16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ha fazla bırakamaz. Bu konudakı yetkı, devlet yetkısı halıne gelmıştır" Yazıdakı dılbılım açısından yanlışları da bir yana bırakarak, Muammer Yazar'a ve aynı doğrultuda düşüncnlere bırkaç nok tayı anımsatmak ıstıyoruz Türk Dıl Kurumu'nun amacı, "Dılımızın özleşmesını ve bütün bılım, teknık ve sanat kavramla rını karşılayacak yolda gelışmesını devrımcı bir anlayışla ve bılım metotlarına uygun olarak sağlamaya çalışmaktır" Bu amaca uygun olarak TDK, hem ama cını benımsetmek, hem de anadılı bılıncını kökleştırmek, dılc sevgı ve saygıyı gehştırmek ıçın ellı bir kışılık kadrosuyla canla başla çalışmıştır Çalışma konularını amacına uygun olarak uygulamaya büyük özen göstermış, bir gun olsun başaramamak gı bı bir korkuya ya da umutsuzluğa kapılmamıştır 500'ü aşkın yapıtı yurtıçınde ve dışında ılgı ve beğenıyle ızlenmıştır Turk Dıl Kurumu, ne bir dev let kuruluşu, ne de bir okuldu eskıden Bu nedenle ulke ıçınde ve dışında 1 ürkçe öğretmek gıbı yasal bir görevı de yoktu Böyle olmasına karşın, Turkçenın bılımsel açıdan ıncelenmesı, dunya dıllerı arasında yennı alması ıçın bütun kurum ve kuruluşiardan daha çok çaba göstermış, daha çok yapıt vermiştir Tek bir kışıye bıle Turkçe öğretemedığı savı ıse, Sayın Yazarın yazısını tesadüfen görüp okuyanların da goreteğı gıbı, Turk Dıl Kurumu'nun bu konudakı başarısım kımsenın yadsıyamayacağı ölçude geçersızdır Işte Muammer Yazar'ın da, kullandığı sözcuklerden yalnızca bırkaçı anayasal, oluşmak, bilımsel, yetkı, sıyasal, toplum, bırey, düzenleme, nıtelık, olağanüstu, kural, önerge, guvence, orantı, kanı, kanıt, olanaksız, tüzel, sakınca, onursal, eylem, yürürluk, yargı. Turk Dıl Kurumu, eskiden hıçbır yasal gücü olmayan bir dernek olarak ülke kültüründe oldukça başanlı olmuştur Her zaman, her dönemde ağır saldınlarla karşılaşmış, ama kapatılması yoluna gıdilmemiştir Çun kü TDK, yasalara da, kendı ilkelerıne de titizlikle saygı göstermiştir Tersı olsaydı, 1983 öpcesı de mahkemeler, savcılar vardı ülkemizde Dahası, 1980 sonrası denetlemede her açıdan ellı yılın onurlu bir bıçımde hesabını vermiştir BİR KARŞILAŞTIRMA Yazımın son bölümunde kısa bır karşılaştırma yapmak ıstıyorum Muammer Yazar'ın yazısı bıze, devlet kuruluşu oluşundan bu yana geçen yaklaşık uç yıllık bır süre ıçındekı Tuık Dıl Kurumu'nun çalışmalarını ırdeleme olanağı verdı Bu süre ıçınde ne gıbı çalışmalar yayımlandı, kendısıne verılen "kuşaklar arası kopukluğu önleyıcı" yolda hangı adımlar atıldı, kamuoyuna anımsatmakta yarar var Yenı kurumun bellı başlı ıkı yapıtı çıktı Ilkı, "Anayasa Sözluğu", ıkıncısı "İmla Kılavuzu" Iürk Dılı dergısı, eskı kurumun da yayın organıydı Bunun dışında eskı çalışmaların tıpkıbasımları yapıldı Atasözlerı ve Deyımler Sözluğu, Dıvanu LugatltTurk'un dızını başlıcaları Türk Dılı dergısıne bu son yapıt ıçın verılen duyuru çok ılgın,ç "Yenı baskı çıktı" Bır de TaKsın Ban guoğlu'nun 1974 baskılı "Turkçenın Gramen" adlı yapıtının baskısı var önsözü, yenı kurumdakı genel havaya uygun olarak geçmışe sataşan, suçlayan tümcelerle dolu bır yapıt Oysa bız, Türkıye Türkçesı dılbılgısı ustune çalışırken, bilımsel bır yakla şımla, katıldığımız yanlannı da katılmadıklanmızı da çalışmalarımızda belırtmış, kaynakçamı? arasına almıştık bu yapıtı Dergıye bırkaç tümceyle daha değınmek gerek. Başlangıçta üç dört sayısı bır arada çıkarılabı len, aynı kışılerın Tanzımat'tan bu yana gelemeyen yazılarıyla, şıırlerıyle baştan savma doldurulan dört formalık küçük, ama yenı kurumun aynası bır yapıt' Turk Dıl Kurumu 12 Temmuz 1932'den, Ağustos 1983'e değın, her yaptığı açıkça ızlenen, eleş tırılen bır kurumken, bugun ne yaptığını kımsenın bılmedığı, kapalı bır kutuya dönüşmuştür Her ıkı yılda bır her satırının, her kuruşunun hesabını veren bır kurumun bütün kamuoyunun ızledığı çalışmaları, uzun yıllar yıne dılle ilgılı herkese kaynak olacak, kıtaplıklarda bu özellıklerını onurla koruyacaklardır SONUÇ ~ Yenı kurumun gerçek dışı bır sav olarak ılerı sürdüklerı "kuşaklar arasındakı kopukluğu" önlemektc başanlı olacağı da (kendı açılanndan) beklencmcz Başta TRT olmak üzere, yasak sözcüklerle donatılan kuruluşla nn yanılgıları da ortada Kendı görevlılerıne Turkçe konuşmayı çok görenler, bır bılım adamının, bır satıcının, bır doktorun, sürücunun pırıl pırıl konuşmasına yasaklama getıremıyorlar Çünkü halk> anadılı bılıncıne ermış, kendı sözcüklerını söyleyıp ya/manın ne denlı kolay olduğunu kavramıştır Ancak altı yaşındakı çocuklarımızı, Arapçanın, Farsçanın kurallarını öğrenmeye zorlayarak, "tnkılap dıyeceksın çotuğum" sıkılamaları, yasalara başvurarak surecek Daha "ınkılap'Ma "ınkılap" arasındakı ayrımı öğretmenlerımıze, yuksek burokratlarımıza öğretememışken 12 TEMMUZ 1986 54. Yılfla 51 Yıllık Geçmiş Türk Dil Kurumu, eskiden hiçbir yasal gücü olmayan bir dernek olarak iilke kültüründe oldukça başanlı olmuştur. Her zaman, her dönemde ağır saldınlarla karşılaşmış, ama kapatüması yoluna gıdilmemiştir. Çunkü TDK, yasalara da, kendi ilkelerıne de titizlikle saygı göstermiştir. Tersi olsaydı, 1983 öncesi de mahkemeler, savcılar vardı ülkemizde. Dahası, 1980 sonrası denetlemede her açıdan elli yılın onurlu bir bıçımde z hesabını vermiştir. SEVGİ ÖZEL eski TDK çalışanlarından, dilci Bugün 12 temmuz, Türk Dıl Kurumu'nun kuruluşunun 54 yıldönümü Güzel dılımızı "yabancı dıller boyunduruğundan" kurtaran, onu dünya dıllerı arasında saygın bir yere ulaştıran, yenı TDK kuruluncaya kadar 51 yıl Atatürk'ün kalıtıyla yaşayan, ulke kültürüne 500*11 aşkın yapıtla katkıda bulunan Türk Dıl Ku rumu'nun lcuruluş yıldönuınu kutlu olsun şımdıkı TDK, Türk Dılı dergısının Şubat ve Nısan 1986 sayıla rındakı yazılardan anlaşıldığı kadarıyla bir tartışma başlatmak ıster gıbı görünmektedır Sö7ü geçen yazılardan ılkı, Muammer Yazar ımzalıdır ve "2876 Sayıh Atatürk Kültür Dıl ve Tarıh Yüksek Kurumu Kanunu Üzerıne Göruşler" adını taşımaktadır Muammer Yazar, öğrendığımıze gore bir hukukcudur Yazısında ışın, yalnızca hu kuksal yönüne değınseydı, pek ıl gılenmeyecektık Çünkü, bu konu ulkemızın'en yetkıh hukukçularınca ele alındı, yazıldı Ancak, Muammer Yazar'ın hukuksal çelışkılerını hukukcu olma yanların bıle anlayabıleceğı yazısında, eskı TDK'ya yönelik suçlamalar da bulunmaktadır lkıncı yazı, Prof Dr Hamza Eroğlu'nun "Atatürk Kultur Dıl ve Tarıh Yuksek Kurumu'nun Hukukı Durumu ıle ilgılı Görüş ve Düşünceler" adlı yazısıdır Şımdılık ıkıncı yazıyı bir yana bırakarak, Sayın Ya/ar'ın dönüp dolaşıp " derneğın ve dolayısıyla vakfın" başlangıçtakı amacından saptığı, " . sıyasetle uğraşmaya yöneldığı görüşüyle. " önceden "kapatılması gerektığı ılerı surülebılır " gıbı yuvarlak anlatımlarla donattığı yazısına değınmek ıstıyoruz Bu yazı, ıster ıstemez bızlerı, eskı İcurumun çaliimalarının ıçınde yer alanları, yenı TDK ıle 1983 öncesi TDK'nın uç yıllık zaman dılımı ıçınde nelerı yapıp nelerı yapamadıklarını karşılaştırmak zorurıda bırakmıştır Muammer Yazar, yazısının bir yerınde şöyle demekte "Dılın değerı yanındd güzelhğı ve zengınlığı ayrıca soz konusu edıldığıne gdre, değer yükscltılmesı onun yayılmasını, yaygın hale getırılmesını ıfade eder Bir dılın yukseklığı yurtıçınde ve yurt dısında o dılı kullanan ınsan sayısı ıle orantılıdır Dılı yaymak çok 7or bir ıştır Nıtekım Ataturk'un sağlığında kurum, O'nuıı buyuk koruyuculuğu ve dırektıflerıyle bu alanda bir haylı yol almışken, sonraları bu amaca ulaşmanın hemen hemen olanaksız bulıınduğu k^ıısına varmış veya ümıtsızlığe^pişmüş olmalı kı, amacı değıştırme yoluna sapmıştır Bir devlet, kendısını kuran mılletın kültürünü ıhmal edemez 'Kolay bir ış değıldır, ben karışmanı' dıyemez Hususı hukuk hükumlerıne tabı bir derneğın yarım asıra yakın bir sure boyunca Türkçe bılmeyen tek bir vatandaşa tek bir Türkçe kelıme öğretemedığı nı, öğretmesının de mumkun olmadığını görmezlıkten gelemez Bu ağır yuku onun sırtında da PENCERE Hep Böyle Olur••• Hep böyle olur Bır Turk, hem kendı hayatı, hem ulusun varlığı, hem ulkenın korunması bakımından en temel bılgılerı, TC devletınden değıl, ABD kaynaklarından öğrenır Yıne oyle oldu ABD Savunma Bakanlığı'nın bır açıklamasıyla, "Turkiye'dekı nükleer depolar tartışması" bızım gazetelere yansıdı Eğer bır Turk gazetecısı basında çıkan bılgılerı ortaya atsaydı, kimbılir başına neler gelırdı? Devlet sırlarını açıklamak ya da ulusal savunmamızı baltalamak suçlamasıyla yargılanır mıydı? Geçmişte örneklerı var Ne yazık kı bız ulusal savunmaya ılışkın konuları yabancı kaynaklardan öğrenmek zorundayız Pentagon, şımdı Turkiye'dekı nukleer depoları, nukleer başlık taşıyacak uçakların bulunduğu alanların yakınına taşımak ıstıyor Pentagon'un verdığı bılgılere göre, Avrupa ve Uzakdoğu'dakı 20 Amerıkan ussunde nukleer bomba taşıyan uçaklar, teyakkuz durumunda beklıyorlar Bu uslerın beşı Turkıye'de, beşı Batı Almanya'da, uçu Ingıltere'de, uçu Italya'da bulunuyor Hollanda, Belçıka, Guney Kore, Yunanıstan'da bırer us var Buralara serpılmış 400 uçak, ABD Cumhurbaşkanı'ndan emır alır almaz nukleer bombaları hedefe atmak uzere havalanacak Uslerın saldırı veya savunma ussu mu olduklarını tartışmak bıle anlamsız Bu ıkı kavram bır nukleer savaşta öylesıne ıç ıçe geçmış kı, ayrım yapmaya kalkışmak boşuna Amerıkan Savunma Bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya karşı bızım Dışışlerı ne dıyor V»m bır şey yoktur Doğrusu yenı bır şey yoktur, bu konu 1960'lardan ben konuşuluyor, Turkıye'nın bır nukleer savaşta ılerı karakol ve ilk hedef olduğu da bın kez yazıldı Denebılır kı Yalnız değılız Batı Almanya, Guney Kore, ingiltere, İtalya, Hollanda, Belçıka, Yunanıstan'da da nukleer usier var, ortak yazgıyı paylaşıyoruz Yalınkat bır yaklaşımdır bu, tarıhsel bılınçten yoksunluğun urunudur Amerıkan nukleer uslerının yuvalandığı ötekı ulkelere bakıldığında görulecektır kı, bunların tumunu ikıncı Dunya Savaşı'nda Amerıka kurtarmıştır Amerıkan askerlerı, ikıncı Dunya Savaşı bıttığınde, Batı Almanya, italya, lngıltere, Belçlka, Ho'landa'da halkın öpucuklerıyle donatılıyorlardı Yunanıstan, yalnız Alman çızmelerıyle çığnenmekle kalmadı, ıç savaşın dramını da yaşadı Guney Kore'dekı savaş ıse bu ulkeyı VVashıngton'un eyaletlne dönuşturdu Yalnız Turkıye'dır kı Ikıncı Dunya Savaşı'nın dışında kaldı, bağımsızlığını bır başka devlete borçlanmadan korudu, Amerıkan askerının yuzunu bıle görmedı Işte böyle bır ulkeyı Amerıkan uslerıyle donatmak mucızesını yarattık Tarıhsel gerçek bu Ya guncel gerçek? 1974'te Türkıye, soydaşlarını bır katlıamdan kurtarmak amacıyla Kıbrıs'a (antlaşmalann verdığı yetkıye dayanarak) çıkarma yaptığında ABD'yı karşısında buldu Unlu "Johnson Mektubu" 1964'un unutulmayan belgesıdır, Washıngton 1975'te uç yıl suren "sılah ambargosu"nu Turkıye'ye uygulamıştır "Ambargo" devletler hukukunda ancak "hasım" ulkeye uygulanabılecek bır yöntemdır, ama, bız ABD'yı yıne de "muttefık" dıye bağrımıza basmışızdır Sılah ambargosuyla Turkıye'yı askerı alanda zayıf duşurmeyı amaçlayan "buyuk muttefıkımız" daha sonra Atına ıle Ankara arasında yardım paylaşmasını unlu "7'ye karşı 10" formuluyle yuruterek, bu zayıflığın surmesını guvenceye bağlamıştır, çunku bır yanda Israıl (Sıyonızm), öte yanda Yunanıstan (Panhellenızm) parantezı arasında (Musluman) Turkıye'ye kuşkuyla bakmakta, ancak Amerıkan çıkarlarına yaradığı oranda bızı kullanmaktadır Guncel gerçek de bu Tarıhsel ve guncel gerçek böyleyken, boynu eğık ve bılıncı sönuk Türkıye, Başkan Reagan ın ıkı dudağı arasından çıkacak söze yazgısını bağlamış bulunuyor ,. . ,, ; Başta yuce Atatürk, 54 yıl önce bugün kuruluş dılekçesı veren "Ruşen EşrePı, Sarruh Rıfat'ı, Ce lâl Sahır'ı, Yakup Kadn'yı ve bu•Mün Türk dılıne emek verenlerı •saygıyla anıyor, selamlıyoruz YENt TDK'NIN ŞAVUNUCULAR1! Geçen aylarda Türk Dılı dergısınde yayımlanan ıkı yazı, 12 'Tfemmuz 1986'da, şımdıkı suskun "TDK ıle uç yıl öncesi TDK'nın valışmalarını düşundürdü bıze Bir yandan eskı Türk Dıl Ku rumu'nun yasayla devlet kuruluşuna dönuştürülmesının gereklılığını savunan bu yazılarda, bir yandan da eskıye dönük gerçek dışı bılgıler yer alıyor. Eskı TDK'nın uyelerı ve yönetıcılen, büyük ölçüde yasal zorunluluklar nedenıyle, yenı TDK'nın yalnızca çalışmalanna .bilımsel eleştırıler getınrken, EVET/HAYIR ÖKTAY AKBAL . OKURLARDAN Komcr lakma zorunluğu Son trafik yasası ıle getirilen kemer takma zorunluğu, bazı on koşullar sağlanmadığı surece tehhkelı sonuçlar yaratabılecek bır onlemdlr. Kaıalar sırasında, ani çarpma ya da fren etkisı ile yolcular şıddetle öne doğru ıtilirler. Goğsun direksıyona çarpması ıle kaburga kınkları, akciğer ve kalp yaralanmalan; dız ve bacakların on tablo alt kenarına çarpması ile dlz eklemlnin onemli derecede zedelenmeleri, bacak kemiklerinin kınkları; baim on cama ve araç tavanına vurması ve camın kırılması ıle korluğe kadar gtden goz ve yuz yaralanmalan, beyın kanamaları gibi ağır, duzelülmesı guç ve hatta olumcul sonuçlar ortava çıkar. Goz, yuz ve dız yaralanmalarının ozelltkle sehlr içi trafiğindeki kazalarda daha buyuk oranda gorulmesı, kemer takılmasım yalnız şehirlerarası değil, şehiriçi trafiğinde de yaralanmalan onlemede onemli kılmaktadır. Ancak kemer uzun araştırmalar sonucu saptanmış ve uygun geçiş yerlerinden vucudu sarmıvona kemerın kaza sırasında boynu ve beyne gıden atardamarı kesmesi, oturulan koltukta baş ve boynu koruyan kafalık (enselik) yoksa bu durumda da kemerın anı tutucu etkisı ile vucut hareketsiz kalırken, baş one doğru eğılıp sonra hızla gerıye kıvrıldığında boyun kırıklığına yol açması soz konusudur ve anı olumlerle çok daha ağır sakatlıkjar ortaya çıkabilir. Knacası: I. Kemer kajalıkla birlikte kullatıılmalıdır. 2. Kemer belde kasıklar hizasından, ustte koprucuk kemiğınin omuza yakın yarısından geiecek biçimde vucudu sarmalıdır. Asıl olan, hepımızın btldiği gibı kazalann olusumunu engellemektır. Kazalarda yalnız surucu ve araç içındeki diğer kişiler değıl, her yastan insanlar, hayvanlar, doğa ve ulusal ekonomi de buyuk zarar gormektedır. Kazalann onlenmesı ıse, en başta trafik kurallarınm uygulandığını denetlemekle vukumlu olan gorev lıler ve tum traflkten yararlananlann bu kurallara kayıtsız sartuz saygılı ve uyumlu olmalannı gerek tırır. Üzulerek soylemek gerekır ki, ulkemızde her kışi kafasmda oluşturduğu kendi trafik kuralları ıle vasamaktadır. Bunun yantnda, araçlann bakım ve muayenelerinin teknikten yararlanma \enne beş duyusal yontemlerle gerçekleştırılmesı, yol duzenlemelerinin kaldınmları, altyapısı, trafik işaretlennın sayı ve yerlestinlmelert göz onunde tutulduğunda çok yetersız kalisı kazalann diğer onemli nedenleri olarak sıralanahilir. DR UMtT TEKtN/tZMtR ve lıselerde pek çok oğretmene ihtiyaç olduğunu oğreniyoruz. Oyleyse öğretmen var, oğrenci var, öğretmen tayini niçin yapılmıyor? Bizler binbir zahmetle fakultenin fizik, kimya, matematik vb. bolumlerini bıtırdik, aylak aylak geziyoruz. Bu davranış millı servetl, milli enerjiyi heder etmekten başka ne olabilir? Asıl oğretmene gorev vermeyip, dersleri bos geçen veya vekll öğretmenlerle ıdare edilen bu anlayışa son vermek yerinde olmaz mı? Mutlaka yeterlik sınavı yapılacaksa, senede en az iki kez sınav açılmalıdır. Bır bakıma yeterlik sınavına bile gerek yoktur. Çunku fakultenin fizik, kimya veya herhangl bir bölumunu bitiren bir gencin orta dereceli bir okulda başanstz olması soz konusu olamayacağı gibı, öğretmen bıraz da meslek içinde, işbaşında kendısını yetıstırecektir. Yeter ki bu gençleri, öğretmen bekleyen, dersl boş geçen oğrencilerin duntmlanm dikkate alarak değerlendırmesını bılelım. GÜLA Y ÖZKAN MALATYA Görüş ve Öneri... ' ilk kez bır Başbakan gelıyordu gazeteye . Nadır Beyın oda'sında oturup konuştuk 'Cumhurıyet'e 'Babıalının Pravdası' deöığı ıçın dava açmıştık, sözu bıle geçmedı bunun Bellı bır saygı çızgısınde goruşuldu, konuşuldu Odadan çıkınca elımı 'tuttu, karşıdakı fotoğrafçıları gorunce "Oktay Bey gel bır resım çektırelım" dedı El ele resımlenmız çekıldı Alçak gönullu, saygılı bır kışı vardı karşımızda Goruşlerımız bırbırıne terstı, ANAP iktıdarında halka yararlı hıçbır ış yapılmayacağına ınanıyorduk, ama Bay Turgut Özal gazetemızı zıyaret etmeyı duşunen ılk (Başbakan olarak lyı bir puan almıştı Eleştırılere hoşgoruluydu, ya da oyle görünuyordu Kendını çok guvenlı ve sağlam hıssedıyordu herhalde Cumhurbaşkanı arkasındaydı, askerı yönetım onu tutuyordu, halk da 6 Kasımda ona tam çoğunluğu vermıştı, belkı de bu rahatlığının nedenı bunlardı Aradan ıkı yıl geçtı geçmedı bır de ne görduk, •Bay özal değışmış, başka bırı olmuşl iktıdar koltuğu böyledtr Kışılıklerı altust eder Oıkkatlı, özenlı konuşan, hıç öfkelenme•yen bırı, bakmışsınız ağzından çıkan sözcuklerı ayırt etmesını bılmeyen garıp bır ınsan oluvermış! ANAP lıderı Ozal, halkın gözunden duştuğune ınanıyor olrnalıdır Ilk genel seçımlerde partısının yenıleceğı kanısı ıçıne yerleşmış Bu ara seçımde bıle umduğunun yarısını bulamayacak Bu öfkenın kaynağı ıçıne duştuğu umutsuzluk Nedır 0 sözler? 'Muzır' kurulunun yasaklaması gereken konuşma|ar! Yurt ıçınde bu tur konuşmalar neyse ne, ama yurt dışındakl konuşmaları, davranışları bağışlanır gıbı değıl Bır Halk Cumhurıyetı yönetımıne 'zam yapsanıza' öğudunu verecek kadar kendınden geçen özal, gıde gıde bır meydan kabadayısına ya.kışır sözler sarfetmeye başladı Kendını başpehlıvan ılan etmek, hodrı meydan demek, komşu ulke halklarına "budalalar, ahmaklar, ödu boklarına karıştı" gıbılerden anlamsız, gereksız sözlerle çatmak, butun bunlar Başbakan'ın kışılığındekı buyuk bır değışmenın, bır denge bozukluğunun belırtılerı sayılmalıdır Hele 'sol amıgolar' dıyerek koşe yazarlarına saldırmasma ne demelı? Yazarlar, muhalefet partılerınden daha çok polıtıka yapıyorlarmış1 Yasak mı var? Köşe yazarı olunca gundehk polıtıkaya karışmayacak mıyız, yurt sorunları ustune duşunce belirtmeyecek mıyız? 'Yazarlar ıkıncı bır hukumettir' Bu unlu sözu anımsatmak ısterırri Doğallıkla her yazar değıl, yurdunu, tıalkını seven, onun yararını ısteyen, bu yuzden de guçlu bır etkisı olan yazarlardır soz konusu olan Yoksa Mumcu'nun dedığı gıbı 'holdıng yazarları1 değıl • 1 Ara seçım geldı kapıya dayandı Muhalefetın en guçlu partıSi SHP On bır seçım bölgesınden on bır aday gosterecek, bu adayları MKYK seçecek Şımdıden aday adayları uzerınde konuşuluyor inönu izmır adayı, MKYK'dan başka kışıler ötekı yerlerın adayları Bu konuda ılerı surmek ıstedığım bır onerım var Bence ara seçımde SHP'nın mılletvekılı adayları 1402'lıkler olmalı, SHP uyelerı, yönetıcılerı değıl Zaten 1402'lık profesör, doçent, öğretmen, memurlar arasında pek çok SHP uyesı de var SHP MKYK'sı bu on bır adayı 12 Eylul sonrasının haksızlığına uğramış değerlı kışıler arasından seçmelıdır 1402'lıkler, bır de 12 Eylul sonrasında, çeşıtlı mahkemelerde yıllarca hesap veren, yıllarca mahkumluk çılesı çeken DISK ve Barış Davası sanıkları Bu dava sanıklarının mılletvekılı seçımıne katılmalarını önleyıcı bır yasal neden yoktur sanırım Ben MKYK'da söz sahıbı bır kışı olsaydım, bu ara seçımde 1402'lıklerden, DİSK ve Barış davası sanıklarından SHP'ye yakınlığı olan on bır kışıyı seçer, kamuoyuna 'ışte bızım âdaylarımız' dıye sunardım Bılmem MKYK uyelerı, en başta Sayın Erdal İnönu bu onerıye ne der, ne duşunuri Bu göruşumu kamuoyu önunde açıklamayı bır gorev sayıyorum Bır de şu var, ANAP TV ve radyoyu muhalefet partılerıne yasaklarsa kı şımdılik durum oyle muhalefet partılerının ara seçıme gırmemelerı, bu tur bır seçımı boykot etmelerı de anlamlı olacaktır Bay Ozal'ı bu ara seçımde kendı yazgısına, boylesıne eşıtlıkten yoksun bır seçımı tarıhın yargısına bırakmak en lyısıdır Bununla kalmamalı, butun muhalefet 'erken seçım' kararının alınmasında b rleşmelıdır Evet, Özal'ın 'sol ? )ö saydığı yazarlardan bırı olarak bu konularda duşuncelenmı belırtmekte yarar gordum Öğretmen layini niçin yapılmıyor? Hanı meşhur bir soz vardır. "l/n var, yağ var, şeker var, fakat helva vapm yok. " Gazete haberlenne, işittiğime ve gorduğume gore, gerek ilkokullarda, gerekse ortaokul ANMA Caddebostan Gflzal Sanatlar AUMyesi Guzel sanatlar fakultelerı adaylarına başarı olanaklan Her yaşta amatöre resım seramık ŞADİ ALKHJÇ (Şadi Baba) Yitirdiğimizin 3. yılında ozlem, sevgi ve saygıyla anıyoruz. Ovuncumuz, onurumuzsun Eşi: Hikmet Alkılıç Çocukları: Goksel, Julide, Jenâl, Gökcan, Sanran 'enerjlküpü" 35U7M Şırketler, turizm firmalan ucuz fotokopı çekımı ve fotokopı kâğıdı Super İndınm 511 11 90 Çayırcık ılkokulundan aldığım dıplomamı kaybettım KEMAL ÇEVİK TEŞEKKÜR Apandıst amelıyatımı başarı ıle gerçekleşjıren, benı venıden iağlığıma kavu^turan S S K Samatya Hastanesı dokıorlarından, MAKINA VE KİMYA ENDUSTRİSİ KURUMU Genel Mudurluk TandoOan/ANKARA Tel 13 25 95 13 25 86 13 39 37 Pıl Fabnkası ANTALYA Tel 119 35 153 81 Teleks 56 146 pfab Ir DUYURU Türkıye Gıda Sanayıı Işverenlerı Sendıkası, 26 Hazıran 1986 tarıhınde yaptığı Olağanüstu Genel Kurulu'nda Anatu zuğunun 2'ncı, 4'uncü, 8'ıncı, 20'nu, 21'ını.ı, 25'ıncı, 27'nu, 39'uncu, 40'ıncı maddelerınde değışıklık yapıp 42'ncı mad desını ıptal etmıştır 2821 Sayıh Yasa uyarınca ılan olunur TURKİYK GIDA SANAYİt bVKRENLERİ SKNDİKASI YONFTIM KURULÜ Basın: 7904 YÜKSEK ÖGRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MUDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Ankara ıl merkezınde yurt amacıyla bına kıralanacaktır 2 Kıralanacak bınanın, a Yuksek Oğrenım kurumlarına yakın mesafcdc bulunması (Or ladoğu Teknık Unıversıtesı ıle Hacetlepe Unıversııesı Beytepe Kam pusu harıç) veya kolay ulaşı.n ımkanına, b Her öğrencı ıçın 4 km alan uzennden en a? 500 öğrencı barın dırabılecek kapasıtelı ve toplam 2000 m'Mık yatakhane alanıııa L Kalorıtcrlı sıcak sulu ve bına 5 kauan yüksek ıse asansor ve \an gın merdıvenıne d Lokantakantın olarak 250 nr'lık kullanılabılır alana, e Asgan 500 öğrencıye yemek yapılacak mulfak teşkılatı veya mut fak yapmak ııın uygun bır alana, f Okuma salonlan ıçın toplam 250 rrr'lık alana, g Idarı bolum ve depo ıçın her bırı 20 m 'lık 6 oda veya 120 m 'lık alana h 10 ögrencı ıçın bır la\abo, 15 öğrenuve bır «c, 25 ögrencıye bır du$ hesabıyla yeterlı savıda wc, duş \e lavabosunun bulunması, duş yoksa bodrumda en az 80 m 'lık bır hacıme, salııp bulunması gcrekmekıedır Belırtılen nıtelıklerı ıa>ıyan veya bu nıtelıklere en yakın özellıklere sahıp bınası bulunanların 18 Temmu/ 1986 Cjma günü mesaı bı ıımıne kadar Kıbrıs Caddesı No 4 Kurtuluş/ANKARA adrcsındekı Genel Mudürluğe dılekçe ıle başvuruda bulunmaları ve dılekçeye pro jenın eklenmesı, Ilan olunur Basın 23378 Op. Dr. T. AKSOY'a Op. Dr. A. HAYDAR ISMAİLOĞLU'na As. Dr. AHMET KARTALKANAT'a As. Dr. HAŞAN ÇAKA'ya As. Dr. ŞINASI DELIKANLrya MEHMKT DEMİRKAYA le^ekkuru borç bılırım FERIT OĞUZ BAYIR DÜŞÜN VE SANAT ÖDÜLÜ BU YIL ROMANA VERİLECEK Türk külturune ve sanalıını kalkılar getırmck anıaLi ıle kııııılan "rerıi Oğuz Bavır Kultür ve Sanat Odulu"nün bu yıl "ROMAN'a verılmesı kararlastınldı Vedal Guııyol, Talıp Apaydın, Melımel Ba^aran, Fakır Baykıııl, Samı Karaören ve Emın özdemır'den kurıılu seı,ıu kıırul 1985'le ın tclemc türünde verılen odulun I986'da ' ROMAN"a veıılmesını uy gun buldu 1986"da vavımlanan tum romanlar katılma ko^ulu aranmaksızın değuluıdıtmeye alınaıak Değcrlendırmı. M inik.ii Köy Fnstıtülcrmın kuruluj yıldoııumıı olan 17 Nısan 1987 de at,ıklan.u.dk, öclül bir törenle sahıbıne vcnlecek I'ent Ofiuz Btıur Dusıln \e Sanat Ödulıı 150 hm 1L dır Pcrıt Oğıi7 H.ıyıı Dujun vc Sanat Odıılu Ya/m.ınlığı Değırraenyolu Cad Kumrular Sok No II Kuvükyalı lstanbul 30 kdMin 1330 l.ıııhlı bxnebı Anonım ve Sermayesı bshama Mun kaicm Şırketler Hakkında Kaıııın Hükumlerıne göre Türkıye de (Bağ dal Cad No 30l/6Orlaırlaı Apı Caddebosian, Erenkov ISrANBUL) $ube avarak taalıyel göstermesıııe ızın verılen ve titarı ınerke/ı Ber muda'da buluı.aıı "IfcDC (TURkF Y) LTD ' >ırkelı Bakanlığımı/a n u racaatla, aslı 4 3 1986 larıhındc Btrmuda Adalaıı Hanııllon yiırı No (en SIK JAMES PFARMAN uratmdaıı rurk<,c tenmnesı ıse 18 6 1986 larıhındc 27519 sayı ıle Aııkaıa Doku/uncu Nolerlığınce tas dıklı şırket yonetıııı kurıılu kararı veaslı S 6 1986 larılunde lngıltere, Sıırrev, Lpsom Şehrı Noleıı DAV1Ü HRANC İS MORONEY laralın dan ve Iurk<,e lcn.üme<,ı ıse 18 6 1986 tarıhınde 27517 sayı ıle Aııka ra Doku/uncu Noleılıgınte lasdıklı ek karar gereğınce $ırketııı lslan bul'da bulunan Türkıvc Şubesınm lasfıyesıııe karar verıldığını taslı vı memurluguna HASAN NLŞ'LT ÖZAkMAN'ııı taym edıldığnı vc laslıve ısleınlenııın "Tepet'ü/ Sokak No 36 Mullııluk Apl DX Gö/lepe IS7ANBUL adresınde yıırıılııkıegını bıldırmış ve gertken btlgelerı vermışıır Aııılan >ırkettcn alataklı olanlaıın veya ilgılı bulunanlaıın yukarı da belııtılen adıesic lastıye memuıu HASAN NfcŞ'bl ÜZAKMAN'a ba^vurmaları konusıında kevlıveı ılan olunuı Basın 7660 İLAN SANAYİ VE TİCARET BAKANL1ĞI İÇ TİCARET GENEL MUDÜRLÜĞÜ'NDEN FETHİYE TURİZMİ CELİŞTİRME KOOPERATM GUÇLU GUVENLI DENEYIMLI fcfıır TAKSİTLE FETHİYE'DE UCUZ TATtL Tamamı denız görür WC lı surrklı suak \ulu hoıcl **c motellenımule «vkınıze ve kesentK uygun bır yer mullaka bulacaktınu 1 um gun Y P KDV dahıl 17 900 TL ılr 79.900 TL a ı u ı Du>unmeyıni7 Telefon cdcnı/ Broşur ısteytnız Menek$e Sok Moda Içhanı A Biok ı Kat No105 Tel 18 46 41 25 78 77 KlZllav/ANKARA Fethlye Merkez Teı 9 (6151) 20 J4 24 43 Tix 52811 FERİDE YÖRÜK ıle ERKAL YAVİ evlendıler Be^iktaş Fvlendirme Daıresi, 11 Temmuz 1986 985/603 DavjLi Kemal Kayı>oğlu taratından açılan gaıplık davasınm yapılmakta olan duruşınasında hlazıgılı, Ağınılçesı, Pul köyuult 023/01 sahıfe 40 kütük 18'de nııfusa kayıllı Kemal ıle Emıne'den olma 18 3 1959 doğumlu fatma Kayı^oğlıı ndan malumatı olan kımselerın dazıosmanpaşa 1 Aslıye Hukuk Hâkımlığı'ne bıldırmelerı ılan olunur 10 7 1986 GAZİOSMANPAŞA I. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 70.000 TL'ye kadar KİRALIK DAİRE ARANIYOR Tel SI2O5 05 (474)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle