16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Bilim adamları 3 ay ülkesinde çalışıyor Sahıbı < ıımhuriyrl Maıbaacılık vc (ia/ctculık turk Aııonım !>ırkcıı adına Nadir Nadi, 0 Gcncl Yayın Muduru ilasan < >m»l. Mucsscsı Mııdüru tminr UşaklifU, Ya/ı Işlcrı Mııdılrır Okay (.onrniin. • Haber Merkıvı Muduru Yılfin Bayrr, Sayla Oıı/cnı Yoneımcnı Ali Acar, # Tem\ıkıler ANk<\KA Yalçın Dogan. I/Mlk Hikmrl Crlinkaya, ADANA Mrhmrl Merran. Islanbul Habcrlen: Reha (W, l)ı> Habcrlcr Krjgun Bakı, Iikonomı: Osman Ulagay, KUllUr: Ctlll ( slft, Maga/ın Vılçın Pekştn, Spur Danışmanı Abdulkadir Vucelman, UUzcltmc. Rrfik Durha;, Araştırma Şahin Alpay, l> Srndıka' Şukran Keltnri. IlabcrAra^tırnıa llfuk GuMcmir, • Koordıııatör Ahnwl Konılsan, • Malı l>lrr Krol Krkul, Rcklâm vc Malkla llıjkılcr: Gdklcrn Kopr. Idare: HiHryin (.urrr, tşlctmc ttmkrÇdik. Bilgılslcm Nail Inal. Basan ve Yayan. C umhurlyrl Maıbaacılık vc (ia/cıcalık T.A.Ş. TUrk Ocajı Cad. 19/41 ( aRaloglu 14114 Isı , HK 246Kidnbul. \eY M2 W 0M2O hai)Telex 22246 # llunıtar Ankan: /ıya (•rtkalp Bıılvarı Inkılap Sokak No: 19/4 Tel 33 I! 4147, Idci 42144 • l/mirt H /ıya Bulvarı 1152 Sok 2/3, Tel. 25 47 0913 12 30 Telex: • Adana: (.akmak Cad. No 134 Kaı 3, Tel. 1455019731 Telex: 62155. TAKVİM 12 TEMMUZ 1986 lmsak: 3.40 Günej: 5.35 öğle: 13.14 Ikindi: 17.13 Akşam: 20.44 Yatsı: 22.30 Beyin göçünü önlemek için BMjden proje Türkiye'den beyin göçünün dikkat çekecek ölçüye varması üzerine, 1976 yılında başlayan ve 17 ülkeyi kapsayan TOKTEN projesine göre, bilim adamları 1 hafta 3 ay kendi ülkelerinde çalışıyorlar. ANKARA, (Cumhuriyet Biimen geri çevirme gibi bir hedefi rosu) Birleşmiş Milletler, olmadığını da ekleyen Sarfraz Türk beyin göçünü, kısa süreli Malik, bunun nedenlerini şöyle de olsa geri çevirme uğraşında. ortaya koydu: Yurtdışına giden bilim adamla"Beyin göçü sonucu gidenlerının sayısının çokluğu ile Birleş ri geri çekmek oldukça zor. Çünmiş Milletler'in dikkatini çeken kii gidenler o iilkenin vatandaşTürkiye, kalkınmakta olan ülkelıgına gcçmişler, bir kısmı çok ler için bir "beyin göçü" proje biiyiik olanaklarla çalışıyorlar, sine önayak oldu. 1976 yılında statüleri oldukça iyi. Bunların Türkiye'de başlatılan ve halen 17 ulkelerine geri gelmesi kısa siireülkeyi kapsayan TOKTEN Pro de olanaksız gibi. Zaten bu, onjesi uyannca 1 hafta3 ay sürey •ları da köreltmek olur. Durum le bilim adamları kendi ülkele böyle olmasına karsın TOKrinde çalışıyorlar. Proje datıilin TEN'in motive ettigi bazı kişiler de bugüne kadar Türkiye'ye 319 iyi iş olanaklan bularak kaldılar, bilim adamının geldiğini açıkla 34 örnek var bu konuda". yari Birleşmiş Milletler Türkiye Projcnin bugünkü haliyle "kıDaimi Temsilcisi Sarfraz Khan sıtlı kaldığına" dikkat çeken Malik, "Çalışma koşullannın di Malik, TOKTEN'in Türkiye'de ğer ülkelere göre iyi olmaması en çok yararlananlarının üniverbeyin göçiine neden oluyor" siteler olduğunu söyledi. Ancak dedi. bu üniversitelerin büyük kentler"Kendi alanlarında sivrilmiş, deki gelişmiş üniversiteler olduğunu da belirten Malik, "Bizim isim yapmış elemanlar hakkında istediğimiz projeyi daha da yayuzun siire bilgi (oplandı. Ancak bu, basın aracılığıyla yapılmadı. gınlaştıırnak, giderek özel scktöSefareller yanında uluslararası re sokmak" diye konuştu. Türkiye'ye gelen 319 bilim adamının kuruluşlardan göriiş soruldtı. Saplanan isimler Birleşmiş Mil 603 değişik uygulamaya katıldıletler Kalkınma örgUtü'nce 1 ğını da belirten Birleşmiş Millethafta3 ay süreyle Ulkelerine da ler Temsilcisi, "Son yıllarda vet edildi" diyen Birleşmiş Mil Türkiye'den beyin göçü arttı mı? letler Temsilcisi, beyin göçünün Bu konuda veriler var mı?" sogelişmiş ülkelerin kapılarını gi rusuna şu karşılığı verdi: derek yabancılara kapatmaları Son yıllardaki beyin göçüyle ve kalkınmakta olan Ülkelerin ilgili kesin sayılar verememekle olanaklarının gelişmesiyle duraberaber ben, Türkiye'den beyin cağı görüşünde. Ancak, TOKgöçünün azaldıgı kanaatindeTEN (Transfer of KnowHow yim. TUrkiye'de özellikle (teknik Through Expatriate Nationals) alanlarda) sağlanan tatmin artprojesinin beyin göçünü tamamayabaşladı.". Beyazlara yasak: Harlem New York'u dünyada hiçbir şehrin kendisiyle başedemeyeceği karşı konulmaz bir cazibe merkezi yapan Manhattan Adası'nın, Columbia Üniversitesi'nin az ötesinde 125. Sokak'ta bittiği farzediliyor. Oysa ne ada ne de şehri doğrudan enlemesine geçen ve güneyden kuzeye sayı alarak tırmanan sokaklar, 125. Sokak'la birlikte sona ermiyor. Neden o zaman 125. Sokak Manhattan'ın üst sınırı sayılıyor? Cevabı basit. 125. Sokak'la birlikte Harlem başlıyor. Tümüyle siyahların ve koyu esmer Porto Rikoluların yaşadığı Harlem. Bir tür "kurtarılmış bölge." Harlem'e hava karardıktan sonra bir tek beyaz tenli adım atmıyor. tlledegörmek isteyenlere, oraya gündüz vakti gitmeleri ve arabadan inmeden semti dolaşmaları salık veriliyor. Yıldız Savaşları programıyla uzaya egemen olma hesapları yapan, yeryüzünün en güçlü devleti nedense ta yüreğindeki "k*rtarılmıs bölge"yc cgemenlik kuramıyor. Amerikan devlet otoritesinin sıfıra yakın olduğui)ir yer varsa, orası da Harlem. Tam sınırdaki metro istasyonunun, yani 125. Sokak istasyo THY ııçağı tehlike atlattı . 7 Dev Sandviç AMÖRİKA Cengız Çandar Tümüyle siyahların ve koyu esmer Porto Rikoluların yaşadığı Harlem, bir tür "kurtarılmış bölge." Harlem'e hava karardıktan sonra bir tek beyaz tenli adım atmıyor. îlle de görmek isteyenlere, oraya gündüz gitmeleri ve arabadan inmeden semti dolaşmaları salık veriliyor. Amerikan politikası, bugün hâlâ "muhafazakâr milliyetçi" 300 bin kişilik nüfusunda 450 kilise barındıran Wichita gibi şehirlerden oluşan Ortabatı etkisi altında. Pasifik kıyılarındaki kozmopolitizm henüz etkin değil. Amerika'da milliyetçiliğin ve muhafazakârlığın anlamı simgelerdir diyen bir Ortabatılı şunları sıralıyor: Bayrak, milli marş, Capitol Hill (Amerikan parlamento binası), Beyaz Saray ve Özgürlük Anıtı... Ortabatı'dan saçılan Amerikan zihniyeti, son yılların "Rambo" furyası ile de beslenerek Libya'ya saldırıyı, Grenada'ya müdahaleyi alkışlamış ve benzerlerini alkışlamaya hazırdır. Bir Amerikalı anlatıyor: Biz karmaşıklığa gelemeyen insanlarız, Bizim için dünyada "iyi çocuklar" ve "kötü çocuklar" var. re uzerindeki egemenliği tartışılmaz. Mc Donald's'ın, Burger King'in, Roy Rogcrs'ın ve Kentucky Fried Chicken türıi "hızlı gıda" sunan yerlerin tüm ülkelerde, tüm kültür barikatlarını yarıp yayılmasına emperyalist kültürün tecavüzu ve tasallutundan daha ikna edici bir gerekçe bulınalıyız. Hadi, iktisaden geri ülkeler ya Amerikan hayranlığı ya da "işbirlikçi" yoneticileri aracılığıyla Coca Cola'sından blucinine, sosisli sandviçinden hamburgerine dek Amerikan "kültürün ü " ulkelerine buyur etmişlerdir; peki ya bir tükenmez kültür kalesine, Paris'e sahip olmakla böbürlenen Fransızlara ne demeli? Mutfaklarının zarafeti ve kıyafetiyle çalım yapan Fransızların başkentinde her köşe başında bir Mc Donald's belirmeye başladı. Hele Amerikan steak'ine (bir tür biftek) benzer et sunan Hippopotamus adlı lokanta zincirini Paris'te günün her saatindc tıklım tıklım görmek mümkün. Belki Amerika'nın ortasında sıradan bir Amerikalının bir akşam sohbeti esnasında Amerikalıları tanımlayan şu sözleri cazdan rocka, Coca Cola'dan blucine, tişörtten hamburgere, James Dcan'den Sylvesler Stallone'a Marilyn Monroe'dan Jane Fonda'ya, Bob Dylan'dan Woody Allen'a Atlantik ile Pasifik arasında Kuzey Amerika'da ortaya çıkan her şeyin bu sınırlarla sınırlı kalmayıp dünya yüzeyine yayılmasını açıklayabilir: "Amerikalılar, en başından itibaren sınırları zorlamış bir halktır. Dogudan okyanusu aşıp buraya geldiler. Bu topraklarda sürekli Batıya giıtiler. Yani sürekli sınırları zorladılar. Yeni sınırlar bulundu. O sınırlar bozuldu. Yeni sınırlara yüründü. Yani sınırsızhk var." Coca Cola'sı, hamburgeri, Hollywood'u ile dünyanın her yerine uzanan Amerika ile dünya sınırlarını dar bulup 2005 yılında ayda, 2015 yılında Merih'te uzay araçları için istasyonlar kurma projesine atılan Amerika aynı değil mi? Bu sınır tarumayan imparatorluğu yaratan beyaz Avrupalılarsa, ayakta tııtan Afrikalı ve Karayipli siyah köleler, lspanyolca konuşan Guney ve Orta Amerika yoksulları, Çinliler, Japonlar, Koreliler, lilipınliler, Kampuçyalılar, Vietnamlılar değil mi? Biz ordayız. öyleyse Amerika'dan umut kesilmez. ANKARA (Cumhuriyet Büroaıı) IstanbulAnkara seferini yapan THY uçağı, dün Esenboğa Havaalanı'nda tehlike atlattı ve iniş sırasmda uçağın tekerleğinin patlamast sonucu havaalanı 3 saat ulaşıma kapalı kaldı. THY'nindün saat 17.15'te tstanbul'dan kalkan TK 144 sefer sayılı Boeing 727 tipi Boğaziçi uçağı Esenboğa'ya inerken pist üzerinde tekerleklerinden biri piste değer değmez patladı. Tekerleği patlamış durumda bir süre pistte giden uçağın pilotu Raşit Köksal, "Tekerlek patladığı zaman heyecanlanmadım ve derhal pilotajı devreye soktum. Eğer yolcular durumu anlasalardı panik çıkabilirdi" dedi. Kaza sonucu saat 18.00'de ulasıma kapanan Esenboğa Havaalanı, uçağa tekerlek takılmasından sonra saat 21.00 sıralarında yeniden açıldı. 16 üyatroya yardım ANKARA (a.a.) Kültür ve TUrizın Bakanhğı özel Tiyatrolara Yardım Komisyonu'nun dün yaptığı toplantı sonucunda, yeni sezonda 16 özel tiyatroya devlet yardımı yapılması kararlaşlırıldı. Bakanlığa başvuran 36 özel tiyatrodan, yönetmeliğin aradtğı koşulları taşıyan 16 tiyatroya toplam 73 milyon 500 bin lira yardım yapılacak. Bu yardımda en büyük payı 7 milyon lirayia kenter tiyatrosu alıyor. Tam Harlem sınırmda ilginç bir afiş: "Canı cehenneme, hayır, savaşmayacağız, Kaddafi kardeş haklı." Bu biraz da siyahların tepkisini yansıtıyor. nunun duvarlarında ilginç bir afiş gözüme çarptı. "Hell, No, We Won't Fight; Brother Kaddafi is Right Canı cehenneme, hayır, savaşmayacağız; Kaddafi kardeş haklı" yazıyordu. Bu anlayışı Amerikalıların çoğunluğunun duygularını yansıttığını sanmak doğru değil, ama en azından siyahların resmi Amerikan politikasını ne kadar paylaşabileceğine dair bir ölçü sayılabilir. Amerika'da "Amerikalılık" vurgulandığı ölçüde, "ethnidty" denilen "ulusal köklere ilgi" de o oranda artıyor. Siyahlar, Berkeley Universitesi'nin "Sosyal Uegişme Bölümii" Başkam, siyah Profesör Troy Duster'ın anlattığına göre, her ne kadar 1960'lara oranla aralarında sınıflaşan, zenginleriyle yoksulları arasında beyazlannkinden kat kat fazla bir gelir uçurumu olan bir topluluk ve beyazların gözünde "kadir bilmez vatandaşlar" durumuna gelmişseler de yine de kendilerini Amerikan toplumunun olduğu kadar Üçüncü Dünya'nın bir parçası sayıyorlar. Bu nedenle dış dünyaya yansıdığı biçimde tanıdığımız "Amerikan isterisi"ni siyahların paylaştığı düşünülemez. TRABZON, (UBA) Ülke yönetiminde unemli hizmetler ve sorumlulukları bulunan kaymakamların mesleki konularda bilgilerini arttırmak, modern sevk ve idare çalışmalarında daha basarılı olmalarmı sağlamak amacıyla düzenlenen 14. Dönem "Kaymakamlar Semineri"pazartesi günü Trabzon'da başlayacak. 14. Dönem Kaymakamlar Semineri Dikili'de festival nüfusu 4 0 biıı kişi Dikili Belediye Başkam Özgüven: "Insanların zamanını baldır bacak festivalleri ile alamayız" ÜMİT OTAN DtKİLt Dikili Belediye Başkam Osman Özgüven, "tnsanların zamanını baldır bacak festivalleri ile alamayız. Çeşme ve benzer festivaller, feslivallerin yozlaşmıs biçimidir" dedi. özgüven, Aziz Nesin'in konuşturulmamasıyla olaylı başlayan festivali, "Biz insanları üretken yapacak olayı gözönünde tutarak bu festivali düzenledik. Her türlü yasal önlemleri aldık, hiçbir baskı, festivali geriletemez" diye savundu. önceki gün başlayan Dikili 1. Kültür ve Sanat Festivali, açılıştan önce Aziz Nesin'in basın toplantısına izin verilmemesi üzerine olaylı başlamıştı. Yoğun güvenlik önlemleri altında başlayan festivalin gergin havası, Kaymakam Gültekin Undey'in konuşmasından sonra yumuşadı. Aziz Nesin, festivalde yoğun önlemler alıııması ve baskı yapılmasının, danışmanlığını Ekin Bilar A.Ş.'nin yapmasından mı kaynaklandığına ilişkin soruya "Evet, kesinlikle" yanıtını verdi. 8 bin 300 olan nüfusu festival nedeniyle 40 bine ulaşan Dikili1 de herkes bir etkinlikten diğerine koştururken, "Böyle bir şeyi ömrümüzce yaşayamazdık" dediler. Bir yanda Aziz Nesin barış güvercinli mendilleri imzalarken, diğer yanda Rüıa tsvan Ege vc Dokuz Eylül Üniversiteleri öğrenci Dernekleri Fotoğraf Sergisi'ni açıyor, kaldırımlardaki kitap sergilerinden kitap alanlar aynı anda duvarlardaki "çalışan insan" fotoğraflarını görebiliyor. Festivalin tek sinema etkinliği olan "Adı Vasfiye" filmi önceki akşam gösterime girdi. Mahmut Tali öngören de film arasında açıklayıcı bir konuşma yaptı. Öngören, "artık halkın, anlaşılması zor gibi göriınen filmleri de anlayıp sevdiğini" söyledi. Ancak filmin tam ortasında uzunca bir bölümün her nedense kcsilmiş olması seyircilcri sinirlendirdi. Dikili 1. Kultür ve Sanat Festivali'nin dünkü bölümünde sabah yörcdeki adalara bir motor gezisi düzenlendi. Öğlederusonra ise Sempati Çay Bahçesi'nde Yılmaz Onay, Reha Isvan ve Jülide Gülizar'ın konuşmacı olarak katıldıkları söyleşiler gerçekleştirilirken, Aziz Nesin, Yalçın Pekşen, Ali Sirmen kitap sergisinde yapıtlarını imzaladılar. Daha sonra Tahsin Sarac'ın şiirlerini okuduğu etkinliğin ardından Deniz Türkali, üülbeniz Sentay, ömer Özgeç'in katıldıkları konserle festivalin ikinci gunu tamamlandı. ELEKTKİKLEK KKSİI I)İ Bir kahve söyleşısinde Reha İsvan'ın tutuklularla ilgili sorunları gündeme getirdiği ve "Sizler, içerdekiler için ne yaptınız, ne yapacaksınız, ne yapmayı düşiinüyorsunuz?" diye sorduğu sırada elektrikler aniden kesildi. tsvan, söyleşisini mikrofonsuz sürdürdıi. Isvan, konuşmasının sonunda, "Ben daha fazla içerdekilerden, tutuklulardan bahselmeyeceğim. Belki eleklrikler gelebilir" dedi ve gerçektcn lsvan'ın konuşmasının ardından elektrikler geldi. Bu sırada Jülide Gülizar, "Reha tsvan'ı herhalde muzır buldular" biçinıindc konuştu. Gülizar, daha sonra TRT'nin sorunları ile ilgili göruşlerini anlattı. Basın konseyinden yana olmadığını belirten Uülizar, "Zaten Basın Yasası kısıtlıynr, hir de kendi kendimizi kısıtlaınayalım" görüşünü savundu. Yüksek şiddetle manyetik alan CAMBRIDGE (a.a.) ABD'li bilim adamlannın, dünyadan 700 bin kat daha yüksek şiddette bir manyetik alan oluşturdukları bildirilıyor. "Applied Physical Letters" adlı ihtisa.s dergisinde yer alan haberde, bunun bir rekor olduğu ve geçen mart uyında Lawrance Rubin yönetımindekı araştırma ekibi tarafından Ukrancis Bitter National Manyetik Laboratuvarı 'nda gerçekleştirildiği kaydedildi. Mtsır Turizm Bakanı geliyor ANKARA, (a.a.) Mısır Turizm ve Sivil Havacılık Bakanı Fuad Abdel latif Sultan, Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu'nun çağrılısı olarak, resmi ziyaret amacıyla yarın Türkiye'ye gelecek. türkiye Mısır Turizm tsbirliği Anlaşması görüşmeleri de 14 temmuz pazartesi günü Ankara 'da, Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde başlayacak. Turizm işbirliği anlaşması, salı günü Taşçıoğlu ve Latif Sultan tarafından imzalanacak. Daha sonra iki bakan, ortak basın toplantısı duzenieyecekler. MtLLİYETÇİ MUHAFAZAKÂR AMERİKA 125. Sokak metrosunun merdivenlerini çıkarken, Troy Duster'ın Berkeley'de bu anlattıklarını düşünmüştüm. Ama bu olgudan daha geçerli olgu "Amerikalılık" duygusunun her dönemden daha derinlernesine yerleştiği. Amerikan politikası bugün bu duygunun etkisini taşıyor. Amerikan topluınunu saldırgan bir yaklaşımla gıdıkladığı için Ronald Reagan ve arkadaşlarını suçlamak kolay. Oysa asıl tartışmaya değer konu, Reagan politikasının Amerikan toplumunun urünü mü olduğu; yoksa Amerikan toplumunu Reagan politikasının mı biçimlediği? Birincisinin pekâlâ hesaba katılması gerekiyor. Çünkü yaygın kanıya göre Amerikan politikası, bugün hâlâ "muhafazakâr ve milliyetçi" 300 bin kişilik nülusunda 450 kilise banndıran VVichita gibi şehirlerden oluşan Midwest'in (Ortabatı) etkisi altında. Pasifik kıyılarındaki kozmopolitizmin değil. Henüz değil. Bir Ortabatılıya "Amerika'da muhafazakârlık ve milliyetçilik ne anlama gelir" diye sormuşııım. "Simgelerdir. Simgelere bağlılıktır" cevabını vermiş ve sıralamıştı: "Bayrak, milli marş, Capitol Hill (Amerikan parlamento binası, Kongre), Beyaz Saray ve Özgiirliik Anıtı'dır." "Bible Belt İncil Kuşagı" adı verilcn ve başkent NVashington'un çevresindeki eyaletlerden bir yay çizerek Chicago'ya kadar uzanan bölge, Amerika Birleşik Devletleri'nin yeryüzündeki yörüngesini de çiziyor. Vc işte bu bölgeden saçılan Amerikan zihniyetidir ki, son yılların "Rambo" furyası ile de beslenerek Libya'ya saldırıyı, Grenada'ya müdahaleyi alkışiamış ve benzerlerini alkışlamaya hazırdır. Uana öylc gcliyor ki, Anıeıikalıların "milliyetçiliği ve muhafazakârlığı" kadar, birçok konuda işlerine çok yarayan pratik yanlarının, pragmatizminin de Amerika'nın dünyanın Amerika dışındaki pek çok insanına anti patik gelen politikalar üretmesine etkisi var. VVichita'da yani SİYAHLARIN EGEMEN OLDUĞU YER Harlem'de Amerikan emniyet kuvvetleri bütün çabalarına rağmen tam anlamıyla kontrolsağlayamıyorlar. Harlem, Amerika'nın kalbinde siyahların öfkesini koruyan bir adacık gibi... . Midvvest'te, yani "İncil Kuşa&ı'nda" politika meraklısı üç heTcim ve eşleriyle sohbet etmiştim. Sohbete bir de dekan katılmıştı. Bir Turk ile 7 "sıradan" Amerikalı. Sokaktaki 7 Amerikalı adam. Amerika ile ilgili i/.lenimlerimi sormuşlardı. Bir yerinde, Amerikalıianıı pratik yanlarınctan söz ederkcn örnek olarak Amerikan bayrağı kadar dünyanın dört köşesinde dalgalanan Mc Donald's bayrağını, bu bayrağın lemsil ettiği "fasl food" yani "çabuk alınan ve yenilen yiyecek maddelerini" anlatırken, içlerinden biri sözu kaptı: "Biz karmaşıklığa gelemeyen insanlarız. Bizim için dünyada bizden yana good guys (iyi v'ocuklar) ve bize karşı bad guys (kotü çocuklar) var. Bu, lelevizyonun da bize verdiği bir terbiye. Sosisli sandviç ve hamburger gibi gıda alanındaki süralimiz politikaya da yansıyor. Bunun politikadaki karşılığı "hızla yerine getirilen adalettir" fast food eşittir instant justice Libya'da olduğu gibi." SINIR TANIMAYAN KÜLTÜR Bu "instant justice"in dünyada sempati uyandırdığı tartışnıalı ama "fast food"un ycrkü Vali yurdımcıhğı ve Itaymakamlıga atamalar ANKARA, (ÂNKA) Içışlerı Bakanlığı'nca valiyardımcılıklarına ve kaymakamlıklara geniş çaplı atamajar yapıldı. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren atama kararlarına göre, Eskişehir Vali Yardımcısı Ali Koçer'in Ankara Vali Yardımcılığına, Istanbul Vali Yardımcısı Mehmet özden'in Gelibolu Kaymakamlığına, Çerkezköy Kaymakamı Hikmet Tan'ın Yozgat Vali Yardımcılığına atanmaları kararlaştmldı. tçişleri Bakanhğı Personel Genel Mudürlüğü Daire Başkanlığına Şube Müdürü Mevlüt Çetinkaya, Eğitim Dairesi Başkanlığı Şube Müdürlüğüne Kemaliye Kaymakamı ArifAkıl, Mahallı ldareler Genel Müdurlüğü Şube Müdürlüğüne ise Malazgirt Kaymakamı D. Ali Şahin atandı. BtTTİ PTT ile ABD firması AFRTS sözleşme imzaladı Yayın kalitesine uydu desteği PTT Genel Müdürü Emin Başer, uydu kanalıyla TV yayınlarını yurdun her yöresinde kaliteli bir biçimde izleme olanağı doğacağını söyledi. ANKARA, (ANKA) I T I ile ABD firması AFRTS arasında TV uydu yer istasyonu alım sözleşmesi imzalandı. Sözleşmeyi Türkiye adına da PTT Genel Muduru Emin Başer ve TRT Genel Muduru Tunca Toskay, ABD firması adına firma temsilcisi Mr. Jules Kadeslı imzaladılar. PTT Genel Mıidüru Baser, imza töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'de ulusal yayının sağlıklı bir şekilde izlenememesi nedeniyle sınır bolgeleıının yabancı yayınların etkisinde kaldığını belirterek, "TV yayınlarının yurdun her yöresinde kaliteli bir şekilde izlenebilmcsi ve TV kanal sayısının lüm yurt sathında net olarak izlenebilecek şekilde arttırılması TV yayınlarımızın uydu kanalıyla is Jeneratör patladı; 1 ölü GAZİANTEP. (UBA) Gaziantep'in Şehreküstü semtinde geceyarısı patlayan jeneratör, iş çıkışı evine gitmekte olan Mustafa Tanca adlı gencin ölümüne neden oldu. Emniyet müdurlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Mehmet Kutay'a ait bir süpermarketin bodrum katında bulunan elektrık jeneratörü bi/inmeyen nedenle sabaha karşı saat 06.30 sularında patladı. Patlama sırasmda iş çıkışı evine giden Mustafa Tanca (25) ağır yaralandı. Yeıişenlerin yardımı ile hastaneye kaldırılan talihsiz genç kurtanlamadı. TRT Genel Muduru Tiınca Toskay, /IT Genel Muduru Emin Başer ve ABD AFRTS firması temsilcîsi.i uydu yer istasyonu alım sözleşmesi imza töreninde. lcnilen yerlere iletilmesiyle mümkün olacaktır" dedi. Llydular aracılığıyla yapılacuk TV program naklinin altı kanala çıkarılmış olacağını kaydeden Başer, hazırlanan programların, Ankara'da kurulacak ana yer istasyonu aracılığıyla uydular uzerinden Tılrkiye'nin her yerine nakledilcceğini, buralarda kurulacak küçük uydu yer istasyonlarıyla alınarak bölgede yayımlanacağını söyledi. Başer, kurulacak sisteınin ayrıca, maden araştırmalarında, deprenı öncesi ve bilimsel çalışmalarda, eğitim ve diğer kiıle haberleşmesinde uydulaı aracılığıyla hi/mct vcrmc olanağı sağlayacağını da sö?lcıinc ekledi Bu arada, PTT ile TRT arasında yapılan anlaşma uyannca da, alıcı yer istasyonlannın kurulma, işletmc, bakım ve tamiri PTT tarafından karşılanacak ve ilk aşamada 100 adet alıcı yer istasyonu PTT tarafından alınarak TRT vc talep cdilen yerlerdc hizmete sunulacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle