19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 AĞUSTOS 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 TASS'a göre, Bush'un Ürdün gezisi başarısız Sovyet Resmi Haber Ajansı TASS, ABD Başkan Y'ardımcısı George Bush'un Ürdün gezisini "başansızlık" olarak niteledi. Ajans, New York kaynaklı haberinde, Bush'un Ürdün ziyaretisırasında Kral Hüseyin 1 tsrail ile doğrudan görüşmelere baslamak konusunda ikna edemediğini ve Ürdün kraluun ABD'nin arzusunu reddettiğini kaydetti. Islaıııi Cüıad rest çekti Dıs Haberler Servisi Ortadoğu'da çeşitli terör örgütlerinin elinde rehin bulunan Batılıların durumunun son zamanlarda kaydedilen bazı ilerlemelere rağmen hâlâ bir çıkmazda olduğu ileri sürüluyor. Şii terör örgutu İslami Cihad'ın önceki gün Beyrut'ta yaptığı ve rehinelerin serbest bırakılması için Başkan Reagan, Papa ya da CAnterbury Başpiskoposu veya herhangi bir başka kimse ile görüşmeyeceklerini duyuran açıklaması, bu durumun yeni bir göstergesi olarak yorumlanıyor. AP Ajansı'nın Beyrut kaynaklı haberine göre, İslami Cihad örgütü adına yapılan açıklamada, "istekleri yerine getirümezse" rehinelerin olduruleceği tehdidinde bulunuldu. Beyrut'un Müslüman kesiminde yayımlanan tarafsız El Nahar gazetesine önceki gün yerel saatle bırakılan bir bildiride İslami Cihad, 26 temmuzda salınan ABD'li rehine Lawrence Martin Jenco'nun bazı iddiaları yalanlayarak şu göruşlere yer veriyor: Rehineler konusunda pazarlık yeniden kızıştı Kaddafi ve ABD'li rehineler Libya lideri Albay Muammer Kaddafi'nin "öldürmek için" biri Amerikalı, ikisi ingiliz vatandaşı olmak uzere, uç Batılı rehine "satın aldığı" öne süruldu. ABD Kongresi'nin Cumhuriyetçi üyesi Robert Dorman, önceki gün yaptığı açıklamada, Kaddafi'nin Peter Kilbum, Leigh Douglas ve Philip Padfield isimli rehineleri "sırf öldürmek" amaayla Devrimci Arap Hücreleri adlı örgutten satın aldığını ve öldürttüğünü iddıa eiti. Söz konusu rehinelerin cesetleri 17 nisan günu Lübnan'da bulunmuş ve olayın sorumluh ı ıi<:tlenen Devrimci Arap Hücreleri ad"Biz Rahip Jenco'ya açık ya da gizli hiçbir mesaj vermedik. Bu konudaki iddialar asılsız ve alçakçadır. Her zaman sö>ledik, yine söylüyoruz: Büyük şeytan Reagan ve yönetimine dıişmanız; hiçbir biçimde temas kurmayacağız. Papa'nın, Amerika ve işbirlikçilerinin suçları karşısındaki suskunluğu onu da suç ortağı yapmaktadır. Bu nedenle onunla da herhangi bir temas, yazışma olanaksızdır. Aynı şey lı örgut, rehineleri ABD'nin, Libya'ya yaptığı saldınya mısilleme olarak öldürdüklerini belirtmişti. Dorman, Kaddafi'nin İslami Cihad Orgütünun elinde bulunan Amerikalı rehineleri de satın almak istediğini, ancak örgütün, Libya liderinin teklifini geri çevirdiğini ifade etti. Dorman, Kaddafi'nin öldürttüğü Batılı rehinelerin her biri için Devrimci Arap Hücreleri'ne bir milyon dolar ödediğine dair birsöylenti olduğunu da kaydetti. ABD Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili olarak henüz hiçbir açıklama yapmadı. nelerin cesetleri için şimdiden duaya başlamalannı tavsiye ederiz." Bildiride ne gibi istekleri olduğu belirtilmemiş olmakla birlikte, İslami Cihad'ın Kuveyt'te hapis yatan 17 militanını ABD'li rehinelerle değiş tokuş etmek istediği biliniyor. Kuveyt hükümeti 1983'te ülkede çeşitli bombalı eylemlerde bulunmuş bu militanlan serbest bırakmaya yanaşmıyor. Arafat İsveç hükimıeti Güney Afrika'ya karşı yumuşak FKÖ'nün bütünlüğü için Moskova'da temaslar TUNUS, (AP) Filistin Kurtuluş Örgütu'nden yüksek düzeyde bir heyet, örgüt içindeki bolünmenin giderilmesi ve yeniden örgütsel bütünlüğün sağlanması amacıyla Moskova'da temaslar yapıyor. Bu arada FKÖ, tüm dünyayı Lübnan'da yaşayan Filistinli mültecilere ivediliİcle yardıma çağırdı. Güvenilir Filistinli kaynakların önceki gün Tunus'ta yaptıkları açıklamaya göre, FKÖ Yürütme Kurulu üyesi Mahmut Abbas başkanhğında bir heyet, Sovyetler'e FKO'nun "saflan nasıl birleştirmek istediği" ve "yeni bir siyasal askeri program ongördüğü" konulannda bilgi vermek uzere Moskova'da temaslar yapıyor. Çeşitli kaynaklar, Moskovanın, kendilerinin de katılacağı olası bir banş konferansvna hazırlanmak uzere FKÖ'yu bölünmüşluğunu gidermesi konusunda sıkıştırdığını belirtiyorlar. Bilindiği gibi temmuz ayında FKÖ'nün Dışilişkiler sorumlusu Fanık Kaddumi, Tunus'ta Sovyet Büyükelçisi ile bir göruşme yaprnıştı. Filistin ajansı VVAFA'nın haberine gore, FKÖ Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği, Arap Birliği ve Bağlantısızlar Hareketi'ne gonderdiği mektuplarda, Lübnan'da yaşamlannı surdürmeye çahşan 500.000 Filistinliye acilen yardım edilmesi gerektiğini belirttı. FKÖ, Filistinlilerin Güney Lübnan'da Israil saldırıları altında yaşadıklarını, Beyrut'ta ise Suriye askerleri ve Şii EMEL örgutünun milisleri tarafından çember altına alındıklarını kaydetti. İsveç Başbakanı, Güney Afrika'ya ekonomik ambargo uygulanmasına karşı çıkarken, bu îutumuna gerekçe olarak, "Bu tür eylemler ulusların içişlerine karışmaktır" diyör. YAVÜZ BAYDAR STOCKHOLMİsveç Baş bakanı İngvar Carlsson, bu günlerde oldukça sıkıntılı ve sinirli. Kendisine yoneltilen sorulara tedirgin bir sesle kısa yanıtlar vermekle yetiniyor. Konuşmaktan çok, düşünmeyi tercih edi>or. Sosyal demokrat başbakanı yaz tatilinin ortasında güç durumda bırakan, bırakmakla kalmayıp, 'başagnsı'na dönüşen sorun, İsveç'in Güney Afrika ile ilişkilerinden kaynaklanıyor. İki İskandinav ülkesinin Norveç ve Danimarka'nın Guney Afrika'daki ırk ayrımı politikasını kınamak amacıyla ticari ilişkilerini tümüyle dondurmasına rağmen, İsveç'in bu konuda beklenenin tersine kararsız tutumunu sürdürmesi, yani Güney Afrika hükümetine karşı ekonomik bir eyleme girişmekten kaçınması, ulke çapında geniş tepkiye yol açrruş bulunuyor. İsveç'in komşularına katılmamakta direnmesinin sorumlusu, son günlerde yalnızca sağ ve sol kanat partilerinin ve kilisenin değil, kendı parti tabanının da "boy hedefi' haline gelen İngvar Carlsson. Başbakanı ve onun kişiliğinde îsveç hükümetinin tutumunu siyasi eğilimleri aşan bir düzlemde eleşmasını çiğneyemeyiz. BM kararını ve İsveç şirketlerinin kendi istekleriyle Güney Afrika'dan çekilmesini bekleyelim." Carlsson'un Dışişleri Bakanı Andersson'la daha sonra düzenlediği ani bir basm toplantısında bu görüşleri ısrarla savunması, yangını başlatan kıvılcım oldu. Reagan'ın tepkiler yaratan TV konuşmasından ve İngiltere Dışişleri Bakanı Geoffrey Howe'ın son Güney Afrika gezisini 'başansız' olarak tanımlamasından sonra, iyice göze batan bu tutum, başkentte hırçm bir yaz fırtınasına yol açarken, ilk tepkiler Sosyal Demokrat Parti tabanından geliyordu. Gençlik Kolları Başkanı Anna Lindh, Kadınlar Kolu Başkanı MajLiis Loow, işçi sendikaları yöneticilerinden Harry Fjallstrom ve Hıristiyan Sosyal Demokratların lideri Evert Svensson, Başbakana verdikleri yanıtlarda şu görüşü paylaşıyorlardı: 'İsveç Güney Afrika'ya ambargo uygulamalıdır.' İktidar partisi içinde dile gelen bu eğilim, sağ ve sol kanattan devreye giren siyasi partitere de yansıdı. Merkez demokratlann yeni lideri Karin Soder, Carlsson'u öfkeli bir dille kınarken, liberal lider Bengt Westerberg şunlan söyluyordu: 'Bu korkakhktır. Gü Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin tran liderlerine bir kez daha banş çağrısı yaptu Saddam Hüseyin, Irak radyo ve televizyonunda yayımlanan "açık" mektubunda Iran'ın yeni bir buyük saldınya geçmeden önce iyice düşünmesini istedi. Irak Devlet Başkanı, savaşın başlamasından bu yana geçen altı yıllık süre içinde Iran'ın 20'den fazla büyük saldın düzenlediğini, ancak bunlann tümünün başansızukla sonuçlandığını önesürdü. Iran'ın işgal ettiği Irak topraklarmm mutlaka geri alınacağını yineleyen Saddam Hüseyin, "açık mektubunda aynca, Iran'ın binlerce askerini cepheye sevketmek yerine görüşme masasına oturmasının daha kâriı olacağını da savundu. (ANKA) Saddam'ın çağrısı Başpiskopos Robert Runcie için de geçerlidir." Arapça olarak kaleme alınmış bildirinin yanında rehinelerden David Jacobsen'in bir de fotoğrafı bulunuyordu. Bildiride daha sonra şu tehdit yer alıyor: "Büyük şeytan Reagan'ın anlayışına göre sorun din adamları aracılığıyla çözulecektir. Onlara, eğer isteklerimiz yerine getirilmezse birbiri ardına Kara Saray'a gönderilecek olan rehi Nikaragua Ortega, ABD ve kılise ile uzlaşmaya hazır ABD'de bulunan Nikaragua lideri Daniel Ortega, yeni barış önerilerinde bulundu. CHİCAGO, (ANKA) Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega, Reagan yönetimi ve Katolik Kilisesi ile uzlaşmaya hazır olduğunu bildirdi. Chicago'da bir konuşma yapan Ortega, ABD ile bir barış anlaşması yapmak istediklerini soyledi ve Orta Amerika'da barış sağlanması için yeni önerilerde bulundu. Ortega, "Kontadora" grubunca hazırlanan barış planı konusunda göruşmelerin yapılması ve Orta Amerika'da Birleşmiş Milletler'in denetiminde silahlardan anndınlmış bir bolge ilan edilmesini önerdi. Nikaragua'da Katolik Kilisesi'nin baskı altında tutulduğu yolundaki iddialara karşı Ortega, Vatikan ile derhal masaya oturarak mevcut sorunları görüşmeye hazır olduğunu soyledi. Daniel Ortega, geçen hafta Nikaragua konusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde yapılan görüşmelere katılmak üzere ABD'ye gitmişti. Ortega, BM Güvenlik Konseyi'ndeki oturumda Reagan yönetimini Lahey Adalet Divanı kararlarına uymaya çağırmıştı. BİIindiği gibi, Lahey Adalet Divanı, Nikaragua'ya karşı silahlı mücadele veren sağcı gerillalara (Contralar) ABD tarafından sağlanan yardımın yasa dışı bir destek olduğu yolunda karar vermişti. Reagan yönetimi ise Adalet Divanı'nın yetkisini tanımayı reddediyor. Anımsanacağı gibi, Nikaragua, ABD'nin yıkıcı girişimlerini BM'ye şikâyet etmiş, BM Genel Kurulu da geçenlerde ABD'nin Contralara yardımını kınayan bir karar tasarısını onaylamıştı. Reagan yönetimi de bu karan veto etmişti. Monır • Sovyetler Birliği bir Merkez Komitesi üyesini yeni Vietnam Büyükelçisi olarak atadı. TASS Ajansı, Merkez Komitesi üyesi 57 yaşındaki Dimitri Kaçin'in, başka bir göreve atanan eski Büyükelçi Boris Çaplin'in yerine yeni Vietnam Büyükelçisi olarak atandığını bildirdi. Diplomatik kaynaklar, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov 'un Viemam ile ilişkilerin geliştirilmesine büyük bir önem verdiğini ve bunun bir göstergesi olarak bir Merkez Komitesi üyesini büyükelçi olarak atadığmı kaydediyorlar. (UBA) SSCBVietnam ilişkileri Papandreu 'nun almak zorunda kaldığı bazı ekonomik önlemler halkın tepkisini çekti. Özellikle sendikalar uzun süren protesto grevleri düzenlediler. İsveç hükümetinin Güney Afrika konusundaki politikası ülke ile sosyal demokrat parti içinde büyük tepki görüyor. Sağcı partiler ırkçı yönetime ekonomik yaptırımdan yana. tiren çeşitli kitle örgütlerinin temsilcileri, ırk ayrımı politikasına karşı Batı dunyasında en etkin ve en ısrarlı savaşımı yurütmuş olmakla tanınan İsveç Sosyal Demokrat Parti'nin ve bu parti tarafından yönetilen İsveç'in gelişmelerin gerisinde kaldığını, bunun utanç verici bir durum olduğunu one sürmekteler. İsveç Başbakanının, bundan bir hafta kadar once, Güney Afrika konusunda yapılan bir tartışmada, Ronald Reagan'ın göruşlerini 'Rafine' bir dille tekrarlayarak isveç'in temkinli tutumunu savunması önce şaşkınlığa, sonra ofkeye yol açtı. 'İsveç komşularına katılmalı. İskandinavya Güney Afrika'ya karşı ortak bir ekonomik ambargo uygulamalıdır', diyen partili arkadaşlarına Carlsson ozetle şunlan söylüyordu: "Boykot eylemi, öncelikle siyah çogunlugun aleyhine olur. Biz bir Ulkeye ambargo uygulanmasına karşı olnıalıyız, çunkü bu tür eylemler ulusların içişlerine karışmaktır. Nikaragua'ya uvguladığı ambargo yüzünden ABD'ji eleştiriyoruz. aynı şeyi yapamayız. İsveç. Danimarka ve Norveç'in lersine tarafsız bir ülkedir. Uluslararası Ticaret Anlaşmasfnı (GATT) Uluslararası Anlaşney Afrika hükümetinin politikasını değiştirecegi yolunda en ufak belirti bile yok. Ambargo uygulamamak ırkçı rejimi her geçen gun güçlendirmekte, baskı artmaktadır. Bu durumda İsveç'in baskıvı arttırması beklenir. Bunun belki rejime bir etkisi olmaz, ama uluslararası kamuoyu için önemi buyüktur. Hükümet neden tereddüt ediyor, şaşıyorum.' Bu görüşe İsveç Kilisesi lideri Bertil Werkstrom ve Komünist Partisi de katılırken, parlamentoda ilginç bir durum ortaya çıkıyordu. İki sağ kanat partisi ile Komunist Partisi, parlamentoda yapılacak bir oylamada sosyal demokratları alt edecek guce ulaşıyorlardı. Görünen o ki, tartışmalar yaz sonuna dek sürecek. Gittikçe artan tepki ve istemler karşısında, İngvar Carlsson'un 'geri çekilmesi". yani konuyu once parti içinde ele alıp, Parlamento Dışişleri Komisyonu'na getirmesi bekleniyor. Carlsson'u şu anda destekleyen iki grup var: Muhafazakâr Parti ve işveren örgutleri. Siyasi gözlemcılere göre, İsveç Başbakanının 'toparlanmasf gerekiyor, aksi takdirde 'basagnsı' müzminleşecek. Yunanistan ekonomisi hasta Bir Fransız kuruluşunun raporunda "Papandreu 1989'dan sonra tek başına hükümet olamaz" yargısına varıldı. Rapora göre Yunan ekonomisi htzla bozuluyor. Dış borçlar sürekli artarken, drahminin değeh düşüyor. ATİNA, (a.a.) Çok uluslu şirketler için ekonomik ve politik raporlar hazırlamakla tanınan "Lettre International" adlı Fransız kunıluşu. Yunanistan için kaleme aldığı raporda, bu ulkeyi "Avrupa'nın hastası" olarak nitelendirerek, "Yunanistan, son yıllardaki ekonomik ve karmaşık politik sorunları yiizünden, Avrupa'nın hastası olmaya devam ediyor" dedi. Haftahk "Pontiki" dergisinde yayımlanan raporda aynca, Papandreu'nun ulkesinin çıkarları için Batı ile ilişkilerini düzeltebileceği ve bugunku ekonomik krizi atlatabileceğı görüşune de yer verildi. Yunanistan'ın 16 milvar dolarlık dış borcunun sürekli arttığı kaydedilen raporda, istatistiki \erilerin hıçbirinin "güvenilir" olmadığı, para birimi Drahmi'nin surekli değer yitirdiği de belirtildi. Lettre International'ın raporunda, Papandreu'nun 1989"a kadar iktidarda kalmayı planladığı da belirtilerek, bu konuda şoyle denildi: "Papandreu'nun 1989 >ıhna kadar iktidan koruyacağı göriıluyor. Bu tarihte seçimleri lekrar kazansa bile bir koalisyon hükümeti kurmak zorunda kalacağı da bir gerçektir. Yunanistan'da hiçbir hükümet. Batı ile anlaşmazlıklarda tek başına mücadele veremez." Hindistan'da yayımlanan "The Hindustan Times" gazetesi, Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun sozunu ettiği Türk tehdidine kendisinin de inanmadığını yazdı. Gazetede Gw>nne Dyer imzası ile yayımlanan bir makalede, NATO'da, Turklerin Yunanistan'a saldıracaklarına dair goruşlerin başka hiçbir muttetık ulkece paylaşılmadığına işaret edildi. Makalede, "Ancak iç siyasi sorunların doğduğu dönemlerde Yunanlıları peşinden sürüklemek için bunun etkili bir metod olduğunu gören Papandreu'nun, bu tehdit fikrine kendisinin de yarı inanmış olabileceği" kaydedildi. 500 TANK KONLSL ABD'nin Yunanistan'a vermeyi kabul ettiği 500 kullanılmış tank konusunda Amerikan Savunma Bakanlığı ile Yunan Savunma Bakanlığı farklı \e çelişkili açıklamalar yaptı. Dun \Vashington'dan \erilen haberde, Pentagon'un Yunanistan'a 500 M48 tankı satışı için kongreden izin istediği bildirilirken, Yunan Savunma Bakanlığı, M48 değil, daha gelişmiş A5 tanklarından 300 adet almak istediklerini açıkladı. Yunanistan'a 500 kullanılmış tank ve 49 kullanılmış sa\aş uçağı (Fantom) verilmesı. Dışışlerı Bakanı Shultz'un Yunanistan'ı zıyaretinde Papandreu ile yaptığı goruşmede kararlaştırılmıştı. Lettre Internationale'in raporuna göre: 81 Sih militam gözaltına alındı H'mdistan polisi, Pencap eyaletinde şiddet olaylarına katıldıklan gerekçesiyle aranan 81 Sih militanı gözaltına aldı. Güventik yetkilüeri, gözaltına alınanlarm arasında "Kalistan Komandolan" örgütünün liderlerinden olan bir kişinin de bulunduğunu bildirdiler. Hindistan güvenlik yetkilüeri, şiddet olaylarımn yoğun olduğu Pencap eyaletinde arama operasyonlannın sürdüğünü belirttiler. (UBA) Afganistan'da şiddetli çarpışmalar İSLAMABAD, (a.a.) Afganistan'ın değişik bölgelerinde Sovyet desteğindeki Necibullah yönetimi askerleri ile mücahitler arasında ağır çarpışmalar meydana geldiği, Necibullah yönetiminin ve mucahitlerin bırbirlerine ağır kayıplar verdirdiklerini iddia ettikleri bildirildi. Mucahit gruplardan Hizbi İslami, önceki gece yayımladığı bir bildiride, 25 temmuz gunu Logar ilinde 13 hükümet mevzisine karşı saldırılar duzenlediklerini haber verdi. Hizbi İslami, 13 mevzinin de yerle bir edildiğini, çok sayıda Afgan ve Sovyet askerinin öldüruldüğünu ya da yaralandığını bildirdi. Örgut, 27 ve 28 temmuz günleri Logar ilinde yeniden saldınlara giriştiklerini ve hükümet birliklerine ait 5 tankla, 7 kamyonu imha ettiklerini kaydetti. Bu arada, Afgan hükümetinin Resmi Haber Ajansı Bakhtar, Logar ilinde hükümet askerleriyle "gerillalar" arasında, Muhammed Ağa bölgesinde çatışmalar meydana geldiğini ve 40 mücahıdin öldürülduğunü, çok sayıda silahın ele geçirildiğıni bildirdi. İslamabad'daki Batılı diplomatlar da geçen salı günu başkent Kâbil'in guneybatısına doğru zırhlı ve uçaksavar birliklerinin sevkedilmesini, Logar ilinde mucahitlere karşı büyuk bir harekât başlatılacağı şeklinde yorumlamışlardı. Güney Afrika Rahip Desmond Tııtu Japonya'da Yakında 60 yaşına basacak Küba lideri için AP ajansının yorumu: 1984 yıh \obel Barış Odulu sahibi Guney Afrikalı zenci rahip Desmond Tutu, banş ve silahsızlanma zirvesine katılmak üzere Japonya'mn Hiroşima kentine Küba lideri, kişiye tapınma anlamına gitti. Hiroşima kentinde düzenlenecek 1986 yıh barış zirvesi, gelebilecek her Hiroşima'ya atom bombasının girişime önce kendisi atılmasmın 41. yıldönümü törenkarşı çıkıyor. Halka leri programı içinde yer alıyor. Düzenleme Komitesi, barış zir"Sizden inanmanızı vesine rahip Desmond Tutu 'nun değil düşünmenizi yaru sıra üç \obel Barış Ödutii saistiyorum" diye hibi ABD'li kimyacı Linus Pausesleniyor. ling, İngiliz kimyacı Dorothy Hodkin ve eski İrlanda Başbakam Sean McBridge'nin de davet HAVANA (AP) Kuba lideedildiğini bildirdi. (LBA) ri Fidel Castro, iktidara gelişinin 27. yılında ve 60 yaşına yaklaştığı bir sırada hâlâ ilk günkü gibi ülkesinin güçlü adamı, hâlâ popüler. Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu Sierra Maestra'dan inip dikta(RAF) teröristlerinin yeni hedef tor Fulgencio Batista'yı gerilla leri açıklandı. RAF teröristlerisavaşıyla deviren Castro, çeyrek nin 9 temmuzda Siemens yöneyuzyılı aşan iktidarıyla aşınmaticilerinden Prof. KarlHeinz ya dirençli çıkan ender liderlerBeckurts ile şoförünü öldürmeden biri. Yer yer kırlaşmaya başleriüzerine, Hamburg Anayasası lamış sakalına rağmen görunüKoruma Teşkilatı tarafından ha şü genç ve dinç. Yurttaşlannda zırlanan yeni bir raporda, RA F sevgi ve saygı ya da korku ve sayteröristlerinin yeni hedefleri üze gı uyandırmayı surdürüyor. rinde duruldu. 9 temmuz saldıUluslararası planda ise ABD'nin nsmdan sonra "RAF" başlığmı burnunun dibindeki (145 km metaşıyan ve 13 sayfadan oluşan rasafede) anti komunist bir adayı pora gore, teröristler bundan komünistleştirdiği gibi Sovyet sonra özellikle polis, adliye ve blokuna yanaştırma başarısını Gizli Haber Alma Servisi üyeleda becermiş biri. Üstelik kendirine karşı sabotajlar düzenleyesini ve ülkesirü Bağlantısızlar hacek. Raporda, "RAF"ın hedefi reketi içinde saydırıyor. bundan sonra daha çok insan ölKübalıların Castro'ya sevgısi dürmek olacak" denildi. kesinlikle yonetimin sıstemlı bir 27 yıl sonra Castro hâlâ güçlü sabaya bile verilmeyecek. Kişiyi putlaştırma anlamına gelebilecek hiçbir şey olmayacak. Çunkü biz halkın inanmasını değil düşünmesini istiyoruz!' Küba, bir zamanlar 1960'larda Latin Amerika ulkelerine "devrim ihracı" çabalan içıne girmişti. Bunu pek sürduremedi. Şimdilerde ise Castro, Latin Amerika ulkelerini, çeşitli Batılı devlet, banka ve kuruluşlara olan topIam 360 milyon dolar tutarındaki borçlarını ödemekten kaçınmaya çağırıyor. Ancak bu yonde bir niyet belirtisi gösteren Latin Amerikalı lider henüz çıkmadı. Bir hatip olarak Castro'nun kitlelerle kurabildiği bağ çok etkileyici. Hâlâ saatlerce doğaçtan konuşabiliyor ve dinleyicilerin heyecan ve ilgisini ayakta tutabiliyor. Bir lider olarak halkından gizlisi saklısı yok. Çapkın biri olduğu ve sevgilileri bulunduğu gizli bir şey değil. Ancak Küba halkı için bunlar Castro'nun özel yaşamının bir parçası ve uzerinde olumsuz dedikodular yapılmıyor. Castro, Marksist dolayısıyla tanrıtanımaz biri oluşuna rağmen kiliseye, dine ve İsa'ya karşı hiç de katı tavırlar içinde değil. "İsa ile, bu olağanusfı sembol ile savunduğum göruşler arasında hiçbir zaman çelişki görmedim" diyor. Namibyu'daki deniz üssünde patlama: 4 ölü PRETORIA, (ANKA) Irkçı beyaz azınlığın yonetimindeki Guney Afrika Cumhuriyeti'nin işgal altında tuttuğu Namibyada "Calvis Bay" deniz üssunde meydana gelen patlamada dort kişi oldu, 20'den fazla kişi de yaralandı. Guney Afrika Enformasyon Burosu'nca verilen bilgive gore, patlamaya yol açan bcmbanın uste bulunan bir kasap dükkânındaki etlerin arasına yerleştirildiği belirlendi. Siyasi gozlemciler, saldırının, Gunev Afrika yonetiminin Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan "Namibya Planı"nı uygulamava kovacağını bildirmesinin bir gun sonraya rastlamasına dikkat çekiyorlar. Aynı gozlemciler, Guney Afrika yonetiminin, planın uygulanması doğrultusunda herhangi bir adım atmadığını da belirtiyorlar. Bu arada, Guney Afrika yonetiminin, Namibya'nın bağımsızlığına kavuşması halinde bile "Calvis Bav" deniz ussunden vazgeçmeyeceğini bildirdiği de hatırlatılıyor. Bilındığı gibi, bir Alman somurgesi olan Namibya. Birinci Dun\a Savaşı sıraMiıda Güney Afrika tarafından işgal edilmiştı. Gunev Afrika. 1946 vılında Birleşmiş lilletler'e Namibya'u kendi to .aklarına katmak için bir plar sundu, ancak bu plan reddedildi. Bu arada Birleşmiş Milletler, 1966 ve 1968 yıllannda verdiği iki ayrı karar ile Guney Afrika'nın Namibya'dan geri çekilmesini istedi. Guney Afrika, gene bu karara uymayı reddetti.~BM Genel Asamblesi, 1976 yılında Namibya halkmm Güney • Afrika'ya karşı bağımsızlık için verdiği silahlı mucadeleyi destekleyen bir karar da aldı. Malezyu'da genel seçimler yupıldı KUALA LUMPUR, (AP) Malezva'da dun yaklaşık 7 milyon seçmen, aiınan erken seçim kararı uyarınca parlamentonun 177 üvesini belirlemek uzere sandık başına gitti. Ülkenın ulaşım ve haberleşme vonunden çok zayıf olan Sabah ve Saramak evaletlerinde ise oy verme işlemi onceki gun başlatılmıştı. Malezyalılar dun eyalet meclislerinin uyelerini belirlemek için de oy kullandılar. Seçim sonuçlarıran bugün bellı olması bekleniyor. Ancak iktidarda bulunan Başbakan Mahatlir Muhammed başkanhğındakı Ulusal Cephe'nin, oyların çoğunluğunu alabileceği belirtiliyor. Mahattır Muhammed. önceki gun Malezya'nın Batı kesiminde seçim kampanyası sııasında yaptığı konuşmada, parlamentoda uçte ikiden fazla çoğunluğu kazanacaklarından enıin olduğunu soyledi. RAF örgütünün yeni hedefleri Nükleer reaktör saytsı artıynr VİYANA. (ANKA) Dünya çapındaki nükleer enerji reaktörlerinin sayısı önumuzdeki 5 yıl içinde hızla artacak. Petrol ihraç eden ulkeler örgütü OPEC kaynaklanna göre 1956 yılından bu yana kurulan nukleer enerji reaktorlerinin toplam sayısı 133, bunlann kapasiteleri de 248 bin 904 megavata ulaşmış bulunuyor. Bunlann yani sıra 198690 döneminde 114 bin 61 megavat kapasiteli 122, 19911995 döneminde de 18 bin 99 megavat kapasiteli 22 reaktörun devreye girmesi planlanıyor. Bundan sonra hiçbir yeni reaktor yapılmamasına karar verilmesi durumunda 1995 yılına kadar dünya çapındaki nükleeı enerji reaktorlerinin sayısı 5O5'e, bunlann toplam kapasiteleri de 381 bin 64 megavata yukselecek. Castro, halkın kendisini sevmesiya da sayması için yönetimsel birtakım uygulamalara, çeşitli yerlere adının verilmesine, her yere heykellerinin dikilmesine karşı çıkıyor. Yurttaşlarıyla kurduğu dolaysız ve içten bağ sevilmesine yetiyor. kamuoyu oluşturma kampanyasından, kişiye tapınma yaratma çabasından kavnaklanmıvor. Tersıne Ca^tro bu tür gırışimlcrden ozenle kaçınıyor. Sozgelimı şu sozlerı bu açıdan ılgınç: "Hiçbir zaman her yerde benim heykellerimi görmeveceksınız. Benim adım ne bir okula, ne bir caddeye, ne de kü v ak bir ka
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle