü deduygulanmadan, etkilenmeden okumak güç.. Akın, her şeyden önce bir anne olarak yazmış bu yazıları, bu şiirleri... Nedir bu "42Gün"? Bir çesit ağıttır. Bir ananın acılarla dolu bir zaman sürecinde seslenişleridir: "Ve daha uzundurzulme karar verenlehn gecesi" diyor. Oğlu 'içeri' alınmış nice anadan biridir bu satırlann yazan. "Analardık. OğtHlarımızın kızlarımızm yatoğı cezaevlerinden, göruşlerden çıkardık. Dağılırdık eskiden olsaydı. O açlık gunlerinde dağılıp gitmeyi düşünmedik. Birfikte kaldık. Yürüdük yoilar boyu. Otobüslere doluşup gittik. Görkemli yapılardaki yetkililere ulaşmaya. Dilekçelerde, dilekçelerde sayısız pullarda umar aradık. Soğuktu. Çoğumuzun sırtında ince giysiler. Çoğumuz ayağında eski, ısJaklığını içe geçiren pabuçlar. Her gün buraJardaydık, yuvariak, küçükparkta otururduk. Kovalıyortardı bizi kapı önlerinden. Azariıyor itiyortardı. Dövüşurdük kimileyin. Öfkeyle bağınrdık" diye anlatıyor şair Gülten ana, o 40 günü, o 40 günün yaşantısını... "42 Gün"de değerli şair Gülten Akın yüzlerce, binlerce ana adına konuşuyor. Yetkiyle, etkinlikle, şiirinin verdiği güçle, kaItcılıkla... Anakent Belediye Başkanlarına "24 Kasırn'larda sorunlan güncelleşen öğrermenlerin, yıl boyu sizleri sevgisaygı ve hürmetle anmalarını ister misiniz? Öyleyse: Bir çok meslek gruplarına otobüslerinizde sağladığınız "Ücrctsiz binme" kolaylığından "Öğretmenlerin de" yararlanmasını sağlar mısınız? Böylelikle, çoğunluğu günde en az dört kez dolmuşa. BingöUde on köyün sorunu Bingöl ili Sancak bucağına bağlı 10 köyün sorunu büyüktür. 28 eylül ara seçimlerinde bu yurttaslar ir yazar, futbolun çağımızın en gelişmis sporu olduğunu savunuyor ve buna kanıt olarak, bir futbol takımının tam anlamıyla bütünleşmiş olması gerektiği, her futbolcunun bireysel yetenek ve inisiyatifini sonuna kadar kullanırken, takımın genel uyumu içinde yer aldığı surece takımın başanya ulaşabileceği görüşünü getiriyordu. Aynı bakış açısından, gazete üretimini de futbola benzeten yazarlar otdu. Çünkü aynı futbol gibi, gazete üretiminin her noktasında yer alan insanlar da bireysel yeteneklerini sonuna kadar kullanabilecekleri alaniara egemendirler ve bu yeteneklerini kullandıklan ölçüde de başarılı olurtar. Bu, rotatifi gerektiği gibi döndüren makine ustası için de, pikaj yaparken kendinden bir seyler katan pikajör için de, haberi en iyi biçimde çıkanp yazan muhabir için de geçerlidir. Ama aynı futboldaki gibi, bunlann tek tek başanları takımın başansı için yetmez, diğerleri de aynı biçimde genel uretime katkıda bulunmak durumundadır. Bğer iyi bir haberi yazı işleri iyi değeriendiremezse neye yarar o haber? Y da yazı işleri değerlendirse bile dizgici & zamanında ve yanlışsız dizip baskıya yetişmesini sağlayamazsa yine kimseye ulaşamaz ve nihayet baskı ustası rotatifine tam egemen değilse ve baskı gecikirse yine okura gidemez o haber ve muhabirin en büyük başansı bile nafiledir. İşte bu nedenle gazetede hızlı bir odacının bile ne kadar önemli olduğundan hep söz edilir; bu yüzden, elini daktiloya ya da fotoğraf makinesine sürmese bile, gazetenin üretiminde yer alan herkes "gazeteci"dir. Çünkü sonunda ortaya çıkan ürün, tümünün kolektif yaratıcılığının, çabukluğunun ürünüdür. • Bu köşede zaman zaman da dergi satış sayılarını yayımlıyoruz ve burada yer alan tirajların düşükluğü genellikle olumsuz tepkilerie karşılanıyor. Örneğin kimi dergi yöneticileri yayımladığımız dönemin "kendilerinin er düşük satışlı dönemi" olduğunu, normal aylarda satışlannın daha yüksek olduğunu savunuyorlar. Kimileri ise çok sayıda aboneleri olduğunu, dolayıstyla satışlannın daha yüksek görünmesi gerektiğini belirtiyorlar. Ancak şunu belirtmeliyiz ki, tüm dergilerin aylık satışlannı düzenli olarak sunmamız oldukça güç, aynca burada yer alan rakamlar, dağıtım şirketleri aracılığıyla bayilerde satılan dergi adetlehni belirtmektedir. Bu temel satış yöntemi dışında abone ya da elden satış gibi yollarla satılan dergi adetlerini saptamak olanaksız olduğundan, yalnızca dağıtım örgütlerinin resmi yerileri dikkate alınmaktadır. Ayrıca bazı dergi yöneticileri, burada tirajları yayımladığımız için "rakamların düşüklüğüne sevindiğimiz" gibi yorumlar yaptılar. Amacımız, dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi kamuoyunun sağlıklı bilgi sahibi olmasıdır öncelikle. Aynca okuyan insan azlığına kimse sevinemeyeceği gibi, dergi yöneticilerine düşen de satış rakamlarının yayımlanmasına tepki duymak değil, daha çok insana ulaşacak daha işlevli dergiler yapmaktır. Geçen ekim ve kasım aylarında değişik türlerdeki dergilerin sayı başına ortalama bayi satışlan söyle oldu: Slyasi haber dergileri Ekim Kasım 53.485 13.156 2.278 359.222 103.116 35.556 28.127 17.985 43.278 37.516 18.690 25.224 28.753 16.290 19.990 18470 35.155 140.475 137.870 37.331 38.306 49.884 35.193 33.551 7.871 34.888 13.180 15.498 5.388 4.584 1.915 1.715 52.735 15.555 2.209 343.842 94.450 30.970 17.538 15.428 48.027 36.456 17.164 27.402 26.046 16.301 21.052 15.986 30.794 122.029 112.861 34.236 46.295 41.838 33.059 27.137 7.416 40.430 11.183 5.537 4.000 3.925 1.584 1.762 Nokta Vbn/ Gündem Yankı Mizah dergileri Gırgır Fırt Çarsaf LJmon Gümgüm "Erlmk" dergileri Playmen Playboy Erkekçe Bravo Kadın dergileri Kadınca Kadın Elele Ev Kadını Kadınca Örgü Magazin dergileri Sabah Yıldızı Hafta Sonu Hey Gölge Adam TV7Gün Haftanın Sesi Süper Gazete Vizon Ayna Sey Hayat Sanat dergileri Milliyet Sanat Gösteri Adam Sanat Sanat Olayı GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI GEBZE İCRA MEMURLUĞUNDAN Sayı: 1983/1201 Talimat 1Gebze Sultanorhan Mahallesi, Yanşyolu mevkünde eski 110, yeni 99 ada, eski 10 yeni 112 parsel 21 pafta noda kayıtlı 18972 m 1 miktarlı, içinde fabrika tesisleri bulunan gayrimenkulun tamamının satılacağı, gayrimenkulun evsafı ve cinsi: TBTAK ile gayrimenkulun arasından güneyinde mezarlığa giden yol olup, aynca Anibal mezarlığının arkasındaki mahalle ile bağlantısı bulunduğunu, keza fabrikanın şark hududunda yeni yapılan ambalaj sanayii tesisleri bulunan satışa arz edilene gayrimenkul içinde 1875 m2 taban alanh, kapalı Uzeri çüıi kontnlksüyon ve eternit OrtUlü fabrika sahası içinde cenuba bakan 8 adet kapab fınnı ve imalat kısmı olup, yalnızca topser tipi inşaat tuğlası imaüne mahsus iki seneyi mutecaviz zamandan beri gayri faal bulunduğunu, calışması halinde 10 Km.ye yakın mesafeden hammaddesinin temin edildiğini, fabrika binasının kuzeyinde çatı alünda etrafı açık kurutma sundurması bulunan 200.888.000.00 TL. kıymetindeki fabrikayı havi 18972 m' gayrimenkulun tamamının satılacağı, 2 Gebze Sultanorhan Mahallesi, Tombuldere mevkünde 21 pafta, 110 ada 1 (10) parsel noda kayıtlı yukanda tesbiti yapılan fabrika sahasının bitişiği kuzey batısında olup, gayri1 menkul içinde cephesi doğuya bakan tek katlı 100 m taban alanlı yığma tuğla betonarme yapılı içinde üç bolme, üstfl Marsilya tipi kiremit örtülü içi dışı sıvalı badanalı elektrik ve suyu mevcut, önü sundurmalı, idari bina ve idari binamn şimalinde tahmini 30 m. mesafede iki katlı yığma tuğla, betonarme çatısı beton kiris, zemin katta kadın ve erkek yemekhanesi, mutfak, soyunma odası, banyo ve WC olup üst katta işçi yemekhanesi bulunmaktadır. Binanın üçüncü sınıf inşaat olup, aynca gayrimenkul içinde 5 m. çapında beton keson kuyu mevcut, eleİctrikli santrafüjlü motoru bulunan fabrika su ihtiyacını gideren kuyu ve yukanda uniteleri tesbit edilen 2 iki bina ile birlikte 6300 m miktaru gayrimenkulun tamamının 34.700.000.00 TL. değer üzerinden satılacağını, Satış: 1) 20.2.1987 cuma günü saat 16.00 ile 16.30 arası 112 parsel nolu gayrimenkul, aynı gün saat 16.30 ile 17.00 arası 1 " 1 0 " parsel nolu gayrimenkulkrin Gebze lcra Dairesi de açık arttırma sureti ile yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin Vo 75'ini ve ruçhanlı alacakhlar varsa alacaklan mecnunu ve saüş masraflannı gecmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelie alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdtt baki kalmak şartı ile 2.3.1987 pazartesi günü aynı yerde saat 16.00 Ue 16.30 arası 112 parsel, saat 16.30 Ue 17.00 arası 1 " 1 0 " parsel nolu gayrimenkuller ikinci arttırmaya cıkanlacaktır. Bu arttırmada kıymetinin Vt 50'sini aşması ve rüçhanh alacaklılann alacağını ve satış masraflannı gecmesi şartı ile en çok arttırana ihale olunur. 2) Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin • 10'u nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir % bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Saüş peşin para iledir, a h a istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellaliye resmi, ihale pulu alıa tapu harç ve masraflan ve % 12 KDV'nin alıcıya ait olup, birikmiş vergiler saüş bedelinden odenir. 3) tpotek sahibi alacakhlarla, diğer ilgililer irtifak hakkı sahipleri de dahil bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialaruu dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylasmadan hariç bırakılacaklardır. 4) Saüş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse llK'nun 133. maddesi gereğince ihale fesh edilir. tki ihale arasındaki farktan ve V» 30 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5) Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebihnesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Saüşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerüı 1983/1201 tal. sayılı dosya numarası ile memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 7.1.1987 Basın: 160 Zemin'in 4. Sayısı Çıktı. Bayilerde • 14 Aralık Sosyalist Parti Toplantısı M.Bal, E.Tanrıyar, UCankoçak. F.Atilla, S.Özler. İ.Berksoy, M.Şimşek, A.T.Ural.A.Nesimi. • Ayın Dosyası: Otomobilİş, Türkİş, Hakİş Kongreleri Yıldınm Koc, Kumru Toktamış, Tanıl Bora, Orhan ^'"zsr Yazılarıyla, Yolİş'ten Recai Emre, Öziplikişten Mehmet Er söyleşileriyL katıldı. • Okurların Sosyalist Parti Tartışmalarına Katkıları • Fransa'da Öğrenci Hareketleri OÖzkaraca ve E Aydın Paris ten yazdı J.C.R. Yöneticileriyle Söyleşi * DİSK Davası ve Gelecek • Cezaevi Sorunlan, İzmir büromuzda, Celal Başlangıç'ın Adana temsilcimiz olması nedeniyle doğan boşluğu yeni bir arkadaşımız, Mustafa Balbay dolduracak. Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunu olan Mustafa Balbay, Gazete İzmir, Güneş ve Milliyefte çalıştıktan sonra bu yıl başında Ege büromuza katıldı ve haber şefi olarak göreve başladı. BİLSAK'TA BUGÜN Konferans: 19.00 CEVAT ÇAPAN "İSTANBUL'DA TlYATRO CANLANIYOR MU?" fUobanct SSil ^ ^ müdürlüğü'nden mı'ıriıirlıiAıi DUYURU Bir kısım öğrencilerimizin mezun olması nedeniyle "Kış Dönemi" için şubelerimize Ölle Servisi 12.0015.00 Akşam Yemeği 20.00 BÜLENT SUMRU (GitarVokal) BlLSAK Soğancı Sokak 7 Cihangir 143 28 79 143 28 99 LokanCa: TÎRE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1984/134 Seyfı özcan ve Halil Keskin tarafindan, Şener Gürbüz, vs. aleyhine açılan, temljk davasında: Davalılar Müzehher Kütahyalı, Makbule Gürmüz, Özgen Özçelik ve Tahir Kemal Akbay'm adresleri meçhul olduğundan, ilamın ilanen tebli&ne karar verilmekle, Mahkememizin 31.3.1986 tarih ve 1984/134esas, 1986/108 karar sayıh Uamı ile açılan teralik davasının reddine karar verilmiş olmakla işbu ilamın, ga2«ede ilan edildiği tarihten itibaren 15 gün içersinde temyiz için başvurulmadı£ı takdırde Uamının kesinleştirileceği ilanen ilam tebliğ olunur. Basın: 10345 ACI GÜNLERİNİZ İÇİN Yurtiçi. yurtdışı cenaze nakledilir, cenaze ilaçlama, malzeme, tabut bütün işlemler hassasiyet, süratle yapılır. Işletmede ayrıca 18 ambülans mevcuttur. Cenaze ilanlanndan hizmet bedeli alınmaz. Acı günlerinizi paylasır, günün her saatinde emrinizdeyiz. İSLAM CENAZE tŞLERİ 147 20 06 140 68 86 ÖĞRENCİ ALINACAKTIR Şubat ve Mart aylarında açacağımız kurşların kayıtları başlamıştır. TAKSİM, BAKIRKÖY, LALELİ ve KADIKÖY şubelerine müracaat ederek, sınırlı kontenjanımızdan yararlanın. Şubelerimiz:TAKSİM ŞUBESİ: LALELİ ŞUBESİ: BAKIRKÖY ŞUBESİ: KADIKÖY ŞUBESİ: MEKTUPLA ÖĞRETİM ŞUBESİ: Takslm Cad. No: 71 Tel: 150 47 47150 34 49 Kurultay Sokak No: 10 Beyazıı Tel: 520 11 42527 62 14 Ulanbul Cad Dantelacı Sok. 7 Tel: 571 27 83583 68 40 Kuşdlll Cad Dllek Han. 67 Tel: 338 03 47345 18 96 Lalell Kurultay Sok. 27 Beyazıı İSTANBUL Tel: 520 11 41
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle