17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 1986 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Özal ve Anarşistler., (Baftarafı 1. sayfada) 'Siyasi yelpazede ANAP'a yer yok' rirsin, koJluk kuvvetleri de bu gösterileri yasaklar; ya da Adalet Bakanlığı'nın bu konuda yapabileceği işler vardır. Eğer Sayın özal siyaset yasaklannın doğruluğuna inanmıyorsa, açıkça "ihbar" sayılacak bu tür konuşmalar yerine bir başka yola başvurabilir. O yol da siyasal yasakların kaldırılmasıdır. Bergama'da "Milletimiz eski kavga gunterine dönmek istemiyor.. Bu karan yargı organlan değil, siz vereceksiniz" diyen Sayın Ozal, seçimlerden hemen sonra anayasa değişikliğine yönelmelidir. Muhalefet de buna hazırdır. Ama Sayın Özal'ın bu işi, ipe un sermeden yapması yerinde olacaktır Açıkçası arabayı atın önüne koşmaksızın ve yöntem tartışmalanyla vakit geçirmeksizin... Evet, "eski kavga günleri"n\ kimse istemiyor. Hayatın içinde kendiliğinden aşılan, kâğıt üstünde kalmaya mahkum yasaları kaldırmak da bu açıdan siyasal istikrara yardımcı olabilecektır. Onun içindir ki, Sayın Özal'ın dün Bergama konuşmasında tanık olduğumuz "Tavşana kaç, tazıya tut" tavrından vazgeçmesini dileriz. (Baştarafı 1. Sayfada) ken "SüvarT'den, "Demirel ile şehit Başbakan'ın oglu Aydın Menderes belikopterden sizleri selamlıyor" diye anons yapıldı. "Muhteşem Süleyman", "Yasaksız Türkiye" sloganları arasında konuşmaya başlayan Demirel kendisini dinleyenlere "Türkiye'de yapılanlardan işçi memnun mu? Memur memnun mu? Esnaf memnun mu? tşsizler memnun mu?" diye sordu. "Hayır" yanıtını alınca da sözlerini "öyleyse klm memnun? Vatandaş bagiin derin derin diişünüyorsa, yanna kara kara bakıyorsa kimse memleketin iyi idare edüdigini söyleyemez. Ülke bir süredir doğrulan ögrentnekten mahrum. Türkiye'de aka kara, karaya ak denilen bir yol açıldı" diye surdürdü. Ezan okunurken sözlerine ara veren Demirel, "Cenabı AUah bu ülkenin üzerinden Ezanı Muhammediye ve ay yıldızlı bayrağLeksik etmesin" deyince, büyük alkış aldı. Kendi dönemlerindeki Türkiye ile bugünkü Türkiye'yi rakamlar vererek kıyaslayan Demirel şunlan söyledi. "Sizin bu icraata bir diyeceğiniz yok mu? Ezildim diyen işçi daha çok ezilmek istemiyorsa, benimenıeUim, duhun, yetimim, işsizim daha çok ezilmek istemiyorsa yapacak iş var. Biz memleketin biir olmasını istiyoruz. Benira vatandaşım başı bulutlara degecek kadar hür olmah. Bentan memleketim fikri hür, vfcdanı hür olmalı. Benim vatandaşım istedigini söylemeli. istedigi yere gidebilmeii. Vatandaşım devletini sevmeli. Ama devlet korkusu içinde sabab akşam çırpınmamalı. Vatandaşhk haklanmıza sahip olun." Geçmişte kendilerine güvenenlerin pişman olmadığını savunan Demirel, "Oylanmız sizden davacı degildir. Sizin içinizden çıkanlara kucak açmaya devam edin. Zannettiler ki yeni partüer kurulunca vatandaş kırk yıllık fikirlerini unutacak. Yeni fikir yoktur. Yelpaze dolu, herkes yerini aldı. Eskiden her şey yanlış yapıldı da 1983'ten sonra mı doğrusu yapıldı? 6 Kasım'da sizin öniiniize o otobüs kondn. Ama şimdi Siivan geliyor" dedi. Hükümetin ekonomik politikasuu sert sözlerle eleştiren Demirel, miting alanındaki yurttaşlara "Türkiye kendi salçasuu yese, ithal yemese Türkiye'nin karnı mı agnr? Japonya'dan oyuncak getiyor. Bizim çocuklar bunlarla oynamasa geri zekâlı mı olur?" diye sordu. Demirel, gidişata dur denilmesini istiyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de kim memnun? Gayri memnunlar susan miryonlardır. Susan Türkiye'den konuşan Türkiye'ye yol açmaya çalışıyoruz. Ûlkeyi yönetenler devletin imkânlannı milletin refah ve saadeti için değil, iktidarlanm sürdürebflmek için kullanıyorlar. 'Oy verirseniz hizmet yapanz. Vermezseniz yapmayız' demek kendilerine oy verenlerin hükümeti olmak, oy vermeyenlerin hükümeti olmamak demektir. Vicdanlan devlet baskısı altına almak ayıptır. Mnhtariar agır bir baskı altındadır. Ülkeyi yönetenler eger başanlı olsalardı bunlara ihtiyaç olur muydn? Umalım ki millet vicdanını buldozere greydere çignetmesin." Demirel, konuşmasını "Vatandaşlanm çok ağır bir vebalin altındasınız. Ülkenin büyük meselelerinin hiçbirini çözemeyen, devleti sosyal devlet obnaktan pkaran, halkı fukaralaştınuı, hak, hukuk, adalet tammayan, nüUetin hukukunu kornmayanböyle bir yönetime destek vennek, filden şikâvetçi olan halkın birkaç fil dıjt a istemesine benzer. Gelin, ı • tuın neresinden dönerseniz kârdır " diye tamamladı. Demirel daha sonra Devrek'e geçerek konuştu ve helikopterle Ankara'ya döndü. Demetevler'de düzenlenen mitingte yaptığı konuşmada "milletin halinden sevinç duyan namnssuzdur" dedi. UĞUR MUMCU (baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM nımdan" türküsüyle girdik. Kıdemli bir meslektaşımızın "güruttü kutusu" diye nitelediği ANAP'ın seçim otobüsü, meydandaki yerini aldı ve Sayın özal üstüne çıkarak konuşmaya başladı. Meydan kalabalıkça sayılabilirdt; ama coşkulu olduğu doğrusu söyienemezdi. Başbakanı dinleyen topluluk, pek tepki de verrniyordu... Üstünde durmak istediğimiz bir başka nokta var. Sayın özal, Demirel ile Eceytt'i, dolaylı bile diyemeyeceğimiz bir dille "anarşistlik"\e suçladı; isimlerini anmadı, ama kastettiği açıkça onlardı. özetle dedi ki: "Bir de eskiler var... On sene s.'yaset yasağı konmuş haktarmda... Millet de onaytamtş... Doğru, yanlış; bu memlekette kanunlar varsa vardtr... Varsa, karşı gelirseniz, kutü örnek olmaz mı? Bu, anarşizm olmaz mı?" Sayın Özal'ın bu mantığına dönük olarak şu söylenebilir: Bir kere bu eleştirinin sahibi Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanıdır; Demirel'le Ecevit: in meydanlardaki gövde gösterileri yasalara aykırı ise İçişleri Bakanlığı'nı harekete geçi Bülent Ecevit'e beraat (Baştarafı 1. Sayfada) An kara Asliye 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dün saat 14.00'te yapılan duruşma öncesi çok sıkı güvenlik önlemleri alan emniyet görevlileri, duruşmaya gelen çok sayıda yurttaşı adliyeye sokrnadı. Bülent Ecevit, eşiRahşan Ecevit'le adliye önüne gelmesinden sonra uzun süre "Halkçı Ecevit" sloganları atılarak alkışlandı. Rahşan Hammın, eşine "Gidip selamlayalım" demesi üzerine eşiyle birlikte adliye çevresinde polis zoruyla engellenen taraftarlanna el sallayan Bülent Ecevit, 5. Ceza Mahkemesi salonunun uygun olmaması nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yargılandı. Adliyeye girmesiyle birlikte adliyenin giriş kapısı polis tarafından bir süre kapalı tutulurken, duruşmanın yapıldığı salona girdiğinde de taraftarlannca alkışlandı. Duruşmayı DSP milletvekilleri, Istanbul DSP adayı sanayici Murtaza Çelikd, Genel Sekreter Nuri Korkmaz, eski bakanlardan Mehmet Yüceler ve bazı MKYK üyeleri Ulediler. TRT'nin çekim yaptığı dunışmada çok sayıda gazeteci yer alırken, Rahşan Ecevit, sanık kürsüsündeki eşinin arkasında bir sandalyeye oturarak, zaman zaman eşiyle görüştü. Ecevit'i avukat Hasan Bıyıklı ile Orhan Tosun savundular. İddia makamında yer alan Savcı Ihsan Bayer, beraat istediği ve alkışlarla karşılanan üç sayfalık mütalaasında şunlan söyledi: "Egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu ve ulus iradesinin siyasi partiler aracüığıyla tecelli bulduğu T.C. devletinde 12 EylUl Askeri Harekâtı ile partileri kapatılan ve de bilahare siyasi haklan kısıtlanan parti genel başkanlanndan, devletimizin kurucusu büyük Atatürk'ün kurmuş olduğu tarihi Cumhuriyet Halk Partisi'nin son genel başkanı olarak ve de ana muhalefet partisi lideri olan siyasi liderin, anayasa hükümlerine dayalı olarak kurulmuş bulunan DSP'nin Kurucular Kunılu'nda, gerçek demokrasi ve anayasal haklar konusunda bir konuşma yapmasında ve de konuşmasının sonlarında parti program ve tüzüğüne aykırı hareket edilmediği takdirde bu partiyi destekleyeceği vaadinde bulunmasında yasaya aykın bir cihet bulunmadığı mütalaasındayız. Şöyle ki: Anayasamn 4. bölümünde vatandaşın siyasi haklanndan bahsedilirken esas olarak 67. maddede vatandaşın bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır. Yani siyasi faaliyette bulunma hakkı statik düşüncenin dinamik bir uzantısı ve urünüdür. Ancak anayasamızın geçici 4. maddesinde vatandaşın bu temel hak ve hürriyeti bazı nedenlerle kısıtlanmış bulunmaktadır. Kısıtlanan bu siyasi hak, sayısal 4. maddede bu teker teker gösterilmiştir. İddianamemizde ileri süriilen, bir parti ile bağlantı kurma bu 4. maddede yer almaktadır. Bağlantı tabirinin hukuki bir tanımı ve tarifi yoktur. Lügat manası, iki ya da daha ziyade şeyin birbiriyle bağlı bulunması anlamına gelmektedir. Bu tanım ve tarifle hareket ettiğimizde; baglantının zımni de olsa karşılıklı iradeye dayanması gerekir. Bu bakımdan bir siyasi parti Kurucular Kurulu toplantısında konuk konuşmacı olarak gerçek demokrasi, insan haklan konusunda düşünce sistemini açıklaımş, bu konudaki göriişlerini belirtmiştir. tddianamede işte bu konuşma parti ile bağlantı kurulduğu şeklinde yorumlanmış ve bu dava buraya getirilmiştir. Mücerret olarak, bir parti kunıltayında konuşmanm o partiyle bağlantı kurulduğu anlammda anlaşılması mümkün degildir. Anayasamn konıması altındaki mülk edinme hakkına dayanarak partinin, farzımuhal, kultür yayınlannı fazla miktarda alsa, yine partiyi destekliyor şeklinde yonımlanabilecektir. Başlangıçta belirttiğimiz gibi, kişinin siyasi haklanndan oy verme hakkı bu maddeye göre yine kısıtlanmaktadır. Çiınkü vatandaş bir partiye oy verecektir. Oy vennek suretiyle partiyi destekleyecektir. Bu, anayasal hak olduğu gibi, sandık başıpa gitmek de yine yasalarca vazife olarak getiriuniştir. Çttnkü sandık başına gitmeyene ceza tayin edilecektir. Hükümler birbirini çeimekte, ters düşmektedir. Bu itibarla: Bir partiyi desteklemek anayasaya aykın oldngu gibi, esasında siyasi haklan kısıtlayan anayasamn geçici 4. maddesinde böyle bir kısıtlamada yoktur. Temel hak ve hürriyetier 4. maddede sayısal olarak kısıtlanmıştır. Bunlar içerisinde bir partinin desteklenmesi yoktur. Aynı madde Siyasi Partiler Yasası'na da monte edilmiştir. Geçici 1. maddede Siyasi Partiler Yasasf nın bir partiyi destekleme yasaklaması mevcnt degildir. Ancak, bu yasak füllere uygulanacak cezalar kısmında maddesinde bir ibare olarak böyle bir suç tammlanmıştır. Bu itibarla: Bu suç anayasaya aykındır. Yalnız, anayasamn geçici 11. maddesine göre, bu Siyasi Partiler Yasası'nın anayasaya aykırı olduğu ileri süriUememektedir. Bu durumda ne olacaktır? Anayasamn 10. maddesine göre anayasa bağlayıcıdır ve üstündiir. Anayasa yasamayı, yühitmeyi ve yargıyı bağlar. Tüm yasalar anayasaya uygun olarak yorumlanmak zonındadır ve anayasa da yargı tarafından diğer yasalar gibi Utbik edilen bir yasadır. Anayasamn bağlayıcı ilkesinden hareket ettiğimizde aykın olan •jükümler ihmal edilecektir. Yargı tarafından uygulanmayacaktır. Yargı anayasayla bağlı, anayasa yasalar üstünde olduğuna göre öncelikle anayasa hükümlerini uygulamak gerekir ve bu destekleme ile ilgili yasak ihlal edilmektedir. Ancak bu yasak uygulanamamaktadır. Bu, anayasamn Ukesidir. Bilhassa gerek bağlantı kurmak. gerek bir partiyi desteklemek eylemleri bizim iddianamemizdeki olayda unsurlan ile oluşmamış ve subuta ermemiştir. Sonuç olarak, Genç cumhuriyetimizin ilelebet payidar olması demokrasimizin bir daha kesintiye uğramaması için anayasal hak ve özgürlüklerin yaşama geçirilmesi, hayata uygulanması, demokrasinin Ulkemi/de gerçekleşip gelişmesi için yargının konıması altına alınması ve unsurlan oluşmayan suçtan sanığm beraatine karar verilmesi talep ve mütalaa olunur" Savcının "beraat istemi" üzerine salonu dolduran taraftarların alkışları üzerine, taraftarlar uyanlarak gösteri yapılmaması söylendi. Görüşü sorulan Bülent Ecevit, "Sayın savcının mütalaasını insan haklannın gelişimi, demokrasi ve Türk adaletine bir katkı olarak kıvançta dinledim. Beraatimi takduierinize sunuyorum" dedi. Duruşma Yargıcı, davayı bitirmek istedigini beürterek son kez bir diyeceği olup olmadıgım sorduğu Ecevit'in "beraat •stemini" yinelemesi üzerine karan açıkladı. Duruşma hâkiminin, iddia edilen suçlann oluşmadığı için beraat karannı açıklaması üzerine, taraftarlar uzun süre "Yaşasın adalet" diyerek salonu alkış sesleri ile doldudular. Yargıç, "Lıitfen efendim. Biz vicdanı kanaatimizi açıkladık. Tezahürat yapmayın" dedikten sonra Ecevit'e Izmir Bornova Mahkemesi'nden gönderilmiş bir talimat bulunduğunu, gelmişken savunmasını verebileceğini bildirdi. Ecevit de, iddianameyi gördükten sonra yazılı olarak savunmasını ileteceğini söyledi. YALÇIN DOĞAN \ TEMtZ AİLE ÇOCUĞU Inönu ve Gürkmt Atüutn Çeüikçi'de seçim gezilerini surdürürken yanlarmagelen 78yoşmdakl Ati Acaroğbı, canğyu göstarerek" Hayatta bundan başka birşeytmyok. Sen temiz aüe çocuğusun, apn sağa ve sola yüz verme" dedi (Fotoğraf: a.a.J 'Özal sevîyesîz' (Baftarafı 1. Sayfada) çıluyor" dedi. Sözlerini, "Seçime 4 gün, zafere 5 gün" sloganları arasında sürdüren înönü, özal'm, "Herkes bana sataşıyor" sözJeri konusunda da, "Azizim sen iktidarsın, elbette sana çatılacak, bana değil ya. Aslında çatmak da söziin geiişi. Sadece icraatını aahMryoruz" biçiminde konuştu. Inönü, daha sonra şunlan söyledi: "Sayın Özal kendisinden başkası gelirse, muhalefet kazanırsa, geriye dönülecegini öne süriiyor. Sosyal demokratlann olduğu verde kaldığını, her şeye kendisinin çare bulabileceğini iddia ediyor. Başbakan çare bulmayı tekeline almasın. Eger gücıi varsa, tekeJlerte ugraşsu, kendisi tekel olmaya kalkmasın. 3 yıldır başbakan vepyeni güçlükler çıkartıyor. Ureticiyi desteklemeyen, işçileri işveren karşısında güçsüz bırakan bir yönetimi Sayın Özal kat etti. Bize yapıtan iftiralanıı bepsi de korkulanndan. Tabanın, halkın SHP'ye kaydığını göriince telaşa kapıüyoriar" Başbakan Özal'ın seçimleri kazanmak için başvurduğu yöntem ve taktiklerle seçim çaiışmalarının Türkiye'de ilk kez bu ölçüde seviyesizleştiğini anlatan înönü, "Bu ne biçim devlet, ne biçim hükümet?" diye sordu. Înönü, SHP'nin halkın din duygulanna karşı olduğu iddialannı yanıtlarken de, "Vatandaşın din duygulanna son derece saygüıyız. Aklımızı mı kaçırdık? Biz din ile devlet işlerinin kanştınlmasına karşıyu. Eger bunlar birbirine kanştırüırsa din de, devlet de elden gider" biçiminde konuştu. înönü, ANAP'ın, "Oy verin hizmet geüretim" tehditlerini de eleştirerek, iktidann 6 kasımda hizmet yapmak için oy aldığını söyledi. Înönü, "ANAP bu seçimde çoğunlugu bir kaybetsin, bakın o zaman Sayın Özal'ın süngfisü nasıl düşecek. Sizin gücünüziin karşısında kimse duramaz. Hele Sayın Özal hiç duramaz. Oylarınızı bölmeyin, bele kardeş partilerk hiç bölmeyin" dedi. Înönü, jandarmalann halkın arasından araçların geçmesine izin vererek, havanın gerginleşmesine yol açtığı Çamlıdere'de kamu görevlilerinin de vatandaşlara baskı yaptıklan için uyardı. SHP lideri înönü, Çambdere"deki konuşmasından sonra ilçenin eski belediyt başkanı ve 19571960 dönemi CHP Milletvekili Mustafa Yeşü'i evinde ziyaret etti. Rahatsızlığı nedeniyle evinde yatan 81 yaşındaki Yeşil'e geçmiş olsun dileklerini bildiren Înönü, bir süre sohbet etti. Yeşil, sohbet sırasında özal'ın, "Paşaoglu" biçimindeki sözünü eleştirerek, " O adam paşaoglu dedi ya, o paşalann paşası, kimsenin agzına sığmaz" diye konuştu. Yeşil, artık mücadele sırasının Erdal İnönü'ye geldiğini bildirerek, "Aslan yatağı boş kalmaz" dedi. Kızılcahamam ilçesinde ise ANAP'h Belediye Başkanı, belediye hoparlöründen "Size selam getirmisem" türküsünü çaldırarak, SHP mitingini engellemek istedi. Belediyenin bu tavrı SHP lideri Înönü ve eski Genel Başkan GUrkan'ı dinlemek üzere toplananlann yuhalayarak yaptıklan protestoyla karşılandı. Kızılcahamam'daki SHP mitinginde Gürkan konuşurken belediye hoparlöründen bir anda, ANAP'm seçim propagandasında kullandığı "Size selam getirmisem" türküsü çalınmaya başlanınca, baa vatandaşlar durumu önlemek için belediyeye doğru koşarken, direlcdee ürmanan bazı vatandaşlar hoparlörlerin kablolannı kopararak sesi kestiler. Gürkan, bu durum üzerine, "Bu yaptıklannı politika sanıyorlar. 12 Eylül öncesinde birtakım sıkınülar yaşanmışsa iste bu gibiler yüzündendir." dedi. Helikopter (Baştarafı 1. Sayfada) köylülerle konuşuyoruz: 79 yaşında ufak tefek, beyaz sakallı, mavi gözleri fıldır fıldır bir köylü, siyasi durumlan sorduğumuzda "An soktu bizi, her yanımtz şiş, baüan acı çıktı" diye bir kısa özet yapıyor. Daha genç kasketli bir köylü 79'luk amcanın söylemek istediklerini şöyle açıktıyor: dırm da 12 Eylül döneminde tutuklanacaklarını; bundan da önemlisi devirdikleri cumhurbaşkanının, tabutunda korgenerallerin nöbet tutacaklan bir "devlet tureni" ile gomüleceğini akıllarından geçirmişler miydi? Sanmıyorum. 12 Eylül'ün nedenlerinden biri MSP'nin ünlü Konya mitingiydi. Milli Güvenlik Konseyi üyeleri, bu mitingi düzenleyen o günün Konya Belediye Başkanı Mehmet KeçecHer ile günün birinde bütüntesecekJerini ve bir çeşrt "kaderbirhği"ne gireceklerini düşünürter miydi hiç? Sanmam ki akıllarından böyle bir olasılık geçmiş olsun. Durum bugOn için öyle değil mi? Emekli Orgeneral Şahinkaya için verilecek bir soruşturma önergesi ANAP oylanyta reddedilecektir. Yine Konsey üyesi emekli Oramiral Nejet Tumer'm oğullanna sağlanan krediter ile ilgili örıerge de hiç kuşkunuz olmasın ANAP oylarryia reddedilecektir. Çünkü ANAP, bugün tam anlamı ile 12 Eylül'ün getirdiği bir devlet partisi" tstevini ustlenmektedir. ANAP, 12 Eylül'un iyice olgunlaşmış bir urünüdür. Sunaip'in MDP'si ise 12 Eylül ikliminde yetişmiş "ham meyve"ydi. Dalından kopunca kısa sürede çürüdü gitti. Yine 12 Eylülcüler için ne garip bir çelişkidir; "devlet partisi" diye sunulan MDP'den aynlan milletvekilleri 12 Eylüteülerin on yıl için siyaset yasağı getirdikleri Demirel'in peşinde koşarak DYP'yi oluşturdularl DYP Genel Başkanı Cindoruk, bir zamanlar, "devrim muhafnian" olarak aşağıladığı bu milletvekillerinin genel başkanhğinı yapryor şimdi.. Konuşmalannda "ara refm çocuWan"na çatan Cindoruk, DYP'nin ilk Genel Başkanı ve izmir Milletvekili adayı Dr. Yddmrn Avcı'nm da 12 Eylüteü askerierin onayından geçmiş bir Dantsma Meciisi üyeei oiduğunu unutuyor herhalde. Y a Ecevit? Y a Sayın Ecevit? 27 May» ihtilalinin Kurucu Medisi'nde üye oiduğunu, bu ihtilali övup altaşladığını ve DP mHletvekiilerinin "anayasayı /h/a/süçu"r>danyargılanmalannı istedigini "L//us"gazetesindeki köşesinde yazdtğını unutuyor. Daha neleri unutuyor Sayın Ecevit? SHP'yi 12 Eylül koşullanna boyun eğmekie suçlayan Ecevit, DSP'yi beş generalin onayından geçmiş dört milletvekili ile birlikte kurduğunu ve partinin genel sekreteriiğine de bu miHetvekillerinden birini getirdiğini bir "çelişki" saymıyor.. Bu nedir? ilke mi? inanç mı? Demokrasiye bağlılık mı? Tutariıhk mı? Nedir bu? Bir yandan sosyalistleri partisine çağınyor, öte yandan SHP'yi solun her çeşidine açık oimakla suçluyorl.. Bir yandan sosyalistleri lüks bir otekje toplantı yapmakla suçluyor, öte yandan kendisinin AP'den kopan 11 milletvekili ile îstanbul'da "GOneş Mo(e//"nde hükümet kurma çalışmalan yaptığını unuluyorl.. Hiç şaşınyor musunuz bunlara? Hayır; şaşırmayın hiç.. Bir zamanlar, yazıları ve konuşmalan ile işçi sımfını dalgalandıran bir eski Marksist yazann "SosyeJist partiler olsa Uberalleh destekterferdi" diye yazılar yazıp, şu alaturkaliberal düzene ovgüler düzdüğünü de gördükten sonra saşıracak ne kaidı ki? "Diyaiektik" değil, belki de "drema(0c" bir çelişkidir bu.. Bu seçimlere bir "çetiştd yumağı" ile giriyoruz. Bu çelişki yumağı, özgürlOkçO bir duzende, emekçi sınıf ve tabakalann, dernekleri, sendikalan ve partileri ile yönetime ağırlıklannı koyup, "ekonomBerin mHftarizasyonu" sürecini durdurduklan gün çözulmeye başlayacaktır. Yoksa bu "çellşkiyumağı", günün birinde bir "çözülmez duğüm" olacak ve insanlar, kurumlar, partiler bu düğüm içinde gittikçe kendilerine daha da yabancılaşacaklardır. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Bastarajı 1. Sayfada) partı nderı, ıtçaKta uenel Sekreteri Mustafa Taşar'ırt Gaziantep? te çektirdiği miting fotoğraflartna yüzü gülerek bakıyor, bu kalabalıklarm ANAP'ın gücünü tetnsil ettiğini dokundurarak bizlere gösteriyordu. Başbakan özal, uçaktaki ayakustü söyleşide hemen heryerde seçimi alacağmı söylerken, söz îzmir'e gelince aynı yargıyı pek söylemek istemiyor, "Izmir'de seçimi Erdal Înönü 'ye bıraksam mı bırakmasam mı diye düşünüyorum" diyebiliyordu. Bir dakika duralım, bu irdelemelerinden ötürü Başbakan'a hak verelinv Hak verelim elbette, fakat Bergama'daki yapay kalabalıktan sonra neredeyse tzmirseçimini bir Osmanlı sadrazamı edasıyla İnönü'ye bırakabileceğini söyleyen Özal, açıklanan programa göre gideceği Karşıyaka'dan, hemen ardından uzanacağı on iki mahalle gezintisinden neden vazgeçmişti?» Bergama'dan helikoptere atladığı gibi doğruca hmirin içine, Efes Oteli'ndeki görkemli dairesine niçin çekilmişti? Hükümetin hikmetinden sual olunmaz kuskusuz. Kuşku duyulmaz, ne çare lzmir'deki bu program değişikliği nedendi acaba?.. Başbakan, belki az kalabalıktan ürktü, belki de sabah geç kaldırdığı uçak gecikmesinden doğan iki saatlik zaman yitmesini önlemek istedi de, o nedenie Bergama'dan sonra hemen Îzmir'e dönüverdi. En iyimser yorum bu!. Başbakan özal'ı izleyenler için Bergama konuşmasında yeni bir öğe bulmak çok zordu. Isıtıp ısıtıp aynı ömekleri, aynı benzetmeleri, siyasal gelecekle ilgili benzeri sözleri sıralayıp duruyordu. Son iki gündür diline doladığı bir yeni savı daha vardı Özal'ın: On yıl siyasal kısıtlı olmalarına karşın Demirel'le Ecevit'in ülke kazan kendileri kepçe gezdiklerini söylüyor, her iki eski parti liderinin "anarşik hareketlerde" bulunduklarını sen bir dille halka anlatıyordu. Kapatılan iki partinin liderleri "anarşik hareketlerin sorumlulan" ise, hükümet ne güne duruyor, bu eylemleri engellemiyordu? Bu noktadan birsoru çıkacağını bilen Başbakan, "bunlan önlemenin yargınm görevi" oiduğunu hemen ekliyordu. Oysa yargı bağımsızdı, ama savcılar Adalet Bakanlığı'na bağltydılar. Eğer iki eski lider özal'ın öne sürdüğü gibi anarşik eylemlerin içindeyseler, İçişleri Bakanlığı'nın raporlarıyla Adalet Bakanlığı, her savcıyı bu kişilere karşı harekete geçirebilirdi. Yani, hükümet, hükümetliğini yapar, halka 12 Eylül öncesi korkularım anımsatmadan hukuk devletinin gereğini yerine getirebilirdi. Hasan Cemal'in dediği gibi, Özal "Tavşana kaç, tazıya tut" yöntemi uyguluyordu. Seçim otobüsünde Bergamaya doğru giderken, Başbakan Yardıması Kaya Erdem, bu yörede ANAP'ın "pek iyi" olmadığından söz ediyordu. Bergama, tütün, pamuk ve zeytin gibi önemli tarımsal ürünlerin yoğunlaştığı, ayrıca dağ köylerini içeren biryöreydL Kent içi 56 bin "özal bitti, gönlümüz kınldı bir kere. Biz geçen seçimde Özal'a oy verdik. Biz Özal^ı sevdik. Ama o bizi sevmedi. Bundan sonra ne yapsa fayda etmez" Bir başka köylü sözü kaldığı yerden sürdürüyor: "Gübreden yaktı bizi gübreden: Bakın bu bizim araziye gübre atmadan hiçbir şey yetişmez. Gübre alamıyoruz. Her yıl bir tosun yetiştiriyor, onu satıp gübre ahyorum. Bir yıl tosun yetistiremezsem ne olacak? Neyie alacağan gübreyi? Hamma terlik, basma alamıyoSHP Genel Başkam Înönü, ntm." Bülent Ecevit'in beraat etmesiKöylülerle konuşmalarımızdanin, demokrasinin gerçekleşmeki izknim çok açık. özal'a oy sinde yeni bir aşama olarak nivermişler, ama şimdi dönmüşler teledi. Înönü, Ankara'nın baa ilfıkirlerinden. Nereye verecekleçelerinde sürdürdüğü geziye dün ri konusunda, kafalan biraz kagece Yenimahalle'de Alemdar Sirışık. Bizim konuştuklarımız neması'nda yaptığı konuşma ile DYP taraftan idi. Ancak, DSP devam etti ve Ecevit'in beraati ve SHP'yi düşünenler de meykonusuna değinerek şöyle dedi: cut. Buradaki sorun, tüm seçim "Az önce beni serindiren bir bölgelerinde olduğu gibi, hükühaber aldım. Sayın Bülent Ecemetin seçim yatınmlarını belli vit, fikirterini söylemekten yarbir noktaya kadar getirip "Oy güandıiı bir davadan beraat etver, hizmet al" anlayışı ile basmiş, akıanmış, bunu demokrasikı yapması. Köylüye muhtarnin yerleşmesinde yeni bir aşama dan, muhtara yukandan çok olarak kabul ediyorum. Sayın baskı olduğu söyleniyor. îşte DeBiilent Ecevit'e geçmiş olsun dimirel konuşmalannda dönedöne yorum, kutluyorum." bu konuyu vurguluyor. Diyor ki "Günde beş vakit namaz kılan bir vatandaş "iyyake na'büdü iyyake nesta 'inü'' der. Yani, yainüfusluydu. Seçimde Bergama ntz sana ibadet ederiz, yalnız nın ağırlığı tartışmasız önemliy senden yardım dileriz, der. Benim vatandaşımm vicdanı hür di. olmah. Devletinden korkan vaBergama'ya ANAP'h sempatandaş olmaz. Devlet vatandaşı tizanların gösterileriyle girdik. korkutmamalı." Partililerin coşkunluğuna karşıDemirel, ekonomik, siyasi kolık balkonlar, sokak kenarında nulardan söz ediyor, dönüp doçalgıh, şarkıh ANAP gösterisini lasıyor yine aynı konuya "korizleyenler nedense solgunku" ya geliyor: du, durgundu. Kalabalıksa, çev"Siz müstemleke halkı değilreden devşirilen insanlarla bile siniz. Bu memleketin vatandaşıpek ahım şahım değildi. smtz. Hizmet devletin işidir, milDönelim uçak söyleşisine: letin parası ileyapütr. Rey verirözal'ın önemli ölçüde ürküntü sen hizmet getiririm derseniz, vaduyduğu partilerin başında, tandaşlann vicdanı üzerine devSHP'den sonra DYP'nin geldiği let baskısı koymuş olursunuz. anlaşılıyordu. Cindoruk'un kimi yazarlarca beğeniyle karşılanan Bu ayıpttr." Demirel, daha sonra muhtarkonuşmalarını aşırı buluyor, "Bunlar, 28 eylülde bitecek olan lara, bankacılara, devlet memurlarına sesleniyor ve diyor ki: bir insanın son çırpmışlan" de"Eğer vatandaşın üzerine devlet meye getiriyordu. Asıl şaşılacak gücü kuüanırsanız, bunun hesaolan teşhisi, DYP'nin giderek bı sorulur. Siz parti memuru de"aşın sağa" kaydığım söylemeğil, devlet memurusunuz. Vatansiydi. Oysa Cindoruk'un konuşmasını dinleyenler, örneğin Uğur daştn vicdanını baskı altına alaMumcu, DYP Genel Başkanı'nm cak işler yapmayınız, sonra piş"bir sol parti lideri gibi çıkar çevman olursunuz." relerine ve bu kaynaktan doğan Demirel, gezilerinde helikopekonomik çarpıklıklara alater kullandığı için gazeteciler bildiğine" vurduğunu belirtiyor kendisine yetişmekte güçlük çedu. kiyorlar. Demirel havadan gidiyor; onu izleyen basın, otobüsHele kafasında geliştirdigi, le karadan. Bir gazeteci şöyle şipartisinin ana kurullarmda hekâyet ediyordu: "Helikopter icat nüz görüşülmeyen yeni siyasal oldu gazetecilik bozuldu." Bu stratejisi oynak merkez sistemisözlerin haklı yani şuydu: Lider ni uygulayarak, günıin birinde konuşmasını yapıyor, sonra heülkede sol anlayışta kimse kalu'kopterle gidiyor. Karadan her mayacağını öne sürmesi yereyetişmek mümkün değil, çedoğrusu bir başka özal çeşitli yerlerde neler söylediğini ve şitlemesiydi. vatandaşın tepkisini izlemek Bu, başka düştu.. Belki de mümkün değil. Aynı zamanda durmaksızm heryerde kazanacaliderin toplanan kalabalıktan ğını söytediği seçim düşleri gibi hoşnut kalıp kalmadığım, moral bir şey... durumunu anlamak olası değil. ZONGULDAICtan YALÇffl DOĞAM (Baştarafı I. Sayfada) aşağıda Demirel'i dinleyen kalabalığı ölçmeye çalışıyor. Biraz önce, Haymana'da aynı yerde kendisini dinleyenlerle, aşağıda Demirel'i dinleyen kalabalığı karşılaştınyor. "kim daha çok kalabahk toputyor" diye. Aşağıda, kürsüde Süleyman Demirel, özal'ın helikopterinin çıkardığı gürültünün sona ermesini sabırla bekliyor. Beklerken yukan bakıyor, yanındakilere dönüyor, özal'ı işaret ederek: "Hele şartlar bir eşit olsun, ben senin harmanmı bir savurayun, sen de gör bakalım" Yukanda, helikopterde Turgut özal, aşağıda kürsüde, Süleyman Demirel. Bu manzara Haymana 'da kalıyor. Hayır, Türkiye'ye yaytlıyor. özal'ın kuş uçuşu, Demirel'in sabırla bekleyisi Haymana'da kalıyor. Hayır Türkiye'yeyayılıyor. Demirel'in "Ben senin harmanmı savurayım da bir gör" sözleri Haymana'da kalıyor. Hayır, Türkive'ye yayılıyor. İşte, dün Zonguldak'ın ilçelerine, Eflani'ye, Ulus'a, Bartın'a, Devrek'e yayılıyor. Bartın da Demirel'i önce 41 tane kurban ile karşılıyor. Nazar değmesin diye. Sonra pankartlar: "Anarşistleri affeden eüer, Demirel için ne bekler", "Oy verdik özal'a, ölmedik girdik mezara", "Ortadirek dediler, memleketi yediler". Derken, DYP'nin seçim otobüsü üzerinde bir anons duyuluyor. "Elinde Kuran, göğsünde iman, geliyor muhteşem Süleyman". Anons devam ediyor, "Milletin babası Demirel, göğsünü gere gere geliyor" anonsuna haykınşlar kanşıyor ve açık bir araba içinde Demirel alana ulaşıyor. Yanında iki kişi var. Aydm Menderes ve Köksal Toptan. HaydiKöksal Toptan'ı anlamak mümkün. DYP'nin Zonguldak adayı. Zonguldak ilçelerini dolaşırken Demirel'in yanına Zonguldak adayını alması normal. Ya Aydın Menderes? Her gittiği yere yanında götürdüğü, son zamanlarda yanından hiç eksik etmediği Aydm Menderes'in oradaki görevi ne? Demirel'in sürekli yanında bulunmasının nedeni ne? Aydın Menderes yoksa "veliaht" mı? Cindoruk Samsun'da kazanamazsa, tahta yoksa Aydın Menderes mi oturacak? DYP'lileresoruyoruz. Sessiz bir gülümseme ile geçişıirmeye çalışıyorlar. Gülümsemek, yoksa dogrulamak anlamına mı geliyor? Kürsüde Demirel soruyor, "İşçimemmun mu?". Toplanan binlerce insan yamtlıyor, "Hayır". Demirel sürdürüyor, "Köylü memmun mu?". Alak yamtlıyor, "Hayır". Demirel teJt tek sayıyor, hep aynı karşılığı alıyor. Araya ezan giriyor. Demirel susuyor, halk bekliyor', ezan bitiyor, Demirel sürdürifr yor, "Cenabı Allah bu memle* ketin semalanndan Ezanı A/av hammediyeyi eksik etmesin".* Arkasından sıra özaU\ "harmanlamaya" geliyor. 7* "Her 100 liradan 90 lirasvâ enflasyon almış götürmüş. Tür% lirası 10 defa değer kaybetmip Bu iyi mi? Icraat bu... Bizim b& raktığımız Türkiye''de, benzinni litresi 26 lira, bugün 280 lira, ba, iyi mi?... Bizim bıraktığımız Türkiye'de mazot... Bizim ftf* raktığımız Türkiye'dekira... flfj zim bıraktığımız Türkiye'de ..* Bizim bıraktığımız Türkiye*' de..." \ Demirel sordukça coşuyor^ coştukça DYP'nin seçim otobu^ sü üzerinde bir o yana, bir bu y&t na koşuyor: ** Sizin bu icraata bir diyece% ğiniz yok mu? î» Vaaar. $ Öyleyse memleketin gidişt{ ne dur demek lazım. *.* Laaazmm... *.* Biz izzet ikbal peşind)& değiliz. •, * Kunar bizi Demirel... Kur% tar bizi Demirel... ':* Biz sadece memleketin da~ rumunu anlatmaya geldik. Bu gidisatta yapacak iş var, eğer ezi, üyorsanız. U Vaaar. "\ Vicdanlar tahrip edilmiyor'. mu? •; " Ediliyooor. '.] : Bunlar bir ülkenin hükfc meti olamaz, olsa olsa bir gru* bun hükümeti olabilir. Oluuur... '» Gelecekten ümit kesiUr mit Kesilmeeez Gelin bu gidişatı değiştireUm. Vatandaşın meselesine sahip bulacak, memleketi susan birı Türkiye obnaktan çıkanp, ko~\ nuşan bir ülke haline getirecek, • memleketi, tasadan kederden'. kurtaracak yeni bir devre aça\ lan, nasıl yapalım? *\ 28tnde... > Mesele epey ısmmış, siz a/*} tık ne yapacağınızı biliyorsunuzi^ Soruyanıt, özetlediğimiz bfy çimde giderek ivme kazanıyof^, Topluluk yavaş yavaş ateşleniU yor. Ateş yükseldikçe, toplulu*\ ğun nefesi kesiliyor. Demirel sok\ sözü söylüyor: > "O zaman kır atın böğrüne*\ böğrüne mühürünüzü basın" ^ Tıpkı bir operasyondaki gibl^ Demirel topluluğu önce kavnt* yor, ateşini yükseltiyor, yüksel£ tiyor ve darbeyi vuruyor. özal'ı^ iyiden iyiye "harmanhyor". » J Yukanda, helikopterde Tw~~ gut özal. Aşağıda Süleyman Demirel. IMF KISKACINDA TÜRKİYE 2. basım
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle