19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 11 AĞUSTOS 1986 TELEVtZYON 18.25 Açılış 18.26 Egitim Önlisans Programı 19.00 Haberier 19.15 Esteban Dostlanma yollanna devam ederler. Karşüaftıklan bir tepe, Too'nun kavanozunun parlamasına neden olur. Mağaraya gırdtklermde azgm sularla karfilafviar. Bu onlan engeUemez. Onlan bir sürpriz bekltmektedir. Olmekanlar adı verilen yeni bir uygaritkUt kurşüafuiar. Bilgisayar var personel yok Dünyanın en gelişmiş bilgisayarlı canlandırma kameralarından birine sahip olan animasyon servisi, sınırlı kadrosuyla şimdilik seri çizgi film yapmaktan çok, TRT'nin bütün birimlerinin çizgi fılm isteklerini karşılamaya çalışıyor. ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) TRT Artistik Hizmetler Dairesi bünyesinde 1983 yılında kurulan Fotp, Animasyon ve Efekt Hizmetleri Servisi bir animatör, iki kameraman ve dört ressamdan oluşan çekirdek kadrosuyla nisan ayında ilk çalışmalarına başladı. Dünyanın en gelişmiş bilgisayarlı trick animasyon kameraianndan (canlandırma kamerası) birine sahip olan animasyon servisi sınırlı kadrosuyla şimdilik seri çizgi fılm yapmaktan çok, TRT'nin tüm birimlerinin ve yapırncılannın programlarıyla ilgili çizgi film isteklerini gercekleştirmeye çalışıyor. TRT'nin ilk kez başlattığı çizgi film yapma düşüncesi 1981 yıIında, daha çok eğıtim amaçlı Alman teknik yardımıyla TRT'ye bir trick animasyon kamerası gelmesiyle başlamış. O günku değeriyle, gumrük vergileri dışındaki değeri 25 milyon lira olan kamera, Alman teknik yardımının eğitim amaçlı olması nedeniyle çizgi Fılm yapılabileceği düşüncesini uyandıramamış. Alman eğitim kadrosunun, nasıl kullanılacağını TRT kameramanlanndan birine öğrettiği animasyon kamerası daha sonra Eğitim Kültür Dairesi'nden Artistik Hizmetler Dairesi'ne devredilmiş. TRT'nin çizgi film yapabileceği düşüncesi de bu sıralarda TRT dışından bir animatör ressamın kendi olanaklarıyla hazırladığı Nasrettin Hoca'nın bir öyküsünü konu alan ve "İnatçı Keçi" adlı iki çizgi filmin bu kamerayla yalnızca deneme amacıyla çekilmesi ve bu filmlerin de yine deneme amacıyla televizyonda yayımlanması üzerine büyük beğeni toplayınca ortaya çıkmış. Artistik Hizmetler Dairesi'ne bir de animasyon servisi eklenmiş. O günlerde yalnızca adı olan servis, oluşturulan mini kadrosuyla ilk urününü nisan ayında vermeye başlamış. Daha çok programları destekleyici 23 dakikalık ya da en uzun 5 dakikalık çizgi filmler hazırlayan servisin ilk çalışması Türk denizaJacılığının 100. yıldönümü nedeniyle hazırlanar. programda yayımİandı. Bu programda bir denizakının suya dalışını ve tekrar yüzeye çıkışını 1.5 dakikalık bir çizgi film haline getiren servisin daha sonraki çalışmalarından birini ekim ayında başlayacak ikinci kanalda yayımlanacak olan "Uzay ve Biz" adlı uzay belgeselinde izleyeceğiz. Bu belgesel için de dokuz gezegeni guneş etrafındaki yörüngesinde çizgi film tekniği ile uçuran animasyon servisi 13 bölümlük belgeseli çizgi film tekniği ile yapılan çok sayıda bölumle destekliyor. Ekim ayından sonraki yayın döneminde yayımlanacak birçok programın jenerikleri için de çizgi filmler hazırlayan servisin elemanları çalışmalanna başlamalarından sonra program yapımcılanndan büyuk ilgi gördüklerini, ancak eleman azlığı nedeniyle çok sayıda gelen isteğe yanıt vermekte güçlük çektiklerini belirtiyorlar. Dekor, kostüm, makyaj servislerinin de içinde olduğu Artistik Hizmetler Dairesi'ni ayrı ve daha geniş bir binaya taşıyan TRT'nin yöneticileri ise animasyon servisinin kamerasının 100 animatör ve ressamın çalışmasına yetecek kapasitede olduğunu belirterek servisin kadrosunun en az yirmi kişiye çıkarılması ve olanaklarının artınlarak seri çizgi filmler yapabilmeleri haarlığı içinde olduklannı söylüyorlar. PSİKİYATR DİVANl Freudj un müze yapılan evinde, psikiyatr divanı'', üstündeki Türk kilimiyle çahşma odasında. TRT ÇizgiFilm Servisi'nde kadro sıkıntısı 19.40 Didi'nin Maceralan 20.00 Tüp Patiamalan Prognmde, tüp patlamahrmın lehlikelai koıuau işleniyor. 20.30 Haberier 21.00 Hava Durumu 21.15 Kızkardeşler 4 Baba Stevart büyük kaı Moira'nm yanmdadır. Bu yazden de Moira'nm huzursuzluğu devam etmektedir. Bu arada Neil itfaiye kunHannda zortanmaktadır. Jane, ktvnın uyusine gıttığini Oğrenince çok nnîrlenir ve onu almak Ozert abUaına gider. Orada Mtnra'ya kocas Bruct'un ışterinin iyi gitmedigini sOykr. DönHfte de kıvyla tartıştr. "E/ Indio" adıyla tanınan Meksikah fılm yönetmeni Emilio Fernandez, 1946 Cannes Festivali'nde Altın Palmiye almıştı. "El Indio" Meksika sinemasının Altın Çağı'na damgasmı vuran sanatçılardan biriydi. Kültür Servisi Sinema dünyasında "El Indio" adıyla tanınan Meksikalı film yönetmeni ve oyuncu Emilio Fernandez, 6 ağustos günü Mexico City'de öldü. Fernandez, seksen iki yaşındaydı. 1940'larda çevirdiği fîlmlerle Ispanyolca konusan ülkeler sinemasuıı derinden etkileyen "H Indio", Meksika sinemasının dünyaca tamnmasına da katkıda bulunmuştu. Sinemadaki yeri kadar yaşamının renkliliğiyle de tanınan "El Indio", sinema uğraşına atılmadan önce gerillalık, pilotluk ve sirk kovboyluğu yaprruş, çok sonralan da çabuk öfkelenen bir yaradılışa sahip olması nedeniyle adam öldürmekten 1978'de hapse atılmıştı. I904'te doğan Emilio Fernandez, Meksika Devrimi sırasmda daha çocuk yaşlarda babasının yanı başında çarpışmalara katıldı. Gençliğinde uzun bir süre Kuzey ve Güney Amerika kıtalannı, dünyanın dört bir yanım dolaştı. Bu süre içinde pilotluk yaptı, ABD'de bir sirkte kovboy olarak çahştı, Alaska'da som balığı avlarına katıldı ve bir balina avlama gemisinde tayfa olarak Uzakdoğu'ya kadar gitti. "Maria Candelaria" adlı filmiyle 1946 Cannes Film Şenliği'nde Altın Palmiye kazanan "El Indio" yapıtlanndaki ulusal kimliğin güçlülüğüyle, Meksika yerlilerinin yaşamına eğilişiyle dikkatleri çekti. Ancak Meksika film endüstrisinin 1950'lerde içine düştüğü bunalım, yapımcılann fılmlerirü çok pahah bulduklan "El Indio"nun yönetmenlik yaşarnını büyük ölçüde sona erdirdi. "Zapata bıyıklı", iri yarı ve güçlü bir adam olan Emilio Fernandez, bir Peckinpah filmine rahatlıkla konu olabilecek bir yaşam sürdü. 1978'de bir ağız dalaşı sonucu genç bir adamı öldüren "El Indio", dört yıl hapis cezasına çarptırıldı, ama Meksika sinemasına yaptığı hizmetler göz önüne alınarak hükümet tarafından iki yıl sonra affedildi ve serbest bırakıldı. Meksika sinemasının "El Indio"su öldü FreucVun sırları çözülecek EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA Ruhbilimde "psikanaliz" diye bilinen ekolün kurucusu, Viyanah ruh doktoru Sigmund Freud'un evi müze oldu. 75 yılı aşkın bir süre Viyana1 da oturan Freud, 1938'de Nazilerden kaçarak Ingiltere'ye gittiğinde 82 yaşındaydı. 'Vazar ve sanatçılann yoğun yaşadığı Hampstead semtinde Londralı Musevi toplumu tarafından kendisine Psikanalizin babasının Londra'daki evi müze oldu 22.15 Ormanlanmız Son Programın bugün yayımlanacak olan son böiümundt, yaz. kif vt bahar gOrüntüleriyle KOprülü Kanyon, YedigtHler. Kurjuntu ŞelaJesı. Sümela Manaslın, Spildağı, GüUükdağı (Termessos), Dazlerçamı, Kuşcennetı, Gelıbolu Yanmadası, Güver Uçurumu, Beydaglan (Olımpos), Faselü, Uhtdağ, BoluKartalkaya. Marmaris, Çubucak gibı müli park ve onrum içi dinienme alanlan ekmna geUror. 75 yıl Viyana'da oturan Freud, 1938'de Nazilerden kaçıpsatın alınan büyük evinde de fazLondra'ya gittiğinde 82 yaşındaydı. Ünlü ruh doktorunun la oturması mümkün olamadı, 1939'da kanserden öldü. Babası Londra'da 1 yıl oturabildiği ev, bir müzeye gibi ruh doktoru olan kızı Anna dönüştürülmüş bulunuyor. Freud'un özel bir arşivde ise, aynı evde 1982'de ölene kasaklanan binlerce mektubunun, okunduğunda, birçok dar kaldı ve babasının çahşma tartışmaya ışık tutacağı sanılıyor. odasını, kütüphanesini ve arşivi 22.40 Tac'ın İncisi Mayapora olayianndan sonra orduya yaztfan Merrick, Kalkuta'ya gider. Bu arada Lady Manvtrz kendi çabasıyia, Ingiliz yelkitUeri, Hari Kumar'm yeniden sorguya çtkilmea için. ikne tder ve sorgulama sonucu Hari serbest bıraküır. 23.50 Haberier 24.00 Kapanış RADYO T R T I«M«Açıh5ve program w kua haberier. «M5 Ez«i kervanı. İSJI Şırtalar vc oyun hıvalan. M J t Köye haberler. M.10 Gttnaydın. t7» Haberier. *1M GOnOn içmden. t*M Arkan yınn. 1M« Kua haberier. MJS Reklamlar. İLM Kıta haberier. UM SoUsÜer gepdL lL3d Çejiüi mOzik. İZM Kısa haberier. 12JS Reklamlar. 1110 TOrkOler geçidi. 12J0 Türk sanat mOziSi toplu programı. 1L5Î Reklamlar vc radyo prognmlan. IİM Haberier. 13.15 MOzik. 13J0 Bölgesd yayın ve reklamlar. 14U5öz0rloler vc toplum (2). 15J0 Kua haberier. 15*5 Ogleden sonra. lfcM Kua haberier. MJS '• Şarkılar geçidi. l * J 0 TOrkçe sOdfl hafıf mOzik. 17Jt Kua haberier. 1745 1} w ijçi dOnyası. 17JS Bolgeael yayın ve rekJamlar. İSM Çocuk bahçesi. 18.15 Haftanın focuk {arkısı. 1&20 Suznâk fasiı. 1SJ0 Hafıf müzik ve rdüamlar 19M Haberier vc olaylann içinden. 20M Beraber ve solo lOrkOler. MJO MelodBer geçidi. 2140 Kısa haberier. 21 JtS Türk saoat muaji dinleyid utekleri. 21JO Turk halk mOzigı. ELOO Çeşitli sololar. 2X25 Tarküler. 214» Şarblar. 23J0 Haberier. 23.15 Gecenin içinden. 00J5 G0nOn haberlenndea özeder. 0LO0 Program ve kapanu. TRT I I 0 7 . 0 0 A«üi} ve program. 07.02 Soüalerden seçmder. 07JO Haberier. 07.40 TOrküler ve oyun havalan. 0 U 0 tki solistten sarkılar. OtJO Sabah konteri. 0M0 TUrkoler. » . 1 5 Çocuk babçesL MJO Çejiüi muzik. 10J0 SoKstkr geçidi. 10J0 larihten sayfalar. 1L00 Yurttan seder. 11J0 Ankara radyosu çoksesli koronı. 11^45 tki soüttteo jarküar. 12.15 HaTıf müzık. 12J0 Beraber ve solo tltrkaler. 13.00 Haberier. 13.15 Hafıf müzik. 13J0 Kadınlar toplulugu. 1440 TOrkOlerden bir demet. 14J0 Yabancı dil dersi. 15J0 Çejitli sololar. 14.00 Çeşıüı mOzik. Mk20 Arkao ymnn. 1M0 TOrkOler geçidi 1740 Küçflk koro. 17J0 TOrkçe sozlO hafıf müzik. 17.45 TürkOler ve oyun havalan. 1S.15 Edebiyatımızdan secmeler. 1940 Haberier ve olaylann içmden. 2040 Beraber ve » i o larblar. 20J0 Yabancı dil dersi. 21J0 Hafıf mOzik. 21.45 Şarkılar. 2240 TOrkOler. 22.15 Hafıf mOnk. 22J0 Bir roman/bır yazardan hikâyder. 22^45 Oyun havalan. 23.00 Haberier. 23.15 Şarkılar. 2A40 Hafıf mOzik. 2X55 Sevüen eterkr. 00J5 Program ve kapams. TRT I I I 0740 Açıiıj ve program. »742 Sabah kooseri. 0140 Sabah ıçin mOzik. 10*40 Haberier. 09.12 MOzikti H.H^ı.r 1040 Diıkotegtmizden. 1140 ögleye doğru. I l 2 4 0 Haberier. 12.12 GOnOn kooseri. 1340 Hasik TDrk mOzüi korosu. 13J0 TOrk 'halk mOrigi toplu programı. 14.00 Konser saati. 1540 TRT çocuk koroUn. 15JS Caz jnuıigi. 1535 Haftanın çocuk sarkıa. 1640 TOık halk maigi toplu programı. 16J0 •tki solistten şarkılar. 1740 Haberier. 17.12 Sizler için. 1S40 StOdyo FM. 1940 HaberTer. 19.12 Çesuh sololar. 2040 MOrik kervanı. 2140 MOzik demeti. 2240 Haberier. 22.U İHafıf müzik. 2ZJ0 Pazartesi konseri. 23J0 Yülann ötesinden. 24.00 Gece ve mOzik. 0140 Program ve kapams. ERT 1 Gazeteler yabancılara açık Karikatürcü Oruç Çakmaklı'nın "Daily California"da "Esperanto" başlıklı bir köşesi var. Sanatçıya göre, başka bir kültüre alışmak zor, ama bu zorluk alt edilince insan ikinci bir göze sahip oluyor. Kültür Servisi Çahşmalannı yedi yıldır ABDde sürdüren karikatürcü Oruç Çakjnakh'nın Berkley'de yayımlanan "Daily CaUfornia" gazetesinde "Esperanto" başlıklı bir karikatür köşesi var. Çakmakh'mn aynca, "Boston Globe", "Christian Science Monitor" adlı günlük gazetelerde, "Bostoo Advocate" adlı haftalık dergide ve üç ayda bir yayımlanan "Ia Development"U karikatürleri yer alıyor. Istanbul Teknik Universitesi Mimarlık Fakültesi'ni bitiren Oruç Çakraaklı, doktora öğrenimi için 1979 yılında gittiği ABD'de karikatür çaüşmalannm yaru sıra resim çalışmalarını da sürdürüyor. Sanatçı, giderek resim çalışmalanna ağırlık venneyi amaçladığıru belirtiyor. Çakmaklı, ABD'de yaşamanın bir sanatçı için bazı avantajlan olduğunu vurgulayarak, "Anlmmh işier yapan çizeriere, gazetekr ve dergfler yabana oldoguna baiunadan yer veriyor" diyor. Çakmakb'ya göre, yurtdışında yaşamanın bir başka avantajı da farklı bir kültürü yasamaktan kaynaklanıyor. "Başka bir kültflre alışmak zor. Ama bu zoriuk alt edilince, insan ikiod bir göze sahip oluyor, olaylan defişik açılardan değerkndirme yetisine kanışnyor" diyor ÇakmakL. Sanatçı, genellikle yazısız karikatür çiziyor. "ÖBceleri bu, Amerikalılar tarafından tepkiyle karşılandı" diyor, "Ama ben tavnmı sürdördiun. Şimdi artık okurtar çizgflerime ahştı. Ben de arada bir yazı kullanıyorum karikatürierimde." Oruç Çakmaklı 7 yıldır ABD'de çiziyor ni olduğu gibi tuttu. Evi müzeye dönüştürme fikri ise Anna'nın yakın dostu, "Jolia" filmine konu olan doktor Muriel Gardiner'in. Ev, Anna'nın ölümünden sonra Amerikan finansmanı ile baştan sona restore edilerek nihayet geçenlerde müzeye dönüştürüldü. Londra'ya gelmeden önce Freud, oğlu Ernst'e yazdığı bir mektupta, "Bu zor günlerde iki şey beni hayata bagışlıyor: Siziere kavuşma fikri ve özgürlük içinde ölmek. Özgürluğüme kavuşmak, başka biçbir şeye benzemiyor" dedi. Viyana'dan ayrüırken, bütün kütüphanesini ve kişisel eşyalanm Londıa'ya getirtebilmişti. Aynca 2500 parça Eski Yunan, Roma ve Mısır dönemi antikasını da... Psikanalizin simgesi olan "psikiatr divanı" da üzerindeki kıymetli Türk kilimi ve mor kadife yastıklan ile çalışma odasında. Müzede her şey adeta Freudun ölüm gününde dondurulmuş gibi. Müzede, Freud'un bütün notları, müsvedde defterleri, aynca kızı Anna'ya yazdığı iki binden fazla mektup ve diğer kişilere yazdığı beş bin kadar mektup da özel bir arşivde saklanıyor. Yazısının çok kötü olduğu ve ancak uzmanlarca okunabildiği söylenen Freud'un mektuplan, bilim adamlannın incelemesine sunulacak. Mektupların, Freud'un ruhbilimde adeta deprem yaratan ve tartışması 60 yıldır süren görüşlerinin nereden ve nasıl kaynaklandığına ışık tutması umuluyor. BULMACA ^OLDAN SAGA: 1/ Cerrahi aletler Ibilgisi. 2/ Tekerlek parmağı... Yasalara aykın davranış. 3/ Adale... Bir işi yapmaya haar. 4/ Şarkı, türku... Kalayın simgesi... lyice >anarak ateş durumuna gelmiş kömür ya da odun parçası. 5/ ABD'de, boşanmanın kolay oluşuyla ünlü bir kent... Bir haber ajansımn kısa yazılışı. 6/ Bez dokuma tezgâhı... Tavlada bir sayı. 7/ Kırmızı renkte bir sus taşı... Teori. 8/ Biber... lspanyolların sevinç unlemi 9/ Duygusuzluk, korkakhk. Yl/KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Muhalefet. 2/ Gece yapılan sinema ya da tiyatro gostensi... Baston. 3/ Soyaçekim... Bir çeşit ağaçtan yapılma takunya. 4/ Rusça'da "evet"... Perunun para birimi... Osmiyumun simgesi. 5/ Anlayışlı... Götürü iş için verilen ücret. 6/ İskambilde koz. 7/ Japonya'da bir kent... Yapmacıklı davranış. 8/ Japon kökenli bir dövüş sporu... Bir gün adı. 9/ tçin için öfkelenmek. . EMİN ÇETtN TURK RESMI USTUNE NOTLAR VE KOLEKSİYONCULUK GIRGÎN Mathieu bir hizmetçi odasında otururdu Bir tütüncü vardı. Mathieu onun üstünde bir hizmetçi odasında otururdu. Daha tanınmıyordu, oldukça mahcup bir adamdı. Galerilere gider, saatlerce oturur, konuşmaya cesaret edemezdi. Daha sonra kafede bizimle konuşmaya, görüşmeye başladı. • o • L 2. L M < •\v • • • •I •1 e A • k L J 11 •"• M aO L Ifl M N A e T" N O c N o 1 Kral Fahd Odülü'ne 50 ülkeden 300 katıbna oklıı tSTANBUL (a.a.) îslaın mimarisinin bellibaşlı konularımn yetenek ve bilimsel yaklaşım yoluyla geüştirilmesini sağlamak amacıyla açılan 'Kral Fahd Ödölü" Islam Mimarisi Tasarım ve Araştınna 'Yanşması'mn seçici kurulu değerlendirme çalışmalarına başladı. İslam Konferansı Teşkilatı'na bağlı bir alt kuruluş olan ve etkinliklerini İstanbul'da Yıldız Sarayı'nda sürdüren Uluslararası İslam Kültür Mirasını Koruma Komisyonu'nca düzenlenen yanşmaya, 50 ülkeden 300'ü aşkın katılma oldu. Yarışmaya katılan proje ve araştırmalar, Yıldız Sarayı Silahhane Bölümü'nde sergilenerek, yedi kişilik uluslararası seçici kurulun değerlendirmesine sunuldu. Yanşmamn seçici kurulunda Türkiye*den Prof. Dr. Abdullah Kuran. Prof. Dr. Biilent Özer, Kanada Ontario Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gulgar Haidar, Malezya Teknoloji Üniversitesi'nden Prof. Dr. Parid Wwdi Sudin, Kral Suud Üniversitesi'nden Dr. Osama alFohari, mimar Abdülvabid alVekil ve mimar Nadir Ardalan yer alıyor. Bu yıl ilk kez gerçekleştirilen ve dünyadaki bütün mimari tasanm ve araştırma öğrencilerine açık olan yarışma bundan sonra üç yılda bir yapılacak. D F S İL T S fl L R rA T rA e fl NJ 19° 34° 3S» 33° 20° 24° 23° 25° 40° 22° 35° 38° 23° 23° 31° 26° 21° 30° 22° 23° 42° 30° 2S° 39° 34° 28° 30° 2S° HAVA DURUMU tr 8ulutlu Aç* Aç* Aç* Aç* YlOmuciu ır ATİNA BÂĞOÂT B£U3MD BERÜN BHÛKSB. ctooe SİRMf KAHİRE KÖU1 LONDR âMORto MOSKOVA ItÛHlH newroftK OSLO H/YÂD .Buivtlu :Apk İAçık .•Bulutlu .•Bukföu Açık Açık Açık Aç* Aç* YıOmırkı Bulutlu Aç* Aç* Aç* zr Yafelı BuluDu Aç* Bulutlu Bulutlu Aç* Aç* Bulutlu Aç* Aç* Aç* Aç* BululJU rr Buluttı BuhJtu Buluflu ır tr RCHtA SOFVA ŞAM TB.AVİV TOKYO TRABUJSQAftP ZÛRtH Ifonictl OWM/ MuttMutu'ntttn a*nan Mllgı^* »*•. |wriw *u»f Imtlmtori p«ça* taıMto, Or* «• Oo0u KandMb «çfcÜMdoto'bun kıaafitofuav fa0>ş*, HOM SKJUOJÖI: dnt» Mr d»»ş*5ro»n^»c«*. ROZOAR: Kıamf r» Ooğu ytnhalan v ı ort» kuntm mtctk. DaoblMri*, tMa m gundoğutunötn ** WZT dwıb mJH Nzte N K # . OeWÖ Dofu *< çık gtçtetk. D*ntı mufdH ıMoa* O*IR y. f göruşIB>M0İ »» km. dotar 0 A. Mn OMu'nd* htn tçtk çç ç çtçtMk ROıgar g toof M dotfu yOnlitlmı haHI a m m ort* kurntt» c»k. 061 çırpınMı okıp k öO ınaM» 10tan.M d to* rGüzel Sanatlar Fakültelerinin Yetenek Sınavlanna T E M SANAT GALEHISJ GALERİMİZ Seçmc eserlerle 11 agustos pazartesi, 12 agustos salı, 13 ağustos çarşamba günleri 12.0017.00 arası sanatscverlere açiktır. KnyııhıbosUıı Sok. 44/2 Nimet Apt. Nis»tası Td: 147 08 99147 97 M CIHANGIR SA.NAT AJOLYES! CıhangirCad Bazlamacı Ap No 42'2 CihangırİST Tel 143 37 24 Bağdaf Cad No 272 D 1 ve 2 CaddebostonIST Tel 359 83 71 için adresimız: Bugün yerini New York almıştır, ama Paris bir başka gelenektir. Selim Turan, akademiyi bitirdikten sonra Fransa'ya gider. Yıl 1947'dir. Savaş sonrası yeniden toparlanma dönemini yasayan Batı, geleneksel değerlerini terk ederken bir yandan savaşın esas galibi Amerika'mn gereksinmelerine cevap veren bir pazar olma durumunu yaşamaktadır. Paris bohemine bu yıllarda giren Selim, o dönemin mütevazı, günümüzün ünlü sanatçılanyla yakın dostluklar geüştirmiştir. Bugün resim literatürunde savaş sonrası modern resmin yaratıalan olarak gördüğümüz Yves Klein, Georges Matnku, Poliakof gibi isimleri yakmdan tanır. Bir cumartesi öğleden sonrası Selim Turan'la eski anılan tazelemek üzere masanın başına gectik. Gerçi anılan tazeleyecek olan oydu, bize sormak ve not almak kalıyordu. Konuşulacak çok şey vardı. Selim Bey, Mathieu'yle yakın berabertiginiz, dostluğurjuz olduğunu soylemistiniz. Oldukça sıkınüh geçen ydlardan sonra resmini kabul ettirdi Mathieu. TURAN Evet, biz Rue St. Jacquesta oturuyorduk. Orada birkaç kafe vardı. Onlara çıkardık. Bir tanesi de Oceonographie Enstitüsü'nün altındaki kafeydi. Onun karşısında bir tütüncü vardı. Mathieu onun üstünde bir hizmetçi odasında otururdu. Güç yülar. 19551er filan olmalı. TURAN Evet, Mathieu daha Mathieu olmamıştı. Hemen hemen tamnmıyordu. Ufak desenler yapıyordu. Kâğıt üstüne soyut desenler. Oldukça mahcup bir adamdı. Galerilere gider, saatlerce oturur, konuşmaya cesaret edemezdi. Daha sonra kafede bizimle konuşmaya görüşmeye başladı. O zamanlar tanıştık. Bir gün bana "Yeni Hakikatler sergilerinden aynlacagım, tek sergi açabinrseın açacagım. Dali'ye rastgeldim. Bana bazı tavsiyelerde buhmdu" dedi. Dali'nin buna tavsiyesi şuymuş. Sen bu ufak şeyleri yaptığında şahsiyetin çok net olarak görülmediğinden ve herkes de Hartung'a benzettiğinden, seni onun taklidi sanırlar. Nitekim uzun zaman Miro'ya Klee'nin taklidi denilmiştir. Daha sonra Miro'nun ayn bir kişilik olduğu ortaya çıkmıştır. Ne gibi degisiklik oldu bunun iistttne Mathieu'de? TURAN Ciddiye almıştı. Bunun üzerine Mathieu büyük tuvaller yapmaya başladı. Kaldığı oda ikiye üç boyutunda bir hizmetçi odasıydı. Tavanın bir tarafı eğriydi, orada pencere vardı. Bir köşeye yatağıru koyuyor, karşısı da tuval dolu. Orada çalışıyor. Biüniş olan resünlere bakmak için o eğri tavana resmi koyuyor. Siz de di vana yatarak resme bakabiliyorsunuz. Ve o size değdirmeden tuvalleri göstermeye çalışıyor. Fakat bir gün bu bahsettiğim apartman satıhyor. Oldukça kötü bir duruma düstü demek. Siz sık sık gidip geliyorsunuz bu arada. TURAN Gidip geliyorum ona.. Galerilere fılan giderdik. O ara mesela İle St. Louis'de bir galeriye gittik. Bizim ikimizin de ressam olduğumuzu anlayınca ne yaptığımızı sordular. Soyut karma bir sergi yapacağız, bize bir şeyler verin, dediler. Orada Mathieu'yle birlikte resimlerimizi sergiledik. Apartmandan çıkanlışuu anlatıyordunuz, o rastlantıya gelecegiz galiba? TURAN Evet oraya geleceğim. Mathieu bu apartmandan bir gün kapı dışarı ediliyor. Bavulunu, esyasım topluyor. Re olduğunu vs. Onlar da, biz Trans Atlantic şirketinin yetkilisiyiz. Burada bir büro kuracagız. Bize Fransızca ve Ingilizce bilir birisi lazım, bizle çalışır mısın, diyorlar. O zamanki geçim standardı eski Fransız Frangıyla 4000 Frank fılandı. 250 bin frank teklif ediyorlar. Neyse Mathieu razı oluyor. Büyük bir apartman dairesi tutuyor, ondan sonra büyük tuvalleri hazır şasilere gerip çalışmaya başlıyor. Bir yandan da bu Amerikalılann kurduğu büroyu yönetiyor. Asgari geçim şartlan içinde az para sarfediyor. Paranın geri kalanıyla da kendi reklamını yapıyor. Daha sonra Mathieu'nün meşhur olmasının nedeni bu tür spontane bir girişle, biraz da Japon resmini andırması nedeniyle Malraıu'yu alâkadar ediyor olmasıdır. O dönemde yabancılann ve Amerikalılann isim yaptığı Paris'te bir Fransızın devlet tarafından desteklenerek bir yere getirilmesi de vardır. bginç saptamalar bunlar. Daha sonralan göriiştunüz mö? TURAN Görüştüm. Birara Jan Dark diye büyük bir resim yapıyordu. Bir gün Montparnas'ta rastladım. N'apıyorsun burada dedim. 'Biraz yaldız alacağım', dedi. Ozetle "AkdenizAkdeniz "e Fransa da katdacak Antatya Kültür, Sanat ve Tiırizm Vakfı'nca 611 ekim günleri arasuıda düzenlenecek Uluslararası "AkdenizAkdeniz" Müzik Festivali'ne basvuru süresi 25 ağustosa kadar uzatıldu Bu arada, Akdeniz ülkelerini kapsayacak şarkı yanşmastna katümak için ttalya, Mısır, Malta, Lübnan ve Yugoslavya'dan sonra Fransa da başvurdu. AKSAVtarafından ahnan yeni bir kararla, finale kalan ülkelerin şarkıcılannm 12 ekimde Antalya'da Açıkhava Tiyatrosu'nda toplu bir konser vermesi planlandı. Victor KorchnoVun boykotu Dünya satranç sıralamasında üçüncü sırada bulunan Victor Korchnoi, Dubai'de yapılacak olan dünya takımlararası satranç şampiyonastnı, tsrail şampiyonaya ahnmadığı için boykot edeceğini açıkladL Korchnoi, Dubai'deki şampiyonayla aynı günlerde bir başka şampiyonamn düzenknmesi için çağnda buhmdu. GUZEL SANÂTLAR GİRİŞ KURSLARI 194TDE GtTMÎŞTİ Selim TUran, 194Tde gitti Paris'e. Savaş sonrası modern resmin yaratıcılan, Yves Klein, Georges Mathieu ve Poliakof gibi adlarla yakın dostluklar kurdu, resmin sorunlanru paylaştu simlerini, bavulunu alıp aşağıya iniyor. Altta tütüncü var; oraya giriyor. Nereye gideceğini düşünüyor. O ara bir araba yanaşıyor. Aşağıda bir meydan var, oraya nasıl gideceklerini lngilizce sonıyorlar. Mathieu'nün de lngilizcesi var. Cevap veriyor bunlara. Fakat buradan anlatmak güç, isterseniz sizinle gelip gösterebilirim diyor. Arabada önde iki Amerikalı oturuyor, bu, arkaya geçiyor. Giderken yolda kendi hikâyesini anlatıyor. Ressam olduğunu, apartmandan atıldığıru, aynı zamanda hem bir iş ve oda bulmak mecburiyetinde 'Yaptığım resmin zeminini altın yaldızla boyayacağun' dedi. Artık büyük, ünlü bir ressamsın, paran da var, yaldız yapacağına altın kapla dedim. Oldukça masraflı bir teklif... TURAN Evet o da öyle söyledi. Ama benim söylediğim altın varaktı. Kaça mal olur, şoyle bir hesapladık. Parası olduğu için mesele değildi. Boyle yaptı. Zaman zaman görüştük tabii, fakat eskisi gibi ilişkilerimiz sık değildi. pffll , m\\ n • Vr.uıuL >)•(„ .1.1 Sıraselvık No'CIHANGİR ıl4.' 28 7<)| 143 Tg 99 Itll StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle