19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/7 ANAP'tanManisa'daki susuz ve yolsuz köylere mesaj 4 Oy ver, halledeyiırf şey mi soracaktın?" diye karşılık veriyor. Pakdemirli'yi tamyor musun? ANAP adayıymış.. Geçen seçimde kime oy vermiştin? Bizim Türkistanlılar mahallesi ANAP'a oy verdi. Şimdi kime oy verecek? Geçenlerde Alpaslan Türkeş geldi. Bizim mahallede yemek yedi. Yemekte, 'Kemik yalayıcılara oy vermeyin' dedi. Bizden ANAP'a geçenler vardı da onlara söyledi berhalde. Türkeş, 'Verdiğiniz oylan geri alın, MÇP'ye verin' demiş. Ben onu duymamıştım, sonra söylediler bana. Manisa 1. Bölge'de kapatılan MHP ve MSP'nin yaklaşık 20 bin oyu bulunduğuna işaret eden SHP ll Başkanı ve Manisa milletvekili adayı Erdoğan Yetenç, "Bu partilerin devamı gibi göriilen RP ve MÇP oylannı geri alabilmek için yoğun bir çaba içindeler.ANAP'm her ne kadar oy verin, sorunbnmzı hailedelim, yolunda mesajı olursa olsun, köylerdeki bu katılaşmış oylann geri dönmesine engel olamayacak gibi" diyerek görüşlerini açıklıyor. YALCIN PEKŞEDİ DUYDIJK / GÖRDÎK Yeni "Truva" savaşı dövüş" kendi yerlerine gönderildikten sonra, koltukların üzerine birkaç parça eşya bırakılıyor ve konsomasyon fişi savaşına katılınıyor.. Konsomasyon fişleri alındıktan sonra ele geçirilen bardaklar herhalde Truvalılar zamanından kalmışolmalı.. Ümit İşgörür belki biraz abartıyor ama içinde "çay renginde bir sıvı olan" bu bardakların "en az 1000 yıldır su ve sabun görmemiş olacağına" yemin billah ediyor.. Söylediğine göre "Emniyet müdürtüğünün parmak izi arşivinde bile bu bardaklardan birinin üzerindeki kadar parmak izi yoktur.." Pulman kottuklara uzanmış "çaya benzer" sıvılarını içenler, artık yolculuğun tadını çıkarabiliyorlar. Örneğin mavi denize bakarak, kapıları hiç kapanmayan tuvaletlerden gelen dışkı kokularını ciğerlerine doldurabiliyorlar.. Ancak bu zevk dolu dakikalar fazla sürmüyor.. Çünkü biraz sonra yemek duyurusu yapılıyor ve yeni bir savaş başlıyor.. Yemekhanenin yolunu bulmak, kuyruğu aşmak ve içeri girmek son derece yavaş oluyor. Ne var ki, bu zaman kaybı içerde gideriliyor ve dünyanın en hızlı yemek yeme rekorları üst üste kırılıyor.. Yolcu sayısının fazla, masa sayısının az oluşu nedeniyle yemek yiyenlerin tepesinde bekleyen yolcuların ve personelin kızgın bakışları altında, lokmalar boğazlara düğümlendikten sonra yeniden güverteye çıkılıyor ve yenilenler, dışkı kokulan arasında hazmediliyor.. Artık yavaş yavaş akşam olmakta ve yatma vakti yaklaşmaktadır. Dışarda havanın serin oluşu nedeniyle yolcu salonuna girmek isteyenler bozguna uğramış gibi geri dönüyorlar.. Yolcu salonunun hayalandırması yok veya bozuk.. İçerde de en azından yüz kadar yolcu ve yine kapıları açık iki tuvalet var.. Ümit isgörür'e göre bu iki tuvalet, büyük bir olasılıkla geminin denize indiriliş tarihinden bu yana temizlenmemiş durumda.. Uykuya düşkün olanlar bu sıcak ve kokuya karşın hortamaya başlamışlardır bile. Biraz daha temiz hava düşkünleri soluğu kafeteryada alıyorlar. Ne var ki kafeteryayı, görevlerini layıkıyla yapmış olmanın mutluluğu ile dolu personel tarafından işgal edilmiş buluyorlar.. Ayaklarını sandalyelere uzatmış, günün yorgunluğunu çıkaran personelin de dinlenmek hakkı tabii.. Ne de olsa, bütün gün yolcuları rahat ettirmek için kızgın bakışlarla çevreyi süzmüşler, uyumak, yemek yemek, bir şeyler içmek isteyenleri azarlamışlar, ille kendi numaralı koltuklarında oturmak veya yolcu salonunda uyumak isteyenleri tartaklamışlar (veya hafiften pataklamışlar) ve haliyle yorgun düşmüşlerdir. Aslında dinleniyor gibi görünmelerine karşın şu anda bile iş başındadırlar. Aralarında yaptıkları konuşmalarla, yolculann küfür ve argo bilgilerini arttırma yolunda çaba harcarnaktadırlar.. Truva feribotu, tarrfesine göre saat 08.30'da Sirkeci rıhtımına yanaşacaktır. Ne var ki, bir iki küçük değişiklikle yolcu Yeşilkavak köyünden Mehmet Dayı: Hani biliyon bizim Kordon mahallesinin su işi var ya, TARİŞ seçimlerinde 'Suyunuzu getirihz, oyunu bize ver' demişlerdi. Şimdi gene aynı şeyi söylüyorlar. Biz de kandık ya, hele bi yol gelip kendileri söylesinler. Yaşlı Türkistan göçmeni: Geçenlerde Türkeş geldi. Bizim mahallede yemek yedi. Yemekte, 'Kemik yalayıcılara oy vermeyin' dedi. Bizden ANAP'a geçenler vardı. Türkeş, 'Verdiğiniz oyları geri alın MÇP'ye verin' demiş, sonra söylediler bana. BARIŞ KUDAR v//£, RASGELE PLANLANMIŞ ODTÜ'nün haurladığı rapormüş. 1. derecede deprem bölgesi olan Muş'ta konutlar hafîfbir sarann zemin hafriyatı dahi yapılmamiftır. Binalar temel ve zemın nışnr" denttiyor. SALtHLİ/MANtSA Dar bir sokakta Salihli'nin ünlü "odun köftesTnin nefis kokulan yayıhyor. Küçiik köfteci dükkânında, Yeşilkavak ve Çökelek köyünden gelmiş üreticiler, birbirlerini tanıyor olacaklar ki masadan masaya yüksek sesle konuşuyorlar: "Biliyor musun TARİŞ seçimlerinde de aynı şeyi söylemişlerdi. Şimdi de öyle diyorlar: Oyunu ver hailedelim" diyor yaşlı Mehmet Dayı, Çökelek köyünden gelmiş Mahmut'a. Yeşilkavak köyünden Mehmet Dayı sözlerini sürdürüyor: "Hani biliyon, bizim Kordon mahallesinin su işi var ya, TARİŞ seçimlerinde 'Suyunuzu getiririz, ama oyunuzu bize ver' demişlerdi. Şimdi de gene haber yoUanuslar, bu ara seçimlerde oyunuzu verin, suyunuzu getirelim, diye. Biz de kandık ya, hele bi yol gelsinler de kendileri söylesinler bakalım." Çökelek köyünden Mahmut yanıtlıyor: "Bize de haber yollamışlar, sizin şu kooperatifin istedigi 100 milyonluk krediyi, oyu verin çıkartalım, diye. Yani oyunu ver hailedelim, diyorlar gene. Biz 83'ten beri aynı lafı işitir olduk. 100 milyon hâlâ gelecek." Salihli'de ANAP'lılar yolu olmayan, su sorunu olan, kooperatiflerinin kredi gereksinimi olan köylere yolladıklan mesajlarda aynı slogan işleniyor: "Oyunu ver, hailedelim." SHP tlçe Başkanı Ahmet Kocabıyık, göz hastalıklarına baktığı muayenehanesinde "Vallahi geten giden köyiülerden dinlediklerimi bir duysamz" diyor. ll Genel Meclisi'nde bulunan SHP'li üyelerin saptamaları ile köylerden gelenlerin anlattıklan arasında büyük farklılıklar bulunduğunu vurgulayan Ahmet Kocabıyık anlatıyor: "Tüm köylerde ne sonın varsa, ANAP 'hallederiz' diye haber yolluyormuş. Örneğin Yeşilkavak koyüne su, Çökelek köyü Kooperatifi'ne kredi, Çapaklı koyüne yol, Mevlütlii koyüne su gitmesi gerek.İI Genel Meclisi gündeminde böyle bir şey yok. Prograoıda yok. Sonra da ANAP'lılar haber yolluyorlan Oyunu ver hailedelim, diye. Bazı şeyleri hallediyorlar. Örneğin 2 yıl sonrası için planlanmış otomatik telefon santralının geliştirilmesi konusunu. Salihli PTT'si 4 bin 500 aboneli. Yeni eklemelerle 8 bin 800 olacak. Bu, İzmir'den sonra Ege'de en büyük santral demek. Ama yeni gelecegi belirtilen 3 bin 800 abonelik tekfonlann yeraltı döşemesi ihalesi yapdmadı, ama olsun geliyor ya." AN AP'ın bu çahşmasına karşın diğer partilerin de sessiz ve derinden çahştıklan gözleniyor. SHP "Yeni Gündem" dergisinde ANAP'ın Manisa adayı Ekrem Pakdemirli ile lzmir adayı Atilla Yurtçu hakkında yer alan yazıyı fotokopi ile çoğaltarak köylerde ve mahallelerde dağıtmaya hanrlanıyor. tlçe Başkanı Ahmet Kocabıyık, "ANAP'ın aldatmacalannı anlatmaya çabalıyonız" biçiminde konuşuyor. Kocabıyık'a göre rüşvetin adı "hediye", hırsızlığm adı "işbitiritilik." "Bunu da en iyi ANAP yapıyor" diyor Kocabıyık ve örnekler veriyor: "Işiniz görülecekse ANAP'a kayıt olacaksınız. Tayin, rapor gibi işleriniz varsa ANAP'tan geçecek. Zaten bunlan da baskı unsuru olarak kullanıyorlar. Şimdi PakdemirlifleYurtçu'nun hakkında çıkan haberiere bakarsak işbitiricilerin nasıl köşe döndükleri göriilür. Pakdemirli ve Yurtçu da Sayın Şahinkaya gibi mal varlıklarını en kısa zamanda açıklamalıdırlar." ANAP'ın Manisa'daki "a|ır topu" Ekrem Pakdemirli, Salinli Yeni Cami'de cuma namazını kılıyor. Caminin bahçe duvarına sıraladığı yün başlıkları, yün çoraplan gelen geçene satmaya uğraşan yaşlı bir Türkistan göçmeni boş gözlerle Pakdemirli'ye bakıyor. Adını soruyoruz, çevresine bakıp "Adımı söylemem. Bir Türkiye Denizcilik Bankası, Denizyolları işletmesine ait TRUVA feribotu İstanbulİzmir seferlerini sürdürüyor. Bu gemiyle yolculuk yapanlar ise İstanbul veya İzmir limanlarına indiklerinde, yaptıkları yolculuğu bir savaşa benzetiyorlar. Savaşın adı da Anadolu mitolojisine uygun: Truva savaşları.... İzmir Devlet Opera ve Bale sanatçısı Ümit İşgörür bu savaştan yeni çıkanlardan biri.. Savaş izlenimlerini sıcağı sıca konutlar yıkılacak lh hukuk sının önderilen bilim adamları da nutlann yıküması taraftan oljmı belirten bir rapor hazırık, Bakanlığa sundular. Daha Fırat Universitesi'nden Doç. Lhmet Tuna, Doç. Dr. Bekir ım, Yar. Doç. Şükrü Yıldın, Doç. Bekir Solmaz, Yar. Doç. ti Kuloglu ve Yar. Doç. Ziilfü * Ulucan bilirkişi olarak bu ılarda inceleme yapular. Fırat Tsitesi'nden gelen bilim adamn verdiği rapora göre, halen ıı tamamlanan 692 konuttan oturulabilir durumda, yanm konutlann da yapımlan durduğu için 4 yıl kadar kar ve ltında kalması nedeniyle bazı mlar yapılması gerektiği şekrapor verdiler. Doç. Dr. AhTuna konuyla ilgili olarak luriyet'e yaptığı açıklamada • 'mıyacak konutlar yok deM. çok az. Eksik konutlaıpımı ilk bahar ayında yapilbu konutlar bu kadar bozulı. Bu konutlar onanlsın, blz labilir raponı veririz. Bu koın yıkımına karar vennek rtarca liranın topraga gömiildcmektir" dedi. nemin başbakanlanndan Büktvifin temeüni attığı 1200 alan üzerinde kurulması planlanan köykent konutlannın hangi durumda olduklannı saptamak amacıyla Bayıncbrlık ve tskân Müdürlüğü'nce sulh hukuk hâkimliğine "delil tespiti" davası açıldı. Sulh hukuk hâkimi Rabia BUtekin, tespit çalışmalannın devam ettiğini söyledi. ODTÜ'den gelen Prof. Dr. UJur Ersoy, Doç. Dr. Ufuk Ergun ve Doç. Dr. Orhan Yüksel'in hazırladığı rapor şöyle: "Konutlar deprem gönneden hasar görmiiş. 1. derecede deprem bölgesi olan Muş'ta bu konutlar hafif bir sarsıntıyla büyük hasar görebilirler. Binalar, temel ve zemin hazırhklan saptanmadan rasgete planlanmıştır. Konutlann zemin hafriyatı dahi yapümanuşür. Trotuvarlar çatlamış ve kınlmıştır. Konutlarda kötti malzeme kuüanümış ve işçilik yeterince yapümamıştır." Muş Valisi Ömer Büyttkkent, binaların zamanında iyi yaptırümadığını belirterek, "Bu konutlann içine kimseyi sokamayız. Eger sokar da can kaybına yol açarsak, sorumlusu biz oluruz" dedi. 1983 ve 1984 yıllannda ODTÜ ve FÜ'den gelen teknik hcyetler iki ayrı rapor hazırlamışlar, raporların birinde onarım yapılarak oturulabileceği, diğerinde ise kesinlikle yıkılması gerektiği belirtilmiş, bakanlıktan gelen heyet de yıkılması gerektiğini savunmuştu. Çanakkale'de otel çalışanlarına baskı ve tehdit 'Sendikaya girersen kovanm9 T o l e y i s : Tnıva Oteli'nde sendika üyesi işçiler işsizlik tehdidiyle sendikadan istifaya zorlamyor. Anafartalar Oteli, Tusan Motel ve Bakır Oteli'nde de işçilerin sendikaya üye olmamalart için gözdağı veriliyor. T r u v a M t i d ö r ü : Benim 12 işçim okuma yazma bile bilmez. Birtakım vaatlerle ne olup bittigini bilmeden üye yapılmışlar. tşçilerle görüştüm, şimdi sendika üyesi kimse kalmadı. Olaya tümüyle bitmiş gözüyle bakıyoruz. tşSendika Servisi Çanakkale'de otel yöneticilerinin işçilerin sendikalaşmasına karşı "seferberlik ilan ettikleri" öne sürüldü. Türklş'e bağlı Toleyis'in Bursa ve Havalisi Bölgesi Temsilcisi Vahap Aksu, Vakıflar Genel Müdurlüğü, Vakıflar Bankası, tş Bankası ve Güneş Sigorta ortakhğı olan Taksim Otelcilik AŞ. tarafından işletilen Truva Oteli'nde sendika üyesi işçilerin baskı ve gözdağı ile istifa ettirildiğini, Anafartalar Oteli, Tusan Motel ve Bakır Oteli'nde de işçilerin sendikaya üye olmamaları için uyarıldığını söyledi. Geçen temmuz ayı sonlarında, 55 işçinin çalıştığı Truva Oteli'nde 30 işçiyi üye kaydettiklerini belirten Aksu, otel müdürünün durumu öğrenir öğrenmez gruplar halinde görüşerek ya da toplantılar düzenleyerek işçileri işsizlik tehdidiyle sendikadan ayrılmaya zorladığını öne surdü. Aksu, "Önce iki arkadaşımız işten atıklı. lstanbul'da, şirket genel müdüriügünde y«tkililerk y«ptığunız görüşmeler sonunda bu arkadaşlanmızın işe iadesini sagladık. Ancak baskılar bitmedi. Otel müdürü geçen cuma günü arkadaşlanmızı yemekhanede toplamış ve sendikadan aynlmamalan durumunda hepsini işten atacagını, işletmenin de kapanacağını soylemiş. Arkadaşlanmız, işsizlikle sendika üyeliği arasında bir seçme >apmak zorunda bırakılmış. Bu durumda istifaların başlamasından, ardından da bu işçilerin tek tek işten çıkanlmasından endiseliyiz" dedi. Truva Oteli'ndeki örgütlenme çalışmalannın duyulmasından sonra, Çanakkale'deki diğer büyük otel ve turizm işletmelerinde de sendika aleyhine çalışmalar başlatıldığını öne süren Vahap Aksu, "lşletme yoneticileri toplantılar düzenliyor. tşçilere sendikaya üye olmamaları, aksi takdirde işten atüacaklan şeklinde gözdağı veriyoriar. İşçiler en temel yasal haklannı bile kullanamaz duruma geldiler" şeklinde konuştu. Truva Oteli Müdüru Selahattin Bozkurt ise, işletmenin bir KİT olduğunu, işveren temsilcisi olmasına karşın kendisinin de işçi statüsünde bulunduğunu belirterek şunları söyledi: "tddialar gerçeği yansıtmıyor. Bir KİT yöneticisi olarak yasalara en başta ben saygüıyım. İşçilere sendikadan aynlmalan için baskı yapmadım. Benim 12 işçim okumayazma bile bilmez. Sendika üyesi olduktan sonra bana geldiler. Birtakım vaatlerle ne olup bittigini bilmeden üye yapılmışlar. Kendilerine hangi istekleri oldu da geri çevirdigimizi sordum. Yasal her türlü haklannı aldıklanm, bundan sonra da alacaklannı, bunun için her türlu çabayı göstereceğimi anlattım. BenimJe göriişmek isteyen ber işçiyle görüştüm. Şimdi sendika üyesi kimse kalmadı. Bu olaya tümüyle bitmiş gözüyle bakıyorum. Şu anda herkes işinin başında. Durumundan memnun çahşıyor. Kendileri istifa etmezse hiçbir arkadaşımızı işten çıkarmayacagız. Zaten zaman da bunu gösterecek." DYP: Yurtçu mal varlığını açıklasın İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Cumhurbaşkanlığı üyesi Tahsin Şahinkaya'nın mal varlığını açıklamasından sonra, DYP Izmir 11 Başkanı Rıfat Serdaroğlu, ANAP ll Başkaru ve milletvekili adayı Atilla Yurtçu'nun mal varlığını açıklaması istemini yineledi. Serdaroğlu, millete hesap vermenin şereflerin en büyüğü olduğunu belirterek, "Atilla Yurtçu da en kısa zamanda mal varlığını açıklamalıdır" dedi. Geçen hafta ıçinde, Izmir ANAP 11 Başkanı ve milletvekili adayı Atilla Yurtçu'nun mal varlığını açıklamasını isteyen DYP Izmir ll Başkanı Rıfat Serdaroğlu, olayın Yeni Gündem Dergisi'nde yer almasından sonra istemini yineleyerek Tahsin Şahinkaya'nın mal varlığını açıkladığıra, Atilla Yurtçu'nun da birçok olayın odağı durumunda olduğunu, bu nedenle mal varlığını açıklaması gerektiğini belirtti. Serdaroğlu şunları söyledi: "Türkiyede 15. maddenin kaldınlması lazım. Açık rejimlerde böyle şey olmaz. Herkes nesi var, nesi yoksa bunu millete açıklamalıdır. Biz bu isteğimizi defalarca tekrarladık. Millete hesap vermek şereflerin en büyiiğüdiir." DYP Izmir ll Başkanı Serdaroğlu'nun açıklamalanna karşıhk, SHP Izmir örgütü sessiz kalmayı yeğliyor. SHP Izmir il yöneticileri, Atilla Yurtçu'nun adaylığının kesinleşmesinden sonra açıklamada bulunacaklannı belirttiler. ğına bize anlattı.. Birkaç "gazi"nin daha anlattıklarıyla birleştirerek biz de size aktarıyoruz: Anlatılanlara göre, Truva savaşı birkaç meydan muharebesinden oluşuyor. Düşmanla ilk karşılaşma bilet gişeteri önünde başlıyor. Feribota bilet bulmak askere yazılmaktan daha zor. Günlerce bilet gişeleri önünde kuyruğa giriyor, giritiyor ve bir bilet peşinde koşuluyor.. Bu savaşın gatipleri eğer yolculuktan vazgeçmek gibi daha akıllıca bir çözüme gitmemişlerse bir meydan muharebesinden çıkmışçasına kanter içinde kalıyor, sonunda ele geçırdıklen Truva biletini bir bayrak gibi sallayarak, kuyruktaki diğer gönüllülerin önünden zafer kazanmış bir askerin duyguları içinde geçiriyorlar. Gemiye girişte ikinci bir meydan muharebesi veriliyor, yer bulma ve yer kapma savaşı.. Gerçi biletler numaralı ama pulman koltuklarda numaralı bir yeri bulmak hemen hemen olanaksız.. Yerier bulunduktan, işgalci yolcular "ricaminnet" veya "kavga lar istanbul'a indirilir. Saat 08.30 yerine 10.30'dur ve gemi Sirkeci yerine Tophane'ye yanaşmıştır.. Dogal olarak karşılayıcılar çoktan evlerine dönmüşler, yapılan plan alt üst olmuştur. Ancak bütün bunlar kimsenin umurunda değildir. İzmir'den başlayan yolculuk sonunda bitmiştir ya, herkes mutludur. Bundan sonra başlarına ne gelirse gelsin, hiç yakınmayacaklardır.. Kolay mı? Bir Truva savaşı daha geride bırakılmıştır.. Sirkeci rıhtımına ayak basan yolcular "GAZİ" sayılırlar.. ANKARATASI Bedrettin Dalan'ın soförü Geçen pazar günü bir arkadaşımız, ailesiyle birlikte Rumelikavağı'ndan dönüyordu. Büyükdere'den sonra Hacıosman yokuşundan çıktı ve Maslak'taki ışıklı kavşağa yaklaşırken, uzaktan "yeşil" ışık yandığını gördü. Otomobilin hızını kesmeden rampayı çıktı ve tam kavşağa gelmişti ki, sol tarafta "kırmızı" ışık yandığı için len Mercedes'le yan yana düşduran taşıtların arasından bir tü, sonra Mercedes'in önüne otomobilin ok gibi fırlayıp gel geçti. Ama o arada otomobildiğini gördü. Yapabileceği bir de bulunan eşi ve küçük oğlu şey yoktu. Sağa kaçsa, yanın da korkulu anlar yaşadı. Aynadaki minibüsle çarpışabilir, ani dan, arkadaki Mercedes'e şöybir fren yapsa arkadaki otomo le bir göz atınca, plakasının bilin çarpmasına neden olabi "34 K 0001" olduğunu gördü. lirdi. Hızını arttınp, tam kavşak Yani, Belediye Başkanı Bedta, kırmızı ışıkta durmayıp ge rettin Dalan'ın makam otomobili. Dikkatlice bakınca, içinde Dalan'ın olmadığını, şororün yalnız olduğunu farketti. Fakat kullanılmaya başlanmasında o ne? Dalan'ın şoförü, arkadan ve en kısa sürede el kol hareketleri yaparak gekullanılmak üzere liyor. Üstelik bir de siren çalplanlanmasında tüm maz mı? Dogal olarak arkadahizmetlerin çok kısa bir şımız da Dalan m şoförüne gesürede gerçekleşmesinde rekli yanıtı verdikten sonra takdirle karşılanan büyük 34 K 0001 plakalı otomobil tüm başarılan dolayısıyla...." trafik kurallarını artüst ederek, son hızla gözden kayboldu. Törende dağıtılan broşürde, Sonra arkadaşımız Levent'e 12 Ntsan 1925'te geldiği zaman yol kenarında Adapazan'nda dünyaya bir trafik ekip otosu gördü. Sagelen Servet Bilgi'nin daha at 16.00 sıralanydı. Polislerin üç yaşındayken eşyalan yanında durdu ve derdini anseçmeye başladığını lattı: anımsadığından söz "Dalan'ın şoföründen şiediliyordu. Broşürde ayrıca kâyetçtyim." Bilgi'nin çok küçükken Bitlis'te maniple ile Ekip otosu ndaki polislerden babasıyla konuştuğundan direksiyonda oturan hiç durakdem vuruluyordu. samadan, "Haklısınız" dedi, ANAP Samsun örgütü, tepki şikâyetin gerekçesini bile sorgösterdiği paşanın madan. Yanındaki polis, "Hermeziyetlerini bir bilse, kes şikâyetçi" diye ekledi. Arkendisini bir tanısa, kadaşımız, "Ne yapabilirtz?" inanıyoruz ki, bağırlarına diye sordu. Aldığı yanrt, "Hiçbasacaklardır. bir şey" oldu. Uç yaşındaki marifetler Ara seçimde Samsun'dan aday olacağı açıklanması ile birlikte tüm şimşekleri üzerine çeken eski PTT paşası Servet Bilgi'nin, "onur doktoru" payesini taşıdığını Türkiye'de pek fazla bilen olmadığı savıyla biz bunu yeniden duyurmayı görev bildik. Karadeniz Universitesi Senatosu 15 Kasım 1985 tarihinde yaptığı toplantıda, Servet Bilgi'ye "onur doktoru" unvanı verilmesini kararlaştırmış ve düzenlenen törende konuşan rektör Prof. Dr. Kemal Gürüz şunları soylemişti: "PTT'nin haberleşme hizmetlerinin yurt sathında yayılmasında, telekomünikasyon alanındakı son teknolojik gelişmelerin ülkemizde et Barlas 'w söyledikleri"Mehmet Barlas *m yapttğı Obkla not tuttum. Söyudiğf •'dedi. uğumu, yuzdım s' başlıklı köşe yazısından \nadolu Ajansı'na gönderkzip yazısında bu kez, sözyanlış aksettirildigıu öne Sayın Barlas, haber eksik ya lıs ise niçin berbangi bir uyalulunmadı? Sayın Ugur u'nun 'Sus Memo Sus' başzısından sonra niçin telasa ? Anadolu Ajansı'na tekzip mek için niçin iiç gün bekmet Barlas'ın kendisini örrerek genelde suçlayıcı açıkr yapmasından üzüntü duyu belirten Mehmet Bilen, e, Bartas kmrdı diyebilirim" : şöyle konuştu: rlas'ın dediği gibi, toplantıkişi yoktu. 60 kişilik sıra yemekti. Utanılacak hiçbir tmadım. Duydugumu, anlayazdım. Sayın Barlas sadeconuda haklıdır. Konuşmaaşlangıcında tanımladıgı sogazeteci üpine uymadun. lf > gazetecinin duyduklannlüklerinden huzursuduk ıuyacak olanlan > azması geni soylemişti. Bu tabii onun fikridir Tek haklı olduğu bu sözleri duyduktan sonmamdır. Ancak benim için ı olan duydugumu doğru yazmaktır. Bir rotary kulüvemeğinde ihtîlalle ilgili koyapmasını beklemediğim ybimi almaımştım. Rolary tiim konuşmalan teybe ahrIU almadıklannı scylediler. BcHas kıvırdı diyebilirim." Trafik 23 can daha aldı Haber Merkezi Yurdun çeşitli yörelerinde meydana gelen trafik kazalannda dün de 23 kişi can verdi. • Samsun'un Bafra ilçesine bağlı Sarpın köyündeki cenazeden donen Mehmet Bozok yönetimindeki 55 EH 780 plakalı cip freninin patlaması sonucu yoldan 100 metre aşağıdaki evin üzerine düştu. Olayda Mehmet Bozok (56), Hüseyin Özkök (48), Hasan Özkök (47), Naciye Özkök (48) ile Mevlüde Özkök (75) öldü, 3 kişi de ağır yaralandı. Samsun Sinop karayolunda kamyonminibüs çarpışmasında ise minibüs yolculanndan Tahsin Balak, Fuat Camadan ve Fahri Kurt öldüler. Yaralanan üç yolcu ise tedavi altına alındı. • Niğde Aksaray'da Battal Çini, kullandığı plakasız motosikletin şarampole devrilmesi, İsmail Özay da (11) yabancı plakalı otomobilin çarpması sonucu öldüler. • Artvin'in Ardanuç ilçesinde Vahdettin Atalay'ın (22) kullandığı 08 AF 039 plakalı traktör Kızılcık köyü yakınlarında aşırı hız yüzünden devrildi, sürücünıin öldüğü kazada Bekir Kılınç da hafif yaralandı. • Silivri Selimpaşa köyu Yoğurthane çıkışında Istanbul'dan Edirne yonune gitmekte olan Mustafa Samasi yönetimindeki HLA 879 plakalı otomobil, ha Cindoruk'un adayuğına ANAP sevindi SAMSUN (ajı.) ANAP Samsun fl Başkanı Mustafa Erol, DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un Samsun'dan aday olmasının kendilerini sevindireceğini belirterek, "Cindoruk'un kazanamaması DYP'nin tiikenişi olaeaktır" dedi. Anavatan Partisi Sarasun tl Başkanı Mustafa Erol, yaptığı açıklamada, ikinci bölgedeki ara seçimde kendilerini Refah Partisi'nin zorlayacağıru söyledi. Başkan Mustafa Erol şöyle konuştu: "Vezirköprii, Alaçam, Bafra, Ladik ve Havza'da yaptığımız nabız yoklamasına dayanarak söylüyorum: DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, milletvekilliği seçimini Samsun'dan kazanamaz. Zaten DYP iki il için iddialıdır. Manisa ve Samsun için yükleniyorlar. Biz, Hüsamettin Cindoruk'un Samsun'dan aday olmasını istiyonız. Çiinkii seçimi kaybettikleri zaman gerçeği öğrenecekler." talı sollama sonucu Hakkı Tur da 1 kişı öldü, 4 kışı de yaralangay Ertuğnıl'un kullandığı 17 dı. Eğridir'den Isparta'ya gitAK 379 plakalı kamyon ile çar mekte olan Mehmet Altın yönepıştı. Otomobil sol taraftan şa timindeki 25 DF 444 plakalı yolrampole yuvarlanırken, kamyon cu otobüsü, aynı yönde gitmekda karşı yönden gelen Mehmet te olan bir kamyona bindirdi, Yıldırım yönetimindeki MGL kamyon da yolun sağında git155 plakalı otomobile bindirdi. mekte olan at arabasına çarptı. Olayda Alman uyruklu Petronel Aşırı hız nedeniyle meydana gela Melzner adlı kadın öldü, di len kazada otobüs sürücüsü ğer otomobildeki Emet Samast Mehmet Altın öldü, yaralanan ve babası Mustafa Samast ile ikisi ağır 4 kişi tedavi altına alınMehmet Yıldırım da yaralandı dı. lar. • Konya'nın Bozkır ve Ilgın il• Rize'nin Çayeli ilçesinde vi çelerinde Halim Kayaalp, Veli rajı alamayarak uçuruma yuvar Avcı ve Ali Uyar devrilen traklanan cipte Recep Ydmaz (31) öl törlerde ölürken, Kadınhanı ilçesinde Harun Yıldırım kamyon aldü. • Isparta'da zincirleme kaza tında kalarak can verdi. 1000 LİM: DMAHISMA Birsimgedir 1000 lıra. Sosyal demokraî harekelle dayanışmanın, bütünleşmenin, çağdaş, uygar, demokratık bir Türkiye için yürümenin alçakgönüllü bir göstergesidir. Sessiz bir haykırıştır 1000 lıra! Itiiviiiııı GAZETESİ Bayram gunierl yurdumuzun her yerinae okuvatjileceğlnl2 gazete İSTANBUL BAYRAM CA2ETESI Ölr. llan vererek yuksek tlrajından yararlanaOlıeceğlnU yegane gazete, otset baskın I S T A N B U L B A Y R A M C A Z F T E S I dir İSTANBUL Adies Gîze'eoteı Cerr>nelı CagaloÇluISTANBUL Telex 23508 YETI Tel 522*12 22 522 54 08 526 80 46 Anrora Tems.'cı'ığı Tunus Cad 59'5 Tel 26 62 77 SHP EVDE ÇOCUK BAKILIR Tel: 358 14 63 SHP ile dayanışma için havale adresı: "Zıraaî Bankası, Mıthatpaşa Şubesı Hesap No: 304169 • Ankara"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle