28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 AĞUSTOS 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 İSMAIL GÜLGEÇ SİNEMA ATİLLÂ DORSAY HAYVANLAR Geleneksel sînema neden yaşamalı? Videocular günümüzde sinemacılardan daha büyük bir baskı grubu oluşturuyor. Yeni yasanın işlemesini sağlayacak yönetmeliklerin bu nedenle çıkarılmadığı ve seçim ertesine bırakıldığı söyleniyor. İkinci kanal ve videoculardaki korsan kasetler, sinemacılığa yeni darbeler vurmaya hazırlanırken, sinemayı koruma yolunda hükümeîten hiçbir hareket görülmüyor. TRT Kurumu, 6 ekimden başlayarak ikinci kanal yayınlanna geçecektir. Yeni kanalda yer alacak çekıci programlar, diziler, sinema ve eğlence saatleri, şimdiden basınımızın bir numaralı ilgi alanı içindedir. Her gün, bu programlann niteliği üstüne haberler yayımlanmaktadır. Videocular ise dışarda yapüan filmleri, hemen, sıcağı sıcağına stokları içine katmakta vakit yitirmiyorlar. Ne isterseniz var... Ama çoğu zaman ınanılmayacak kadar düşuk kalitede, gözu ve beyni panığe uğratan kopyalarmış.. Ne gam!.. Raflannda "Out of Af rica"dan "Ruıumxy Thdn"e dek bırçok guncel fılmi bulundurmak, "kaset koraanlan" için yeterlidir. Bu arada, yarı resmi bir kaynaktan gelen bir haber, Türkiye1 de daha birkaç yü önce birkaç bin kadar olan sinema sayısının, 600'e kadar indiğini müjdeüyor! Yani, 500'e yakın sinema banndıran Paris kentinden biraz fazla sinema var (şimdilik), koskoca 50 milyonluk Türkiye'de.. Ve böylece, herkesin gözleri önünde, genel bîr ilgisizlik, umursamazlık havası içinde, koca bir sanayi, ışletme, uretün, sanat ve kültür alanı göçüp gitmekte, Türkiye'de sinemacıhk ölmektedir. Diyebilirsiniz ki: Türkiye'de daha neler göçup gitmiyor. Koskoca ulke bir depreme uğramış gibi, tıim geleneksel değerlerini "namus", "dürüsüük", "erdem" kavramlanm, toplumdaki saygınlık ölçütlerini yitirmiyor mu? En küçuk makamlardan en büyük lerine doğru uzanan bir kokuşmuşluk tüm ulkeyi sarmıyor mu? Evet, böyle diyebilirsiniz, haklı da olursunuz. Ne var ki bu sütunun görevı, siyasal ve ekonomik yorumlarda bulunmak değil. Biz, sanatkultür hayatımızın sorunlarını işlemek ve size, kamuoyuna duyurmakla yükumluyuz. BtZ Mİ ÇOK AKILLIYIZ? Aslında, elbette ikinci kanala da (hatta uçüncu, beşinci, onuncu kanallara da), video olayına da karşı değiliz. Böyle bir çağdışı tavnmız yok, olamaz da... Ancak bu uç alan, beürlı, akılcı, çağdaş ve yasal duzenlemeler getirilerek birlikte yaşamalı, var olmalı.. Batıda öyle değil mi? Sinema tümüyle yok mu oldu oralarda? Bu Amerikalılar, Fransızlar veya Almanlar aptal mı, ev Sinema salonları birer ikişer kapanırken KİM Kİ1ME DUM DUMA BEHlç AK ! j en muihısonu lU'na iahnenın Çtmdi Çllginca iivifıyorsımuz O k \ l t t \ y ~i0 'vncu Ever!flhmetıe hneu H5 e allıyoruz f SON CANNES ŞENLİĞI'NDEN Gelecek mevsim gosterilmesi duşunulen nitelikli filmlerden biri de Andri Tichinâ'nin (sağda) son Cannes Şenliği^nde Fransa'yt temsil etmiş olan "Lîeu du Crime Ctnayet Yeri" adb yapıtu Fümin başrolünde Catherine Deneuve'ü izleme olanağı bulacağız. lerinde oturup bilmem kac kanallı TV'lerinden istedıklerini izlemek, videolanna birer kaset (hem de yasal, dolayısıyla kaliteli olarundan) takıp da gılzel guzel seyretmek varken, hâlâ sinema denen olayı yaşatıyorlar? Niye her şeye karşın sinema, illa da sinema diyoruz burada? Çok mu geçmişe bağlıyız, fazla mı "no»t«ljik" davranıyoruz? GELENEKSEL SİNEMA NİYE YAŞAMALI? Hayır, değil. Sinemanın yaşaması gereğine inanıyoruz. Çünkü: 1 Konforlu bir salonda, geniş perdede film izlemek, küçük ekranla kıyaslanmayacak kadar farklı ve daha zevkli bir olay. özellikle geniş perde için yapılmış ve DolbyStereo gibi tekniklerle çekilmiş filmler için bu, kesinhkle böyle. 2 Sinema, tüm bu dallarm asıl, ana uretici, yaratıcı alanıdır. Onlan besleyendrr. Film, önce sinema için yapdır, sincmanın gerektirdiğj teknik/teknolojik mükemmellik göz önüne alınarak yapüır, büyük ekranlarda gösterilir, sonra video kaseti çıkar ve TV'nin küçük ekraruna geçer. Bir filmin sinemalarda gösterilmesıyle uyandırdığı yankı, verdiği zevk, aldığı tepkidir ki, onun hayatırun daha sonra küçük ekranda sUrmesi için gerekli ortamı hazırlar. Sinema, videonun parlak fasadı, gerekli cephesidir. 3 Bu cepheden vazgeçilirse, fihnler doğnıdan doğruya küçük ekranda ızlenmeye başlanırsa, o zaman gitgide sinema ölur. Çünku artık buyük ekranın gerektirdiği teknik/teknolojik niteliklere, (dolayısıyla büyuk bütçelere) gerek kalmaz ve zamanla filmler, sinema değil, video tekniğiyle çekilmeye başlamr. Şu anda tüm Yeşilçam'ın hanl harıl video filmi çekmesi gibi.. Ama bu filmler, sinemalarda gösterilemez, teknik nitelikleri son derece duşüktür, üstelik bunlan yanna bırakamazsmız. Video tekniğiyle çekilmiş filmler, zamana dayanıklı değildir, yok olur gider. 4 Video tekniğiyle üretilmiş kalitesiz, ucuz, kapkaç fılmlerle bir Ulkeyi dış dunyada, sinema, sanat senliklerinde temsil etmek olanağı yoktur. Bu açıdan, sinemadan videoya kayan bir uretim, Türkiye'nin, son dönemde dışarda kendini tanıtmak için yararlandığı en önemli kozlardan birini elinden almış olur. 5 Ve sinema olayının yok olmasıyla, tüm bir meslek, uretım, işleyim alanı da yok olur, sinema salonlarımn yok olmasıyla birlikte de, bu salonların bir ülkenin kultür yaşamında, başka amaçlar için de (konser, tiyatro, parti toplantısından panele her türlü toplantı ve etkinlik) kullanılması olayı da biter... Ve günu gelir, siz, sinemanın ölümüne aldırmayan partiler, bir kongrenizi, bir toplantınm yapacak bir salon bulamaz olursunuz. Işte sinemanın ölümune niye böyle ısrarla, ınatla direndiğimizi açıklz^an birkaç madde.. Kuşkusuz, bunlar genişletilebüir, başkalan eklenebilir. Ama bu S madde bile, buyuk perdede izlenen geleneksel anlamda sinemanın yok olmasının, bir ülkenin yalmz sanat/kültür hayatında değil, gündelik yaşantısında bile neler yitirilmesine yol açacağmı belirtmiyor mu? Onun için başta, Sinema ve Video Eserieri Yasası'nın (seçim nedeniyle gecıktirildiği söylenen) yönetmeüklerinin çıkanlarak yasanın yurürlüğe konması olmak üzere, bir dizi önlemle bu playm önlenmesi gerekiyor. Bu alanda, tüm sorumlu kurum ve kişilere görev düşüyor. Yapılabilecek olanlara zaman içinde belki yine değiniriz. Şımdilık, aşağıda yayımlanan Sinemacılar Sendikası Başkanının mektubunu okumanızı öğutler ve burada dile getirilen birkaç "gcil" önlemin iktidarca mümkun olduğu kadar çabuk dikkate alınmasını dilerız. 5ımd\ \Z0'nc\ J bırgundv Pakai değdı Ö MO77//Ş CLPVf P İ K M K PtYALE MADRA (D£N DOĞMUS V&İBİ HİSS£Qİ HIZLI GAZETECİ NECDET ft&İNN 5EVV6ÜLİSÜ BÎZ İÎOÜ OOLDUÜU< AAMMAN AAMMAN ÇİZGİIİK KÂMİL MASARACI tlGÎNÇ FtLMLER GELEBİLİR Sinemacüanmız, onumuzdekimevsim üginç filmler getirmek niyetinde. Sidney Pollack*ın basrolde MerylStreepeyer verdiği "Out of AfrkaAfrika'nm Dısmdan" adhfilm de bir listenin başlannda. Ancak bu tiır yapıtlann getirilebilmesi, özellikle Sinema, Video ve Muzik Eserieri Yasası yönetmeliklerinin çıkanhnasına bağlı görünüyor. AĞAÇ ^AŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN Sinemacılar Başbakan'a mektup yazdı Son iımut, yasamn uygulanmasmda Yakın zamanda çıkmış bir yasayla, "Konaklama ve Eğlence Yerleri Sendikası'na dahil edilmiş bulunan sinemacıların adına sinema işleticisi ve özen Film sahibi Mehmet Soyarslan'ın geçen günler içinde Başbakan Turgut Ozal'a yolladığı mektubun metnini aşağıda yayımlıyoruz: "Saym Turgut özal Başbakan. Son günlerde basında çıkan haberlerden de dikkatinizi çekmiş olacağı gibi, Türkiye'de sinemaalık ve fümcüik olayı çok kötu gunler geçırmekte, önemli kentlerimizde tarihe mal olmuş sinema salonları kapanmaktadır. Sinemanın olümu, geleceğini bu işe bağlamış binlerce aile ustunde acısmı hissettirmeye başlamıştır. Bir yandan, binlerce dolara, her turlu vergi resim ve harçları odenerek ulkemize ithali yapüan filmlerin kaçak video kasetleri, haksız ve kanunsuz rekabete sebep olurken, diğer yandan hâlâ belediyelere eğlence vergisi ödemekle yükumlu sinemalar, buyük iş kaybına uğramakta, kendilerini yineleyemez, guncel teknolojiye ayak uyduramaz hale gelmekte, birçoğu kirasını bile ödeme zorlukları içinde, bir kısmı da kapladıklan alanın ekonomik değerinin çok altında faaliyet gösterdiklennden kapanmak veya yıkılmak zorunda kalmaktadırlar. Şu anda yerli film, ithal fîlmi ve sinemacıhk işleri ile yasal olarak uğraşan herkes, tum ümidini yönetmeliklerinin onay ve ilanı beklenen Sinema, Video ve Muzik Eserieri Kanunu'na bağlamış durumdadır. Ancak son günlerde bazı basın organlarmda çıkan yazılar nedeniyle sınema ve film piyasasını umutsuzluk dalgaları kaplamıştır. Bunlardan biri, gazeteci Ceial Başlangıç'ın haberinde zatı âlinizin İurizm ve Kultur Bakam ile Marmaris'te video sorunu üstune yaptığınız konuşmanın içeriği, dığeri ise bir gazetede yayımlanan '8 bin video kulübü af bekliyor' başlıklı yazıdır. İkinci yazıda adı geçen 'yinni milyon kasedin imhasının bilançosu altmış milyar lira olarak gözükmektedir' sözü tümuyle yanlıştır. Çunkü bu video kasetler imha edilmeyecek, yalnızca kanunsuz olarak kaydedilmiş filmler silinecektir. Hiçbir maddi zarar söz konusu değildir. Oysa kaçak video ticareti surdükçe, gerek sinemacıların, gerekse devletın zararı, bu sayının çok ustune çıkacaktır. Yine ayru konuşmada, muhtemel video affının yabancı film sahiplerine karşı büyük sorunlar yaratacağmdan söz edilmektedir. Oysa asıl, çıkanlabilecek bir stok affının, sinemaya öldürücü bir darbe vurması ihtimali vardır. Doviz karşılığı ahnan fılmlerin eğlence vcYgileri, gelir vergileri ödenmekte, KDV tahsil edilip uygulanmaktadır. Oysa korsan vıdeolar, filmlerin ürettiği tum kazancı vergisiz olarak kendine çekmekte ve tüm bır sinema sektörunü öldurmektedir. 1 tthalciler olarak, yeni sezon için fılmlerimizi seçip mukavelelerimizi yaptık. Ancak yasamn zorunlu kıldığı yönetmeliklerin çıkmasmı bekliyoruz. Aksi halde, fılmlerimız için yaptığımız reklamdan istifade ederek hazır ve kanunsuz kazanca konacak korsan video sanayii yüzünden memleket büyük döviz kaybına, devlet vergi kaybına, konut fonu ve KDV kaybına uğramaya devam edecektir. 2 Gerek Turk filmcisi, gerekse Türk sınemacısı, yabancı sermaye karşısında korunmak ihtıyacı içindedir. Yeni kanunun ılk maddesi, bu sorunlara çözum getirmektedır. 3 Eser sahibi gerek yarattığı, gerekse para ödeyerek satın aldığı her türlü sinema, muzik, video eserini video korsanlarına karşı koruyabilmek beklentısi içindedir. 4 Film yapımcıları, ellerinde birçok ilginç proje ile kanunun yururluğe girmesini beklemektedir. 5 Birçok smemacı, sinemalannı kapatmak veya devam etmek için kanunun yürürlüğe girmesini beklemektedir. Beklenmekte olan yonetmeliğin dışında, sinemacılığın yaşamasına yardımcı olmak için: A Çok acil bir onlem olarak, Bakanlar Kurulu'nun yetkisinde bulunan belediye eğlence resminin tamamen kaldırılması veya minimuma indirilmesi, B TRT'de bir kultur ve iletişim aracı olan sinema ve film reklamlannda, tiyatro ve gazetelere uygulanan öncelik ve % 50'ye varan mdirimlerden yararlandırılmalan C Sinemalarına yeni, çağdaş teknik gelişmeleri uygulamak, salonlarını yenilemek ısteyen sinemacılara projelerının beğenılmesı kaydıyla kredi verümesi konularının hukumetçe duşunulmesinı saygılarla dıkkatlerinize arz ederiz. 26.7.1986 " TARİHTE BUGÜN MÎMTAZ ARIKAS 8 Ağustos ALMAN DENIZ MANEI/RALARI 1328'P£ BU6UN, ALMAM DOKlAUMAStNA BAĞLI GEMl L£R,KU2£Y DEhJiZl'NDE SÛTfÜIC SHi TAT3IKATA 8AŞLADI. T PUNYA SAVAŞi'HDAH Y£NIK ÇIKM'f CXAN ALMANYA'MIU OOUAMMAS! DA TESLIM Ğ MıÇn. SıLAHZlANC»(StO4H BU GEMlL&Z ŞM VENIPEN SİLAHLAKIIYOR ve OLAĞAN SAVAÇ MANeV&HARIUA BAŞUYOBJ>Ü. KİEL YAICINLAGlNDAKi MANEVRALARA DEVL£T 8AŞ&A// HlNDeNBURG t>A KATHtYOR, "UBLA" GeMiStNDBN(SAGDAKI G6Mı) DURUMU IZüYOecu, RGS.IMPE 90LOA GÖRÜLEN SAVAŞ GEMISİ İSE, 19O8'DE SAÇLAMlf OLAN SCHLeSWI6HOLSTElM Cş şyj)pf şAyj)pifZ BEf YiL SOSJ&4 HıTLBR İICnPARA 6EUECeK.,A\/RuPfl'Y/ KAKAA1UK Bld KADERE &üRUtiüY£CEKnR. 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET Çubukludaki gaz depoları Belediye Çubukluda yapılmakta olan gaz depoları, gaz tasfiye fabnkası v e gaz tanklarının ınşaasım Soyuz Neft ısmınde bır Rus fırmasma vermışıı Bu muessese bır muddetten berı burada çalışmaktadır Şımdıye kadar on depo ile uç tank ıkmal edılmıştır. Fabrıka ınşaatı da epeyce ılerlemiştir. Muessese ile Belediye arasında yapılmış olan mukavele muabtnce bu lesısat, bıtukten sonra 26 sene muddet ile bu muessesenın emrtnde olacak 35 sene son/a da kaDıli ıstımal 8 Ağustos 1936 bır halde Beledıyeye devredıtecektır. 19361986 paketlenne hediyeli kuponlar konacaknr. Hediyeli sigara paketlerı ağustosun 15'ınden ıtıbaren pıyasaya çıkacaktır. Bu tarıhten sonra pıyasada kuponsuz sigara paketı kalmaması ıçın ıdare bayılerın elındekı stoklann sarfedılmesi hususunda ıcap eden tedbırleri elmıştır. Hediyeli sigaralar Inhısarlaı ıdaresı Yenıce sıgaralannın pakeüennden para ıkramnelı kuponlan kaldırmağa karar vermıstır Buna mukabıl Yenıce
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle