15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 İSMAİL GÜLGEÇ ^\ SfiVEMA ATİLLA DORSAY HAYVANLAR P.H..OH. Yabancı fihnler açmndan parlak ohnayun bir mevsim Özellikle yabancı filmler açmndan parlak bir mevsim geçirmediğimiz ortada. Deyim yerindeyse, geçen yıl ithal filmciliğinin namusunu bir avuçFransız filmi kurtardı. Japon sineması ise yıllardır ilk kez Türkiye'ye kadar uzandı. Geçen mevsimin dökümü için bu yıl oldukça geç kaldık. Güncel olayların önceliği, bu gecikmeye neden oldu. Zaten, özellikle yabancı filmler açısından pek parlak bir mevsim geçirmediğimiz ortada... Büyük bir hoşgörüyle, sözü edilmeye değer en çok 40 kadar film bulabildik. Oysa sinemanın parlak dönemlerinde Türkiye'ye her yıl bir kaç yüz film getirilir ve bunların arasından seçiın vapıp bir liste çıSinemanın yıllardır en gözde türleri arasına karışan bilimkurguda, Steven Spielberg'in yıllanmış filmi "Tehlikelf llişkilerClose Encounters of the Third Kind", bu türde dönüm noktası oluşturmuş, seyri zevkli bir filmdi... John Buorman'ın bilimkurgu yanından çok bir açık hava serüveni olarak ortaya çıkan "Zümriit OrmanıEmerald Foresf'i uygarlığımızın gelcu'ğı konusunda oldukça kötümser Yılın bir diğer Sylvester Stallone'li filmi, Bob Clark'ın yönettiği ve Stallone'ye bu kez şarkı söyleyen "Zirvede Rhlnestone" adlı "country" müzikaliydi. Belli (ve saygın) kurumları alaya alan Amerikan filmleri de yılın gözde yapımlan arasında yer aldılar. tlkını önceki mevsim izlemiş olduğumuz "PolisOkulu 2Police Academy 2 " polislik kurumuna Amerikan usulü bir gırgırla karışık eleştiri getırirken, Jerry Paris ilk fılmın düzeyine pek ulaşamıyordu. Martia Brest'in "Sosyete PolisiBeverly Hills Cop" filmi, bizde de ABD'dekıne yakın bir başarı sağlayan yepyeni bir yapımdı. Bu fılmın bize tanıttığı popüler diyelerini sundu. Gerek Truffaut'nun belkı de başyapıtı olan "Son Metro", gerek bir "çılgın aşk" öyküsu anlatan "Penceredeki KadınLa Femme d'A Cot'e", yılın en düzeyli yapıtları arasında yer aldı.. Claude Miller'in "Korkunç ŞupheGarde a Vue" filmi, polısıye görünümü altında müthış tedırgin edici bir çağdaş trajediydi.. Bob Swaim "Sokaklann KanunuLa Balance"la şiirsel gerçekçılikten ızler taşıyan önemli bir karafılm örneği ortaya koyarken, Bertrand Blier'nin "Ayn OdalarNotre Hisloirc" ve Luc Besson'un "YeraltıSubway" filmlen başarı Uüzeylerı ne olursa olsun, araştırmacı, yenilikçi, "farklı" tutumlanyla dikkati çeken iki film oldu.. Francois Mimel, "Ozel Dakikalar" adıyla gösterılen "Madame Claude 2"de sıradan bir erotik film ımzalamıştı. Claude Zidi denen güldürü ustası ıse, bu mevsim tam 3 filmiyle karşımıza çıktı. "Gırgır Hafiyeİnspecteaur La Bavure", Gerard Depardieu ve bırkaç hafta önce talihsız bir yol kazasında ölen yetenekli komedyen Coluche ikilısim ustaca kullanan ılginç bir güldürüydü. "Şamatacılar SınıfıI,es SousDoues" ve "Şamatacılar Sınıfı Talilde" ise daha ucuz öğelere yaslanan ikı tipik Fransız popüler komedı örneğiydi. Birkaç süprüntü ltalyan sineması gıbı önemli bir sinema, ne yazık kı yıne bırkaç süprüntü ile temsıl edildi. Sergio Corbucci'nın "Süper PolısSüper Snooper", Ferdinando Baldi'nin "Trende Dehşet", CastellanoPipo ıkılisinın "Amcam HitlerZio Adolfo" gibi fılmlerını ttalyan sineması adına ızlemek gerçekten talihsizlıkti. tngiliz sineması ise, Amenkalılarla kökenı karışık uluslararası yapımların dışında tıpık Ingiliz olan bir tek filmde karşımıza çıktı. Don Sharp'ın mevsim sonuna sıkıştırılan ve olduk(,a yıllanmış serüveni "39, HasamakThirty Nine Steps"... Japon ruzgfirları Bunların dışında, bir avuç degışık kökenli film ızledık. Günümüzün önemli sinemaları arasında yer alan Japon sineması, uzun yıllardır ilk kez Türkiye'ye dek uzandı. ülkemizde esen "Japon riizgârlan"nın neden olduğu bu olaya ne denli sevinilse azdır. Böylece değişik, yenı bir sinemanın tadını duyumsadı, Türk sınemaseverı... Nagisa Oshima'nın "Furyo"su, adı gıbı, öfke ve şıddet dolu tedırgin edici bir "yasak aşk"hikâyesiydi. Yönetmenin ve Japon sanatının birçok özelliğini kendinde taşıyordu... Shoei tmamura'nın Cannes galibı "Narayama Turkusü" ıse, kötu (karanhk) Geçen sezona toplu bir bakış 1 „ OLSUN „ îLUEKTuEL A\ MUDUR. OLMU$>SUN yd KIM KIME DUM DUMA BEHİC AK PİKNtK PtYALE MADRA HIZLI GAZETECİ NECDET ZEYNEB r^ r b ŞEN fıi va safıh Oır crtddcdEkı ufacık buLıKİarının yızlınyto ııo lonmabır h\rl<ci ıZCinmayC ç^ıı^ırkırn bir gun PdT1uPAM/\ PdMtlarnın yıidızı dogdr Nc yıidızı dıyc S0rrn3y//ı b l o r s u n j ^ ^P?5»i£a iQin peden mıictar Lakın uSTJ ö j t bir BİR "YASAKAŞK" HtKÂYESÎ Japon yönetmen Nagisa Oshima'nın "Furyo" adlı yapttı, öfke ve ştddet dolu, tedirgin edici bir "yasak aşk" hikâyesiydi. Film, yönetmenin ve Japon sanatının birçok özelllğini tçertyordu. karmak bile guçleşirdi. Yine de, geleceğe bir belge kalması açısından, 198586 sinema mevsimıne bir göz gezdirip dişe dokunacak yapıtları topluca anımsamaya çalışalım. bir bildiri getiren ve görsel nıtelikleri kimi zaman bir şölen niteliğine yukselen bir filmdi.. Charles Band'ın 3 boyutlu olarak gösterılen "Dehşet DiyarıMetalstorm", VVill Dear'ın "Zaman SurücüleriTime Riders" gibi filmlerini pek ciddiye almak olanağı olduğunu sanmıyorum... Richard Fleischer'ın yönettiği 2 film, "Conan 2 " ve aslında Conan dizisıyle bir ilgisi olve gerçekten yetenekli zenci oyuncu Rddie Murphy'nin ilk başarısını kazandığı VValter Hill'in "48 Saaf'i de, tıpkı "Sosyete Pollsi" gibi, görünürde bir polısıye filmdi. Ancak yüksek "gırgır" dozu nedeniyle, her iki filmi de birer güldürü saymak daha doğru olur sanıyorum... Bu arada, benzer bir yaklaşımı ABD cezaevleri ıçin getiren George Mendeluk'un "Çıl \ kızı ÇİZGtLİK KÂMİL MASARACI Gösterişli iş filmleri Getirticı şirketlerin sinema bunalımından son derece etkilenerek adeta dirhemle film çektiklerı, alabıldığıne bayağı, dolayısıyla ucuz tılmlerle, ticari riski mümkün olduğıı kadar azaltarak haftalarını doldurdukları bir ortamda, Ulkemız dünya sinema aktüalitesini ancak bir avuç parlak ve gösterişli iş filmiyle izleyebildi. Sylvester Stallone'nin popülerlığınin "yüzüsuyu hiirmetine" sıcağı sıcağına getir tilen George Pan Cosmatos'un "Ramboİlk Kan 2"si ve Stallone'nin bizzat yönettiği "Rocky 4 " , bizde de oldukça ilgi gördü, gişelere para bıraktı. Ama sinemasal değerleri bir yana, her iki filmin de içerdiği ırkçı ve "faşizan" öğeler, bu filmleri yalnız kötü değil, aynı zamanda zararlı konuma sokacak kadar , baskındı... Serüven turunde Joe Alves'in "Jaws 3"u, Ferdinand Fairfax'ın "Vahşi AdaSavage tslands"ı, Hal Bartlett'ın "Kanlı Cehennem Come Back"ı, biri gerçek, bıri "sahte" iki versıyonunu ızledığimiz "Yaban Kazlan 2 " gibi filmler sıradan yapımlardı. Bu türde, John Guillermin'in (10 yıllık) "King Kong"u ve özellikle Steven Spielberg'in "Kamçılı Adam İndiana Jones ant the Temple of Doom" filmleri, bir açıkhava serüvencıliğınden fantastiğe uzanan ve insana geçmişte izlediği o tadına doyulmaz serüven kurdelelerinin keyfini getiren filmlerdi. Bu arada, polısiye türde de oldukça ilgınç anlatım özellıklerı içeren bir film izledik. Brian de Palma'nm "SicilyalıScarface" filmi (bıraz kesilerek gösterılmış olmasına karşın) bu türün özelliklerini, yenı bir soluk getirmese de, ilginç biçimde yineleyen duzeyli.bir yapıttı. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS ÖLÜMÜNDEM SONRA İKİ FİLMİYLE Fransız yönetmen François Truffaut, olumunden sonra ülkemizde gösteıilen iki filmiyle sinemaseverlere yılın en guzel armağanlannı sundu. Başlıca rollerinde Gerard Depardieu, Jean Poiret ve Catherine Deneuve'u izlediğimiz "Son Metro", Jruffaut'nun bu iki armağanından biriydi. 18 Temmuz 1832'PE BUGUM UNLU IN&ILI2 ıŞAMMl TVOMAS CO0K/ 84 YAŞMDA ÖLDU. KENDISI, DUNyANIN IIX TVRlSTIK GEZl DWZ£HlEYlClSl OLA&A.K rANINMIŞTlR 18*1't>E IUC K£2 LEICESTER(LESreR) iLE LOU6HBOROU6H(LOKBRO)A&I GRUP GEZ/LEff/ OUZENLEN/YOR.. f madığı halde "Conan 3 " adıyla österilen "Kızıl PrensesKed onja", Batıda yine son yıllarda ilgi görmeye başlayan ve tarihsel fantastik dıye adlandırılabilecek bir türün orta halli iki örneğıydi. Bir de "oryanlal serüven" izledik. Alex Joffe, "Harem"le Nastassja Kinski'nin guzelliğini Ben Kingsley'ın oyunuyla destekleyen egzotık çağrışımlı bir film sundu... gınlar Hapishanesi" de yılın bir diğer güldürüsü oldu. Namus kurtaran filmler Deyim yerindeyse, geçen yıl ithal filmciliğinin "namusunu", bir avuç Fransız filmiyle Fono Film ve bunları tek başına göstermekte direnen tstanbul'un tek sanat sineması niteliğindeki Moda Sineması kurtardı. Sinemanın mcrkezı bılinen Beyoğlu ve Şışli'de sinemalar, film kıtlığına karşın ucuz filmlerle vakıt öldürürken, bu fılmlerin yalnızca Moda Sineması 'nda gösterilmcsi, doğrusu ınanılmaz bir olaydı. (Gerçı mevsim sonunda sinemalar, bu filmlerın gördüğü ilgiyle biraz uyandılar ve filmler bırer ikışer lstanbul yakasında da seyırcı karşısına çıkanldı). François Truffaut, ölumünden sonra gösterılen ıkı filmiyle, sinemaseverlere yılın en güzel he DORSAY'IN EN İYİLERİ / Son Metro, 2 Furyo, 3Korkunç Şuphe, 4 Narayama Turküsu, 5 Zumrut Ormanı, 6 Sicilyalı, 7 Tehlikeli tlişkiler, 8 Penceredeki Kadın, 9 Kamçılı Adam, 10Ktng Kong. SİNEMA YAZARLARININ EN ÎYtLERİ / Furyo, 2 Son Metro, 3Marayama Turkusü, 4 Sicilyalı, 5 Korkunç Şüphe, 6Penceredeki Kadın, 7 Tehlikeli tlişkiler, 8 Zumrut Ormam, 9 Ayn Odalar, 10 Sokaklann Kanunu. bir kopya nedenıyle tam anlamıyla tadına varamadıysak da, bu kez daha gızlı, saklı bir şiddetı içeren ve epık bir boyuta ulaşan önemli bir yapıttı Böylece geçen sinema mevsimıne Fransız sineması yanı sıra damgasını vuran bir diğer sinema, Japon sineması oldu... Bunların yanı sıra, bir MeksıkaSovyetlcr ortak yapımı olan Sergey Bondarçuk'un "Meksika Alevler tçinde"si, unlu gazetecı John Reed'ın getırdiğı bakışın tartışmalı oluşu bir yana, mevsim başının en çok ilgi gören filmi oldu. Bir de Suriye kökenli Arap sinemacısı Mııstafa Akad'ın uluslararası yapımı "Ömcr Muhtartslamın Kılıcı" adlı dinseltarıhsel serüven göstenldı. Ve Akad'ın bir oncekı filmi " Ç a g n " n ı n tersine seyırcıden hemen hiç ilgi görmedı. SINDA OZEL TREN SEPFRLERİ PUZENLÎYEfZklC. İŞE gAŞLAMIŞ, UÇ V/L /ÇlNDE SUNU GENlŞLETMIŞri. 18SÇ'T£Kl PARIS SERGISI IÇiM /SE, LEICESTSfiCALAlS ARASINPA TURLARA &AŞLAMIŞTI COO/C, GlOEİZEK AVR.UPA GE2ILERI YAPTtRMAyA KOYULMUŞ, 18GO ' TAM SONRA, DEUiZAŞlRI TUfZLARA YOHELMlŞTİ..OLUMCE, YE/Z/NE O&LU GEÇECSICrig.. "TUOMAS COOK VE OGLUn K.USULUŞU HAüEN DE DUtiYANlN £M ONOE GELEN TUgtsrtK G£2l PÜZEHLEYlCfLEISİ AgASINDAOlR, 50 YIL ONCE CUMHURIYET Planör uçuşundu parlak bir dcrece Inonu 17 (a.a.) Yelken uçuşu kampmda parlak bir faalıyet göze çarpmaktadır. Bılhassa Rusyadan pe/en talebemn kampa ıltıhak,ından sonra posta ve gurup çalışmalarına başlamlmışıır. Kaınpın butundııgu lepelet yelken uçuşuna çok nıusuıllır. Bu tepelerde gunun her saatmde suudt cereyanlar bulunmaktudır. 14 temmuz salı gıinu yapılan uçuşlarda Türkkuşu uzmunlanndan Anohım P.S.2 lekamul planorıle ılç saat on dakıka havada kalmıştır. 18 Temmuz 1936 trtesı ğttn saul 14.17 de Vecıhı huvalanmii, 800 mcııo yıtkseklerde suıtdı cerevanluru rastlıyarak 1 saat 45 dukıka havada kalmıştır Ini) saatı olan 20 W du hava kararmasavdı Vecıhı uçuşuna devam edeıekıı. Hutırlarda olduğu uıere ıtçuşlara başlanması munasebetıle 19361986 Inonunde yapılan torende Bayan Sabıha böyle bir cerevanu tesaduf elmış 20 dakıka yelken uçuşu yapınıştı. Türk Hava Kurumu, bu derecelerı ve bundan sonra almacak derecelerı tesbıl ederek tasdtkı ıçın beynelmılel hava federasyonuna bıldırecektır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle