28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER iken verdiği demeçlerin sorumluluğuna hiç de aldınş etmemektedir. Gorbaçov onu neden kabul etmedi? Uzun boylu düşünecek ne var, Başbakan, Sovyetler Birliği ziyaretinden az önce şöyle demişti: "Orta Asjtt'daki Türklerie yakından flgiliyiz. Giiclendikçe ilgimiz artacak. Eskiden Bulgaristan'daki soydaşlarımızla ügilenemezdik. Bakın şimdi ilgileniyoruz." Bu sözleri neresüıden başlayıp yorutmlasak, bilemiyorum. Belki de önce şunu belirtmek yerinde olacak: Başbakan Özal, dışardaki Türklerie ilgilenme sırası geldiğini söylerken, bunu, Türkiye^ nin artık güçlendiği temeline dayamaktadır. Türkiye"nin artık güçlendiği görüşü onun bir düşü olabilir; ya da bu sözler, ara seçim öncesi bir propaganda amaana yönelik olabilir ve bu tiir dısa dönük emellerden ulusal bir övünme payı çıkaracak kadar dar düşünceli kimseleri kendine çekebilir. Ama çok sakıncalı, dokuncalı bir girişimdir bu. Arkadaşımız Sedat Ergin, Sovyetler Birliği'nden gönderdiği bir haberde şu yommu yapıyor: "Sovyetler Birliği, Türkiyei nin Bulgaristan'daki soydaşlanmız çercevesinde japtığı girişimleri, uygun dönemde kendi iilkesindeki Tiirk ve Müsliimanlan nedefleyecek Amerikan kaynaldı bir senaryonun ön aşaması olarak algılayabilir." Buraya gelindiğinde, Türkiye1nin geleneksel dış politika ilkelerinde temelli Dir değişikliğin söz konusu olduğu apaçık ortaya çıkar. Demek Bulgaristan'daki soydaşlanmıza reva görülen muamele, bir haksızlık olduğu için değil, artık güçlenmiş bulunduğumuz için ilgimizi çekmiştir ve bu tutumumuz yarın Orta Asya Türkleri için de geçerli olabilecektir. Başka bir deyişle, Türkiye, dünya Türklüğürün kurtarıcısı olma rolüne hazırlanmaktadır. Tarihe gömülmüş sandığınuz Tlırancılığuı diriltilmesi havası ile mi karşı karşıyayız? Eğer böyle ise, Sovyetler Birliği'ne dostluk ziyaretinde bulunmak cok yersiz kaçmıştır. Aynca Türkiye'yi dünya TürkIerinin kurtancısı sayma anlayışı çok yanhştır; kaç kez yazdığım gibi, bu yanlışük, "Türk" sözcuğüne yüklediğimiz iki anlamdan kaynaklanıyor. Oysa "Türk", Türkiye Cumhuriyeti yurttaşını tanımlamak için kullamlır, başka anlamı yoktur. Türk ulusu birdir, burada oturandır. Başka Türk ulusu olduğu, Türk uluslan olduğu duşüncesi tümden yanlıştır. Ama Başbakan özal'ın coşturduğu yayıhnacılar, hayalciler için o sözcük "Tiirk ırkından olan insanlar" aniamıru içeriyor. Oysa Asya'da kendine "Türk" diyen hiçbir topluluk yoktur. UralAJtay dil ailesinden kaynaklanmış çeşitli dilleri konuşmakta bulunmak, bu ülkeler arasında ulusal bir birlik olduğu anlamına gelmez. HintAvrupa kaynaklı dilleri konuşan çeşitli uluslar bulunduğunu biliyoruz. Bunlardan hiçbiri, HintAvrupa dil kaynakh bu toplumlan birleştirmeye kalkmamıştır. Böyle bir çıkış yanlış olurdu, çünkü kimseyi inandıramazdı. Semitik diller ailesine geldigimizde, çok daha öğretici bir dunımla karşılaşıyoruz: Dilleri aynı aiieden olan Araplarla Israilliler, bugün birbirleriyle kıyasıya çarpışıyorlar. Benzeri çarpışmalar, Orta Asya kavimleri arasında da yüzlerce yü sürmüştü. Ulus başka bir kavramdır. Asya Türklerinden söz etmenin bir başka sakıncası da, onlann güçlendikçe bizinıle ilgilenmeye kalkmalan olasılığıdır. Bunu da böylece geçelim. Başbakan özal'ın bir sosyalist ülkeyi ziyarete giderken okuması gerekli olan sadece sosyalist ekonomi değildi; daha önemli olarak Atatürk'ün söylev ve demeçlerine bir göz atması çok iyi olurdu. O vakit görürdü ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Asya'da oturanlara ilişkin hiçbir hayale yer vermemiştir. Doğrusu buydu ve Türk dış politikası bu temel üzerine oturtulmuştu. 8 AĞUSTOS 1986 Dışardaki ©ğretmen MELtH CEVDET ANDAY Başbakan Özal, resmi bir ziyaret için Çin'e gittiğinde, gazetclerde okumuştum. Çin Planlama Bakanı'nın da bulunduğu bir toplantıda, ünlü "YaptşletSat" kuramını anlatmış da, Çin Planlama Bakanı sonuna değin dinledikten sonra, " H i ç duymamıştım" demiş. Kısacası, kulakJarına inanamamış adam. Çin, bir sosyalist ülkedir ve bilindiği gibi, sosyalizmin ekonomi politikası geniş bir bilimsel ternele dayanır. Demek istiyorum ki, sosyalist bir ülkede ekonomi dersi vennek kolay değildir, hele burjuvakapitalist bir ekonominin geçerli olduğu bir üJkeden gidildiğinde. Dahası, Ba$bakan özal'ın Türkiye'de uyguladığı ekonomi politikası, bildiğimce, kendi partisi dışında hiç de övülüp alkışlanmış değildir. Türkiye, ekonomik bunalım içinde çırpuunaktadır, pahalılığın ve işsizliğin önü bir türlü alınarnamaktadır. Bundan önemli olarak, uygulanan ekonomi politikasuun halk için nasıl bir mutlu yanna yönelik olduğunu bilen de yoktur. Bu durumda bulunan bir devletin başbakanı, yabancı ülkelerde ne cesaretle ekonomi dersi verebilir? Canım sıkılmıştı ve Sayın Ozal'ın, bu tuturrmnu Sovyetler Birliği ziyaretinde yinelemeyeceğini düşünerek kendime teselli aranuştım. Fakat öyle olmadı. Moskovada ders vermekten çekindiği anlaşılan Sayın Özal, Özbekistan'a vardığında, gazetelerin yazdığına göre, kendini tutamamış, özbekistan Başbakanı Kadirov'a, "Planlamacı olarak söylüyonım, planlama örgütünü o kadar çok işin içine sokarsanız, olmuyor" dedikten sonra (planlı ekonomi sosyalizmin bir buluşudur), gene o ünlü "YaptşletSat" formülünü önermiş. Elbet insanın kafasını kurcalıyor, Kadirov kurduğu fabrikalan kime satacak diye. Satsa, bunlann işletilmesi ne yoldan sağlanacak? Sosyalist yapıdaki bir toplum için gerçekten karışık bir sorun. Orada özel sektör yok ki, müşteri bulunsun. Yugoslavya'da "özyönetim" diye anılan işleyişyönetiş biçimi, satılmış kiırumları akla getirmez, işletmeleri işçilere bırakılmış kurumlardır bunlar. Oysa bizdeki KÎT'lerin özel sektöre satılması söz konusu. Ne denli değişik bir durum, değil mi? Sovyetler Birliği'nde özel sektör bulunmadığı için Kadirov, aldığı dersi nasıl uygulayacağını bilememiştir. Diyeceğim, bir sosyalist ülkeye ziyaret için giden burjuvakapitalist yapıdaki bir devletin temsilcisi, biraz olsun sosyalist ekonomiyi okuyup öğrenmelidir. Keşke Sayın özal da böyle yapsaydı! Evet, Sayın Özal dısan gittiğinde, öğretmen kimliğine büriinüyor; ama bunu Birleşik Amerika'da, Ingiltere'de, Fransa'da... yürütebileceğıni hiç sanmam; çeİcinir, smınm bilir. Yoksa Özal, sosyalist ülkeleri yavaş yavaş kapitalist kampa mı çekmek istiyor? Gerçekten garip bir durum. Sovyetler Birliği'nde ekonomi dersi veren Sayın özal, oradan biraz boynu bükük olarak döndü ülkeye. Sovyetler Birliği Komünist Partisi Birinci Sekreteri Gorbaçov'dan kabul bulamadığı içia Gazetelerimiz geçen hafta bu olaya ilişkin haberlerle doldu taştı. Bakın, bu konuda özal hiç de bilgisiz değildi, orada en önemli durağın (durak: makam) birinci sekreterlik oldugunu öğrenmiş, biliyor ve bildiği için de Sovyetler Birliği Başbakanı ile konusmuş, göriismüş olmayı yeterli bulmadığı anlaşılıyor. Ama dışardaki öğretmenimiz, içerde PENCERE İzmirtle Belirlenen... Tarihi, halk yaratır. Nedir halk? Bir toplumun emekçi sınrf ve katmanları. Ne var ki halk "ol" dediğinde her şey birdenbire olmuyor. Her şey birdenbire olsa, yeryüzünde kölelik ve sömürü çoktan silinirdi. Güney Afrika'da halk, yonetimi zoriuyor; ama, sonuca ulaşmak için uzun bir yolu aşmak gerekmiyor mu? Şili'de Pinochet niçin devrilmiyor? Sri Lanka'da halklar birbiriyle anlaşamıyor. irlanda'nın bitmeyen öyküsü yürekler acısı... Türkiye'de halkın tepesinde boza pişiren sermaye sınıfı zorbalığı açık seçikken, ANAP gücünü nasıl koruyabiliyor? • En çarpıcı örnek İzmir'de yaşanıyor; oJayın kahramanları basında duvar afışleri gibi sergileniyor. Kimdir bunlar? Atilla Yurtçu, Ekrem Pakdemirli, Turgut Özal, Korkut özal ve yandaşları... Atilla Yurtçu, 12 Eylül 1960 askeri müdahalesinden sonra yıldızı parlayan bir işadamı. Altı yıldan bu yana Türk Lirası değerini 12 misli yitirirken, ANAP Izmir İl Başkanı Atilla Yurtçunun holdingi İZDAS da kârını 56 misli arttırmış. Yurtçu'yu gözetenicim?Turgut Ozal!.. Sonra? Ekrem Pakdemirli!.. İlki Başbakan, ikincisi Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı. İZDAŞ, yakın (veya gözetilen) holdinglerden birisi. Yurtdışına açılışında ve Islam Kalkmma Bankası'ndan krediler sağlamasında büyük etken de Başbakan'ın kardeşi Korkut özal. Biliniyor ki Korkut özal'a da Tanrı (ya da ANAP yonetimi) son yıllarda "yürü ya kulum" dedi. Ya Ekrem Pakdemirli? İZDAŞ'ın eski danışmanı suyun başında bulunuyor. 12 Eylül ertesinde DPT Teşvik Uygulama Dairesi Başkanı, ANAP'la birlikte devletin en önemli çıkar kavşağında ki/it adam. İZDAŞ'la ilişkileri oytesine açık seçik ki, bir başka ülkede olsa partamento ayaklanır, sorumlulardan hesap sorulur. Ama 1980'ler Türkiye'sinde hesap sorulamaz. Çünkü bu parlamento da antidemokratik bir süzgeçten geçenlerin çoğunluğundan oluşmuştur. ANAP'ın ağırlığı Meclise egemen... İş bu kertede kalsa yine iyi; ama dahası var... Ara seçimleri arifesinde İzmir ANAP örgütü, il başkanını seçecek. Turgut özal diyor ki: Benim adayım Atilla Yurtçu'dur. Seçim yapılıyor; Atilla Yurtçu değil, Şükrü Okurer kazanryor. Vay sen misin kazanan!.. ANAP Genel Başkanı (liberal olduğu söylenen) Turgut özal, İzmir'de tepeden inerek, seçim sonuçlannı iptal ediyor, feshertiği il örgütünü yeniden kurma görevini Atilla Yurtçu'ya veriyor. Bu da yetmiyor; ara seçimlerde ANAP'ın İzmir il adayı Atilla Yurtçu, Manisa adayı Ekrem Pakdemirli'dir. İZDAS Holding'in yükselişi, karlann altı yılda 56 misli katlanışı, Başbakan ve Hazine Müsteşan'nın katkısı, tüm şaşırtıcı işbırliği ve işbitiriciliklerin ayrıntılarını merak eden okurlar, haftalık ">fen/ Gündem" dergisinin son sayısında Mustafa Sönmez1 in araştırmasını okumalıdırlar. Batıda çok partili rejimlerin sermaye ve emeğe dönük partileri vardır. Solca sosyalist, sosyal demokrat, komünist partiler emeği savunuriar; işçinin sendikal örgütleriyle organik dayanışma ve işbirliği içindedirler. Sağdaki sermaye partilerinin de büyük iş çevreleriyle dayanışması doğal sayılmalıdır. Ancak dünyanın hiçbir demokrasisinde işadamıpolitikacı ortaklığı, devlet hazinesini har vurup harman savurarak ve devlet yetkilerini özel çıkarlar için kullanarak yürütülemez. Böylesine pervasız bir ortaklık, parti örgütünü hiçe sayan umursamazlık, böylesine tatlı kârlar. hiçbir demokraside görülemez. Görüldüğü yerde cezasmı ve yaptınmını yaratır. * Bir ay sonra İzmir'de seçim var. Halkımız ne yapacak? Evet, solun bir askeri müdahale ile kolu kanadı kınlmıştır; isçiyle organik bağı yasaklanmıştır. Sağ, devletin yetkilerini ve parasal gücünü eline geçirmiştir; sermaye ile organik ilişkiler içindedir; ama, bu olumsuz koşullarda bile halkın tepkisi gündeme girebilir. Bekleyelim, görelim. ARADA BİR RECEP BİLGİNER Antenlerinizi Değiştirseniz Devlet adamlanmıza sesteniyorum, televizyon sahipterine değil! Televizyon, arrtenini de değiştirseniz, hep aynı şeyieri algılayan bir iletişim aracıdır. Ama devlet adamları, hep aynı noktadan hep aynı şeyieri algılamak yanlışına düşmemelidir. Devlet adamlarının arrtenleri (yani görev nedeniyle ya da baska nedenlerie yakınlarında bulunanlar) hep aynı tonla aynı şeyieri söylemek eğilimlerindeler Böylece o devlet adamlarında, bir çeşit tiryakilik başlıyor ve başka ses duymak istemiyorlar. Hep aynı dalgadan çalan radyoya dönüşüyorlar. Kırk yıllık gazetecilik yaşamımda, bunun birçok örneklerini gördüm. Bu değişmeyen canlı antenler (bu çevre de diyebiliriz) kahve dövücünün hınk deyicisi gibi, kimi devlet adamlanna, sadece onların duymak istediklerini duyuruyoriar. Yıllar önce, o zamanki Cumhurbaşkanı Sayın Fahri Kbrutürk, Çankaya Köşkü'ne, geniş bir sanatçı ve yazar topluluğunu çağırmıştı. İyi de yapmıştı, ama o kadar çok insanla, sadece el sıkışmış, takdim sırasında da, sadece adlarını duymuştur kuşkusuz o kalabalık arasında, kulağına fıstldanan o adı, hemen unutmuştur sanırım. Gazetelerde okuyor, televizyonda da görüyorum. Sayın Başbakan hep değişmeyen gazetecilerle toplantılar yapıyor. Bu nedenle her seferinde aynı kişiler, aynı soruları soruyorlar, bu nedenle cevaplar da aynı oluyor. Korutürk'ün başlattığı sanatçılaria ilişki kurmak girişimini, Sayın Evren, daha pratik biçimde geliştirirlerse, değişik antenferden, daha değişik sesler duyacaktır. Sanatçılar, üçerbeşer kişilik gruplar halinde davet edilip konuşulursa, her alanda, ülkenin nabzı daha sağlıklı olarak yoklanmış olacaktır. Başbakan'la öteki devlet ve politika adamları için de geçerlidir bu öneri. Özellikle bu görüşmelerde, özgür ve eşit bir ortam yaratılırsa, üfkemizin fikir ve sanat adamlarının söyleyecek çok şeylerinin olduğu görülecektir. Ülkemizde, politikanın ve ticaretin dışında da sayısız sorunlar vardır. Sıkıntılar, acılar, sosyal bunalımlar, eğitim çıkmazı, çağdaş uygarlığa ters düşen sinsi tavırlar gibi bunlann iç yüzünü, hiçbir devlet adamı, polis raporlarından öğrenemez. Ülkenin sanat yaşamını, kültür yaşamını, sosyal sorunlann gerçek yüzünü birinci ağızlardan dile getirmekle, söyieyen de, dinleyen de yararlanacaktır. Ülkemizde bilim ve sanat yaşamı, kültür ne durumdadır? Fikir adamları, sanat adamları hangi koşullar altındadır? Devletsanat ve kültür ilişkilerini kimler düzenliyor? Resmi raporlarla, fikir ve sanat adamlarının söyledikleri arasında mutlaka büyük farklar olacaktır. Dikkatli kulaklar, hiç olmazsa gerçeği araştırmak gereğini duyacaklardır. Gerçi, politikacılar, gerçeği değil, etkiyi ön planda tutarlar, iktidarlar da, aşağıdan yukanya, yukandan aşağıya, kendi koşulları içinde işleyen bir çarktır. Tabii benim seslendiklerim partizanlar değil, devlet adamlarıdır. Mevki olarak, manevi değer olarak devlet adamlığı nıteliğine sahip olanlardır. Zaten, gerçek devlet adamı da alışılmışın dışına çıkan, çevre denilen o örümceklenmiş ağı yırtabilen kimsedir. Bu nedenle, zaman zaman da olsa, düğmeyi başka dalgaya çevirip başka seslere kulak vermeli ve başka görüntülere göz atmalı. İstenilen sonuçların alınması da antenlerin değiştirilmesine bağlı, çünkü mevcut antenlerin iyi sonuç vermediği ortada İktisat Kredisi (İngihere'den) Tel 176 5040 Teteks 27685 abc ıkttî !r tk*m< S M n Mcruz S<*» Te 172 0511 Teıeks 27417 »er tr IkMal Bnkaa Bmhftkaçt Ş I O M I Tel 512 0160 Teleks 23604 ne tr i Tel 172 5218 Tete*s 3109a kKJ ;r Ikttol Bartua KMkkSy ŞıOnl Tel 338 9838 Tetelıs 29014 ıktfc ır Ikltoal BMfcaa KtnkSy ŞubMı Tel 145 7084 Teteks 24164 ıkka tr İMbat Bi*tm Ba*Hk6y Şı*»« Tel 570 '680 Telekj 28676 ıist ir İMbal B W * M I Ankara $ub«i Tel 17 99 82 Teteks 46909 kts tr tdkat B M a a IznHr fubtm Tel 22 62 47 Tele»s 52292 ıkbı ır İ U u l B*>*m Buna $ u b M Tel 230 23 Teteks 32145 kbu tr ikkal 8 w « » M n ŞuMıl Tel 370 07 Teleks 62800 ı«a t' kdtot BanMa Mmkı ŞubM Tel 380 50 TeKtcs. 672S8 ıkne Ir I n a l BvıUa GuhıHrp $ubMİ Ayrıntılı bılgı ıçm *el 279 65 Teleks 69118 < g tr k> İktisat Bankası İMtol Bmuıı M r i ŞıiMal Tel 130 10 Teleks 59645 *ta tr Proje Flnansman Birimt nı İMtaal Btnkaıı i>kmd«nın %\*mt aramanız nca olunur Te( 128 44 Teıens 68157 ısıb tr Tel 176 5040 krMM B*nu» Samun Şubml Tel 17B 75 "eleis 82131 smı« tr Teleks 27685 abc ıktö tr İUM«Vto Chang» Orfm NuniOMnnlyı Tel 526 9773 TeKNıs 23195 «ırıu tr İMIutVlu Chng» Offlc Ku^Kka Tel 4075 Tele*s 58536 ıkkj tr h ^ t V b a Change Oftte. Bodnm Tet 2831 Teleiaks 23 96 h*MIVlu Clonge Offlce Urjüp Tet 1840Te(e'aks 1'98 fchrtVlu Chang» Oftlo MantMf* T»r 4838 Telefaks 48 37 kdMIVtaa CtMng» Oftic» Aiitalya Tel 180 44 Teıets 56083 ıkın tr Yatırıma İktisat Bankası 8 Temmuz 1986'da (İngiltere'de) imzaladığı anlaşma ile bir İngiliz hükümet kuruluşuyla önemli bir kredi bağlantısı yaptı. 1980'den bu yana ilk kez bir özel Türk Bankası'na verilen İngiliz İhracat Sigortası Departmanı (ECGD) garantili bu kredi 5 yıl vadelidir ve erken geri ödemeye tmkân tanımaktadır. Kredi, teşvik belgesi sahibi Türk Yatırımcılarının İngiltere'den ithal edeceği yatırım mallarının finansmanında kullanılacaktır. İktisat, böyle bir anlaşmayı gerçekleştirmiş olmanın onurunu, Türk Yatırımcılarıyla paylaşmaktan gurur duyar. HANİFE ŞENSOY (KARTAL) ile HALİL ŞENSOY evlendiler. 7.8.1986 KADffiÖYİSTANBUL İKTİSAT BAI\KASI incekum ALANYA Kulübünüz İncekum'da Şahane bir tatil Geleneksel konukseyerliğimiz ve dostça hizmet anlayışımız ile Her türlü eğlence ve spor olanağı Club Utcdoum Fıyatlara yemek ve ŞARAP dahildir. Yabancı hocalardan wind surf ve tenis dersleri harıç olmak üzere sunulan tüm hızmetler ücretsizdir. 12 EYLOL GON HA.UJCtMAL EMOKRAS KU SU / . * / ' / PETROL OFİSİ A.Ş. BÖLGE BAŞMÜDÜRLÜGÜ'NCE SÖZLEŞMELİ DOKTOR ALINACAKTIR Bölge Başmüdürluğümüze bağlı Atatürk Hava Ikmal Servis Müdurlüğü'nün doktor ihti>aanın karşılanabümesi için sözleşmeli doktor alınacaklır. 1) Hergün saat (08.309.30 veya 9.3010.30) arasında çalışılacaktır. 2) Brül 75.000, TL. ücret ödenecektir. 3) Unitemizde 51 personel mevcutıur. tlgililerin en geç 8.8.1986 tarih saat 14.00'e kadar Petrol Ofisi A.Ş. Bölge Başmüdurlüğu Valikonağı Cd. Kocataş lş Hanı No. 26 adresine müracaat etmeleriricaolunur. Basın 24580 IIYANMAK 1.300.000 TON TAŞKOMURUN BOŞALTILMASI, 24.000 ADET OTOMATİK VAGONLARIN AÇILIP KAPATILMASI İLE 6500 TON YAN ÜRÜNÜN KAMYONLARA YÜKLENMESİ, BOŞALTILMASI VE STOKLANMASI İŞİ YAPTIRILACAKTIR Şartnamesi, bedelsiz olarak aşağıdaki adreslerden alınabilir: 1 KARABÜK'TE: Demir ve Çelik Fabrikalan Müessesesi Tedarik ve Ikmal Mudurluğumuz. 2 ANKARA'DA: Dışkapı, Çankırı Caddesi No: 57'deki Genel Mudurluğumuz. ISTEKLILERIN şartnamemiz esaslarına gore hazırlayacakları kapalı teklif mektuplannı, geçici teminatlarıyla birlikte en ğeç 20 AĞUSTOS 1986 Çarşamba gunu saat: 14.00'e kadar Karabuk'te Müessesemiz Haberleşme ve Arşiv Müdurlüğu'nde bulundurmaları ilan olunur. Basın: 25088 ANİMASYON PftOGRAMURI • AEROBİK ÇOCUK KULÛBÛ •BASKETBOL AÇfK BÜFE •VOLEYBOL MNNDSURF • MİNİ FUTBOL SU KAYAfil •SUTOPU OKÇULUK •HENTBOL YELKEH • MASATENİSİ TENİS •DOKTOR JİMNASTİK • ÖZEL SH0W PROGRAMLARt Soysal Sıtesı Işhanı Kat 4. No: 404409ANKARA TEL: 31 18 19 31 69 69 Tlx: 46945 liatr. Fax 314682 MERKEZ BURO. Alanya Tel: (3231) 1420 1421 Tlx: 56605 inkmtr CLUB İNCEKUM İLAN ETİBANK İSTANBUL ALIM SATIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Bandırma Boraks Işletmesi'mn ihuyacı olarak 6400 kg saf amonyurn nitrat satın aiınacaktır. 2 Bu işle ilgili sartname Istanbul Alım Satım Müessesesi, Meşrutiyet Cad. No: 241 TepebaşıİST. adresinden temın edilebilir. m 3 Işin son teklif verme tarihi 20.8.1986 olup o 3 oranında geçici teminat yatınlacaktır. 4 Kuruluşumuz 2886 sayılı Kanuna tabı değildir. Basın: 25405 'Tank Sesiyle Uyanmak"îan sonra 12 Eylül Günlüğü ynün 2. cildi çıktı. Biitün Kitapçılarda,..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle