16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 TEMMUZ 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Dış basından îranffurtfrAllftrmfinf Irak, savaş uçaklannm dün tran'ın askeri kamplannı ve blr komutanltk karargâhını bombaladtğım bildirdi. Irak haber ajansı INA "nın bir Irak yetkilisine dayanarak verdiği haberde, Irak jetlerinin dün sabah batı trandaki Mosak ve Marinan kamplan ile tran'ın bir komutanuk karargâhma başardı bir saldırı yaptığı bildlrildi. Bu arada tran'ın Kıbns'tan yayın yapan haber ajansı da haberi doğrulayarak, Irak uçaklannm Marinan slvil yerleşim bölgesini bombaladığım ve birçok eve hasar verdiğini bildirdi. (a.a.) Irak: İranhn iki askeri kampını bombaladık Reagan şimşekleri çekti Ronald Reagan, ABD Kongresi'ne ve müttefiklerine, "Güney Afrika'ya yaptırım için kopanlan yaygaralara direnin" çağrısı yaptı. Güney Afrikalı ırkçılık aleyhtarı rahip Desmond JUtu, Reagan'ın konuşmasını, "mide bulandmcı" diye niteledi ve "Batı cehennemin dibine gitsin" dedi. Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Ronald Reagan önceki gün Kongre'de yaptığı konuşmada Güney Afrika Cumhuriyetine ekonomik yaptırım isteyenleri eleştirerek, yaptırımları Pretoria'nın içişlerine kanşmak olarak niteledi. Güney Afrikalı ırkçılık aleyhtarı siyah rahip Desmond Tütu, Reagan'ı bu konuşmasından dolayı sert bir dille suçlarken, Avustralya eski Başbakanı Malcolm Fraser, Güney Afrikada kanlı bir iç savaşı sadece ABD Kongresi'nin engelleyebileceğini söyledi. Güney Afrika'nın Durban kentinde gerçekleştirilen 9 bombalama eylemi ile ilgili olarak çok sayıda kişi tutuklandı. Ingiltere Dışişleri Bakanı Geoffrey Howe, dün Pretoria'ya gitti. agan'ın konuşmasına çok kızdıgını söyleyen rahip Tutu, "Batı cehennemin dibine gitsin" dedi. Desmond Tutu, ABD Başkanı Reagan'ı, "Botha'nın Beyaz Saray'daki halkla ilişkiler elemanı" olarak niteledi. Güney Afrika'daki ırkçılık aleyhtarı en büyük siyasi kuruluş Birleşik Demokratik Cephe tarafından dün yayımlanan bildiride, "Reagan bir yandan Güney Afrika yonetimini elestirmeye çalışırken, diger yandan da oradaki rejimi yasal olarak kabul ediyor. Reagan'ın konuşmasına şaşırmadık. Nikaragua ve Angola'da karşıdevrimcileri ölüıtı silahlan ile destekleyen Reagan, nasıl olur da Güney Afrika'da barışçıl bir çoıümden yana olabilir? Beyaz rejime zaman kazandırmak, Güney Afrika'daki baskı altındaki halkın önlenemez zaferini geciktiremez" de nildi. Reagan'ın konuşması GUney Afrikalı siyah liderlerin ve ırkçılık aleyhtarı Birleşik Demokratik Cephe adlı grubun sert tepkileri ile karşılanırken, ırkçı yönetimin lideri Pieter Botha konuşmayı olumlu karşıladı. 1984 Nobel Barış ödülü sahibi siyah rahip Desmond Tutu, Reagan'ın konuşmasını "mide bulandmcı" olarak niteledi. Bir tngiliz televizyon kuruluşu ile telefonla yaptığı görüşmede, ReGüney Afrika Devlet Başkanı Pieter Botha, Reagan'ın konuşmasını takdirle karşıladığını belirtti. Güney Afrika ziyaretine dün başlayan Ingiltere Dışişleri Bakanı Geoffrey Howe, ırkçı yönetim lideri Pieter Botha ile görüştü. Ingiltere'nin dönem başkanlığını yaptığı AET adına Pretoria'ya giden Howe'un gezisi, ırkçılık aleyhtarı gruplar tarafından "ırkcı rejime zaman kazandırmak" olarak niteleniyor. Irkçı rejimin 'reformlannı' öven ABD Başkanı'na tepki yagıyor ETA'nın son eylemleri Basklı ayrılıkçılar bütün önemli siyasi olaylar sırasında terör eylemlerini yoğunlaşttrmışlandır. Bugün de öyle oldu. tspanyaParlamentosu bu hafta içinde başbakanı seçecek. Bunun dışında ETA'nın lideri "Txomin"in Fransa'dan smırdışı edilmesine ve bir ETA eylemcisinin Fransa tarafından Ispanyol polisine teslim edilmesine duyduğu öfke söz konusu. "Gücünü göstermek" şu an ETA için oldukça önemli. Bu nedenle on sivil muhafızm öldürülmesinden bir hafta sonra, bu eylemden daha kansız olmasına karşın, daha yankılı bir eylem gerçekleştirerek Savunma Bakanlığı'na roketli saldırı düzenlediler. Bask ve tspanya'nın geri kalan bölümü arasmdaki bir savaş fîkrini ayakta tutabilmek çabasında olan ETA, "diişman ordularının lideriyle" görUşme talep ediyor. Bugünkü ETA, Basklılar arasında artık pek az sempatiyesahip. Etkili bir polis onun işini çok çabuk bitirebilirdi. Ama Ispanya'da böyle güçlü bir polis yok. (22 Temmuz) Mücahitler, başkent KubiVe saldırdı Afgan mücahitlerinin, son bir hafta içinde başkent Kâbil'e diizenledikleri saldırılarda, 15 Afgan askeri ile polis görevlislnln öldüğü bildirildi. Batılı diplomatlar, geçen hafta çarşamba günü blr polis karakoluna yapılan roket saldırısında 9 polisin, salı günü stadyum yakınlarında mücahitlerle askeri birlikler arastnda çıkan çatışmada ise 6 Afganlı askerin öldüğünü söylediler. Dlplomatlar, geçen hafta kentte en az 30 patlama duyulduğunu ve birkaç kez de silahh çatışma çıkttğmı haber verdller. Güney Afrika'da ırkçı rejime karşı siyah ayaklanması büyüyor. Ronald Reagan önceki günkü konuşmasında ABD Kongresi'ne ve müttefik ülkelere, "Güney Afrika'ya yaptırım uygulanması için koparılan yaygaralara direnmeleri" çağrısında bulundu. Güney Afrika Cumhuriyeti yönetimine apartheid politikasından vazgeçmek Uzere bir takvim hazırlamasını öneren Reagan, "Biz ve müttefiklerimiz, egemen bir ülkenin hiikümetine ne yapması gerektiğini söyleyemeyiz. Böyle bir işe girişmemeliyiz de" dedi. ABD Başkanı Reagan, Kongre üyelerinin çoğunluğunun Güney Afrika Cumhuriyeti'ne sert ekonomik yaptırımlar uygulanması yolundaki isteğini reddetti. Reagan, "Güney Afrika Cumhuriyeti bir zebra gibidir. Eger beyaz bölümleri inrinirse, siyah bölümleri de birlikte ölür" dedi. ABD Başkanı, Botha hükümetini "yaptıgı reformlardan" dolayı övdü. Frankfurter Allgemeine'dan Commonwealth tehlikede Bir zamanların imparatorluğu lngiltere, günümüzde, hiç değilse Commontvealth (tngiliz Uluslar Topluluğu) içinde geçmişin pırıltılarından bir yansımayı korumak üzere çaba sarfediyor. Ama Bayan Margaret Thatcher'ın GUney Afrika'ya ekonomik yaptırım uygulamayı reddeden tek ülke de kalsalar bu politikalarından vazgeçmeyeceklerini belirterek son derece katı bir tutum ıçıne girmış olması, Commonwealth'in varlığını sarsan bir boyut almaya başladı. Son gelışmelerle birlikte Londra inatçılığının nelere mal olmaya başladığını daha iyi ölçebiliyor. 49 bağımsız devleti çatısı altında toplayan bu kulübün dağılmasını önlemek uzere aslında tngiliz hükümeti de belli belirsiz de olsapolitikasında rötuşlar yapmaya koyuldu. Pek çok ülkenin boykot etmesine rağmen iptal edilmeyen Commonwealth Oyunları'nın sona erişinden sonra ağustos ayı başında Londra'da 7 ülkenin devlet başkanlarının katılacağı bir "mlnizirve" düzenlenecek. Asıl bu sırada büyük bunahmın patlak vermesi ve birçok ülkenin Commonwealth'i terk etmesi olasıltğı söz konusu. Kamuoyu önünde giderek artan yalnızlığını açıklayabilmek konusunda oldukça zorlanan Bayan Thatcher, ister istemez örtültt kolan bir biçimde lngiltere Kraliçesi ile de anlaşmazlığa düştü. Commonyvealth'in bütünlüğü konusunda kaygılı olan Kraliçenin, başbakanmın politikasını onaylamadığı anlaşıhyor. lngiltere Kraliçesi, hükümet etmeden saltanat stirüyor olsa da takınacağı tavır önem taşır. 1925 'te doğmuş ve coğrafi, siyasal, ekonomik bütünlükten yoksun bu örgüt, yapısı gereği zayıftır. Bu iğreti birliği bozacak her gelişme ekonomik, teknik ve kültürel alanlarda yararlı bir işbirliği içinde olan üyelerine ancak zarar verir. Ama Londra ve tabii Kraliçe de iyi biliyor ki bundan en çok fngiltere zararlı çıkar. (21 temmuz) îsrail'in aşırı sağcı Dışişleri Bakanı katı tutumunu sürdürüyor lzak Şamir: Jbpraktan taviz yok Ntkaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega'hın BM Güvenlik Konseyi'nde Orta Amerika'daki durum hakkında yapılacak görüşmelere katılmak üzere cumartesi günü New York'a gideceği açıklundı. Açıklamayı yapan BM sözcüsü, toplantıların salı günü baflayacağını kaydetti. BM Güvenlik Konseyi'nin son birleşiminde ABD Kongresi'nin Nikaragua 'da Sandinist yönetime karşı savaşan Contra gerillalanna 100 milyon dolar yardım yapılmasını öngören karan ele alınmıştu (a.a.) ABD, ASAT Daniel Ortega BM'de konuşacak ŞtLO, (AP) lsrail Başbakanı ile Fas Kralı arasında Ortadoğu sorununa barışçı bir çözüm yolu bulmak amacıyla görüşmelerin sürdüğü bir sırada lsrail Dışişleri Bakanı işgal edilmiş topraklarda yaptığı konuşmada herhangi bir toprak tavizine karşı olduğunu söyledi. lsrail'deki koalisyon hükümetinin sağ kanadını oluşturan Likud Cephesi'nin lideri de olan Dışişleri Bakanı lzak Şamir, 1967 savaşından beri îsrail'in işgal altında tuttuğu Batı Şeria'ya kurulrnuş Yahudi yerleşim merkezlerini önceki gün ziyaret etti. Kudüs'ün 30 km kuzeyinde kutsal bir yerleşim bölgesi olan Şilo'da bir konuşma yapan Şamir, Ortadoğu'da baıış sağlamaya yönelik çabalar ve yöntemler konusunda düşüncelerini şöyle dile getirdi: "Hepimiz barış istiyoruz... lsrail hangi Arap ulkesiyle olursa Federal Almanya'da casııs çift Federal Almanya'da bir karıkoca, komünist blokun casusluğunu yaptıkları iddiasıyla tutuklandılar. Savcüık yetktlilerince yapılan açıklamaya göre, Franz Raischutis ve kansı Brigitte, ABD ordusunun Kaiserslautern kentindeki faaliyetleri konusunda Doğu Alman istihbarattna bilgi verdlkleri savıyla 15 temmuzda tutuklandılar. Savcı, çift hakkındaki sorusturmanm sürdürüldüğünü sö'zlerlne ekledi. (a.a.) Latin Amerika ülkeleri toplantısı 11 Latin Amerika ülkesinin temsilcileri, "bölgesel ekonomik bütünleşmeyle ilgili somut anlaşmalar yapmak" amacıyla dün Acapulco'da bir araya geldiler. Latin Amerika Entegrasyon Derneği'nce düzenlenen toplantmm açış konuşmasını yapan Meksika Devlet Başkanı Miguel De La Madrid, bblge ülkeleri arasında koordinelt blr ulaştırma sistemi kurulması gerektiğini belirtti. Ordu yeniden düsenUmecek tildi. Devlet Başkanı Bayan Corazon Aquino'nun Baş Yardımcısı Joker Arroyo, önceki gün blr televizyon progrumında yaptığı açıklamada, ordunun komünist gerillalarla çarpışmaya gönderilmeden önce "yeniden eğiülmesi ve profesyonelleştirilmesi" gerektiğini kaydetti. Filipinler'de "küçük başkan"unvantyladaanılan Arroyo, gerillaların 17yıldırhükumetekarşısurdürduklerifaallyetlerln artmasına, eski Devlet Başkanı Ferdlnand Marcos döneminde izlenen sert politikanın neden olduğunu belirtti. Arroyo, hükümette bu konuda görüş aynlıkları olup olmadığı yolundaki bir soru üzerlne, "Askerlerin bir kısmı, hâlâ Marcos'un başarısızlığa uğramışpolitikastna devam edilmesini istiyorlar" dedi. Liberya, SSCB ile diplonıatik ilişki U.S. News and World Report dergisi Jimmy Carter'la görüştü: kurdu Liberya hükümetinin 32 ay sonra yeniden Sovyetler Birliği'yle diplomatik ilişki kurmaya karar verdiği bildirildi. 1983 yıltnm kasım ayında, Liberya Devlet Başkanı Samuel Doe, bir darbe teşebbüsünden sonra Sovyet Elçiliği'nin kapatılmasını istemiş ve Sovyet Büyükelçisini istenmeyen kişi ilan etmişti. Liberya, Devlet Başkanına karşı gtrişilen darbe teşebbüsünde büyükelçinin darbecllere cephane ve tıbbi malzeme sağladığmı öne sürmüş, bu iddialar Sovyetler Birllği tarafından reddedilmisti. (UBA) üış Haberler Servisi U.S. News and VVorld Report dergisinin ABD'nin eski Başkanı Jimmy Carter'le yaptığı görüşmeyi okurlanmıza sunuyoruz. Bay Carter, son /aınanıardln yurtdışından döndünüz. Amerikan Dışişleri politikasına karşı ne tür bir tepki sezdiniz? CARTER ABD'nin Nikaragua ve Güney Afrika'ya yönelik dış siyasetini aşağı yukarı herkes kınıyor. Nikaragua'da Contralar ülke içinde desteklenmezken biz Contra saldırılarını teşvik ediyoruz. Güney Afrika'da durum nasıl? CARTER Güney Afrika^ da ırkcı beyazlar arasında yaygın Dir düşünce, "ABD yaptıklarımızı onayladıkça politikamıza devam edebilirİ7" şeklinde. Ayrıca ulkede ezilenler ise ABD'nin Botha hükümcti taraftarı olduğuna inanıyor. Peki ne olacak? CARTER Son zamanlarda olsun, göriişmeye hazırdır. Ama aynı zamanda Arapların barıştan ne anladıklarını da kesin bir biçimde bilmek zorundayız. Araplann istediği, bizim lsrail toprağını parça parça elden çıkartmamızdır." "lsrail toprağı" deyişi aşırı sağın dilinde Batı Şeria'yı da kapsıyor. lsrail Dışişleri Bakanı konuşmasında Arap tarafıyla yapılacak görüşmelerin hiçbir önşart taşımaması gerektiğini belirttikten sonra, Batı Şeria'da yaşayan 800 bin Filistinli'nin arasındaki 53 bin Yahudiye şöyle seslendi: 'Tarihsel bir olgu bu... Onları süremezsiniz. Onların yapabilecegi artmaktır ve biz de onlardan daha hızlı gelişmek için çok daha sıkı çalışmalıyı/." Şamir, Başbakan Şimon Peres'in Fas Kralıyla yürüttüğü görüşmelere de değinerek ülkesiyle Fas arasında varılabilecek bir anlaşmanın partısinın onayını alması gerektiğini vurguladı. Bilindiği gibi, lsrail koalisyon hükümetinin kuruluşu sırasında kararlastırılan bir ilke uyarınca lzak Şamir, ekim ayında başbakan olacak. Koalisyonun öteki ortağı olan Işçi Partisi üyesi Savunma Bakanı İzak Rabin ise, Şamir'in yaklaşımından farklı bir tavrı seslendirerek, barışın taviz vermeyi gerektirdiğini belirtti. lzak Rabin, Kudüs'ü ziyaret etmekte olan ABD'li din adamlarına hitaben yaptığı bir konuşmada, barışa, ancak "Eğer Israilliler bir bedel, bazen acı bir bedel ödemeyi göze alırlarsa" ulaşılabileceğini söyledi. Başbakan Şımon Peres'ın Fas'ta yürütmekte olduğu görüşmeler, aşırı sağcı Likud Partisi'nin ihtiyatlı yaklaşımına rağmen, çoğunluk tarafından olumlu karşılanıyor. Eski bakanlardan ve halen parlamento üyesi olan Abba Ekan, IsrailFas zirvesini "Arap dünyasına, çatışmanın yalnızca temas ve diyalogla çözulebilecegini dile geüren önemli bir mesaj" olarak niteledi. denemelerînî sürdürecek Dış Haberler Servisi Cenevre'de Stratejik Silahların Sınırlandırılması Anlaşması (SALT) ile ilgili olarak Amerikan ve Sovyet uzmanlar arasında salı günü başlayan görüşmelere bugün devam edilecek. Salı günü yine Cenevre'de 40 ülkenin temsilcilerinin katılmasıyla başlayan Silahsızlanma Konferansı'nda nükleer denemeler konusu tartışıldı. VVashington'da ise ABD Savunma Bakanhğı'nın sözcüsü Amerikan Kongresi'nden yöneltilen eleştirilere rağmen, kısaca ASAT adıyla bilinen uydu savaş füze çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı. SALT II Anlaşması konusunda ABD ve Sovyet uzmanların görüşmesi ahşılageldiği biçimde büyük bir gizlilik içinde yürütulüyor. ABD'nin Cenevre'deki Birleşmiş Milletler misyonunun binasında yapılan salı günkü görüşmelerin iki oturumda gerçekleştiği ve perşembe günü (bugün) taranarın bu kez SSCB'nin Cenevre'deki BM misyonunun binasında yeniden bir araya gelecekleri dışında bir açıklama yapılmadı. Bilindiği gibi, ABD, SALT II Anlaşması'nı onaylamadığı halde, fiilen uyguluyordu. Ancak bu yıl Başkan Reagan, Sovyetler'in anlaşmayı çiğnediklerini iddia ederek, artık SALT Il'ye kendilerini bağımlı saymadıklarını açıklamıştı. Sovyetler'in ısrarıyla gerçekleşen bu görüşmeyi ABD tarafı Sovyet ihlallerine ilişkin iddiaların da tartışılması koşuluyla kabul etmişti. Görüşmelerin birkaç hafta sürmesi bekleniyor. ö t e yandan, Cenevre'de yine salı günü başlayan, 40 ülkenin katıldığı Silahsızlanma Konferansı da sürüyor. AP Ajansı'nın haberine göre, konferansın ilk gününde, Sovyetler Birliği, Norveç ve Avustralya temsilcileri nükleer deneme yasağının denetlenmesini güvenceye bağlamayı amaçlayan öneriler sundular. Sovyet heyetmın başkanı Viktor tsraelyan, yaptığı konuşmada, bu denetletne konusunda kuşkuları ortadan kaldırmak üzere 1988'de yürürlüğe girmesi programlanacak uluslararası bir sismik bilgi değiştokuşu örgütlemek önerisinde bulundu. Uluslararası Af örgütü'nden Bulgaristan'a çağrı "Vı nflfi Türkler yaşıyorsa, izin verin, görelim' Örgütün Basın Sözcüsü David Laulicht, baskı ve eziyet sırasında öldürülen 396 Türkün akıbetinin ne olduğu konusundaki sayısız başvurularına Bulgar hükümetinin çelişkili ve yalan açıklamalarla karşıhk verdiğini bildirdi. istediklerini belirterek, "Eger 23 Türkten 14'ü kendilerinin ifadesine göre ülkede 'mullu yaşamlarını' sürdürüyorsa, bize izin versiııler, gorelim. Bu, hayattaki Turklerle konuşalım, görüselim" dedi. BULGAR ELÇtLtĞt'NE MEKTUP ö t e yandan, Washington muhabirimiz Tanju Akerson'un bildirdiğine göre, TürkAmerikan Dernekleri Kurulu, Bulgaristan1 da tutulan 46 Türk çocuğunun, Türkiye'deki ailelerinin yanına gelmelerini sağlamak için Washington'daki Bulgar Büyükelçiliği'ne bir mektup yerdi. Kurul ayrıca, mektubun birer kopyasını ABD Dışişleri Bakanhğı, Kızılhaç, Uluslararası Af örgütü ve Helsinki Watch Komitesi'ne gönderdi. Haber Merkezi Uluslararası Af örgütü, Bulgaristan'da Türklere yapılan baskıları yerinde incelemek amacıyla bu ülke nezdinde yaptıkları başvurulara olumsuz yanıt aldıklarını bildirdi. örgütün Londra'daki basın sözcüsü David Laulicht, a.alya yaptığı açıklamada, Bulgar hükümetinin öldurulen Türkleri "yeniden hayata döndürdüğünü" söyledi. Sözcü, Uluslararası Af örgütü ile üyelerinin, baskı ve eziyet sırasında öldürülen 396 Türkün akıbetinı soran sayısız başvurularına Bulgar hükümetinin yalan ve çelişkili açıklamalarla karşıhk verdiğini bildirdi. Sözcü, 23 Türkü "hayata döndüren" Bulgar hükümetinden, ülkeye tarafsız gözlemciler gönderilmesine izin verilmesini ABD Pinochefden daha fazla çaba bekliyor ABD Dışişleri Bakan Yardımcılarmdan Elliott Abrams, Şili'de bu aym başında yapılan 48 saatlik genel grevde bir fotoğrafçının yakılması ile ilgili açılan sorusturmanm yetersiz olduğunu söyledi. Abrams, "Biz tam ve kapsamlı bir soruşturma istiyoruz" dedi. Biz, tam ve kapsamlı bir soruşturma istiyoruz" dedi. Şili'de daha önce bazı olaylara ilişkin olarak soruşturmalar açıldığını, ancak daha sonra bu soruşturmalardan hiçbir şey çıkmadığını anımsatan Abrams, "Biz, bu olayların sorumlularının cezalandırıldıgını görmek istiyoruz" şeklinde konuştu. Bilindiği gibi, bir siyasi mülteci olan annesi ile birlikte ABD'de ikâmet eden Rojas, bu ayın başlarında tatil için bıılunduğu başkent Santiago'da düzenlenen protesto gösterileri sırasında güvenlik kuvvetlerince dövüldükten sonra üzerine benzin dökülerek yakümıştı. Şili hükumeti, 18 temmuzda meydana gelen olaya ilişkin olarak 3'ü subay, toplam 25 askerin gözaltına alındığını açıklamıştı. 'Güney Afrika politikamıza herkes karşı' Jimmy Carter'a göre, Güney Afrika'daki ırkçı beyaz azınlık arasında yaygın olan düşünce şöyle: "ABD, yaptıklarımızı onayladıkça politikamıza devam edebiliriz." Eski ABD Başkanı Jimmy Carter Zimbabvve'de idim. 3 yıl süreyle eski Dışişleri Bakanı Cyrus Vancc ve Andy Young ile o zamanın Rodezya'sının demokratikleştirilmesi için çalıştım. Başarılı girişimlerden biri, ben göreve başladığım sırada Smith rejimine karşı uygulanmakta olan ekonomik yaptırımlardı. Kongte, gerçı ben görevdeykcn ekonomik boykotu reddetti, fakat ben bunun düzenli bir değişim sağladığına inanıyorum. Zimbabvve'de içinde beyazların da tenısil edildiği siyah hükümet gerçekten iyi çalışıyor. Bu nedenle bu hükümet Guney Afrika'daki .siyah ve beyazlar için iyı bir örnek olabilir. Güney Afrika'nın gelecegini nasıl gorüyorsunuz? CARTER Güney Afrika hükümetine karşı politik ve ekonomik yaptırımlar yapmayı reddetmemiz başka birçok Amerikalıyı olduğu gibi beni de endişelendiriyor. Kanımca ırkçılık yakın gelccekte Güney Afrika'da yok olacak. Bu ya Zimbabvve'de olduğu gibi barışçı görüşmelerle ya da şu sırada gelişmekte olan şiddet eylemleri ilegerçekleşebilir. c.'üney Afrika ve silahsızlanma konulan, Demokrat adayların sonbahardaki seçim kampanyalarında değinmeleri gereken sorunlar arasında mı? CARTER Bu konulara değinmek Demokrat adaylarına hem bu yıl, hem de 1988'de yararlı olur. Istatistikler Ameriİtalıların yüzde 68'inin Contralara yardıma karşı olduğunu gösteriyor. Fakat buna rağmen bu eylemler gerçekleştirildi. Bu nedenle Demokratların elinde dış politika açısından Reagan hukumetine karşı kullanabilecekleri iyi kozlar var. Yeni Zelanda, Rainbmv Warrior faillerini sınır dışı etti Fransa, nükleer silahlanmada dev adımlarla ilerliyor PARİS, (ANKA) Fransa^ nın nükleer silahlanma yolunda dev adımlarla ilerlediği bildirildi. Ulusal butçenin yüzde 15'ini oluşturan 21 milyar doların savunmaya ayrıldığı belirtiliyor. Bu rakamın uçte birinin ise, nükleer silahların finansmamnda kullanıldığı açıklandı Fransa'da nükleer silahlar ala nında halen 2 bin üst düzey teknisyeni çalışıyor ve ülkedeki teknolojik araştırmaların yarısı nükleer silahlar alanında yapılıyor. Pinochet Baskı altında. WASHINGTON, (ANKA) Amerika Birleşik Devletleri yönetımi, iktidara el koymasından bu yana destek sağladığı Pinochet yönetimine demokrasiye geçişi hızlandırması için baskı yapmaya devam ediyor. Latin Amerika sorunları ile ilgili Dışişleri Bakan Yardımcısı Elliott Abrams, Şili hükümetinin, 19 yaşındaki Rodrigo Rojas de Negri'nin yakılarak oldürülmesi olayına ilişkin olarak başlattığı sorusturmanm "ileri bir adım" olduğunu, ancak bunu "yeterli" görmediklerini söyledi. Konuya ilişkin olarak Amerikan televizyonunda bir konuşma yapan Abrams, "Şili'de başlatılan soruşturma, bizim görmek istedigimiz soruşturma deftil. Greenpeacetn "Ralnbow Warrior" gemisini geçen yıl bombalayan iki Fransız glzli servls ajanı, bu sabah Yeni Zelanda'dan sınır dışı edildiler. Bombalama olayında Greenpeace'tn bir fotoğrafçısının da ölümüne yolaçan ajanlar, yargılanmaları sırasında suçlarım kabul ederek mahkum edümişlerdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle