19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dur. Çünkü bu dunımda sanığa verilen ceza kesinleşmediğinden "ilamm infazını Cumhuriyet Savcılığı" yapamayacak, mahkeme de dunışmaya son verdiğinden sanığı istese de özgürlüpne kavuşturamayacaktır. Gerçekte mahkemenin böyle bir eğüimi olsa sanığı tutuklu bırakmazdı. Durumu örneklendirmek yararlı olacaktır. Diyeiim ki, sivil ceza yargısında sanık 3 ay tutuklu kalarak 9 ay özgürlüğü bağlayıa ceza almış olsun. Bu cezanın, kısaca 3267 sayılı yeni Infaz Yasası'na görc yatma süresi her 30 gün için 12 gün yatılacağı kurabndan yola cıkılarak 108 gündür. Sanık 3 ay, yani 90 gün tutuklu kalmıştır. Eğer bu karan Yargıtay'a göndermezse 18 gün sonra çıkacaktır; gönderirse karar kesinleşmediğinden sanık tutukevinde bekleyecektir. Çünkü 18 günde dosya Yargıtay'a gidip gelemez. Bu durumda sanık 18 günden daha çok içerde kalacağına hakkında verilen cezasal karan, bozma istemeyerek kesinleştirmeye gidecektir. Böylece de "suçlu" ya da bir başka yaygın deyimle "sabıkalı" olarak nitelenmeye boyun eğecektir. Bu durumlar ne yaak ki uygulamada, 2 ay, 3 ay gibi özgürlüğü bağlayıa cezalar için de görülmektedir. Bu durumda sanık Yargıtay'a basvurma hakkını nasıl kullanacaîctır? Hele sıkıyönetim yargısında durum daha da düşündürücü boyutlara varmaktadır. Çok sanıkh davalarda soruşturmanın uzun sürmesi, karann yazıhnası, bildirimler, Yargıtay incelemelerinin yıllarca sürmesi, sanıkları bozma istememeye zorlamaktadır. Bozma isteyenler de "kesin kararın gecikmesi yüzünden tutukevinde daha çok kalmamak ve koşullu bırakılma indirimlerinden yararlanma" amacıyla dilekçelerini geri almaktadır. Bunun üzerine Askeri Yargıtay Başsava Yardıması Cahit Yahşi, bir açıklama yapmak gereğini duymuştur (*). Anlaşılmıştır ki, sanığın yaranna getirilen düzenleme, sonunda cezaya dönüşmekte ya da sanığı sabıkalı kalmaya zorlamaktadır. Eğer karar incelenseydi, sanık belki aklanacaktı; yani suçlu olmayacaktı. Ama sanık içerde daha çok tutuklu kalmamak için suçlu ya da sabıkalı olarak nitelenmeyi kabule zorlanmıştır. Bu, büyük haksızhktır. SONUÇ Tbtuklu sanıkların ban korkular nedeniyle bozma isteme hakkım kullanamaz duruma düşürülmeleri, kendilerini, benimsemedikleri bir karann sonucuna katlanmaya itmektedir. Bu konuda Askeri Yargıtay'ın bir dairesinin "hüküm kesinleşmeden koşullu salıvenlmesi gelen tutuklu bırakılır" (**) diye karar alması umut verici olup, asla yeterli değildir. O halde çözüm ne olmalıdır? 1 Tutukluluk süresine sanık hakkındaki suclama yaasında istenen cezaya göre bir üst sınır getirilmelidir. Hatta nasübir suç olursa olsun tutukluluk süresi 1 yüı geçmemelidir. Yargüaina hızlandırılmalıdır. 2 Yargıtaylar, kendilerine gelen dosyalan tutuklu sanığın koşullu salıvermesini ölçü alıp, ona göre en kısa sürede incelemekle yükümlü kılınmahdır. 3 Ceza Yasası'na sanık tutuklu iken hakkında verilen, ama kesinleşmeyen ilam kesinleşmiş olsaydı, nasıl özgürlüğüne kavuşacak idiyse bu durumda da mahkemeden istekte bulunma ve mahkemenin karar verme zorunluğunu içeren bir düzenleme getirümelidir. (*) 28 Aralık 1985 Cumhuriyet (*•) 2 Şubat 1986 Cumhuriyet Suçlu Olma Hakkı Tutuklu sanıkların bazı korkular nedeniyle bozma isteme hakkını kullanamaz duruma düşürülmeleri, kendilerini benimsemedikleri bir kararın sonucuna katlanmaya itmektedir. Bu konuda Askeri Yargıtay'ın bir dairesinin "hüküm kesinleşmeden koşullu sahverilmesi gelen tutuklu bırakılır" diye karar alması umut verici olup, asla yeterli değildir. PENCERE Şahinkaya Olayı 6 AĞUSTOS 1986 RAHMt KUMAŞ Hukukçu Bilindiği gibi, gerek sivil ve gerekse asker yargıyerlerince verilen kararlann denetimi Yargıtaylarda yapılmaktadır. Buna "yargının yargısal denetimi" denmektedir. Ancak, ölüm ile 15 yıl ve ondan yukarı özgürlüğü bağlayıcı cezalara ilişkin kararlar kendiliğinden incelenmektedir. Bu kural her iki Yargıtay için de geçerlidir. Sivil ceza yargıyerlerinden verilen 300.000 liraya değin para cezalarma ilişkin kararlar ile yukarı sınırı 1.000.000 lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen aklama (beraat) kararlan kesindir; bozulmalan istenemez. Sfkıyönetirn yargıyerlerihde verilen para cezalannda ölçü sınırlaması yoktur. Tüm para cezaları kesindir, aynca 6 aya değin özgürlüğü bağlayıcı cezalar da kesindir. Asker yargıyerlerinden verilen para cezalannda ise 353 sayılı yasanın 2875 sayüı yasayla değişik 205. maddesine göre 3.000 liraya değin para cezaları ile yukarı sının 6.000 lirayı geçmeyen para cezalannı gerektiren suçlardan ötürü verilen aklama kararlan kesindir. Tuıgut özal, henüz bu ölçüleri, enflasyon nedeniyle, 300.000 ile 1.000.000 liraya çıkaramadı. BOZMA İSTEMEMELİ Saruğın kendisine karşı beliren yargısal kararlan karşıkoyarak, bir üst yargı katında denetlemeye aldırabilmesi hakkı, hukuk devleti kavramının smırlan içinde yer alan bir temel güvencedir. öyle ki, sanığın ya da sanıktan yana savcının Yargıtay'a başvurarak bozma istemesi, sanığa karşı bir sonuç doğuramaz. Ancak yakırucı ya da savcının sanığa karşı bozma istemesi durumunda "sonuç" sanıktan yana olmayabilir de. Eğer sanık ya da sanıktan yana savcı (sıkıyönetim uygulamasında sıkıyönetim komutaru) hüköm mahkemesinin karanru Yargıtay denetlemesine aldırdıklarında, sanık tutuklu değilse ortada önemli bir sorun yok demektir. Yalnız incelemenin uzamış olması üzücüdür. Ama sanık son duruşmada hükümle birlikte tutuklu bırakılmışsa, Yargıtay'a basvurma durumunda sanık için giderilmesi güç haksızlıklarla karşılaşmak söz konusu EVET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDAN Basınköy'de bir gazino 1963 yılında oturuma açılmış Basmköy adında bir mahaüe var. Florya dolayında. Bu mahalleyi gazeteciler kurdu. Ağaçlar dikildi, yoüar açıldı bu yerde. O eskiden açılan yoüar bugiin kapatıldı. Kapatılan yolun birisi Cennet Mahallesi girişindeydi. Bu yol kazalara sebep oluyordu. Kapatıldığı iyi oldu. Oldu ama, şimdi Basmköylüler kilometrelerce aşağıdan, Küçükçekmece den köylerine girmek zorundalar. Menekşe 'den gelen bir yol daha vardı. Bu yol sayın valimizin evinin önünden geçer. Sayın Vali Ayaz yolun evine kadar gelen kısmını asfaltladı. Ondan sonrası bir felaket. tki yüz metrelik bir uçurum. Kimse geçemiyor. Şimdi Basmköy, sayın gazetecilerimizin mahallesi, kusatümış bir kale gibi. Girilecek, çıküacak yolu yok. Hal böyleyken, köyün içine bir de içkili gazino dedikleri bir acayip yer açıldı. Gazino dedikleri şey ilkokula ve ortaokula da yetmiş metre. Ondan geçtik. Bu işe de rufaüer kanşır. Bu gazino yaz gelince azıtır. Her gece sabaha kadar hoparlörlerini Basınköy'ün, Menekşe'nin üstüne çevirir, kulaklan sağır edecek derecede vahşiyane bir sesle yeri göğü inletir. Sayın Valimizin bu canhıras feryatlart duyup yatağmdan fırladığı hiç olmuyor mu? ALİ KALABALIK tstanbul Hiroşimafyı Unutmamak... Hiroşima'yı, Nagazaki'yi unutmaiı mı? Bir daha anımsamamalı mı? Atom bombası çocuklanndan Miyeka Hara ne yazmıştı defterine: "Atom bombasıI Sözunü bile etmek istemiyorum. Tıksiniyorum. Yirte de bu sözcüğü yasamımın sonurta dek akiımdan çıkaramayacağım. Agzıma bile almak istemediğim bu sözcüğü.. Gece gündüz hep bu sözcüğü duymak, ne büyük işkence. Bu halimle niçin yaşıyorum hâla? Düşsüz, urnut8UZ." Bir 6 ağustos dahal.. Bir sıcak yaz sabahı Hiroşima kerrtinin üstünde patlayan ilk atom bombasını unutmak olası mıdır? Ûç gün sonra da Nagazaki'nin tepesine inen ikinci bombayı? Ne kadar unutmak istesek de karşımıza dikilir onbinlerce hayalet, onbinlerce kurban... İnsanlık, geçmişin otayianndan ders almasını biliyor mu? Hiç sanmıyorum. Her kuşak dünyaya yeniden sahip çıkryor. Yeniden başlıyor eski kısır döngüyü sürdürmeye... Geçen zamanlarda yaşanmtş actlar, korkular, kryımlar masallar kadar uzakta kaJıyor. Yeni baştan dünyaya egemen olmak hevesleri birtakım kafalarda etkinlik kuruyor... Kırk bir yıl önce Hiroşima adlı Japon kentine bir atom bombası atıldı. Bir anda 120 bin insan öldü. Bu kadarta kalmadı bombanın verdiği zarar, gün gun yıl yıl arttı öiüler, hastalar, kurbanlar... Kırk bir yıldır sürüp gidiyor 6 ağustos sabahı Hiroşima göklerinde patlayan bombanın yarattığı acı... Bunu gidip gözünüzle görmelisiniz Hiroşima'da Nagazaki'de ey bugunku dünyanın önde gelen politikacıları! Oysa ABD başkanlanndan biri bile Hiroşima'yagitmedi. Niyegitmezler? Niye dünyadatemelli bir banşın kurulmasında öncülük yapmak istemezler? Bir doruk toplarrtısı için en uygun yer Hiroşima'dır. Gorbaçov'la Reagan, hatta Fransa'nın Ingiltere'nin daha başka ulkelerin liderleri bu 6 ağustos gününde Hiroşima'nın Barış Parkı'rtda bir araya gelmeliydiler. Barış Müzesi'ni gezmeliydiler. O bir anda havaya uçmuş, ama kapı eşiğinde gölgesi kalmış o insanın fotoğrafını görmeliydiler. Ticaret Odası adlı iskelet anıtın çevresini dolaşmalıydılar. Küçük bir kızın ölümden kurtulmak hayal'ryle hasta yatağında yapbğı 646 kağrt turnaya ve dünya çocuklarının gönderdikleri onbinlerce kağıt turnaya elleriy(e dokunmalıydılar. Sonra da oturup dünyamızın bir daha buyle korkunç kıyımlara uğramamasının yollannı, çarelerini gerçek bir istekle, özlemle, içtenlikle aramalıydılar. Bu dedikterim düş mü? Bu yeryüzünde gercek bir banş hicbir zaman kurulmayacak mı? Kurulacak, kurulmalı diyenler kendilerini boş yere akjatan kişiler mi? Atatürk'ün 'Yurtta Banş Dünyada Barış' özdeyişinden alınacak bir ders yok mu? '8avaşa hazır olmak'; karşımızdaki düşmanı caydırmak için daha çok silahlanmak...' Derler ki, banşı sağlamanın yolu, tek yolu buymuş: Daha çok silahlanmak, daha çok, daha çok... Benim ucağım seninkinden daha çoksa, daha güçlüyse sen bana saldıramazmışsınl Barışı korumak silahlanmaya bağlıymış... Bu anlayış sürdurutdükçe dünya htçbir zaman barışa kavuşamaz. Bir Fransız yazarı şoyie diyordu: "Dört milyar insanın cebinden silahlanmaya 115'er dolar çıkıyor". Evet, her birimiz insanItğın yok olması amacına hizmet ediyoruz, 115 dolar vererek her yıl... Oysa Afrika, Asya ülkelerinde açlıktan kınlıyor milyonlar. Issizlik dünya ülkelerinin en büyük yarası. Hastalıklar, salgınlar, iç savaşlar... Dünya nüfusu her yıl artıyor. Her yıl bireyin yaşaması için elde ettikleri azalıyor. Her yıl savaş korkuları daha yaygınlaşıyor, Yöresel çekişmeler, savaşlar bir türiü sonaermiyor, erdirilmiyor. Demek ki, ne Hiroşima, ne Nagazaki, ne de Birinci, İkinci dünya savaşlan ders olmuş, olabilmiş. insanoğlu banştan yana değil, savaştan yanal Doğasında var kan dökucülük, acımasızlık... Ne yapmalı da 'gercek insan'ı yaratmalı, bu yazgıyı değiştirmeli? "Hiroşimalar Olmasın..." Bu bir dilek, bir dua olarak kalmamalıydı. Kırk bir yıl içinde gercek banşın kurulmasının hiç değilse temelleri atılmalıydı. Bideşmiş Uluslar ülküsü bu amacın aracı olmayacak mıydı? Ama ne görüyoruz, tam tersini... "Kapılan çalan benim kapılan birer birer Gözunüze görünemem göze görünmez öiüler • Hiroşima'da öleti oluyor bir on yrf kadar Vbd» yaşmda bir ktzıtn Buyümez <5/u çocuklaıf' Nazım Hikmet'in şiirini okurken1970'dekigezinin anılarını bir kez daha yaşıyorum. Resimlere bakıyorum. Yazdıklanmı okuyorum. 25. yılında gitmiştim Hiroşima'ya... 16 yıl geçti aradan. Dünya banşının kurulmasında bir ileıieme oldu mu? "Hiroşima'lar Olmasın' diyenler; banş için savaşanlar; insanlığı, yarınlan, güzellikleri, iyilikleri yaratmak, yaşatmak, kurtarmak isteyenler üstün çıktı mı? Nerdeee!.. O günlerde birkaç taneydi atom bombaları, şimdi tepemizde milyonlarca bomba var, her an düşmeye hazır... Hem de binlerce kez daha güçlü her biri... PTTnin açıklaması Gazetenizin 30.4.1986 tarihli nüshasımn 2. sayfa 3. sütununda yayımlanan "KOD NUMARAL1 KOLİM GERİ GÖNDERÎLDİ" basuklı yazı incelenmistir. Sirinevler PTT merkezince 10.3.1986 tarihinde 31 sayı ile "Cemalettin ÇUHAHacettepe Üniversitesi Erkek öğrenci Yurdu 06532 ANKARA" adresine gönderilen koli, Beytepe kelimesi yazıbnaması sebebiyle iade edilmiş, ikinci defa 14.4.1986 tarihinde 49 sayı Ue yeniden gönderilen koli, 21.4.1986 tarihinde alıcısına teslim edilmistir. İlk gönderilen koUyi adres yetersizliğinden dolayı iade eden personel kusurlu buuınmuş olup, hakkında gerekü ceza işlemi uygulanmıştır. Bilgüerinizi ve yukanda belirtüen açıklamaların kamuoyuna duyurulması hususunda gereğini saygüanmızla rica ederiz. PTT GENEL MÜDÜRÜ Terkos yammızda, su alamıyoruz Gaziosmanpaşa ve Çatalca ilçelerine bağlı Tayakadın, Karaburun, Yeniköy, Baklalı, Boyalı ve Durusu köylerinden oluşan 6 köyün sakinleriyizTarihi Terkos Gölü, htanbulumuzu sulayarak ulvi görevlerinden birini yerine getiriyor. Ancak 6 köyün bugüne kadar suyunu akıtmamış. Su şebekesinin 400 milyon lira harcanarak döşendiğini öğrendik. Şebeke döşeneli 3 yü oldu. Terkos Gölü'nün çevresinde yasıyoruz, ancak bu nimetten yararlanamıyoruz. Basbakanımız temeüer atıyor, birçok tesisi hizmete açıyor. Üç yüdan beri her yönü ile yapılmış gösterilen su tesisi ise hizmete sokulmuyor. Bir de yol sorunumuz var. O da yürekler actsıdır. Yanm saatlik yolu ancak iki saatte alabitiyoruz. Sözünü ettiğimiz altı köy adeta cezalandınlıyor. ŞABAN KILIÇ G.O.Paşa / tstanbul Kitap isteği Izmir'in Tire ilçesine bağlı Kızılcahavlu köyü ihtiyar mechsinm 23/05/1985 tarihli, 1985/39 No'lu karanyla köyümüzde köy kütüphanesi yapılmıştır. Kütüphanemiz için KİTAP TOPLAMA KAMPANYAS1 baslatnus bulunuyoruz. Bu konuda katkıda bulunacağınız inancı Ue kampanyamıza yardımımzı bekler, şimdiden teşekkür ederiz. ERDEM GÜNA Y Kızılcahavlu Köyü Muhtarı UÇAK BILETI VIP'TEN ALINIR İSTER JOHANNESBURG'DAN TROMSÖ'YE İSTER İSTANBUL'DAN PARİS'E Cumhuriyet cad. 12 Elmadağ IST. Tel: 131 15 65 SAVUNMA SANAYÎİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI'NDAN PERSONEL ALINACAKTIR TURİZM Agustos sayısı çıktı Şahinkaya Olayı'nın anlamı nedir? Soru üzerinde düşünelim. Düşünmek için takvim yapraklarını geriye doğru çevirelim. MGK'nin (Milli Güvenlik Konseyi) iktidarı günlerine dönelim. O dönemde ülkemiz beş kişiden oluşan generaller kurulunun yönetimindedir. Beş kişilik kurul, bagılsız, koşulsuz iktkJardadır. MGK'nin buyruğu, Cumhuriyet Anayasası'nın da ustundedir. Oysa uygarlık tarihinin bir aşamasında devletler anayasalara bağlanmıştır. Türkiye'nin bu noktaya ulaşması kolay olmadı. 1839'da Tanzimat Fermanı, padişahın yetkilerine karşı bir hukuk çerçevesi çizmek amacıyla çıkarılmıştı. Mithat Paşa ile 2. Abdülhamrt arasındaki kavganın anlamı da budur. Suttan engellemeseydi, ülkemiz 1867'den bu yana anayasal düzendeyaşayabilecekti. Ulusal Bağımsızlık Savaşı, 1921 Anayasası ve Meclisle birlikte yürütüldü. Türkiye Cumhuriyeti bir anlamda anayasal rejim demektir. İşte bütün bunlar bir kenara itilebildi ve MGK'nin buyruklan devletin anayasasının da üstüne çıkanldı. Emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya, işte bu dönemin ürünüdür Hiç kimse bu dönemin savunmasını yapmaya kalkmasın, anarşi ve terörü gerekçe saymasın. Mustafa Kemal Paşa; ingilizlere, Yunanlılara, Çerkes Ethem'e, Anzavur'a, Hilafet ordusuna; özetle dış ve iç düşmana karşı ulusal varlığımızın ölüm kalım savaşını bile anayasa ve Meclisle vermiştir. • Tahsin Şahinkaya olayını bilmesi gerekenler, yıllardan beri biliyorlardı. Ne yetkililer bu konuda görevierini yerine getirdiler; ne de biz basın olarak konuyu gündeme getirebildik. Niçin? Bu soruya yanıt verebilmek için, her gazeteci, üzerinde düşünülmesi gereken şu soruyu kendisine yöneltmelidir: Üç yıl önce Şahinkaya olayını gündeme getirsem ne olabilirdi? Gazetem hemen kapatılır mıydı? Yazı müdürümle birlikte hemen gözaltına alınır mıydım? Bu soru, Şahinkaya Olayı'nın topoğrafyasını belirler; eski Hava Kuvvetleri Komutanı çevresindeki olumsuz birikimin neden bu kadar büyüdüğünü de açıklar. Bu ülkede yıllarca kulaktan kulağa tısıldanan bir söyienti vardı: Duydunuz mu? Tıme dergisi, Şahinkaya'nınfotoğrafınıkapağına basmış, altına da "Dünyanın En Zengin Hava Kuvvetleri Komutanı" diye yazmış.. Yok canım?.. Kapalı baskı rejimlerinde bu tür gelişmeter doğal sayılmalıdır. Gerçekte Sayın Şahinkaya, SHP'li Cüneyt Canver'e teşekkür borçludur. Çünkü gün gectikçe yoğunlaşan söylentilerin gercek olup olmadığı ortaya çıkmadan Sayın Şahinkaya Türkiye'nin sokaklarında rahat dolaşamayacaktı. • Ülkemizin çarpık ve bozuk düzeninde emekli aylığıyla geçim olanağı bulunmadığından, çoğu memur, geleceğini güvenceye almak için taşınmaz mal edinmeye bakar. Bu amacına ulaşabilir mi? O bir ayrı sorudur. Gazetelerde yayımlanan "mal bildirimi"nden anlaşıldığına göre, Sayın Şahinkaya, 4 apartman dairesi, 4 arsa, 1 yazlık sahibidir. "Bu kadar taşınmaza subay aylığıyla sahip olunabilir mi?" sorusunu emekli subaylar yanıtlamalıdırtar. Ancak bu mal bildiriminin önemi sınıriıdır. "Şahinkaya Olayı"nın birkaç sıcak noktası var: 1) Söylentilere göre Hava Kuvvetieri'nin çeşitll tesisleri Şahinkaya ailesinin ortak olduğu seramik fabrikalannın ürünleriyie donatılmıştır. Bu doğru mudur? 2) MGK yönetiminde TürkiyeABD arasında imzalanan F16 uçaklarıyla ilgili anlaşma, yalnız uçak üretimine ilişkin değildir. Bu anlaşma, ülke ekonomisi boyutlannda bir dizi çıkar bağlantısını ve ipoteklerini de gündeme getiriyor. Şahinkaya ailesinin ortak olduğu şirketler, bu anlaşmanm yan bağlantılanna nasıl olup da yerieştiıilmiştir? 3) Yine Şahinkaya ailesinin ortak olduğu bir fabrika, MGK yönetimi süresinde Denizcilik Bankası'na neden satılmış, kısa sürede niçin geri alınmıştır? • "Şahinkaya Olayı"nın hepimize verdiği temel ders, kapalı rejimlerin sakıncalarıdır. Bu açıdan bakarsak, Sayın emekli generalin vereceği hesap, demokrasiye bir yatırım bile sayılabilir. . Club "HİROŞÎMA'LAR OLMASIN Kelebek Yayınlan 770 TL. OKTAY AKBAL Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme Idaresi Baskanlığı 3238 Sayüı Kanuna istinaden ülkcmizde raodern savunma sanayünin kurulması ve gelişürilmesi gibi önemli bir görevi yUrütmek uzere kurulmustur. tdaremizce yürütulecek çalışmalar dışa açık, ileri teknolojilerin transferi, uygun yaünmlann seçimi, modern savunma sanayünin yerli sanayi ile entegrasyonu gibi konulan kapsamaktadır. Bu görevleri yerine getirmek amacıyla, idaremize kadrolu ve / veya sözkşmeli olarak 657 sayüı Devlet Memurlan Kanunu ve 3238 sayılı kunıluş kanunumuz çerçevesinde uzman yardımcısı ve uzman eleman alınacakur. ADAYLARIN: 1 657 sayüı Devlet Memurlan Kanunu'nun 48. maddesındeki sartlan taşımalan, 2 Askerlik görevini yapmış veya erteletmiş olmalan, 3 Iktisat, lsletme, Iktisadi ve Idari BilimJer ve Siyasal Bügiler Fakultelerinin Iktisat, lsletme, Maliye ve Ekonometri bölümlerinden veya bu Fakültelere esiüiği YÖK tarafmdan kabul olunan yabancı öğretim kurumlanndan mezun olmalan, 4 Müzakere ve Literatür takip edebilecek derecede Ingilizce bilmeleri, 5 Uzmanlık için müracaat edeceklerin ihtisas konulannda en az beş yülık iş tecrflbesine sahip olmalan gerekmektedir. MÜRACAAT ŞEKLİ VE DECERLENDİRME: Adaylar aşagıdaki sıraya uygun şekilde hazırlayacaklan özgecmişlerini belinen müracaatlanna; ögrenim belgesi tasdikli örnegini, 3 adet vesikalık fotograflannı, ekleyerek 22 Aiustos 1986 cuma günü mesai bitimine kadar tdaıemiz Evrakına (Inönü Bulvan, Eskişehir Yolu, Kirazlıdere Mevkii, BahçelievlerAnkara) tevdi edeceklerdir. Posıadaki gecikmeler dikkate ahnmayacaktır. Idarece yapılacak ön değerlendimıe sonucuna göre, adaylar yazıh sınava ve mülakaıa çagınlacaktır. ÖZGEÇMİŞTE YER ALMASI GEREKEN BİLGİLER: 1) Adayın adı, soyadı, 2) Dogum yeri ve yüı, 3) tkametgâh adresi, varsa telefon numarası, 4) Mezun olduğu okul, derecesi ve bölümU, 5) Lisansüstü ögrenim durumu, 6) Bildiği yabancı dil (tngüizce) ve derecesi, 7) Yayınlan, 8) Çalısüğı yerler, baslama ve aynlma tarihleri ve aynlma sebepleri, 9) Hakkında bilgi verebilecek en az iki kişinin adı, soyadı ve adresi. Basın: 24173 incekum ALANYA Kulübünüz İncekum'da Şahane bir tatil Geleneksel konukseverliğimiz ve dostça hizmet anlayışımız ile. Her türlü eğlence ve spor olanağı Sakine Şipal'ın eşi, Doğan, Ayhan, Yılmaz Şipal ve Nuran Erkaçan'ın babalan tstiklal Savaşı gazilerinden ÖLÜM Em. Kur. Alb. NURETTİN ŞÎPAL 5 Ağustos 1986 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 6 Agustos 1986 (Bugün) Fatih Camii'ade kılınacak ögle namazından sonra Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verilecektir. Tanrı rahmet eylesin. Fiyatlara yemek ve ŞARAP dahildir. Yabancı hocalardan wind surf ve tenis dersleri hariç olmak üzere sunulan tüm hizmetler ücretsizdir. ÇOCUKLARI TEŞEKKÜR Kalp damarı ameliyatımı gerçekleştirerek sağlığıma kavuşturan Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nden ANİMASYON PR06RAMLARI • AEROBİK ÇOCUK KULÜBÛ •BASKETBOL AÇIKBÜFE •VOLEYBOL WWDSURF • MİNİ FUTBOL SU KAYAĞI •SUTOPU OKÇULUK •HENTBOL YELKEM • MASATENİSİ TENİS •DOKTOR JİMNASTİK • ÖZEL SH0W PROGRAMLARt Prof. Dr. CEMÎL BARLAS Prof. Dr. YILDIZ TÜMERDEM Dr. MEHMET ALİ BEDİRHAN Dr. SUAT ÇEŞMECİ Dr. MÜNACETTIN CEVİZ Dr. NACİ YVĞAN Dr. ENVER DAYIOĞLU Dr. NİLGÜN ULUSOY MERKEZ BURO: Soysal Sitesi İşhanı Kat 4, No: 404409ANKARA TEL: 31 18 19 31 69 69 Tlx: 46945 tıatr. Fax 314682 Alanya Tel: (3231) 1420 1421 Tlx. 56605 inkmtr CLUB İNCEKUM ile arneliyat hemşirelerinden HAYRİYE GÜLSAV ve MÜCEVHER PAPAKCI'ya ayrıca Göğüs Kalp ve Damar Cerrahi Kliniği'nin tüm personeline teşekkürü bir borç bilirim. YILMAZ GECER 3. Baskı YAPI ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Yapım planlama, programlama, bilgisayarla tasanm; inşaat makinaları, üretim planlaması, yapı makemeleri (silisli malzemeler; seramikler; çimento, alçı ve benzeri bağlayıcılar); yangın, enerji, aydınlatma, akustik, meteoroloji, çevre düzenlemesi, ergonomi, tesisat; yapı statiği, yapı dinamiği, zemin mekaniği alanlarında araştırma yapabilecek temel veya uygulamalı bilim dallarından birinde en az Yüksek Lisans diplomalı elemanlara ihtiyaç vardır. Araştırmacı adaylarda aranan koşullar: İngilizce, Almanca, Fransızca dillerinden birini iyi derecede bilmek, En çok 35 yaşında olmak, Yüksek lisans veya doktora diploması olmak (inşaat, endüstri, fızik, kimya, bilgisayar, makina, elektrik mühendisligi; mimarlık, şehir ve bölge planlaması; yöneylem araştırması ve istatistik) Müracaatların 15 Eylül 1986 tarihine kadar YAZ1LI olarak aşagıdaki adrese yapılması gerekmektedir. TÜBİTAK Yapı Araştırma Enstitüsü Müdurlüğü Atatürk Bulvan No: 221 ANKARA Basın: 24786 İZMİR BASHAM GAZETESİ Kurban Bayramı'nda Izmir ve Eee bölgesinde yalruz İZMİR BAYRAM GAZETESİ yayımlanacaktır. Nefis ofset baskısı ve dolgun içeriğiyle İZMİR BAYRAM GAZETESİ sesinizi tzmir ve Ege'ye duyuracak tek gazetedir. Ilan ve reklamlarınızı beklemekteyiz. Her türlü bilgi için: fZMİR GAZETECÎLER CEM/YETİ Akdeniz Cad. S'o: 16/A İZMİR Telefon: 12 33 22 14 95 81 Ilan ve reklamlarınız için TÜRKİYE SÜT ENDÜSTRİSİ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 İşletmelerimizde kullanılmak üzere polistren antişoktan imal edilmiş 4.000.000 adet 200 gr.lık ve 1.500.000 adet 400 gr.lık yoğurt ve ayran kabı satın alınacak. 2 Ihaleye iştirak eden firmalar kısmi teklifte bulunabilecekleri gibi, kutuların tamamı için de teklifte bulunabilirler. Geçici teminat miktarı 200 gr.lık kutular için, l.OOO.OOOr TL. 400 gr.lık kutular için de 600.000r TL.'dir. Bu teminat bir bankarun teminat mektubu olabileceği gibi, nakit oiarak da kurum veznesine yatınlabilir. • 3 Teklirter en geç 22.8.1986 günü saat 16.00"ya kadar Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu Genel Müdurlüğü Akay Cad. No: 6 Bakanhklar/ANKARA adresindeki Haberleşme Bürosu'na verilmiş olacaktır. 4 Ihaleye ait şartname, Genel Müdürlük Tedarik ve Pazarlama Daire Başkanlığı ile Istanbul. İzmir ve Adana lsletme Müdürlüklerinden bedelsiz olarak temin edilebilir. 5 Kurumumuz, 2886 sayılı kanuna tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmi ihale yapmakta serbesttir. Basın: 25031 MARMARISTE UCUZ TATİL Deniz, orman vc guncşin kaynastıgı, eşsu doja süzellisinde yılların yorgunluğunu atın. . TATİL DÖNEMLERİMİZ 3 DÖNEM : 1 Ağustos 15 Agustos 1986 4. DÖNEM : 16 Agustos 30 Ağustos 1986 TAM PANSİYON YATAK + S. KAHVALTISI + ÖÖLE YEMECt + AKŞAM YEMEĞİ SADECE: 475Or TL. (KDV Dahil) yerlnlzl ayırrmakta gecikmeyiniz REZERVASYON Akay Cad. No: 7 Bakanlıklar/ANKARA Tel: 18 99 0!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle